Jump to content

Namikaze Minato

Üyeler
  • İçerik sayısı

    92
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Namikaze Minato kullanıcısının paylaşımları

  1. TANITIM Holy Grail(kutsal kase), sahibi olan kişinin en imkansız dileğini gerçekleştiren çok değerli bir nesnedir. Her 10 yılda bir kutsal kaseyi bulmak için dünya üzerinde seçilmiş 7 usta ve 7 hizmetkar savaşır,en sona kalan usta ve hizmetkarı kaseye sahip olur. Ustaları tarafından çağrılan hizmetkarlar da kaseye sahip olmak için bu savaşa katılmaktadır. Çünkü her birinin bir dileği vardır.. Hizmetkarların hepsinin geçmiş tarihte veya gelecekte bir kişiliği vardır. Bu efsanelere de dayanabilir. Hangi hizmetkarın gerçek kişiliği bilinirse, zayıf taraflarını öğrenmek kolaylaşır. BÜYÜCÜLER / USTALAR Emiya Shirou Hizmetkarı : Saber Emiya Shirou,10 yıl önce tüm şehri kül eden bir yangından sağ kurtulmuş, fakat tüm ailesini kaybetmiştir.Kiritsugu Emiya tarafından evlat edinilen Shirou,hep adaletin koruyucusu olmayı arzulamıştır. Şimdiye kadar hiç haberdar olmadığı kutsal kase savaşının içine istemeyerek olsa da düşünce,kendini bu düşünceye adamış ve hizmetkarı ile savaşmayı kabul etmiştir. Animenin baş karakteri. Büyüde yeteneksiz olan Shirou'nun yaptığı tek büyü,cisimleri sağlamlaştırabilmedir. Kutsal kase savaşına bilmeyerek katılmıştır fakat "adaletin savunucusu" olabilme isteğini gerçekleştirmek için savaştan çekilmemiştir. Oldukça cesur biri olan Shirou,tehlikelere atılmaktan korkmayan biridir. Hizmetkarı Sabere'e ilerleyen zamanlarda aşık olmaya başlayacaktır. Rin Toshoka Hizmetkarı : Archer Shirou'nun okulundan biridir. Kendisi de bir ustadır. Ayrıca çok zekidir ve yetenekli bir büyücüdür. İlk önce Shirou'yu bir rakip ve düşman olarak görse de ,daha sonra yardım etmek için elinden geleni yapar. 4.kutsal kase savaşında babası ölünce,onun kadar iyi bir büyücü olabilmek için kendini geliştirmiştir. Ilyasviel von Einzbern Hizmetkarı : Berserker Büyü gücü nerdeyse hiç olmamasına karşın hizmetkarlar içinde en güçlülerinden birine,Berserker'e sahiptir. Ormanın içindeki Einzbern kalesinde yaşamaktadır. Ilyasviel her ne kadar diğer ustalara göre küçük olsa da,oldukça acımasız bir yanı vardır. Matou Shinji http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRkdlU7HmOV6ioEoFB2xJvg7sgMshy9sbBfJGdUHnfG0otePZ4&t=1&usg=__mHlPHzkENHAXq3BaKgpfGSHKUvs= Hizmetkarı : Rider Sakura'nın erkek kardeşidir. Okulda popüler ve oldukça kibirli birisidir. O da ustalardan biridir ve hizmetkarı Rider'dır. Shirou ile eski arkadaşlardır fakat shirou'yu bile küçümser. Arkadaş olmalarına karşın,kutsal kase savaşında Shirou'nun rakibi olarak karşısına çıkar. Kuzuki Soichirou http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQJPSH7KbWdzQz7fXjn3wTG9HyATioHiEl4SfHMfvXzfrls6V4&t=1&usg=__RhXLq1q9BD6TBgRmzEh3v4c0h-E= Hizmetkarı : Caster Shirou'nun okulunda öğretmendir. O da Shirou gibi kutsal kase savaşından habersiz olduğu bir zamanda tesadüf eseri hizmetkar Caster ile karşılaşır. Ölmek üzere olan Caster'a yardım edince,karşılığında caster onun hizmetkarı olur.Soichirou'nun iki hizmetkarı vardır.biri Caster,diğeri ise Assassin'dir. Kirei Kotomine