-
İçerik sayısı
1002 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
47
Gallardo kullanıcısının paylaşımları
-
Oregairu yok Re Zero yok Fugou Keiji yok ama Kaguya var Nami yo Kiitekure var Yesterday wo Utatte var. Her şeye rağmen güzel bir sezon.
-
Legend of the Galactic Heroes eski seri vs yeni seri karşılaştırmalı vidolar buldum. Die Neue These hiç fena değilmiş (sahneler movielerden sanırım çünkü çizimler oldukça detaylı) ama tabi eski serinin yeri ayrı. Geçen 30 yılda seslendirme tarzının ne kadar değiştiğine de güzel bir örnek olmuş.
SpoilerSpoilerSpoilerSpoiler- Önceki yorumları göster %s tane daha
-
Eski seride çizimler karakteristik yeni versiyonda karakterler sanki best model yarışmasından seçilmiş gibiler :D Aslında başka bir seriymiş gibi izleyince epey zevkli bir seri. Videodaki sahneler movieden alıntı olduğu için çizimler hayli detaylı (ve movielerin çevirisi şimdilik yok) animede de bu kadar olmasa da sahneye göre (uzay savaşlarında gemiler) uğraşılmış.
Yang'ı Reinhard'dan daha yakışıklı çizmeyi başarmışlar bence bu da bir başarı :D Sadece Yang ve Reinhard mı? Feminenlik kısmı herkesi kapsamaz belki ama bütün gemi komutanları model gibi olmuş saç stilleri falan 2019 modasından nasibini almış :D
-
Kaguya-sama wa Kokurasetai ve Kuzu no Honkai'nin mangakaları yeni bir seri için birleştiklerini duyurdular! Wow habere bak :D
https://myanimelist.net/news/59495378
Aka Akasaka (Kaguya) hikayeden sorumlu iken Mengo Yokoyari (Kuzu no Honkai, Kimi wa Midara na Boku no Joou da güzel mangadır öneririm) çizimleri yapacakmış!
-
Çoğu modern Batılı meditasyonu bir rahatlama tekniği olarak bilir. Yoga pantolonunuzu giyer, sıcak ve minderlerle dolu bir odada on dakika oturur, telefonunuzdan size iyi olduğunuzu, her şeyin iyi, he şeyin harika olduğunu, yüreğinizin sesini izlemenizi... vs.vs.vs. söyleyen yatıştırıcı bir sesi dinlersiniz.
Ama gerçek Budist meditasyonu insanın kendini hoş uygulamalarla rahatlatmasından çok daha yoğundur. Yoğun meditasyon sessizce ve merhametsizce oturup kendinizi izlemenizi gerektirir. İdealinde her düşünce, her yargı, her eğilim, her kımıldama, duygu, varsayım izi zihin gözünüzün önünden geçerek yakalanır, kabul edilir ve boşluğa geri bırakılır. İşin kötüsü de bunun sonu yoktur. İnsanlar sık sık meditasyonda ''iyi olmadıklarından'' sızlanırlar. İyi olmak diye bir şey yoktur. Tüm mesele de budur. Meditasyonda berbat olmanız gerekir. Bunu kabul etmeli, kucaklamalı ve sevmelisiniz.
İnsan yeterince uzun süre meditasyon yaparsa her türlü şey ortaya çıkar: tuhaf fanteziler ve onlarca yıllık pişmanlıklar, tuhaf cinsel dürtüler ve inanılmaz bir sıkıntı, ezici yalıtılmışlık ve yalnızlık duyguları. Ve bunları da gözlemek, kabul etmek ve bırakmak gerekir. Bunlar da geçecektir. (Mark Manson - Her Şey B*ktan)
- Önceki yorumları göster %s tane daha
-
@Gallardo ama bu hisleri açığa çıkardığında ,yanlış olanları özellikle, o zaman da suçluluk duygusu ortadan kalkıyor. emin ol daha kötü
-
Su ve karanlık bir değil. Su seni boğabilir ama karanlık fiziksel zarar veremez. Sadece var olan bir tehlikenin daha tehlikeli olmasını sağlar karanlıktaki deniz gibi. Bir nevi 1i 10 yapan 0 diyebiliriz. Mesele dediğim işte o 1leri ortaya çıkarıp özgürleştirmek. Karanlık önemli değil demiyorum ama odakta olan o değil. @Kai
@Reiinaa_ Suçluluk duygusu kayboluyor ama o utanılan hisler de bir kere kabullendin mi zayıflıyor eski gücünü kaybetmeye başlıyor belki de bir süre sonra aklından çıkıp gidecek noktaya geliyor. Ama önce insan kendisiyle yüzleşmeyi istemeli, buna hazır olmalı ve mevcut durumundan rahatsızlık duymalı yoksa travmatik olabilir.
-
su ve karanlığın bir olmadığını ben de biliyorum misal vermeye çalıştım ama olmadı demek ki öyleyse uzunca yazayım..
karanlık bir tehlikeyi daha tehlikeli yapar diye bir kural yok ve bir güzelliği daha güzel yapmaz diye bir kural da yok ki aslında daha güzel yapabilir. karanlığı sadece kötü şeyleri daha kötü yapan kötülüğün aracı birşey gibi örneklendirmek yukarda yaptığın gibi, senin onu kendi kendine kötülemenden ibarettir. fiziksel açıdan ne kadar ışığa maruz kalırsak o sırada o kadar karanlığa körleşiriz. bu demek oluyor ki kişi karanlığa yüz çevirip durarak kendini ona karşı kısırlaştırıyorsa bu karanlığın suçlu veya kötücül olduğu anlamına gelemez. sadece kişinin kendini karanlığa karşı kısırlaştırdığı anlamına gelir yani bu durum senin kişisel problemindir. deniz dipleri dediğin gibi karanlık evet yalnız denizin dibinde canlılar karanlıkta yolunu kolaylıkla bulabilmekte ve her işini görebilmekteler çünkü karanlıkta kaldıkça biyolojik donanımları ona göre gelişmiş. bu da demek oluyor ki karanlığa yüz çevirmezsek o bize tehlikeli olmak bir yana, bizi kendine göre geliştirerek ödüllendirebilir. zihinsel olarak düşünürsek ışık her şeyin şeklini kendine göre belli edip zihne o belirttiği şekilleri kabul ettirerek zihni o kadarıyla kısıtlayandır. karanlık ise zihni böyle kısıtlamaz ve özgür bırakandır. bu özgürlüğün kendisi ödüllerin ödülüdür zaten. ışığın da fiziksel olarak kendine yarayan ödülleri vardır fakat zihinsel olarak kısıtlayandır. ayrıca ışık kişiye karşı başkalarınca yönlendirilebilir ve çarpıtılabilir olandır ama karanlık asla. kişisel olarak karanlığın en önemsediğim özelliği bu dürüstlüğüdür.