Jump to content

Nayru

Üyeler
  • İçerik sayısı

    569
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    2

İtibar Etkinliği

  1. Teşekkür
    Nayru got a reaction from SantaraizenZ in The Legend of Zelda   
    THE LEGEND of ZELDA
     
    UNUTULACAK BİLGİLER
     
    Shigeru Miyamato ve TakashiTezuka adındaki, Nintendo firmasında çalışan 2 güzide Japon yazılım programcısı tarafından 1986 yılının soğuk bir kış gecesinde üretilmeye başlamış bir oyun serisidir. Aynı zamanda Legend of Zelda serisinin ilk oyunu olan bu oyun Japonya'da FAMICOM sisteminin tanıtım ürünlerinden biri olarak piyasaya verilmiştir. Yaklaşık 1 yıl sonra Kuzey Amerika ve Avrupadaki NES konsolu için kartuş formatında piyasaya sürülen oyun, üzerinde oyunun kaydedilebileceği bir pil bulunduran ilk oyun olmuştur. FAMICOM için kartuş versiyonu 1994 yılında yayınlanmış ve daha sonra NintendoGamecube, GameboyAdvance ve Virtual Console firmaları için de piyasaya sürülmüştür.
     
    Aradan geçen 25 yılda Legend of Zelda Nintendo sancağı altında yayınlanan 16 resmi oyunla boy göstermiştir.Bunun yanı sıra Final Fantasy ile beraber 8 farklı oyun konsolunda yayınlanan tek oyun olma özelliğindedir.
     

     
     
    NASIL BİR OYUN, İÇİLİR Mİ?
     
    The Legend of Zelda aksiyon, macera, bulmaca ve RPG oyunlarının öğelerini içermektedir. 16 oyunun hepsini olmasa en bilindiklerini söyleyeyim:
     
    TheLegend of Zelda(1986) [ilk oyun]
     



    TheLegend of Zelda/ Ocarina of Time (1998)
     



    TheLegend of Zelda/ Majora’s Mask(2000)
     



    TheLegend of Zelda/ WindWaker(2003)
     



    TheLegend of Zelda/ FourSword Adventures(2004) [adından da anlayacağınız gibi 4 kişiyle oynanıyor]
     



    TheLegend of Zelda/ TwilightPrincess(2006)
     



    TheLegend of Zelda/ SkywardSword(2011)
     



     

     
    Hikayesiè Genel olarak Hyrule adındaki kurgusal ülkede geçen oyun, Link adındaki kahramanımızın (hero of time olarak geçer) zor durumdaki Princess Zelda için Triforce denen kutsal nesnenin parçalarını toplamasını konu alır. Ama bildiğiniz gibi bir seri olduğu için oyundan oyuna farklı senaryolar mevcuttur.
    Şöyle ki:
    Ocarina of Time’da bir müzik aleti olan Ocarina ile müzik öğrenip madalyon topluyoruz
    Majora’s Mask’da tamamen maskeler üzerine  gizemli bir kurgusu olan bir hikaye mevcut
    Wind Waker’da sürekli kapris yapan bir kayıkla açık sulara yelken açıyoruz
    Twilight Princess’de ise alacakaranlığın derinliklerinde kurt olmanın keyfini yaşıyoruz…
     
    NOT: Biraz ucundan spoiler oldu ama ilginizi celbetmesi açısından başvurdum.
     
    Gameplay è Link karakteri overworld adlı geniş bir dünyada tepeden görünümle kontrol edilmektedir. Gamepad(oyun konsolu) üzerinde kullanmak üzere 3 adet item boşluğu bulunur. Ayrıca kılıç kullanma ve karşımızdaki düşmana odaklanmamızı sağlayan Navi için de özelleştirilmiş tuş vardır. Oyun menüsünde genel olarak sahip olduğumuz eşyalar, çalabildiğimiz müzikler ,bulunduğumuz dünyanın haritası, kazandığımız para(rupee deniliyor), kıyafet seçimi için bir bölüm ve kayıt etmemizi sağlayan save butonu mevcuttur.
    Oyun başında küçük bir kalkan yahut tahta bir kılıç kullanırız. İlerlemeye bağlı olarak slingshot(ben buna kuş lastiği diyorum) , yay, çekiç, olta, demir bot, bomba, bumerang gibi ilginç, oyundan oyuna değişen itemler elde ediyoruz. Tabii kılıçlarımız da gelişiyor ve daha fiyakalı kıyafetler giyiyoruz.
     

     
     
    Yine başlangıçta 3 tane can barımız var. Piece of Heart  denen nesneleri topladıkça 20 can barına kadar yolumuz var. Ama tarihte hiç yardım almadan tüm piece of heartları toplamış bir yiğit var mıdır orası meçhul... :D
    Eee kahramanımız olur da atı olmaz mı?? Zelda serisinde hiç değişmeyen bir öge var o da atımız EPONA hiçbir oyunda bizi yalnız bırakmıyor ve kudurmuş gibi havuç yiyor.