http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQIVBSlC5c5WDNe6zbCj1WHtMHRjoBVGoWoRsglhdiB9nT992w&t=1&usg=__hJIumPh6ZuUqGvm6PnaJZ1cbebY= Hizmetkarı : Lancher Bir rahiptir. Görevi hizmetkarı ölmüş olna ustaları korumaktır. Fakat Kotomine 10 yıl önceki savaşta haksız yere kutsal kaseye dokunmuş bunun sonucunda büyük bir felakete neden olmuştur. HİZMETKARLAR Saber Noble Phantasm : Excalibur Shirou tarafından farkında olmadan çağrılmış bir hizmetkardır.10 yıl önceki holy grail savaşında shirou'nun üvey babasına hizmet etmiştir. Hizmetkarlar içinde en güçlüsüdür. Saber'in kılıcı görünmezdir,istediği zaman görünür kılabilir. Eğer kılıcı kayıp kını Avalon ile birleşirse ortaya muazzam bir güç çıkar. Shirou'nun kendisine karşı korumacı davranması ve savaşlarda onu yalnız bırakmak istememesi Saber'in zamanla Shirou'ya yakınlık duymasına neden olur. Gerçek Kimliği : KRAL ARTHUR [sABER] Britanya mitolojisinde çok önemli bir figürdür.Arthur, savaşta ve barışta ideal kralın simgesidir.Excalibur'u taştan çıkaran kişidir.Excalibur, efsanevi Britanya Kralı Arthur'un taşıdığı kılıçtır. Kral Arthur, kılıcı saplandığı taştan çekip çıkarır ve bu sayede gücünü ve hâkimiyetini ispatlar. Archer Noble Phantasm : Unlimited Blade Works Okçu klasmanından bir hizmetkar olsa da iki adet çin kılıcı da kullanır. Rin Tohsaka tarafından çağrılmıştır ancak hatalı bir çağırış olduğundan Archer hafızasını kaybetmiştir. Archer ile Saber ilk karşılaşmalarında savaşmışlar ve bunun sonucunda archer yaralanıp çekilmek zorunda kalmıştır. Shirou'nun savaşta kan dökmekten kaçınması ve herkesi kurtarabilme düşüncesini alaya alır. Shirou ile sürekli atışsalar da, Archer son savaşından önce ona söylediği çok önemli sözler sayesinde shirou yaratma büyüsünü kullanmaya başlamıştır. Gerçek Kimliği; Emiya Shirou Rin Toshoka'nın hizmetkarı olarak çağırılan Archer gelecekten gelmiştir. Hafızasını kaybettiğini söylerken yalan söylemektedir ve Berserkerle yaptığı savaşta öldükten sonra pelerininin altında Rin'in Emiya'yı iyileştirirken ona verdiği kırmızı mücehver gözükmektedir. Buda gelecekten geldiğinin bir kanıtıdır. Lancher http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRcr35PBb9D4-jpiEK3AT7znaPxItqNRyn4fd_zBh5ZERnw0u4&t=1&usg=__3GqM8ytDJ9YGaheEnxinTYBfOMU= Noble Phantasm : Gae Bulga Kirei Kotomine'nin hizmetkarıdır. Kotomine Lancer'ın ilk ustasını öldürmüş ve onunla bir anlaşma yapmıştır. Lancer savaşta uzun bir mızrak kullanır. Gerçek Kimliği; CUCHULAINN Kelt kahramanlarından biridir. anlamı ;culainn;in tazısı; olan ismini 7 yaşındayken culainn;in tazısını öldürdüğünde almıştır. insanüstü güçlere sahip olan cuchulainn savaşın öfkesiyle form değiştirir. vücudu derisinin altında ters yüz olarak topukları, dirsekleri öne gelir. gözlerinden bir tanesi kafasının arkasına çekilirken diğeri yanağında kıpkırmızı büyür. ağzı çarpılarak kulaklarına kadar öylesine yırtılır ki bir adamın kafası rahatlıkla sığabilir. saçları diken gibi kafatasından sivrilir, her birinin ucunda bir damla kan parlar. onu eski formuna geri döndürebilecek tek şey soğuk suya üç kere dalmaktır. Kahramanlıklarla dolu hayatı boyunca birçok düşman edinen cuchulainn;in düşüşüne de bu düşmanların en güçlüsü kraliçe maeve neden olur. kendi mızrağıyla