Jump to content

Ghettosan

Üyeler
  • İçerik sayısı

    366
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    2

İletiler bölümüne Ghettosan kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Birkaç tavsiye veriyim. Emin ol seni büyük bir hayal kırıklığından kurtaracaktır ve yolunu çizmende yardım edecektir. 

     

    1. Japonca'dan önce kesinlikle İngilizce öğrenmelisin. Eğer Japonya'ya gitmek istiyorsan Japonca bilmek sana sadece artı katar, ama İngilizce bilmemek doğrudan yolunu tıkar. Sadece Japonya için değil, direkt yurtdışı ile ilişkin kesilir.

     

    2. 2 senelik üniversite tercihine pek sıcak bakmıyorum. Eğer burs ya da yüklü miktarda paraya sahip olamazsan (ki bu miktar 20binden fazla demek.) tek başına para biriktirmenin hiç anlamı olmaz. O yüzden 4 senelik, yurt dışında da tanına bir üniversiteyi seçmeni ve en azından bir kez öğrenci değişim programıyla gitmeni tavsiye ederim. 

     

    3. Oradaki animasyon işi dediğin gibi gerçekten çok zor. Okuduğum birkaç makalede gördüm ki senin gibi amerikadan avrupadan gidenler bile çok düşük maaşlarla çok yüksek çalışma saatleriyle çalışıyorlar. (Ki japonların yabancı çizerleri işe alması çok nadirdir.)

     

    4. Şimdiden küçük projelere başlamalısın. Kendince bol bol çizim yapıp, onları profesyonel seviyeye getirene kadar mükemmelleştirmelisin. Böylece şirketlere gösterecek ve seni seçmelerini sağlayacak malzemen olur. 

     

    Hayalin çok kaliteli bence ama önden önce buradaki bir kaç yanlış bilgiyi düzeltmek istedim. Japonya'da İngilizce bilen sayısı çok az öncelikle bunu hatırla. Eğer oraya gidip çalışma hayalin varsa Japonca öğrenmelisin direk. Ve diğer çizerler ile çalışmamalarının nedeni dil problemi olmasıdır ama sen çizimine güveniyor ve Japonca biliyorsan işe girmek konusunda hiç sıkıntı çekmezsin fakat şöyle bir sorun var animatörler çok az maaş ile çalışıyorlar bunun farkında olmalısın. 

     

    Japonca öğrenme konusunda ise sana çok kolaylık sağlayabilecek bir yöntem söyleyeyim. Kursa başlamadan en az 2-3 ay önce oturup Hiragana-Katagana ezberlemelisin. Eğer bunları yapamazsan çok sıkıntı çekersin çünkü Japoncanın zor kısmı zaten alfabesini öğrenmek. İlk kur çok fazla bir şey öğrenmiyorsun zaten selamlamalar, onlara özgü temel şeyler ve basit imla kuralları(no, de, to, e, o, kara) gibi. Devamında ise 2. kur ile birlikte hafif Kanji bilgisine başlanıyor ve konular derinleşmeye başlıyor. Bunları bir şekilde halledebilirsin ama dediğim gibi onun için baştan alfabeyi öğrenmiş olman gerekiyor.

     

    Nerede oturduğunu ve imkanlarını bilmiyorum ama eğer şansın varsa Japon-Türk hoca olan kurslardan birini seçmeni öneririm. Bunun nedeni ise direk bir Japon'dan eğitim aldığım için zorluğunu bilmemden kaynaklanıyor ve sadece Türk bir hocadan alırsan eğer okullardaki İngilizce eğitimine benzediğini söylüyorlar. Bu yüzden 2 hoca olan kursları tercih etmen senin için çok faydalı olur.

     

    Son not kursa başladıktan sonra 2-3 kur sonunda fırsatın varsa Ankara'ya gidip dil sınavına girmeni öneririm o alacağın belge sana gidebilirsen Japonya'da sana inanılmaz yarar sağlar.

  2. Yazdığın kısa bölümü okuyunca aklıma direk Akatsuki no Yona ile OP'in son arcı geldi :D Ama aslında bütün hikayeler aşağı yukarı aynı tabandan çıkıyor. Zaten farklı olanları ise çok hızlı aralarından sıyrılıp yükseklere oynuyor. Mesela şuan güncel olan anime Ore monogatari!! gibi :D Olayı nasıl işlediğin ile alakalı ve mesela kısım kısım diğer serilerden yüksek tutsan bile aradaki boşluklar fena şekilde insanı sıkabilir o yüzden aradaki yerleri de iyice doldurmalısın ortalama seviyenin altına düşmemeli. Buna göre düşünüp yazıyı yazabilecek isen okumayı isterim :D 

  3. Ekibinize bir şey sorucam her hangi çevrilmeyen bir anime size istek olarak gelince o animeye bakıyo musunuz cidden çevrilmeye değer mi 1 bölümüne olsun bakıyor mu yoksa hiç uğraşamam diyip geçiyor mu??? Önceki söylediklerim sadece tespitten ibaret ve kendimce çözümü söyledim bunu da belirteyim.

     

    Sen koskoca bir animeyi sadece 1 bölüm izleyerek değerlendirme puanlandırma yapıyorsan yalnız çok büyük yanlışın var söylemek isterim. Sana bu arada bu işin içinde olan birinden küçük bir bilgi olsun. Yarım bırakılan animelerin büyük bir kısmı(bir kaç fansubu bu işten ayrı bırakıyorum anlıyacağın) fansubların popüleritesini arttırmak için aldığı ama ilgi göremeyince bıraktığı seriler. Çevirmenlerin arasında böyle tipler çok fazla. Önce hangi fansublar işini nasıl yapıyor bir araştır öğren sonra o fansubların sayfalarına gidip çemkir derim. TAÇE içerisinde yarım bırakılan serilerin %95'lik kısmı çevirmenin çeviri yapmayı bırakması yüzündendir ve onlar zaten zamanla çeviriliyor. Dediğim gibi en azından izlediğiniz alt yazı kime ait hangi fansuba ait onlara dikkat edin oralara gidin. Sadece video'yu yayınlayan sitenin forum sayfası diye buraya doluşmaya gerek yok. Ve tekrar ediyorum, eğer TAÇE yarım bırakmış ise illa tamamlanır ondan şüpheniz olmasın.

