Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerik

Showing content with the highest reputation on 12/10/15 tüm alanlarda

  1. İlk önce pek tabi ki buna benzer bir konu mutlaka vardır ama ben mümkün olduğunca kendi tecrübem 5 yıldır binbir çeşit anime severin görüşlerini de bilen bir kişi olarak. Faydalı bir rehber oluşturmayı düşündüm. Niye yapıyorum bunu? Gündelik hayatımın büyük bir kısmını animeye harcayan biri olduğum için bu bozuk anime anlayışıyla, ortamın iyice leş hale geldiğini düşünmekteyim. Daha az izlenirken popüler kültürün baskın saçma tartışmaları bu kadar baskın gelmiyordu, en azından bir siteye girip, acaba millet bu bölüme nasıl bir tahmin yürüterek yaklaşmış diye meraklanırdım. O olmadığı gibi güncel saçma sapan çöp serilerin, tartışmaları kirletir hale geldi. Bu rehberin bana ne getirisi olacak? Anime ve manga ticari yönünden çok, bir el çizimi yani sanatçı elinden çıkmış bir şey olduğundan, arada senin bütün bakış açını sarsıcak serilerde bulunmakla beraber. Absürtlükle seni yerlere sericek serilerde bulunmaktadır. Ama bu sektörün popüler hale gelmesinden dolayı, sabit bir izleyici kitlesi oluştu. Ve popüleriteyi oynamaya başladı bu sektör malesef. Popülerliğin nesi kötü? Müzikten örnek vereyim. Bebeklikten beri müzik kulağımıza her zaman çala durmuştur. Ama belirli bir bilince sahip olmadığımız için. Çevremizin insafiyetine kalmışızdır. Elit bi ailede piyano, çelo ile büyüyen birinin kulak kalitesi ile, arabesk rapten, yabancı pop, kore popa gelişebilen insan hiç bir zaman kıyaslanamadı. İkisi de müzik dinledi ama aralarında ki kültür farkı everesten daha büyük. Çoğu popüler sektör böyledir. Ama bir şeyin popüleritesi düşükse, bireyin o sektörle tanışması daha geç olabilir. Bu hem iyi hem kötüdür. Mesela ben animeyle bilinçsiz olarak 6-7 bilinçli olarak 13-14 yaşlarımda tanıştım. Buda benim kendi kendime izleyecek bir şey aramaya itti. Şanslıydım ki öneri istediğim insanlar yılardır izleyen ve okuyan olduğundan yarı bilinçli bir şekilde anime izlemeye başladım. Rehbere geçicek misin? Geçecek misin olacak o, evet geçeceğim Aslında nelere izlememeniz, nelerle animeye başlamamanız gerektiğini yukarıda az çok belirtim. En çok izlenen ve popüler serilerden uzak durun. Peki ne izleyeceğiz, tavsiye verende yok diyorsanız rehberimde detaylıca bahsediceğim. Anime başlamak için, kült olmuş ödüller almış ama popüler seriler kadar abartılmayan ve beyninizi de içine koyduğunuz seriler vardır. Dizilerde nasıl doctor who kült, filmde de esaretin bedeli,baba, yüzüklerin efendisi,star wars kültse animeninde kültüleri vardır. Konularına pek değinmeyeceğim zaten bir yere ilk yazdığınızda konusu çıkaar ve konu aslında önemsizdir işleyişle animeler kalitesini ortaya koyar. Mesela ünlü mangaka Hiromi Arakawa(Fma) Gin no saji ile çiftlik konusunu ele alıp ustaca işleyişle, fantastik öge eklemeden muhteşem bir güzelik göstermiştir bizlere. En çok bilinen kültlerden başlayayayım; Death note Türkiye de özelikle kültür. İlk çevirilen mangalardandır. Mutlaka izlenilmese bile duyulmuştur. İzleyenlerini 2ye bölmüştür, hata bir bölünen taraf belirli bölümlerden sonra izlemeyi bıraktığı bile olmuştur. O kadar karakterlerine bağlatır kendini. Güzel bir işleyişi olan polisiye bir