Park_BoRam

İtiraf ediyorum;
1.Korece yada Japonca bilmediğim halde, inatla o dildeki beğendiğim şarkıları açıp eşlik etmeye çalışırım.  :depressed1-onion-head-emoticon: /> 
2.Bir yerde ne zaman kedi görsem peşine sünüp onu sevene kadar takip ediyorum.(Tabi çoğu zaman yakalayamıyor ve aptal bir edayla arkasından el sallıyorum) :hehe-onion-head-emoticon: /> 
3.Dışarı çıkacağım da çantama şeker doldurup yolda sokakta karşıma gelen çocuklara dağıtıyorum.(Bir keresinde kavga eden çocukları böyle barıştırmışdım.  :big-eye-onion-head-emoticon: /> ) Ve ayrıca otobüsteyken dışarıda oynayan yada yürüyen çocukla göz gözgöze geldiğimde ona el sallıyorum.. ^_^ /> 
4.Her türlü ''böcek'' cinsinden korkarımm.(Çığlıkk çığlığa) <_< 
5.Falım damla sakızlı favorimdir. :lol: />
6.Çok fazla istememe rağmen lunaparkta çarpışan araba ve dönme dolap dışındaki eğlencelerden mahrum kalmışımdır.(çevremdeki herkes ya korkak yada benim binmeme izin vermiyor. :angry: /> Bu yüzden ne zaman ağzımı açsam bu konu hakkında sitem ediyorum..Bir gün beni takacaklar  :mellow: /> )
Neyse biraz daha yazarsam roman olacak  :D /> Benden şimdilik bu kadar. -_- /> İtiraf edebildiğim için mutluyum!  :lol:  :lol:

Öncelikle herkese kocaman bir Merhaba :D Yine ben ve yine bir Anime müziğiyle karşınızdayım :) Belki beni daha önceden sahnede çaldığım Fairy Tail Main Theme parçasından tanıyanlarınız olabilir. Fakat bu sefer size çok daha iyi bir parça ile geldim, bu videoyu sizlere sunmayı  uzun süredir bekliyordum ama doğru zamanı bekledim... Kendimi daha fazla geliştirip, daha dinlenebilir bir parça çalmak istedim. Tekrar bir Fairy Tail parçası ama ilk videomu paylaşırken söylediğim gibi Fairy Tail in yeri bende çok ayrı. Kendimi bilerek başladığım ilk Anime, hatta Fairy Tail sayesinde bu parçayı ( ve diğer bütün parçaları) çalmamda yardımcı olan Piyano öğretmenim bile Animeci oldu :D Çok uzatmışım >.< :) Sadede gelirsem amacım hem Animeyi hem de Anime Müziklerini daha geniş kitlelere duyurmak, sizlerden ricamsa bu amacım doğrultusunda bana yardımcı olmanız. Videomu paylaşarak bana destek olursanız cidden çok sevinirim ( ve şimdi her zaman ki sözüm :D ) 1 paylaşım bile benim için çok değerli  :) Özellikle TürkAnime yöneticileri bana destek olursa çok mutlu olurum :rolleyes:  . İlk videomda beklemediğim anda bir artış yaşanmıştı nedenini bulamamıştım ama daha sonra sizin sitede paylaştığınızı öğrendim bu yüzden geç de olsa çok teşekkür ederim :3 uzun bir metin oldu ama bana vaktinizi ayırdığınız için tekrar teşekkür eder ve iyi seyirler dilerim ^_^ Ayrıca yorumlarınız benim için çok önemli, lütfen yorum yapmadan geçmeyin :D

Berat seni tebrik ederim  :D Tamamen benim gıcık alanlarıma değinen bir konu  :D Neredeyse hepsi dikkatimi çeken işlerdir.. -_-
Ayrıca şunları da eklemeden geçemeyecem; gevşek vida delikleri,musluk başları ve birleştirici unsurların yalama yaparak ne kadar sıkarsan sık eski halinde kalması,
*Bir türlü kapanmayan dolap ve çekmece kapakları.(özellikle de şu kızaklı olanlar),
*Gideri ters köşeye yapılan balkon delikleri..(o su asla akıp gitmez aslaa),
*mekanizması veya mandalı çalışmayan çöp kutuları,
*Dolaba hiçbir zaman sığmayacak boyutlarda üretilen enteresan mutfak gereçleri,
*eğimi düzgün yapılmamış yer karoları,fayanslar..(Fırına koyduğun şeylerin bir tarafı hep yanar o eğrilikten dolayı),
*İki parçayı tutan vidası tek kullanımda kırılan veya çıkan büyük dişli saç tokaları, Çok beğenerek aldığın saç tokasının lastiğinin bir seferde gevşemesi (yol o saçları yol ) Teşekkür ederim.. :lol: bu kadar yeterli yoksa cidden ortalık dağılacak  :bled2-onion-head-emoticon:

