Morgion

Türkiyede ki anime izleyicisin bir kısmı türkanime forumuna girer. Türkanime bir izleme sitesi sonuçta, bu tür bir anketi yapmak gereksiz ve sağlıklı sonuç çıkarmaz. Animefantica gibi siteler anket yapar türkanime gibi popüler siteler reklamını yapar ona göre hmm türkiyede ki anime izleyicilerin çoğu şu animeyi derin buluyor diyebiliriz. On zaten belirtmiş durumu. Birde türklerin neyi sevdiği japonlar kadar mühim değil. Neden? İzleyici tipi ülkeden ülkeye değişiklik gösterselerde çok farklı kültürler uçuk seçimler yapar. Batı avrupa kafası,abd kafası, latin abd kafası, uzakdoğu kafası gibi farklılıklar önemlidir daha çok. İyice kısıtlayacaksak dünya(abd ağırlıklı beğenmesekte adamlar çoğu ülkeyi yemek,müzik,sinema alanında kültür darbesi vurarak eziyor) ve japonya diyebiliriz Türk izleyicisi bunlardan çok farklı bir sonuç çıkarmaz. Çıkaracağı sonucun abd gibi ülkeyle farkı olmaz 1-2 oynama dışında.

@smg Steins gate hakında dediklerine katılıyorum ama fma konusunda değil. İlk fma serisini izleyen insanlar genelde fma brotherhoodan etkilenmezler çünkü ikiside belirli bir etkileyiciliğe sahip olduğundan aynı hikayenin farklı versiyonun izleme izlenimi veriyor ve karşılaştırmaya sebebiyet veriyor. Ben sadece fma brotherhoodu izlemiş biri olarak. Yan karakterlere yüklenmek zaten derinlik göstergesidir diyorum. Yan karakterleri ön plana koymak genelde puanı artırır. Kocaman bir one piece örneği var önümüzde onca arc arasında en sevilen arc marineford arcı ve luffy bu arcta baya bir kenera atılıyor hatta belirli bir bölüme kadar olaya bile dahil olmuyor. Yazılarından zaten kaliteli bir izleyici ve geek olduğun beli oluyor ama fma gibi net bir seriyi hakında 2-3 şey yazmadan fatein arkasına atmak biraz abesçe oluyor o kadar. Ayrıca puan bana göre sevgiye göre verilmez. Misal herkes witcerın batman arkham oyunlarının hafif karanlık atmosferini sevmeyebilir ama eleştirmenler asla buradan puan kırmaz aksine puanın artırmak için sebep olarak görür nedeni ise özgünlüktür. Hikayeyide ana karakterin gözünden çıkarıp yan karakterlere yüklemek fate serisindede olan bir şey ayrıca burada taraflı olduğunu düşünüyorum. Zero serisinde ana karakter arthur olmasına rağmen en çok ilgiyi gılgamesh iskender gibi karakterler aldı hatta berserk bile bir noktada daha ilgi çekici olmuş olabilir. Zaten serinin sevilmeyen kısmı yani zeronun iskender gittikten sonraki kısmı ve finalde ki anlamsızlığıydı. Ben fanlık yaptığın düşüncesindeyim biraz noveler dediğin gibi bir hava veriyor olabilir tabi bilemeyeceğim ben gördüğüme bakıyorum şu an.

@smg Kardeşim fatein yerini hak etmesi değil olay. İlk sayfadan son sayfaya kadar cümlelerin; Fate yerini hak ediyor, onun dışında liste saçma. Listenin geri kalanından iyi Yani olay o listede fma gibi fateden kat kat(zerodanda üstündür) üstün bir seri varken sürekli fate övmen. Yoksa çokda umrumda fate yerini hak ediyor demen, orda çok alakasız serilerde var çünkü gider onlara laf yapardım ama özelikle fate ve sana cevap yazmamın sebebi cümlelerin. Film kitap anime vs yazarlarını değerlendirirken nefret ettiğim bir kafa yapısı vardır bu sadece sen değilsin bütün insanlar bu hataya düşüyor. Nedir bu hatta? Yazar gençliğinde başarılı bir işe el atıysa övgü alır. Ama kötü bir işe el atıysa almaz. Ne alakası var? diyorsan şöyle açıklayayım, nolan 2000lü yılarda inceptionun senaryosunu yazmışken yılar sonra film haline getiriliyor ama inception kadar övülen olay nolanın o yaşlarda o kadar iyi bir senaryo yazması zaten o yaşlarda yazmasaydı aynı konun bir benzerini yazmış deyip nolanı küçük görecekti millet.