     
    Zelda serisinde zaman da akış halinde, böylece oyun içindeyken gece ve gündüz ardalanmalı olarak değişiyor.Bu faktör de tüm zelda oyunları için geçerlidir. Hatta bazı gizemli müziklerle gece-gündüz faktörleriyle oynayabiliyorsunuz.
    Tüm oyun süresi boyunca ömrümüz temple ve dungeon denen mekanlarda Triforce parçası toplamakla çürüyor. Bu mekanlarda genellikle 1 adet harita ve bir pusula bize rehberlik ediyor. Çıkış kapısındaki zebani gibi duran bossları da unutmayalım.
    Bir de sürekli kafamızın üstünde duran başımızın tatlı belası bir fairy (peri) var. Adı NAVI olan bu nur topu  bizim yolculuktaki tek dostumuzdur ve kendisi çok bilmişin tekidir. Sürekli LISTEN veya WATCH OUT nidalarıyla tüm semayı inletmiş yegane varlıktır.




     
    Müziklerè Bu kısma ciddi bir şekilde dalsam resmen roman olur. Bu yüzden müzikleri anlatılmaz yaşanır diyorum varın siz düşünün gerisini. Oyunu oynamayacak olsanız bile müziklerine çökmenizi tavsiye ederim.
    Fikir oluşması açısından oyun içinden birkaç müzik:



     
    TAŞLAMA
    Çok ağır bir fanı olarak bu cümleleri yazmak benim için zor olacak ama bunları da bilmeniz lazım:
    -Oyun genel olarak herkese hitap etmiyor bunun bilincinde olalım
    -Dışardan bakıldığında fazla çocuksuymuş gibi duruyor (ki bence öyle değil)
    -Oyun içinde ilerlemeyi çözmek bayağı zor
    -Sabır gerektiren bir oyun eğer şans verirseniz size tüm kapılarını açar
    -Tapınak ve zindanlardaki bazı bulmacalar saç baş yolduran cinsten
    -Bazen ne yapmanız gerektiğini kestiremiyorsunuz ( o vakit youtube’dan gameplaylere çöküyorsunuz)
     
    KANAAT NOTU
    Anlayacağınız üzere bu oyuna gönül vermiş biriyim.Şuan bulunan 16 oyunun 10 tanesini bitirmek ne kelime adeta emdim.Şuraya kadar olan bölümü okuyup içinizde hiçbir kıpırdanma olmayabilir size çok şey kaçırıyorsunuz gibi bir söz söylemeyeceğim. Seriye olan hürmetimden bu konuyu açtım.
     
    Tek dileğim bu seri ile edindiğim hazı,lezzeti her oyunun bitişinde yüzümde beliren o tatlı gülümseyişi 1 kişinin bile olsa tecrübe etmesidir.
     

     
     
    Arkadaşlar bu benim forumdaki ilk oyun incelemem genel olarak bu başlıklar altında oyun tanıtımı yapmayı düşünüyorum. Elimden geldiğince özgün bir bakış açısıyla yaklaşıyorum 
     
    İnceleme hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum ve tabiiki eleştiriye açığım
  2. Beğen
    Nayru got a reaction from Ms445 in En çok hangi anime eşyasını istersiniz   
    Uraharanın şapka ve bastonu
  3. Beğen
    Nayru reacted to Barış D. Baryshx in Anime Opening / Ending Listeleme ve Dinleme Sitesi   
    Myanimelist'e listeniz varsa izlediğiniz serilerin OP/ED'lerini listeliyor.
    Site = http://themes.moe
    Alıntıdır =  https://forum.paticik.com/read.php?10,3372612,8396481,page=8#msg-8396481
  4. Beğen
    Nayru reacted to Mileydi in Bağımsız Filmler Festivali (!f İstanbul)   
    !f İstanbul nedir?
    !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 15 yıldır 80.000 kişilik izleyici kitlesiyle kültür sanat hayatına yeni bir soluk getiren, dünyanın her yanından farklı bakışları sinemaseverlerle buluşturan ve düzenlediği partiler, atölyeler ve çeşitli etkinliklerle programını zenginleştiren bir oluşum.
    Her yıl İstanbul'da, Ankara'da ve İzmir'de Cinemaximum Sinemalarında Şubat ve Mart aylarında izleyicisiyle buluşan festival, filmleri farklı ve güncel temalar altında toplayarak izleyicisine ulaştırıyor. Bir festival tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilen 'alternatif dağıtım ve paylaşım' projesi !f ² ile, Türkiye ve komşu ülkelerde 30'dan fazla kente festival ruhu taşıyor.
     
    Konuyu açma sebebime gelince biraz geç kaldım ama benimde tesadüfen haberim oldu, gazete de beklediğim anime filminin resmini görünce inamıyorummmmm nidaları ile okuyan kişinin eline yapışıp (onu da şoka uğratıp) makaleye göz gezdirmem sonucunda haberdar oldum, İstanbul etkinliğini kaçırdık sayılır ama Ankara ve İzmir illeri için oldukça geniş bir zaman var gitmek isteyen forumdaşlar internet sitelerinden detaylara ulaşabilir.
    http://www.ifistanbul.com/index.asp
     
    Benim ilgimi çeken film ise uzun zamandır beklediğim Bakemono no Ko (Çocuk ve Canavar) adlı anime film,
     

    Sitedeki tanıtımdan alıntı;
     