Berat seni tebrik ederim  :D Tamamen benim gıcık alanlarıma değinen bir konu  :D Neredeyse hepsi dikkatimi çeken işlerdir.. -_-
Ayrıca şunları da eklemeden geçemeyecem; gevşek vida delikleri,musluk başları ve birleştirici unsurların yalama yaparak ne kadar sıkarsan sık eski halinde kalması,
*Bir türlü kapanmayan dolap ve çekmece kapakları.(özellikle de şu kızaklı olanlar),
*Gideri ters köşeye yapılan balkon delikleri..(o su asla akıp gitmez aslaa),
*mekanizması veya mandalı çalışmayan çöp kutuları,
*Dolaba hiçbir zaman sığmayacak boyutlarda üretilen enteresan mutfak gereçleri,
*eğimi düzgün yapılmamış yer karoları,fayanslar..(Fırına koyduğun şeylerin bir tarafı hep yanar o eğrilikten dolayı),
*İki parçayı tutan vidası tek kullanımda kırılan veya çıkan büyük dişli saç tokaları, Çok beğenerek aldığın saç tokasının lastiğinin bir seferde gevşemesi (yol o saçları yol ) Teşekkür ederim.. :lol: bu kadar yeterli yoksa cidden ortalık dağılacak  :bled2-onion-head-emoticon:

Şehir hayatında karşılaştığımız detaylar, bizlere kolaylık sağlamak için ve hayatımızı çekilebilir kılmak için tasarlanmıştır. Gel gelelim, işler her zaman beklendiği gibi gitmez ve illa ki bir takım yanlışlıklar gerçekleşir.

 
Bugün sizler için derlediğimiz görseller, gerek topluma açık mekanlarda, gerekse evlerimizde karşılaşabileceğimiz rahatsız edici ayrıntılardan bazılarını temsil ediyor. Keşke var olmasalardı, ama varlar ve hayatın kendisi kadar gerçekler. Sizleri haddinden fazla rahatsızlık veren detaylar galerimizle baş başa bırakıyoruz, iyi eğlenceler.
 

Klasik tuzlukların içine, paket tuz ve biber tıkıştıran zihniyete yazıklar olsun.

 
Yapışmaz tavaya yapışmayı başaran etiketin mucidini bulun bana. Vallahi canını yakmayacağım.

 
Renk ahengini bozan tontiş köpek yavrusu. Ben senin… Ah ne sevimli şeysin sen öyle be!

 
Yeni açılan rulonun yırtılarak sökülmesi. Yırtılan kısımlardan kurtulana kadar yarısı çöpe gider zaten.

 
Kesme şeker bitince toz şeker kullanan ve o kaşıkla çayını karıştırıp kavanoza geri bırakan eski ev arkadaşlarıma buradan selamlarımı yolluyorum. Kanser olursam, bilin ki sebebi sizlersiniz.

 
Kızarmış ekmekleri hınçla fırlatan tost makinesi. Ülkemizde neden yaygınlaşmadığını anlayabiliyorum. Üreticiyi Taksim’de sallandırmak zorunda kalabilirdik.

 
Yazı geldi işte! Yazı! Yazı! Neden hala durmak bilmiyorsun?

 
Umumi tuvaletlerin bitmeyen sancısı… Uzaya insan yolladık, suya dayanıklı kağıt havluyu hala üretemedik.

 
Elli kuruşluk kalem setine üç liralık ambalaj tasarlayan Çinli arkadaşa buradan selamlarımı sunuyorum. Senin yüzünden ülserim kabardı.

 
Ufacık bir USB bellek sipariş vermiştim. Neden koliye tıkıştırıyorsun ki?

 
Tablet ile video çekenler azalarak bitsin. Ocaklarına da ateşler düşsün.

 
Bunu dizen mozaikçinin geometri öğretmeni intihar etmiş.