(paprica gibi) Özelikle yazdım liseli ergeni. Çünkü adamın aklına fikir o zaman geliyor sonradan çekilmesi düzenlenmesi pek umrumda değil yani. Çünkü serinin altında yatan fikir aslında stay nightdı. Yani serinin fikri çok kötü bir altyapıya sahip, sonradan çok iyi bir hale gelmesi pek umrumda değil. Örnek vericeksem khr serisi komedi serisi olarak çıksada çok tutmuş ama mangakanın aklında fikir kalmamıştı oda, totosundan senaryo uydurdu ve zamanın en çok sevilen serilerinden olup bitti. Seri komediden savaş macera oldu. Ama serinin altyapısında olan eksiklik khrdeki gibi fate de yansıyor malesef. Yani fate ağzıyla kuş tutsa her zaman 9 dur asla fma gibi 10 olamaz. Yani orda burda çok sağlam seri oğlum izlemelisin kesinlikle desemde sorarım adama fma izledin mi sen ilk önce diye. Bazı animeler vardır izlenme gerekliliği o kadar yüksektir ki diğer animeler bakış açını o kadar değiştirme potansiyelini sahiptir ki, elinde kini bırakıp derhal onu izlemelisin. İşte o derin seridir sonradan derin izlenimi verilmiş seri değildir. Bide son örnek olarak oyunlardan örnek vereyim. Metal gear solid öyle iyi ve sağlam ilerledi ki oyun kısmı çok kötü olmasına rağmen insanlar deli gibi oynadı ve çok güzel bir hikaye haline geldi. Çoğu kişi mgsyi her zaman üste tutar bu yüzden. Birde benim mgsden bile çok sevdiğim wow evreni var. Ama wowun hikayesini evrenin mgsden üste koymam neden? Çünkü wow sonradan kitaplar ve metinlerle uydurulan bir hikayeye sahip ve buda sırıtıyor bazı yerlerde. Karakterlerin güç dengesini tam olarak oluşturamıyorsun, kim ne zaman ölecek nasıl dayak yiyecek veya atacak kestiremiyorsun. Ama çok geniş ve aşırı derin bir evrene ve hikayeye sahip ama yapay. Bu meseleyi anlatmak cidden çok zor, o yüzden 1den çok örnek vererek anlaşılmasını sağlamak istedim. Film evreninden de örnek verebilirim ama o mesele çok karışık star warsun film evreniyle oyun evreni çok farklı misal açıklaması zor. Ama anlıyacağınız gibi star wars sonradan derinlik eklenen ama yüzükler efendisi hep derin olan sonucuna varacaktım.(Star warsı daha çok severim oyunlarını az oynamadık) Yani derin bir hikayeyi yazıp onu işlemek ile sade bir hikayeyi alıp derinlik ekleyip işlemek aynı değil. Not; Heavens Feel okumadım, novel seven biri değilim. Dediğim gibi ağzıyla kuş tutsa yine umrumda olmaz. Batman oyunları gibi düşün oynadıysan veya biliyosan ne demek istediğimi anlarsın baya örnek verdim uzatmayayım birde oradan :D

Listenin geri kalanından? Fate dediğin seri liseli bir ergenin aklına gelen sonra oyunlar anime derken anca adam olabilmiş bir seri. O yüzden stay night sabri iken zero ronaldo gibi kalıyor, dengesiz yani. Çünkü zero hikayenin en az önem teşkil eden yerini temsil ettiği için yazar daha sağlam bir hikaye yazma fırsatı yakalıyor yani istediği gibi eklemeler yapıyor. Zaten zeroyu zero yapan iskender ve karanlık yapısı. Stay night ise sıradan anime yapısında hiç bir derin karakteri olmayan bir seri. Derinlik denilen şeyi açıkladım yinede yazayım yeniden; Bir serinin hikayesi derin deniliyorsa, hikaye saçaklanıyor dalanıyor ve dahada kök salıyor demektir. Bu nedemek? Not= Temiz bir kafayla okunursa ne demek istediğim anlaşılır diye düşünüyorum, itiraz etmek için okumamanı temelli ederim. Malesef okularımızda bu tür edebi kavramları işleyen yok,işleyecek vasıfta öğretmende yetiştirmiyoruz. Bir hikayeye derin diyorsan bir çok koldan, bir çok bakış açısından anlatacak demektir(saçaklanmak ve dalanmak) Yani fma gibi bir çok karakterin bakış açısı ve hayatı olacak ve her bakış açısının kendince mantığı ve desteklenir tarafı olacak. Ve o bir çok dal bir yerde buluşacak ve hikayeyi iyi bir giriş gelişme sonuçla(sonuç çok önemli) hikaye oturacak yani kök salacak yani iyi işlenecek. Ve sonuç olarak doyacaksın o hikaye bitince. Daha spesifik açıklanabilinir çünkü bu dediklerim bile derinin anlamını tam olarak açıklamıyor derinde anlamı kadar derin bir kelime. Bu arada fate zero(diğer fate zerileri umrumda değil, her ne kadar izlesemde ortalamanın altında bir hikayeye sahipler) en sevdiğim 10 anime arasına rahat girecek potansiyeli bir seri. Keşke diğer fate serileri olmasada fate zero bir 10 bölüm daha yapıp kendine has bir seri olsa. Aynı tokyo drift filmi gibi diğer hızlı ve öfkelilerden bağımsız olsa yani. Yani orada fate serisi diyorsa bir puanlama yapıcaksak 10 üzerinden. Fate stay night=4 Fate zero=9 sonuç=6.5 fma=9 veya 10. Steins gate=9(ama derin bir hikaye değil iyi işlenen yani sadece kök salan) Diğer seriler yeni popüleri serileri pek değinmiyorum. Ki diğerlerini değerlendirmeye alırsa syat nightın ortalmayı düşürmesi yüzünden fate aralarında en düşük puana sahip olan çıkacak. Yani sırf zero iyi biri seri diye hikayenin asıl önemli yerini tutan stay nightı hiçe saymamak lazım.