seridir. Ve aslında insanın modern hayata en çok sorguladığı adalet kavramını gündeminde tutmuştur. Yaşa göre farklı tepkiler bile oluşturabilir. Ve sürükleyicidir. Yeni başlayan biri bu seriyi izlerse anime alemini girişi gayet hızlı olabilir. Riskli değildir, sürükleyici tarafı ağır olduğundan sevmeme durumu çok nadir görülür. Full metal Alchemist Brotherhood Bu seriyi izlememek insanlık suçudur. Zamanında gelmiş geçmiş en iyi anime serisi de seçilmiştir Şahane bir işleyiş, özgün bir konuyla birleşmiştir. Bazılarına göre en iyisi olmayabilir bana göre değil ama en iyisi denildiğinde pek itiraz etmek mümkün olmuyor. Seri anime alemini geçersek, çoğu eserde başları zorlayacak kalitededir. Şimdi bu ikisini izlediniz tür gözetmeksizin, sevdiniz veya sevmediniz. Anime türleri normalden çok daha farklıdır. Yani bir dizi, kitap mantığıyla bakılmaması lazım. Çünkü japonların kafası biraz farklı bir kafa. Cyberpunk Bu türü anime izleyemen kişiler de mutlaka duymuştur, animeye özgü bir kavram olmasa da, animede ayılması gereken serilerdir. Bilim kurgu,robot gibi şeyleri seviyorsanız bu türden serileri izleyebilirsiniz. Ben malesef bu türde kendimi yeterli görmüyorum. Çünkü bu türün hastası arkadaşlarım hala bana adını duymadığım seriler söyleyebilir ben animeleri türlere göre ayırmadığım için bilmediğim seriler vardır bu türde. Ve popüler kültürden uzak olduğu için pekte bilinmez bu türün elçileri. Hatta türkçeye çevirlmeyenleri de gayet boldur. En çok sevilenleri veya en çok bilinenleri; Ghost in the shell The animatrix Ergo proxy Akira Psycho-pass Texhnolyze Saoculara bonus; Hack sign Bu tür hakında daha detaylı açıklama yapmak isterdim çünkü güzel önerisini bulmak için ingilizcede bilmek gerekiyor bu tür için. Ama bu türü google a aratırsanız diğer serileride görebilirsiniz. Ama üste yazdığım seriler en bilinen ve kalite akan serilerdir. Bu türü seviyorsanız pek kötüsüne rast gelmezsiniz. Steampunk Buhar çağı deyip kestirip atıyorum çünkü oyunlarda ve filmlerde gayet boşca işlenen bir türdür. Buluşların yeni yeni vuku bulduğu çağların güzel ve tatlı esintileridir steampunk. Bu türün bilinen animeleri; D-Gray man Baccano Fma Samurai 7 Metropolis Last Exile Bu türden serileri çoğu kişi sever diye düşünüyorum. Cyperpunk biraz ağır olsada, steampunk daha çok atmosferi bir türdür. Cyperpunk mantık zorlayıcı olabilir. Slice of life Bu türde animelerde daha rast geldiğimiz bir türdür. Günlük hayattan kesit diyebilirim. Bu türler daha sakin geçebilir içine harem ecchi, romantizm, komedi gibi daha genel türler eklenebilir. Bu türden bazıları özelikle çok ders çıkarılabilecek serilerdir. Aslında bu türden serileri yazmakta üşendim diyebilirim ama internete bulabildiğim top 10-20-30 333 listelerinden birini atabilirim; http://www.buzzfeed.com/godofconquest/the-not-so-definitive-ranking-of-22-slice-of-lif-11tc7#.wwWYz0VvqR Sıralamaya bakmayın kesinlikle. Bu türden izlemezseniz olmaz serileri söylemek gerekirse; Clannad Sakamichi no Appolon Torodora Hyouka (atığım görseli aratın adı biraz uzundır ve ayrıca görsel aratmayı da keşfetmiş olursunuz. sağ click yapınca googleda görseli arat seçeneğini göreceksiniz) The daily life of a High school boy(Absürte giriş için iyi olabilir.) Meccha Bu tür japonların