Jump to content

Türkiyedeki Anime İzleyicileri Hakkında Olumlu Düşünüyor musunuz?


Vasto Lorde

Türkiyedeki Anime İzleyicileri Hakkında Olumlu Düşünüyor musunuz?  

64 oy

  1. 1. Türkiyedeki Anime İzleyicileri Hakkında Olumlu Düşünüyor musunuz?

    • Olumlu düşünmüyorum. Kalitesiz seriler bu kadar popülerken olumlu düşünmemin mümkünatı yok.
      27
    • Olumlu düşünüyorum. Kaliteli serileri izleyenler çoğunlukta.
      6
    • O değil de Tokyo Ghoul'un sitedeki puanı 9.1 / 10 iken nasıl olumlu düşüneyim?
      9
    • Seyircilerin anime izlerkenki seçiciliği zamanla artacaktır. Şuan durum kötü olsa bile ilerde iyi olacaktır.
      22


Önerilen İletiler

  • Yanıtlar 69
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Konuya en fazla mesaj yazanlar

Popüler mesajlar

Bence zevkler ve renkler tartışılmaz.. Benim bayılarak izlediğim bir seri başkasının ilgisini çekmeyebilir. Ya da tam tersi..   Ben ülkemizdeki

Bu tarz konulara rastlamayalı uzun zaman olmuştu. Uzun yazacağım hadi bakalım. Bazı şeylerin önüne geçilmiyor. Eğer bir şey mainstream olacaksa, önünü alamıyorsunuz illaki oluyor. Siz isterseniz

Sitede ergenlik çağında olan birey sayısı fazla normal olarak DxD, Kiss x Sis gibi seriler çok izleniyor. Anime izleyicileri genellikle oyunda oynuyorlar. Bu yüzden Sword Art Online (İlk sezonu

İzlediği animeler Tokyo Ghoul , Sword Art Online vs vs'den ibaret olup , ( son zamanlarda da One Punch Man'ci yeni bir kitle oluştu ) çok biliyormuşçasına konuşan kitle yüzünden olumlu düşünmek az ötede dursun. ''Saitama tek yumrukla halleder'' , izlemediği halde ''Goku alır gezegen yok ediyor'' gibi yorumlar ortada cirit atarken... Ve ne yazık ki çoklar :/

 

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Aslında burada bu kitlenin sevdiği yapımların birbirine dayatma yapılmadan da iyi veya kötü(sevip sevmemek burada farklı bir nokta, neden gerektirmez ama iyi veya kötü oldukları tartışılabilir) olduğu tartışılmadan bir sonuca ulaşılması zor olur. Ama madem ki admin bunu istemiyor ben de bu konudan bahsetmem ama ilk olarak SaO ilk sanal gerçeklik yapımıdır gibi bir yanlış düşünceye ve  bu sanal evrenin sevilmesine değinmem gerekir. Bu evrenin sevilmesine elbette ki laf edemem ama sırf bu evreni yarattı diye başarılı görünmesini Philip Kindread Dick'in Androdiler Elektrikli Koyun Düşler Mi? adlı yapıtında ki empati kutusunu adlı sanal gerçekliğe karşı bir haksızlık olarak görürüm. Tamamı ile insan nedir sorusundaki o büyük sorgulamayı yapan ve bundan çok da farklı öğeler içeren bu sanal gerçekliğin yanında SaO'nun ki çok zayıf kalır. Tabi edebiyatı geçer ve sadece oyun konsepti üzerinden gidersek Hack yapımları SaO’nun bu fikrini orijinal olmakdan çıkarır ve iyi bir yapım olduğunu savunmak için kullanamayacağımız bir fikir haline getirir. Bu yanlış anlaşılmanın yanında fanservis olmayan bir yapımı fanservis yok diye eleştirmek fanservisin mantığını anlamamak demektir.Hele bir de sırf böyle öğeler barındırmıyor diye bir karaktere boş demek hiç anlaşılmadığını gösterir.Fanservis ana yapıma sadece ekstradan para kazanalım mantığıyla eklenen bir ekstradır. Ne yapımın ne de konunun temelinde echhi olmadığı sürece bulunmaz.Hiçbir yazar karakterini bir fanservis öğesine bağlı kalarak motiv yazmaz. Fate/Zero ve Ergo Proxy gibi yapımlardaki karakter motivlerini görmezden gelip fanservis yok diye boş ve niteliksiz bir karakter ilan etmek bu yanlış bakış açısının ürünüdür. Bu karakter tiplemelerini fanservis olmadığı için sevmeni anlayışla karşılayabilirim ama burada boş veya niteliği olmayan bir arkaplandan söz edersen tartışmamız gerekir. Ve son olarak başta da belirttiğim gibi bu kitleyi anlamak istiyorsak bu kitlenin bir yapımı neden başarılı olarak gördüğünü konuşmalıyız ki bunun içinde başarılı buldukları veya bulmadıkları(aslında burada başarılı bulmadıkları daha önemli bir noktada duruyor) yapımları eleştirmemiz lazım. Ama madem ki admin bunu istemiyor ben de bundan bahsetmeyeceğim.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Bu tarz konulara rastlamayalı uzun zaman olmuştu. Uzun yazacağım hadi bakalım.

