Jump to content

agg1401

Üyeler
  • İçerik sayısı

    104
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    1

İtibar Etkinliği

  1. Üzgün
    agg1401 got a reaction from Bag Of Bones in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Hayattan bunalıyoruz sanki.
     
  2. Beğen
    agg1401 got a reaction from FeyoChama in Sunflower no Sekai Anime & Oyun Üzerine Bir Site   
    Rica ederim.
  3. Beğen
    agg1401 reacted to FeyoChama in Sunflower no Sekai Anime & Oyun Üzerine Bir Site   
    çok güzel duruyor. paylaştığın için teşekkürler^^
  4. Beğen
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Ben onun ilk 3 serisini izledim diyeyim, Zero / Stay Night / diğerinin adını unuttum ama bilindik bir serisiydi. Onlar gayet güzeldi ama diğerlerini izlemedim.
    Peki ne üzerine yapıyorsun? 
  5. Beğen
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Hmm anladım, yani diyecek bir şey yok, kolay gelsin. :D 
    Hayırlı olsun ve kolay gelsin, inşallah bunda her şey istediğin gibi ilerler. :)
  6. Harika
    agg1401 reacted to Pseudohomophylus in İtiraf Köşesi   
    İtiraf ediyorum insta***da "bendogacan" diye bir hesap var her paylaşımında inekleri kuzuları öpüp koklayıp sarmaş dolaş müzikler eşliğinde dans ettikleri iletiler paylaşıyor, ben bu hesaba acayip imreniyorum.
    Çocuk 40-50 yaşlarımdan sonra yaşamak istediğim hayatı yaşıyor
  7. Karmaşık
    agg1401 got a reaction from Pseudohomophylus in İtiraf Köşesi   
    İtiraf ediyorum, oyun geliştirmekten nefret ediyorum.
  8. Beğen
    agg1401 got a reaction from syncdes in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Hoşbulduk.
  9. Teşekkür
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    O zaman yaptığın şeyler şu anını mı etkiliyor?
  10. Beğen
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Hoş geldin, nasılsın?
    Hoş geldin, naber?
  11. Teşekkür
    agg1401 reacted to Ellen in forum' un yanlış kullanımı.   
    Forumların kitleleri bir araya  getirdiğini düşünüyorum ve de Türkanime Tv Forumu çok yönlü bir forum. Anime çevirileri de paylaşılıyor, oyunlarda oynanabiliyor ve de sohbet edilebiliyor. Bu alanlar ayrı ayrı başlık altında ve de isteyen kaynaşmak için gelir isteyen de aradığı şeyi bulmak için. 
    Böyle bir talepte neden bulunduğunu anlamadım bahsettiğin şeyi desteklemiyorum ama düşüncene saygı duyuyorum. Böyle bir şeyden bahsetmek demek diģer forum alt başlıklarınında kapanmasına kadar gider, bu da genel olarak forumun kapatılmasına yönelik bir tutum oluyor.  
  12. Teşekkür
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Şarkıcılık kariyerinde tekrardan başarılar. Arada gelirsen buraya muhabbet ederiz haberin olsun. :)
     
    Ben rapor yazmaya kaçıyorum hadi görüşürüz arkadaşlar 
  13. Beğen
    agg1401 reacted to pegasusejder in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Geçmiş olsun tekrardan.
     
    Piyanoyu seviyorsundur inşallah.
  14. Beğen
    agg1401 reacted to Gorkito in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    İşini çok seviyomuşsun, üzüldüm 
  15. Beğen
    agg1401 got a reaction from sujishipender in Selamlar :)   
    Umarım.
  16. Üzgün
    agg1401 reacted to Sejiuku in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    Hepimizin öyle anıları var bu konuda kendini yalnız ya da hatalı hissetmeni gerektirecek bir şey yok .Ne demiş Mevlana : insan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur. Düşmek de sıkıntı yok yeter ki çıkmasını bilelim ve de çıkmamız için elimizi tutacak dostlarımızı bilelim:))
  17. Teşekkür
    agg1401 reacted to Gorkito in Muhabbet Mekanı (Düzenli Bakılan Dutluk :) )   
    umarım, yine iyi kaldırmışsın olayı en azından bunun için tebrik edebilirim.
  18. Beğen
    agg1401 got a reaction from Sp1ke in Merhabalar Gençlik   
    Hoşgeldiniz.
  19. Beğen
    agg1401 reacted to crea in Poison of the Life #3: Deneklerle Arkadaş Olunmaz   
    Yenisini atınca beni etiketle bari unuturum ya da özelden filan ulaşırsın, yeni konu açarsın büyük ihtimal.
  20. Karmaşık
    agg1401 got a reaction from crea in Poison of the Life #3: Deneklerle Arkadaş Olunmaz   
    POISON OF THE LIFE
    BÖLÜM 3
    “Deneklerle Arkadaş Olmaz”
    Dünyadan 1000 metre yükseklikte olan Space Charge Manager‘da çocukların ve askerlerle birbirleriyle arkadaş olma görevi başladı ve bunu duyurmak için General Zi Xou Space Ichinose yani prensesin olduğu yere gidiyor ve eğilerek; (Yemekhanede)
     
    General Zi Xou: Merhaba prenses Space Ichinose-dono! Benim aklımda bir görev var, askerler ve çocuklar birbirleri hakkında hiçbir bilgi bilmiyorlar. Bende düşünüp taşınıp her asker 1 denek çocukla arkadaş olmasını istedim.
    Space Ichinose: O halde, ayağa kalk! Senin bu fikrini sevdim ama çocuklardan birisini kaçırırsanız sorumluluğu senin üzerine yüklerim ve o deneği bulamazsan seni Cyborg’ın eline emanet ederim.
    Yasuji Kyora Ichinose: Demek benim babamı öldüren adam senmişsin. Umarım, senin de bir denek ile arkadaş olur ama sanmıyorum.
    General Zi Xou: O halde dinle çocuk, büyüklerinle konuşurken dikkatli kelimeler seçmelisin aksi halde canını yakarım.
    Space Ichinose: Bu kafayla bu fikrinin altında ezilirsin ve sakın çocuklara sakın öldürürüm falan dememelisin. Onlar hassas insanlardır, eğer dersen senin için hoş olmaz.
    Yasuji Kyora Ichinose: Space abla, ben kimle arkadaş olacağım.
    General Zi Xou: Ming Jie Huang ile arkadaş olacaksın, kendisi benim tarafımdan eğittiğim bir askerdir. Yemeğini yedikten sonra seni onun yanına götüreceğim.
     
    Cümlesinden sonra eğilmesi biter ve normal bir şekilde durur, arkasından mikrofonun olduğu yere gelerek gürlemeli ses tonuyla,
     
    General Zi Xou: ÇOCUKLAR! BENİ DİNLEYİN, BUGÜNDEN İTİBAREN BOŞ SAATLERİNİZDE ASKERLERLE BİRLİKTE BURADA VAKİT GEÇİRECEKSİNİZ VE KİŞİYİ SİZ SEÇEBİLECEKSİNİZ, EĞER SEÇEMEZSENİZ ÜZÜLÜN. BURADAKİLERİN HEPSİNE YETECEK ASKER VAR, O YÜZDEN HIZLI DAVRANAN ASKERİ KAPAR. ŞİMDİDEN SİZLERE BOL ŞANSLAR VE SORUNUZ VARSA İÇİNİZDE TUTUN.
    Selim Akkaya (Cyborg): Senin amacın ne general?
    General Zi Xou: SEN BANA SORU SORMA CESARETİNİ NEREDEN BULDUN? SENİN ÖLÜMÜNDEN BEN SORUMLU TUTULACAĞIM.
    Selim Akkaya (Cyborg): Dünyada en azından az canım yanıyordu, sırf Bilim Adamı olacağım diye bu kadar üzerime gitmeniz ne derece doğru?
    General Zi Xou: ÇOCUK, SENİNLE ÖZEL OLARAK KAZE AKASAKA İLGİLENECEKTİR. ONU BUL, YOKSA SENİ KENDİ ELLERİMLE GÖTÜRECEĞİM.
    Selim Akkaya (Cyborg): Aman çok korkttum, senin sesine alıştım ve hatta senin gibi ses çıkartabileceğim. (Gürleyerek: NİHAHAHAHAHAHAHA)
    Selim Akkaya, Yasuji Kyora Ichinose hariç Tüm Çocuklar (Ağlayarak): Space anne!
    Space Ichinose (İçinden: General Zi Xou, çocukları sevemiyor.)
     
    Cümlesinden sonra sinirlenin Space Ichinose ayağa kalkar ve General Zi Xou’yu sola iterek düşürür ve;
     
    Space Ichinose: Sakin olun çocuklar, General Zi Xou! Biraz abarttı.
    Hayabusa Miyamoto (Bilgisayar): Space anne, bu adam bize hep kötü davranıyor.
    Space Ichinose: Özel olarak ilgileceğim çocuklar!
    Tsuchiri Hayazaki (Meyve): Space anne, bizimle vakit geçirecek insanı merak ediyorum.
    Hayabusa Miyamoto (Bilgisayar): Space anne, boş zamanımızı nasıl oluşturacağız?
    Hakan Murat Temiz (Yemek): Benim çok boş zamanım oluyor.
    Hayabusa Miyamoto (Bilgisayar): Space anne, kız var mı?
    Space Ichinose: Kızlarda olacak ve boş zamanınızı deney yapan insanlarla konuşup kararlaştıracağız o yüzden biraz sakin olunuz.
    Tsuchiri Hayazaki (Meyve): Space anne, benim okullar yarın başlıyor. Bu konuda ne yapacağız?
    Space Ichinose: Okuluna gideceksin ama okul çıkışı deneyin devam edecektir.
    Yasuji Kyora Ichinose: Space abla, işinize karışmak gibi olmasın ama akşam yapmak daha iyi olur.
    Space Ichinose: Tamamdır.
     
    Cümlesinden sonra yemek saatinin bitmesini belirten bir zil çalar ve çocuklar deney odalarına giderler, o sırada Kaze Akasaka askerlerle birlikte deney odalarının önüne dizilirler.
     
    Kaze Akasaka: 250 asker beni dinleyin, sizin göreviniz başlıyor ve bu zorlu görevde tıkandığınız zaman prensesimizden, benden ve bilim adamlarından destek alabilirsiniz. Bir çocukla iyi arkadaş olursanız belki o çocuğun dünyasını değiştirirsiniz, sizden onlara baba ve ya annelik yapmanızı istiyorum. Bu isteği yerine çok iyi getirebilen kişinin askerliğini bitirip memleketine göndereceğim.
    Asker Mia: Komutanım bu güzel bir fikir. Umarım birilerin memleket özlemi sona erer, peki ya hiç yapamayanların başına ne gelecek?
    Kaze Akasaka: Cyborg’un eline emanet edeceğiz.
     
    Cümlesinden sonra Selim Akkaya deney odasından çıkar ve herkesin yüz ifadesindeki korkuyu rahatça okunduğunu görür ve Kaze Akasaka’nın yanına gelir ve ona;
     
    Selim Akkaya (Cyborg): Demek benden bahsediyorsunuz, birini kesinlikle öldürmemi istemiyorsanız. Eziklerle iyi geçinin, yoksa sizi onların beyin seviyesine indiririm. HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA
    Kaze Akasaka (İçinden: Lanet olsun Zi Xou!): Çocuk, lütfen insanlara tepeden bakmamalısın. Aksi halde senin için hiç iyi olmayacaktır.
    Selim Akkaya (Cyborg): Anladım, ko-mu-tan ba-ba!
    Kaze Akasaka: Demek duydun her şeyi. O halde benim yanımda geliyorsun.
    Selim Akkaya (Cyborg): HAHAHAHAHA!
     
    Cümlesinden sonra, sakinleşir.
     