başının altından çıktı diyebiliriz. Cyperpunkta ki robotik havadan uzak tutunuz. Gungama kadar dayanan efsanevi bir türdür. Hiç uğraşmayacağım bu tür çok geniş bir tür ve cyperpunk serilerde içine abiliyor, Top 100 atıyorum size; http://www.listchallenges.com/top-100-mecha-anime-of-all-time Bu türde benim de en çok sevdiğim seri bulunmaktadır. Türü pek öyle sevmem ama bu türden sağlam seriler de çıkıyor. Evengelion serisi Tengen toppa gurren lagan(En sevdiğim seridir) Code geas Trigun Legend of galactic heroes Cowboy bebop Cyperpunkta yazdıklarımda buna girebilir. Steampunkta da. Steamboy falan vardır hatta bu türün içerisinde. Çünkü diğer türlerin aksine japonların kendine has türü diyebiliriz. Ve robot içeren diye geçtiği için çok kapsayıcı bir tür olabiliyor. Spor Bu türü ayırırken çekinmedim değil çünkü shoenen türünün göz bebeklerinden diyebiliriz(Shoenen gibi deyimler manga türü olduğu için ayrıca değineceğim) Bu seriler spor gibi çekişmenin bol olduğu br aktiviteyi konu olarak şahaserler çıkartabiliyor. Efsaneler bu türden çıkmışta diyebiliriz. Kesinlikle izlenmesi gerekenler; Slam dunk Hajjime no ıppo One outs Eyeshield 21 Giant kiling Şu serileri izledikten sonra popüler olan kroko, haikyu, prince of tennis gibi serilere bakabilirsiniz. Bu türden her seri ad yaptığı için herhangi top listesi vs paylaşmayı düşünmüyorum. Bu türden çoğu şey sarıcıdır. Neden ecchi harem, aksiyon, komedi gibi türleri tanıtmadın? İnsaf 50-60 tane tür tanıtırım, benüm gücüm yetmez ona ama bir bahane arıyacaksınız. Üsteki yazdığım türler animeye özgü diyebiliriz. Ecchi falanda animeye özgü ama onu tanıtmaya değer pek görmüyorum. Ecchide iyi eserler var ama ecchi olması 4-5 özeliği bu serilerin genelde. Ecchi daha çok bir yan türdür, To love ru ile bu tür ana tür haline gelmiştir diyebiliriz. Peki tür olarak bırakıcaksak kesinlikle izlenmesi gereken animelerde önerin var mıdır? Aslında bu özgün bir şeydir, şu üste yazdığım şekilde başlayıp kendiniz türlere göre ayırıp forumlarda araştırırsanız daha iyi olabilir.Ama her anime severin izlemesinde yarar gördüğüm serilerde yok değildir; Fate Zero, HxH, Steins Gate, Ergo Proxy, Code Geas, Death Note, GİNTAMA, FMA, Bakuman, GTO, One Outs, Slam Dunk, Hajime No İppo, Torodora, Bakemonogatari serisi, Tengen Toppa Gurren Lagann, Baka to Test to Shoukanjuu, Baccano, Samurai Champloo, Kingdom,Kaiji,Barakamon,Trigun,Beelzebub One piece nardo, bleach gibi serileri niye önermedin? Şimdi bu seriler manga olarak çok daha kaliteli seriler, hxh belki bleach dışındaki uzun serilerin animesini izlemek yerine mangasını okursanız, çok daha şahane olabilir. Ama yok bende okumak alerji yapıyor diyorsanız uzun serilerin hepsini izleyin. Manga türleri nelerdir? Shoenen;Erkek genç karakterin baş karakter olduğu seriler. Seinen;Erkek ve yaşça büyük veya üniversite çağında ki baş karakterin olduğu seriler Shojo;Bayan genç karakterin baş karakter olduğu seriler Jozei;Bayan olgun karakterin baş karakter olduğu seriler Yaoi;Zalim civanmert melek delikanlıyı düdüküyor Yuri; Bayan bayana eğlenmece Manhwa;Kore yapımı mangalar Webtoon- İNternet üzerinden mangalar, renkli olur. Daha da yazmaya üşendim açıkçası.
    10 points
  2. uchiha_n

    Gintama

    Bu konu olmazsa forum da olmaz!!!!