Piyasa ne kadar yozlaşırsa yozlaşsın her zaman iyi ve kötü seriler vardır. Ama büyük sorun piyasanın ekonomik sebeplerden dolayı sürekli genele hitap ederek yeni şeyler denememesi ve eski serilerin daha kötü kopyalarını yapmaktan öteye gidememesidir. Süper kahramanların filmi yapılacaken deadpool gibi çok tutan bir karakterin bile filminin sırf +18 olması gerektiğinden yapılmasının desteklenmediği ve filmin gizlice marvel logosu altında dandik bir fragman yayınlanması ve marvelın tamam hadi yapın filmi deyip düşük bütçeli ama çok tutan bir süper kahraman filmi çıktı. Ve bu yüzden boka saran film piyasası en azından bir umut 1-2 iyi film çıkaracak diye bekliyoruz. Ama batmanvsüpermende iyi kar elde edilmemesi sonucu tutmuş marvel filmlerinin çakmasını yapıp karakterlerinin içine eden dc, star wars,ındiana jonesun adı var diye sürekli çekilmesi. Nolan olmasa iyi film çıkmayacak neredeyse abdden. Neyse film sektöründe para miktarları çok büyük olduğundan bu kadar kadar amacı gütmesi yeni şeyleri denememesi normal diyebiliriz peki animeler? Animeler hep izlensede, son 10 yılda dünya çapında daha çok tutmaya başladı. Bunun nedeni değişik türlerinin olup her türlü insana hitap edecek şeylerin olması ve farklı olması ve animasyon sektörünün hızlıca gelişmesi. Kyojin gibi bir animeye dragon ball animasyonunu koyun 10. bölümde anime erken final yapardı misal ama günümüzde en çok sevilen oyunları yapılan bir seri. Aynı şekilde sao gibi içi boş bir kabuk olan bir anime sırf konu ilginçliğinden izlendi ve gereksiz piyasayı bozdu. Veya tek amacı manga tanıtmak olan animeyle alakasız ve aşırı düşük bütçeli akame ga kil, tokyo ghoul gibi boş animelerin çok izlenmesi bu formulün tutmasına sebep oldu. Yani mangakaya git ucuza anime yap ve mangayla alakasız oldukça da mangaya yöneltir. Kaçınız fmanın mangasını okudu?Veya sadece animesini izledi? Kaçınız akame ve tokyonun animesini izleyip mangasına bakma gereği duydu? Cevap vermeye gerek yok formül tutuğuna göre cevaplar belidir zaten. Yani piyasa gitgide kötüye gitsede izleyici burun kırın ederek yeni şeyleri izliyor, gitgide yaratıcılık düşüyor, gözlemcilik yeteneği olan mangakalar gitgide azalıyor ve piyasa gitgide kolaya tutulacak anime nasıl yapılır diye düşünüyor. Bunu ya konusu ilginç mangaların ucuza animesine yaparak veya, konusu vasat olup aşırı iyi animasyon yapmakta buluyor(fate stay night kusura bakılmasın 10 üzerinden 4lük anca bir seridir ama çok tutuldu zerodan bile çok) Anime yapan şirket de kar yapmak için kar yapan yöntemlere bakıyor ve onları yapıyor, ve kar dışı düşünen şirketlerde batıyor. Sağlıklı 16 yaşını geçmiş bir bireyin eski sevilen bir seriyi izlediğinde yeni serilerin o serilerin ne kadar geride olduğunu görürler. He hiç mi iyi seri çıkıp tutmuyor? Tutuyor tabi ama piyasa böyleyken yeni fikirlere rağbet azaldığından girişimci bir mangakayı anında bu okunmaz deyip bir ton sıkıcı değişiklik yaptırılıyordur mutlaka. Souma misal yeni serilerden bana göre(shoenen olarak) en umut edici seri peki neden? Mangaka oturup ciddi ciddi her türlü yemeği kültürü araştırıyor ve aşçıları gözlemliyor. Ve o gözlemlerine göre anime karakterlerini oluşturuyor ve karakterin öyle flashbacklerle ağır geçmişler göstermese bile bir derinlik hisiyati vermesine sebep veriyor. kirito gibi boş kabuk değiller yani. Konuda hiç ilgi çekici değil ama işleyişi öyle harika ki seni sürekli izletiriyor. Ve bu seri 300 bölüm gitsede izlenebilecek bir kaliteye varıyor. Tek kötü yanı bir süre sonra adam uydurmak zorunda kalacak o zaman serinin kalitesi düşer. Spor animeler de böyledir, konu düzdür ama öyle işler saçaklandırır ve iyi gözlemler ki izlerken zevk alırsın kalite akar. O yüzden nba izleyip hareketleri mangaya uyarlamaya çalışmakla kuroko gibi basketle hiç alakası olmayan klasik shoenen yapmak aynı değildir. Soumadan iyisi yok mu? Var, belkide benim görmediğim çok daha iyileri de vardır ama ben zihniyete bakıyorum. Sizin sevdiğin popüler animeyi yapan zihniyetin kötü bu seriyi yapan adamın zihniyetinin iyi olduğunu anlatmaya çalışıyorum kısacası. Her zaman daha dar kitleye hitap eden iyi seriler çıkıyor ama ben genel serilere bakıyorum çünkü piyasanın gidişatını onlar belirleyecek. Yazı içine dökme oldu pek öyle üzerinde düşünülmüş bir yazı değil öyle random duygularımı atım toparlayacak olursam; Benim bu yazıyı yazmam hiç bir işe yaramayacak ama en azından insanlar fikirlerini söylesin paylaşsın ve tartışsın diye açtım konuyu. Konunun başlığına uyacak olursam ben animelerin geleceğini iyi görmüyorum çünkü çok fazla tür ve gidişat var, yani aradan piyasayı değiştirecek şeyler çıksa bile bütün türleri etkilemez. Ama animelerin popüleritesi düşerse yeniden güzel bir seyir alabilir, Mangalarda öyle büyük bozulmalar yok çünkü onun kitlesi pek değişmedi. Mangada olan bozulmalarda animelerin eseri büyük boyuta.