 
Çikolatasının tamamını kese kağıdında bırakan Alman pastası. Neyse, zaten ben hiç çikolata sevmem ki. Hem de hiç…

 
Lebron James’e göre tasarlanmış evler. Oraya kim yetişecek? Tabii ki de Lebron James.

 
Kahvaltılık tereyağını buzdolabından çıkarmayı unutursun. Ama yine de ekmeğine sürmekten geri kalmazsın. O ekmekten hayır gelir mi ki?

 
Çemberin ya içindesindir ya da dışında. Ama eğer çemberin içinde yer alacaksan, bir zahmet tam ortasında bulun ve beni delirtme lütfen.

 
 

Düzgün hizada dizilmeyen bütün cisimler, onları yerleştiren usta ile birlikte yok olmalıdır. Evet, böyle olmalıdırlar…

 
Silgili kalem neden vardır? Sizi rahatsız etmek için. Bu kalemler icat edilmeseydi suç oranları bile düşerdi.

 
Uzun kolu sıyırmadan el yıkamak. Bilekteki o rahatsız edici his zihninize kazınsa da, her defasında kollarınızı katlamaya üşenirsiniz. Her defasında da haddinden fazla rahatsız olursunuz.

 
Gökkuşağının 7 rengi sizi gıcık etmek için birleşti. İsteseniz de renk koduna göre sıralayamazsınız.

 
Yapacağın tek iş vardı. Tek bir iş.

 
Kenarına basılmış, kablosu kırılmış adaptör kadar rahatsız edici bir cisim daha var mıdır? Çalıştığı için atmaya kıyamazsınız ve uyuz olduğunuzla kalırsınız.

 
Kıskaçları bir türlü birleşmeyen klasör. Bu kadar ucuz bir ofis yardımcısı, bu denli gıcık edici olmamalıydı.

 
Klozetin kapağı 3 derece sola yamulmuş. Balyoz neredeydi?

 
Bowling salonunda tabletiyle bowling oynayan bir çocuk. Arkana hiç bakma yavrum, kafana fırlattığım labutu da hiç görme. <3

 
Park alanı sizindir sanırsınız ama, yanılmışsınızdır. Mini otomobilleri icat edenler için ayrı bir cehennem varmış diyorlar.

 
Düzeltme bandı kutusunun etiketini yanlış yazmışsın. Asıl seni düzeltme bantıyla düzeltmek lazım.

 
Sanatçımız bu eserinde, bireyin topluluk içindeki yalnızlığına olan serzenişlerini yansıtmış. Bu vesileyle bizleri de sinir hastası etmiş oldu. Aferin.

 
Aynı kalıptan çıkan 2 ürün nasıl farklı boyda olur? Bu nasıl bir çılgınlıktır?

 
3 lavabosu olan tuvalete 5 adet kağıt havlu dispanseri koymanı eleştirmiyorum. Tek şikayetim her birini farklı hizalara sabitlemiş olman.

 
Hedefini 1cm ile şaşıran kiriş ve kolonlar. Senin yapı denetimden geçmene kim izin verdi adamım?

 
KitKat’ı alıp böyle ortasından ısıran hayvanlar. Evet, sözümü geri almıyorum, hayvansınız!

 
Buzdolabından çıkarmayı unuttuğun tereyağını, ortası unutulmuş ekmeğe sürüp kahvaltı yapmak… Merhaba, birlikte intihar edelim mi?

 
Açma arasına sandviç yapmış sevdiceğim. Ya da eski sevdiceğim de diyebiliriz kendisine.

 
Ustanın kafası karışıktır, 5 anahtarı doğru dizer ama bir tanesini ters yerleştirir. Işıkların hepsi kapalıyken ortaya çıkan manzara, saç baş yoldurur.

 
Buradan lavabo üreticilerine sesleniyorum. Amacınız ne? Neden elimizi düzgün biçimde yıkamamıza izin vermiyorsunuz?

 
Bazı hataların geri dönüşü yoktur. Tıpkı yanlış tutulan delgeçin açtığı delikler gibi.

 
Kendini otoparkın hakimi ilan eden zihniyet.

 
Yeni evinizde makas yoktur ve gider bir tane alırsınız. Fakat kendisini kullanabilmek için, ambalajını MAKASLA açmanız gerekmektedir. Makasception.

 
Yemek bıçağının sapı tabağa daldığında yaşanan rahatsızlık hissi gibisi yoktur.

 
E-posta kutularında bütün mailleri “okundu” olarak işaretleme seçeneği varken neden kullanmazlar ki? Neden? Neden?