    4 points
  3. Bleach 655 Türkçe >> http://www.acelemanga.tk/oku/bleach/655/
    3 points
  4. Hepinize selam öncelikle, taptaze bi yarışmayla karşınızdayız ! Yarışmanın teması : Yılbaşı Kurallar ; 1-) Çizdiğiniz resmin üzerine türkanime art yazın 2-) Çiziminizi 31 Aralık 23:59’a kadar Türkanimeart/Türkanimeart etkinlik sayfasında ‪#‎turkanimeyilbasi‬ tagıyla paylaşın 3-) Etkinlik sayfasını profilinizde paylaşın(paylaşmayanların çizimleri kabul edilmeyecektir) 4-) Resminizi yarışma sonuçları açıklanana kadar türkanime art/ türkanime art etkinlik sayfası dışında(kendi profiliniz hariç) paylaşırsanız diskalifiye edilirsiniz 5-) Resimler arasından seçilen ilk 15(katılıma göre sayı daha fazla olabilir) resim türkanimetv nin formunda oylamaya sunulacaktır. 6-) Son olarakta en iyi ilk 3 adminler tarafından karar verilecektir ve ödüller sahiplerine kargolanacaktır. Ödüller ; 1. Derwent master set (12 li kuru sulu boya, fırça, sketchbook, eğitici cd ) in sahibi olacaktır 2. Faber Castell pitt 6’lı marker setin sahibi olacaktır 3. 3 adet Snowman marka Lineart kaleminin sahibi olacaktır. Şimdiden kolaylıklar diliyorum hepinize güzel bir yarışma olmasını umut ediyoruz. Hak edenin kazandığından emin olacağız :’) Etkinlik Linki : https://www.facebook.com/events/462020780653675/ Grup Linki : https://www.facebook.com/groups/animearttr/
    2 points
  5. Luluna

    Selam.

    Yaw sesli güldüm, Allah seni iyi etsin : D Galiba olurum ben ya (*☉౪ ⊙。)ノ ahan da oldum gitti : D Çeyizini topla gel ╮(︶ε︶メ)╭
    2 points
  6. Efsane Geri Dönüyor ! Toei şirketi Slam Dunk animesinin devamı için kolları sıvadı. Kuroko no Basket'in raytingleri, yapımcıları harekete geçirdi. Şu anda nabız yoklayan şirket her an Slam Dunk hayranlarına müjdeli bir haber verebilir. Güncellenecektir. Kaynak: OAYOK Alemin kralı geliyor beee :D :D Resmen hayata döndüm lannn. Hanamichi lann :D :D :lol: :lol:
    1 point
  7. Siz Hiç Hayatınızda Bir Anime Karakteriyle Aşk Yaşadınız Mı? Hitokiri Battousai (Himura Kenshin) Anime izleyicisi, daha doğrusu bağımlısı olan çoğumuzun bazı karakterlere karşı böyle bir his yaşadıklarına inanıyorum. Hani izlemeyi çok istersiniz, izlediğiniz an o büyülü dünyada yolunuzu kaybedeceğinizi bilirsiniz ve bile bile o dünyanın rüzgarına kendinizi bırakıverirsiniz ve o dünyada, o kişinin yanında olmak için can atarsınız, hatta o kişinin gerçekliğinden çok siz bir çizgi karakter olmak için yanıp tutuşursunuz. Çocukluğumun aşkı vardı benim, Candy Candy serisinin Terry’si idi, Daddy Long Legs’in o upuzun bacaklısı babasıydı, Oscar’ın Andresi’ydi, hatta ‘cartoon’ diye tabir edip de anime dünyasından ayırdığımız kahramanım Red Kit vardı. Bu noktada Yakari’mi de es geçemem. Sonra bunların tahtını yıkacak adam geldi karşıma, varlığıyla, kişiliğiyle, yaşanmışlığıyla, geçmişiyle, samuray ruhuyla tüm zamanlarımın aşkı olup tahta oturuverdi. Bu kez o benliğimin çalkantılı dünyasının nedenlerinden biri olan Kenshin’i dile getiresim var, onu ve onun adının geçtiği tüm yapımları irdeleyesim. Son OVA’sı ve Live Action serisinin 2. filmi hariç bugüne kadar adının geçtiği her yapımı yalayıp yutan bir aşığım ben, onu tüm benliğime işlemek için her yapımında yeniden onu tanıyormuşçasına onun hayatını didik didik eden. Hayatımın en güzel aşklarından biri olan Rurouni Kenshin diyorum, samuray ruhunun en güzel yansıması, Shounen denildiği