Yapacağınız bir anime

[WSIS 5]

Yüzyıllardır bu sorunun sorulmasını istiyordum kimse sormadı, ben yapyıom... yav... he

Öncelikle WSIS isimli bir manyağın kültünden başlayım. WSIS adlı kişi ırkçı, tarikatçı ve zeki bir adamdır. 

bu adamla herhangi bir kavgaya girmek kıç ister doğrusu. Amerika/Montana'da basit bir kiliseyi takipçilerinin parasıyla satın alır ve git gide büyür. 800 Kişilik bir tarikat üyesine ulaşır. Onları eğitir, büyütür ve kendi bayrağını asmaya başlar. Bu kilisenin etrafınıda parayla satın alınan Montana'nın 8/6 lık bir kısmını saniyeleştirir ve artık orada eski Nazilerin bayrakları, Alman imparatorluğunun bayraklarını asmaya başlar.

Ruslardan katiyen nefret eder ve hepsini toplatıp öldürtür öncelikle. (WSIS'ın nasıl göründüğü hakkında fotoğraf atacam) takipçilerini de kendisi gibi boyar, boyardan kastım suratlarını kız erkek fark etmeden bi suda yıkar. Böylece bu 800 kişi git gide artar. Gümüş ay adlı bir ideolojik semböle git gide bağlanıp olup bu sembolu her yere asan ve artık kendi bayrakları, 'nasyonal Liberalizm' adlı kendi ideolojileri ile yıllarca mutlu mesut yaşarlar. WSIS manyağın tekidir, köle kampları, toplama kampları, kiliseler(ibadete kapalı tamamen toplantı veya silahlı eylemler için mekan olarak) ve Auswitzchler yaptırır. Ayrıca koca Montana'yı saniyeleştirir, artık tank üretme kapasitesinde hale getirir. halk orda dışardan izole, kendi kendi yaşamaya başlar. 

 

bunun sonucundan hiç korkmaz ve Amerikan hükümeti de buna pekte karışmaz. ama en sonunda kendi ordusunu yapmaya başlar. Askeri birlikler. 

1200'ü aşkın ve birçoğu adam kaçırma, zorla kızların erkeklere, erkekelerin kızlara tecavüz edip ırzına geçmesinden artık bu WSIS topluluğu 2000lere kadar gelir. WSISlar ölümsüzdür. eğer WSIS olursanız artık ölümsüzsünürdür. o yüzden 'baba' WSIS olarak sıfatlandırılmış WSIS bu Japon-Türk-Alman-WSIS übermensch'nizme ven bunlardan başka tüm ırklarından nefret  eder bu nefret  güdüsüyle dolan WSIS dünyada global olarak sorun çıkartmaya başlar. Ana merkezleri Montana olan bu kült, İngiltere, Türkiye, Almanya, İsveç, Hindistan ve Japonya'da üs açar aynı 'satın al-inşa et' taktiği ile. 

 

Kendi silahlarını üretmeye başlarlar ve tarikatlaşırlar. onlarca tane yüksek güçte Steinsler, onların altına Blitzhmenchler, Alman birlikleri, Sıradan askerler vs. diye tarikatlaşırlar. Hikayenin geçmişi bu böyle bir ortamda başlıyor hikayem.

Ruslardan oluşan bir paralı asker birliği Hindistana kurulur ve orada da onlar tarikatlaşır. Baba WSIS ise onlara savaş(bu kişisel bir mesele, onların lideri ile sıkıntısı vardır) ve ölümüne dek sahip olduğu her şeyi kaybetme pahasına artık son gücüyle Hindistan Himayalara gelir ve orada karşısında nefret beslediği düşmanlarını yaptırdıklarıyla eski kafalı bir savaş taktiyle, savaşa başlar (not: Hindistan-Pakistan-Nepal ve çin sınırı günümüz Fransa-Belçika-Almanya sınırından daha büyüktür ve savaş zaten bunu esas alarak gerçekleşir, Almanların yıkıcı gücü ve taktiksel zihniyetine karşı itilaf devletlerinin zaten garip bir simülasyonudur bu savaş)

 