Bazı şeylerin önüne geçilmiyor. Eğer bir şey mainstream olacaksa, önünü alamıyorsunuz illaki oluyor. Siz isterseniz "ya ne var bu animede" diye pankartlar açın, o anime milyonlar satıyor. Ve artık bu sektörü uzun süre takip etmiş biriyseniz, hangi animenin mainstream olacağını daha sezon başlamadan tahmin eder hale geliyorsunuz. Çünkü bu tarz animelerin satış taktiği her zaman aynı. Kitle aynı. Beğenilen şey aynı. Formülü çözenler parayı kırıyor işte. Bu tıpkı Rihanna'nın neredeyse hiç yaratıcılık olmayan rastgele bir şarkısının daha ilk günden Youtube'ta neredeyse 1 milyar görüntülenme almasına benziyor. Önünü alamıyorsunuz.

Şimdi insan belirli çeşitlilikte anime izledikten sonra, aşağı yukarı neyi sevdiğini, nelere dikkat ettiğini bilir hale geliyor. Ayrıca bir şeyi izlerken de daha ilk 2-3 bölümden o animede kaliteli bir senarist yer almış mı, yönetmen orijinal mi, müziklere emek verilmiş mi tarzı sorulara yeterli cevaplar verebilecek hale geliyor. Veya sadece MyAnimeList tarzı sayfasına ya da afişine bakarak, bir animeyi sevip sevemeyeceğini mantıklı sebeplerle açıklayabilir hale geliyor. Bu ortamlarda olgunluk şudur: Eğer bir anime uzaktan baktığında senin zevkine hitap etmiyorsa, uzaklaş oradan. Onu sevenler sevsin, hatta çok sevsin. Karışma, boşver. Gözüne gözüne soksalar bile görmezden gel. "Benim tarzım değil pek." de geç. Neden diye sorarlarsa da "Şunlar var ya beni pek sarmıyor." dersin olur biter. Sen direk gidip "Mainstream ondan sevmiyorum." dersen, üstüne iyice üşüşüyorlar. Yapma, boşver. 

Herkese zaman verin. Sen de ben de başkası da bu tarz hobilere ilk başladığında, türünün en iyileri olarak dayatılanları bize nasıl dayatıldıysa öyle kabul etmiştik. Başkaları güzel diyorsa vardı bir bildikleri, biz de oturup izliyorduk. Beğenmesek bile kendimizi beğenmeye zorluyorduk, türünün en iyisiydi sonuçta. Ama ne zaman farklı sularda yüzmeye başladık, ne zaman gizli gemleri keşfetmeye başladık; işte o zaman anladık ki her önüne gelenin dayattığını kabul etmemek gerekiyormuş. Sizin de aklınız var, bakış açınız var. Size bir şeyler dayatanların da %90'ı daha yeni yeni bu hobiye kendilerini atan insanlar. Onların da zamanla gözü açılacak. 3-4 sene sonra geriye baktıklarında "Ben bu animeyi nasıl beğenmişim ya" diyecekler.

