Jump to content

Ne Güzel Güldün (BnHA, Kiribaku)


Irimi

Önerilen İletiler

(zaten wattpadde olan kısa bir hikayemi buraya yapıştırıvereyim dedim, ve evet ship fici çünkü başka ficim yok dsalkjfkld ayrıca bu fici @MyChaton hesabımdan aynı isimle bulabilirsiniz :) )

 

 

"Kirishima bak hâlâ vaz geçebilirsin, insanların kulak sağlığı için falan."

"Bence beğenmeyecek. Hatta nefret edecek." 

"Ona söylemem için zorlayan sizdiniz, şimdi neden dünyanın en kötü fikriymiş gibi davranıyorsunuz ki?" 

Mina ve Jirou, kızılın haklı olduğunu bilerek, umutsuzca birbirlerine baktılar. Kirishima'nın ince düşünmüş olması çok hoştu ancak sevdiği, böyle bir sürprizden hoşlanacak son kişiydi. 

"Sana bunun kötü bir fikir olduğunu en başından söyledim ben." diye çıkıştı Mina. Artık kimseyi durduramayacağının farkındaydı ancak gelecekteki 'ben demiştim' faslını garantiye alıyordu. 

Jirou da mor elbisesini çekiştirmekle meşgul olduğundan kızıl arkadaşının gözlerine bakmadan "Yıl sonu gösterisine herkes rahatlamak için geldi ve bir felaketle karşılaşmak hiç eğlenceli olmaz." diye mırıldandı. Kirishima'nın kalbini kırmayı amaçladığı falan yoktu fakat birinin bir şekilde söylemesi gerekiyordu. 

Kirishima'nın "Felaket mi? O kadar mı kötü söylüyorum?" derken kıkırdaması ise hiç beklemediği bir tepkiydi. "Merak etme Jirou, gösterini mahvetmeme izin verdiğin için sana 3 dilek hakkı vercem!" 

Jirou endişeyle gülümserken Kirishima'nın sevdiğine itiraf edeceği bu aptal konserde çalmayı nasıl kabul ettiğini hâlâ aklı almayan Bakugou, somurtuk suratını bozmadan kulise girmişti. 

"Oi gerizekalılar, neredeyse başlayacağız, kaldırın kıçınızı." 

Normalde sinirli olmasına pek şaşılmazdı ancak bugün Bakugou'nun üstündeki bir ayrı huysuzluk, fark edilmeyecek gibi değildi. Sarı kaşları çatıklığını bir kez bile bozmamış; ince dudakları düz bir çizgiden başka hiçbir şekil almamıştı. 

"Bakugou yatağın yanlış tarafından kalkmış gibi." dedi Kaminari, deyimi biraz çarpıtmıştı ama kimse aldırmadı. 

"Daha çok yanlış yatakta kalkmış gibi." Mina kendi esprisine kıkır kıkır gülmeye başladı. 

Neyseki sinirden yumruğunu sıkmakla meşgul olan Bakugou onları duyamadan çıkmıştı kulisten. 

Kirishima derin bir nefes alıp kendini sahneye attı, ancak onlarca kişiyle göz göze gelmesiyle sahnede duruşu pek uzun süremedi. Kendini kulise geri zar zor attığında Kaminari kolunu kızıl arkadaşının omzundaki klasik yerine yerleştirmişti bile. 

"Ben sana güveniyom kanka. Buna hayır diyecek kız tanımıyorum! Hadi, yaparsın koçum."

Kirishima sevdiğinin kim olduğunu, zaten kendisi fark etmiş Mina hariç kimseye söylememişti. Birinin ağzından kaçırma riskini almak istemediği gibi, öğrendiklerinde herkesin yüzünün alacağı ifadeyi görmek istiyordu. Bu yüzden de Kaminari'ye "ah evet..." diye mırıldanmakla yetindi. 

Birkaç dakika daha tartışmanın sonunda, onca provanın boşa gitmemesi için sahneye çıkmaya karar verdikleri gibi; sahnenin önünde, siyah perdelerin ardına kaçmamak için kendini yırtan kızıl, bu kararlarından pişman olmuştu bile. 

Sahne ışığına karşı gözünü açamıyor, bacaklarının titremesini durduramıyor, mikrofona bir konuşsa sesinin deli gibi titreyeceğini biliyordu. Bu aptalca fikir için onu gaza getiren arkadaşlarıyla bir daha konuşmasa ne kaybedeceğini düşünüyordu. 