    Selim Akkaya (Cyborg): Pekala, seni dinliyorum.
    Asker Matsukaze: Efendim, ne zaman başlıyoruz?
    Kaze Akasaka (İçinden: Şimdiden birileri gitmek için can atıyor.) Deney saatinin bitmesini bekliyoruz, muhtemelen 20 – 40 dakika içinde sona erecektir.
    Selim Akkaya (Cyborg): Aslında cyborg’luğu sevdim, bir nevi yarı insanım ve bir nevi robotum. Dilediğimi öldürür, dilediğimi de yaşatırım.
    Kaze Akasaka: He, sanki seni Dünyaya savacağız.
     
    Cümlesinden sonra askerlerin hepsinin yüzü buz keser ve çok geçmeden deney süresi sona ermiştir ve çocukların hepsi askerlerin karşısına dizilir, herkes kendine uygun askerden birisini seçer ve mekanda bağırışmalar başlar.
     
    Metin Albayrak (Yemek): Asker abla, buradaki insanların kaçı gerçekten yetim?
    Asker Ai: O soruya doğru cevap verebilmek için, hepsinin geçmişini bilmek gerekiyor.
    Metin Albayrak (Yemek): O halde, seninle birlikte kovalamaca oynayalım.
    Asker Ai: Tamam.
     
    Cümlesinden sonra Metin Albayrak koşmaya başlar ve arkasından Asker Ai’da onu kovalar. Aynı zaman diliminde başka bir çocuksa,
     
    Hayabusa Miyamoto (Bilgisayar): Asker abi, bilgisayara tüm insanların isimlerini ve deneylerini kaydediyorum ve özellikle Selim Akkaya ciddi anlamda ortamı karıştıracaktır. Sana bir sorum olacak, buradaki askerlerin kaçı Japon?
    Asker Çetin: Tahminimce 25’i Japon.
    Hayabusa Miyamoto (Bilgisayar): O halde, biraz oyun oynayalım. Gel beni yakala!
    Asker Çetin: Ol~(maz)
     
    Cümlesini tamamlayamadan Hayabusa Miyamoto koşmaya başlar ama Asker Çetin’de onu kovalamaktan başka çaresi kalmamıştır. Başka bir çocuksa;
     
    Nehir Yavru (Deniz): Nefesini tutmadan kaç dakika boyunca cümle kurabilirsin?
    Asker Hi (Gün): Ha, diyorsun ki ben seni yenerim ve ruhun bile duymaz.
    Nehir Yavru (Deniz): Evet, senle kovalamaca oynamak isterim ama 45 dk. sonra bedenin bitkin düşer ve ben saatlerce koşabilirim.
    Asker Hi (Gün): Yâni. Şimdi sen beni mi kovalayacaksın?
    Nehir Yavru (Deniz): Aslında fena bir fikir değil. KOŞ ASKER!
     
    Cümlesinden sonra Asker Hi koşmaya başlar ve peşinde Nehir Yavru var. O sırada başka bir çocuk;
     
    Ertegün Aksaç (Müzik) (Şarkı söyleyerek): Söyle asker, benim sesimi sevdin mi?
    Asker Güneş: Güzel ama sen beni her türlü yenemezsin, ben de şarkıcıydım. Kapışalım mı?
    Ertegün Aksaç (Müzik) (Şarkı söyleyerek): Olur, sen başla!
    Asker Güneş (Şarkı Söylerek): O halde dinle.
     
    Cümlesinden sonra 70’li yıllardan şarkı söyler ama telif yememek için orayı hızlıca atlıyoruz. O sırada bir çocuk çok çekingendir.
     
    Miranda Diamond (Koşu): Ben korkuyorum asker abla!
    Asker Ela: Korkma lütfen, sakin ol. Sor bakalım.
    Miranda Diamond (Koşu): Benim hayalim çok iyi koşucu olmaktır. Buradaki koşu bandı beni iyi geliştirdiğini düşünüyorum ve deneyim yarın sona eriyor ve ben koşamayacak mıyım?
    Asker Ela: Üzücü ama içinde yapma isteğin ateşlenirse seni kimse durduramayacaktır. O yüzden üzülme.
     
    Cümlesinden sonra Asker Ela eğilir ve Miranda Diamond’ın gözyaşını siler. O sırada Yasuji Kyora Ichinose’yse kendi deney odasının önünde oturup çocukları izlerken;
     
    Yasuji Kyora Ichinose: Benimle ilgilenmek zorunda mısın?
    Ming Jie Huang: Maalesef, evet. Komutana ve generale karşı gelemezsin. Ayrıca kaçmasaydın belki sende özgürce birini seçebilirdin ve çocuklara bakıyordum da, hepsi kendilerine denek bulmuşlar gibi eğleniyorlar.
    Yasuji Kyora Ichinose: Bence bunlar bugüne kadar yaptığınız deneyin acısını askerlerden çıkarıyorlar.
    Ming Jie Huang: Acı çekiyor gibi değiller ama yüzlerindeki eğlenceli gülüşü bozmak istemiyorum, müdür delirip burayı basmasa.
    Yasuji Kyora Ichinose: O duruma göre, bu deney başarısız olacak ve askerlerin işleri zor.
    Ming Jie Huang: Belki de haklısın, çocukların ilk defa özgürce hareket edebildiği alan oluştu. Bu yüzden prenses bir şey demeyecektir.
    Yasuji Kyora Ichinose: O halde, ben kalkıyorum. Peşimden gelir misin?
    Ming Jie Huang: Nereye?
    Yasuji Kyora Ichinose: Space ablamın yanına!
     
    Cümlesinden sonra ikisi de oraya giderken, başka bir çocuksa;
     
    Meryem Okkaya (Yemek): Peki peki, benimle ilgilenen askerden bir isteğim olacak. Lütfen bana uzaktan destek olur musun?
    Asker Xia: Sebebi nedir?
    Meryem Okkaya (Yemek): Vücudum son günlerde çok zayıfladı, harbiden kusuyorum.
    Asker Xia: Üzücü aslında, gel beraber biraz yürüyüş yapalım.
     
    Cümlesinden sonra ikisi de yürüyüş yaparken, başka bir çocuksa;
     
    Ahmet Yıldırım (Koşu): Pekala, Yakuza ağabey.
    Yakuza Hoshigawa: Sakin ol, korkma! Biraz rahatla, bana dilediğini sor.
    Ahmet Yıldırım (Koşu): Ichinose soyadına sahip burada kaç çocuk var?
    Yakuza Hoshigawa: Pekala dürüst olayım sana, 10 çocuk var. İsimlerini de biliyorum ama söylemem doğru olmaz.
    Ahmet Yıldırım (Koşu): Tamam.
    Yakuza Hoshigawa: Peki, bir sorun varsa çekinme. Space anneye söylemek istediğin derdin var mı?
    Ahmet Yıldırım (Koşu): Sence Space anne kötü birisi mi?
    Yakuza Hoshigawa: Duymamış olayım.
     
    Cümlesinden sonra başka bir çocuğa geçelim.
     
    Angelika Enfant (Konuşma): Asker ağabey, benim sana çok fazla sorum var.
    Asker Emir: Buyur bakalım.
    Angelika Enfant (Konuşma): Okula başladığım zaman kekelemeden insanlarla konuşabilir miyim?
    Asker Emir: Evet, okulda rahatça kekelemeden konuşabileceksiniz.
    Angelika Enfant (Konuşma): Teşekkür ederim asker ağabey. Bir diğer sorumsa, okulda çok başarılı olabilecek miyim?
    Asker Emir: Evet, hiç korkmadan ve hata yapmadan rahatça sınıfını geçebileceksin...
    Angelika Enfant (Konuşma): Hayat amacımı belirledim ve artık ciddi anlamda sanatçı olacağım. Beni kimse geçemeyecek.
    Asker Emir: Güzel dediniz.
    Angelika Enfant (Konuşma): Kitap okumayan insanları ciddi anlamda anlamakta zorlanıyorum. Kitap insanın konuşmasını, yazmasını ve hayalgücünü geliştiriyor.
    Asker Emir: Haklısınız, kitap güzeldir. Boş kaldıkça okumak lazım ve ne tür şarkı söyleyeceksiniz?
    Angelika Enfant (Konuşma): POP.
    Asker Emir: Anladım.
    Angelika Enfant (Konuşma): Dünya gezegenini özlemiyor musun?
    Asker Emir: Dünyayı özlüyorum ama en çokta İstanbul’u.
    Angelika Enfant (Konuşma): Anladım.
    Asker Emir: Ne tür müzik dinlersin?
    Angelika Enfant (Konuşma): Şu aralar Fransızca POP dinliyorum.
    Asker Emir: Güzel.
    Angelika Enfant (Konuşma): Bir gün ileride kendi kitabımı yazabilir miyim?
    Asker Emir: Bunun için çok fazla çalışman gerekiyor.
    Angelika Enfant (Konuşma): Eğer çok çalışırsam kitaplarımı okuyacak mısın?
    Asker Emir: Tabiiki de.
    Angelika Enfant (Konuşma): İlk defa birinin yanında zorlanmadan konuşabildim.
    Asker Emir: Çok sevindim.
    Angelika Enfant (Konuşma): Sağ olasın.

     
    Cümlesinden sonra ikisi de olduğu yere otururken tüm askerler yorulur ve çocuklar odasına çekilir, çok beklemeden tüm askerlerde oraya girer. Sizi Yasuji Kyora Ichinose’ye götürelim.
     
    Prenses odası’na vardıklarında Ming Jie Huang eğilir ama Space Kyora Ichinose eğilmeden yere oturur ve Space Ichinose ise ayağa kalkar.
     
    Ming Jie Huang: Prensesim, Yasuji Kyora, size bir şey soracakmış.
    Space Ichinose: Sor bakalım.
    Yasuji Kyora Ichinose: Bazı çocukların saçları neden farklı renk Space abla?
    Space Ichinose: Büyük ihtimalle deneylerin yan etkileridir.
    Yasuji Kyora Ichinose: Bazı çocukların çok enerjisi var, bu nasıl oluyor Space abla?
    Space Ichinose: Çocukların hepsinin enerjisi yemek ve meyve deneylerinden oluyor. Diğer çocuklar ise, çok iyi eğitiliyor.
    Yasuji Kyora Ichinose: Peki, ciddi bir sorum olacak, dışarıdaki kargaşayı duyuyorsunuz, neden bir şey yapmıyorsunuz?
    Space Ichinose: Ming Jie, dışarıda bekle.
     
    Cümlesinden sonra Ming Jie Huang dışarıya çıkar ve asker gibi bekler.
     
    Space Ichinose: Benim bir şey yapmama gerek yok, çocukların biraz hareket etme şansı vermek gerekiyor. O biriken enerjisini atabilmesi için bu tip şeyler gerekiyor. Bazı durumlarda insanların kapalı kutuda kalması iyidir ama bazı durumlarda iyi gelmez, insanı ciddi anlamda yoracak ve psikolojik olarakta yıpratacaktır sana bir soru neden bana abla demeyi tercih ediyorsun?
    Yasuji Kyora Ichinose: Anne demek canımı acıtıyor.
     
    Cümlesinden sonra Yasuji Kyora Ichinose ağlamaya başlar. Bunun üzerine Space Ichinose eğilir ve ona;
     
    Space Ichinose: Şimdi ağlamayı bırak, sende koşmaya başla. İnsan koştukça sakinleşir. Hadi bakalım. MING JIE!
     
    Cümlesinden sonra Ming Jie Huang içeri girer ve kulağına;
     
    Space Ichinose: Koşmasını emret.
    Ming Jie Huang: Tamam.
     
    Cümlesinden sonra odadan çıkar. O sırada 5 çocuk odalarından sıkılır ve onlar boş ama geniş alana çıkarlar ve Yasuji Kyora Ichinose‘de onlara katılarak birlitkte oyun oynarlar, Space Ichinose’yse çok beklemeden oraya gelir ve 5 asker eğilir.
     
    Space Ichinose: Şşt! Sessiz olun.
    Asker Ai: Prensesim cidden bu çocuklara yetişemiyoruz.
     