Geç olsada yazayım, Sınav neyim derken görmemişim. Şu an izliyorum ama tengeni sevmemin özel bir sebebi var. Küçüklükten beri insanın potansiyeli ve gidişataki amacı sorgulardım. Evde sürekli uzay belgeseli ve çizgi film izlediğimden tamamen sanal ama gerçekçi bir kurgu evreninde yaşardım. Sonra kablolu yayında belgesel kanaları gitti ondan önce jetix falan gitti,(gavat dijitürk) Neyse kendimi insanlıktan ayrı bir çizgide tutsamda, ilerleyişi hakında ağzım açık kalıyor sürekli. İyi tarih bilgim vardır ve aynı zamanda arkeolojik ve biyolojik tarih bilgimde iyidir. Ve bu bilgi bana sürekli canlılara hayranlık beslememe sebep veriyor. Özelikle insanın sınırsız sürekli gelişen durmayan aksin gitgide daha hızlanan arada tökezleyip sonra daha hızlı ilerleyen tutumu ben 'nereye abi?' dememe sebebiyet veriyordu-veriyor-verecek. Tengen topa düz aksiyon amaçlı izlediğim bir seriydi ama beklemediğim bir şekilde cevabı bana vermişti, s....r et ilerliyoz işte sende bu çarkın bir parçasısın gibi basit bir çıkarım yapmama sebep oldu. Yani bunu tam olarak yazıya dökemem bu konularda cidden uzun uzun düşünmeyi seven biri dediğimi tam olarak kavrayabilir. Felsefenin cevabı olmadan tartışma zevkini anlayan ve alan biri biraz anlayabilir.

Bu tür şeyleri anketlerle belirleyemezsin, daha bilimsel bir metodla profesyonel insanlar belirler ancak. Anket yaparsan genel kitleye yaparsın yani ankete ki amaç belirli bir kitlenin o konu hakında ki görüşüdür. Yani başlık hikayesi en derin olan animeler değil. Genç japonlara göre derin olan animeler olmalı. Veya en iyi 30 kadın anime karakteri değil. Japonlara göre en iyi 30 kadın anime karakteri olmalı. Başlık içeriği aktarmıyorsa bu magazincilik olur daha çok. Derinlik dediğin olayla karmaşıklık aynı şey değil. Karmaşık hikaye yapısı her seriye gitmez, belirli serilerde yapılabilir ancak.(polisiye,bilim kurgu vb.) Bir serinin hikayesi derin deniliyorsa, hikaye saçaklanıyor dalanıyor ve dahada kök salıyor demektir. Danganronpa gibi animeler hikaye değil olay örgüsü ve işleyişiye dalanır hikaye önemsizdir.(genel yazdım çünkü 10 sayfa sürse post %90 herkes aynı hataya düşecek) Bir an panoda görünce ilgimi çekti hayal kırıklığına uğradım. Bu arada listede fma dışında derin hikayeye sahip anime yok. Ki fma bile normal derinlikte bir seri daha çok hikaye işleyişinin kusursuzluğuyla öne çıkan bir seri. Mangaka zaten gin no sajide sıradan bir konuyla bile ne kadar iyi işleyiş yaptığını gösteren biriydi.

Somaliye giydirmiş. Hitlerin de güzel sanatlar sevdasını göstermeyi unutmamışlar. Aralarında sarışın olan nadir liderlerden atatürküde sarışın yapmamaları garip olmuş :/ Birde bu bayadır olduğu gibi diktatörlerdi başlık aslında; http://imgur.com/a/2i3rH Diktatör deyince yanlış anlamayın. Bu kelime romada imparator anlamına gelmekte aslında. Hızlı kararlar almak için romada meclis tarafından verilen bir ünvan. Atatürk kısa dönem başkomutan olsada, dünyada iyi diktatörlerin arasına koyarlar. Napolyon gibi çini kurtaranlar gibi.