Hikaye ise bu Rus-WSIS savaşını anlatır ve bu savaş öyle büyülü müyülü isekai'lı değil baya ciddi, tarihi ve korkutucu bir tonda ilerler. Kafayı sıyırmış ve herkesten, kendi topluluğu dışında herkesden nefret eden bu deli-manyak-ırkçı kişi acımasızca silahlanarak savaşa koyulur. Bu savaşta Otto Von WSIS, Kennedy W. ve tarihi şeylerin tekrarlanması ve WSIS 'ın aslında bir mesih kadar güçlü olmayacağı ve kendi yazdığı ideolojik kitabı 'Nasyonal Liberalizm' in dünyadaki her sorunu çözemiyeceğini görür, gücünü yavaş yavaş kaybeder. Tüm kült'ü kaybetme ve yükselme macerasını anlatan bu anime, 3 sezon olur ama eğerki siyasi boyuta ve hikayenin after'ını dahil edersek 5-6 sezonluk bir şeye dönüşür.(1.sezon kültün oluşumu, 2.sezon tarikatlaşma, 3.sezon bu savaş, 4.sezon Devrim edaları(buraya girmedim bile bura asıl eğlenceli ve önemli kısım aslında)5.sezon Kaiserreich(bunada girmedeim bu da çok önemli ama, Kaiserreich'ın kimin sahip olacağı hakkında, yeni kurulan ve devrimden sonraki Neu-Russia'mı, yoksa darbeyle başa getirilmiş kuzey-avrupa-alman bürosu hakkında)6.sezonsa fillerla geçirebilecek ya da dünya dominasyonu ve devrimi yaymayla ilgili olabilir. 6, genel olarak filler ya da ana senoryaya pekte katkısı olmayan ekstra olarak sayılabilir.

Sizin bu hikaye, ve kendi yazmak istediğiniz hikayeleriniz nedir/düşünceleriniz nedir?

(Resimler atılmıyor çok büyükler o yüzden hikayeyi merak edip görüntülü şekilde bakmak izlemek istiyorsanız şu hesabımdan resimlere bakabilirsiniz :) 

https://www.pixiv.net/member.php?id=38384274 (bakmanızı öneririm)

[BURUN 488]

Hikayen bence güzel ama anlaşılması da biraz zor geldi bana.

Temeli ve gelişmesini beğendim ama bu kadar gelişen bir tarikatın bence daha fazla düşmanı (Düşmandan kastım şu ruskiler) olamalı.Ayriyeten bir animede siyaset konuşulmasını görmek isterdim yaratıcığılın güzel yiğidim bu yoldan devam et.

Şimdi sormak istediğim bir iki tane sorum var.

1-)Ana karakter baba mı olacak ? (Şahsen ben ana karakterin kötü ya da manyak bir tarikat lideri olmasını görmek iserim)

2-)Türkiye bu animenin içerisinde tam olarak ne konumda olacak ? ( Yani ayaklanma falan çıkarıp engel mi olmaya çalışacak yoksa yerinde durup karışmayacak mı gibi ) 

[BURUN 488]

Ayriyeten ben yapmaktan çok izlemekle ilgiliyim. 

[Fukase 26]

Senin hikayen hakkında görüşüm

Hafif karmaşık... Ama potensiyeli var gibi. Şahsen ana karakterin kötü olduğu yeterince anime yok, böyle ciddi deli, toplumdan uzaklaşmış bir ana karakter cidden çok ilgimi çekti. Ben ciddi ciddi oturup izlerim bunu. Tek problem şu bence arka planda olan biten biraz fazla kabarık. Yani gerçekten anime olsa bu biraz uzun bir seri olur ve ya Naruto gibi belli noktalarda geçmişe dönüş ile anlatılması gerekir (ki bu daha iyi bir seçenek bence çünkü izleyici bu noktaya nasıl geldi görmek ister ana karakter) ya da başında her şeyi açıklamak gerekir (bu problem olabilir bence çünkü çoğu kişi ilk 3 bölüm sarmaz ise animenin devamını izlemez ve çok karmaşık bir arka plan yorabilir biraz). Hafif politik geldi, hoşuma gitti bu. Böyle sürekli karanlık bir temadan ilerlemesi hoş olmuş. Bazı animeler o karanlık/komedik geçişini, dozunu çok iyi ayarlıyor (Bungou Stray Dogs) ama bazıları hiç beceremiyor. 

