Jump to content

Yaşadığın En Korkunç Olay?


Lacky

Önerilen İletiler

Evet bakalım.. Derin konu bu sanki. Normalde o kadar korkak bir çocuk değildim ama bu olay beni

şoka uğratmaya yetti :/

Evet bendeniz 6,5 yaşında, dizleri her daim kabuk bağlamış, hafif dengesiz, işte bildiğiniz

Naru'un insan versiyonu gibi birşeydim. Ve nereye gidersek gidelim bir halt yerdim B)

Alışveriş merkezinde annemle gezerken, net hatırlamıyorum bir reyona gidip dönmüştüm.

Arabamız lacivert bişeydi. Bindik işte falan filan. Ama benim kafam nasıl

güzelmişse artık, olayların ters gittiğini o zaman anladım. Anne diyecek oldum ama bir

baktım ki ne göreyim, tombalak bir kadın!? Birbirimize bakakaldık. Sonra yandaki adam

da döndü bana baktı. "Ayşen bu kim?" gibisinden birşey falan dedi (tabii ben şokum) Neyse

indik gittik danışmaya annemler de ordaydı, yanlarında da bir kız. Meğersem onların kız

bizimkilere ben de onlara gitmişim. Aileler gülüştü falan (kızla ben hala şok)

Tatlıya bağlandı olay yani. Benim için değil tabii ben hala şoktayım.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • Yanıtlar 87
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Konuya en fazla mesaj yazanlar

Popüler mesajlar

Evet bakalım.. Derin konu bu sanki. Normalde o kadar korkak bir çocuk değildim ama bu olay beni şoka uğratmaya yetti :/ Evet bendeniz 6,5 yaşında, dizleri her daim kabuk bağlamış, hafif dengesiz, işt

Doğmam.

Deney yaparken (!) evi yakıyordum. Kimyasal yangınlar suyla söndürülemediğinden bir su bardağında deterjanı karıştırıp üstüne atarak söndürdüm. Anca söndü her bardakta baştan karıştırınca :D Mutfak do

bana şu ana kadar 2 kere araba çarptı ve her seferinde kalkıp yoluma devam ettim

şu son bir kaç gündür bunları düşünüp kendime gülerken "allahın hakkı üçtür" sözü aklıma geldi

ve daha geçen gün az kalsın 3. kez arabanın teki bana çarpıyordu

araba üzerime geliyordu "işte şimdi bittim " diye düşünürken araba son anda durdu

başıma gelen en korkunç olay bu

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 3 sene sonra...

Başıma gelen en korkunç şey midir pek emin değilim ama 3 sene önce yolda telefonla konuşuyorken bana motor çarpmıştı ama öyle bir hızla çarpmıştı ki sırtımdaki ağır çantayla havaya sıçrayıp kafa üstü yere düşmüştüm.Neyse ki bir şey olmadı ama bir hafta boyunca her yerimin ağrıyıp uykudan uyanamadığımı hatırlıyorum. O günden sonra bir süre hızla gelen motorlardan korkup motor geçen yolda yürüyememiştim.

Bir de küçükken televizyonda Chucky filmini izleyip aylarca kabuslarıma girdiğimi hatırlıyorum. 

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 2 hafta sonra...

Şu an için korkunçluğunu yitirmiş olsa ve uzun süreli etkisinde kalmasam da aralarında karar veremediğim benim için üç trajikomik olayı da anlatayım en iyisi