Kendinizi bu tarz topluluklardan uzak tuttuğunuzda genelde yalnız kalıyorsunuz. Mesela ben Ping Pong The Animation'a 10 vermiştim. Ama çevremde 3-4 insana izletene kadar göbeğim çatladı. Son 5-6 senedir izlediğim en mükemmel anime olmasına rağmen, Türkiye'de sadece 3-4 kişiyle AMT'de bir başlıkta haftalık içimizi dökebildik. Türkçe çevirisinin bile tamamlanması sanırım 1 yıla yakın süre aldı. Ufkunuzu açmanın bir diğer yolu da İngilizce altyazıyla anime izleyebilmektir sanırım. Öbür türlü çeşitlilik olmuyor, popüler kültür neyi sunarsa onu tüketmek zorunda kalıyorsunuz. Hatta bir yerden sonra anime şirketleri hep birbirinin kopyası Light Novel/Manga adaptasyonları yapmaya başlayınca (son bir kaç senedir böyle), koskoca mevsimde izleyecek 1 tane bile seri bulamıyorsunuz. Kendinizi LN veya VN'lere veriyorsunuz. Verin anacım, okumak izlemekten daha güzel bazen.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Olumsuz düşündürmek için elinden geleni yapmış şıklar :P 

Ben hiçbir şey düşünmüyorum. Anime furyası Türkiye'de çok farklı bir süreçte gerçekleşti. Net bir sonuca varmak zor. Uzun zamandır animeyi soğurmuş insanlar da var, kısa süre önce popüler anime kültürüne kapılmış olanlar da.

Önemli olan şu ki, gerçekten anime kültürünü -hatta Japon kültürünü diyelim- Türkiye'ye kazandırmak için çok güzel çalışmalar yapan gruplar var ve bunu bilmek çok iç açıcı. Naruto'nun dahi çevirilerinin olmadığı bir dönemde başladım animeye ben ve gözlemlediğim tüm bu süreçte Türkiye'de cosplay olsun,çeviri grupları ve forumlar olsun, etkinlikler hele ki!! çok şey değişti ve gelişti.

İzleyenleri eleştiremem, beni de ilgilendirmez zaten ama anime dünyası Türkiye'de çok gelişti ve ileride de katlanacaktır diye düşünüyorum.Zaten önemli olan da bu, yoksa kitle ne izlemiş ne beğenmiş bize ne! Sonuçta bizim izleme oranımıza göre anime sektörü şekillenmiyor ki :)

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Uzun uzun açıklarım da saat geç olmuş. Kısaca neden bu serilerin sevildiğinden bahsediyim:

1. Türkiye'de anime izlemek geç yaşta başlar. Bu yüzden "anime" adı altında ilk izlenilen seri genelde ya oppai (High School DXD) ya da aksiyon/oyun (SAO) olur. Bu normal. İnsanlar fazla seri izlemedikleri için karşılaştırma yapamazlar. Yapsalar bile yaptıkları karşılaştırma korku animesinde komedi yokluğunu eleştirmek gibi olur. 

2. Millet bir anime ünlüyse izler. Çünkü kendisi araştıracak kadar bilgi sahibi değildir ki bu normal bi durum. Sonuçta bizler animeyi hastalık seviyesinde bağlı değiliz ve arkadaş çervesinde ne konuşuluyorsa onlar aklımızda kalıyor. 

3. Klişe seriler, fan service'ler, cılkı çıkarılan ünlü seriler.... Anime bir piyasadır. İnsanlar bunu sanat için değil, para kazanmak için yaptıklarından izleyici çekmek ve onlara mal satmak için tabiki bu yöntemleri kullanılar. Peki Japonlar yurtdışından anime izleyicisi çekmek için ne yapabilir: Hayatlarında daha önce görmedikleri fan servisleri verirler, klişeleri yepyeniymiş gibi tanıtırlar vs vs... E genel olarak izleyici kesim 13-20 yaş olduğuna göre tabiki ergenlik damarları bu serileri sevmeye yöneltir. 

Şimdik son konuya gelelim. Zevkler mevkler meselesine... Eğer birinin sevdiği şeyi eleştiriyorsan onunda senin kadar bilgili olduğuna emin olmalısın. Eleştirmek kötü bir şey değil, ama ben etrafta "SAO iğrenç yaşasın DXD dersem beni taşlarlar. Ben olsam bende taşlarım. 2 anime izlemiş gelip konuştuğuna bak derim. 