    “Hangi baba çocuğu tarafından taklit edilmekten hoşlanmaz ki?” (Filmden)
    ÖZET
    Vurdulu kırdılı, ama bir o kadar da dokunaklı bir usta-çırak hikâyesi.
    Geçtiğimiz sene Ghibli’nin kapanmasıyla kırılan kalplerimiz, başarılı yeni nesil anime yönetmenlerinden Mamoru Hosada’nın bol vurdulu kırdılı ama bir o kadar da dokunaklı usta-çırak hikâyesiyle yeniden canlanıyor. Annesinin ve babasının yokluğuyla baş etmeye çalışan dokuz yaşındaki Ren, umutsuzluk ve öfkeyle kendini sokaklara atmış koştururken, bir anda paralel bir evrende bulur kendini. Canavarların yaşadığı bu evrende son derece kaba, duygusuz ve bencil bir dövüşçü olan Kumametsu, Ren’i çırağı yapmaya karar verir. Kavga, gürültü ve zorlu bir eğitimle geçen uzun yıllara rağmen, arkasında bıraktığı dünyayı aklından çıkaramayan Ren, geri dönüp kaldığı yerden devam mı edecektir, yoksa bu evrende kalıp usta bir dövüşçü mü olacaktır? Mitolojik ve doğaüstü öğelerle görkemli dövüş sahnelerini harmanlayan Çocuk ve Canavar, sıcacık bir kendini bulma hikâyesiyle içimizi ısıtıyor.
    FESTİVALLER
    2015 TORONTO, SAN SEBASTIAN
    YÖNETMEN HAKKINDA
    Japon yönetmen ve animatör Mamoru Hosoda, 2000’lerin fenomenlerinden Digimon serisinin ilk iki filmini yönetti. Zamandan Atlayan Kız (2006, !f 2007), Yaz Savaşları (2009, !f 2010) ve Kurt Çocuklar (2012, !f 2013) Hosoda’nın büyük festival başarısı yakalayan diğer filmleri.
     
    Kaynak; !f İstanbul
  5. Beğen
    Nayru got a reaction from jans09 in ( 13 / 13 ) Kowabon   
    iste sonunda beklediğim proje wl eklentisini epey önce yapmıştım bakalım bizleri ne bekliyor
    korku pek tercih ettiğim bir kulvar olmasa da bir hayli ilgimi çekti
    çevirmenimize simdiden kolay gelsin diyorum
  6. Beğen
    Nayru reacted to Tugrul. in Attack on titan Manipulation Çalışmam   
    İLK HALİ
     

  7. Beğen
    Nayru got a reaction from Vologirl in Konusu En Çok Beğendiğiniz Oyun   
    The Last of Us ve Persona 4'ün de konularını çok beğenmiştim unutmadan söyleyim (Golden olan)
     
     
  8. Beğen
    Nayru got a reaction from Vologirl in Konusu En Çok Beğendiğiniz Oyun   
    Ao Oni çok evvelden bitrmiştim hetalia ver. olduğunu ilk defa senden öğrendim acaba senaryo aynı da karakterleri mi yer değiştirdiler ki...  :huh:
  9. Beğen
    Nayru reacted to Amygirl in Kuragehime [Anime Tanıtımı]   
    Selaaaağğğğğğmmmm!
    Sizlere bu sefer birileri hard diskime sıkıştırmasa asla dikkat edip de izlemeyeceğim bir seri tanıtacağım. Klasik hatırlatmalarımıza geçelim:
    - Tanıtım spoiler içerebilir!
    - Tanıtım animeye göredir. Mangaya göre kusur olursa affola :)
     

     
    Ad: Kuragehime / Princess Jellyfish / Ahtapot Prensesi
    Yıl: 2010
    Bölüm Sayısı: 11
    Tür: Komedi/ Josei
    MAL Puanı: 8.27
     
     
     
    Şimdi 1920'lerin Japonyası'ndan kalan bir adet ev düşünün: Amamizu-kan... ve bu evde yaşayan birbirlerini internetten bulmuş ilginç şeylere sapıkça bağlanmış 5 otaku bayan düşünün! Otaku diyoruz birbirlerini başka nerden bulacaklar :D Makyajı geçtiniz bakımla ilgili her şeyden bihaber diğer kadınları tekdüzelikle yargılayan onlara tiki diyen yaşları 20 - 35 arası kız kuruları :D  Hemen tanıştırıyorum:
     
    Baş karakterimiz Kurashita Tsukimi
     


     
    Kendisi bir ahtapot otakusudur. Evet yanlış duymadınız :D Anime boyunca hemen her bölümde göreceğiniz annesi ile ilgili bir flashback nedeni ile ahtapotları sapık derecesinde çok sevmekte olan baş karakterimiz oldukça utangaç ancak her baş karakter gibi saf ve iyi yüreklidir.
     
     
     
     
    Ev sahibesinin kızı Chieko
     



     
    30 küsür yaşlarında olan evde kalmış kız kurusu yan karakterimiz bir Japon bebeği otakusudur.. Daha doğrusu en sevdiği şey mini kimonolar yapıp Japon bebeklerine giydirmek diyebiliriz. Chieko ile ilgili bir şey söyleyeceğim ama genel görüşlerimde yani az sonra :D
     
     
     
    Üç Krallık Otakusu Mayaya
     



     
    Shoujo hastası iseniz bu karakterin sesini ilk duyduğunuza aklınıza Koizumi Risa gelecek... Karakteri aynı seiyyu seslendiriyor :) Mayaya geçmiş çağlarda var olan (hayali de olabilir araştırmadım) üç büyük krallıkla acayip değişik ilgileniyor.. Karşılaştığı her olayı üç krallıkla ve generallerle bağdaştırması ayrı bir komedi.. Kız kafayı generallerle bozmuş yani :D Bana göre aralarındaki en ilginç otaku bu kız :)
     
     
     
