Shina 15 Mesaj tarihi: 12 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 12 Aralık 2014 "İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyor." - Sabahttin Ali, Kürt Mantolu Madonna calpazhan, kata silvia ve Perfectum buna tepki verdi 3 Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Hass_ibe Kopan 47 Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 İkinci Dünya Savaşı'nı çocukken yaşamış ve bundan etkilenerek bizlere Hadashi no Gen gibi harika bir eser bırakan Keiji Nakazawa'nın bu konu hakkındaki düşüncesi gayet açık: "Bombanın annemin kemiklerini bile aldığını öğrendiğimde kudurmuştum. Tokyo'ya trenle geri dönerken bütün yol boyunca bunu düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Bombanın, savaşın ve savaşın neden çıktığının üzerine daha önce hiç ciddi ciddi kafa yormadığımı fark ettim. Bu konu üzerine düşündükçe anladım. Japonya'nın bunlarla yüzleşmekten kaçtığı da bir o kadar açıktı. İnsanlar savaşın sorumluluğunu kabullenmiyorlar, kabahati gerçekten hak edene yüklemiyorlardı. Tokyo'ya döndükten sonra bir hafta içinde, bomba üzerine ilk çalışmamı kaleme aldım. Kuroi Ame ni Utarete. Bu çalışma, savaş sonrası Hiroşima'sında silah kaçakçılığı işiyle uğraşan gençler üzerineydi. Ana karakter, bir atom-bombası kurbanıydı ve hissettiği öfke yüzünden Amerikalı bir karaborsacıyı öldürüyordu. Bu karakter Amerikalılara, Kim oluyorsunuz da Hiroşima'daki, Nagazaki'deki yüzbinlerce masum insanı insan kasabı gibi boğazladıktan sonra, Tokyo'yu cayır cayır yaktıktan sonra adaletten konuşabiliyorsunuz? Bu mu sizin adalet dediğiniz şey?" Ftsuu, kata silvia ve asci buna tepki verdi 3 Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Nume 71 Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Tuhaf Değil Mi ? Dünya Garip Bir Canavar Misali Yutuyor İnsanları, Hayat Gibi. Ölmek İsteyenleri Tutmuyorum,Çünkü Yok Olmak Çok Zevkli. Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Specific 30 Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Hayatta anlam ifade eden anlar o kadar kısaydı ki.Bir homurdanma ya da bir gülücükle karşılanmak gibi tamamen kısa kesitlerden oluşan bir bütündü bu.O insanlara sevdiğimizi söylemek ya da teşekkür etmek çok sonraları geliyordu aklımıza.-Antti Tuomainen,Şifacı crea buna tepki verdi 1 Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
britomartis 9 Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 13 Aralık 2014 "Eğer yukarıda bir tanrı varsa, umarım benim viski içmemden veya domuz eti yememden daha önemli şeylerle ilgileniyordur."(Uçurtma Avcısı) Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Shina 15 Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 "Sorun ipleriyle sarmalanmış ümitsizlik prensiydim. Volkswagen golf büyüklüğünde bir kurbağa gelip de beni öpene kadar uyuyacaktım." kata silvia buna tepki verdi 1 Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
kawaii kereste 518 Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 türkçe çevirisinde göremeyeceğiniz esprilerden :D ( ͡° ͜ʖ ͡°) Pelin ლ(^⊖^ლ) buna tepki verdi 1 Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Byperest 150 Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 Paylaş Mesaj tarihi: 18 Aralık 2014 "Kralların sarayında felsefeye yer yoktur."(Thomas Moore'nin Ütopyası) Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Misafir Mesaj tarihi: 14 Ocak 2015 Paylaş Mesaj tarihi: 14 Ocak 2015 Zorba'nın yanına bir dilenci gelir ve sorar "Ruhun var mı?" Zorba yanıt verir "Var!" O halde "beş drahmi ver!" Zorba parayı çıkarır ve verir. Daha sonra yazara döner ve der ki "Burası ne kadar ucuz, ruhun fiyatı 5 drahmi!" Zorba kitabından bir parça aklıma ilk gelen :) Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Nyoteida 120 Mesaj tarihi: 15 Ocak 2015 Paylaş Mesaj tarihi: 15 Ocak 2015 "Sevgili Dost!Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?"Ali Ural'ın başucu kitabınız olmaya aday deneme türündeki eseridir. Hacim olarak ne kadar azsa muhteva olarak o kadar yoğun bir kitaptır. Öyle hemen okuyup bitireyim demeyin zira her cümlesinden çok derin manâlar çıkarılabilecek; bir anlamda iç hesaplaşma ile yine içe dönüşü anlatan nazenin bir kitap. Çok sevdiğiniz ama uzun süredir görüşemediğiniz biriyle hasb-i hâl eder gibi okuyun bu kitabı. Her "Sevgili Dost!" hitabıyla sanki bana yazılmış bir mektubun ilk satırlarını okuyor gibi okudum ben çünkü. Okuyun ve tefekkür edin. Sonra üzerine konuşmak isterseniz, beklerim. İki lafın belini kırarız :) Alıntı İletiye bağlantı Sitelerde Paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Sohbete katıl
Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.