 

Kendi yazdığım bir hikaye demişsin, bende çok var yazmayı severim, bir tanesini paylaşayım bari. Daha fantastik bir şey bu, isekai değil ama hafif peri masalı gibi sadece ilerledikçe çok daha ciddi karanlık bir tona bürünüyor. İçinde kölelik, ırkçılık, ihanet, tecavüz, savaş gibi bir sürü karanlık konu var. Tatlı basit bir peri masalı gibi başlayıp iyice çöken renkli bir dünya. Şey gibi düşünün Madoka Magica. Bu daha çok yeni bir hikaye kafamda tam oturtamadım bazı isimleri değiştiririm büyük ihtimalle. Hikayenin başlığı yok henüz, başlık bulma işi zor... bir tane buluyor sonra beğenmeyip hemen değiştiriyorum. Bu biraz uzun olucak o yüzden okumak istemeyen olabilir. 

 

Kendi yazdığım bir hikaye

 

1- HİKAYE

Bir zamanlar 4 tane büyük krallık varmış... Solaris, Reflectum, Silva ve Cognito. Bizim hikayemiz Solaris krallığında geçiyor. 

 

Solaris krallığını çok iyi kalpli bir kral ve kraliçe yönetirmiş. Kraliçe Humilem ve Kral Nequim'in küçük bir oğlu varmış ismi de Magum imiş. Bu kraliçe Humilem Reflectum'un kraliçesi olan Protidone ile çok yakın arkadaşlarmış ancak Protidone ve ülkesi Silva vatandaşları olan Suntllara (yarı insan yarı hayvan varlıklar) karşı çok ırkçı bir yaklaşım sergilemekteydi ve zaten Reflectum ve Silva krallıklarının arası kötüydü. Protidone Silva krallığına savaş açtı ve orayı yakıp yıkmaya, suntları esir almaya, köleleştirmeye ve öldürmeye başladı. Humilem onu durdurmak istedi ama işe yaramadı, böylece Silva krallığına yardım etmek için Solaris savaşa dahil oldu. Cognito ise tarafsız kaldı. 

 

Bu savaş çok kanlıydı ve Solaris daha çok kaybı önlemek adına savaştan çekilmek durumunda kaldı. Silva Protidone'un eline geçti. Bu savaş süresinde Kral Nequim öldü. Bu sırada Kraliçe Humilem hamileydi ve kısa sonra Bellus isimli bir kız çocuğu doğurdu. Krallık yaralarını daha yeni yeni sararken bir trajedi daha gerçekleşti. Prens Magum bir gece hiçbir iz bırakmadan kayıplara karıştı. Halk arasında bunu Protidone'un yaptığı dedikodusu yayıldı. Bazıları ise Magum'un ihanet ettiğini söyledi.

 

Aradan 14 sene geçti. Magum'un öldüğünü kraliçe hariç herkes kabul etmişti ancak beklenmedik bir şey yaşandı. Magum bir anda ortaya çıktı ve Solaris krallığını Protidone ile beraber yıkacağını, hakkı olan tahtı zorla alacağını ilan etti. Şimdi krallık yeni bir savaşa hazırlanıyor ve bundan canlı çıkıp çıkılmayacağı belirsiz... 

 

Kraliçe oğlundan vazgeçmeyi reddetti, onun bir büyünün kontrolü altında olduğu konusunda ısrar edip durdu. En iyi askerlerinden biri olan Eques(erkek)'i huzuruna çağırdı ve dünyanın her tarafından zekaları, güçleri ve başarılarıyla ün salmış olan insanları çağırttırdı. Gelenler ünlü stratejist Miles(kadın), bir defa bile kaybetmemiş olan ünlü dövüşcü Valens(erkek), herkesin onun işlerini kabul etmesi için peşinden koştuğu suikastçı Tenebris(erkek) ve asla kaçırmadığını iddaa eden sunt okçu Regina(kadın). Bu grup kızı Bellus'u politik uzlaşma bahanesi ile Reflectum'a götürecekti ve Bellus onları oyalarken onlar bir şekilde Magum'u kurtarmaya çalışacaklar. 