  4. Parası neyse verelim diyorsun ama cidden bunu karşılayabilecek misin merak ediyorum? Hiç gerçekten bir çevirmene gidip çeviri ücretlerini sordun mu :D Ben tercümanlık okuyan bir arkadaşıma söyledim gel sende çevir diye kendisi de anime meraklısı. Adamın tek verdiği cevap ''Aylık 1'den aşağı verirlerse gelmem.'' Bu adam daha üniversite 3. sınıf öğrencisi :D O yüzden konuşmadan önce gerçekten Sine arkadaşımızın bahsettiği gibi saygı unsurlarını bir öğren derim :D 

     

    Ben nerdeyse hiç ingilizce anlamadığım halde ingilizce altyazıyla izlemeye başlamıştım 2 yıl oldu heralde. Sonuçta hayatın her alanında lazım. Lisede derste anlatılırken çok zor gelirdi bana ama baktım ki sırf kelime ezberi istiyor.13 tane zamanın ayrı ayrı grameri varmışta falanda filan da; 3 tanesini ya kullanıyorlar yada kullanmıyorlar :D Az buçuk Japonca da izleye izleye öğreniyorsun zaten. Ama çevirmenlik cidden gönül işi. Çevirmenleri cidden tebrik ediyorum. Bende iyi seviyede İngilizce ve az buçuk Japonca biliyorum ama ben yapmam çünkü zaten üşengeç biriyim birde sevmediğim bir seriyi çevirince iyice bayardı : :D Ama sevdiğin bir seriyi çevirmek çok zevkli olabilir. Daha geçen gün az kala tüm gece kalıp Oregairu'nun yeni sezon ilk bölümünü Japonca'dan bi çevirmeyi denicektim sırf çok sevdiğim bir seri olduğu için. Yinede üşenip yattım : :D Bu yüzden iyi,kötü,eksik ve ya olmayan bir çeviri için çevirmenlere laf etmem; zaten İngizce altyazısı olmayan anime yok galiba :D 

     

    Ayrıca sana bir şey söylemek istiyorum eğer sadece kulaktan duyma Japonca biliyorsan iyi ki yapmamışsın :D Gerçekten bilenler için çok iğrenç bir durum ortaya çıkabilirdi :D 

  5. Biz kutlamalara başladık bile, bekleriz  :P  Sercan kafamı kıracak bu nadide yorumumdan dolayı  :D  Sevgiler, saygılar arkadaşım...  ^_^

     

    Dün yaptığın iyilik hatırına susuyorum Sine :P

     

    Öyle deme izlemedim daha son bölümü ben.. TAÇEden beklemedeydim çünkü. Hatta Serhat'ın başını az ağrıtmadım  :rolleyes:

     

    Demek ki Serhatta o yüzden bana fazla yükleniyormuş :D

  6. Bunlara vereceğim paraya bir ev,bir araba, bir bilgisayar,tablet ve telefon alırım.Sonra da bilgisayarı açıp o çizgi romanı internetten okurum.

     

    Sen olayı çok yanlış anlıyorsun yalnız :D Adamın 54646546 odalı evi 54985464 tane çeşit çeşit arabası var. Ama emin ol o kadar evi ve arabayı isteseler gene verirdi.

    Tarih kokan şeyler çok ayrıdır, Marvel ve DC'ye dair ilgim hiç olmamasına rağmen öyle zengin olsam emin ol bende alırdım hatta daha fazlasını bile verirdim :D

  7. Merlin'i izlediğiniz mi bilmiyorum. Aslında konunun başlangıcı oraya dayanıyor onu izleyince böyle değişik bir şey aklıma geldi. Düşünürken yazayım bari dedim ve karşınızda. Büyücü Utao. Utao Japonca şarkı demektir.

     

    Seçilen Japonca isimlerin alsında hepsinin bir anlamı bulunmaktadır. Bunları zamanla devam edersem açıklayacağım hikaye içerisinde.

    İlk defa böyle bir şey deniyorum ne kadar iyi oldu veya en azından okunur bir seviye mi bilmiyorum :D 

     

    Utao şarkı söyleyek anlamını da barındırmaktadır bunu gözden kaçırmayalım yazmamak benim hatamdı kusura bakmayın  :D

    İyi veya kötü olduğuna dair en küçük bir yorum dahi yaparsanız  sevinirim. Eleştirilere tamamen açığım her türlüsüne :D

     

     

    Bölüm: 1 Utao Reşit! 歌お は 未成年!

     

    Hiçbir kimse kaderini bilemez.
     
    Hiçbir kimse kaderinin dışına çıkamaz.
     
    ''O'' gelene kadar bu çürümüşlük asla yok olmayacak.
     
    Onun gelişi dillere destan, şarkılara söz olacak!
     
    Onun gelişi Old Religion'u diriltecek...
     
    Bunlar Old Religion ailesinin ortadan kaybolmadan önce ki son sözleriydi.
     