İlk olay küçüklüğümden beri arada salaklığımdan mı yoksa ara sıra motor becerilerimi bile düzgün kullanamamamdan mı bilmiyorum çenemi ve bir çok kez kafamı yarmak, bisikletle duran arabaya çarpmak, röveşata çekmeye çalışırken burnuma kendi dizimle vurup kanatmam gibi bir çok ufak tefek yaralanma yaşadım daha sonra sanırım bu mazoşistlikten ziyade nelerin nasıl bir acı verdiğini merak etmeye yönelttiğinden kendi koluma jilet atmak sigara basmak gibi eylemlere de sebep oldu her neyse sanırım ilk okul zamanları yaz tatilin de babaannemlerdeydim evde tek başıma kaldığım bir zaman sıkıntıdan kendime bir parkur hayal ettim ve koltuktan zıplayıp karşısındaki kapının eşiğinin üstündeki bir iki santimlik çıkıntıya parmak uçlarımla tutunacak daha sonra arasında fazla mesafe olmayan duvarlara ayaklarımı koyarak koridorun sonuna kadar gidecek ve en son duvardan yarım metre kadar ileride kalan halının üzerine zıplayacaktım daha sonra bunu yapmayı denedim başardım bir iki kere daha yaptıktan sonra terlediğim için artık el ve ayaklarım kaymaya başlamıştı son kez daha yapıp sonra bırakırım diyerek son kez koltuğun üzerine çıktım tişörtümü çıkartıp üzerine ellerimi sildim biraz kurusun diye sonra karşıdaki kapıya doğru zıpladım ve tam parmak uçlarım üstteki eşiği tuttu derken bir anda parmaklarım kaydı ve havada düşerken tam sırt üstü yere çakılmamak için son anda elimi yere koydum sonra hemen kalktım ve kontrol ettim bir şey oldu mu bir yerime diye bir şey bulamayınca içimden kendimce gülüp hehe ne kadar güçlü ve dayanıklıyım falan diyerek yürümeye başladım bir kaç saniye sonra bir şeyler farklı gelmeye başlayınca (aslında burada yere bakıp kendi bedenimi görsem tam bir korku hikayesi olurdu) sesli bir şekilde ne oluyor falan demeye çalışırken yere düştüğümden beri konuşamadığımı ve nefes alamadığımı fark ettim o an panik yapıp açık olan cama koşup bağırmaya çalıştım ama yine sesim çıkmadı sonra yavaş yavaş herhalde boğulup ölücem ama böyle ölürsem ben bile arkamdan dalga geçerdim bu ne saçma ölüm diye düşünürken daha da küçükken benzer bir olay yaşadığım aklıma geldi ve göğüsümü yumruklamaya başladım daha sonra normal şekilde nefes almaya başlayıp etrafı topladım kimse fark etmesin diye bir kaç saat sonra düşerken yere koyduğum elimin bileği acımaya başladı kimseye ne olduğunu açıklayamam diye iki gün kimseye bir şey söylemedim daha sonra şişmeye başladığında üzerine düştüm falan diye hikeye uydurdum bir şeyler sardılar bileğime ama iki gün sonra elimi bile oynatamaz hale gelince doktora götürdüler bileğim çatlamış sargı sıcak tuttuğu için daha da kötü hale gelmiş biraz daha geç gitseymişiz alçıya alacaklarmış bir hafta bileğimde buzla gezdim kendimi en tehlikeli ve en saçma yaraladığım olay bu sanırım -Bonus- daha da küçükken yaşadığım olay ise leblebi yerken babam aç ağzını demişti bende salak gibi açtım sonra karşıdan leblebi attı leblebi boğazıma kaçınca nefes alamadım sonra sırtıma vurdu falan babam işe yaramayınca ayaklarımdan tutup ters çevirip salladı öyle çıktı

İkinci olay lisenin ilk yıllarında yol soran adamın biri daha sonra beni takip edip pasif misin falan diye sorup gel seni gideceğin yere kadar bırakayım falan diye arabaya bindirmeye çalışmıştı sonradan eşcinsel ve pedofili olduğuna karar verip bir kaç yıl homofobik olmuştum tam travmayı atlatmaya başlamışken benzer bir olay daha oldu ama pek etkilemedi ve homofobim geçti derken üçüncü vaka üniversitenin ilk yılı izmirden döneceğim bizimkiler gelmişti otogarda beklerken canım sıkıldı ve sakallarım rahatsız hissettirdi dönünce direkt dışarı çıkar arkadaşlarımla buluşurum diye gidip bir tıraş olayım diye saat gece yarısına gelirken otogarda açık berber var mıdır diye aramaya başladım en son uzun bir merdivenin aşağısında iki tane berber buldum etraf biraz karanlıktı sadece iki dükkanın ışığı aydınlatıyordu baktım birinde tıraş oluyorlar diğerinin önünde dayının biri çay içiyor dedim boş olana gideyim söyledim dayı keçi sakalı bırakıyorum kalanını kes falan diye bir yandan tıraş ederken muhabbet açıyor işte nerede okuyorsun, kaç yaşındasın, nereden geldin, nerede kalıyorsun falan diye bir yandan elime dayıyor ben elimi çekiyorum o dayıyor falan neyse dedim berberlerde oluyor normaldir bilerek yapmıyordur sonra bu dedi kaşlarının etrafında ufak kıllar var onlarını da alayım falan tamam al dedim aldı sonra losyon krem bir şeyler sürdü ilk kez sakal tıraşı oluyordum berberde içimden dedim iyiymiş hep böyleyse diye dayı dedi gel çay ısmarlayayım diye o kadar şey yaptı ayıp olur zaten daha saatler var otobüsün kalkmasına diye kabul ettim dükkanın önüne oturduk muhabbet ediyoruz dayı dedi sevgilin var mı diye yok dedim sonra aktif misin pasif misin dedi anlamadım dedim eş cinsel değil misin dedi hayır dedim ben seni eş cinsel sandım dedi( saçlarım uzun ve kulaklarımda 10 tane küpe olduğundan öyle sandığını varsayıyorum) üstte iki kere araba çarpan arkadaşın dediği gibi içimden herhalde bu sefer üçüncü kesin kestaneyi çizdirdim gece yarısı olmuş etraf tenha çaya bir şey karıştırdıysa diye düşünüp apar topar eş cinsel olmadığımı falan açıklayıp otobüs kalkacak ben gidiyorum dayı diyerek kaçtım sonuç olarak başıma böyle badireler gelse de 21 yıl kestaneyi koruyup bu olaylar sonucu homofobik olmamayı başarı olarak görüyorum

