Jump to content

Genel Araştırma

'jAPON Kültürü' etiketi için arama sonuçları.

  • Etiketlere Göre Ara

    Etiketleri virgülle ayırarak yazın.
  • Yazara Göre Ara

İçerik Türü


Forumlar

  • Duyuru & Kurallar
    • Forum Kuralları & Yardım
    • İstek, Şikayet ve Öneri
    • Tanışın Kaynaşın
    • Türk Anime TV Etkinlikleri
    • E-dergi
  • Türk Anime Çeviri Ekibi (TAÇE)
    • Tamamlanan Projelerimiz
    • Devam Eden Projelerimiz
    • Gelecek Projelerimiz
    • Askıya Alınanlar
    • TAÇE Duyuruları
  • Anime GENEL
    • Anime İstek ve Öneri Bölümü
    • Bilinmeyen Animeler ve Karakterler İçin Yardım Bölümü
    • Anime Genel
    • Anime Geyik
    • Animeler & Karakter Anketleri
    • Anime Tanıtım ve İncelemeleri
    • Anime Serileri Bölüm Tartışma Alanı
  • Manga GENEL
  • Fansub Takımları
  • Anime Manga Live-Action Download
  • Fan Kulübü
  • Japonya
  • Program Deposu
  • Konu Dışı
  • Roronoa Zoro's Roronoa Zoro Kimdir?

Sonuçları bul...

İçeren sonuçları bulun


Oluşturma Tarihi

  • Start

    End


Son Güncelleme

  • Start

    End


Filter by number of...