Birkaç adım gerisinde duran Bakugou ise gözünü devirmekle meşguldu, tanıdığı Boktan Saçlının bu duruma düşeceğine emindi zaten. 

"Oi, beni o kadar zorla provalara getirttin, bir erkek ol ve bunu boşa harcama. Yoksa seni öldürürüm." 

Kirishima'nın dönüşünü, hafifçe gülümseyişini ve dudaklarının "teşekkür ederim" diye fısıldarken hareket edişini izlerken Bakugou neden öyle bir şey söylediğini kendi de anlayamamıştı. 

Kirishima'nın bu şarkıyı cidden söylemesini isteyip istemediğine bile emin değildi. 

"Hanımlar ve beyefendiler, UA lisesinin yıl sonu gösterisine hoş geldiniz!" 

Bunun çok aptalca olduğunu düşünürken, bagetlerini sıkmakla oldukça meşgul olan Bakugou yükselen alkışlarla kendine geldi. 

"Öğrencilerin hiçbir eğitmene bağlı olmaksızın istediğini sunduğu yıl sonu gösterimizde bütün yılın gerginliğini atmayı ve eğlenmeyi umuyoruz!" Rahatmış gibi görünmeye çalışan Kirishima'nın gerginliği atılacak gibi değildi ki. 

"İlk grup olarak, 1A sınıfından arkadaşlarımın kurduğu A Band ve onlara zorla dadanan ben, sizlere şarkımızı sunacağız." 

Kirishima ona baktığında Bakugou bunun ritim vermesi için olduğunu düşündü, tam bagetlerini havaya kaldırdığında ise Kirishima tekrar konuşmaya başladı: "Ve bu şarkıyı, iğrenç sesime rağmen söylüyorum, çok özel birisi için." 

Salondan "aww" diye mırıltılar yükselirken Bakugou kusacakmış gibi hissediyordu. 

"Yani... kendim bir şarkı yazmak istedim ama Jirou size bunu kesin olarak söyleyebilir ki ne bunu yapacak müzik bilgim var, ne de yeteneğim." 

Jirou "Açıkçası provalarda bayağı acı çektik ve sadist pislikler olduğumuzdan sizin de çekmenizi istiyoruz." diye araya girdiğinde kalabalıktan gergin bir kahkaha duyuldu. 

"Yine de, sizden berbat şarkıma katlanmanızı ve bu gecenin benim için ne kadar özel olduğunu anlamanızı rica ediyorum. Belki de sarılmak için üzerime atlayacak, belki de sakince reddedecek ya da kızacak; ama her türlü, onu dünyalar kadar sevdiğimi bütün bu emeğin sadece ona özel olduğunu bilmesini istiyorum. Bu şarkı bana o kadar onu hatırlatıyor ki her dinlediğimde oluşan karnımdaki ağrıya ya da kalbimdeki sızıya engel olamıyorum. Bu şarkıdaki sözlerle depreşen anılarımın beni mutlu ettiği kadar onu da mutlu etmesini istiyorum, bu sözlerin bana hissettirdiklerini o da hissetsin istiyorum ve- uh, yani, bu sözler benim için çok önemli, o yüzden dikkat edin ve kim olduğunu anlamaya çalışın." Kirishima duraksadığında oluşan sessizliği yine onun gergin kıkırtısı doldurdu. "Ah tanrım, bu hayatımın en kötü 4 dakikası olacak."

Gülüşmeler eşliğinde cesaretine kocaman bir alkış kopan Kirishima, Bakugou'ya dönüp başını salladığında Bakugou zihnini boşaltıp bagetlerini sallamaya başladı. 

Bateriyi bu yüzden seviyordu, zihnini boşaltmakta, sinirini bastırmakta ve o an her ne olmuşsa unutturmakta asla başarısız olmuyordu. 

"Son-ki, üç, dört"

Bagetlerini hafifçe davullara vururken seslice nefes verdi, ne düşüneceğinden emin olmamak onu gerdiğinden hiçbir şey düşünmemek en iyisiydi. 

"Belki durup dururken yanına gelince,
Söylediklerimi anlamsız buldun."

Ancak, 'tanrım' diye düşünmemek imkansızdı. Provalardan bile berbattı Kirishima'nın sesi. 

