-
İçerik sayısı
207 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
26
Perfectum üyemizin başarıları
Tek durum güncellemesi
-
Youtube üzerinden tesadüfen bulduğum Irozuku Sekai no Ashita adlı animeyi sizlerin şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum. Uzun zamandır anime izlememekten midir bilemeyeceğim, çok hoşuma gitti bu anime. Konu olatak klasik Japon yalnızlığı, arkadaşlık(hayattan kesitler ve büyü, zamanda yolculuk gibi doğaüstü) konularını bünyesinde barındırıyor. Çizimleri çok hoş. Şimdi daha önce hiç anime,film, dizi tanıtımı da yapmadığımdan ve eliminde ayarının olmamasından mütevellit spoiler vermekten korkuyorum. Bir kaç sahnesinin linkini koymayı ve izleme tercihini size bırakmayı düşünüyorum. Bence seveceksiniz :)
- Önceki yorumları göster %s tane daha
-
Üzerinden zaman geçti ama şimdi yazmış bulunuyorum: İrozuku'yu bitirdim. Openingde kişilikleri yansıtan koşma sahnesi gibi hoş bir detay var. Hitomi olduğu gibi hanım hanımcık, naif, kabuğumu kırsam mı kırmasam mı kararsızlığında, kohaku olabildiğince enerjik hayatta kişiliğini ve amaçlarını rayına oturtmanın getirdiği bir enerjiklik var kararsızlık sıfır kollar böyle kocaman açık ''bu yol net bir şekilde gitmek istediğim yol tüm enerjimi sarf edebilirim'' havasında velhasıl hoşuma gitti :D
-
Hitomi'nin handikapları vardı ve çoğunlukla da bunların karakterini biçimlendirdiğini düşünüyorum. Ama sonda biraz biraz değişme cesaretini gösterdi ki bu da hoşuma giden kısmıydı. Beni düşündüren bir başka kısımsa yapımcıların içe kapanıklık, dışa dönüklük, steorotipler vb şeyleri yeni anime karakterlere fazlasıyla yansıtmaları ve karakterlerin bu kalıpların içinde debelenmeleridir. Bazıları -Hitomi gibi- güç bela kalıbından çıkıyor. Mangalarda ise durumlar daha detaylı olabiliyor. Karakter gelişimleri konusunda. Sanırım bu yüzdende manga okumayı daha çok seviyorum.
-
Japonlarda içine kapanıklık oranı oldukça yüksek olduğu için bu tip karakterler popüler sanırım. Sen bu durumdan biraz şikayetçi gibisin :) Detaylılık meselesi mangalar için büyük avantaj mesela Berserk'de Griffith'in malum olayı öncesi felsefenin dibine vurmuşlardı animeye başarıyla yansıtılma ihtimali bence çok çok az olan bir sahneydi.