3 ay oluyor ama; Kardeşim zaten güzide ülkemizin en büyük sorunu bu bazı şeyleri eleştirelemez olarak görmek. Seri çok popüler veya efsanevi diye herkes sevicek anlamına gelmez. Ben en dandik serileri bile bitireyim belki finali güzeldir diye izleyen biriyim, bunun nedeni o dandik serilerin bile sıkmayan bir yanı vardır tutar seni ekran başında. Ama haruhi dandik bir seri değil ve sıkıcılığı çok üst boyutlarda. Konu işleyişi iyi değil aynı Rurouni kenshin gibi. Kenshinde yine efsanevi sayılan serilerden biri ama dayanamadım bile güzel bir konu işliyor olabilirsin veya, anlatmak istediğin şeyde güzel olabilir ama onu sıkmadan işlemiyorsan benim gibi izleyiciler beğenmiyor. Şimdi aa çocuğa bak bitirmeden serilieri eleştiriyor diye komik bir söylem alma ihtimalime karşın; Ben çoğu seriyi sırf efsanevi diye baysam bile 40-50 bölüm işkence yaparak kendime izleyebilirim. Gintama gibi başı rezalet(Kusura bakayın ilk 30 bölümü falan fazla komik değil ve sıkıcı) bir seriyi bile bu kadar tutuluyorsa bir nedeni vardır diye sürdürdüm ve pişman olmadım güzel bir seriydi. Veya Naruto gibi başıda bana göre iyi olmasada izlemeyi sürdürdüğüm ortaları güze olan ama sonu berbat olan bir seriyide bitirdim. Op gibi gökyüzü arcı filler gibi olan bir seriyide atlamadan izledim. Düşün baysam bile 50-60 bölüm izleyebiliyorum bazen serileri ama kenshin ve haruhi o kadar sıkıcı ki, bu kadar az bölüme rağmen nasıl bu kadar sıkıcı düşünmeme sebep oluyor. Çünkü kısa serilerin özeliği(80 bölüm en fazla) iyi bir işleyiştir. İlk 4-5 bölümü sıkabilir en fazla gerisi sıkmamalı. Ki bu sıkıcılıkta karakter tanıtımından olmalı. Yine çok sevdiğim bir manhwa olan togin ilk sezonu tanıtım olduğu için aşırı sıkıcıydı ama 2 .sezonda orgazm ola ola okudum. Şimdi sen son 5 bölümünü izlemeden saldığım bu serilere son 5 bölümü aşırı müthiş, bütün bölümlerinin sıkıcılığını unuturuyor diyorsan o ayrı konu. Çünkü kenshinin final dövüşü çok iyiymiş vesaire. Ayrıca not olarak düşmek isterim ki bu forumda ki insanlar arasında benden çok anime izleyen az insan vardır. Çok fazla seri izleyince daha ilk bölümlerinden serinin nereye gideceği beli oluyor aslında, sıkıcı bile olsa serinin sonradan güzel olacağını algılayabiliyorsun yani. Ve haruhi onlardan biri değil, arka plan konusu ve karakterleri güzel olsada işleyişi ve 20 dakada sana sunduğu çok kötü aslında. Açıkçası haruhinin benim için saodan farkı yok, konu güzel işleyişi berbat. Tek farkı haruhinin karakterleri iyi.

Dc marvel gibi kendi evrenlerinde belirli bir denge olan serilerde karşılaştırma yapılabilir evrenler paralel veya aynı oluyor çünkü. Ama anime gibi bir konuda saçma. Eliyle iki tane galaksiyi alıp hipernova saldırısı yapan robotlarda gördü bu anime alemi veya gücü tek atma olan karakterde. Ya güçleri yok sayan karakterlerde oluyor. Veya tanrı bu yenilmez, dengeyi sağlıyor deyipte geçebilirsin. Şu forumda zirilyon tane saçma konu varken bu konuya yorum yazmamın sebebi en azından bu konunun gereksizliği açıklanabiliyor diğerleri açıklanamayacak derecede gereksiz. Yabancı forumlara bakıyorum yine gereksiz konular var yok değil ama en azında herifler teori kasıyor, uzun uzadıya serilerin analatiğini çıkarıp güzel serilerin ilgisini artırıp çevrilmesini sağlıyorlar. İşte bu hep gerek oyunda gerek tv izleme olarak(Anime,dizi) ülkemizde çocuk izler mentalinden doğan küçük yaş insanların veya bilgisi yetersiz insanların doğurduğu bir çöp yığını oluyor. İşin komiği adminlerin modların eli kolu bağlı, ne denilecek konu çok saçma kapıyorum mu? Gerçi konu sapmış konuyu açan arkadaşın yetersiz paylaşımı yüzünden.