     
    Saçlarını kendisinden daha çok ön planda olan Banba
     



     
    Bu küçük ve asosyalliğin dibine vurmuş karakterimiz bir Tren otakusu... Japonyadaki her trenin özelliğini, güzergahını ve geçiş saatlerini sorsanız bilebilir.. Küçük çocuklar gibi oyuncak trenleri mevcut :D Seride daha çok bonus saçları ile ön plana çıkmakta :D
     
     
     
     
    Ve ayrı bir sapık: Jiji
     



     
    Evet ismini aldığı gibi aynen... Kendisi jiji otakusu :D +65 yaş üstü sempatizanı karakterimiz aslında silik bir karakter ancak gittiği yerde gördüğü yaşlılara duyduğu sempati bizi güldürüyor :D
     
     
     
     
    Evde yaşayan bir de altıncı karakterimiz var ancak onu hiç göremiyoruz :D Kendisi bir mangaka.. Çizimlerinden anladığımız kadarı ile yaoi çizeri :) Asosyallerin atası Mejiro Juon :D
     
     
    Bu 5 otaku kızımız sessiz sakin bir hayat sürer... İnternetten kendilerine apartta kalacak ev arkadaşları arar (başvuranların arasında gayler bile mevcuttur : : : : : :D Tabi kendi aralarında kuralları da mevcuttur: Aparta erkek giremez. Tiki insanlar giremez! Tabi bu kural diğer ana karakterimiz Koubuchi Kuranosuke ile tanışana kadar sürüyor.
     



     
    Şöyle ki: Tsukimi bir gece bir petshop önünde ahtapot severken.. Aynı akvaryuma konan fakat aynı ortamda yaşayamayacak olan iki ahtapot fark eder. Hayatı tehlikede olan ahtapotumuz Kurara (Tsukimi tarafından çoktan isim verilmiştir : : :D için mağaza görevlisi ile cesaret edip konuşmaya çalışır ancak abartı asosyalliğinden ötürü yanlış anlaşılır ve görevli tarafından hor görülür. Bu sırada uzun boylu pürüzsüz tenli güzeller güzeli tikilerin kraliçesi bir bayan tarafından yanlış anlaşılmadan kurtarılır. (Bu kişi Kuranosuke isimli baş karakterimizdir.) O günden sonra Kurara ve bizim genç güzel fıstık gibi karakterimiz Amamizu-kan kadrosuna dahil olur :)
     
    Kuranosuke dönemin Japonya Hükümetinden muhafazakar bir bakanın çocuğudur. Her bölümde değişik saç renkleri ve giydiği değişik kıyafetlerle karşımıza çıkıyor :) Ayrıca bir çok bölümde Tsukimiye makyaj yapıp güzel elbiseler giydirerek adeta before after sahnelerine sebep olacağı için kendisini çok seviyoruz :) Seride Kuranosuke hakkında daha çok şey öğreneceksiniz. Spoiler vemek istemediğim için ayrıntıya girmiyorum :)
     


     
     
     
    Seride eğlenceli bir çok yan karakter mevcut... Kısaca bahsedelim:
     
     
    Koibuchi Shuu: Kuranosukenin ağabeyi.. Tek diyebileceğim şey: 30 yaşında bakir politikacı sekreteri :D Ayrıca bir kaç sebepten ötürü Tsukimi'nin ilk aşkı :D Aslında birbirlerinin ilk aşkları da neyse :D 
     



     
     
    Gelelim animenin bana göre en ilginç karakterine : Hanamori Yoshio : Koibuchi ailesinin şoförü... Mercedes Benz 'den başka hayatında hiç bir şey olmayan bu karakteri anlamanız için tek bir sahne repliği yazacağım:
    - Shuu ile ilgili bir bayan var. Onu araştırmanı istiyorum.
    -Efendim siz benim patronumsunuz ancak Shuu benim çocukluk arkadaşım. Bunu ona yapamam
    - Sana bir Mercedes daha alırım.
    - Alo Sugimotsu chan. Ben Yoshio... Bir kızı araştırmanı istiyorum. Ayrıntıları buluşunca konuşuruz.
    : : : :D:D:D
     



     
     
    Inari Shouko: Serinin kötü kadını :D Her işi vücudu ve cilvesi ile yapan bir iş kadını... Kızların deyimi ile "kariyerli tiki" :D Seriye sonradan dahil olan karakterimiz seriyi josei türüne çeviren tek karakter diyebilirim... Inari'nin ortaya çıkmadan önceki bölümler seriyi basit bir shoujo kılarken devamı hafif josei'ye kaydırıyor.
     



     
     
    Negishi Saburouta :D Adam muhafazakar bir başbakan.. Ciddi bir politikacı Koubuchi kardeşlerin biricik dayısı :D Ama kabuğunu kırdığınızda altından bu çıkıyor:
     



     
     
     
    Genel görüş:
     