Alnını boncuk boncuk terler doldururken sesi çatlıyor, sımsıkı sardığı mikrofona yapışık elleri titredikçe sallanan mikrofon garip bir ses çıkmasına neden oluyordu. 

Ve, USJ'den ya da Kamino'dan anladığı kadarıyla hiçbir şeyden korkmayan Kirishima'yı böylesine titrerken görmek Bakugou'yu bir kez daha aşktan iğrendirmeye yetmişti.

"Oysa vakit yoktu, ama sen haklıydın.
Çünkü böyle şeyler aceleye gelmezdi." 

Çarpık sözler detone detone süzülürken sarışının tek düşünebildiği bir soru imlemiydi: "Kim?" 

Kimin için Kirishima tüm seyirciye rezil olmayı, üstüne reddedilmeyi göze alıp kendini böyle sahneye atıyordu, saçmalığın daniskasıydı bu. 

Kimin için haftalarca yaptığı provalara arkadaşlarını alet ediyor, sesi bi nebze daha iyi olsun diye çiğ yumurta içiyordu? 

Neden? Kim neden birini bunları yapmaya değecek kadar sevsin ki?

Saçmalık. 

"Yalandan da olsa, 
Ne güzel güldün o akşam," 
Kirishima en parlak gülümsemesini ses yüzünden yüzünü buruşturmuş kalabalığa sundu, "bana"'yı gittikçe daha çok çatlayan sesiyle uzatmadan hemen önce.

Kalabalık, baterideki Bakugou'nun, saksafon çalan Aoyama'yla birlikte doldurduğu sözsüz kısımda bir nebze rahatlayabilmişti. 

Bakugou bu yüz ifadelerine baktıkça sinirleniyordu, Kirishima'nın yaptığının ne kadar zor olduğunu anlayamayan maymunlardan ibaretlerdi sonuçta. 

Kendi kendine 'Neden? Neden bu kadar zahmete giriyorsun?' diye sormaya devam ediyordu, 'Aşağıdaki insanların kulaklarını kapamasından rahatsız olmayacak kadar çok mu seviyorsun onu?'

"Belki tanışmak zor, iyi anlaşmak zor.
Peki görüşmek çok mu kolaydı?"

Bakugou'nun gözleri sınıfın kızlarının oturduğu köşeye odaklandı. 
Kirishima'nın 'ne güzel' dediği gülüşün sahibi, 
herkesle rahatça anlaşabilen Kirishima'nın 'iyi anlaşmak zor' dediği,
'görüşmek çok mu kolaydı' diye onu görebiliyor olmanın ne kadar değerli olduğunu anlattığı kişiyi aradı.

At kuyruklu kız? Hayır, Kirishima ondan hoşlanıyor olsa ders çalışmak için ona koşardı, Bakugou'ya değil. 

Ortaokuldan beri tanıdığı Rakun Gözlü? Hayır, o zaten bu kişinin kim olduğunu biliyordu. 

Görünmez olan? Phahahhahah!

Uraraka? Tamam, yuvarlaklığı katlanılabilirdi ama o hep gülüyordu zaten, Kirishima'nın bahsettiği ise yalandan, nadir bir gülümsemeydi.

"Çok kısa bir zamanda, belki biraz da zorla,
Bence gayet iyi de anlaştık." 

'Kimin sana gülmesinden, kiminle iyi anlaşabilmekten, kimi görmekten bu denli mutlu oluyorsun?' diye düşünürken davullara git gide daha sert vurduğunun farkında bile değildi. 'Kim? Kim?'

Gözlerinin önünde Kirishima'nın kızın tekini kolunun altına alması, birbirlerine bakıp gülüşmeleri ve Kirishima'nın yüzündeki yine o tatlı tebessümün oluşması geldi. Nerden bakarsan bak iğrenç bir tabloydu bu.

"Yalandan da olsa, 
Ne güzel güldün o akşam bana." 

Malum kişinin kim olduğunu anlamasıyla yüzüne nurlar inen, ve krizler geçirmeye başlayan sınıf arkadaşlarını gördükçe daha da sert vurdu davullara. 

O kişi kalkıp Kirishima'nın kollarına atladığında Kirishima onunla ders çalışacaktı, onunla sohbet edecekti, yemekte onunla oturacaktı ve o parlak gülümsemesini ona sunacaktı, Bakugou'ya değil. 