Amma velakin 100 den fazla seri bitirmiş birini bulup "abi anohana'ya nasıl birinci dersin Clannad After Story'nin sonunda şunlar şunlar acayip değil miydi o birinci olmalı..." gibisinden konuşursan o çocuk sana zevkle cevap verir.

 

Neyse ben kaçar. Şu ana kadar 100'den fazla klişe seri izlemiş biri olarak da yaşasın oppai yaşasın fan service  demek isterim.  Ve bilerek izlediğime göre de Japonlar amaçlarına ulaşıyorlar değil mi? 

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

On 07.03.2016 at 19:50, Vasto Lorde yazdı:

Tokyo Ghoul başta olmak üzere yazdıklarımın hepsi(sitedeki en çok beğenilenlerden aldım) klişe ve fan servis dolu. Oraya Bleach,Naruto, Fairy Tail gibi animeleride eklemem gerekirdi ancak bu tarz animeler karakter odaklı olduğu için bireysellik ön planda olabilir. Ancak bu yazdıklarım animelerde bireysellik yok. Bir yapıt kötüyse kötüdür. Popüler olmak için iyi olmaya gerek yok. Okuyucuya istediği şeyi vermek gerekli. Kitap olarak örnek vereyim: Grinin Elli Tonu, Kötü Çocuk ve dün gördüğüm Psikopat adındaki kitap. Bunlar çöp. Buna rağmen çok satıyorlar. Sebebi ise basit. 

SAO'ya gelecek olursak, sanal gerçeklik neydeyse 60-70 yıldır olan bir şey. Heinlen ve PKD  kitaplarından çıkmayla günümüze kadar çok fazla kitapda, film ve anime de karşımıza çıkan bir şey sanal gerçeklik kaskları. Cyberpunk okumadın mı? Popüler mi değildi? Değil. Gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu yazarlarından biri olan PKD'nin kitaplar zor bulunuyor. İzlemiş olabileceğiniz Blade Runner, Azınlık Raporu, Total Recall, The Man in the High Castle (2 tanesi kült) yapımı  40-60 sene önce yazdı. Daha çok fazla yazardan örnek veririm ama kafa karıştırmaya gerek yok.

SAO her ne kadar başlarda iyimiş gibi gözüksede ilerde açıkça anlaşılıyorki yazarın fantezilerini döktüğü bir anime.

Japonlar başta olmak üzere dünyada fanservisler çok sevildiğinden dolayı bu yapıtlar popüler oluyor. Bu yapıtların hiçbiri gelecekte anılmayacak. Sıradan, hiçbir konuda yenilikçi bir fikir içermeyen, kültürel değer taşımayan, basit fantezilerin olduğu yapıtlar olarak kalacak. 

Aklıma gelmişken şöyle bir şeyden bahsedeyim. Amazonda bir deney yapıyorlar. Kapağında cinsellik içeren bir kitap satışa sunuluyor. Kitabın içi tamamen boş, beyaz sayfalardan oluşuyor. Kitap ilk gün binlerce satıyor.

Umarım derdimi anlatabilmişimdir ve umarım izlediğin şeyleri eleştirme gereksinimi duyarsın.

 

On 06.03.2016 at 01:48, Vasto Lorde yazdı:

Sitedeki animelerin, kullanıcıların oylamalarıyla belirlenen puanlara bakıyorumda... Bu soruyu sorasım geldi. Siz bir anime izlerken ne kadar seçicisiniz? Şöyle popüler olanlardan sıralayacak olursam Sword Art Online, High School DxD, Kaichou Wa Maid-Sama,Mirai Nikki,Tokyo Ghoul,Akame ga Kill!,Noragami,Vampire Knight,Kiss X Sis,Guilty Crown gibi ve atladığım vasat animelerin popüler olmasından vardığım kanı şu ki sadece zaman öldürmek için izleyenler çoğunlukta. 

Bu kadar çok mu hoşunuza gidiyor fanservisler?

Bu kadar çok mu hoşunuza gidiyor klişeler?

