Kitaplardan Sevdiğiniz Alıntılar

[Namida 98]

"Hiç haber olmaması tercih edilecek bir durumdu. Bilinmezlik dayanılmazdı ancak içinde bir umut taşıyordu."

""Hakiki sevgi," demişti dedem. Acaba sahte veya yanlış sevgi diye bir şey var mıydı?"

"Hiç kimsenin ölümsüz olmadığını çoktan öğrenmiştim; her kurşun sesi bunu hatırlatırken, tarlalardaki her ceset de bunun kanıtıydı."

-Zehra, Carsten Nagel

"...ölüm geldiğinde herkes aynı körlüğe bürünmüş olacaktı."

"Hepimizin zayıf anları olur ve ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır, gözyaşları bizi çoğu kez huzura kavuşturur."

"... gözlerimizi içimize dönük birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla yadsımaya çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç sakınmadan gözler önüne serer hale geldi. "

"Verilen sözler her zaman tutulmaz, bunu kimi zaman zayıflığımızdan, kimi zaman da bizi aşan, hesaba katmadığımız bir gücün zorlamasıyla yaparız."

-Körlük, Jose Saramango

[Misafir]

Bir tek kişiyi öldüren, katil denilerek hapsa tıkılıyor, oysa binlerce kişiyi savaşa gönderen liderler savaşı kazanınca kahraman ilan ediliyor.

Yıldız Silier - Özgürlük Yanılsaması

[Misafir Pelin]

''...içimdeki denizden kaç dalga geçtiğini kim saydı ? Bütün kalelerimin neden her defasında böyle savunmasız düştüğünün sebebini kim merak etti ? Her çıkışımda kalelerimden, biraz daha nasıl olup da bu kadar küçülebildiğimin nedenini kim anladı ? Mutlak olanda var olmak için yaptığım her şey, yazdığım her yazı, var olmak ve toplanmak için attığım her imza biraz daha dağılmama ve küçülmeme yol açtı. Sırtımda alev gömlek, hattat içim yanıyor. Oysa hattat dışarıda kar yağıyor. Darmadağınık odamın bütün kapılarından, bütün pencerelerinden, bütün aralıklarından; gri, soğuk ve sinsi bir duman içeri yayılıyor. Yapış yapış. Hattat kaç kez hayatı, kaç kez aşkı ve kaç kez ölümü aramak için sefere çıktım. Kaçında geri döndüm. Ben senin ruhunun bütün çağrışımlarına ve tezahürlerine vakıfken, dahası hakkın varken benim üzerimde, bir mukadder meçhulde kesişecekken yollarımız, ne kadar yalnız olduğumu ve ne kadar acı çektiğimi bilmedin bile. Hattat çok yalnızım ve çok acı çekiyorum. Ama neden bu kadar acı çekiyorum. Hattat bilmiyorsun, bütün o yalnızlığı yaşayan öykü kahramanlarıma nispetle kendi yalnızlığımın boyutları beni bile ürkütüyor..."

Nazan Bekiroğlu/Nun Masalları.

[Namida 98]

"... hiçbir aşkta umuda yer, sebebe lüzum yoktur."

"Aşka peşinen atfettiğimiz yücelik yüzünden, onun basit bir bileşim olduğunu gözden kaçırıyoruz."

"... öğrendiğim kadarıyla, yeşil banknotlar kamuflajdan başka bir şeye yaramıyorlar: Aptallığı, beceriksizliği, acizliği, yalnızlığı kamufle ediyorlar."*

"Kayıtsızlık, bir yok etme çabasıdır."

 

Murat Menteş- Dublörün Dilemması

[Witch 708]

Kötü talihe bakın ki bu kadar insanın arasında tek bir doktor vardi, o da bir göz doktoruydu, yani burada en az gerek duyulan tıp dalını temsil ediyordu.

...Ölmeye yazgılı olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz, İşte bu yüzden, bir bakıma hepimiz ölü doğmuş sayılırız...

Körlük - José Saramago

[ShiroYuu 56]

Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir.(küçük Prens)

 

-İnsanlar kendilerini korkutan şeylere daha çabuk inanıyorlar.Bu da bir bilmece (Momo)

[Witch 708]

Internetim yokken biriktirdiklerim. :D Korluk'te cumleler o kadar uzun ki kestim hepsini. ;-;

...cunku gozler, yani sozcuk anlamiyla aldiginizda goz denen organ hicbir ifade tasimaz, oyulup alinsa bile gozler cansiz iki bilyeden baska bir sey degildir, cesitli gorsel guzellikleri ve incelikleri tasiyan, insanlari gozler hakkinda guzel sozler soylemeye cagiran yalnizca kaslar ve kirpiklerdir, boyle oldugu halde parsayi her zaman gozler toplar...