Kayıt tarihi

  • Start

    End


Üye Grubu


Hakkımda


Outlook


Web Sitesi


ICQ


Yahoo


Jabber


Skype


Konum


İlgi Alanları

3 sonuç bulundu

  1. Geçenlerde dango yapmayı denedim.Gerçekten çok lezzetli oldular ^_^ İşte bunlar benim yaptıklarım.Ben çikolata sosu kullandım gerçekten harika oldular ^_^ TARİFİ: MALZEMELER: -200 gr pirinç unu -200ml sıcak su İlk önce bu iki malzemeyi parlak bir hamur kıvamına gelesiye kadar ister elinizle ister kaşıkla karıştırıyorsunuz.Bu miktarlardan resimlerde gördüğünüz kadar dango çıkıyor. Daha sonra bir tencerenin içine ters olarak bir kase yerleştiriyoruz.Tencereyi sıcak su ile doldurup altını orta ateşte yakıyoruz.Kasenin üstüne bir tabak koyuyoruz.Tabağın üstüne de kağıt havlu koyuyoruz.Sonra elimizle yaptığımız hamuru küçük parçalara ayırıp üstüne koyuyoruz.Sonra bunların üstüne de kağıt havlu koyup tencerenin kapağını kapatıyoruz. (Evet baya bi üst üste diziliyorlar ama dikkat edin tencere kapağının tam olarak kapanması gerekiyor) 25 dk boyunca tencerenin kapağını açmıyoruz.Tencereden tıkır tıkır sesler gelebilir hemen tırsmayın sadece kase sallanıyor :D 25 dknın sonunda ellerimizle ayırdığımız hamur parçaları bayaa bi parlıyor.Bunları bir tabağa alıp tekrar hamur haline getiriyoruz.Hamuru ince bir rulo haline getirip eşit parçalar halinde kesiyoruz.DİKKAT bunları keserken çok yapışıyor.O yüzden elinizin ve bıçağınızın sürekli ıslak olması gerekiyor. Sonra kestiğiniz parçaları ellerinizi ıslatarak top haline getiriyorsunuz.Kürdana ya da çöp şişe diziyorsunuz.Çöp şiş veya kürdanı da ıslak olarak kullanıyoruz yoksa dangonun şekli bozuluyor.Ve en son olarak istediğiniz sosa reçel, çikolata sosu vs vs batırıyorsunuz ve afiyetle yiyorsunuz :D Çikolatalı olanı denemenizi tavsiye ederim.Haa bi de soğuk yemenizi öneririm. Son olarak hamuru yaparken bi pakette pudra şekeri ekleyebilirsiniz. Anlamadıysanız google'a how to make dango yazıp çıkan ilk siteye girin orda baya bi iyi anlatıyo :wub:
  2. Öncelikle selamlar herkese... Bir çoğumuz animelerden Japon Kültürünü ve yaşantısını az çok öğreniyoruz. Bunun için animelerde geçen bazı efsanelerin ve de mistik durumların en çok görüldüğü Fuji Dağını (Fugaku Sanjūrokkei) tanıtayım istedim. Sizinde animelerden öğrendiğiniz efsaneler varsa anlatın öğrenelim ^_^ Fuji Dağı (富士山 Fuji-san), 3.766 metre (12.385 ft) yüksekliğiyle japonyadaki en yüksek dağdır.Fuji, aynı zamanda etkin bir yanardağ olmasına karşın, 1707-08 yıllarındaki patlamasından bu yana volkanik etkinlik göstermemiştir. Fuji Dağı, uzun eğimli koni biçiminde bir yanardağdır. Tepe kısımları bir hayli soğuk ve her daim karlıdır. Fuji-Hakone-Izu Millî Parkı'nda yer alan Fuji'nin çevresinde pek çok göl ve ormanlık alan bulunmaktadır. Dağ, açık ve nemsiz bir günde,Japonya'nın başkenti Tokyo'dan da görülebilmektedir. Japon halkı, eski çağlardan beri Fuji Dağı’na kutsal bir dağ olarak tapmıştır. Resimler için NG güzel bir derleme yapmış burdan bakabilirsiniz. http://natgeotv.com/tr/dunya-miraslari/galeriler/fuji-dagi#105975 Ayrıca 2 gündür TV de belgeselleri yayınlanıyor.Ufakda olsa videolarına bakmak istersenizde: http://video.nationalgeographic.com/video/kids/people-places-kids/japan-mtfuji-kids Ayrıca daha fazla bilgi içinde Viki'den: http://tr.wikipedia.org/wiki/36_Fuji_Da%C4%9F%C4%B1_Manzaras%C4%B1_%28Hokusai%29 Çok fazla anlatmıyorum çünkü asıl ilgilendiğim mistik ve efsanevi yönünü .İnternetde pek olmasada sizin de bildiğiniz Japonya Fuji dağına özgü efsane varsa (korku hikayeleride olur :ph34r: ) paylaşmanızı isterim ^_^
  3. | Yamato'nun yüreği ,nerededir diye Ne zaman biri gelip ,sorarsa sana Tan doğarken ışıyan bir mekandır de Kiraz açan dalları hatırlat ona -Norinaga Motoori Dünyadaki ilk romanın bir Japon soylusu tarafından yazıldığını, hatta bu kişinin Murasaki Shikibu isimli bir bayan olduğunu biliyor muydunuz? Genji Monogatari isimli bu romanın tahminen 1021 yılında tamamlandığını peki? Dahası, bugün en önemli edebiyatçıların mensup olduğu Avrupa’da, edebiyat tarihi sadece 15-16. yüzyıllara, yani, Rönesans dönemine kadar gidiyor. Avrupa’daki ilk roman, Cervantes’in Don Kişot’u, 17. yüzyılda yazılıyor. Bu da Japonya’da edebiyatın Avrupa’yla kıyaslandığında ne kadar eski ve derin bir birikimi olduğunu gösteriyor. Japon popüler kültürüne olan ilginin artmasıyla beraber bugüne kadar Japonya’ya dair; yakın geçmişi, geleneksel ve/veya modern unsurları gibi pek çok konuda fikir sahibi olduk. Ancak böylesine köklü bir kültürün edebiyatı hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Bu noktadan yola çıkarak Japon edebiyatına dair küçük bir bakış açısı kazandırmak adına bu yazıyı hazırladım. 