an aklıma ilk gelen adın sahibi ama hepsinden önemlisi gerçek bir ismin hayat verdiği efsaneler dünyasının lideri olan kişiden bahsediyorum, bu kez Rurouni Kenshin’e dair ne varsa ortaya seriyorum. İncelememi izleme sırasına göre sunuyorum ama yazının içeriğinde bana kulak vermek isteyenler için başka bir izleme sırasından bahsedeceğim çünkü beni de böyle bir yönlendiren takipçi olsaydı eğer vereceğim sıralama tavsiyesi benim için de en iyi seyirlik yolu olacaktı. Rurouni Kenshin: Meiji Kenkaku Romantan Tsuiokuhen (OVA/4 Bölüm) (1999) Her ne kadar flashback tadıyla bize ilk izlenmesi gereken bölüm olarak sunulsa da Kenshin ile tanışacak olanlara benim yapabileceğim en güzel tavsiye seriye öncelik vermeleri olacak fakat seriyi tamamen bitirmemiş olarak bu OVA’ya yer vermeleri. Yanlış hatırlamıyorsam eğer seriyi 36. bölüme kadar izledikten sonra bu 4 bölümlük olan şaheseri izlemeye başlayabilirsiniz, zaten izledikten sonra ilk dakikasında bile tüm bölümleri devirmek isteyeceksiniz. Bu dört bölümlük aradan sonra seriye geri devam edebilirsiniz. Zira benim tavsiyem bir nevi manga ilerleyiş sırası tadında oluyor. Kenshin’in nasıl bir Battousai oluşuna tanıklık edişinizden tutun da geri Kenshin dönüş yolculuğuna tanıklık etmenizi sağlayacak bir yapım bu şaheser. Kenshin adı altında yer alan ne kadar çok şey varsa -ben hepsini ayrı ayrı sevsem de- asım kesinlikle Tsuiokuhen OVA’sı. Kenshin’i Kenshin yapanın kim olduğunu görüp, ufacık Kenshin’in büyüme mücadelesi yanında, Kenshin adına nasıl sahip olduğunu, yüzündeki, aslında yüreğine kazınmış olan X yarasının Kenshin için, daha doğrusu Kenshin severler için ne ifade ettiğini öğrenmemizi sağlıyor bu yapım. Kan yağmuru altında başlayan bir Rurouni’nin yolculuğuna başlayıp onun yalnızlığına ortak olurken o muhteşem ezgilerin sizi sürüklediği Battousai’lar dünyasına adım atmak için en güzel seçim Rurouni Kenshin. Rurouni hayatının yanında ‘Tomoe’ adının da Kenshin adı yanında ne ifade ettiğinin kanıtı bir nevi. Küçücük biriyken ailesi gözleri önünde katledilen Kenshin, sonrası ustası ve hayat öğreticisi olacak Hiko Seiujiro tarafından kurtarılan ufaklıktan başka bir şey değildir. Hiko usta tarafından eğitilmeye başlayan Kenshin’e ustası tarafından sadece bir hayat hediye edilmez, yıllarca koruyacağı Kenshin adı da ustası tarafından ona hediye edilmiş bir izdir. Belli bir dönem sonra Kenshin ustasının yolunu seçmek yerine bambaşka bir yolu tercih eder ve Hiro ustanın yanından ayrılır. Rurouni Kenshin: Meiji Kenkaku Romantan (TV Serisi/94 Bölüm) (1996-1998) Samuray dünyasında, efsaneler arasına adını en güzel işlemelerle yerleştirmiş biridir Rurouni Kenshin. Bulunduğu çalkantılı dönemin fırtınasından kaçıp da ‘Battousai’ olma yolundan çoktan ayrılmış sıradan bir gezgindir artık. Bu esnada karşılaştığı Kauro onu geçmişinden çıkarıp gerçek anlamda bir kurtarış sunmak istemektedir çünkü geçmişin izleri ve geçmişten gelen düşmanlar Kenshin’i rahat bırakmamaktadır, tüm bunların yanında geçmişin izlerini ger defasında acı bir bıçak gibi Kenshin’e saplayan hayalaletlerin izleri de Kenshin’i bu yolculuğunda takip etmektedir. Bu esnada, Kauro varlığıyla Kenshin’e güç verenlerden biri olacaktır. Kauro yanında Megumi, Sano ve Yahiko da bu yolculuğun bir parçası olup, ikilinin dünyasında her an kendilerini göstermeye devam edecektir. Çizimleri açısından zor alıştığım