    Büyünün dünyasının merkezinde olduğu zamanlar hiç bir insanoğlu büyücülere karşı gelemiyor ve yozlaşmayı durduramıyordu. Büyücülerden nefret edilen çağın ortasında
    büyünün ismini bile zikretmeyen bir aile Shihan. Büyücüleri asla hoş karşılamayan bu aile çağın en güçlü ailesi ve ata erkil geleneklere tamamen bağlı bir
    sistem içerisinde kendi hayatlarını büyücüleri avlamaya adamış bir aile. Fakat aile bir gün şok edici bir şey ile karşılaşır. 4. Nesil'in çocuğu olmamaktadır.
    Ailenin yeni başı olmayacaktı bu gidişle.Ta ki o haber gelene kadar. 4. Nesil'in karısı hamileydi. Fakat çocukla beraber büyük bir sırda doğar.
    Doğan çocuk bir büyücüydü. Çocuk büyücü olmasının yanı sıra tamamen özel güçlere sahipti fakat bundan kimsenin haberi yoktu.
     
    Çocuğun doğumu ile aile büyük kutlamalar yaparak eğlenceler düzenleyerek günlerce gecelerce kutlamıştılar. Ama nedense annesi çocuğunu bir türlü kucağına almıyordu.
    Buna kimse anlam verememişti. Bu olaylar olurken aslında bütün Shihan ailesi bir şeyi gözden kaçırdı. Eski Din tekrardan hareketlenmeye başlamıştı.
     
    Utao'nun doğumu ile aile tamamen katliam yapmaya başlamıştı. Bulduğu her büyücü çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden katlediyordu. Aynı zamanda insanlar için
    bir umut olduklarını göstermeye çalışıyordu. Gün geçtikçe aileye yeni aileler katılıyor gücüne güç katıyordu. Bölgedeki en güçlü aile sıfatını yer yüzündeki
    en güçlü aile olarak yükseltmiştiler bir nevi.
     
    Utao 15 yaşına geldiğinde güçlerinin tamamen farkındaydı. Ama büyücülerden bu kadar nefret eden babasına nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Ondan bu denli korkan
    ama ondan asla vazgeçmeyi düşünmeyen annesini kaybetmesinin üzerinden 12 sene geçmişti. Utao 18 yaşına basmasına 1 gün kala babası, ailenin reisi onunla
    konuşmak istediğini söyledi. Bu konuşmanın ne olacağını Utao çok iyi biliyordu ondan yeni reis olmasını ve bunu yapabilecek kadar güçlü olduğunu kanıtlamasını
    isteyecekti. Utao bunun farkında olmasına rağmen küçük bir ayrıntıyı kaçırmıştı. Aile reisi olacak kişi ile Shihan kabilesine bağlı ailelerinin ritüelini farklılığını.
     
    Shihan ailesinde 18 yaşına basan her genç, bir büyücü öldürerek kendisinin reşitliğini kanıtlardı. Bu öldürülen büyücü hemen hemen her zaman yaşıt seçilirdi. Ama 
    aile reisinin daha güçlü ve ailesi için gaddar olması gerektiğini fark edememiş olan Utao ritüel anı gelince her şeyin farkına vardı.
     
    Karşısında kendisi ile yaşıt neredeyse hiç büyü gücüne sahip olmayan 3 kadını buldu. Şok geçiren Utao bir an babasına doğru bakmaya yeltendi o an babası bütün kudreti
    ile şu sözleri söyledi. ''Ey Shihan reisinin oğlu! Eğer gerçekten güçlü olduğunu kanıtlamak istiyorsan bu senin şansındır. Karşındaki bu 3 canavar, lanetli kana sahiptir!
    Eğer onların başlarını önüme koyarsan seninde gerçek bir Shihan olduğun su götürmez bir gerçektir. Bunu şimdi buradaki herkese gösterki bir Shihan'ın gücünden şüphe
    duyulmayacağını tekrar akıllarına kazısınlar!''
     
    Utao öldürmek için eğitilmişti. Yaşayan herhangi bir canlıyı tek seferde nasıl öldüreceğini çok iyi biliyordu. Eğitimini bizzat babasından almıştı bir ölüm makinası
    yaratmak düşüncesi ile eğitmişti babası, bununda farkındaydı. Babasının uzattığı yadigarı yavaşça aldı. Korkudan elleri titremeye başlamak üzereydi, bunun farkındaydı.
    Ama orada göstereceği en küçük bir güçsüzlük babasına, hayattaki tek akrabasına kara leke olarak yazılacaktı. Utao'nun içi içini yiyordu. Büyücü olduğu için
    karşısındaki kişilerini büyücü olduğunun farkındaydı ama tek bir büyüyü bile zorla yapabilecek tamamen güçsüz kaçmaktan telef olmuş kimseye zarar dahi vermemiş
    3 genç kız ile karşı karşıyaydı. Utao bir şeyler fısıldayarak küçük adımlarla büyücülere yaklaşıyordu. Ve o anda bir ışık hüzmesi belirdi. Herkesi kör edebilecek
    kadar parlak bir ışık Utao korku içerisinde geriye doğru adımladı ve babasına doğru baktı. Babası hiçbir şey olmamışçasına yerinde oturuyordu. O an kafasının
    içinde şu sözler yankılanmaya başladı. ''Kirameki! Kirameki! Kirameki! Kirameki!'' Kendinden başkası bunları duyamıyor ve göremiyordu. Ve sözler şöyle devam etti.
    ''Yeni bir gelecek için yapılan fedakarlıklar ne yazık ki gereklidir. Bunu en iyi senin anlaman gerekir Kirameki!'' Utao ne olduğunu farkına varamadan hüzme kayboldu.
     