...dunya tum anlamini yitirmisse gozyaslarinin ne anlami kalirdi ki.

...olum geldiginde herkes ayni korluge burunmus olacakti.

Ana giris kapisi ardina kadar acik, akil hastanesindeki deliler disari cikiyor.

...zamana zaman taniyin her seyi cozumlesin.

Korluk - José Saramago

*

Gregor Samsa bir sabah bunaltici duslerden uyandiginda, kendini yataginda dev bir bocege donusmus olarak buldu.

Donusum - Franz Kafka

*

Bu dunyaya gelecek kusaklarini birakanlarin, dunyadan daha zor goc ettikleri soylenir; cunku olum onlari kurduklari dunyalarindan ayirir.

Karanlik bir odada, yasli bir kadin uzaniyor; gozlerini kapatmis gecmisteki anilarina yolculuk ediyor. Uc hatira buluyor gecmisinde: henuz hayattaki cogu seyin adini koyamadigi kadar eski bir zamanda, bir cocuk ona keskin bir sey uzatiyor ve "Bicak," diyor; hala masallara inandigi o eski zamanda bir ses, ona gogsunu yirtip sonra da kalbini soken kusu anlatiyor; dokunuslarin sozlerden daha kiymetli oldugu zamanda bir el, yuzune yaklasip elmayla yanagini oksuyor. Anilarinda yasli kadinin yanagini elmayla oksayan, ona masal anlatan, bicak uzatan o cocugun ismi Sigmund. Gozlerini kapatmis, o anilara dogru yolculuga cikan yasli kadin ise benim, Adolfina Freud.

Freud'un Kiz Kardesi

[Ore luffy 0]

Ölenler için üzülme yaşayanlar için üzül -albus dumbledore

[Witch 708]

"Bu tabloyu yapmayi dusundugunde Leonardo da Vinci buyuk bir guclukle karsilasti. Iyi'yi Isa'nin bedeninde, Kotu'yu de Isa'nin arkadasi olan ve son aksam yemeginde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda'nin bedeninde tasvir etmek zorundaydi. Tabloyu yarim birakarak bu iki kisiye model olarak kullanabilecegi birilerini aramaya basladi.

"Bir gun bir koronun verdigi konser sirasinda korodakilerden birinin Isa tasvirine cok uygun dustugunu fark etti. Onu poz vermesi icin atolyesine davet etti, sayisiz taslak ve eskiz cizdi.

"Aradan uc yil gecti. 'Son Aksam Yemegi' neredeyse tamamlanmisti, ancak Leonardo da Vinci henuz Yahuda icin kullanacagi modeli bulamamisti. Leonardo'nun calistigi kilisenin kardinali, tabloyu bir an once bitirmesi icin ressami sikistirmaya basladi.

"Gunlerce aradiktan sonra vaktinden once yaslanmis genc bir adam buldu, pacavralar icindeki bu adam sarhosluktan kendinden gecmis bir durumda kaldirim kenarina yigilmisti. Leonardo yardimcilarina adami guclukle de olsa, dogruca kiliseye tasimalarini soyledi, cunku artik taslak cizecek zamani kalmamisti.

"Kiliseye varinca yardimcilar adami ayaga diktiler. Zavalli, basina gelenleri anlamamisti; Leonardo bir yandan adamin yuzunde acikca gorunen inancsizligi, gunahi, bencilligi tabloya geciriyordu.

"Leonardo isini bitirdiginde, o zamana kadar sarhoslugun etkisinden siyrilmis olan berdus gozlerini acti ve duvardaki resmi gordu. Saskinlik ve huzun dolu bir sesle soyle dedi:

"'Ben bu tabloyu daha once gordum!'

"'Ne zaman?' diye sordu Leonardo da Vinci, o da sasirmisti.

"'Uc yil once, elimde avcumda olani kaybetmeden once. O siralarda bir koroda sarki soyluyordum, pek cok hayalim vardi, bir ressam beni Isa'nin yuzu icin modellik yapmak uzere davet etmisti.'"

-Seytan ve Genc Kadin/Paulo Coelho

[Nones 2604]

"Evrenin Ruhu'nu bizler besliyoruz ve üzerinde yaşadığımız dünya, bizim daha iyi ya da daha kötü olmamıza göre, daha iyi ya da daha kötü olacaktır. Aşk'ın gücü işte burada işe karışır, çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman."

 

Paulo Coelho - Simyacı