Üçüncü olay aslında iki olay bunlar hiç kavga etmemiş olmama rağmen iki kere yok yere dayak yemem oluyor ilki lisede okuldan kaçıp kızlı erkekli içerken kızın birinin sarhoş olup bizden yaşça büyük sevgilisini arayıp küfür etmesi ve yerimizi söylemesi sonra defalarca çocuk gelmediği halde gelip sizi dövecek kaçın diyerek kandırması en sonunda gerçekten çocuk gelirken bunu bize söylemesi bizim inanmamız ve olayın yalancı çobana bağlanması en önde ben duruyordum hala toy ve insanlarla mantık çerçevesinde konuşup anlaşılabileceğini düşündüğüm için savunmaya geçmedim sonra tepeden 150 kilo bir çocuk koşarak geldi ve avuç içiyle iki kere suratıma vurup arkadakileri dövmeye gitti arkadaşım beni şoktan çıkarıp uzaklaştırdı ikinci yok yere dayak Başka bir medya ekleyin yemem ise bir gece çıkmış çöp atarken karanlık bir sokakta tanımadığım biri arkadan gelip çekerek yere düşürüp yumruklamaya başladı bu sefer şoku erken atlatıp gard aldım ama gözüm morardı ve hafif kafamın arkası açılmış hastane de pansuman yaptırıp karakola gittim bir sokak öte de başka bir çocuğun dişini kırmış ama suçlu yakalanamadı o günden beridir arkamdan kimin yürüdüğüne dikkat ederim bu da böyle bir hikaye

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • 1 ay sonra...

Birkaç yıl önce hayatımın en kötü dönemlerinden birini geçiriyordum. Hayatımda her şey ters gidiyordu. Hani böyle evde otururken duvarlar, dışarı da ise binalar üstünüze geliyormuş gibi olur ya, onun gibi. Kısaca ölümün daha kabul edilebilir olduğu bir durumdaydım.

Zamanında çok yakın olduğumuz, (en azından ben öyle olduğumuzu düşünmüştüm) platonik olarak hisler duyduğum bir insan ile bağlantı kurdum. Bir şey yapmasını beklemiyordum en azından bana cesaret verebilecek bir şeyler söylemesini bekliyordum. Çünkü bende yıllar önce bu insanın en kötü anında yanında olmuş elimden geldiğince bir delilik yapmasını engellemiştim.

Keşke o gün ölseydim de, intiharın eşiğinde ki bir insanı hakaret ederek başından savan bir insana hislerim olduğunu fark etmeseydim.

O gün içinde bir şeyler can verdi. Bugün bile hala kimseye güvenmiyor, kimseye içimi açmak istemiyorum. Pek bir değişiklik te yok hayatımda... Klinik depresyonun 20. yılını devirdim. Ölmüyorsunuz merak etmeyin. Yani o kadar kötü bir şey değil.

Kin tutmak kötüdür. Ama bir gün bu insanın benim o dönem tecrübe ettiklerimi kendisinin yaşadığını duyarsam... herhalde mutlu olurum.

Uzun lafın kısası hayat acımasız ve adaletsiz. Herkese kolay kolay güvenmeyin ve içinizi açmayın. Egoist, narsist insanlardan uzak durun. Gülümseyen bir yüzün, çekici bir dış görünüşün, etkileyici bir zekanın ardında bir sosyopat yatıyor olabilir.

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 üye

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.