 
'' Alıntıdır ''

Berat seni tebrik ederim  :D Tamamen benim gıcık alanlarıma değinen bir konu  :D Neredeyse hepsi dikkatimi çeken işlerdir.. -_-
Ayrıca şunları da eklemeden geçemeyecem; gevşek vida delikleri,musluk başları ve birleştirici unsurların yalama yaparak ne kadar sıkarsan sık eski halinde kalması,
*Bir türlü kapanmayan dolap ve çekmece kapakları.(özellikle de şu kızaklı olanlar),
*Gideri ters köşeye yapılan balkon delikleri..(o su asla akıp gitmez aslaa),
*mekanizması veya mandalı çalışmayan çöp kutuları,
*Dolaba hiçbir zaman sığmayacak boyutlarda üretilen enteresan mutfak gereçleri,
*eğimi düzgün yapılmamış yer karoları,fayanslar..(Fırına koyduğun şeylerin bir tarafı hep yanar o eğrilikten dolayı),
*İki parçayı tutan vidası tek kullanımda kırılan veya çıkan büyük dişli saç tokaları, Çok beğenerek aldığın saç tokasının lastiğinin bir seferde gevşemesi (yol o saçları yol ) Teşekkür ederim.. :lol: bu kadar yeterli yoksa cidden ortalık dağılacak  :bled2-onion-head-emoticon:

Ellerine sağlık beratım güzel konu olmuş,bu arada çayını karıştırdığı kaşığı şekerliğe geri koyan eski ev arkadaşlarına selamlarımı ilet  :hate-onion-head-emoticon:

İtiraf ediyorum;
1.Korece yada Japonca bilmediğim halde, inatla o dildeki beğendiğim şarkıları açıp eşlik etmeye çalışırım.  :depressed1-onion-head-emoticon: /> 
2.Bir yerde ne zaman kedi görsem peşine sünüp onu sevene kadar takip ediyorum.(Tabi çoğu zaman yakalayamıyor ve aptal bir edayla arkasından el sallıyorum) :hehe-onion-head-emoticon: /> 
3.Dışarı çıkacağım da çantama şeker doldurup yolda sokakta karşıma gelen çocuklara dağıtıyorum.(Bir keresinde kavga eden çocukları böyle barıştırmışdım.  :big-eye-onion-head-emoticon: /> ) Ve ayrıca otobüsteyken dışarıda oynayan yada yürüyen çocukla göz gözgöze geldiğimde ona el sallıyorum.. ^_^ /> 
4.Her türlü ''böcek'' cinsinden korkarımm.(Çığlıkk çığlığa) <_< 
5.Falım damla sakızlı favorimdir. :lol: />
6.Çok fazla istememe rağmen lunaparkta çarpışan araba ve dönme dolap dışındaki eğlencelerden mahrum kalmışımdır.(çevremdeki herkes ya korkak yada benim binmeme izin vermiyor. :angry: /> Bu yüzden ne zaman ağzımı açsam bu konu hakkında sitem ediyorum..Bir gün beni takacaklar  :mellow: /> )
Neyse biraz daha yazarsam roman olacak  :D /> Benden şimdilik bu kadar. -_- /> İtiraf edebildiğim için mutluyum!  :lol:  :lol:

İtiraf ediyorum; Bir an için itiraf köşesinde olduğumu unutmuştum.Sevgili moderatörümüz  uyarmasa bu muhabbet uzayıp giderdi  :bled2-onion-head-emoticon:

İtiraf ediyorum; Bir an için itiraf köşesinde olduğumu unutmuştum.Sevgili moderatörümüz  uyarmasa bu muhabbet uzayıp giderdi  :bled2-onion-head-emoticon:

İtiraf ediyorum; Bir an için itiraf köşesinde olduğumu unutmuştum.Sevgili moderatörümüz  uyarmasa bu muhabbet uzayıp giderdi  :bled2-onion-head-emoticon:

Sadistiz.biz muhahhaahhahhah  :cheer2-onion-head-emoticon:

Kesinlikle örümcekler dahil her türlü böcekten korkarım.Dün evde süleymancık vardı  :crying1-onion-head-emoticon: />
 
Aynen ha :D İtiraf ediyorum; Bende sende ki bu çeneyi hiçbir zaman anlayamıcam  :ahaaah-onion-head-emoticon: 

Kesinlikle örümcekler dahil her türlü böcekten korkarım.Dün evde süleymancık vardı  :crying1-onion-head-emoticon: />
 
Aynen ha :D İtiraf ediyorum; Bende sende ki bu çeneyi hiçbir zaman anlayamıcam  :ahaaah-onion-head-emoticon: 

İnternette birilerine yazı yazarken bile utanıyorum. Asosyallik tavan. Fakat sosyal olmaya çalışıyorum. (Örnek A: burası)

Yo minna ^^
Gölge desu.
 