    Cümlesinden sonra Selim Akkaya odasından elleri kanlı bir şekilde çıkar ve tüm askerleri yavaş yavaş öldürmeye başlar ve bunu gören herkes birden bağırmasıyla sinirler gerilir ve tüm askerler hızla kılıçlarını almak için koşmaya başlar ve Space Ichinose’ye doğru koşan Asker Matsu durur ve eğilmeden;
     
    Asker Matsu: Eğilmeye vaktim olmadığı için bu kusura bakmayın ama komutan Kaze Akasaka öldürüldü.
    Space Ichinose: Ne?
    Ming Jie Huang: Peşinden geliyorum.
    Asker Matsu: TAMAM KOMUTANIM.
    Space Ichinose: Bak, Deneklerden Arkadaş Olunmaz’mış. Hepsi birbirinden haylaz ama birisi var ki en sevdiğim arkadaşımı öldürmüş.
     
    Cümlesinden sonra Space Ichinose’nin gözünden yaşlar gelir ve çok beklemeden o da peşlerine düşer.
     
    O sırada sinir krizi geçiren General Zi Xou deney odaların olduğu yere gelir ve gürleyerek;
     
    General Zi Xou: KİM BENİM ASKERİMİ ÖLDÜRÜR?
     
    Hiç kimseden çıt çıkmaz.
     
    General Zi Xou: PEKİ İYİLİKLE ANLAMAYACAKSINIZ, KİM BENİM ASKERİMİ ÖLDÜRMEYE CESARET EDER, ÇABUK ÇIKSIN ORTAYA!
     
    Yine hiçkimseden çıt çıkmaz.
     
    General Zi Xou: PEKALA, PEKALA! O ZAMAN BANA ŞÜPHELENDİĞİNİZ ÇOCUKLARIN İSMİNİ VERİN.
     
    Çok geçmeden Space Ichinose oraya gelir ve yüzünü saklayarak.
     
    Space Ichinose: Cyborg deneğimiz olan Selim Akkaya!
     
    Bunu duyan General Zi Xou hiç beklemeden Cyborg deney odasına gider ve kapıya tekme atarak açar ve bunu gören bilim adamı Carlos Plaisir geri çekilir ve Selim Akkaya’yı kolundan sürükleyerek Space Ichinose’nin yanına getirir ve hemen Space Ichinose herkesin gözü önünde tokat manyağı yapar ve sonra kolundan tutarak hapishaneye götürür.
    GELECEK BÖLÜM
    Space Ichinose: Benim en iyi arkadaşımı ve sevgilimi öldüren kişi Selim Akkaya’dır, bu çocuğu elime geçireyim bakın o zaman yaptığının bedelini ödeteceğim. Madem Dünyayı istiyor, salacağım onu ama sesini kaybetmesini sağlamadan yapmayacağım.
    Ming Jie Huang: Peki bunu sorgulamayacak mısınız?
    Space Ichinose: Tabii ki sorgulayacağım, gelecek bölümün adı: Mahkeme Günü
     