yaralanan cuchulainn, ölümü dahi ayakta karşılamak için kendini güçlükle göl kenarındaki yksek bir kayaya bağlar. ölürken sadık atı onu korumaktadır ve düşmanları ancak omzuna konan kuzgunu (bkz: morrigan) gördüklerinde ölmüş olduğunu anlarlar... Gilgamesh Noble Phantasm : Babil Gates 10 yıl önceki savaşta Kotomine'nin hizmetkarı olarak Saber'le karşı karşıya gelmiş ve onu yenmiştir. Gerçek Kimliği; GILGAMESH Destana konu olan kral Gılgamış gerçekten yaşamış ve MÖ. 28. yüzyılda Mezopotamya’daki Uruk kentinde hüküm sürmüştür. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindedir.en yakın dostu Enkidu'nun ölümünün ardından giriştiği ölümsüzlüğe ulaşma çabasının nafile olduğunu ve Tanrı Enlil’in öğütleriyle, insanın ancak büyük bir ad bırakmakla ölümsüzlüğe erişebileceğini kabul etmiştir.Kahramanların kralıdır. Rider http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQa3q2rRQlYQqkxjZNVVFTCAw-AUx3W-FwAR5ssDO_0mEVIEzQ&t=1&usg=__byL8PflEE-M2R-o5f5SNIrIfhZA= Noble Phantasm : Bellerophon Shinji'nin hizmetkarı.Rider,insanları öldürerek yaşam enerjilerine sahip olur. Bu sayede güçlenir. Bir zincire bağlı iki adet zıpkın kullanır. Gerçek Kimliği; MEDUSA Medusa, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar. Medusa hayata çok güzel bir kız olarak başladığında, Athena onu çok kıskanmıştı. Poseidon'un Medusa'nın güzelliğinden başı öylesine dönmüştü ki, ona Athena'nın tapınaklarından birinde sahip oldu. Bu Athena için son derece aşağılayıcı bir davranıştı, o da Medusa'yı bir Gorgon yaparak cezalandırdı. Medusa, bir insan olarak doğduğu için ölümlüydü. Bu cezayla yetinmeyen Athena, daha sonra,Perseus'a onu yakalayıp öldürmesi için yardım etti. Perseus, Medusa'nın başını kestiğinde, Poseidon'dan olan çocukları Pegasus ve Chrysaor dışarı fırladı. Kan damlaları Libya çöllerinde birer yılana dönüştüler. Daha sonraları bu yılanlardan biri Mopsus'u öldürmüştür. Perseus Medusa'nın kestiği kafasını alıp gittikten sonra, Athena olay yerine geldi. Medusa'dan geriye ne kaldıysa inceledi. Derisini yüzüp Aegis'in markası yaptı. İki damla kanını da Kral Erichthonius'a biri hastalıklara deva, diğeri öldürücü bir zehir olarak hediye etti. Berserker http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQFsxHcCRqtrvXFOdm-rO_qXV6cy2eDegYFcph0fjKP7Ba3DFA&t=1&usg=__EDEJF7Oe7DzVrqvPti5a-SqAzzA= Ilyasviel'in hizmetkarı. Fiziksel güç olarak fazlasıyla kuvvetlidir,çünkü eski yunan mitolojisinde Herkül'dür. Diğer hizmetkarlardan çok daha büyüktür ve diğerlerinin insan görünümüne karşın Berserker canavar görünümüne sahiptir. Berserker'in 7 canı vardır,bir hizmetkar onu öldürmek istiyorsa tam 7 kez daha öldürmek zorundadır. Gerçek Kimliği; HERKÜL Yunan tanrısı zeus'n melez tanrı oğlu animedeki 12 canı yaptığı 12 özel görevi temsil eder (l)Bir aslanla dövüştü ve onu yendi. (2) Dokuz başlı canavar Hydra'yı yok etti. (3)Son derece hızlı bir kızıl geyikle yarıştı ve onu tutsak aldı. (4) Kimselerin başedemediği bir boğayı yakaladı. (5) Kral Augeas'ın 30 yıldan beri 3000 öküz bulunan ağıllarını temizledi. (6) İnsan eti yiyen bazı canavar kuşları öldürdü. (7) Girit Kralı Minos'un dev yapılı, azgın boğasını yakaladı. (8) Kral Diomedes'i öldürdü. (9) Amazonlar adı