Dağda ki çobanla benim oyum bir mi :( Çekik gözlü cabonların fırıncı küreği sıralamasından iyi olmuş. Bir kon serisine anlam veremedim sonuçta anime piyasasını kanserinin başlangıcı sayılır kendileri(moe kültürü, 4-5 bölüm izlerseniz uyuşturur sizi. Beyninizin normalden yavaş çalışmasını sağlar.) 20 oyda olsa legend vesayrenin listeye girmesi şaşırtı. Ben bile çok çok sonra izleyebildim bu seriyi. Haruhide bence iyi bir anime değil çok zorladım kendimi izlerken ilk sezonun son 3 bölümünü bitirmedende bıraktım. Chihayafuruyu duymamıştım büyük ihtimal josei, shojo falandır ondan adı çalınmamış kulağıma bir araştırayım.

One piece benim ilk bitirdiğim uzun seri olmasına karşın. Yeni izleyicilerde nedense bir at gözlüğü olduğunu fark ettiğim. Nasıl naruto izleyicileri her animeyi naruto gözlüğüyle değerlendiriyorsa, op gözlüğüyle dğeerlendirlenler oldu. Bir kaç tane üniden tanıdığım arkadaşta bleach üzerinden değerlendirme yapıyorlardı. Uzun serilerin kaderi bu galiba. Öyle bir vaktini alıyor ki seri aklından 1-2 yıl çıkmayabiliyor kolay kolay. Zaten rehberi o an aklıma gelenlerle yaptım. Rehberi daha da genişletmeyi düşünüyorum tabi tutarsa. Bu kadar yazı beni yordu, millet bunu 2 katı teori yazıyordu manga forumlarında vala helal olsun

İlk önce pek tabi ki buna benzer bir konu mutlaka vardır ama ben mümkün olduğunca kendi tecrübem 5 yıldır binbir çeşit anime severin görüşlerini de bilen bir kişi olarak. Faydalı bir rehber oluşturmayı düşündüm. Niye yapıyorum bunu? Gündelik hayatımın büyük bir kısmını animeye harcayan biri olduğum için bu bozuk anime anlayışıyla, ortamın iyice leş hale geldiğini düşünmekteyim. Daha az izlenirken popüler kültürün baskın saçma tartışmaları bu kadar baskın gelmiyordu, en azından bir siteye girip, acaba millet bu bölüme nasıl bir tahmin yürüterek yaklaşmış diye meraklanırdım. O olmadığı gibi güncel saçma sapan çöp serilerin, tartışmaları kirletir hale geldi. Bu rehberin bana ne getirisi olacak? Anime ve manga ticari yönünden çok, bir el çizimi yani sanatçı elinden çıkmış bir şey olduğundan, arada senin bütün bakış açını sarsıcak serilerde bulunmakla beraber. Absürtlükle seni yerlere sericek serilerde bulunmaktadır. Ama bu sektörün popüler hale gelmesinden dolayı, sabit bir izleyici kitlesi oluştu. Ve popüleriteyi oynamaya başladı bu sektör malesef. Popülerliğin nesi kötü? Müzikten örnek vereyim. Bebeklikten beri müzik kulağımıza her zaman çala durmuştur. Ama belirli bir bilince sahip olmadığımız için. Çevremizin insafiyetine kalmışızdır. Elit bi ailede piyano, çelo ile büyüyen birinin kulak kalitesi ile, arabesk rapten, yabancı pop, kore popa gelişebilen insan hiç bir zaman kıyaslanamadı. İkisi de müzik dinledi ama aralarında ki kültür farkı everesten daha büyük. Çoğu popüler sektör böyledir. Ama bir şeyin popüleritesi düşükse, bireyin o sektörle tanışması daha geç olabilir. Bu hem iyi hem kötüdür. Mesela ben animeyle bilinçsiz olarak 6-7 bilinçli olarak 13-14 yaşlarımda tanıştım. Buda benim kendi kendime izleyecek bir şey aramaya itti. Şanslıydım ki öneri istediğim insanlar yılardır izleyen ve okuyan olduğundan yarı bilinçli bir şekilde anime izlemeye başladım. Rehbere geçicek misin? Geçecek misin olacak o, evet geçeceğim Aslında nelere izlememeniz, nelerle animeye başlamamanız gerektiğini yukarıda az çok belirtim. En çok izlenen ve popüler serilerden uzak durun. Peki ne izleyeceğiz, tavsiye verende yok diyorsanız rehberimde detaylıca bahsediceğim. Anime başlamak için, kült olmuş ödüller almış ama popüler seriler kadar abartılmayan ve beyninizi de içine koyduğunuz seriler vardır. Dizilerde nasıl doctor who kült, filmde de esaretin bedeli,baba, yüzüklerin efendisi,star wars kültse animeninde kültüleri vardır. Konularına pek değinmeyeceğim zaten bir yere ilk yazdığınızda konusu çıkaar ve konu aslında önemsizdir işleyişle animeler kalitesini ortaya koyar. Mesela ünlü mangaka Hiromi Arakawa(Fma) Gin no saji ile çiftlik konusunu ele alıp ustaca işleyişle, fantastik öge eklemeden muhteşem bir güzelik göstermiştir bizlere. En