2000 yıllık bir geçmişe sahip bu edebiyatı anlatmaya öncelikle Japonlarda edebiyatın nasıl bir anlam ifade ettiğiyle başlamak doğru olacak sanırım. “文学” (bungaku) yani edebiyat kelimesi iki kanjiden oluşuyor. “文” (bun); bilgi, öğreti, kültür, cümle, yazın gibi anlamlar taşıyor. Kültür ve edebiyata dair pek çok kelime “文” kanjisini taşıyor. Örnek vermek gerekirse, “文化” (bunka) kültür demek ve “文明” (bunmei) uygar, uygarlık, medeniyet anlamına geliyor. Bu noktada Namık Kemal’in bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “İnsan topluluklarının gelişmesi, her şeyden önce dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır.” Namık Kemal bu cümlesinde, uygar topluma geçişte edebiyatın ne denli önemli olduğunu vurgular. Bu anlayışın Japonlar için de geçerli olduğunu sadece “文” kanjisini taşıyan kelimelere bakarak dahi söyleyebiliriz. “学” (gaku) kanjisi ise öğrenmek, okul ve bilim anlamları taşıyor. İki kanjiye bakarak, edebiyatın Japonlar için, bilgiyi öğrenme, bilgi bilimi gibi anlamlar ifade ettiğini söylemek mümkün. Gelelim edebiyatın Japon kültüründeki yerine… Bu konuda Shuichi Kato, ünlü eseri Japon Edebiyatı Tarihi’nin ilk cildinde şunları söylüyor: “Japonlar, tarihin her döneminde düşüncelerini soyut felsefi sistemlerden ziyade somut edebi yapıtlarla ifade etmişlerdir.” Buna karşılık Japon edebiyatı gibi uzun ve derin bir geçmişe sahip Çin edebiyatını incelediğimizde, Çinlilerin uzun bir felsefi sistemleştirme süreci yaşadığını söylebiliriz. Örnek vermek gerekirse, Konfüçyüsçü felsefe Japonya’ya Tokugawa döneminde Sung hanedanlığının bu felsefeyi “resmi eğitim aracı” olarak benimsemesiyle beraber gelmiştir ve bu felsefenin benimsenmesi adına pek çok eser ortaya konmuştur, ancak, sistemin adaptasyon süreci 300 yılı aşmıştır. Kato’ya göre, Japonlar felsefenin sistematik yanıyla ilgilenmekten çok onu yaşamlarına nasıl adapte edeceklerini düşünüyorlar. Hatta felsefenin mevcut sistematik yapısını parçalamak ve onu kendi toplumsal değerlerine indirgeyerek yavaş yavaş politik ve gündelik yaşama uygulamak Japonların ilk yaptığı şeydir diyor Kato. Bu noktada anlaşılıyor ki, Japonlar için önemli olan sistematik bir yapıdan öte bu yapıyı pratiğe nasıl uygulayabilecekleridir. Bu konuya bir diğer örnek ise Heian dönemi (794-1185). Heian edebiyatı kuşkusuz Japon edebiyatının en verimli dönemlerinden biridir. Bu dönemde, içinde Murasaki Shikibu’nun Genji Monogatari isimli romanının da yer aldığı, şiir ve roman alanında pek çok başyapıt verildiği halde felsefi anlamda hiçbir özgün yapıt verilmemiştir. Sonuç olarak Japonlar için felsefenin yaşamın bir parçası olarak edebiyatın sadece küçük bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Felsefeden öte yaşam bir bütün olarak edebiyata konu olmuş ve Japonlar bir kiraz çiçeğinin açışından saray entrikalarına kadar deneyimledikleri her şeyi bazen bir haiku, bazen bir waka bazen de bir roman olarak gelecek nesillere aktarmışlardır. Daha ayrıntılı bilgi için Yard. Doç. Dr. Oğuz Baykara’nın Türkçe’ye kazandırdığı ünlü edebiyatçı Shuichi Kato tarafından hazırlanan üç ciltlik Japon Edebiyatı Tarihi isimli eseri inceleyebilirsiniz. _________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/edebiyatin-japon-kulturundeki-yeri Not: Resimlerin ,AnimeFantastica'daki duruş şekillerini(Yazıların yanında durmaları.) ,burada gerçekleştiremediğim ve AnimeFantastica'daki resimlerin ,boyutlarının çok küçük olması ,nedeni ile ,3 resmi de ,internetten buldum ,birinci ve sonuncu resimlerde ,bilgisayardan boyut ayarı yaptım ,ayrıca birinci resimde ,kesme(Kırpma) işlemi uyguladım ,yani AnimeFantastica'dakilerle ,buradakiler arasında farklılıklar olabilir. Not2: Eğer resimlerin ,hala çok büyük olduğunu düşünüyorsanız ,söylerseniz sevinirim ,hemen düzeltmeye çalışırım.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.