Öncelikle yeni temayı beğendiniz mi? Uzun zamandır değiştirmek istiyordum ama fırsatım olmuyordu. Bugün boşken uğraşayım dedim.
Evet…
 
Adı da değişti ama amacı değişmedi. Benim için burası “Zümrüd-ü Anka’nın Evi” olarak yolculuğuna başlamış ve ardından çeviri defterim hâline gelmiş olan bir yer. Defterim benim evimdir…
 
 Bu mantıktan yola çıkarak bu hâle getirdim. Hadi biraz da buranın başlangıcı nasıldı ona bakalım?
(Biraz uzun ve sitenin altı yıllık geçmişine değinip, Gölge'nin yani benim hakkımda olan bir kısım olduğu için spoiler olarak ekliyorum, okumayı sizlerin isteğine bırakıyorum ;) )
 
 Biraz da mahlaslarım hakkında konuşalım çünkü bu konuda tam bir kafa karıştırma makinesi olduğumu biliyorum:
Başta mahlasım “ancaks” idi, bu benim yazdığım ilk karakterin adıdır. (Soranlar için diyorum: yazdığınız gibi okuyun, hiçbir anlamı da yok xD)
Sonra “Anka” olarak değiştirdim. Himitsu FanSub’ı açtıktan sonraydı.
Şimdi de Gölge’yi kullanıyorum. Neden bu kadar çok değiştirdiğimi bilmiyorum. Her daim, bazı konularda ani karar değiştiren bir insan olacağım sanırım. Muhtemelen bu yüzden sabit kalamıyorum..
 
 Peki burada neler var?
Burada anime OST’leri var. Ben eskilerde kalıp, hâlâ böyle blog tarzı çeviriler yapmayı tercih edeceğim. Videolar çok uğraştırıcı oluyorlar ve YouTube telifleri çekilmez..
Eskiden Novel Çevirileri vardı, artık novel çevirilerimi okumak için sizi buraya alayım: Novel Aozora
Anime-manga çevirilerim için de buraya: Himitsu FanSub
(Sadece çok keyfi olarak anime çevirmek istersem burada çeviririm o da Hakuouki Movie‘lerinde olmuştu)
Bunun dışında beni Mabushi Majo‘da da görebilirsiniz  Orada editörüm.
Ayrıca buraya yakın zamanda blog yazıları da eklemeyi düşünüyorum. Ayrıca yaptığım mini çeviriler, notlar gibi şeyleri de buraya ekleyebilirim. Yedinci yılımıza giriş yaparken bunlar da yapmak istediğim şeyler arasında ama dediğim gibi buranın en temel amacı OST çevirmek 
Çevirilerim hakkında yapıcı eleştirilerinizi beklerim ^^
https://animeciejderha.wordpress.com/
 

Hoşgeldin :D Aman yazına çok güldüm ya, pek eğlenceli bir tipin var.Sevdim seni :D Kardeşimle aynı yaştasın oda lise derdindeydi yakın zamana kadar *-* Ve Fen lisesi demek tebrik ederim :) Bu arada ben de yörük soyundan gelmeyim yani annem tarafı  :ahaaah-onion-head-emoticon: Sormak istediğin birşey olursa çekinme lütfen.Anime önerisi olmuş zaten izledikten sonra uğrayabilirsin  ^_^ Ve bende Gsliyim  :cheer3-onion-head-emoticon: 

Sebebim olur şarkısını bilir misiniz :P Erkekleri böyle görmek intihar sebebim olur, aynı şey kızlar içinde geçerli (yuri)  :lol: bana itici geliyor...yaoi'de, yuri'de  <_<​ bu arada daha hiç yaoi ve yuri izlemedim, pek izlemeyide düşünmüyorum, ama adminlik gereği bir fikir edinmek için izlemem gerekir diye de düşünüyorum, her iki türünde en iyileriden bir tane izlesem olabilir  -_- içimden hiç öyle bir istek gelmiyor ama :wacko: anti yaoi ve anti yuri :wub:

pazar araştırması yapıyosun sanırım :D bence günümüz ortadoğusunda bi sniper ekibi olsa dağ bayır gezip terörist avlasalar fena olmaz. ihtiyaçları olduğunda belirli noktalardan yiyeceklerini alırlar falan.