    Utao kafasını kaldırarak karşısındaki üç genç kıza baktı. Kızların yüzünde hüzünlü bir gülümse vardı. Ve şunları duydu. ''Doğduğun için teşekkürler Kirameki!'' 
    Ne olduğunu anlamıyordu. ''Özür dilemene gerek yok, bunun gerekli olduğunu biliyoruz ama bu dünyayı yaşanacak bir yer haline getireceğine söz ver!''
    Utao kendinden nefret ediyordu. Üç masum insanın canını almıştı. Ailesi için olsa bile bunu yapmaması gerektiğini düşünüyordu. Ve o ses tekrardan belirdi.

    ''Yeni bir gelecek için yapılan fedakarlıklar ne yazık ki gereklidir. Bunu en iyi senin anlaman gerekir Kirameki!''

     

    Bölüm 2: O gülüyor mu? 彼 は 笑っていますか(Kare ha waratte imasuka)

    Utao: Lanet olsun bu ses beni uyutmuyor! Kirameki de neyin nesi!

     
    Utao: Delirmeye mi başlıyorum yoksa büyümle mi alakalı merak ediyorum.
     
    -2 Saat sonra-
    Senjou: Hey. Utao uyan artık baban seni çağırıyor.
     
    Utao: Geliyorum. (fısıldayarak) Bütün gece uyuyamadım zaten...
     
    (Babası)Shoku: Utao hazırlan ava çıkıyoruz. 
     
    Utao: Peki hemen hazırlanıyorum. Bir şey sorabilir miyim?
     
    Shoku: Söyle aslanım.
     
    Utao: Dün yapılan tören için zaten evvelsi gün topluca ava çıkılmamış mıydı? Ne kadar büyük eğlence olursa olsun çok daha fazlasını yakaladığımızı düşünüyorum baba.
     
    Shoku: Av derken bir şeyi yanlış anladığını var sayıyorum. Yiyecek stoklarımız ağzına kadar dolu zaten. Yakın bölgede gezgin Druid'lerin kamp yaptığını bildirdiler.
    Onları avlamaya gidiyoruz!(Kahkaha atar)
     
    Utao: Baba Druidler büyücü değil ama onlar-
     
    Shoku: DEDİĞİNİ DUYMADIM VARSAY! Mucizevi olan şeyi yapabilmeleri onların lanetli kana sahip olduklarının kanıtı!
     
    Utao: Ama onlar sadece--
     
    Shoku: Benim kararlarımı mı sorgulamaya başladın!? Dünkü olayı gözünde çok büyütme istersen bu ailenin reisi hala benim!
     
    Utao: Anlaşıldı baba.
     
    Shoku: Senjou git Utao'nun düzgünce hazırlanmasını sağla. Anlaşılan dünkü tören onun tam bir erkek olması için yeterli değilmiş.
     
    Senjou: Peki efendim. Hemen ilgileniyorum.
     
    -Senjou Utao'nun odasına girer.
     
    Senjou: Hala ayılamadın mı aptal herif! Ne düşünüyordun ki aile reisine karşı gelerek!
     
    Utao: Anlamıyor musun? Onlar sadece iyileştirme gücüne sahipler. İnsanlara hiçbir zararları yok. Masum insanları katletmek mi bizim işimiz yoksa topraklarımızı
    büyücülerden korumak mı?
     
     
    1 saat kadar süre geçtikten sonra.
     
    Senjou: Reis Shoku. Onları bulduk. 
     
    Shoku: Yanına Utao ile 3 adam daha alıp Batı tarafa geçin. Siz 4'ünüz benimle gelin.
     
    Aile üyeleri: Peki efendim.
     
    Utao: Ne yapacaksın Senjou? Beni masum insanları öldüren bir cani olmamı mı istiyorsun?
     
    Senjou: Bu ailenin bir ferdi hele de reisin oğlu olarak işlerin böyle yürüdüğünü bilmiyormuş gibi davranma. Büyücülerin düşmanımız olduğunu, onların lanetli
    kana sahip olduğunu biliyorsun.
     
    Utao: Masum bir ırkı habersiz katletmek ile büyücüleri öldürmek arasında çok fark var!
     
    Senjou: Köşene geçip bir kız gibi ağlayacak mısın? Dün geceki yaptığın şeyden sonra masum biri gibi konuşma!!!
     
    Utao: Ne yapmamı bekliyordun! O kadar insan içinde aile adımıza, tek akrabam babama leke mi getirseydim!!
     
    Senjou: Reisten işaret geldi! Saldırın!!!
     
    10 Dakika sonra etraf kan gölüne dönmüştü. Utao kusmamak için kendini zor tutuyordu. Çocuk, yaşlı demeden yapılan katliamı ilk defa gözleri ile görüyordu...
     
    Utao iç ses: Shihan ailesi bu mu?! Biz ne yapıyoruz? Masum, büyülerini insanlar için kullanan insanları vahşice öldürmek nedir? Onlardan ne farkımız var bizim!!!
     
    --''Utao! Kirameki! Ve bir çok isme sahip olan! Bunları düzeltebilecek olan sensin! Dünyanın yozlaşmışlığına kendi gözlerinle tanıklık ediyorsun! Ne sizin türünüz 
    ne de bizim türümüz farksız! Kaderinde yazan şey bunları düzeltebilecek kişi olman. Seçtiğin yolların hepsini özenle seçmelisin ki bu çürümeyi sonlandırabilesin.
    Bu iki ırkın ortasında olan! Sabırlı ol ve doğru zamanı bekle! Zaman sana yol gösterecektir!''
     
    -Ayak sesleri-
     
    Utao: Kim var orada? Senjou sen misin? Çık ortaya kimsen!
     
    -Utao ayak seslerinin geldiği yere doğru gider ver görür.
     
    Utao: Buda neyin nesi!? Bu kan lekeleri ne? Ne yapıyorsun sen burada, ailenin yanında olman gerekmiyor mu senin?
     