 

Ancak aralarında bir hain var ve evren gerçekten yardımcı olmuyor... kahramanlarımız başarabilecekler mi?

 

2 - HİKAYENİN DEVAMI

1. sezon Reflectum'a gitmeye çalışırken başlarından geçen talihsizlikler, korsan saldırısına uğruyorlar falan filan, çok da önemli değil. Daha çok world building vb. bu sezonda aralarında bir hain olduğunu keşfediyorlar ve Tenebris'i suçluyorlar ancak bir sonraki bölümde Tenebris prensesi korurken sol kolunu kaybediyor, dolayısıyla Cognito'ya geri dönüyor ve onun hain olmadığı ortaya çıkıyor ama 2. sezonda geri gelecek üzümeye gerek yok. Kişisel bir meseleden dolayı Valens ve Tenebris'in arası çok kötü ve bu 4 sezon boyunca hiç değişmiyor. Bu sezonda Valens ve Regina çok tartışıyor ama sezon sonuna doğru yakınlaşıp arkadaş oluyorlar. Regina ona işgalin nasıl olduğunu anlatıyor ve annesinin onu kurtarmaya çalışırken tecavüze uğradığını anlatıyor. Ülkesini kesinlikle kurtaracapını söylüyor.

 

2. sezonda Reflectum'a varıyorlar ve kısa süre sonra Valens kayıplara karışıyor. Onu arıyorlar ve sonunda Magum'un yanında olduğunu öğreniyorlar. Hain o imiş ama aynı zamanda bir sunt olduğunu öğreniyorlar. Valens küçükken terk edilmiş ve sonra kafes dövüşlerine katılarak hayatta kalmış. Sonra Magum onu buldu ve ona red edemeyeceği bir teklifte bulundu. Magum Valens'e daha çok bir evcil hayvana davranılırmış gibi davranıyor ama Valens pek umursamıyor, hayatta olmasını Magum'a borçlu olduğunu söylüyor ve dolayısıyla tüm hayatını ona adadığını diyor. Valens ülkesini, bu savaşı, Regina'yı, Protidone'u, kimseyi umursamadığını söylüyor. Tek umursadığı şeyin prens Magum olduğunu söylüyor ve onun emri üzerine Regina'yı öldürüyor. Sezon sonunda Tenebris geri geliyor ama bunu kimseye demiyor ve Magum'a suikast düzenlemeye çalışıyor. Valens bunu son anda fark edip Magum'u uyarıyor. Tenebris yakalanıp zindana atılıyor, burada işkence görüyor ayrıca Regina'nın öldüğünü öğreniyor.

 

3. sezonda savaş çıkmaya yaklaşıyor. Kraliçe Tenebris'in geri gelip gelmediğini soruyor ve bunlar hiç görmediklerini söylüyorlar. Başının dertte olduğunu anlayan prenses Bellus onu kurtarmak için kaleye geceleyin tek başına sızıyor ve onu kurtarıyor. Bundan sonra Magum onları kaleden kaçmaya çalışırken yakalıyor ve Magum ile Bellus savaşıyor. Magum az daha kazanıyor ama son anda kaçmayı başarıyorlar. Geceyi beraber bir eski terk edilmiş bir çiftlikte geçiriyorlar ve prenses Tenebris'e onu sevdiğini söylüyor. Tenebris hisleri karşılıklı olsa bile sosyal statü dolayısıyla onunla beraber olamayacaklarını söylüyor. Prenses "Bu gece sen kontun oğlu, ünlü suikastçı Tenebris olma. Sadece Tenebris ol. Ben II. prenses Bellus değil, sadece Bellus olayım." diyor ve geceyi beraber geçiriyorlar. Sabahleyin Eques'i ve Miles'i bulup Solaris'e geri dönüyorlar.

 

4. sezon ise tamamen savaş ile ilgili. Orayı daha tam planlamadım ama sonunda Valens Magum'a ihanet ediyor ve onu öldürüyor.

[BURUN 488]

Fukase, 28 dakika önce tarihinde yazdı:

"Bu gece sen kontun oğlu, ünlü suikastçı Tenebris olma. Sadece Tenebris ol. Ben II. prenses Bellus değil, sadece Bellus olayım."