verilen savaşçı kadınları yenilgiye uğrattı ve kraliçelerinin değerli taşlarla süslü çorap bağını aldı. (lO)Üç gövdeli bir ejderhayı, öldürdü. (11) Hesperides'in altın elmalarını ele geçirdi (12) Hades'in,yani Cehennemin girişini bekleyen üç başlı köpek Cerberus (Serberus)'u yakaladı. Caster http://www.imagenes-anime.com/images/wallpapers/caster-272961.jpeg Soichirou'nun hizmetkarı. İlk diriltildiği zaman ustasını öldüren Caster,yaralandığı ve ölmek üzere olduğu bir günde Soichirou tarafından kurtarılır. Ona karşı minnet borcu olan Caster,bir usta olmamasına karşın Soichirou'ya hizmet etmeye başlar. Caster hem bir büyücü hemde bir hizmetkardır. Büyücü olduğu için de onun da bir hizmetkarı vardır. Gerçek Kimliği; MEDEA Bir yunan efsanesi.. Efsaneye adını veren gürcü prenses ülkesini ve gücünü aşık olduğu adam için terkeder ve Yunanistan'a yerleşir. Evlenirler ve iki çocukları olur. Birkaç sene sonra kocası Medea'yı başka bir prensesle aldatır ve Medea'yı ülke dışına sürmeye hazırlanır. Madea gitmeden yeni geline bir tunik hazırlar. Ve bu tuniği giyen prenses alevler içinde kalarak ölür.. Daha sonra kocasının gözleri önünde kendi çocuklarını öldürür ve "çocukların katili beni sana bıraktıran kadındır" der.. Assassin http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSU2THYXVydjqAkqd0zkYRfml2W4srvZsicLuIrp4YGi6VqkKk&t=1&usg=__ozWztrexBqnQwFwpIkkK1mlyywI= Caster tarafından yaratılan hayali bir hizmetkardır.kullandığı silahı katanadır ve mükemmel ölçüde kullanır. En güçlü saldırısı Tsubame-Gaeshi'dir.bu saldırı tek bir kılıç vuruşu ile üç farklı koldan darbe vurabilir. Ancak assassin bunu sadece düz zemin üstünde uygulayabilir. Gerçek Kimliği; HASSAN SABBAH Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış bir İranlıdır. suikastçi haşhaşin(assasin)tarikatının kurucusu ve ölene kadar lideridir kısacası assasin olayını başlatan kişidir. DİĞER KARAKTERLER Sakura http://th01.deviantart.com/fs10/300W/i/2006/129/7/b/Fate_Stay_Night___Sakura_Matou_by_Derrasanc.jpg Shirou ile aynı okula gitmektedir. Shirou'nun üvey babası ölünce ev işlerinde ona yardım etmeye başlar ve bunu büyük bir istekle yapar. Sakura yemek yapmak konusunda çok beceriklidir. Holy Grail savaşından habersizdir ve bir usta değildir. Fujimura Taiga http://th03.deviantart.com/fs22/300W/i/2008/156/e/3/Fate_Cell_A_by_phiol.jpg Shirou'nun okulunda ingilizce öğretmenidir. Soyadından ötürü öğrencileri onunla tiger(kaplan)diye dalga geçerler. Sakura'nın yemeklerinin en büyük hayranıdır ve yemek yemeyi çok sever. Sık sık shirou'nun evinde bulunur ve onu gözlem altında tutar. Shirou bu samimiyetten ötürü Fujimura'ya fuji-nee diye hitap eder.. Animede Bilinmeyenler Hakkında (Seriyi izledikten sonra okuyunuz) Alıntıdır.... İzlediyseniz animeyi 1 kaç sorunız varsa biraz bilgi; Fate/Stay Night kendisiyle aynı ismi taşıyan 2004 çıkışlı bir visual novel game'in uyarlamasıdır. Bu tür oyunlar hentai içerikli olur zaten. Rin karakterinin biseksüel olduğunu ve hem Shirou'ya hem de Saber'a tutkun olduğunu söyleyeyim mesela.. 