Gintama nın içinde olsaydım: Tam olarak ne olurdu bilemem ama gruba ayak uyduramayabilirdim :D Emin olduğum tek şey Otae ile saç başa girişirdik  Haaa sırf ben sahneye çıkınca bu ost çalsın diye Hasegawa san ile takılabilirdim :D Ama herhalde Otose nin barında çalışan bir garson olurdum... Orası çok huzurlu...
 
Bleach in içinde olsaydım: Yapacağım ilk iş Inoue ye şan dersleri vermek olurdu.. Belki şu kulağımı tırmalayan sesi düzelirdi  Gerçi Bleach te fazla bölümde yer almazdım :D Kenpachi yi takip ederken yanlışlıkla öldürülürdüm :D
 
Naruto nun içinde olsaydım: Naruto yu evlatlık alırdım ramen yemeye giderdik falan :D Kakashi Sensei ye evlenme teklifi ederdim :D Kage bunshin no jutsu yu kesinlikle öğrenmeye çalışırdım :D ben uyurken kopyam işe giderdi :D
 
Fairy Tail in içinde olsaydım: Karakterim Fairy Tail loncası üyelerine çok benziyor aslında :D Bir grubum olacağını sanmıyorum ama herkese yardım etmek iyi olurdu :) Gerçi bir büyüde ustalaşmam lazım ama  :ph34r: Fairy Tail in aşçısı olmak isterdim ama :D Böyle büyüm de yemeklerle ilgili bir şey olurdu :D
 
Shingeki no Kyojin in içinde olsaydım: İnsan değil de dev olmak isterdim.. Kafamı bozanları böcek gibi ezmek 
 
 
Buraya aklıma geldikçe yazarım... Hangi anime içinde olmak isterdiniz? diye bir konu var ancak tam olarak benim açtığım konuyu karşılamadı  :mellow:

Anime hakkında araştırma yaparken böyle bir şeye denk geldim. 280. sayı doğrultusunda oylamaya sunulmuş ve böyle bir sonuç elde edilmiş. 
Siz bu tablo hakkında neler düşünüyorsunuz ?
 
1: Offense/Saldırı: Büyü gücü, fiziksel güç, dövüş deneyimi, dövüş yeteneği(yakın dövüş,kılıç ustalığı gibi...), tek vuruşta verebildiği maximum hasar, saldırı menzili ve yönlülüğü,büyü çeşitliliği baz alınmıştır.
 
2: Defense/Savunma: Savunmaya yönelik teknik ve yetenekler, büyüleri etkisiz hale getirici ve bastırıcı yetenekler, saldırılara karşı hasar almasını engelleyecek kalkan sağlama kabiliyeti baz alınmıştır.

3: Speed/Hız: Tam hareket hızı, refleksler ve tepkiler, çeviklik baz alınmıştır.

4: Intelligence/Zeka: Durumu idrak etme, kritik düşünme, bilgi kapasitesi, strateji ve taktik bilinci, mantıklı sonuç çıkarabilme yetenekleri, uyumluluk, analitik kabiliyeti ve düşmanın zaafını çözebilme yeteneği baz alınmıştır.

5: Durability/Dayanıklılık: Saldırılara karşı koyma gücü, yorulma ve gerilme derecesi, genel dayanıklılık, tek seferde verilen maximum hasara dayabilme gücü, fiziksel kondisyon ve yaş baz alınmıştır.

6) Stamina/Güç,Canlılık: Büyü kapasitesi, birçok büyü yapmaya yetecek büyü gücü, dayabildiği dövüş süresi uzunluğu, yaş, sağlık ve büyü emme gücü baz alınmıştır.

7) Diğer Çeşitler: Eğlenceli olmak, yaratıcılık, arkadaş sevgisi ve bağlılıktan gelen güç gibi şeyler baz alınmıştır.
 







 
alıntıdır.