  21. Teşekkür
    agg1401 got a reaction from crea in Poison of the Life #3: Deneklerle Arkadaş Olunmaz   
    Matsumaru Eria, Samake-wo, Samake Eawa-da No: 12 Saat: 18:14
    Xi Zou/Matsukaze Shinsuke kılıcını çıkartır ve Shinsetsu Ichinose'nin kalbini hedefleyip aşağıya doğru indirmiş vaziyette bölüm başlar. Bunu gören yarı uyanık olan Mamoru Ichigo hemen ayılır ve bilmeyerek General Xi Zou'ya sinirlenir ve şu cümleler dökülür ağzından;
    Mamoru Ichigo: SEN KİMSİN?
    General Xi Zou: Bana bağırma ufaklık, ölümün kokusunu aldığın halde bana kafa tutabilmene şaşırdım. Ha bir de bu gördüklerini birine ötersen, senin o güzel kalbini sökerek alırım.
    Mamoru Ichigo: ANNE!
    Cümlesinden sonra Mamoru Ichigo ağlayarak eve gider ve Xi Zou telsizle üstte bir haber vermek için konuşmaya başlar, karşısında Kaze Akasaka var.
    SPACE CHARGE MANAGER, Spoiler Gezegeni'ne Çıkarken ve tabii ki Yasuji Kyora Ichinose ağlamaktadır.
    General Xi Zou: SPACE CHARGE MANAGER! Orada mısınız?
    Kaze Akasaka: Söyleyin, General Xi Zou!
    General Xi Zou: Çocuğun artık bir ailesi kalmadı ama çocuğun babasının isteği var.
    Space Ichinose: Nedir?
    General Xi Zou: O çoğunun ölmemesini istiyor.
    Space Ichinose: (Sinirli ses Tonuyla) Lanet olasıca babası. (Umursamaz Ses Tonuyla) Tamam, istediğini yapacağız.
    Kaze Akasaka: Başka istediğiniz bir şey var mı General Xi Zou?
    General Xi Zou: Yok efendim.
    Cümlesinden sonra General Xi Zou telsizi kapatır ve oradan ayrılır. Biz yine Space Charge Manager'dan devam edelim.
    Kaze Akasaka: Ağlamayı bırak çocuk desem şimdi bana kalpsizsin diyeceksin ama şu yanındaki bayan benden daha acımasız o yüzden sakin ol.
    Yasuji Kyora Ichinose: (Ağlamaklı Ses Tonuyla) Siz kimsiniz, bizden ne istediniz?
    Space Ichinose: Beni iyi dinle, algılarını sonuna kadar aç. Bu günden itibaren bizim için bir deneksin, sürekli üzerinde deney yapacağız. Deneylerden birinde ölürsen seni mezarına kadar götürüp gömeceğiz bücür.
    Yasuji Kyora Ichinose: Denek olmayacağım ve benim bir adım var.
    Kaze Akasaka: Sakin ol bakalım velet buradan o kadar kolay kaçamazsın ve buna asla kolay kolay müsaade etmeyiz.
    Space Ichinose: Anlamamakta ısrar mı ediyorsun, yoksa şakacıktan mı böyle yapıyorsun Ichinose çocuk!
    Yasuji Kyora Ichinose: O halde soruyorum, siz kimsiniz ve soy adımı nereden biliyorsunuz?
    Kaze Akasaka: Deneylerimizden sağ çıkarsan bunun karşılığında yemek ve bizim hakkımızdaki tüm bilgileri sana sunacağız. Ne dersin Ichinose çocuk?
    Space Ichinose: En azından adını sormayı dene Kaze.
    Yasuji Kyora Ichinose: Adım mı, o nedir?
    Space Ichinose: (Gerilmiş ses tonuyla) Adını mı unuttun?
    Yasuji Kyora Ichinose: (Rahatlamış ses tonuyla) Yok be. (Normal ses tonuyla) Adım Ichinose, Yasuji Kyora.
    Space Ichinose: Demek adın Yasuji Kyora, peki peki. Şimdi sana hangi isminle seslenelim?
    Yasuji Kyora Ichinose: Hmm... Bana Yasuji yeterlidir.
    Kaze Akasaka: Tamam.
    Cümlesinden sonra kapının açıldığını gören Yasuji Kyora Ichinose hiç bekletmeden hemen kapıdan kaçar ve Kaze Akasaka koşmaya başlar.
    Kaze Akasaka: KAÇMA, YASUJI-SAN!
    Yasuji Kyora Ichinose: Böö, yakala beni.
    Kaze Akasaka: KAÇMA, GEL BURAYA!
    Yasuji Kyora Ichinose: Yakalayamaz ki, yakalayamaz ki!
    Kaze Akasaka: ASKER! ÇOCUĞU YAKALAYIN!
    Cümlesinden sonra askerler emri duymamış gibi yaparak hayatlarına devam eder. Bunu gören Kaze Akasaka daha çok sinirlenerek General Xi Zou'ya telsizle iletişime geçer kendisi Dünyadadır.
    Kaze Akasaka: (Korkmuş Ses Tonuyla) EFENDİM! BİR ÇOCUK ELİMİZDEN KAÇTI!
    General Xi Zou: (Sinirli Ses Tonuyla) NASIL BECERDİNİZ? (Sakin Ses Tonuyla) Neyse, (Gürler) ASKERLER!
    Cümlesinden sonra tüm askerler bir alanda toplanırken Yasuji Kyora Ichinose onlara çaktırmadan bir deney odasına girer.
    General Xi Zou: (Gürlemeli Ses Tonuyla) KAÇAK OLAN ÇOCUĞU CANLI BULUP KAZE AKASAKA'YA CANLI TESLİM EDİN VE ASLA SİLAH, KILIÇ KULLANMAYIN.
    Asker Kasagi: EFENDİM! BİZ NEDEN ÇOCUĞU ARIYORUZ Kİ, KAÇIRAN ARASIN!
    General Xi Zou: (Sinirli ve Gürlemeli Ses Tonuyla) BİZE KAFA MI TUTUYORSUN? SENİ ÖLDÜRTÜRÜM ASKER! BURADA OYUN OYNAMIYORUZ, İNSANLARIN İYİLİĞİ İÇİN BİR ŞEYLER DENİYORUZ! BULUN O ÇOCUĞU ADAMI DELİ ETMEYİN.
    Kaze Akasaka: 20 ASKER BENLE GELİYOR! Kalanınız 10.000 adet şınav çekmeye başlasın. İtiraf edeni vururum.
    Space Ichinose: Yine mi kafa tutan var?
    Asker Kasagi: Evet, ben tutuyorum! Çekin vurun beni.
    Space Ichinose: Ooo, cesarete bak. Gözümü kamaştırdı, bilim adamı Arco!
    Arco Anderson çalıştığı masa olay yerine yakın olduğu için çıkar ve,
    Arco Anderson: Buyurun Space-dono!
    Space Ichinose: Bu Misaka Kasagi'yi al, dilediğin gibi deney yap.
    Arco Anderson: Tamamdır ve gel bakalım.
    Cümlesinden sonra Arco Anderson, Misaka (Asker) Kasagi'yi kulağından tutarak kendi deney odasına götürür ve ilk bağırışma çok geçmeden gelir. Bu sırada bu kaçak Yasuji Kyora Ichinose ne yapıyor?
    AMIGO ROSA'NIN ODASIAMIGO ROSA'NIN ODASI
    Amigo Rosa: Şşt, burada biri ağlıyor. (Japonca)
    Neslihan Güleryüz: Aaa. Bakın bir çocuk ağlıyor, gel ablacığım. (İngilizce)
    Cümlesinden sonra Yasuji Kyora Ichinose şefkatli eli görmesine rağmen anlamadan da sarıldı ve ona Japonca olarak
    Yasuji Kyora Ichinose: Teşekkür ederim ama sizin dilinizi anlamıyorum abla!
    Neslihan Güleryüz: O zaman, bir Japonca konuşmayı deneyeyim. Merhaba ben Güleryüz, Neslihan! (Japonca)
    Yasuji Kyora Ichinose: Burası neresi tam olarak ve deneyi yapılıyor?
    Neslihan Güleryüz: İnsanların yediği yiyeceklerin, insanların DNA'sındaki etkilerini araştırıyoruz.
    Yasuji Kyora Ichinose: Abla lütfen beni denek olarak kullanabilir misin?
    Amigo Rosa: Olmaz, biz Maymunların üzerinde deney yapıyoruz.
    Yasuji Kyora Ichinose: Buradaki en güzel deney yeri burası mı?
    Amigo Rosa: Evet.
    Cümlesinden sonra çocuk gözyaşını silip orayı terk eder, o sırada kaçak olan çocuğu arayan sinirli Kaze Akasaka ve askerler tüm odaya girer ama göremezler, tam cyborg insanların odasından çıkarken kaçak olan çocuğu askerlerden birisi görür ve.
    Asker Yıldız: Efendim, kaçıyor.
    Kaze Akasaka: KAÇMA DUR!
    Yasuji Kyora Ichinose: Beni kim bilir hangi deney cehennemin içine koyacaksınız?
    Asker Yıldız: KOŞMA!
    Kaze Akasaka: KOŞMANI İSTEMİYORUZ!
    Asker Hi (Ateş): KAÇAMAZSIN ÇOCUK!
    Cümlesinden sonra koşmaya devam ederler ve tam sola dönerken Yakuza Hoshigawa denk gelir, onu tutarak odasına kaçırır.
    Yakuza Hoshigawa: Söyle bakalım, bizden niye kaçıyorsun?
    Yasuji Kyora Ichinose: Tamam, söyleyeceğim ama bana söz verin. Beni dünyaya geri göndermen için söz verin.
    Yakuza Hoshigawa: Deneksin anladığım kadarıyla ve kaçmaya çalışman için bir neden aramana gerek bile yok. Buradaki en büyük ve en tehlikeli deney Cyborg'dur, onun dışındaki tüm deneyler normaldir. Burada, yemek deneyi, su deneyi nefes almadan bir dakikada koşma deneyi, sadece kitap okutma deneyi vb. gibi deneyler yapılıyor. Sanırım sen bayağı korkmuşsun ve kaçarken bizim yemek deneylerin yapıldığı odaya girmişsin. Bu şekilde bizim güzel bilim adamlarımızla tanışmışsın ve ayrıca bilgisayar deneyimiz de var. Birini seçip girebilirsin ama kaçmaya devam edersen, seni kendi ellerimle Cyborg deney odasında denek olarak gözü kapalı ve elleri bağlı şekilde hayat geçirmen için oraya kapatırım.
    Yasuji Kyora Ichinose: Tamamdır, bu arada benim adım Ichinose, Yasuji Kyora'dır.
    Yakuza Hoshigawa: O halde benim de ismim Hoshigawa, Yakuza'dır, hadi çık ve teslim ol.
    Cümlesinden sonra Yasuji Kyora Ichinose sakinleşir ve çıkıp teslim olur ve herkes rahatça bir nefes alır. Daha sonra Kaze Akasaka alarak Space Ichinose'nin odasına götürür.
    SPACE ICHNOSE'NİN ODASI
    Kaze Akasaka: Sakarlığım için özür dilerim.
    Space Ichinose: Sorun değil, çocuklarla uğraşmaya alıştım ama bu bayağı hiper aktif çıkınca işleri karıştırdı...
    Yasuji Kyora Ichinose: Karıştırırım, size mi hesap vereceğim?
    Kaze Akasaka: İyiliğin için atar yapma istersen, canın resmen bizim elimizde. İstersek seni asarak keseriz, istersek fantezi yaparak canına son veririz.
    Cümlesinden sonra Yasuji Kyora Ichinose ağlamaya başlar.
    Space Ichinose: Hassas çocuğa atarım keserim demek nedir? Kaze ÇIK!
    Yasuji Kyora Ichinose: Abla adın ne?
    Space Ichinose: Ichinose, Space.
    Cümlesinden sonra Kaze Akasaka, laf söyleye söyleye gider ve kapıyı kapatır. Biz Space Ichinose'nin Odası'ndan devam edelim.
    Space Ichinose: Söyle bakalım, niye kaçtın?
    Yasuji Kyora Ichinose: Denek ve deney dediğinizde çok korktum, üstelik ailemi de siz öldürdünüz. Bu durumda herkes korkardı, gerçi hala sizden korkuyorum.
    Space Ichinose: Seni görseydik emin ol, tüm düşmanlığımı bir yana bırakıp bu olayı unuturdum ve hayata devam ederdim.
    Yasuji Kyora Ichinose: Ben hala sana güvenemiyorum, annemi öldüren kişi kim bilir başka neler yapabilir?
    Space Ichinose: O halde, bir soru. Sen öğrenci misin?
    Yasuji Kyora Ichinose: Evet ama çok iyi bir öğrenci değilim. Ortalama bir çocukta ne varsa bende de o var.
    Cümlesinden sonra ortalık biraz sessizleşir. Gelin sizi Dünyaya götüreyim. Xi Zou yine birilerin peşinde, bu isimse Ming Jie Huang'tır, onu Çine bulmak için Matsumaru Eria'daki Çin mahallesine bakar bulamaz tam Dünyadan çıkacakken Speed-ka'nın önünde görür.
    Matsumaru Eria, Speed-ka*, Silalome-da* Saat: 21:22
    Speed: Başkent, (Matsu Langu) Hız (İngilizce)
    Silalome: Gösteriş Mekanı
    General Xi Zou: Sonunda seni bulabildim isyancı Çin!
    Ming Jie Huang: Efendim, bu şekilde olmasını hiç istememiştim. Lütfen beni bağışlayınız, kaçmakta istememiştim.
    General Xi Zou: Pekala seni dinliyorum, bakalım sen neler yaşamışsın?
    Ming Jie Huang: Efendim, uzay gemime saldırıp sol kanat kısmı parçalandı ve tam size telsizle haberleşecekken geminin alt kısımdan ağır darbe aldım, kaçmak için Dünya gezegenine geldim ve orada yıllarca yaşamaya başladım.
    General Xi Zou: Umarım dinlencen iyi geçmiştir, çünkü birazdan seni kendi ellerimle öldüreceğim.
    Ming Jie Huang: Efendim, durun. Size gemiyi göstereyim, lütfen benim arabama binelim beraber gidelim.
    General Xi Zou: Anladım, yürü bakalım.
    Cümlesinden sonra Ming Jie Huang'ın arabasına biner ve o dediği yere gelirler.
    Matsumaru Eria, Zenoe-wo, Erissa-da* Saat: 22:50
    Erissa: Eris ve ya Elis ama genellikle Eris olarak söylenir.
    Ming Jie Huang: Burada gemimiz var efendim.
    Cümlesinden arabadan iner ve kapattığı geminin örtüsünü açar...
    General Xi Zou: Demek dediğin doğruymuş, öldürmeyeceğim. Sakinleş bakalım Asker Huang!
    Asker Huang: Efendim! EMRİNİZ NEDİR?
    General Xi Zou: O halde, eşyalarını topla benimle geliyorsun. Artık seni yaşadığım gezegene götüreceğim.
    Asker Huang: TAMAM! EMREDERSİNİZ!
    General Xi Zou: İLK GÖREVİN: BİR ÇOCUĞA GÖZ KULAK OLACAKSIN, EĞER AĞLARSA VE BİRİLERİNE ZARAR VERİRSE DÖVMEDEN, BAĞIRMADAN VE ONA ASKERİ MUAMELE YAPMADAN ONU YATIŞTIRACAKSIN.
    Asker Huang: Bu çocuk özel birinin çocuğu mu?
    General Xi Zou: SANA SADECE EMİR GELİR, BUNU SORGULAMAK GİBİ YETKİN YOKTUR.
    Asker Huang: TAMAMDIR! EFENDİM!
    Cümlesinden sonra arabaya binerler ve indiği yere gelir, oradan Space Charge Manager'a doğru yukarıya çıkarlar. Gelin sizi Space Ichinose'nin Odası'na götürelim.
    SPACE ICHNOSE'NİN ODASI
    Yasuji Kyora Ichinose: Space abla deney odalarını merak ediyorum. Göstermen mümkün müdür?
    Space Ichinose: Tamam ama bu kıyafetlerle olmaz, sana uyabilecek bir denek pardon insan kıyafeti vardı. Bir dakika, kaçmayacağına söz verirsen beraber bakabiliriz.
    Yasuji Kyora Ichinose: Tamamdır, dilediğin gibi olsun ama okula gidecek miyim?
    Space Ichinose: Hayalindeki meslek nedir?
    Yasuji Kyora Ichinose: Annem, bilim insanı olmamı istiyordu ama ben öğretmen olmak istiyorum.
    Space Ichinose: Tamamdır, istediğini yapacağız. Seni okula götürüp getiren birisi olacak ama sakın insanlara denek olduğunu söylememelisin. Özellikle en yakındakilerine. Eğer olur da ağzından kaçırırsan senin hayatın daha çok çekilmez hale getireceklerdir. Seni izlemek için insanların arasına karışacağım.
    Yasuji Kyora Ichinose: Beni götürmeseydiniz, ne yapabilirdim?
    Space Ichinose: Seni götürmeseydik, büyük ihtimalle ağlamaktan mahvolmuş ve sonra dayanamayıp hayatına son verirdin. Bak kafandaki insanla uyuşamıyor olabilirim ama ben sandığın kadar kötü değilim, sadece geçmişimdeki kötü pardon beyin hastalarını temizliyordum. Anneni görünce geçmişim aklıma geldi ve bu yüzden annenle bire bir ilgilenmek için Dünyaya indim. Eğer onu askerlerime bıraksaydım büyük ihtimalle anneciğin seni alıp kaçardı ve işleri daha berbat ederdi. Bak, benim üzerimde çok iğrenç bir deney yaptılar ama o deneyi hatırlayamıyorum.
    Yasuji Kyora Ichinose: He, anladım Space abla.
    Cümlesinden sonra odadan çıkıp giysi almak için ANDROME AVM'ye giderler ve oradan giysiyi alıp tekrar Space Ichinose'nin Odası'na gelirler, daha sonra bu giysiyi Space Ichinose'ye giydirir ve onu tüm deneklerin olduğu yemekhaneye götürür ve konuşma koltuğuna oturur ve solunda Yasuji Kyora Ichinose yer alır.
    Space Ichinose: ÇOCUKLAR, SADECE 5 DAKİKANIZI ALACAĞIM. LÜTFEN BİRAZ BURAYA BAKINIZ.
    Yasuji Kyora Ichinose: Space abla. İnsanlar seni dinliyor.
    Tsuchiri Hayazaki: Space anne, yanınızdaki çocuk kim?
    Space Ichinose: Benim soy adıma sahip çocuklardan birisidir, bu günden itibaren bizimle yaşayacak ve deneylerimizde bizlere yardımcı olacaktır.
    Hayabusa Miyamoto: O halde Space anne, bu çocuk nerede denek olacak?
    Space Ichinose: Onu söylemedim daha. Bu yemek deneği olacak. Sürekli insanlarımızın yediği yemekleri yiyecektir, kan tahlilli alınacaktır. O kanlar incelenip DNA'sını ne kadar değiştiğini gösterecektir?
    Hayabusa Miyamoto: O zaman Space anne, bu çocuk sonradan çok kilolu olmaz mı?
    Space Ichinose: Olmaz, deney saatlerce sürmeyecektir. Sadece günde 1.5 kg'm. yemek yemesi için 4.5 saat sürecektir, deney esnasında deneğin psikolojisi ve konuşma şekilleri sürekli kontrol edilecektir, eğer saat çok gelirse indirilecektir. Eğer hafif gelirse süresi daha da arttırılacaktır ve yemeğin dozajı artacaktır.
    Tsuchiri Hayazaki: Benim de sorum var. Kimin odasında yatacak?
    Space Ichinose: (İçinden: Ölen Ichinose'nin odasında) Dışından: (Sözü kesilir)
    Yasuji Kyora Ichinose: Soy adımı karşılayan her oda uygun bana.
    Space Ichinose: AFİYET OLSUN ÇOCUKLAR.
    Cümlesinden sonra Space Ichinose sağ eliyle masasını gösterdi ve Yasuji Kyora Ichinose oraya gidip oturdu. O sırada komutan Kaze Akasaka birisi Ming Jie Huang ve General Xi Zou gelir ve tüm askerleri sıraya dizmesi için komut verir ve o komutla dizilirler.
    General Xi Zou: Komutanınızın sözünden çıkmaya nasıl cesaret edersin Askerler? Burada bir aile gibiyiz doğru ama bazı şeylerin sınırı var, mesela üst komutadan bir emir alınca koşulsuzca ve sorgusuzca yerine getirilmelidir, aksi halde denek olursunuz.
    Kaze Akasaka: Efendim, 1 komutan, 250 asker göreviniz için hazırdır.
    General Xi Zou: Bugünden itibaren ben ne dersem onu yapacaksınız, eğer gram sorgulamaya cesareti olan birisi varsa şimdi çıksın ortaya! Aksi halde sonsuza dek susmak zorunda kalacaktır.
    Ming Jie Huang: ASKER! BEN DE KOMUTANDIM! BENİM GÖREVİM BİR MALZEMEYİ BİR GEZEGENE GÖTÜRÜYORDUM, FAKAT BİRİSİ BANA TUZAK KURUP MALZEMEYLE BİRLİKTE TARİHE KARIŞTI. ŞİMDİ GENERALİNİZ NE DERSE KÖLE GİBİ OLUN.
    General Xi Zou: ASKER! Bugünden itibaren, bir denekle arkadaş olmanızı emrediyorum. Eğer arkadaş olmazsanız, sizi güzel bir sopadan geçiririm. Umarım verilen mesajı anlamışsınızdır.
    Cümlesinden sonra askerler dağılır ve yemek haneye gidip bir çocuk seçerler ama bir çocuk hariç ve bölüm sona erer.
     