Klişe sahneside var olmuş bu olmuş.

Ben şahsen beğendim arkadaşın hikayesine göre daha akıcı ama nasıl desem sanki 6-7 tane animenin karışımı gibi her animenin güzel kısımlarını almışsın gibi duruyor.Yinede güzel ben okurken zevk aldım animesi de olsa akar bu akar.

Ellerine sağlık.

Bu arada diyaloglarıda yazaydın az çok roman niyetine okurdum ben bunu okurkan "end game" geldi aklıma film değil roman olan.

[WSIS 5]

(Mr.Nose)

1-)Ana karakter tam olarak baba olmicak, soy ağacı şekli ana WSIS'tan gelecek ve tekrardan "WSIS" olan herkes baba gibi görüncek, o yüzden bu "baba" durmadan sıfat değiştircek, Kaiser, Führer, Oberkommanda vb. Sonuçta herkes direk kendini WSIS diye tanımlıyor ve bu adam WSISların başı olduğu için adı sadece WSIS kalamaz, kendine ait özel ithamlara sahip olması onu diğerlerinden ayıracak hiyerarşide, bu "baba" genetik olarak kimsenin babası olmicak, herkes ona saygıdan dolayı baba dicek ve 2-3. sezonda bu savaşın geçtiği yerlerde genel olarak Kaiser ve Führer tanımları kullanılacak -askerler tarafından-, kişiliğe gelirsek, kendisi ırkçı, aşırı milliyetçi ve belirli milletleri diğerlerinden üstün gören, kısaca Übermensch destekçisi biri. Zeki, hatalrından ders alan ve insanlara danışan biri. Kendisi her şeyin ortasında olsa dahi sadece düşmanlarını alçak görecek.

2-)Türkiye bu hikaye Hindistan ve Amerika'da geçeceği için pekte olmayacak, 4-5.sezonlarda hikaye "milliyetçi devrimi yaymak" olduğundan dolayı siyasi olarak Türkiye, İtalya, İspanya, Japonya ve Almanya'da siyasi darbeler gerçekleşecek ve Türkiye misakı-milli sınırları için Azerbaycan-Yunanistan'ın(Thesolonski-Tırakya)-Suriye'nin yarısı-Mosul için savaşcak, 

İlerleyen yerde Türkiye pekte bir öneme sahip olmayacak, bu savaşalr hikayede ki ana yeri, hükümesel yerindense, halki kısmında Türkler daha büyük bir önem taşıyacak, sonuçta Türkler Übermenschenlerden biri, ama bu çok derine giriyor, (Cevabımı uzun sürede aldığın için özür dilerim)

[Fukase 26]

MrNose, 1 dakika önce tarihinde yazdı:

Klişe sahneside var olmuş bu olmuş.Ben şahsen beğendim arkadaşın hikayesine göre daha akıcı ama nasıl desem sanki 6-7 tane animenin karışımı gibi her animenin güzel kısımlarını almışsın gibi duruyor.Yinede güzel ben okurken zev aldım animesi de olsa izlerdim ellerine sağlık.

Bu arada diyaloglarıda yazaydın az çok roman niyetine okurdum ben bunu okurkan "end game" geldi aklıma film değil roman olan.

Zaten anime yapma şeyim hiç yok yapsam yapsam en fazla kısa hikaye olur bundan öyle oturup uzun uzun anime olsa böyle olurdu ama, ben biraz klişe severim yani roman olarak yazsam dediklerimin hepsi olmaz anime olsun biraz anime havası olsun diye böyle bir iki bişeyi araya atıverdim beğenmene sevindim ama belki devam ederim daha uzun uzun yazdığım var da üşendim şimdi gece gece yazmaya bunu yapıştırdım direk

(Bu arada sunt dediklerim direk şekil değiştiren varlıklar knk kedi kız fln değil onu yazmamışım şimdi fark ettim)

[BURUN 488]

WSIS, 2 dakika önce tarihinde yazdı:

(Mr.Nose)