çok bilinen kültlerden başlayayayım; Death note Türkiye de özelikle kültür. İlk çevirilen mangalardandır. Mutlaka izlenilmese bile duyulmuştur. İzleyenlerini 2ye bölmüştür, hata bir bölünen taraf belirli bölümlerden sonra izlemeyi bıraktığı bile olmuştur. O kadar karakterlerine bağlatır kendini. Güzel bir işleyişi olan polisiye bir seridir. Ve aslında insanın modern hayata en çok sorguladığı adalet kavramını gündeminde tutmuştur. Yaşa göre farklı tepkiler bile oluşturabilir. Ve sürükleyicidir. Yeni başlayan biri bu seriyi izlerse anime alemini girişi gayet hızlı olabilir. Riskli değildir, sürükleyici tarafı ağır olduğundan sevmeme durumu çok nadir görülür. Full metal Alchemist Brotherhood Bu seriyi izlememek insanlık suçudur. Zamanında gelmiş geçmiş en iyi anime serisi de seçilmiştir Şahane bir işleyiş, özgün bir konuyla birleşmiştir. Bazılarına göre en iyisi olmayabilir bana göre değil ama en iyisi denildiğinde pek itiraz etmek mümkün olmuyor. Seri anime alemini geçersek, çoğu eserde başları zorlayacak kalitededir. Şimdi bu ikisini izlediniz tür gözetmeksizin, sevdiniz veya sevmediniz. Anime türleri normalden çok daha farklıdır. Yani bir dizi, kitap mantığıyla bakılmaması lazım. Çünkü japonların kafası biraz farklı bir kafa. Cyberpunk Bu türü anime izleyemen kişiler de mutlaka duymuştur, animeye özgü bir kavram olmasa da, animede ayılması gereken serilerdir. Bilim kurgu,robot gibi şeyleri seviyorsanız bu türden serileri izleyebilirsiniz. Ben malesef bu türde kendimi yeterli görmüyorum. Çünkü bu türün hastası arkadaşlarım hala bana adını duymadığım seriler söyleyebilir ben animeleri türlere göre ayırmadığım için bilmediğim seriler vardır bu türde. Ve popüler kültürden uzak olduğu için pekte bilinmez bu türün elçileri. Hatta türkçeye çevirlmeyenleri de gayet boldur. En çok sevilenleri veya en çok bilinenleri; Ghost in the shell The animatrix Ergo proxy Akira Psycho-pass Texhnolyze Saoculara bonus; Hack sign Bu tür hakında daha detaylı açıklama yapmak isterdim çünkü güzel önerisini bulmak için ingilizcede bilmek gerekiyor bu tür için. Ama bu türü google a aratırsanız diğer serileride görebilirsiniz. Ama üste yazdığım seriler en bilinen ve kalite akan serilerdir. Bu türü seviyorsanız pek kötüsüne rast gelmezsiniz. Steampunk Buhar çağı deyip kestirip atıyorum çünkü oyunlarda ve filmlerde gayet boşca işlenen bir türdür. Buluşların yeni yeni vuku bulduğu çağların güzel ve tatlı esintileridir steampunk. Bu türün bilinen animeleri; D-Gray man Baccano Fma Samurai 7 Metropolis Last Exile Bu türden serileri çoğu kişi sever diye düşünüyorum. Cyperpunk biraz ağır olsada, steampunk daha çok atmosferi bir türdür. Cyperpunk mantık zorlayıcı olabilir. Slice of life Bu türde animelerde daha rast geldiğimiz bir türdür. Günlük hayattan kesit diyebilirim. Bu türler daha sakin geçebilir içine harem ecchi, romantizm, komedi gibi daha genel türler eklenebilir. Bu türden bazıları özelikle çok ders çıkarılabilecek serilerdir. Aslında bu türden serileri yazmakta üşendim diyebilirim ama internete bulabildiğim top 10-20-30 333 listelerinden birini atabilirim; http://www.buzzfeed.com/godofconquest/the-not-so-definitive-ranking-of-22-slice-of-lif-11tc7#.wwWYz0VvqR Sıralamaya bakmayın kesinlikle. Bu türden izlemezseniz olmaz serileri söylemek gerekirse; Clannad Sakamichi no Appolon Torodora Hyouka (atığım görseli aratın adı biraz uzundır ve ayrıca görsel aratmayı da keşfetmiş olursunuz. sağ click yapınca googleda görseli arat seçeneğini göreceksiniz) The daily life of a High school boy(Absürte giriş için iyi olabilir.) Meccha Bu tür japonların başının altından çıktı diyebiliriz. Cyperpunkta ki robotik havadan uzak tutunuz. Gungama kadar dayanan efsanevi bir türdür. Hiç uğraşmayacağım bu tür çok geniş bir tür ve cyperpunk serilerde içine abiliyor, Top 100 atıyorum size; http://www.listchallenges.com/top-100-mecha-anime-of-all-time Bu türde benim de en çok sevdiğim seri bulunmaktadır. Türü pek öyle sevmem ama bu türden sağlam seriler de çıkıyor. Evengelion serisi Tengen toppa