    GELECEK BÖLÜM
     
    Kaze Akasaka: Herkes bir denek ile arkadaş olmayı seçti. Ben de bir denek seçtim ve adı da Selim Akkaya.
    Selim Akkaya: Bizim deneklerde bir Koreli var, kimse onla geçinemez. Bakalım bu geçimsiz çocuğu kim yola getirecektir.
    Yasuji Kyora Ichinose: Askerlerin denekle arkadaş olma fikri bakalım ne kazandıracak? Gelecek bölümün adı: Deneklerle Arkadaş Olunmaz!
     
  22. Beğen
    agg1401 got a reaction from crea in Hoshi'nin Kutu Oyunu #1 ve #2. Bölüm   
    #1. Bölüm;
    Ayhan Gazi Gülcü çok tempolu geçen bir futbol sezonunda tanıştığı bir Japon arkadaşıyla, Aki Ichigo ile birlikte vakit geçirmek için uzun zamandır futbol dönemin bitmesini iple çektikleri dönem sonunda gelmiştir ve saati kararlaştırmak için telefona atlar Ayhan Gazi Gülcü ve hemen arkadaşını arar.
    TÜRKİYE – KAYSERİ (Ayhan Gazi Gülcü)
    TÜRKİYE – VAN (Aki Ichigo)
    SAAT: 10:00
    Ayhan Gazi Gülcü: Aki-kun sonunda futbol dönemimiz bittiğine göre ve biraz beni Japonyayı gezdirmen için önünde bir engel olmadığını da rahatça görebiliyorum.
    Aki Ichigo: Kanka, o halde Japonya için sana bir sır vereyim. O ülkede kendi ırkı dışındaki herkese soğuktur.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam oraya gitmek istememin bir sebebi var. Bir makine varmış ama kapalıymış, büyük ihtimalle bozuk olduğunu da düşünüyorum. Ben yine de o makineyi görmeyi ve onu kullanmayı düşünüyorum Aki-kun.
    Aki Ichigo: Futbol dönemindeyken de böyle inatçıydın. Senin gibine bir çözüm üreteceğim. Aklıma gelmişken, o makinenin adını araştırıyordun bir bilgi bulabildin mi?
    Ayhan Gazi Gülcü: Hayır, iki bilgi biliyorum, birincisi Japonyada olduğunu biliyorum İkincisi de cinsiyetini. Başka bir bilgisine ulaşamadım.
    Aki Ichigo: Cinsiyeti kesin kızdır!
    Cümlesinden sonra Aki Ichigo'nun yüzü kızarır.
    Ayhan Gazi Gülcü: Evet, doğru bildin. Baştan anlaşalım, ona prenses demeyeceksin. Gerçi seni tanıyorsam ona rahatça utanmadan prenses-sama dersin.
    Aki Ichigo: Hahahaha! Haklısın, sende onu bulduğumuz an konuşamayacaksın!
    Ayhan Gazi Gülcü: Vay yine laf sokmalar! Teşekkür ederim!
    Aki Ichigo: Kanka makine hakkında başka bilgin yoksa cidden ölüme gidiyoruz.
    Ayhan Gazi Gülcü: Makine belli ki, bilgilerini saklıyor ya da sızdırılmasından hoşlanmıyor.
    Aki Ichigo: Şimdi şirket sahibi gibi konuştun kanka! Sen cidden meslek mi değiştirdin?
    Ayhan Gazi Gülcü: Yoook! Şimdi bize ne lazım?
    Aki Ichigo: 1 tutam top
    2 tutam deli.
    2 tutam çanta.
    4 adet Türk yemeği.
    Ayhan Gazi Gülcü: Hahahaha! Komedisin kanka!
    Aki Ichigo: Kanka, bunları hazırla ya da hazırlat. Sonra beraber çıkacağımız saati söylerim.
    Ayhan Gazi Gülcü: Eşyalarımızı da toplayalım da neden 4 adet Türk yemeği?
    Aki Ichigo: Şimdi uçaktan inince sen diğer ülkelerin yemeklerini yemezsin, ben de Türk yemeklerine alışmaya başladım. Diğer ülkelerin yemeklerini de yadırgayacağım ister istemez. Bu halde ikimiz aç kalırız.
    Ayhan Gazi Gülcü: Anladım kanka. Bir şey daha var, 2 tutam deli kim oluyor?
    Aki Ichigo: İkimiz!
    Ayhan Gazi Gülcü: Anladım.
    Cümlesinden sonra telefonu kapatırlar. Bu sırada Matsumaru Eria'nın en ünlü dedektifi de bu makinenin peşindedir ve bilgi almak için her türlü pisliği yapabilecek türden birisidir. Ayhan Gazi Gülcü, heyecanlı bir şekilde eşyaları hazırlamaya başlar. Eşya hazırlıkları bittiğinde, Makine hakkında yaptığı araştırmaya devam ederken birisinin bu makineyi gördüğünü iddia eder ve hemen makalesine rastladıktan sonra hızlıca okumaya başlar. Yazara göre bu makinenin adı Hoshi'dir. Yazara özel olarak ulaşıp makine hakkında neler bildiğini öğrenmek ister ama bir bilgi bulamaz.
    MATSUMARU ERIA, Masaka-wo*, Eiji-da* No: 16 Saat: 17:00
    Wo: Sokak (Matsu Langu)
    Da: Cadde (Matsu Langu)
    Kişiler: Suki Kodomo, Aako Zenbu
    Suki Kodomo: Ben bir makinenin peşindeyim Aako-senpai!
    Aako Zenbu: Bana -senpai deme olur mu, bana -mi (Matsu Langu'da patron demektir) de olur mu Suki-san?
    Suki Kodomo: Olur Aako-mi! Şimdi benim ne aradığımı sorma zamanım geldi mi?
    Aako Zenbu: Vay, demek meseleye girelim diyorsun. Hem dedektifim ve hem de şapşalım diyorsun.
    Suki Kodomo (İçinden aferin salak!) Dışından: Aynen.
    Aako Zenbu: Mafya olduğumu ne ara unuttun? Senin ecelin benim elimden olmasını istemiyorsan, bize hizmet edeceksin. Bunun karşılığında sana makinenin adını vereceğim.
    Suki Kodomo: (İçinden: Kölesin de şuna direktman!)
    Cümlesinden sonra kafasını selamlamak için eğilir ve arkasından selamlama merasimi bitince arkasını döner gider.
    O sırada Ayhan Gazi Gülcü bulduğu bilgiyi ivediyle Aki Ichigo'ya bildirmek için telefonunu arıyor.
    TÜRKİYE – KAYSERİ (Ayhan Gazi Gülcü)
    TÜRKİYE – VAN (Aki Ichigo)
    SAAT: 12:00
    Ayhan Gazi Gülcü: Alo! (Sesi çok heyecanlı)
    Aki Ichigo: Kanka, bu heyecanlılığın neye bağlıyoruz?
    Ayhan Gazi Gülcü: Makinenin adını buldum, Hoshi'dir ama soy adını hala sır gibi saklanıyor.
    Aki Ichigo: O zaman Japonyaya gitmenin zamanı geldi ama bir bilgi eksiğimiz var. Bu makine nerede saklanıyor?
    Ayhan Gazi Gülcü: Sen olsan bu gizlemen gereken icadı nereye saklarsın?
    Aki Ichigo: Çok klişe olacak, makine müzede mi?
    Ayhan Gazi Gülcü: Bu makineyi müzeye koyacak kadar aptal değillerdir! Ben olsam terkedilmiş bir fabrikaya koyarım daha az dikkat çeker. Ama kanka, sana bir sorum olacak. Japonya'da uzun zamandır işletilmeyen, terkedilmiş bir fabrikayı nereden bulacağız?
    Aki Ichigo: Sanırım bir tane var. Japonyada bildiğim tek terkedilmiş fabrika benim evime 15 km. uzakta bulunuyor. Bence biraz acele edelim, içimde çok kötü bir his var.
    Ayhan Gazi Gülcü: O halde acele edelim, eşyalarımı toplamıştım. Sende son durum nedir?
    Aki Ichigo: Toparladım, O zaman Van'dan İstanbul'a geçeceğim ben. Sen de direktman İstanbul'a uç. Saat: 15:00'de buluşalım İstanbul'da.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam.
    Cümlesinden sonra telefonunu kapatır ve eşyalarını toplar. Asena Deniz'i arar.
    TÜRKİYE – KAYSERİ (Ayhan Gazi Gülcü)
    TÜRKİYE – KAYSERİ (Asena Deniz)
    SAAT: 13:00
    Ayhan Gazi Gülcü: Benim senden isteğim olacak Asena'cığım.
    Asena Deniz: Hmm... Anladım, evdeyim. Yarım saat içinde çıkar gelirim yanına, o zaman daha iyi olur. Çünkü daha yeni banyo yapmıştım ve üzerimi giyiyorum. Telefonun sesi %100 açık.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam o halde. Asena'cığım, bekliyorum.
    Asena Deniz: Bir şeyi merak ediyuorum. Futbol döneminden sonra ilk defa arıyorsun, farkında mısın?
    Ayhan Gazi Gülcü: Evet, meseleyi merak ediyorsun anlaşılan.
    Asena Deniz: Oh, evet. Üzerimi giydim ve telefonu elime aldım ve seni dinliyorum.
    Ayhan Gazi Gülcü: Sana uzun zamandır, aradığım makineyi buldum desem inanır mısın?
    Asena Deniz: Sana neden inanmayayım ki, sen benim takım arkadaşım ve yoldaşımsın. O yüzden biraz rahatla, bir de kızlarla konuşurken kasma kendini, sesinden belli ediyorsun.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam, o halde söylüyorum.
    - Makine'nin adı: Hoshi
    - Makine'nin Cinsiyeti: Kız
    - Son Göründüğü Yer: Japonya
    - Olası Mekan: Terk Edilmiş Bir Fabrika
    Asena Deniz: Vov, dersine çalışmışsın yine. Ben de geliyorum, biraz süsleneyim malum. Çok eğleneceğiz seninle.
    Ayhan Gazi Gülcü: Aynen, çok eğleneceğiz. (Utangaç sesle->) Bir de senden bir şey isteyeceğim.
    Asena Deniz: Yine utangaçlığa bağlıyorsun ama merak ettim Forvet-kun!
    Ayhan Gazi Gülcü: Aki'ye sana ve bana yemek yapabilir misiniz Kaleci-sama?
    Asena Deniz: Tamam ama gecikebilirim, kaçta görüşeceğiz?
    Ayhan Gazi Gülcü: Saat: 3'de İstanbul'da.
    Asena Deniz: Tamam, ben yemek hazırlayıp hemen geliyorum.
    Cümlesinden sonra telefonu kapatırlar. O sırada Touka mafyasına geçelim.
    MATSUMARU ERIA, Zenoe-wo*, Xamake-da* 18:00
    Zenoe: Çin Mahallesi
    Xamake: Mafya Caddesi
    An Touka: Arkadaşlar bu bilgileri bulmamız zor oldu. Unutmayın makinenin peşinde sadece biz yokuz, anlayacağınız düşmanlarımızda bu işin içinde gözüküyor. Demek istediğim sadece Zenbu mafyası bile bizim için tehlikeli bir unsur olabiliyorken, kendini bilmez insanlarda olacağı için bu makineyi ele geçirmemiz için değerli kılmaktadır.