Kirishima'yı başka birinin elini tutarken, başka birine saçma sapan anılar anlatırken, başka birine gülerken düşlemek onu hiç olmadığı kadar sinirlendiriyordu. Öyle bağırıp çağırabileceği değil, çaresiz bir sinirdi bu. 

Kalbindeki anlamsız sızı garip hissettiriyordu. Çaresizlik kalbini kaplıyordu ancak bunun neye çare bulamamaktan kaynaklandığını anlayamıyordu. 

"Yalandan da olsa, 
Ne güzel güldün o akşam bana." 

Bir kez daha seyircilerin kulaklarının bi nebze olsun dinlenmesini sağlayan sözsüz kısım salona hakim olurken Bakugou'nun sinirli davullarının buna izin vermeyeceği barizdi. 

Yaklaşık iki dakika sonra şarkı bitecek, Kirishima onun kim olduğunu söyleyecek, o kız kalkıp Kirishima'nın kollarına atlayacak, sevgi sözcüklerine boğcaktı; Bakugou ise sadece uzaktan en yakın -ve tek- arkadaşının aşkın kollarına kayıp gidişini izleyecekti. En yakını, en uzağına dönüşecekti ve sarışın sadece izleyecekti. 

Bakugou hiçbir zaman anlayamamıştı kızılın kendisine karşı neden bu kadar nazik olduğunu. Her kimse o, Kirishima onunla, hak ettiği gibi, o kadar mutlu olacaktı ki, Bakugou gibi birinin varlığını bile unutacaktı. 

Onunla. Onunla. 

O gülüşün sahibiyle. 

Aoyama'nın havalı saksafon solosuna verdiği pür dikkati önünden uçan bagetin tekiyle dağıldı; dikkati salondaki geri kalan herkesinki gibi kızıla doğru yaklaşırken öfkeden ateş saçmayı ihmal etmeyen Bakugou'nun üzerindeydi. 

"KİM LAN O OROSPU?"

Bakugou'nun sağ eliyle sertçe yukarı kaldırdığı tişörtün içindeki titreyen çocuğun ağzı '...ne?' den başka bir söz çıkartamamıştı. 

"Kim, diyorum, kim? Kimi seviyorsun bu kadar? Hangi orospu, söyle!" Bakugou car car bağırmaya devam ederken hemen diplerindeki mikrofon yeterince acı çeken kalabalığa hiç mi hiç yardımcı olmuyordu. 

"Bakugou, lütfen şarkıyı bitirelim-"

"Kimse senin boktan şarkını dinlemek istemiyor!" 

Bunu söylediği saniyede Bakugou'nun hem zihnini hem de kalbini pişmanlık sarmıştı. Böyle düşüncesizce konuşması; Kirishima'nın titreyen ellerinin daha da sarsılarak ceplerine gömülmesine, gözlerinin saçtığı neşeyi söndürüp bir daha kalkmamak üzere yere yönelmesine ve özgüveni varmış gibi dursun diye tuttuğu dik duruşunun yerini umutsuz bir kambura bırakmasına sebep olmuştu. 

"Biliyorum." Kirishima elindeki mikrofonu başının hizasındaki yuvasına oturttu. "Belki o sever diye düşünmüştüm ama yanıldım."

Kirishima adımlarını siyah perdenin arkasına yönlendirirken ekledi: "Bu rahatsızlık için özür dilerim, ben sadece- her neyse işte. Size de teşekkürler A-band, sizi dinlemem gerekirdi."

Birkaç adım atmıştı ki Bakugou'nun jetonu düşüverdi. Mahvetmişti, ciddi anlamda. Onun başkasıyla mutlu olmasını istememişti sadece, bunun Kirishima'nın yüzünde hiç görmediği kadar üzgün bir ifade oluşturacağını düşünmemişti ki. Hem Kirishima Bakugou'yu yeterince tanıyordu, onun yaptığı aptal bir yorumu bu kadar umursayacağını hiç düşünmezdi.

Yine yalnız kalmaktan korkmuş, Kirishima'yı kendine saklamak istemişti sadece. Bencil herifin tekiydi. Onu hak etmiyordu bile. 

"Bok kafalı, hayır-" diye atıldı, her şey için çok geç olduğunu bile bile. 