15. bölümü izlediyseniz sözlerimin geri kalanını siz tahmin edin. Oyunda bu kısım oldukça "hentai"leştirilmiştir.. Oyun piyasaya çıktığı gün tüm rekorları alt üst etmiş. Daha sonra 2006'da izlemekte olduğunuz anime versiyonu yapılmış. Ancak bu kadarla kalınmamış. Bu hikayenin bitiminden yarım sene sonrasını konu edinen Fate Hollow Ataraxia ve bir önceki Kutsal Kase savaşını konu edinen Fate/Zero da piyasaya sürülmüş durumda. Bunları neden anlatıyorum peki? Çünkü anime daha çok oyunu oynayanlara göre yapılmış ve oynamayanların fark edemeyeceği pek çok noktası var. (Ben de oynamadım ama bu konuda nette binbir site gezdim.) Eğer animeyle sınırlı kalacaksanız gerçek hikayenin 1/5'ini ancak öğreneceksiniz demektir. Oyun zaten Fate, Unlimited Blade Works ve Heaven's Feel adı altında üç farklı hikayeden oluşuyor. Hepsi aynı noktada başlıyor, ama olaylar ilerledikçe değişiyor. Anime serisi Fate senaryosuna göre uyarlanmış. Mangası ise Unlimited Blade Works senaryosunu konu alıyor. Animeyle sınırlı kalırsanız neden 1/5'ini ancak öğrenirsiniz? Dediğim gibi anime oyunu oynayanlara yönelik. Bazı noktaların cevapları seride tam verilmiyor. Hizmetkarların gerçek kimlikleri mesela.. Hikayeyi nasıl olsa biliyorsunuz, "hizmetkar" olmak için tarihte nam salmış bir kahraman olmak lazım. Ancak kahraman olamasalar da çok ünlü oldukları için bazı karakterler de "hizmetkar" olarak çağrılabiliyor. Mesela, Rider'ın Yunan mitolojisindeki Medusa olduğunu biliyor muydunuz? Hani yılan saçlı, gözlerine bakanı taşa çeviren kadın? Rider'ın gözlerinin örtülü olmasının sebebi de budur işte. Ve yine animede açıkça verilmeyen bir konu; Rider'ın gerçek efendisi Shinji değil, Sakura'dır. Heaven's Feel senaryosu da Sakura üzerine kuruludur zaten. Saber, Rider'ı yok ettiğinde kısa bir süre Sakura'yı uzaklardaki ışığa bakarken görmemizin asıl sebebi de budur. Shirou ve Sasuke'yi seslendirenlerin aynı kişi olduğunu biliyor muydunuz? F/SN'nin seiyuu kadrosu muhteşem. Zaten Saber'ı seslendiren kişi Japonya'da en fazla animede seslendirme yapmış olan kadın. Bu sefer de Ilya'dan bahsedelim. Küçücük, minicik ama şeytan Ilya'dan. Archer'ı öldürttüğünde ondan nefret etmeyen kaç kişi var? Ben parça pinçik etmek istemiştim. İşte bu bücür var ya.. Aslında o kadar da küçük değil. Shirou'dan yaşça büyük. Hatta bir önceki Kutsal Kase savaşında bir efendi olmasa da etraftaymış.. Ailesi bu savaşın önemli bir parçası biliyorsunuz. Yaşını göstermemesinin sebebi yine anormal fiziksel yapısından kaynaklanıyor. O normal bir insan gibi dünyaya gelmemiş. Büyüyle oluşturulmuş. Donör olarak da bir zamanlar Einzbern ailesi adına çalışan Emiya Kiritsugu kullanılmış. Yani Shirou'yu evlat edinen adam. Ilya, Kiritsugu'nun öz kızı; dolayısıyla Shirou'nun üvey kardeşi oluyor. Belki de bu sebepten ona sürekli "onii-chan" diyordur. Her ne kadar oyunda da, animede de görmesek de Ilya ile ilgili önemli bir bilgi var. O da bu savaştan yarım yıl kadar sonra öleceği.. Peki henüz gerçekleşmediği halde bunu nerden biliyoruz? Efem, bildiğiniz gibi Archer çok ama çok özel bir savaşçıydı. Çağırılışı sırasında Rin'in yaptığı hata yüzünden hafızasını kaybettiğini söylüyordu. Ancak pek çok şey onun bu konuda yalan söylediğini gösterir biçimde. Ayrıca gerek Rin'in gerekse de Lancer'ın ağzından daha önce ona benzeyen bir kahramanı hiç duymadıklarını işittik. Okçu sınıfına ait bir savaşçı