    Om Touka: An baba, ben makinenin adını buldum. Adı: Hoshi'ymiş.
    An Touka: İsmi Japonca, orası bizi bağlamaz. Bu makineyi ele geçirelim de gerisini düşüneceğiz.
    Om Touka: An baba! Ben bu makineyi biraz daha araştırayım, Japonca öğrenmeme kızdığın günleri hatırladıkça sinirden gülüyorum.
    An Touka: Haklıydın Om kızım.
    Sa Touka: Prensesler bu olayın içinde yok mu? Çok ilginç, bizim elimizi bağlamamak için uğraşırdı.
    Ba Touka: Sa anne, prenseslerin bu olaydan zerre haberi yok gibi görünüyor. Eğer haberleri olursa muhtemelen diplomatiği umursamadan gider kendi elleriyle alıp bizim için getirir.
    An Touka: Ba evladım, delirdin mi? Prensesleri tanımamışsın, onlar salaktır!
    Da Touka: An baba, prensesler dediğimiz 2 adet çocuktan bahsediyoruz. Onlar ciddiyetten anlamazlar, ancak oyuncaklarla oynamaktan anlarlar.
    Tüm Ekip: Hahahahahahahahahahahah!
    Be Touka: Da hanım, çok doğru dedin ve onlar ancak polyannacılık oynamaktan başka bir şeyden anlamazlar.
    Eo Touka: An baba ve Sa anne, sizlere bir bilgi getirmeye geldim. Anladığım kadarıyla, prensesler bu işlerden pek anlamıyor. Sadece sakince olan biteni izliyor.
    Millet: Zavallı, prenses. Hahahahahahahahaha!
    Cümlesinden sonra prenseslere geçelim. Onlarda bu sırada bu konu hakkında tartışıyorlar.
    MATSUMARU ERIA, Aako-wo*, nomelena-da* (18:00)
    Aako: Prensesin adı
    Nomelena: Kale (Matsu Langu)
    Aako Kamikaze: Tanrım, bu mafyalar yine neler karıştırıyor?
    Aimi Kamikaze: Abla, bu adamların derdini nedir?
    Aako Kamikaze: Bence salak gibi davranmakta fayda var, bakalım bizi ne kadar kullanacaklar?
    Aimi Kamikaze: Az önce bir arkadaşım aradı ve adını söylemedi ama bir makine varmış. Çoğu mafyada onu elde etmek için peşindeymiş. Ülke girişlerini kontrol ettirelim mi?
    Aako Kamikaze: Öyle yaparsak çok dikkat çekeriz ama kendi yöntemlerimizle işi halledeceğiz.
    Aimi Kamikaze: Anlaşılan birileri çok fena acele ediyor.
    Aako Kamikaze: O halde, ne yapıyoruz?
    Aimi Kamikaze: Hiç bir şey.
    Aako Kamikaze: Abla, lütfen.
    Aimi Kamikaze: Üzgünüm.
    Cümlesinden sonra konuşma biter ve Ayhan Gazi Gülcü'ye geçelim.
    TÜRKİYE – KAYSERİ (Ayhan Gazi Gülcü ve Asena Deniz)
    SAAT: 13:30
    Asena Deniz evin önüne arabasıyla gelir ve park eder hemen iner inmez kapıyı tıklatır. Zaten Ayhan Gazi Gülcü bavuluyla aralıkta bekliyordu ve hemen Asena Deniz bavulları taşıyıp bagaja koydu ve Ayhan Gazi Gülcü'yü de tekerlekli sandalyesine kendi başına oturdu. Asena Deniz onu da arabaya götürdü. Asena Deniz önce kapıyı açar ve Ayhan Gazi Gülcü, kendi başına arabanın ön koltuğuna bindi. Asena Deniz'de emniyet kemerini bağladı. Asena Deniz tekerlekli sandalyeyi eve koydu ve kapıyı kilitledi ve arabanın şöfor koltuğuna oturup anahtarı Ayhan Gazi Gülcü'nün bavuluna koydu ve arabayı çalıştırdı.
    Anlatıcı: Ayhan Gazi Gülcü aslında ortopedi engellisidir.
    Asena Deniz: Evet başımın tatlı belası, seni dinliyorum.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam, havaalanına gidelim.
    Asena Deniz: Cidden merak kesildim, lütfen anlat.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam anlatıyorum. Hoshi adında bir makine varmış ve terkedilmiş bir fabrikada tutuluyor.
    Asena Deniz: Ya o makine bir sahteyse.
    Ayhan Gazi Gülcü: Aki-kun ile tatil yaparız sonra geri döneriz. Sana uyar mı?
    Asena Deniz: Başka bir şey saklıyorsun Ayhan! Belli ki korkuyorsun.
    Cümlesinden sonra arabanın hızını arttırır.
    Ayhan Gazi Gülcü: Korkmuyorum (İçinden: Gerçeği saklamak zorundayım Asena-san!)
    Asena Deniz: Tamam. (İçinden: Seni korumaya çalışıyorum prensim!)
    Cümlesinden sonra arabanın hızını arttırır.
    Asena Deniz: Üzgünüm, yalan söylüyorsun.
    Ayhan Gazi Gülcü: TAMAM! YAVAŞLA!
    Cümlesinden sonra hızını kademe kademe azaltır.
    Asena Deniz: Aç bakalım düğümlerini.
    Ayhan Gazi Gülcü: Tamam, bu makinenin amacını buldum. Gerçek amacı: 60 gün boyunca insanları içine atıp orada görevler verecektir ve bu görevleri yerine getirirsen yemek ve dinlenme ödülü veriyor. Fakat başarısız olursan ceza veriyor ve bu cezaya dair bilgi bulamadım. Korkuma gelince o makineye kim sahip olursa, o kişiyi delirtebilecek cinstten.
    Asena Deniz: Eğer doğru anladıysam bu makine insanların canıyla oyuncak gibi oynuyor. Yâni bu makine bir canavar.
    Ayhan Gazi Gülcü: Evet, makineye insan demek ağır gelir.
    Asena Deniz: Kanka yine de tırsttım ondan.
    Ayhan Gazi Gülkü: O halde sana bir sorum olacak sence ne tür cezalar veriyordur?
    Asena Deniz: Tek tahminim hasta etmesi olabilir ama kanka bu makinenin peşinde olman sizce ne kadar doğrudur?
    Ayhan Gazi Gülcü: Makineyi aklıma sokana kızsan olmaz mı?
    Asena Deniz: Aki mi soktu aklına bunu?
    Ayhan Gazi Gülcü: Yok be.
    Asena Deniz: Kim o zaman?
    Ayhan Gazi Gülcü: Çok yakından tanıdığın kişi.
    Asena Deniz: Hasan Noyan!
    Ayhan Gazi Gülcü: Evet, doğru bildin.
    Cümlesinden sonra hava alanına varırlar.
    O sırada Suki Kodomo evine varır ve kapıyı açar.
    Matsumaru Eria, Speed-wo, Minomi*-de Saat: 20:00
    Minomi: Gazete (Matsu Langu)
    Suki Kodomo: Hayatım ben geldim.
    Shinji Kodomo: Hoşgeldin, seni bekliyordum, neden geciktin?
    Suki Kodomo: Zenbu mafyasını ziyaret ettim adamların sakladığı şeyin doğruluğunu öğrendim ve oradan çıkar çıkmaz Aimi'yi aradım. Tüm bilgileri anlattım.
    Shinji Kodomo: Hayatım seni bir gün ölüme terk edecekler ve bu yüzden sakın bir hata yapayım deme.
    Suki Kodomo: O yüzden prenseslere bildirdim zaten.
    Shinji Kodomo: O halde sana bir bilgi vereyim. Dün Çin gazetesinin bir yerinde Touka'lar isyan çıkarmayı planlıyorlarmış. Gazetenin yazısına göre "Bir grup çetenin elinde Hoshi makinesi varmış. Tutulduğu yeriyse terkedilmiş bir fabrikaymış."
    Suki Kodomo: Fabrikanın yerini tam olarak biliyor musun? Ya da bilen birileri var mı?
    Shinji Kodomo: Maalesef, tam yerini bilmiyorlar.
    Suki Kodomo: Tüh! Neyse, asıl konuya geri dönelim. Ben boşuna düşünmüyordum bu Çin bozuntuları yine Matsumaru'yu sömürmek istiyormuş.
    Shinji Kodomo: Bu durumda saldırmak hoş olmaz, bu yüzden mafyalara yanaşmak lazım. O halde, senin yapacağın şey onların istedikleri gibi davranmandır. Eğer bu adamları saf dışı bırakırsak, çok hoş olacaktır.
    Cümlesinden sonra Hacker'a geçelim.
    O sırada bir hacker evinde bir arkadaşıyla oturmaktadır.
    Matsumaru Eria, Bakudan-wo, Misao-de Saat: 21:00
    Waka Wamake Osia: Kanka bir makineye saldırmaya başlamıştım, lanet olası kendini kapattı koca karı.
    Bomber Q: Koca karı! Cinsiyetini öğrendin demek, peki yerini ve ya adını?
    Waka Wamake Osia: Evet, adı Hoshi Misaka ve bulunduğu yeri Japonya'da! Sanırım biraz daha hızlı davransaydım tam konumunu öğrenecektim.
    Bomber Q: Dostum sen cidden zeki bir hacker'sın. Kısa sürede bunları öğrendiysen kim bilir daha neler öğreneceksin?
    Waka Wamake Osia: Evet, bu makine nedense benimde ilgimi çekiyor!
    Bomber Q: O zaman bulursan ortaya çıkacaksın.
    Waka Wamake Osia: Evet ama makineyi alınca güvenlik testleri bitince Çinlilerin ve Sambacıların tepelerine çökeceğim.
    Bomber Q: Vay. İntikam odaklı düşünüyorsun.
    Waka Wamake Osia: Tabii ki, ailemi öldüren insanları iniletmezsem nefretim soğumayacaktır.
    Bomber Q: Ya, sandığın gibi değilse!
    Waka Wamake Osia: O zaman makineye kendimi hapsederim.
    Bomber Q: Sen aklını yitirmişsin dostum.
    Waka Wamake Osia: Dostum, ben hacker'ım sıradan bir vatandaş değilim. O yüzden fantezi yapmaya bayılıyorum.
    Bomber Q: Seni kaçık.
    Waka Wamake Osia: Aklımı yitirmedim dostum ve yapılması gereken de bu.
    Cümlesinden sonra konuşma erer ve sizi o fabrikaya götürüyoruz.
    Terkedilmiş Bir Fabrika, Japonya – Saat: 22:00
    ???: Birileri senin peşinde.
    ???: Kimler acaba?
    ???: Hoshi-kun, son istediğin bir şey var mı?
    Hoshi: Evet, beni kapat.
    ???: Tamam.
    Cümlesinden sonra makineyi kapatır ve bölüm sona erer.
    GELECEK BÖLÜM
    Asena Deniz: Aki ile Ayhan makineyi bulmaya kafaya taktılar, bakalım bulacak mıyız?
    Ayhan Gazi Gülcü: Bulacağım ve alacağım.
    Aki Ichigo: Bir dakika, burada biz yalnız değiliz. Karşımızda her türlü piskopat var.
    Asena Deniz: Cehenneme düştük.
    SONA ERDİ
    Yazarlar: Ayhan Gazi Gülcü, Onur T.
     