Bu kadar çok mu hoşunuza gidiyor bir şeyi sadece ünlü olduğu için lzlemek ve sevmek?

 

Şimdi Bunları Yazıyorsun Fakat Bunları Sen İncele, Güzel Mi? Kötü Mü? Eleştir Diye Yapmıyorlar. Bunların Hepsinde Bir Emek Var Sen Sevmeyebilirsin Fakat Gelip Burada Laf Yapmanı Doğru Bulmuyorum. Senin Vasat Dediğin Serileri 3-5 Bölüm İzleyip Bırakarak Burada Bunları Yazman Doğru Değil Sonuna Kadar Dayanıp İzle Bende 2 Bölüm İzleyip Sevmesem Güzel Değil Diye Düşünürüm. Fakat Senin Böyle Vasat Diye Damga Vurman En Önemlisi Klişe Diye Yazman Olmuyor Düşün Fakat Yazma, Sen Bu Kitabı Yazan Yazarlara Ve Animelerde Emeği Geçen Herkese Hakaret Ediyorsun, Anlamıyorum Amacın Ne ? Konuyu " Beğenmediğiniz Seriler Var Mı? " Şeklinde Açsan Daha Güzel Olurdu. Böyle Animeleri Eleştirip Dikkat Çekmeye Mi Çalışıyorsun? Gerçekten Anlamıyorum. Amygirl Admin'in Söylediği Gibi "Zevkler Ve Renkler Tartışılmaz" Tekrar Yazıyorum Beğenme Ama Burada Aşağılar Gibi Yazma. Emek Veren Kişilere Az Biraz Saygın Olsun . Bu Arada Sadece Emek Verenlere Değil İzleyenlere De Saygın Yok. Neyse Tartışma Ortamına Dönüşmesin, Herkes Özgür Zaten Benimki Sadece Bir Rica. ( Biraz Sert Karşıladım Ama Doğru Olan Bu... )

-

Şimdi Bazı Yorumları Okudum Herkes De Bir Kötüleme Aşamasında Klişe Düşünüyorsunuz Söyleyin Ne Yapsınlar. Hayır Onların Bilmediği Konuyu Siz Mi Biliyorsunuz ? Zaten Konular Açık Ve Net Daha Ne Yapsınlar. Uğraşan Kişiler Tabii Ki Severek Yapan Var, Para İçin Yapan Var. Bu Onların İradesine Kalmış Bir Şey, İstediği Animeyi Yaparlar. Biz Karışamayız, Herkesin Ön Yargılı Olması Beni Şaşırttı. Animeye Yeni Başlayan Birisi Bu Konuyu Okusa Animeden Soğur. Yapmayın Böyle İzleyin Beğenin Ya Da Beğenmeyin Size Kalsın Hayır Yazarsınız Ama Bu Konuda Aşağılama Var.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Kendi ailemden örnek vereyim: Annem gençliğinde Candy'i hep izlediği için Anime'ye karşı bir sempatisi vardır. Benimle oturup izlemez ama başkaları gibi "ne izliyorsun çinli çizgi filmlerini" filan da demez.

Bunun dışında görüşlerim diğer üyelerle aynı. O kadar fazla vasat seri ortaya çıkıyor ki, kalite de ister istemez düşüyor. 70-80 arası yapılmış eserlerin hiçbirinde o zamanki yaratıcılık ve sevgi yok. Star Blazers ya da Robotech (Yamato ve Macross'un çakmaları) bile gözüme yeni serilerden daha ilgi çekici geliyor.

Mesela Gundam deyince yeni neslin aklıma ya Wing ya da SEED geliyor. Zamanında İlk Gundam çevrildiğinde "Heero ne zaman çıkacak? Duo nerede? Domon gözükecek mi?" diyen yeni yetmelerden ne çektiğimi ben bilirim.

Galiba bende bir sorun var çünkü, yeni IP ler gerçekten zerre ilgimi çekmiyor. One Piece, Naruto vs. Death Note'a özellikle antipatim var. Kimse üzerine alınmasın ama Kira gibi bir sosyopatı kahraman olarak görüp ona özenen adamlar nedeniyle forumlara girmeye bile korkuyorum.

Annem haklı galiba. Ne varsa eskilerde var.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 üye

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.