    Seri erkeklere hitap etmiyor :D benim gibi orta yaşlara doğru hızla ilerleyen bayanlar için biçilmiş kaftan... Ayrıca 11 bölüm az diyor mangasına doğru yol alıyorsunuz :D 
    Seride tarz sahibi olmanın ve bakımlı olmanın kişiye özgüven verdiğini öğreten sahneler var tabi anlayana... Before-after sahneleri ayrıca hoş ama orda dikkatimi çeken daha önce bahsedeceğimi söylediğim bir nokta var: Seride otaku kızlardan ev sahibesi Chieko sürekli kimono giyiyor. Before- after sahnelerinde diğer tüm kızların kıyafetleri çıkarılıp hoş güzel kıyafetler giydirilirken Chieko'nun before- after'ı değişmiyor. Kuranosuke gerekçe olarak zengin ev sahibeleri kimono giyer tarzın gayet iyi diye belirtiyor ancak bunun sebebi mangakanın kimono gibi geleneksel bir kıyafetin çıkartılarak modern bir bayan kıyafeti giydirilmesinin modern kıyafetlerin kimonodan daha güzel algısı oluşturabileceğini düşünmüş olması.. Ya da direk kimonoyu üstün tutmak istemiş de olabilir :)
    Hızlı ilerleyip biten bir seri... Erkekleri bilmem ama bayanları sarıyor yani :D Benim gibi önce çirkin kız sonra güzelleşiyor falan bu tarz olayları seviyorsanız tam size göre :)
    Ahtapotlar hakkında güzel şeyler öğrenebileceğiniz bir seri ayrıca :)
     
    İzleyecek olanlara iyi seyirler :)
  10. Beğen
    Nayru got a reaction from ShiroYuu in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  11. Beğen
    Nayru got a reaction from AmaratlıNayru38ADMINPLS in The Legend of Zelda   
    THE LEGEND of ZELDA
     
    UNUTULACAK BİLGİLER
     
    Shigeru Miyamato ve TakashiTezuka adındaki, Nintendo firmasında çalışan 2 güzide Japon yazılım programcısı tarafından 1986 yılının soğuk bir kış gecesinde üretilmeye başlamış bir oyun serisidir. Aynı zamanda Legend of Zelda serisinin ilk oyunu olan bu oyun Japonya'da FAMICOM sisteminin tanıtım ürünlerinden biri olarak piyasaya verilmiştir. Yaklaşık 1 yıl sonra Kuzey Amerika ve Avrupadaki NES konsolu için kartuş formatında piyasaya sürülen oyun, üzerinde oyunun kaydedilebileceği bir pil bulunduran ilk oyun olmuştur. FAMICOM için kartuş versiyonu 1994 yılında yayınlanmış ve daha sonra NintendoGamecube, GameboyAdvance ve Virtual Console firmaları için de piyasaya sürülmüştür.
     
    Aradan geçen 25 yılda Legend of Zelda Nintendo sancağı altında yayınlanan 16 resmi oyunla boy göstermiştir.Bunun yanı sıra Final Fantasy ile beraber 8 farklı oyun konsolunda yayınlanan tek oyun olma özelliğindedir.
     

     
     
    NASIL BİR OYUN, İÇİLİR Mİ?
     
    The Legend of Zelda aksiyon, macera, bulmaca ve RPG oyunlarının öğelerini içermektedir. 16 oyunun hepsini olmasa en bilindiklerini söyleyeyim:
     
    TheLegend of Zelda(1986) [ilk oyun]
     



    TheLegend of Zelda/ Ocarina of Time (1998)
     



    TheLegend of Zelda/ Majora’s Mask(2000)
     



    TheLegend of Zelda/ WindWaker(2003)
     



    TheLegend of Zelda/ FourSword Adventures(2004) [adından da anlayacağınız gibi 4 kişiyle oynanıyor]
     



    TheLegend of Zelda/ TwilightPrincess(2006)
     



    TheLegend of Zelda/ SkywardSword(2011)
     



     

     
    Hikayesiè Genel olarak Hyrule adındaki kurgusal ülkede geçen oyun, Link adındaki kahramanımızın (hero of time olarak geçer) zor durumdaki Princess Zelda için Triforce denen kutsal nesnenin parçalarını toplamasını konu alır. Ama bildiğiniz gibi bir seri olduğu için oyundan oyuna farklı senaryolar mevcuttur.
    Şöyle ki:
    Ocarina of Time’da bir müzik aleti olan Ocarina ile müzik öğrenip madalyon topluyoruz
    Majora’s Mask’da tamamen maskeler üzerine  gizemli bir kurgusu olan bir hikaye mevcut
    Wind Waker’da sürekli kapris yapan bir kayıkla açık sulara yelken açıyoruz
    Twilight Princess’de ise alacakaranlığın derinliklerinde kurt olmanın keyfini yaşıyoruz…
     
    NOT: Biraz ucundan spoiler oldu ama ilginizi celbetmesi açısından başvurdum.
     
    Gameplay è Link karakteri overworld adlı geniş bir dünyada tepeden görünümle kontrol edilmektedir. Gamepad(oyun konsolu) üzerinde kullanmak üzere 3 adet item boşluğu bulunur. Ayrıca kılıç kullanma ve karşımızdaki düşmana odaklanmamızı sağlayan Navi için de özelleştirilmiş tuş vardır. Oyun menüsünde genel olarak sahip olduğumuz eşyalar, çalabildiğimiz müzikler ,bulunduğumuz dünyanın haritası, kazandığımız para(rupee deniliyor), kıyafet seçimi için bir bölüm ve kayıt etmemizi sağlayan save butonu mevcuttur.
    Oyun başında küçük bir kalkan yahut tahta bir kılıç kullanırız. İlerlemeye bağlı olarak slingshot(ben buna kuş lastiği diyorum) , yay, çekiç, olta, demir bot, bomba, bumerang gibi ilginç, oyundan oyuna değişen itemler elde ediyoruz. Tabii kılıçlarımız da gelişiyor ve daha fiyakalı kıyafetler giyiyoruz.
     