    Çocuk: Babam beni korururken sırtından okla vuruldu. Beni bulamasınlar diye üstüme kapandı, onun kanı. Vahşiler gidince kaçmamı söyledi.
     
    Utao iç ses: Vahşiler mi dedi!? Bizleri Vahşi olarak mı görüyorlar!?
     
    Utao: Sen de Druid misin?
     
    Çocuk kafası ile onaylar.
     
    Utao: Şimdi beni iyi dinle. Güney tarafına tüm gücünle koş. Koşabildiğin kadar hızlı koş, kaç.
     
    Çocuk: Teşekkürler Kirameki.
     
    Utao: Kirameki mi? Benim adım Utao, Kirameki değil.
     
    Çocuk: Sen adına şarkılar yazılacak olansın.
     
    Çocuk koşarak uzaklaşır.
     
    Senjou: Hey Utao. Daha demin konuştuğun çocuk kimdi? Yanılmıyorum değil mi onun bir genç bir Druid olması hakkında?
     
    Utao: Ne yapacaksın babama mı söyleyeceksin? Daha küçücük bir çocuğu öldürecek kadar canileşmedim!
     
    Senjou: Köyün girişinde sallanan kellenin seninki olması yerine çocuk bile olsa onunkini tercih ederim...
    Babanın senin için ayrım yapmayacağının farkındasın değil mi? Daha önce çocuk diye öldürmekte tereddüt edenlerin tekrar söylüyorum tereddüt bile edenlerin
    kafasının ders olsun diye sallandığını gördün. Hele ki birini serbest bırakmak... 
    Utao seninle beraber büyüdük, seni korkumak için elimden geleni yapacağımı biliyorsun değil mi? Bu yaptığın ile seni kimsenin koruyamayacağının farkında olmalısın. 
     
    Utao: Teşekkürler Senjou.
     
    Ayrılan iki grup toplanır ve köye doğru yola koyulurlar. Köye vardıkları zaman Shoku herkesin duyacağı şekilde bağırarak geri döndüklerini bildirir. 
    Aile reislerini toplayarak, tertemiz bir iş çıkardıklarını onlara oğlunun yara dahi almadığını onunla gurur duyduğunu yaptıkları katliamı zafer sarhoşu
    ve gururu tavan yapmış şekilde anlatır.
     
    Utao daha önce gözleri önünde defalarca idam edilen büyücüler görmüştü fakat böyle bir olayın ilk defa içerisinde yer alıyordu. Ailesinin yaptıkları bildiği
    bir ailenin tamamen dışında bir şey olduğunu fark etmişti. Çocuğun ifadesi hala kulaklarında çınlıyordu. ''Vahşiler'' Bu dünya üzerinde her zaman büyücülerin
    lanetli kana sahip ve temizlenmesi gerektiği anlatılan Utao tamamen şok içerisindeydi. Ne yapacağını bilemiyordu. Babasının emirlerine karşı gelemezdi
    aynı zamanda bunu yapmakta istemiyordu. Babasının gün içi anlatımları bittikten sonra odasına çekilmek için izin istedi.
     
    Odasına vardığında bütün gün yaşadıklarının şokunu yaşıyordu hala. Gün içinde yaşananlar onu mental olarak hayli zorlamıştı.
    Bomboş gözlerle odasının kapısına bakıyordu. Shoku oğlunda bir farklılık olduğunu kimselere belli etmemek istesede hissetmişti. Bunun için en güvendiği arkadaşı
    Senjou'nun da babası olan Nobukata'yı, Utao'ya bakması için yollamıştı.
     
    Nobukata, Utao'nun odasına gelir ve kapıyı hafif aralık görür. Her zaman yaptığı gibi Utao'yu korkutarak onunla dalga geçmeyi düşünür ve o aralıktan baktığı sırada
    Utao'nun gözlerini görür. Nobukata donar kalır. Kendisine geldiğinde belki 10 dakika kadar zaman geçmiştir. Utao'nun gözlerindeki alevi görür, nefret dolu bakışları
    onun bile içinin titremesine sebep olur. Utao'yu daha önce hiç böyle görmemiştir. Öyle bir eğitim alan kişinin gözleri bile bu kadar korkutucu olabilir miydi?

    Ama anlayamadığı bir şey daha vardır. Utao neden gülümsemektedir!?

     

    Eklenti: Shihan geçmişi ve Shihan kanunları

     

    Shihan geçmişi.
     
    Shihan ailesi 5 nesil öncesine kadar bu kurulmuş ailelerin bir üyesidir sadece. Ama her zaman en güçlü aile olmuşturlar. Ana aile aralarında çatışmalar olsa bile
    ettikleri yeminden asla vazgeçmeyen bu aileye ve insanları bir araya toplayıp korumalarına saygı duymuşturlar. Ancak 5 nesil önce bir olay patlak verir.
    O zamanın reisi genç bir büyücüyü öldürmez. 13 yaşındaki bu büyücünün daha çocuk olduğunu ve artık çocuklara dokunulmayacağına emir buyur. Lakin o zaman ki Shihan 
    büyüğü bu duruma karşı gelir. Ve meydan okur. Birbirine kenetlenmiş olan aileler şoka uğrar. Birlik arasındaki böyle bir mücadelenin herkese zarar vereceğini düşünür.
    O zaman için Shihan ailesinin, ailelerin başına geçmek gibi bir niyeti yoktur sadece memnuyitesizliklerini dile getirdiklerinde aldıkları cevaba baş kaldırırdır bu.
    O zamanın aile reisi meydan okumayı kabul eder ve Shihan ailesinin reisi ile yapılacak olan savaşı kabul eder. Ancak Shihan reisi çok ilginç bir fikir ortaya atar.
    Kendisinin günahkar olduğunu aile reisine meydan okduğunu ve ceza olarak reisin seçeceği en güçlü 9 savaşçıyı yanına olmasına ister. Reis bunu yanlış yorumlayarak
    kendisine hakaret edildiğini düşünür ve fikri kabul eder ama bir şartla meydan okuyan kişi kaybederse çekirdek ailesi idam edilecektir. Shihan reisi bunu kabul eder
    ve düello gerçekleşir. Herkes Shihanların güçlü olduğunun farkındadır ama buna ihtimal vermiyordur. Ana aile'nin en güçlü 10 savaşçısının rakibi oluyor sonuçta. Ne 
    kadar güçlü olursa olsun bir şeyin değişmeyeceğini düşünürler. Ancak işler tam tersi şekilde gerçekleşir. Üstün bir zafer kazanır Shihan reisi. 10 kişi ile savaşmasına
    rağmen aldığı yaraların hiç biri ölümcül değildir. Ve Shihan ailesi yeni aile mevkisine getirilir.
     