     
    #2. Bölüm;
    YER: KAYSERİ HAVA ALANI
    SAAT: 13:45
    Ayhan Gazi Gülcü ve Asena Deniz hava alanına varınca karşılarında Milan Owalski'yi görürler selamlaşırlar ve konuşmaya başlarlar.
    Milan Owalski: Bakıyorum da yine bir yerlere gidiliyor ve hem de bensiz, yolculuk nereye arkadaşlar?
    Ayhan Gazi Gülcü: Japonya!
    Milan Owalski: Orada senin ilgini çekecek tek şey anime değil miydi?
    Asena Deniz: Ayhan, sadece Japonyayı anime için sevmiyor.
    Milan Owalski: Hmm... Türkiyede daha iyi ağaçlar varken Sakura'ların neresini seviyorsun?
    Ayhan Gazi Gülcü: Rengini ve o havayı değiştiren yapısını.
    Cümlesinden sonra Milan Owalski, Ayhan Gazi Gülcü'nün sol kolunu çekiştirir.
    Milan Owalski: Ayhan gel, Japonyaya gitmek yerine seni İtalyaya götüreyim.
    Cümlesinden sonra Asena Deniz'de Ayhan Gazi Gülcü'nün sağ kolunu çekiştirir.
    Asena Deniz: Ben olsam Ayhan'ı Paris'e götürürdüm.
    Milan Owalski: Fransa olmaz Asena! Bana sorarsan İtalya ve Türkiye Ayhan'a iyi gelir.
    Cümlesinden sonra ikisinin ellerini aynı anda geri itip iki elini de aşağıya indirir ve;
    Ayhan Gazi Gülcü (Sinirli ve bağırarak): Tamam, ilk önce Japonyaya giderim. Arkasından İtalya ve arkasından da Fransa'ya.
    Asena Deniz: BAĞIRMA!
    Milan Owalski: Sen geçimsizsin Ayhan! Büyük ihtimalle yine kavga ederek dönersin memlekete.
    Asena Deniz: Sen başlatmasaydın. Ayhan sessiz sessiz oturuyordu.
    Milan Owalski: O değilde neden gidiyorsunuz o memlekete?
    Asena Deniz ve Ayhan Gazi Gülcü: Seni zerre ilgilendirmez.
    Cümlesinden sonra Asena Deniz'in yüzü kızarır ve İstanbul'a gidecek olan uçak kalkmak için anons yapılmıştır. Milan Owalski, pis gülüşlü suratıyla Ayhan Gazi Gülcü'ye bakış atarak oradan ayrılır ve Asena Deniz, Ayhan Gazi Gülcü'yle birlikte uçağa binerler.
    O sırada Touka mafyası da yavaştan hazırlanıyor.
    Ülke: MATSUMARU ERIA
    Yer: Zenoe-wo, Xamake-da
    Saat: 22:00
    An Touka (Baba): Söyleyin bakalım, ben ve Sa anneniz dahil kimler Japonyaya gidecek, bu makineyi alıp gelmek ister?
    Ba Touka (Kız): Ben gönüllü olabilirim An baba.
    Xa Touka (Erkek): Ben de gönüllü olabilirim.
    Yu Touka (Kız): Ben de gelebilirim.
    Le Touka (Erkek): Ben de geliyorum.
    Sa Touka (Anne): Ba ve Yu siz gidin güzelce giyinin ve hazırlanın.
    Xa Touka (Erkek): Sa anne, peki bugün ne tür giysi giyeceğiz?
    An Touka (Kız): Sıradan vatandaş kıyafetleri giyeceksiniz ve silah taşımak yasaktır.
    Yu & Ba Touka: Tamamdır.
    Cümlesinden sonra Yu ve Ba Touka masalarından kalkar ve arkasından da Xa ve Le Touka masadan kalkarlar. Daha sonrada An ve Sa Touka'da masadan kalkar. O sırada Zenbu mafyası da hazırlanıyor.
    Ülke: MATSUMARU ERIA
    Yer: Masaka-wo, Eiji-da No: 16
    Saat: 22:00
    Aako Zenbu: Şimdi, bizimle kim geliyor?
    Matsuyama Zenbu: Gelmek istemeyen şimdiden intihar etsin, korkaklara yer yok bizde.
    Ai Kabayashi: Efendim, çok kişiyle gidersek oradaki insanların gözüne çarparız. Mümkün olduğunca az kişi gidelim ve ayrıca ben geliyorum kesinlikle.
    Aako Zenbu: Matsuyama-san maalesef, kız haklı. 4 kişi gelsek yeterlidir. Temel kadromuzdan 1 kişi daha seçelim ve yola çıkalım, ne kadar erken çıkarsak bizim için daha hoş olur.
    Murat Gökdelen: Hem İngilizce ve hem de Türkçe çevirmeniniz olarak gelebilirim ne dersiniz?
    Matsuyama Zenbu: Tamamdır, gelebilirsiniz ama silah almayın yanınıza.
    Cümlesinden sonra Asena Deniz ve Ayhan Gazi Gülcü İstanbul'a varırlar.
    YER: İSTANBUL HAVA ALANI
    SAAT: 15:00
    Ayhan Gazi Gülcü, Asena Deniz, Aki Ichigo ile buluşup uçağa binmeden önce birazcık havadan sudan sohbet ederler, ve gitme zamanı geldiğinde, Ayhan Gazi Gülcü makineyi düşünmeden edemez hale gelmiş durumdadır ve haliyle istemeden de olsa Aki Ichigo'nun tüm sorularına kısaca cevap verir.
    Aki Ichigo: Kanka neden böyle aşırı dalgınsın?
    Ayhan Gazi Gülcü: O makine aklımı çalmak üzere.
    Aki Ichigo: Cidden böyle davranmak zorunda değilsin ve ayrıca ne zaman uçağa binme saati gelse hep sende aşırı sessizlik oluşuyor. Normalde senin yüzün hep gülerdi.
    Ayhan Gazi Gülcü (İçinden: Makineyi bulunca ne yapsam?)
    Asena Deniz: Şaka maka cidden ben de merak ettim şu makineyi.
    Cümlesinden sonra, Japonya uçağın birazdan kalkacağını belirten anons yapılır ve uçağa binerler.
    O sırada prenseslerin ajanlarından ikisinden mesaj gelir. Birincisi Touka'lardan ve mesaj içeriğiyse;
    Touka'lardaki Ajan: AAKO-DONO, TOUKA'LAR HOSHI ADINDAKİ MAKİNENİN PEŞİNE DÜŞTÜLER. ŞİMDİLİK BEN DE ONLARLA GİDİYORUM, BÜYÜK İHTİMALLE İŞLERİ ÇORAP EDİP GELECEĞİZ. EĞER MAKİNEYİ ONLAR ALIRLARSA NE YAPALIM?
    Aako Kamikaze: BU TARZ DURUMLARDA NE YAPACAĞIMIZI DÜŞÜNÜP SÖYLERİM. SEN ŞİMDİLİK SAKIN HATA YAPMA AJAN MISAKI!
    Touka'lardaki Ajan: TAMAMDIR, PRENSESİM!
    Cümlesinden sonra diğer ajana geçelim o da Zenbu'ların içine sızmıştır ve mesaj içeriğiyse;
    Zenbu'lardaki Ajan: AIMI-DONO, ZENBU'LAR HOSHI MAKİNENİN PEŞİNE DÜŞTÜLER. ŞİMDİLİK BEN DE ONLARLA GİDİYORUM, BÜYÜK İHTİMALLE İŞLERİ ÇORAP EDİP GELECEĞİZ. EĞER MAKİNEYİ ONLAR ALIRLARSA NE YAPALIM?
    Aimi Kamikaze: O MAKİNEYİ BULDUKLARINDA NELER OLACAĞINI DÜŞÜNMEKTEN GECE UYKULARIMI KAÇIRIYOR. BULUNUP ALMAK DEYİNCE, DAHA DA SİNİR EDİYOR! BANA BAK MATSUYAMA! NE OLURSA OLSUN O MAKİNEYİ AÇTIRMA!
    Zenbu'lardaki Ajan: TAMAM, EN AZINDAN DENEYECEĞİM PRENSESİM!
    Aimi Kamikaze: O HALDE, SANA BOL ŞANSLAR.
    Cümlesinden sonra mesajlaşma biter ve Waka Wamake Osia'ya geçelim.
    Ülke: Matsumaru Eria
    Yer: Bakudan-wo, Misao-de No: 02
    Saat: 22:00
    Waka Wamake Osia: Hazırlan Bomber Q, hadi hazırlan. Bu gece bize uyku yok.
    Bomber Q: Anladım Waka-mi! Yolda atıştırmalıklar da almamız lazım, ne kadar erken çıkarsak bizim için çok iyi olur.
    Waka Wamake Osia: Aynen, uzun yol adamı acıktırır.
    Bomber Q: Hoshi Misaka'dan hala bir iz var mı?
    Waka Wamake Osia: Hayır, hala sessizliğini koruyor.
    Bomber Q: Bu makinenin içinde ne olabilir?
    Waka Wamake Osia: Bilmem ama insan olduğu kesin, çünkü isminde ben İNSANIM diye bağırıyor.
    Bomber Q: O halde, işimiz çok zor. Umarım bu makineyi biz alırız.
    Waka Wamake Osia: Eğer biz alamazsak ve düşmanlarımız alırsa, saniyede bizi yem etmezlerse iyi olur.
    Bomber Q: Düşmanları hakkında bir bilgi alabildin mi?
    Waka Wamake Osia: Hayır Bomber Q-mo! (Mo: mr, mrs. Demek)
    Bomber Q: O halde Waka-mo, senden istediğim tek şey ne olursa olsun hala eve tek parça halinde gelebilmemiz olsun.
    Waka Wamake Osia: Aynen, tek dileğin bu olsun Waka-mo!
    Cümlesinden sonra ikisi de hazırlanıp dışarıya çıkarlar, sizi Touka'ların olduğu yere götürelim, Touka'lar demişken (Kızlar: Yu, Ba, Sa (Anne). Erkekler: Le, Xa ve An (Baba)) kişilerinden bahsediyoruz ve hepsi Xiao Internatinal Airporota'da dır. Ön koltuğa, Kızlar otururken erkekler ise bir arka koltuğa oturmuş durumdalar.
    Memleket: Matsumaru Eria
    Yer: Xiao Internatinal Airporota
    Saat: 00:00
    Le Touka (Erkek): An baba, bu makineyi nasıl bulacağız?
    An Touka (Baba): Ülkeye gidince bizi Lu Touka (Kız) yönetecek. O yüzden için rahat olsun, kaybolmayız. Sonuçta Lu aslında Japonyada doğup büyümüş ve bize yardım edebilmek için ülkesine ihanet etmiş birisidir.
    Xa Touka (Erkek): Peki, sence bu makineyi bulduğumuzda ne yapacağız?
    Sa Touka (Anne): Prensesleri kölemiz yapacağız ve ne derse onu yapmak zorunda bırakacağız. Benim annemi öldüren kişinin çocuklarına zerre acımam, pişmanlık gözyaşı dahi dökse onları oracıkta cayır cayır yakıp yanmış bedenini Speed Zou meydanına asacağım. Eğer bana karşı gelen olursa halkını da Hoshi'nin Oyun Kutusu'na hapsedeceğim.
    Yu Touka (Kız): Peki Sa anne. Bu aileni öldüren kişiler tam olarak kimdi?
    Sa Touka (Anne): Aiko Kamikaze adında bir prensesti ama ortalıkta öldüğüne dair komplo teorileri dolanıyor, eğer ölmediyse onu kendi ellerimle öldürüp mezarsız bırakacağım.
    Xa Touka (Erkek): An baba, düşündüm de kutuyu ele geçirince yapacaklarınızı aslında istersek normalde de yapabiliriz. Bir isyan bile çıkartabiliriz, yeter ki bunu güzelce düşünebiliriz.
    Ba Touka (Kız): Pekala. Bizim işimiz oradayken tam olarak ne olacak?
    Xa Touka (Erkek): Ben de merak ediyorum.
    An Touka (Baba): Millet, oraya varınca yapacağım ilk şey makineyi alıp gelmek olacaktır ama birileri de olacaktır. Onların da canını alacağım.
    Sa Touka (Anne): Haklısın! Bu durumları da iyice hesap etmemiz lazım.
    Cümlesinden sonra Touka'lar uçaktaki normal konuşmalarına geri dönerler, gelin sizleri Zenbu'lara götürelim. Bu ekipte Misaki de Pegasus Havaalanındalar. Bu hava alanın uçakları son teknoloji olmasıyla ve kaliteleriyle ünlüdür. Zenbu'ların hepsi sırasıyla (ön koltukta: Aako Zenbu, Matsuyama Zenbu, Arka Koltukta: Ai Kabayashi, Murat Gökdelen)
    Memleket: Matsumaru Eria
    Yer: Misagi de Pegasus
    Saat: 00:00
    Aako Zenbu: Makineyi bulmamız bizim açımızdan çok kolay olacak.
    Matsuyama Zenbu: Elimizi attığımız an bulacağız.
    Murat Gökdelen: Anladım, peki bu makineyi alırsak ne yapacağız?
    Matsuyama Zenbu: Bizim için tehlike yaratan herkesi makineye hapsedeceğiz ve prenseslerin yanındaki yılanların da başlarını ezeceğiz.
    Ai Kabayashi: Peki efendim, bu makinenin peşinde birileri var mıdır?
    Aako Zenbu: Vardır tabii! Sonuçta bu gücü kim istemez ki?
    Murat Gökdelen: Yâni bu gücü istememek için deli ya da bilgisiz olmak lazım. Baksana şimdiden peşindekileri bilmiyoruz ve o yüzden iyi hesaplayıp harekete geçeceğiz.
    Waka Wamake Osia ve Bomber Q ikilisi Bomber Woman'ın helikopteriyle Japonyaya gidiyorlar. Helikopteri kullanan Bomber Woman E'dir.
    Memleket: Matsumaru Eria
    Yer: Bomb Humanity'den 50 metre ilerisinde
    Saat: 00:00
    Bomber Q: Kanka, ne yapacağız?
    Waka Wamake Osia: Düşünüyorum da makine acaba çalışıyor mu?
    Bomber Woman E: İçini ferah tut Bomber D (Waka'dan bahsediyor).
    Waka Wamake Osia: Yine de insan endişeleniyor aşkım.
    Bomber Woman E: Haklısın, sonuçta kapalı makine yurda kuşa yem olmasın.
    Waka Wamake Osia: Yurda kuşa yem olmaz ama mafyaların eline geçerse biz öldük.
    Bomber Q: Touka bizden nefret eder, zamanında kendi mekanlarını havaya uçurmuştum.
    Bomber Woman E: Ama haksız bir patlatma değil idi.
    Bomber Q: Haklısın ama Waka'da risk altında.
    Waka Wamake Osia: O halde, benimle oynamaya cesaret etsinler bakalım. Şeytâni yanımı kimseye kolay kolay göstermem ve göstermedim de, ama gösterirsem (cümlesi kesilir)
    Bomber Woman E: Hepsi akıl hastahanesine postalanır.
    Waka Wamake Osia: Aynen.
    Cümlesinden sonra sizleri, Ayhan Gazi Gülcü, Aki Ichigo ve Asena Deniz hava alanına götürelim. Ayhan Gazi Gülcü, Asena Deniz ve Aki Ichigo hava alanından inip hemen taksi tutarlar öne Ayhan Gazi Gülcü'yü arkaya Aki Ichigo ve Asena Deniz, Aki Ichigo'nun evine giderken konuşmaya başlarlar.
    Yer: Japonya'da Bir Yer
    Saat: 04:00
    Ayhan Gazi Gülcü: Aki, peki buraya geldik ama ne yapacağımız hakkında bir bilgimiz yok, onu geçtim aileni aramadığına adım gibi eminim.
    Aki Ichigo: Kanka, nereden bildin?
    Asena Deniz: Yüz ifaden öyle diyor.
    Aki Ichigo: Boşverin şimdi bizimkileri, daha önemli işimiz var. Eve gidelim, üstümüzü değişelim ve yıkanacak birisi varsa yıkansın, hemen çıkalım tekrar. Ayrıca oraya arabamla gideceğiz.
    Asena Deniz: Peki ön koltuk benim olabilir mi?
    Aki Ichigo: Ön koltuk daima kankamındır.
    Ayhan Gazi Gülcü: Sağ ol kanka.
    Asena Deniz: Ben senin kankan değil miyim?
    Aki Ichigo: Değilsin.
    Cümlesinden sonra Ayhan Gazi Gülcü ve arkadaşları eve varır herkes üzerini giyerken, diğer ülkeden gelen insanlarda yavaş yavaş makineyi bulmak için hava alanından inerler. Kimisi kendi arabasıyla, kimisi taksiyle oraya varırlar.
    Yer: TERK EDİLMİŞ FABRİKA, JAPONYA
    Saat: 05:30
    Tüm insanlar ve mafyaların oraya geldiğini gören herkes bu olayda kimsenin yara almadan kurtulamayacağını fark etti ve çok bekletmeden Aki Ichigo bir konuşma başlattı.
    Aki Ichigo: Cehenneme düştük, hatta tam ateş ile barutun ortasındayız ve buraya gelirken böyle bir şey olacağını tahmin etmeliydim. Bakın arkadaşlar, Touka mafyası çok tehlikeli kişilerden oluşuyor.
    Ayhan Gazi Gülcü: Sen bunları nereden tanıyorsun ki kanka?
    Aki Ichigo: Orası çok uzun bir hikaye, zamanı gelince anlatırım ve muhtemelen solundaki duran kişilerde Zenbu mafyası olabilir. Ayrıca ünlerini çok duydum.
    Waka Wamake Osia: Sonunda seni bulduk makine!
    Oradaki Herkes: O makine benim olacak.
    Cümlesinden sonra günümüz bitecektir ve geçmişe dönelim yani bu makinenin asıl hikayesine;
    YIL: 1900'lü yıllar, o zamanlar Hoshi Misaka insandı ve ailesinin tek kızı olmasına rağmen en başarılı insanlardan bir tanesiydi, bu kızı kıskanan bir kız vardı Zenya Kagawa'da yan komşularıydı ve sürekli onu kıskanırdı, günün birinde onun karşısına çıkıp sol kolundan tutup yere düşürür ve gülerek giderdi. Birkaç ay sonra da Zenya Kagawa'nın babası Zenya'nın Hoshi'ye yaptıklarını, Hoshi Misaka'nın annesine anlatır ve kızını korumaya alır.
    Daha sonra Yıl 1920'li yıllara gelince çalıştığı okulda bir deney kurbanına gider, bu deneyi yapan kişi aslında Zenya Kagawa'dır. Bu deney, insanları bir kutunun içine hapseder ve o kişiyi ölümsüz yaparak cezalandırır ve o gün aralarında şu konuşma geçmiştir.
    Yer: Bir Okul
    Saat: 18:00
    Zenya Kagawa: Önündeki kutuyu görüyor musun?
    Hoshi Misaka: Evet ne olmuş ki?
    Zenya Kagawa: Senden nefret ediyorum ve senin ölümsüz olmanı istiyorum, ayrıca babama anlatılan olaydan sonra her gece bana ceza verdi. Seni öldürmek çözüm değil, seni öldürürsem gereksiz yere suç işlemiş olurum.
    Hoshi Misaka: Beni deli gibi kıskandın ve başarımı çekemedin, söylesene asıl derdin nedir?
    Zenya Kagawa: Söyledim ya, senin kapatılman daha iyi olacaktır. Umarım bana karşı kin duymazsın.
    Gelin sizi biraz geçmişe götürelim, bu makinenin asıl hikayesine;
    Cümlesinden sonra Zenya Kagawa, Hoshi Misaka'nın karnına tekmeyi atar. Daha sonra kızı yere sermeden sol kolundan tutar ve o sırada sağ parmağıyla kutuyu aktif ederek Hoshi Misaka'yı oraya hapseder.
    Zenya Kagawa: Merhaba, sistem. İçindeki insanın geçmişini hafızasından kalıcı sil.
    Hoshi Misaka: Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaah!
    Zenya Kagawa: Sistem, kişinin hafızası silinene kadar gözlerini kapat!
    Hoshi Misaka: Sen kötüsün, Zenya, aklını AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAH!
    Zenya Kagawa: Ne diyordun, "aklını" dedin kaldın, doğru ya artık sen tam bir beyinsizsin. Zekâsız bir canavarsın. Ha bir de unutmadan en sevdiğin
    öğrencini de dün akşam ben öldürdüm. NIAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA!
    Hoshi Misaka: Sen koca bir pisliksin, en kısa zamanda çürü ve öl.
    Zenya Kagawa: Bak sen şu moloza, bana kafa tutarmış. Sen kimsin biliyor musun? Sistemden çıkamayan zavallı bir kızsın hatta zavallı değil, acınasıu bir insansın.
    Hoshi Misaka: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH! BEYNİMİ HİSSETMİYORUM! ANNECİĞİM! AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAH!
    Zenya Kagawa: Birazdan hiçbir şey hatırlamayan bir şey olacaksın.
    Hoshi Misaka: O kadar kolay değil, seni aşağılık insan ve ilk karakter dönüşümünü de sana yaşatacağım. Sana bir sır vereyim, senin sistemini öğrendim ve kolayca dilediğimi kullanırım ve dilediğimi de çöpe atarım ve diğer dilediğimi de öldürürüm. Niyahahahahahahahay!
    Zenya Kagawa: Çattık bu cadıya.
    Gelecek Bölüm
    Zenya Kagawa: Beni denek olarak buldu bu canavar, hafızası silinmişe benzemiyor. Bu beni kullanıp çöpe atacak gibi duruyor, sanırım cidden bana acımayacak.
    Hoshi Misaka: Ben bu cadıyı öldürürüm.
    Zenya Kagawa: Gelecek bölümde benimle ve Hoshi'nin arasındaki mücadeleyi göreceğiz, sakın kaçırmayın.
    Hoshi Misaka: Bölüm adını vermeyi unutmuş Zenya-baka. Gelecek Bölümün adı: Zenya Kagawa VS. Hoshi Misaka
     