1-)Ana karakter tam olarak baba olmicak, soy ağacı şekli ana WSIS'tan gelecek ve tekrardan "WSIS" olan herkes baba gibi görüncek, o yüzden bu "baba" durmadan sıfat değiştircek, Kaiser, Führer, Oberkommanda vb. Sonuçta herkes direk kendini WSIS diye tanımlıyor ve bu adam WSISların başı olduğu için adı sadece WSIS kalamaz, kendine ait özel ithamlara sahip olması onu diğerlerinden ayıracak hiyerarşide, bu "baba" genetik olarak kimsenin babası olmicak, herkes ona saygıdan dolayı baba dicek ve 2-3. sezonda bu savaşın geçtiği yerlerde genel olarak Kaiser ve Führer tanımları kullanılacak -askerler tarafından-, kişiliğe gelirsek, kendisi ırkçı, aşırı milliyetçi ve belirli milletleri diğerlerinden üstün gören, kısaca Übermensch destekçisi biri. Zeki, hatalrından ders alan ve insanlara danışan biri. Kendisi her şeyin ortasında olsa dahi sadece düşmanlarını alçak görecek.

2-)Türkiye bu hikaye Hindistan ve Amerika'da geçeceği için pekte olmayacak, 4-5.sezonlarda hikaye "milliyetçi devrimi yaymak" olduğundan dolayı siyasi olarak Türkiye, İtalya, İspanya, Japonya ve Almanya'da siyasi darbeler gerçekleşecek ve Türkiye misakı-milli sınırları için Azerbaycan-Yunanistan'ın(Thesolonski-Tırakya)-Suriye'nin yarısı-Mosul için savaşcak, 

İlerleyen yerde Türkiye pekte bir öneme sahip olmayacak, bu savaşalr hikayede ki ana yeri, hükümesel yerindense, halki kısmında Türkler daha büyük bir önem taşıyacak, sonuçta Türkler Übermenschenlerden biri, ama bu çok derine giriyor, (Cevabımı uzun sürede aldığın için özür dilerim)

Önemli değil başkan nolucak

Hikayen benim çok hoşuma gitti ellerine sağlık umarım bir gün animesini ya da dizisini de izleriz .  

[WSIS 5]

(Fukase)

Hikayemin şuan, bu gözden bakıldığında baya karmaşık ve anlamasının zor olduğunu bende yazarken fark ettim ve dediğim gibi çoğu şeyi kesip attım, koca bir sezon sadece World Building'e gidecek ve bu sırada baba'nın kardeşi ve eşi gibi önemli kişilerde varolcak ve onlara hiç değinmedim, sana şunu da söylemek istiyorum, arkaplanda hiç bir şey olmayacak, yani geride "bu oldu","şu oldu" diye bir şey hiç olmayacak bahsetmediğim yine Marx 29Mayıs'ta Vladivolstok'ta saat sabahın 1.de vuruldu mu, aynı zamanda Otto ve Baba partimi veriyordu, aynı anda olduğu açıklanacak ve sahne yapısı ona göre gidicek, Kaiserreich kısmından pek bahsetmedim o son sezonlar tamamen siyasi, saf siyaset üzerine, Amerika'da yaşanan iç savaş(ona da deyin medim xd) Japonya'da kendi kız kardeşini tahta geçirme çalışması, Fransızların, Almanlar Paris'i ele geçirdikten sonra isyanını bastırması, 9 Milyonluk bir orduya ulaşılması, çok detay var ama kafa yoracak veya insanı çıldırtacak cinsten değil çünkü 8-9 tane bir bölümde yok olup sadece anlatan karakter aksine hepsi 10-20 arası hep bilinen yüzler olacak, bu yüzden takibi kolay olacak.

Ana karaktere gelirsek, birkaç anakarekter olcak, baba, kız kardeşi, eşi, komutanları ve önemli yer kaplayan Marx Hindenburg, Dr.Openschimertz, Otto, -Kuzey Tilkisi- Big Boss(direk big boss) vs.