Ancak Kirishima'nın durmasını, arkasını dönmesinin ve hafifçe tebessüm etmesini sağlayan Bakugou'nun seslenişi değil, kalabalığın bir ağızdan "Söyle, söyle, söyle" diye bağırmasıydı. 

En önlerdeki Ashido ve Sero baş parmaklarını güvenle kaldırırken zaten sahnede olan Kaminari ve Jirou gitarlarını bırakmış, Kirishima'yı çekiştiriyorlardı.

Kirishima, Kaminari'nin saçını dağıtmasıyla sinirlense de bunu takamayacak kadar çok derde sahipti. Önünde kocaman bir kalabalık, sanki çok da kolaymış gibi oracıkta aşkını itiraf etmesini bekliyordu.

Göz göze geldiği sınıf arkadaşlarının 'hadi yapabilirsin' der gibi parlayan gülümsemelerini görünce sırtını tekrardan dikleştirdi, boğazını temizledi ve kararlı gözlerini izleyiciye dikti. 

Olabildiğince nazik bir sesle "Annem 'küfür etme, gün gelir sana döner' demişti ama canlı örneğini göreceğimi hiç düşünmezdim." demesiyle salondaki gerginlik yavaşça kırıldı. 

"Ne saçmalıyon lan sen?" 

Kirishima, Bakugou'nun bundan daha zeki olduğuna emindi. Bir tokat yemesi an meselesi olmasına rağmen biraz daha oynamaya karar verdi. 

Alnındaki boncuk boncuk terler akarken  küçük kaşlara takılıyor, bacakları heyecandan ayakta durmakta zorlanıyordu ama bunların elindeki muazzam fırsatı mahvetmesine izin vermeyecekti. 

"Onun kim olduğunu niye bu kadar merak ettin ki, Patlangaç?"

"Çünkü..." 

Hadi söylesene Bakugou, sen sahip olduğum en değerli kişisin ve karının tekine kaybetmek istemiyorum. 

"Çünkü?"

Işıklardan sorumlu abi de Bakugou'dan nefret ediyormuşçasına tüm ışıkları, dolayısıyla tüm dikkati sarışına çevirmişti. Beyaz ışığın Bakugou'nun beyaz tenini daha da soluk göstermesi Kirishima'ya gözünün dalmasına izin vermemesi adına büyük bir sorumluluk yüklüyordu. 

Birkaç saniye süren garip sessizlikten sonra "Çünkü kıskandım, kahretsin!" diye ağzındaki baklayı çıkardı en sonunda. "Onu alıp kafasını parçalamak istedim çünkü dikkatini, şakalarını ve parlak gülümsemeni ona verecektin artık. Onunla takılmanı istemedim, benimle takılmanı istedim! Ayrıca sikeyim, öyle romantiksin ki kız sana bayılacak ve sürekli vıcık vıcık boktan süprizlerini anlatacak ve ben kusmak istemekten başka bir şey yapamayacağım!" 

Bakugou'nun bağırışlarını mikrofon olmasa bile bütün salonu inletip üstüne yankı yaparken Kirishima dolduğunu hissettiği gözlerini kırpıştırarak gülümsedi. Gözlerinin gülmesini tutmaya çalışmaktan mı yoksa Bakugou'nun böyle hissediyor olmasına duyduğu mutluluktan mı dolduğundan emin değildi. 

"Boktan olduklarını düşünüyorsan sürpriz yapmam tabii."

Bakugou'nun saksı sunırları zorluyordu: Ha?

"KİM LAN O OROSPU?"

"Annem 'küfür etme, gün gelir sana döner' demişti ama canlı örneğini göreceğimi hiç düşünmezdim."

Ne diyor bu çocuk?

"Bana mı?"

"Aklımda onlarca plan vardı ama madem vıcık olduklarını düşünüyorsun sadece gidip erkeksi şeyler yaparız, ne biliyim protein tozu yutma challenge falan."

Yaşam savaşı veren beyin hücrelerini taşıyan Bakugou'nun kafası yavaşça sağa doğru eğilmiş, Kirishima'nın şaka yapıp yapmadığını anlamak için onu detaylıca süzen gözleri olabildiğince kısılmıştı. Ancak yeterince panik olmuş kızılın bu şaşkınlığı ve kafa karışıklığını yanlış anlaması kaçınılmazdı. 