  23. Teşekkür
    agg1401 got a reaction from haikurema in Chikara Fansub   
    Esenlikler dilerim, ben Chikara Fansub ve Hemoloya Games kurucusu olan Ayhan Gazi. Fansub ekibimiz amacı: Bilgisayar oyunları (çoğunlukla bağımsız ve resmi) olarak çeviriler yapacağız ve animelere de el atacağız.
     
    Çevirdiğimiz Oyun
    Re-Volt Open-GL (Resmi)  
    Çevirmeyi Düşündüğümüz Seriler
    Hero 108 (2. Sezon, Yarı-Resmi) Inazuma Eleven GO: Chrono Storm Inazuma Eleven GO: Galaxy Inazuma Eleven Ares no Tenbin Inazuma Eleven Orion no Kokuin  
    Çevirmeyi Düşündüğümüz Oyunlar
    A Hat in Time v3 (DLC Dahil)  
    Sunucumuz;
    https://discord.gg/BGY32Ds BİR METİN KANALINA KATILMA DAVETİ GÖNDERDİN
      duyurular Chikara (力) Fansub kategorisinde Katıldın Sitemiz;
    Çok Yakında
  24. Teşekkür
    agg1401 got a reaction from Byperest in Ben seneler önce üniversite için bırakıp gittim burayı   
    Bende geri dönmeyi düşünenlerdenim. :D
  25. Beğen
    agg1401 got a reaction from JCVD in Carole & Tuesday 2019 (1.Sezon)   
    Merak ettiğim için indiriyorum.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.