gurren lagan(En sevdiğim seridir) Code geas Trigun Legend of galactic heroes Cowboy bebop Cyperpunkta yazdıklarımda buna girebilir. Steampunkta da. Steamboy falan vardır hatta bu türün içerisinde. Çünkü diğer türlerin aksine japonların kendine has türü diyebiliriz. Ve robot içeren diye geçtiği için çok kapsayıcı bir tür olabiliyor. Spor Bu türü ayırırken çekinmedim değil çünkü shoenen türünün göz bebeklerinden diyebiliriz(Shoenen gibi deyimler manga türü olduğu için ayrıca değineceğim) Bu seriler spor gibi çekişmenin bol olduğu br aktiviteyi konu olarak şahaserler çıkartabiliyor. Efsaneler bu türden çıkmışta diyebiliriz. Kesinlikle izlenmesi gerekenler; Slam dunk Hajjime no ıppo One outs Eyeshield 21 Giant kiling Şu serileri izledikten sonra popüler olan kroko, haikyu, prince of tennis gibi serilere bakabilirsiniz. Bu türden her seri ad yaptığı için herhangi top listesi vs paylaşmayı düşünmüyorum. Bu türden çoğu şey sarıcıdır. Neden ecchi harem, aksiyon, komedi gibi türleri tanıtmadın? İnsaf 50-60 tane tür tanıtırım, benüm gücüm yetmez ona ama bir bahane arıyacaksınız. Üsteki yazdığım türler animeye özgü diyebiliriz. Ecchi falanda animeye özgü ama onu tanıtmaya değer pek görmüyorum. Ecchide iyi eserler var ama ecchi olması 4-5 özeliği bu serilerin genelde. Ecchi daha çok bir yan türdür, To love ru ile bu tür ana tür haline gelmiştir diyebiliriz. Peki tür olarak bırakıcaksak kesinlikle izlenmesi gereken animelerde önerin var mıdır? Aslında bu özgün bir şeydir, şu üste yazdığım şekilde başlayıp kendiniz türlere göre ayırıp forumlarda araştırırsanız daha iyi olabilir.Ama her anime severin izlemesinde yarar gördüğüm serilerde yok değildir; Fate Zero, HxH, Steins Gate, Ergo Proxy, Code Geas, Death Note, GİNTAMA, FMA, Bakuman, GTO, One Outs, Slam Dunk, Hajime No İppo, Torodora, Bakemonogatari serisi, Tengen Toppa Gurren Lagann, Baka to Test to Shoukanjuu, Baccano, Samurai Champloo, Kingdom,Kaiji,Barakamon,Trigun,Beelzebub One piece nardo, bleach gibi serileri niye önermedin? Şimdi bu seriler manga olarak çok daha kaliteli seriler, hxh belki bleach dışındaki uzun serilerin animesini izlemek yerine mangasını okursanız, çok daha şahane olabilir. Ama yok bende okumak alerji yapıyor diyorsanız uzun serilerin hepsini izleyin. Manga türleri nelerdir? Shoenen;Erkek genç karakterin baş karakter olduğu seriler. Seinen;Erkek ve yaşça büyük veya üniversite çağında ki baş karakterin olduğu seriler Shojo;Bayan genç karakterin baş karakter olduğu seriler Jozei;Bayan olgun karakterin baş karakter olduğu seriler Yaoi;Zalim civanmert melek delikanlıyı düdüküyor Yuri; Bayan bayana eğlenmece Manhwa;Kore yapımı mangalar Webtoon- İNternet üzerinden mangalar, renkli olur. Daha da yazmaya üşendim açıkçası.

Mass efect tabi ki. Öyle bir ayrıntılı hikaye ki 3 oyunu dlcler de dahil hepsini en ince ayrıntısına kadar oynamazsanız sonuna geldiğinizde olay kafanızda tam olarak netleşmiyor bile. Gerçi forumlarda olayı açıklayanlar oldu uzun uzun. Mükemeliyetin simgesidir mass efect ancak bir oyunda bu tarz bir hikaye işleyişi olabilirdi. Ayrıca karakterlerle her konuştuğunuzda özelikle gate ile felsefenin diplerine inebilirsiniz. Bir takım kavramlarada değinmiş oyun. Ondan sonra beni ağlatmayı başaran metal gear solidir ama ona pek hakim değilim girmeyeceğim. Elder scrols ise ayrı bir konu. Hikaye belki şu an gizemli ve tam bir doğru cevap olmadığından güzel geliyordur bilemem ama iç savaş bir forumda 500 sayfa tartışılmışsa bir oyunda o oyunun konusu olmuştur. Witcherın ise o karanlık ortamı iyi verdiğini düşünmekteyim. Ama bunların arasında Mass efecte en yakın olan wowdur. Wowun evreni benim için yüzükler efendisinden bile güzeldir. Karakterleri özenle oluşturulmuştur. İllidan stormrageyle, Arthas(lich king)ıyla, Slyvanası, furrionu, Helscreami ile tanırız wowu. OYnanmadıysa bile oturup wow 3ün hikayesi oturup izlenebilir. Not; Konuyu okufuğumda yazanların %90ı daha oyun oynamamış, oyun oynadığını düşünen biri. Birde sene 201511231 hala acnin konusunu öven mi var :smile_artiz: