Jump to content

Kitaplardan Sevdiğiniz Alıntılar


Misafir

Önerilen İletiler

  • 4 hafta sonra...
  • Yanıtlar 83
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Konuya en fazla mesaj yazanlar

Popüler mesajlar

Aşk ne hoş bir şey, ikimiz o günden önce birbirimizi hiç görmemiştik, aramızda birbirimizi çekecek bir kelime ya da bir bakış olmamıştı, ama şimdi bu heyecan anında, ellerimiz içgüdüsel olarak birbiri

"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar o

İkinci Dünya Savaşı'nı çocukken yaşamış ve bundan etkilenerek bizlere Hadashi no Gen gibi harika bir eser bırakan Keiji Nakazawa'nın bu konu hakkındaki düşüncesi gayet açık:   "Bombanın annemin kemikl

Evrenin göz bebeği insan, canlıların baş tacı! Ama benim için nedir insan, bu özü toz yaratık? İnsanın tadı yok benim için, kadının da yok..

                                                                                                                                                          Hamlet/ William Shakespeare

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

''Londra'nın, Paris'in, Berlin'in büyük meydanlarından birinde birkaç hırsız, birkaç haydut toplanıp hangi mahalleyi soyalım, bu işi nasıl kıvıralım, diye ulu orta tartışmaya kalkışacak olsalar, küçük burjuvazi, 'toplumsal bakımdan tehlikeli' olan bu vatandaşların bu mütevazi niyetlerini şu ya da bu tarzda önlemek için mutlaka harekete geçecektir. oysa, milyonlarca insanı kitle halinde öldürme tasarılarını herkesin önünde gazetelerde, millet meclislerinde, cumhurbaşkanlarının verdikleri ziyaretlerde tartışılan son derece, ama cidden son derece cani ve toplumsal bakımdan tehlikeli olan 'insanlara kıyanların' niyetlerini önlemek, küçük burjuvaların hiç mi hiç akıllarından geçmez.''

Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi -Maksim Gorki

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun? Bu soruyu yıl sonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor.
Yaşamın bir ayı: Bu konuyu erken doğum yapmış, bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş.
Bir hafta: Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor.
Bir gün: Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor.
Bir saat: Asansörde mahsur kalmış bir klostrofobiye sor.
Bir saniye: Bir araba kazasından kıl payı kurtulmuş bir adamın yüzündeki ifadeye bak. Ve saniyenin milyonda birini olimpiyatlarda uğruna ömrünü verdiği altın madalya yerine gümüş madalya almış atlete sor.

 

Marc Levy - Keşke Gerçek Olsa

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 2 hafta sonra...

Görünmezliğine hayranlık duyuyordum kadının. Bulunduğu yerde öne çıkma, görülme, fark edilme gayreti taşımayan ender kadınlardandı. Sadeliği silikliğinden değil, geri durmayı bilen tutumundan, ölçülü yaşama ve eyleme üslubundan kaynaklanıyordu.

Dünyaya, klişelerin gözlükleriyle bakanların asla göremeyeceği sadelikte duru bir kadın. Gizemli, buğulu kadın havalarına girmeden, kendinden gizem kazanmayı başarmış.

Onu ilk gördüğümde, benden başka kimse masada kadının şıklığını fark etmemişti. Şıklıktan anladıkları klişelere de uymuyordu çünkü. Üstü bele oturan dar, kısa sevimli, buklet kumaştan, iri kemik düğmeli, altmışlı yıllar havasında bir tayyör giymişti. Rengi nedir, diye sorsalar pat diye söyleyemez, zihnini şöyle bir tararsın ya hani; öyle bir ara renk işte. Bu bile bir kendine güven ölçüsü değil midir? Kilo fazlasını göstermeye birebir olan buklet kumaştan bir şey giymenin cesaretine ne demeli peki? Etek arkasındaki kısa yırtmaç da cabası.

Her zaman yerinde, gerektiği kadar konuşan; yersiz zeka gösterilerine kalkışmayan, insanın ruhunu okumak istercesine gözleriyle didiklemeyen; buna karşın her şeyin, herkesin farkında olduğunu sezdiğiniz bir kadın. Tanıdıkça ona hayranlığım artıyordu. Onun kişiliğin anlamama yardım edecek bir şey arıyordum. Ne olduğunu bilmediğim bir şey; eksik bir parça, onu bulduğumda kafamda her şey örtüşecekti sanki.

Jules Verne'den konuşuyorduk bir gün. Verne'in kahramanlarından birinin görünmezlik iksiri içtiğinde, kendisi görünmez olurken, neden giysilerinin de görünmez olduğuna kafayı taktığında daha dokuz yaşındaymış...

O gün onunla ilgili her şey birden örtüştü kafamda. Kendi iksirini yapmayı erken öğrenmişti.

                                                                                       

                                                                                      Murathan Mungan - Kibrit Çöpleri

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 üye

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.