     
     
    Yine başlangıçta 3 tane can barımız var. Piece of Heart  denen nesneleri topladıkça 20 can barına kadar yolumuz var. Ama tarihte hiç yardım almadan tüm piece of heartları toplamış bir yiğit var mıdır orası meçhul... :D
    Eee kahramanımız olur da atı olmaz mı?? Zelda serisinde hiç değişmeyen bir öge var o da atımız EPONA hiçbir oyunda bizi yalnız bırakmıyor ve kudurmuş gibi havuç yiyor.

     
    Zelda serisinde zaman da akış halinde, böylece oyun içindeyken gece ve gündüz ardalanmalı olarak değişiyor.Bu faktör de tüm zelda oyunları için geçerlidir. Hatta bazı gizemli müziklerle gece-gündüz faktörleriyle oynayabiliyorsunuz.
    Tüm oyun süresi boyunca ömrümüz temple ve dungeon denen mekanlarda Triforce parçası toplamakla çürüyor. Bu mekanlarda genellikle 1 adet harita ve bir pusula bize rehberlik ediyor. Çıkış kapısındaki zebani gibi duran bossları da unutmayalım.
    Bir de sürekli kafamızın üstünde duran başımızın tatlı belası bir fairy (peri) var. Adı NAVI olan bu nur topu  bizim yolculuktaki tek dostumuzdur ve kendisi çok bilmişin tekidir. Sürekli LISTEN veya WATCH OUT nidalarıyla tüm semayı inletmiş yegane varlıktır.




     
    Müziklerè Bu kısma ciddi bir şekilde dalsam resmen roman olur. Bu yüzden müzikleri anlatılmaz yaşanır diyorum varın siz düşünün gerisini. Oyunu oynamayacak olsanız bile müziklerine çökmenizi tavsiye ederim.
    Fikir oluşması açısından oyun içinden birkaç müzik:



     
    TAŞLAMA
    Çok ağır bir fanı olarak bu cümleleri yazmak benim için zor olacak ama bunları da bilmeniz lazım:
    -Oyun genel olarak herkese hitap etmiyor bunun bilincinde olalım
    -Dışardan bakıldığında fazla çocuksuymuş gibi duruyor (ki bence öyle değil)
    -Oyun içinde ilerlemeyi çözmek bayağı zor
    -Sabır gerektiren bir oyun eğer şans verirseniz size tüm kapılarını açar
    -Tapınak ve zindanlardaki bazı bulmacalar saç baş yolduran cinsten
    -Bazen ne yapmanız gerektiğini kestiremiyorsunuz ( o vakit youtube’dan gameplaylere çöküyorsunuz)
     
    KANAAT NOTU
    Anlayacağınız üzere bu oyuna gönül vermiş biriyim.Şuan bulunan 16 oyunun 10 tanesini bitirmek ne kelime adeta emdim.Şuraya kadar olan bölümü okuyup içinizde hiçbir kıpırdanma olmayabilir size çok şey kaçırıyorsunuz gibi bir söz söylemeyeceğim. Seriye olan hürmetimden bu konuyu açtım.
     
    Tek dileğim bu seri ile edindiğim hazı,lezzeti her oyunun bitişinde yüzümde beliren o tatlı gülümseyişi 1 kişinin bile olsa tecrübe etmesidir.
     

     
     
    Arkadaşlar bu benim forumdaki ilk oyun incelemem genel olarak bu başlıklar altında oyun tanıtımı yapmayı düşünüyorum. Elimden geldiğince özgün bir bakış açısıyla yaklaşıyorum 
     
    İnceleme hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum ve tabiiki eleştiriye açığım
  12. Beğen
    Nayru got a reaction from Rillianne in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  13. Beğen
    Nayru got a reaction from Laetitia in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  14. Beğen
    Nayru got a reaction from jans09 in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  15. Beğen
    Nayru got a reaction from ame in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  16. Beğen
    Nayru got a reaction from Nyoteida in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  17. Beğen
    Nayru reacted to Soranohikari in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    İzlediğim zamanki o duyguları tekrar yaşatan dolu dolu bir tanıtım. Ellerine sağlık, ayırdığın onca saate onca uğraşa ziyadesiyle değen bir inceleme olmuş. Bir yandan güzel endingi dinlerken okuyunca sanki tekrar izlemiş gibi oluyor insan. Sonuyla ayrı bir etki bırakan bir movie, gerçek mi hayal mi düşünceleri arasında gidip gelirken sonunda her şeyin açığa çıkmasıyla yüzünde kolayca sönmeyen bir gülümseme oluşuyor insanın. Akıcılık konusunda bana kalırsa gidişat akıcıydı, bazı sahnelerde elle tutulur bir olay olmamasına karşın o belirsizlik sıkılmadan izlememi sağlamıştı. Tekrar ellerine sağlık, zevkle okudum. Başka incelemelerini de sabırsızlıkla bekliyorum, umarım devamı gelir  ^_^ 
  18. Beğen
    Nayru reacted to Namida in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Anlatımın gerçekten akıcı ve güzel olmuş. Pek anime filmi izlemeyen ben bir iki gün içinde izlemeyi planlıyorum :D Devamı için beklemedeyim. :D
    Ellerine sağlık :)
  19. Beğen
    Nayru got a reaction from Sakuragi in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  20. Beğen
    Nayru got a reaction from asci in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  21. Beğen
    Nayru got a reaction from Amygirl in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  22. Beğen
    Nayru got a reaction from Namida in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  23. Beğen
    Nayru got a reaction from Soranohikari in Omoide no Marnie / Bilinçdışı Bir Sevgi Öyküsü   
    Omoide no Mânî (Marnie Oradayken)
     