"Sanırım önce düz ya da homofobik olup olmadığını falan sormalıydım- ama ben artık söylemem gerektiğini düşündüm ve Minalar da zorlayınca ve şey- ama yani biliyorum hislerim biraz değişik ve iğrenç olduğumu düşünüyorsan lütfen bu hiç olmamış gibi davranalım, ibne falan desen de alınmam ve ben-uh" diye Midoriya gibi mırıldanmaya başladı eli panikle ensesine gitmeden hemen önce. 

Çılgınca bir alkış koparan kalabalıktaki her bir insanın yüzü az önce çektiği işkenceyi tamamen unutmuşçasına bir tebessüm taşıyordu. Bu kadar destekleneceğini beklemeyen Kirishima ise tedirgince de olsa ağzının kulaklarına varmasına engel olamamıştı. 

Gözü sevdiğine kaydığında ise zavallı sarışının sadece öyle bakakaldığını fark etti. Belli ki hiç mi hiç beklemediği bir haberle karşı karşıya kalmış sarışının gözleri kocaman açılmış, ağzı hafifçe aralanmıştı.

Onun bu durumuna karşı Kirishima açıklama yapmak zorunda hissetmişti. 

"Bak, anlaşması çok kolay birisi değilsin ve sana yaklaşabilen sayılı insanlardan olduğum için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam." diye başladı Bakugou'nun hayatında duyduğu en nazik, en şefkatli tonla. "Seni çok az kez gülerken gördüm, ama değişmez bir gerçektir ki, bu gülüşlerden favorim Kamino'daki. Beni kendinle eşit tuttun, yardımımı kabul ettin ve elimi yakalayıp gülümsedin. Bana gülümsedin Bakugou, bana. O kadar güzeldi ki. Çok korkuyordum, seni kaybetmekten korkuyordum, villainlardan korkuyordum ama aptal gibi sırıtmaktan alıkoyamadım kendimi, çünkü bana gülümsedin Bakugou. Bütün gece karnım ağrıdı, uyuyamadım." 

Kirishima kızarmış yanaklarına kadar kaldırıp salladığı yumruklarıyla bayıldığı şarkıcıdan imza almak üzere olan küçük bir fangirlü andırıyordu. 

"Orada elimi tuttuğunda gerçekten mutlu olduğunu hissettim, sürekli elimi tutmanı ve hep gerçekten mutlu olduğun için gülmeni istedim. O gülüşü bi daha görmek istedim, hep seni güldürmek istedim, hep gülümse istedim; çünkü açgözlü ve bencilim ve güldüğünde hissettiğim o karın ağrısından daha çok istiyorum. Ne güzel güldün o akşam bana, Bakugou." 

Seyircinin iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık olmasına rağmen çıt çıkmadığından, yavru bir kediyi ürkütmek istemezmiş gibi yavaşça yaklaşan Kirishima'nın adımları salonda yankılanmıştı. 

Elleri, başını aşağı eğip yanan yüzünü saklamak için kaküllerine güvenen Bakugou'nun yanaklarına ulaştığında hafifçe yukarı çekti ve sarışını gülümsemeye zorladı. Ellerinin titremeyi kestiği falan yoktu ama pek umrundaymış gibi görünmüyordu.

"Çok yakışıyor sana. Sürekli güldürmek, mutlu etmek istiyorum seni. Her zaman seni güldürmek için yanında olmama izin verir misin Bakugou?" 

Bakugou bir şey söyleyemeden önce kopan ve uzun süre dinmeyen alkışta düşünme fırsatı buldu. Ne diyo bu salak ayol? 

Bakugou daha ondan 'nefret etmediği' sonucuna varabilmek için bile çok vakit harcamıştı, aynı sürede Kirishima ise bırakın gay olduğuna karar vermeyi, Bakugou'yu ne kadar sevdiğine karar vermiş, onu yansıtan bu şarkıyı seçmiş, bateri sağolsun Bakugou'nun salonda olcağından emin olmuştu. 

Kirishima'nın zeka seviyesi için plus ultra şeylerdi bunlar. 

Bakugou ise öylece oturmuş, Kirishima'nın ışık saçan gülümsemesinin herkesin kalbini kendisininki kadar hızlandırdığını varsaymıştı. 

