Jump to content

Kitaplardan Sevdiğiniz Alıntılar


Misafir

Önerilen İletiler

"İnsanoğlu kendini aşırı ciddiye alıyor. Dünyanın işlediği ilk günah budur. Mağara adamı gülmesini bilseydi tarih çok daha başka olurdu."

- Dorian Gray'in Portresi

 

"Ümit mi? Ümit en son kötülüktür! Nietzsche adeta haykırmıştı.“İnsanca, Pek İnsanca adlı kitabımda ileri sürdüğüm gibi, Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladık. Fakat Zeus'un arzusunun, insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."

- Nietzsche Ağladığında

 

"Yarın öldüğüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki…”
Dişi gözlerinin içi buğulanarak:
“Ah” dedi, “tıpkı benim gibi düşünüyorsun.” 
Erkek cevap verdi:
“Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"

- Kamyon, Sabahattin Ali

 

"Evet, deliliği bilip bilmediğimi sormuştun.” 
“Çok doğru. Bu kez sana öykü anlatmayacağım. Deli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.”
“Hepimiz hissetmişizdir bunu.”
“Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."

-Veronica Ölmek İstiyor

 

"Geç modern çağa kadar insanların yüzde 90'ından fazlası, her sabah erken kalkıp ter içinde kalana dek çalışan köylüler olarak yaşıyorlardı. Ürettikleri fazladan gıda, tarih kitaplarını dolduran küçük bir seçkin azınlığı doyuruyordu: krallar, bürokratlar, askerler, rahipler, sanatçılar ve filozoflar. Tarih çok az insanın “yaptığı”, geri kalanların da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir."

- Hayvanlardan Tanrılara, Sapiens

 

"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. 

İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;
Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

- Oğuz Atay, (hangi kitabı bilmiyorum maalesef..)

 

"Ölmek bir şey değil yaşamamak korkunç."

- Sefiller

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • Yanıtlar 83
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Konuya en fazla mesaj yazanlar

Popüler mesajlar

Aşk ne hoş bir şey, ikimiz o günden önce birbirimizi hiç görmemiştik, aramızda birbirimizi çekecek bir kelime ya da bir bakış olmamıştı, ama şimdi bu heyecan anında, ellerimiz içgüdüsel olarak birbiri

"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar o

İkinci Dünya Savaşı'nı çocukken yaşamış ve bundan etkilenerek bizlere Hadashi no Gen gibi harika bir eser bırakan Keiji Nakazawa'nın bu konu hakkındaki düşüncesi gayet açık:   "Bombanın annemin kemikl

1456ha, 22 saat önce yazdı:

"İnsanoğlu kendini aşırı ciddiye alıyor. Dünyanın işlediği ilk günah budur. Mağara adamı gülmesini bilseydi tarih çok daha başka olurdu."

- Dorian Gray'in Portresi

 

"Ümit mi? Ümit en son kötülüktür! Nietzsche adeta haykırmıştı.“İnsanca, Pek İnsanca adlı kitabımda ileri sürdüğüm gibi, Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladık. Fakat Zeus'un arzusunun, insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."

- Nietzsche Ağladığında

 

"Yarın öldüğüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki…”
Dişi gözlerinin içi buğulanarak:
“Ah” dedi, “tıpkı benim gibi düşünüyorsun.” 
Erkek cevap verdi:
“Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"

- Kamyon, Sabahattin Ali

 

"Evet, deliliği bilip bilmediğimi sormuştun.” 
“Çok doğru. Bu kez sana öykü anlatmayacağım. Deli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedeshin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.”
“Hepimiz hissetmişizdir bunu.”
“Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."

-Veronica Ölmek İstiyor

 

"Geç modern çağa kadar insanların yüzde 90'ından fazlası, her sabah erken kalkıp ter içinde kalana dek çalışan köylüler olarak yaşıyorlardı. Ürettikleri fazladan gıda, tarih kitaplarını dolduran küçük bir seçkin azınlığı doyuruyordu: krallar, bürokratlar, askerler, rahipler, sanatçılar ve filozoflar. Tarih çok az insanın “yaptığı”, geri kalanların da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir."

- Hayvanlardan Tanrılara, Sapiens

 

"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. 

İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;
Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

- Oğuz Atay, (hangi kitabı bilmiyorum maalesef..)

 

"Ölmek bir şey değil yaşamamak korkunç."

- Sefiller

İlk 2 si çok iyi

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 2 ay sonra...

Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.

Stefan Zweig - Olağanüstü Bir Gece

Haruki Murakami - Sputnik Sevgilim kitabından:

-''Bugünlerde ne kadar zaman ayırırsan ayır, kayda değer bir şeyler yazabileceğini sanmıyorum'' dedi Myu sakince, tereddütsüz bir ses tonuyla. ''Yeteneğin var. Bir gün mutlaka çok güzel bir eser de ortaya koycaksın. İltifat etmiyorum, buna yürekten inanıyorum. Senin içinde böyle doğal bir gücün vardığını hissedebiliyorum. Ancak şimdiki sen, henüz hazır değilsin. O kapıyı açmak için yeterli gücü toplamış değilsin. Sen de böyle hissetmiyor musun? (sayfa 46)

-Dünya garip bir yer değil mi? (sayfa 52)

-''Her konuda böyledir; en faydalı bilgi, deneyimleyerek ve bedelini ödeyerek edindiğindir. Kitaplardan edindiklerin değil.'' (sayfa 56)

-''Önemli bir şey değil. Aklıma gelen birkaç şeyi, günü birinde gerekli olabilir belki diye not alıyorum sadece.'' (sayfa 122)

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

"Eğer deneyim sahibi olmak değerli ise,deneyim sahibi olmama deneyimine sahip olmakta değerlidir."

 

                                                                                                                                                        -Hikigaya Hachiman.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 4 hafta sonra...
  • 6 ay sonra...

Hiçbir ilişki güvenli olamaz. Güvenli olmak ilişkilerin doğasında yoktur ve eğer bir ilişki güvenliyse bütün çekiciliğini kaybeder. İşte bu zihin için bir problemdir. Bir ilişkinin tadına varmak istiyorsan güvensiz olmak zorundadır. Onu tamamen güvenli kılarsan tadına varamazsın; büyüsünü, cazibesini kaybeder. Ve zihin bununla da, onunla da tatmin olmaz, o yüzden de daima çelişki ve kaos içindedir.

Hem canlı, hem de güvenli bir ilişki ister ama bu mümkün olmaz çünkü canlı bir insan, canlı bir ilişki, canlı herhangi bir şey, ne olacağı belli olmayan bir şeydir. Bir sonraki anda ne olacağı bilinemez. Bilinemediği için de şimdiki an daha yoğun olur. Bu anı mümkün olduğu kadar tam yaşamalısın çünkü sonraki an hiçbir zaman gelmeyebilir. Sen burada olmayabilirsin, diğeri burada olmayabilir. Ya da ikiniz de burada olursunuz ama ilişki burada olmaz. Bütün olasılıklar açıktır. Gelecek her zaman açıktır; geçmişse her zaman kapalı. Ve ikisinin arasında şimdi; şimdinin tek bir anı var, daima titreşen ve sarsılan. Ama hayat böyledir. Titreşme ve sarsılma canlı olmanın parçasıdır; duraksama, sis, belirsizlik.Geçmiş kapalıdır. Her şey oldu ve şimdi hiçbir şey değişemez, her şey tamamen kapandı. Gelecek tümüyle açık, hiçbir şey bilinmiyor. Ve ikisinin arasında bu an; bir ayak geçmişte, bir ayak gelecekte. O yüzden zihin daima bir ikilik içindedir, bölünmüş durumdadır. Her zaman parçalı, her zaman şizofren.

Bunun böyle olduğunu ve bu konuda bir şey yapılamayacağını anlaman gerekiyor. Çok güvenli bir ilişki istiyorsan ölü bir insanı sevmek zorundasın ama o da hoşuna gitmeyecektir. Bir sevgili bir kocaya dönüştüğünde olan budur; koca ölü bir sevgilidir, karısı ölü bir sevgilidir. Her şey geçmişten ibarettir ve artık geleceğe geçmiş karar verir. Aslında, eğer bir eşsen geleceğin de yoktur; geçmiş kendini tekrarlayacaktır, bütün kapılar kapalıdır.