     
    GENEL BİLGİLENDİRME
     
    ORİJİNAL ADI è Omoide no Marnie (思い出のマーニー)
     
    TÜRÜè Movie, Psikoloji, Dram, Gizem
     
    UZUNLUKè 103 dk
     
    YAYINLANMA TARİHİè Japonya (19 Temmuz 2014), Türkiye (5 Haziran 2015)
     
    YÖNETMEN è Hiromasa Yonebayashi
     
    YAPIMCI è Yoshiaki Nishumura
     
    PRODÜKSİYON èStudio Ghibli
     
    *Joan G. Robinson’un aynı adlı Marnie Was There eserinden uyarlama bir movie
     
     
     
    Omoide no Mânî ile karşımıza çıkan çok tanıdık bir o kadar da içimizden olan Stüdyo Ghibli’de bu sefer yönetmen koltuğuna alışkın olduğumuz Miyazaki yerine yine onun kanatları altında yetişmiş bir ismi görüyoruz: Hiromasa Yonebayashi.Ben bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diyenleri çok düşündürmeden geçmişte Kari-gurashi no Arietti moviesine de aynı ismin imza attığını belirteyim.O dönem daha çok ustası Miyazaki’nin yardımıyla ayakta duran yönetmenimiz bu sefer tek başına işin altından kalkmışa benziyor. Tabii artık kendi yolunu çizdiğini alışık olmadığımız bu Ghibli yapımıyla da anlamış olduk. Stüdyo Ghibli’nin kapanması ve Miyazaki’nin emekliliğiyle ardından geleceklerin neler yapabileceği sorusu halen tazeyken bu tür yapımlar bence umut ışığı niteliğinde.
     
    Omoide no Marnie -Stüdyo Ghibli’nin son filmi- acaba stüdyoya yakışır bir son mu buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
     
    KARAKTERLER
    ANA KARAKTERLER
     
    Anna Sasaki
     

     
    Marnie
     

     
    OTHERS
     
    Yoriko Sasaki (Üvey annesi ama teyze diyor)
     

     
    Kiyomasa/Ooiwa Setsu (Hokkaido’daki Akrabalar)
     
     
     
    Hisako (Ressam Teyze)
     

     
    Toichi (Balıkçı Emice)
     

     
    Sayaka (Çok Bilmiş Komşu Kızı)
     

     
     
    ??? (Spookieee  :smile_bilmem: )
     

     
    HİKAYE
     

     
    İzin verin sizi Anna ile tanıştırayım. Moviemizin ana karakteri olan Anna ergenliğin eşiğinde astım hastası olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu hastalıktan öte ruhsal bir bunalımın içinde olduğu hemen gözümüze çarpıyor. Duygusal olarak güçlenmesi ve geçmişi ile alakalı bazı şeyleri aşması gereken bir karakter. Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden ve üvey ailesinin kendine bakmasıyla ilgili önemli bir durum öğrenen Anna dünyaya karşı küsmüş desek adeta yeridir.
    Yapayanlız kalmışlık hissiyatı ve geçmişine olan öfkesiyle dolu olan Anna’nın iyice içine kapanmasıyla üvey annesi onu Hokkaido’daki aile dostlarının yanına gönderme kararı alıyor. Böylece Anna’nın benlik problemlerini çözmeye dair olan serüvenine hep beraber başlıyoruz.
     
     
     
     
    Hokkaido günleri başladığında Anna’nın içindekileri söylemek konusundaki pasif tavırları, insanları kendisine yabancı görmesi, duygu ve düşüncelerini aktarmaktaki isteksiz tavırları halen devam eder.Ta ki bir gün bataklık bölgesinde gördüğü konağın bahçe kapısından içeri girmesiyle ve ardından gelişen olaylarla hikayemize ismini veren kahramanımız Marnie ile tanışıncaya dek. Başta Marnie’nin gerçek olup olmadığına dair şüpheleri olan Anna sonraları bu duruma takılmadan Marnie ile zaman geçirmeye başlar. Bu süreçte bazı şeyleri aşmaya ve kendini bulmaya başlayan bir Anna seyretmeye başlarız.
     

     
    Filmin gelişme kısmı tam da kalbimize dokunan olayların yaşanmasıyla devam eder. Sevgi kavramına farklı bir cihet kazandırmış Anna ve Marnie ikilisiyle derinden gelen sevginin insan üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu muhakeme etmeye çalışırız. Anna’nın algı değişimleriyle bizde kendi içimizde istemsizce bir durum değerlendirmesi yapmaya başlarız. Marnie ile olan ilişkisiyle sadece Anna’nın değil kendimizin de aslında sevgiye  ne kadar muhtaç olduğumuzu idrak etmeye başlarız.
     

     
    Epey bir ilerleyişin ardından kafada zamanla pek çok soru birikiyor. Gelişen sürreal olaylara odaklanmadan olsa gerek rüya, hayal hatta doğa üstü şeylere dair acabalar sıklaşıyor. Sonuç olarak bağlanan yer olması gerektiği gibi ve içe sinen bir şekilde oluyor. Hepimizin aslında derinden gelen bazı duygularımıza, bir olay ya da bir durumun rehberlik ettiği gerçeği ile başbaşa bırakılıyoruz.
     