    Shihan kanunları.
     
    1-) Büyücü olan kişinin yaşı, cinsiyeti fark etmeksizin idam edilir.
     
    2-) Büyücülere merhamet gösteren kişiler aile içerisinde söz yetkilerini kaybederler.
     
    3-) Kara büyücü amblemi taşıyanlar sorgulama için yakalanmadan direk öldürülür.
     
    4-) Ana aileye meydan okuma hakkı her aile reisine verilir.
     
    5-) Ana aileye meydan okuyan kişi aile reisinin de bulunduğu 10 kişiye karşı tek başına savaşır.
     

    Bunlar Shihan ailesinin kayduğu mutlak kanunlardır. Bunlara uymayanlar ana aile mensubu olsa dahi ölümle cezalandırılacaktır.

     

    Bölüm 3: Hangi yol? (Dochira no michi?) どちら の 道? 

     

    Nobukata şoka uğraşmış bir şekilde içeri girer.

     
    Nobukata: Bu halin ne Utao?
     
    Utao: Yok bir şey. Sadece bugün yaşananlar biraz ağır geldi onun şokunu yaşıyorum.
     
    Nobukata: Şok yaşıyorsun demek? İnsan genelde şok yaşarken korkar Utao.
     
    Utao: Zaten korkuyorum. Bunda anlayamayacak ne var?
     
    Nobukata: Korkuyor musun? Daha çok bana gördüklerinden zevk alıyormuşun gibi geldi de.
     
    Utao: Öyle bir canilikten kim zevk alabilir bunu söylesene bana!
     
    Nobukata: Bunu gördüklerinden zevk almış gibi gülen birinden duymak istemiyorum!! 
     
    Utao: Gülüyor muyum dedin?
     
    Nobukata: Evet. Sorun ne Utao bana anlatabilirsin biliyorsun değil mi?
     
    Utao: Sorun ne mi? Gerçekten bunu sorabiliyor musun Nobukata amca? Anlam veremiyorum, büyücüler bizleri katletmeye çalıştı ve sonunda güçlendik bunları anlıyorum ama
    gerçekten günahsız olan insanları öldürmenin neresi kendi ırkımızı korumaya giriyor bunu anlayamıyorum.
     
    Nobukata: Günahsız olup olmadıklarını bilemezsin Utao. Hepsi aynı kanı taşıyor sonuçta, evet bazen baban aşırıya kaçabiliyor ama bunu bizleri korumak için yaptığını
    biliyor olmasın. Çok acılar çekti atalarımız. Hatta biz bile bunlara şahit olduk. Siz sadece şanslı bir nesil olarak doğdunuz.
     
    Utao: Sana bir soru sorabilir miyim?
     
    Nobukata: Tabii. Ne istersen sorabileceğini biliyor olmalısın, seni de Senjou kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?
     
    Utao: Senjou büyücü olarak doğmuş olsa ne yapardın?
     
    Nobukata: Öyle bir şeyin olmayacağını bilmen gerekiyor. Onların nasıl normal çocukları olmuyorsa, bizim de büyücü çocuklarımız olamaz. Aile bu kanı taşır ve çocuk
    ona göre dünyaya gelir.
     
    Utao: Peki Old Religion'un bahsettiği ''o'' kişi Senjou olsaydı? Onun için özel bir durum olacağını biliyorsun değil mi? En güçlülerin geri çekilmesinin bir sebebi
    olması gerekiyor. Anlatılan hikayeler bile onun kim olacağının belli olmadığı yönünde. Belki o kana ihtiyaç duymuyordur?
     
    Nobukata: Bahsettiğin hikayeler onun mitolojik bir canavar olacağından bahsediyor farkındasın değil mi? Senjou'nun neresi hayvana benziyor?(Güler.)
    Gerçi bu yaşına gelmesine rağmen kızlarla nasıl konuşulacağını bilmiyor bir bakıma onu da hayvan katagorisine koyabiliriz.( Öküz sesi çıkarır ve güler.)
     
    Utao: Hahahaha. O konu hakkında yorum yapamam dediğin gibi biraz yeteneksiz böyle şeylerde.
     
    Nobukata: Beraber büyüdüğünüzü unutma. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Hahahaha.
     
    Utao: Ayıp oluyor ama böyle yapman Nobukata amca.(Gülümser) Teşekkür ederim. Artık kendimi daha rahat hissediyorum.
     
    Nobukata: Ne demek. Ne zaman konuşmak istersen yanıma gel.
     
    Utao: Son bir şey daha sorabilir miyim?
     
    Nobukata: Tabii.
     
    Utao: Babam niye bu kadar güçlü olmam konusunda takıntılı?
     