bir yapım olduğunu kabul etmem lazım, çizimden ziyade Kenshin’in karakter özellikleri diyebilirim. Özellikle de Tsuiokuhen OVA’sının hemen ardından izleyince OVA’nın verdiği animasyonun tadını acayip bir şekilde özler olmuştum. Kenshin’e dair en büyük pişmanlığım neydi, diye sorulsa, cevabım izleme sıram olurdu çünkü Tsuiokuhen OVA’sını seriye başllayıp da 30’lu bölümleri devirdikten sonra izlemeyi tercih ederdim. Böylece animasyon ve anlatım konusunda alışma zorluğu yerine seriye daha ilk dakikalarda büyük bir keyifle sarılmış olabilirdim. Yine de böyle dediğime bakmayın siz, zira Rurouni Kenshin hala aslarım arasında yerini kimseye kaptırmayan yapımların başındadır. Rurouni Kenshin: Meiji Kenkaku Romantan – Seisou-hen (OVA/2 Bölüm) (2001) Uzun mu uzun, güzel mi güzel, şiirsel mi şiirsel ama hepsinden öte tüm fırtınalarına rağmen özenilesi bu yolculuğun son durağı, belki de bitiş noktası bu hüzünlü, bir o kadar da etkileyici olan OVA. Siz Kauro & Kenshin severlerdenseniz, seriye noktayı koyar koymaz bu yolculuğa hiç mola vermeden devam etmelisiniz. Kauro & Kenshin yolculuğunun, Kenshin hayatındaki önemine dem vurmak adına oluşturulmuş bir nevi. Her ne kadar araya mangasında yer almayan sahneler, yani filler serpiştirilmiş sahneler olsa da tadına doyulmayacak bir bitiş aslında. Fırtınalardan gelip de dinlenebileceğiniz bir liman gibi bu 2 bölümcük olan OVA. Kenshin’in fırtınalı hayatının getirisi olan bir bitişle izleyicisine veda ediyor Rurouni Kenshin. Çizimlerinin Tsuiokuhen OVA’sının şaheserliğine ulaşamamış oluşuna rağmen tadına doyulamayacak bir final seyirliği diyebilirim. Müzik namına yeniliğin olmadığı, zaten bu güzel hikayeye ondan başkasını düşünemediğim ‘In Memories – Kotowari’ melodisi ile sizi karşılayan ve onun eşliğinde güzel bir yolculuk sunan hikayesiyle bu efsanevi Kenshin yolculuğunu tamamlamanızı sağlıyor. Seriyi veya mangasını tamamlamış olanlar için tek diyebileceğim vaktiniz kısıtlı olsun ya da olmasın bu 2 bölüme sığdırılmış olan hayata en kısa zamanda fırsat yaratmanız. ;) Rurouni Kenshin Manga: Meiji Kenkaku Romantan Manga (259 Chapter) (1994-1999) Serisini izlerken aldığım keyfin aynısını yaşamamı sağlayan nadir mangalardan birisi. Çok sıkı bir manga takipçisi olmadım hiç, aksine sevdiğim isme dair olan mangaları okumak tercihim fakat Kenshin söz konusu olunca akan suyu durdurduğum da bir gerçek. En baştan başlayıp son anına kadar hiç soluksuz okuduğum bir mangaydı. Serisine daha sadık kalmış bir manga, çizim açısından anime serisinden hiçbir farkı olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Anime yapımında hiçbir karakter için cimriliğe gidilmemiş, sadece son arc’ın animeye neden aktarılmadığını hala anlayabilmiş değilim. Bilen biri gelsin lütfen! :P :D Mangasındaki tüm dövüşleri animesinde görebildiğimiz bir isim sadece son dövüş, yani Enishi & Ekibi ile Kenshin & Ekibi arasında geçen azılı dövüşü anime yapımına aktarmamakla bize ne büyük haksızlık yapıldığına tanıklık etmiş oldum ve içten içe anime yapımcılarına içerledim çünkü bu saklanışı hak etmeyen nadir isimlerden biri Rurouni Kenshin. Efsanevi olan bu ismi daha da efsaneleştirecek olan bir arcı bünyesinde barındırsa da animeyi manga bitmeden seyircisiyle buluşturdukları için izleyicisinden mahrum bırakılmayı tercih edilmiş, ne yazık! Rurouni Kenshin: Meiji Kenkaku Romantan – Ishinshishi e no Chinkonka (1997) Anime katili diye tabir edebileceğimiz bir şey ‘filler’. Neden gerek duyulmuş hala çözebilmiş değilim fakat izlerken keyif almadım mı? ”Evet, aldım” hem de öyle böyle değil, fazlasıyla aldım. :) Söz konusu şey Kenshin ise kimsenin bana bu tarz bir soru sormaması lazım. Tanımayanlar için söylüyorum bunu, beni az buçuk tanıyanlar nasıl bir Kenshin delisi, nasıl da ona tutkulu olduğumu bilirler. :D Bu nedenle, filler dahi olsa Kenshin filmi de tadından yenmiyor. Benden söylemesi. :D Rurouni Kenshin Live Action Movie (2012) Live Action adının anime yapımlarının katili olduğunu savunan bir takipçiyim. Evet, yanlış okumadınız. Uzak Doğu sineması ya da dizisi denilince Japonları bu işte çok başarılı bulduğumu söyleyemem. Anime ve manga denilince de Japon parmakları üzerine tanımam. Live Action adı altında olan yapımlar içerisinde sevdiğim şeyler bir elin beş parmağını ya da hadi iki elimin on parmağı diyelim, geçmez. Çok nadirdir başarılı bulduklarım, Ruouni Kenshin de bu 10 parmak, hatta 5 parmak içersinde ilk 3’te yerini koruyabilir. Kenshin adı altında olduğu için demiyorum bunu, oyunculuklarından tutun da hikayenin anlatımına kadar ne varsa hepsi bu güzel hikayeye en güzel şekilde yerleştirilmiş. Yapımcılarının seçimleri ile dövüş sahnelerinin görselliği bile bu filmi izlemek için yeterli sebep. Filmde dair pek bir konuya değinesim yok çünkü seriyi ve OVA’ları bilen arkadaşlarım zaten filme rahatlıkla adapte olacaklardır, bilmeyenler içinse önce bu güzel anime yapımlarını izleyin derim. Sonra filme rahatlıkla geçiş yapabilirsiniz, hatta hiç zaman kaybetmeden yapın bunu çünkü biliyorum ki bu keyfi aldıktan sonra siz de ben gibi kaybetmek istemeyeceksiniz. Filmin konusuna değinmiyorum, lakin bir tek şey var değinmek istediğim; hikaye sıralanışı. Serinin aksine film mangasına hikaye sunumu konusunda daha sadık kalıyor. Manganın başlangıcıyla, yani 65 bölümlük tv serisinin girişiyle gelen bir seyirlik karşılıyor sizi. 3 film olarak tasarlanmış olan bu güzel yapımların 2.’si ve hatta 3.’sü yolculuğunu tamamladı seyircisiyle buluştu bile. Ben izledim mi peki? Henüz değil, bu nedenle size ilk filmin damağımda kalan tadıyla bu güzel isme dair bir şeyler sunmak istedim. Siz de bendenseniz eğer, tek dileğim en kısa zamanda ikinci filmi de izleyebilmemiz ve sonrasında hemencecik üçüncünün keyfine varmanız, tabii ki benim de. ;) Eee böyle bir ismi anarken, şu Live Action yapımına ait olan melodiyi de anmadan geçip gitmek olmaz. Kaynak: Animefantastica
    1 point
  8. Menwhe

    Selam.

    Benimki bol köpüklü oluyor senden daha hamaratım ehehe. Ehehehe.. EHEHEHEEHEHEHEHEH
    1 point
  9. Menwhe

    Selam.

    Hemen hemen! *-*
    1 point
  10. Tengen Toppa Gurren Lagann hem genel hemde mecha olarak en sevdiğinmiş, o zaman Legend of the Galactic Heroes serisini izlemediğini varsayıyorum :( doğru mu? :smile_artiz: Bütün herkese şiddetle öneririm. Birde bu önerilere Hayao Miyazaki ve Kon Satoshi'nin tüm eserlerinide eklemeliyiz. Herbiri birbirinden güzel ve değişik animeler ^_^
    1 point
  11. Aahah şimdi ben bunu yazıp ayrılıyorum diyordum. :D
    1 point
  12. şu seriyi show tv de izlemek için okulu astığım olmuştu. öğlen vakti okula gitmekten nefret etmemin en büyük nedenidir slam dunk. izleyin izlettirin
    1 point
This leaderboard is set to İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.