Hapistesindir, duvarlar içinde.

Böyledir; sürekli güvenlik ararsın ama bulunca da ondan hemen sıkılırsın.

Osho - Yakınlık

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 3 hafta sonra...
  • 1 ay sonra...

  ''Ekmek pahalı , emek ucuzdu ''     Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar

"Yoksa hırsızlardan korkacak kadar zengin misin?"     Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar

"Hayvanların aptal olduğunu mu düşünüyorsun? Hayır, o insandan daha akıllıdır. . Düşün işte, sen onu öldürmek istersin, oysa o ormanda dolaşmak ister. Senin kanunun başka, onunki başka. O bir domuzdur, ama senin kadar kötü değildir. Onu da tıpkı senin gibi Tanrı yarattı. Ah, insan aptaldır, aptaldır, aptaldır insan!"   Tolstoy, Kazaklar

"Hayatı yaşayan bütün insanlar, milyonlarca insan, hayatın anlamından hiç şüphe etmiyor."  Tolstoy, İtiraflarım

 

 Her insan yavrusu  bir Tolstoy okumalı...

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bilirim ama biz alışmadık ki bu çeşit sevince. Bilemeyiz ki bu çeşit sevincin tadını tatmadık ki. Düşünmeye başlayalı beri bir gün sarhoş olmadan gülmedik ki.

- Bir Sonbahar Akşamı, Sait Faik Abasıyanık

Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi ama işin gerçeği başkalarının acılarımdan zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanlı olduklarına inanabiliyorlardı.

Veronika Ölmek İstiyor, Paulo Coelho

Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz. Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.

Veronika Ölmek İstiyor, Paulo Coelho

Toplumun ahlaka aykırı saydığı kitaplar topluma kendi ayıbını gösteren kitaplardır.

- Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde

Saçma, bilinmeyen ada kalmadı artık, Bilinmeyen ada kalmadığını nereden biliyorsun, kral efendi, Haritalarda bütün adalar var, Haritalarda sadece bilinen adalar var, Peki bulmak istediğin bu bilinmeyen ada neyin nesi, Bunun cevabını bilseydim ada zaten bilinmeyen olmaktan çıkardı, Bu adayı kimden duydun, diye sormuş kral biraz ciddileşerek, Kimseden, Öyleyse niçin var diye tutturuyorsun, Çok basit, bilinmeyen bir adanın var olmaması imkansız olduğu için, Buraya benden bir tekne istemeye geldin demek, Evet buraya senden bir tekne istemeye geldim, Sen kim oluyorsun ki sana bir tekne vereyim, Sen kim oluyorsun ki bana bir tekne vermeyeceksin, Ben bu krallığın kralıyım ve krallıktaki tüm tekneler bana aittir, Bu gidişle onlar sana değil sen onlara ait olacaksın, Ne demek istiyorsun, diye sormuş kral, huzursuzca, Tekneler olmasa sen bir hiçsin, oysa tekneler sen olmasan da rahatlıkla denize açılabilirler.

- Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Jose Saramago

Beni çileden çıkaran çelişkilerden biri de Japonların sessiz iletişim kavramı olmuştu. Uzun yıllar evli olan bir Japon çiftinin veya uzun yıllardır tanışan iki arkadaşın iletişim kurmak için konuşmaya, sözcüklere ihtiyaç duymayacağı gerektiği iddia edilir. Bir bakış, duruş, yüz ifadesi, hatta telepati ile çok yakın iki insanın anlaşabilmesi sessiz iletişimin temel prensibidir. Bunu yapamayanların da yeteri kadar yakınlaşamadığı varsayılır .
Japonya'da bir süre kaldıktan sonra sessiz iletişim benim de aklıma yatmaya başladı. Gerçekten de metrolarda, lokantalarda sadece bakışlarla "konuşan" ve anlaşan yaşlı çiftlere rastladım. Aslında iletişimin en ilkel ve hatalara en açık şeklinin konuşmak olduğunu düşündüm. Fazla iletişim iletişimsizliğe yol açıyor, anlaşılmaya çalıştıkça yanlış anlaşılıyoruz. Belki de sustukça insanlar arasındaki iletişim gelişecek.

- Japon Yapmış, Onur Ataoğlu

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 üye

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.