    Nobukata: Aile geçmişinizi biliyorsun değil mi? Ve büyük büyük dedenin koyduğu kanundan haberdarsın değil mi?
     
    Utao: Evet. Ama ne önemi var ki?
     
    Nobukata: Baban senin yaşlarında başa geçtiği zaman babana meydan okudular. Ve meydan okuma koşullarımızı biliyorsun değil mi?
     
    Utao: Babama meydan mı okudular?
     
    Nobukata: Evet. Onun için çok erken olduğunu başa geçmemesi gerektiği konusunda.
     
    Utao: Bunu bilmiyordum ama sanırım sorun olmamıştır babam için. 10'a karşı 1 şekilde sonuçta ki onun için 1-1 olması da fark etmezdi diye düşünüyorum.
     
    Nobukata: Baban o meydan okuma hakkı için bir ayrıcalık tanıdı. 10'a karşı 1 şeklindeki savaş tam tersi yapıldı.
     
    Utao: Nasıl yani? Öyle bir şey mümkün mü?
     
    Nobukata: Baban güçlü olduğunu ve bir daha sorun yaşamak istemediğini tek seferde kanıtladı.
     
    Utao: Ama yasamız gerekleri başa geçmek isteyen kişi en güçlü 9 aile üyesi ve aile reisine karşı tek başına savaşması gerekir.
     
    Nobukata: Baban onun tam tersini yaptı. Tek başına, meydan okuyan aile'nin reisi ve en güçlü 9 üyesine karşı savaştı.
     
    Utao: Yaşadığına göre sonuç ne oldu diye sormam gerekmiyor ama bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum babamın.
     
    Nobukata: Baban şuan yaşayan en güçlü insan. Onunla kimse boy ölçüşemez.
     
    Utao: Bu kadar emin olmazdım. Sonuçta beni o eğitti ve onun kanını taşıyorum. (Sırıtır.)
     
    Nobukata: Kulak boynuzu geçer diyorsun yani?
     
    Utao: Bensem eğer neden olmasın.
     
    Nobukata: Bunu hem babanın duymasını hem de duymamasını istiyorum. (Sırıtır.)
     
    Ve konuşma bu şekilde biter. Nobukata odadan çıkarak kendi ailesinin yanına doğru gider ama anlayamadığı bir şey vardır. Neden Utao ''o'' kişiyi sormuştur.
    Onun konuşulmasının yasak olduğunu bilmesine rağmen. Ama sadece bir çocuğun merak etmesi diyerek umursamaz. Bundan kısa bir süre sonra devriye ekipleri
    bir büyücü yanlarında olarak geri dönerler. Büyücünün boynunda bulunan amblem kara büyücülerin kullandığı amblemdir. Normal koşullar altında bulunduğu
    yerde infaz edilmesi gerekir ama neden köye getirilmiştir anlayamaz.
     
    Gecenin geç saatlerinde herkese haber salınır ve idam ediliceği bildirilir. Cellat olarak ise ilginç bir şekilde Utao bildirilmiştir. Bunların arkadasındaki
    asıl sebebin ne olduğunu sadece 4 kişi fark eder. Utao, Senjou, Nobukata ve Shoku. Babası hala Utao'nun kaygıları olduğu için bunu emretmiştir.
     
    Sabahın ilk ışıkları ile herkes idam yerine toplanmaya başlamıştır ve büyücü de oraya getirilir. Büyücü durmaksızın tehditler savuruyor. Oradaki insanları korkutmaya
    çalışıyordur. Hepsini aşağılayarak lanet yaratıkları olduğunu söylüyordur. En ufak bir pişmanlık dahi gözükmüyordur hareketlerinde. Ve babası Utao'ya idamı
    gerçekleştirmesi için emri vermiştir. Ama herkes bir anda şoka düşer. Ne olduğunu anlayamamıştır. Babası kahkahalar atarak gülmeye başlar.
     
    Evet. Utao babasının emri vermesinden saniyeler sonra hiç bir tereddüt dahi göstermeksizin büyücünün kellesini almıştır. Ve kimsenin ondan beklemeyeceği 
    ikinci hareket ise kellesini kazığa oturtup babasına götürmüştür. Herkes şok içinde bakarken aile reisinden emir gelir. Kazığın derhal köyün girişine dikilmesini
    emreder. Büyücülere olan nefret için toplanan bu halktan büyük bir yaygara kopar ve sanki bütün savaş kazanılmış gibi sevinirler. Sevinç çığlıklarına ortak
    olmayan iki kişi mevcuttur. Senjou ve babası. Dün konuştukları kişi ile karşılarındaki kişinin aynı kişi olup olmadığını sorguluyordurlar. 
     
    Nobukata için bir yandan bu olay dünkü şeylerin sadece merak olduğunu destekliyordur. Acaba sorunu düşünmek istemeyen Nobukata için sanki bir cevaptır.
    Ama Senjou için ise beraber büyüdüğü çocukluk arkadaşı için ise başka bir soru oluşturur. Tanıdığı nazik, iyi kalpli çocuk nerededir?
     
    İnfaz gerçekleştirildikten bir süre sonra babası Utao'yu yanına çağırır.
     
    Shoku: Aslanım benim. Benim evladım olduğunu bugün çok iyi kanıtladın. Dün yaşanan olayların sadece ilk korkusu olduğunu farkına vardım. Endişelenmek ile 
    hata yaptığımı bana kanıtladın. Seninle gurur duyuyorum.
     
    Utao: Teşekkürler baba. Ama dün söylediklerimin hala arkadasındayım.
     
    Shoku: Bu ne demek oluyor şimdi?
     