 

senin hikayense karakter sayısı ve ilerleyiş bakımından iyi, ama böyle direk dünya da ne olup bitiyor fln olmadan karakterlerin ordan oraya gitmesini, velhasıl yaptıklarını anlatman garip olmuş xd, benim hikayenizden kastım koca kast'ı veya ki tüm hikayeyi dağıtmanız değil (ki o burda imkansız olurdu) benimki gibi kısaca olacak olan her şeyden ve nasıl olduğundan özet geçmenizdi, ama o da çok iyi duruyor. Isim koyma yeteninede bayıldım, ben bir yerden sıkıldığım için tarihi figürleri koydum örneğin :p 

(Savaşta hiç kan akmaması için önerim var, manpower bassınlar, direk ' " ' tuşuna basıp 'manpower 10000000' yazsınlar hiç kimse kanı takmaz xd)

[Fukase 26]

WSIS, 15 dakika önce tarihinde yazdı:

(Fukase)

Hikayemin şuan, bu gözden bakıldığında baya karmaşık ve anlamasının zor olduğunu bende yazarken fark ettim ve dediğim gibi çoğu şeyi kesip attım, koca bir sezon sadece World Building'e gidecek ve bu sırada baba'nın kardeşi ve eşi gibi önemli kişilerde varolcak ve onlara hiç değinmedim, sana şunu da söylemek istiyorum, arkaplanda hiç bir şey olmayacak, yani geride "bu oldu","şu oldu" diye bir şey hiç olmayacak bahsetmediğim yine Marx 29Mayıs'ta Vladivolstok'ta saat sabahın 1.de vuruldu mu, aynı zamanda Otto ve Baba partimi veriyordu, aynı anda olduğu açıklanacak ve sahne yapısı ona göre gidicek, Kaiserreich kısmından pek bahsetmedim o son sezonlar tamamen siyasi, saf siyaset üzerine, Amerika'da yaşanan iç savaş(ona da deyin medim xd) Japonya'da kendi kız kardeşini tahta geçirme çalışması, Fransızların, Almanlar Paris'i ele geçirdikten sonra isyanını bastırması, 9 Milyonluk bir orduya ulaşılması, çok detay var ama kafa yoracak veya insanı çıldırtacak cinsten değil çünkü 8-9 tane bir bölümde yok olup sadece anlatan karakter aksine hepsi 10-20 arası hep bilinen yüzler olacak, bu yüzden takibi kolay olacak.

Ana karaktere gelirsek, birkaç anakarekter olcak, baba, kız kardeşi, eşi, komutanları ve önemli yer kaplayan Marx Hindenburg, Dr.Openschimertz, Otto, -Kuzey Tilkisi- Big Boss(direk big boss) vs.

 

senin hikayense karakter sayısı ve ilerleyiş bakımından iyi, ama böyle direk dünya da ne olup bitiyor fln olmadan karakterlerin ordan oraya gitmesini, velhasıl yaptıklarını anlatman garip olmuş xd, benim hikayenizden kastım koca kast'ı veya ki tüm hikayeyi dağıtmanız değil (ki o burda imkansız olurdu) benimki gibi kısaca olacak olan her şeyden ve nasıl olduğundan özet geçmenizdi, ama o da çok iyi duruyor. Isim koyma yeteninede bayıldım, ben bir yerden sıkıldığım için tarihi figürleri koydum örneğin :p 

(Savaşta hiç kan akmaması için önerim var, manpower bassınlar, direk ' " ' tuşuna basıp 'manpower 10000000' yazsınlar hiç kimse kanı takmaz xd)

Yaparsan haber ver izleyelim merak ettim valla isimler çok güzel seninki çok daha detaylı olmuş sevdim gerçi kafam basmıyor benim pek çaktırma

 

Valla iki günde toplam 8 saat uyudum kafam gitti iyice reinai circulation'u loopa koydum yerde yatıp foruma bakıyorum işsiz işsiz biraz saçmalamış olabilirim zaten bu fikir aklıma yeni geldi daha çoook değiştiririm son halini görünce tanıyamazsınız hiç kimseyi bir de karakter öldürme huyum var benim 4 sezon dedim ama 1 de hepsi geberedebilir  :P

 

İsim koyma yeteneğim hiç yok valla, latince bir sözlük aldım beğendiğim kelimeleri koydum anlamlarına bakaraktan yani kralın adını çevirince resmen değersiz oluyor sadasvfgdhgsag