    Final için özellikle hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum buraya kadarki ufak bilgiler, değerlendirmenin arasındaki ufak spoilerlar, hikayenin gidişatına ve seyir zevkine gölge düşürmeyecek cinstendi. Ancak final için bahsedeceğim en ufak bir şey bile işin büyüsünü bozabilir o bakımdan finale dair değerlendirmeyi şahsınıza bırakıyorum.
     
     
    GENEL DEĞERLENDİRME
     
     
    Her zamanki gibi alışkın olduğumuz Stüdyo Ghibli’nin şahsına münhasır çizimleri bu sefer de bir o kadar etkileyici. Gerçeklik dokusu gayet iyi işlenmiş. Teknolojik yeniliklerin de getirdiği yüksek piksel movieye bambaşka bir tat katmış. Karşılaştığımız manzaralar yönüyle de Ghibli’nin yine aşağı takılmadığı aşikar Abartılacak şekilde güzel, müthiş, ou abi sen daha izlemedin mi ya düzeyinde bir movie değil ancak tam kararında, yerinde, belli kriterleri fazlasıyla sağlamış bir yapım Akıcılık konusunda pek optimistik değilim Hikaye, kökeni yönüyle fazlasıyla klasik aşina olduğumuz bir yapıda ancak işlenişi profesyonelce Üzülerek söylüyorum ki herkese hitap etmeyen bir movie zaten herkese hitap etmesi mümkün mü diyeceksiniz de bunu şu yönden diyorum açıkçası bu movieyle alakalı epey  yazı okudum ve o kadar uç yorumlar gördüm ki beğenen biri olarak herkesin bu movie içindeki anlam katmanlarını hazmedemeyeceği, duygu yoğunluğunu kavrayamayacağı kanaatindeyim. Bireysel Bir Saptama
     



     
    DİĞER DETAYLAR
     
    BAŞLICA SEİYUULAR
     
    Sara Takatsuki (Anna)
     

     
    97 doğumlu bu genç seiyuumuz ilk projesi olan Omoide no Marnie ile epey göz doldurmuşa benziyor. Umarım ilerde yine böylesi güzel projelerde kendisiyle karşılaşırız.
     
    Yine Bir Saptama
     
    Aslına bakılırsa bu benim keşfettiğim bir şey değil ama sonuna kadar katılıyorum
     
        
     
    Sizce de Sara Takatsuki seslendirdiği karaktere benzemiyor mu?
     
     
    Kasumi Arimaru (Marnie)
     

     
    Bu tatlı, hanım hanımcık seiyuumuz da (Allah sevdiğine bağışlasın  :rolleyes: ) ekip arkadaşı Sara Takatsumi gibi ilk seiyuu deneyimine bu movie ile imza atmış.(Taze kan yani :LTkJN9u:)
     
    Gerçekten başarılı ses olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha büyük projelerde ,ana rollerde görmeyi umut ediyorum.
     
    Diğerleri :
     



     
    SOUNDTRACK (OST)
     
    Ghibli’nin önceki yapımlarında olduğu gibi yine harikülade arka plan müzikleriyle karşı karşıyayız. Bu konuda benim insiyatifim gerçekten indirilip dinlenmesi yönünde. Olayın atmosferine girmek açısından ostlerin yeri yadsınamaz bir konumda.
     
    Ending müziğini ne kadar beğendiğimi kelimelerle ifade edemem. Priscilla Ahn imzalı ‘’Fine On The Outside’’ parçası movienin bitimi ile artan duygu yoğunluğunu bir hayli harlıyor. Takatsugu Muramatsu da diğer ostlere el atmış.
     

     
    https://soundcloud.com/andrea-fahreza/this-old-house
     
    Priscilla Ahn sırf bu movie için bir albüm yapmış. ‘ANATA NO KOTOGA DAISUKI’ isimli bu albüm içinde çok değerli, dinlenmeye değer epey bir şarkı barındırıyor. Tarzını ve sesini çok beğendiğimi bilmem söylemeye gerek var mı?
     
    Albümün diğer parçalarını buradan dinleyebilirsiniz
     
    Sanırsam söylenecek fazla bir söz kalmadı, benden bu kadar eğerki izlemediyseniz kesinlikle bu movieye bir 103 dk ayırın derim :)  İstifade etmeniz temennisiyle…  ^_^
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
  24. Beğen
    Nayru got a reaction from Dj-Morphosis in AMVLERİM Değerlendirin!   
    Yanlış anlama ama bariz bir şekilde DjMorphosisin yolladığı amv ile seninkisi sahne kesim yerleri olsun aradaki birkaç efectler olsun bildiğin aynısı gibi geldi bana
     
    Yok tamamen ben yaptım diyorsan o zaman tebrik ederim ruh ikizini bulmuşsun bu diğer videoyu yapan adamı bul derim 
  25. Beğen
    Nayru reacted to Barış in Kim, kiminle, nerede, ne yapıyor?   
    jack sparrow kemer'deki pirates beach club'da alem yaparken nami jack'ın hazine haritasını çalmış, luffy jack'den namiyi sakınıcam derken edward kenway karmaşayı fırsat bilip haritayı sunny go'dan çalmış ama hiçbirinin haberi yok ki o haritayı photoshopta ben çizip verdim jack'e :D
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.