Lucy Lokenin anahtarına sahip olmasına rağmen Loke nın Lucy den güçlü olması...  :bird-onion-head-emoticon:  

Açlık Oyunlarını ilk okuduğum zamanlarda büyük fangirl edalarıyla shiplediğim Peeta ve Katniss'in soyadlarının birleşmesiyle oluşturduğum bir nick. Hala seriyi sevsemde ilk zamanlardaki o heyecanım yok tabii ama hoş göründüğü için değiştirmedim. Bkz:
 
Katniss Everdeen & Peeta Mellark
(Aslında Evellark gibi bir şey olması lazım ama ben özgünlüğümüde katmışım sanırım Evallark olmuş O.o)

Değerli yorumlarınız için herkese teşekkürler. Beğenmenize sevindim :) . Bilmeyenler için konunun altındaki linkten önceki Anime Komedi çalışmalarına ulaşabilirsiniz.
 
Mangaka uyarlamaları sadece dikkat çeken bazı şeylerden çizdiğim çalışmalar tabiki %100 doğru olma ihtimalleri yok, Muhakkak Kishimoto Sensei'nin kafasında Madara'nın ölümü ve Naruto'nun sonu hakkında fikirler vardır, Kubo Sensei'nin mangaya Bleach ismini koymasının bir açıklaması vardır ve Oda Sensei nin isterse kaşık kaşık meyvesi yapabileceğini ve bunu da garip göstermeden bizlere okutacağının şüphesi yok, bunlar sadece komiklik öğesini ön planda tutan canlandırmalar, derinlemesine bakarsanız işin eğlencesini kaçırırsınız :) eğlenmenize bakın.
 
Eren & Ezgi gelecek sayıda ki 3.bölüm son çalışmaları olacak bir nevi final diyebiliriz :)
 
Çizim olarak tabiki çizime dikkat ediyorum ama aşırı değil, eğer her sayfa için ayrı ayrı çizim kalitesini yükseltirsem çok emek ister ve çok vakit alır. Yani bundan daha iyi çizemediğimden değil tembelliğimden çizim kalitesi böyle ama yinede yeterli olduğunu düşünüyorum.
 
@Lordrakengard şöyle açıklayayım, eğer saç bir kaşın üzerini kapatıyor diğerini kapatmıyorsa suratın simetrik görünüşü bozulmasın diye kaş saçın altındaymış gibi çizilir, eğer kaşlar çizilmezse alın ile gözler arasındaki mesafe artacağından yine orantılı bir yüz ifadesi tutturulamaz. Manga çizerler kaşların çizilmesinin önemli olduğunu düşünmüşler ve böyle bir yol geliltirmişler ama bu söylediğim tüm çizimler için geçerli değil bazı gerçekçi çizim tarzıyla çizilen mangalarda kaşlar saçın altında kalıyorsa çizilmez.
 
Manga çizim konusunda 2 yılı aşkın bir tecrübem var, yani yaklaşık iki yıldır manganın en kolay evresinden en zor evresine kadar çoğu konuda bilgi ve tecrübe edindim. her zaman aceleye getirmemek için ağırdan aldım ve AnimeKomedi de belki manga çizim işime bir ön ayak oldu, Bir komedi mangası hikayesi taslakları hazır, bazı hususi işlerimi hallettikten sonra o çalışmaya başlayıp Türk Anime TV de sunmayı düşünüyorum. Tabi mükemmel bir çizer olduğumu asla söyleyemem benim için çizimin çok önemli olduğunu kabul etsem de kurgu önce gelir. Çalışmalarımda da kurgu çizime göre ön plandadır.
Manga konusunda aklıma gelen çok güzel bir proje var, gelecek sayıda bunu sizlerle paylaşacağım. Tekrardan yorumlarınız için teşekkürler. Takipte kalın :good-job-onion-head-emoticon:

Ezgi yakıyo yine  :lol: Mangakalar-sa oldukça komik olmuş.( -Kubo sensei neden Bleach?? :huh: Masashi biz buna kendi kazdığı kuyuya kendi düşmek diyoruz  -_- Çık çıkabilirsen  :D   Mashima'ya (canım ya) sözüm yok hep böyledir, alıştık  :D One Piece çok güldüm ama Oda Sensei-ye bu tarz bir gönderme bekliyordum açıkcası. Hak ediyor  :P ) Sao2'deki durum benimde canımı sıkıyor neden uzun saç nedeeen  -_- Ve yine Fighting Ezgi  :cheer3-onion-head-emoticon:  :hate-onion-head-emoticon: 
Emeğine sağlık geç olsunda güç olmasın :)