Göz ardı etmişti; onu sadece kendine saklamak istemesini, hep yanında olduğu için duyduğu minneti, kızılın hastaneye kaldırıldığını duyduğundaki korkuyu ve daha nicesini. İyi ya da kötü, pek çok farklı duygu yaşamıştı ve hepsinin aptal herifin tekinin marifeti olması onu sinirlendirmiyor değildi. 

Kirishima'nın yanına gelip bateride ona ihtiyacı olduğunu söylemesinden beri huysuzdu zaten ama büyük günün içine oturtacağı öküzün bu denli etkili olacağını düşünmemişti. Kirishima'yı başka biriyle hayal etmenin ya da yaptığı aptalca bir yorum yüzünden kızılın yüzünde oluşan ifadenin canını bu kadar acıtacağını, o her tebessüm ettiğinde kalbinin böylesine hızlanıp karnına ağrılar gireceğini de düşünmemişti. 

O her güldüğünde sanki içindeki boşluk doluyor, beynine giden kan duruyor, vücudunu bir ferahlık sarıyordu. 

Alkışlar sonunda dindiğinde, Bakugou ne diyeceğinden emindi, ses tonunda bir gram tereddüt yoktu. 

"Ne boş yaptın, seviyoz işte."

Kirishima'nın tedirgin ifadesinin yerini yanaklarını acıtacak kadar geniş gülümsemeye bırakışı küçük bir andan uzun sürmemişti. Aldığı yanıtla uzun süredir kendini kasan vücudunun dizlerinin bağı çözülmüş, kendini Bakugou'nun üzerine bırakmıştı. 

Belki bu ilk sarılışları değildi, ancak birbirleri için dosttan öte olduklarını bildikleri, ve daha nicesi gelecek olan sarılışların ilkiydi. Kirishima'nın her provada, her derste, her yemek yiyişinde tekrar tekrar hayalini kurduğu an, onlarca seyircinin şahitliğinde yaşanıyordu işte. 

Yerde tepinen Mina birilerine video çekmesini emrediyor, Uraraka hemen yanında oturan Deku'nun gözyaşlarını siliyordu. 'Öğğ'leyen Mineta dışındaki herkes sahnedeki çiftin mutluluğuna ortaktı. 

Kirishima kendi ayakları üzerinde durabilecek kadar gerçek dünyaya döndüğünde, hafifçe doğruldu ancak Bakugou'dan ayrılmadı. Hala sarılıyor, onun baharatlı şampuanının kokusunu içine çekiyordu. Hapşırmamaya çalışarak sevdiğinin kulağına fısıldarken mutluluğunu gizleme ihtiyacı duymamıştı. 

"Seni seviyorum." 

"Boş yapma, biliyoruz herhalde." 

"Sevgili mi olacağız şimdi?" 

"Ben seni pokemonum olarak alacaktım ama o da olur." 

Kirishima kıkırdarken biraz daha geri çekilip alınlarının birbirine değmesini sağladı. Bu açıdan çok komik görünen Bakugou'nun yüzünü öpmemek içni kendini zor tutuyordu. 

Aylardır hayalini kurduğu çocuk kollarının arasında, aylardır dokunmak istediği yüz hemen önünde, aylardır okşamak istediği saçlar elinin altındaydı; her türlü derdi, kalacağı dersin verdiği endişeyi, nerede olduğunu bile unutmuştu. Kirishima'nın korktuğu tek şey aniden yurt odasında uyanıp her şeyin rüya olduğunu fark etmek ve yan odadaki arkadaşına olan duyguları ve hayalleriyle baş başa kalmaktı. 

"Hey Kirishima!" diye bir bağırışla tüm atmosfer dağıldı. Bakugou yavaşça kızıldan ayrılırken her şeyi bozan Jirou'ya en kızgın bakışlarından atıyordu. 

"Romantik anı bozduğum için üzgünüm ama 3 dilek hakkımın olduğunu söylemiştin." dedi cebinden telefonunu çıkartırken. Yüzündeki muzip gülümseme Kirishima'yı korkutuyordu. 

"Um... o anlık bir şakaydı ama sanırım evet?" 

Jirou gülümsemesini bozmadan kamerayı açtı ve ekranı Kirishima'yı da Bakugou'yu da içine alacak şekilde tuttu. Dileği kalabalığı tekrardan coşturmaya yetmişti.

"Öpüşün, 3 kere. Şimdi."

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

You are posting as a guest. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.