    Utao: Boynundaki amblemin ne anlama geldiğini ikimizde biliyoruz baba. O büyücü bizleri düşmanı olarak gören, insanlarımıza saldıran kara büyücülerdendi.
    Onlan için elbette ki merhamet göstermem ama Druid veya Priest ırkı için benim düşüncem hala seninkinden farklı. Onların bu gücü seçtiklerini düşünmüyorum. 
    Her ne kadar lanetli kan desen bile masum insanlar olduklarını düşünüyorum.
     
    Shoku: Yani hala daha benim emirlerimi ve fikirlerimi sorguluyorsun demek mi oluyor bu?
     
    Utao: Hayır. Verdiğin emirler bende dahil herkes için mutlaktır. Lakin bu emirlerini beğenmediğimi söylüyorum.
     
    Shoku: Kendi gözlerinle görmeden inanmayacaksan sen bilirsin ama bunu canın yanmadan önce fark etmen senin iyiliğin için. Ama bu düşüncen zamanla değişicek
    ve bana hak vereceksin. Bugün yaptıkların en azından güçsüz olmadığının ve ailemizi koruyabileceğin anlamına geldiği için susuyorum.
     
    Shoku oğlunun düşüncelerine saygı göstermeye mi başlıyor? Yoksa Utao babası gibi biri olmak üzere bir yola mı giriyor?

  8.  

    Birincisine cevap vermek istemiyorum Çünkü hızlı yazarken yanlış yazmışım  :mellow:  İkiniciye Gelirsek İngilizceden Çevirdinizi bilyorum benim kasdettiğimde bu Cevirisi yapılacak bölümü izlemeden ingilizce yazıyı direk Türkçeye çeviriyorlar İngilizce Kelimenin Hattalı olmadığı ne malum ? Ama bazı cevirmenler var bu işe Özen gösteriyolar Çevirmen Notları ve Kelimelerin Kulanılışı Mükemmel. Benim istediğim Herkezin Kendi işini 4/4 Lük yapmasıdır bende bir İzleyici olarak yorum yaptım sadice. Bu arada eyer tartışmaya devam ediceksek Lütfen Ö.M. Atın Sorna başım belaya girmesin :ph34r:  

     

     

    Başınız falan belaya girmez rahat olun :D Öncelikle çevirmen notu denen şey çeviriye zarar verir eğer açıklayacak bir şey yok ise kullanılmamalıdır. Kelime kullanışına gelirsek bende kelimelerimi özenle seçtiğimi düşünüyorum. Şimdi dediğiniz şeye gelirsek birincisi verdiğiniz örnek yanlış. Yani eğer çevirisi yanlış işe bu bizden kaynaklı olmaz bizim aldığımız fansubtan kaynaklı olur. Ama bunun bir yerde önüne geçildi. Horriblesub'un çevirileri %100 mükemmel olmasa bile diğer bir çok fansubtan kalitelidir. Yanlış çeviri yoktur sadece özen gösterilmemiştir. Buradan sonraki yanlışlar bizlere ait birer hatadır. Ama size şöyle söyleyeyim çeviri hakkında pek bir şey bilmediğinizi düşünüyorum kaliteli çeviri ve normal çeviri arasındakini. Kaliteli çeviri arıyorsanız Divxplanet çevirilerine bakarsınız biz fansubların başka bir amacıda izleyiciye seyir zevki sunmaktır. Ekstra kodlamalar onlar bunlar ama hiç bir zaman bu ekstra çevirmen notu eklemek olmamıştır. Eğer bunu seven biriyseniz siz zaten animeyi öylesine izliyor içinde rastgele eğlenceli bir şeyler arıyorsunuz demektir. 

  9. Yanlış çevirmiş olamazmısınız ? bazı çevirmenler Hep bu şekilde yapıyorlar durumu ele almadan Ne yazıyorsa Çeviriyolar. mesela ''İtatikimas'' kelimesini bazen hatalı çeviriyolar. evden Çıkarken Ve yemeğe başlarken de aynı kelime kullanıldığı için biraz dikkatli olmalısınız. siz bu yönden Hata yapıyorsunuz.

     

    Tabi Sürekli olmuyor bu Hata. belirli Kişiler böyle yapıyo sanırım. evden çıkarken adam afiyet olsun mu der ya :D

     

    Birincisi İtakikmas değil. ''İtadakimasu'' şeklindedir kendisi. İkincisi bu çeviri Japoncadan değil İngilizceden. Bu arada bu çeviriyi sizin gibi kendinden emin arkadaşlar çok şikayet etti bende gidip hata yapmış olabilirim diyerek bir kaç kişiye daha sordum ki bunlar İngilizce konusunda önünde eğilmeniz gereken kişiler hiç biri hata var demedi. O yüzden dışarıda karşılaştığınız 3-5 tane işini rastgele yapan adam ile karıştırmayın herkesi.

  10. Hakkında Kısmında Hata var Mayo geymiyor eşortman giyiyor

    Mayo giyiyorr deimişler ya Bikini deseydiniz o da olurdu :D

     

    O çeviri myanimelist'in verdiği açıklamanın çevirisidir. Kendimiz bir yerimizden uydurup yazmıyoruz oraya bunu 50 defa dile getirdik. Daha fazla dile getirmeye gerek yok.

  11. Bitmesi konusunda aslında 1 ay belki daha önce bitecekti 23. ve 24. bölümün çevirisi tamamlamıştım 25 bölüme başlayacaktım alt yazı alamıyordum hata veriyordu falan o ara işlerim çıktı bu hafta vizelerim başlıyor derken öyle kaldı vizelerim bittiği gün diğer 2 bölümü çevirip buraya ekleyeceğim. Eğer izlememiş olursanız veya tekrar izlemek isterseniz o zaman izleyebilirsiniz :)

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.