iki kılıç birden kullanabiliyor ve bütün savaşçılar arasında en hızlı olarak bilinen Lancer'ın saldırısını püskürtebiliyor! Böyle bir savaşçı daha önce hiç duyulmadı! Bunun sebebi ne? Bunun sebebi Archer'ın diğerleri gibi geçmişten değil gelecekten gelen bir savaşçı olması. Bir büyücü zamanın herhangi bir noktasında ünlü olmuş bir savaşçıyı çağırma hakkına sahip. Ancak daha önce kimse gelecekten birini çağırmadığından olsa gerek böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermiyorlardı. Böylelikle Archer olarak bildiğimiz bu müthiş karizmatik karakterin gerçek kimliğine gelelim. Daha önce de dediğim gibi Archer hafızasını kaybettiğini söylerken yalan söylemekteydi. Aslında o gerçekte kim olduğunu pek iyi biliyordu. O aslında serinin asıl kahramanı Emiya Shirou'nun ta kendisiydi! Evet; o herkesi kurtarmak için sürekli kendinden bir şeyler feda etmeye niyetli, hayalperest çocuk gelecekte Archer'a dönüşecekti. Burayla birlikte serinin finalini de ifşa ediyorum, devam etmeden önce tekrar düşünün. Son kutsal kase savaşında yaptıkları; Kotomine Kirei'yi öldürmesi ve kaseyi yok ettirmesi Shirou'ya bir kahraman olma yolunda oldukça fazla kredi sağlamıştı. Savaştan 6 ay kadar sonra bir kardeş olarak gördüğü (ve gerçekten de üvey kardeşi olan) Ilya'nın ölümü Shirou'yu kendini suçlamaya itti. Shirou'nun düşünce sistemini biliyorsunuz. Herkesi kurtarmak isteyen biri o. Ilya'yı kurtaramamış olmak Shirou'nun sürekli vicdan azabı yaşamasına sebep oldu. Daha önce Ilya'nın ölümüne değinmiştim. Bunu gelecekten gelen Archer sayesinde öğreniyoruz oyunda. Shirou büyüdükçe ondaki bu herkesi kurtarma saplantısı iç dünyasını etkilemeye devam etti. Bir kahraman olmasına rağmen daima kayıplar veriyordu. Ölenler yüzünden, kurtaramadıkları yüzünden sürekli kendini suçluyordu. O da tarihte nam salacak kadar ünlü olup geçmişe bir büyücünün hizmetkarı olarak gitmeyi planladı. Sonucu da gördük, koskoca Berserker'i 5 kere (oyunda 6) öldürecek kadar güçlü biri olmuştu. F/SN serisini biliyorsanız bir savaşçının gerçek gücünün kendi fiziksel kuvvetinden ya da yeteneklerinden değil, efsanesinin yer yüzünde ne kadar yayılmış ve bilinmiş olmasından kaynaklandığını da bilirsiniz. Berserker/Herkül gibi "en kuvvetli" olarak bilinen bir savaşçıyı yenebilmesi için Archer'ın gelecekte ne kadar ünlü olduğunu siz tahmin edin artık. Archer'ın geçmişe gitme amacı neydi peki? Kendisine acıdan başka bir şey vermeyen boş "herkesi kurtarma" düşüncesini yok etmek. İnanılmaz ama; Archer'ın asıl amacı kendi geçmişini, yani Shirou'yu öldürerek zamanda bir paradoks yaratmaktı. 14. bölümden sonra açılış parçası değişir ve yeni açılışta biz Archer ve Shirou'yu birbirine saldırırken görürüz. Oysa animede böyle bir sahne hiçbir zaman yayınlanmamıştır. Bu oyuna bir göndermedir, hikayenin aslını bilmeyenler ise maalesef bu konudan hiçbir şey anlamamaktadır. Archer Rin'in hizmetindeyken sürekli Shirou'yla tartışır, onu aşağılar. Sürekli herkesi kurtarma amacının ne kadar boş ve işe yaramaz olduğundan, Saber'ın yerine savaşmaya çalışmasının Saber'a hiçbir fayda sağlamadığından bahseder. Hatta bir keresinde "Çok garip, öldürmem gereken kişiye nasihat ediyorum." demiştir. Aslında bir hizmetkarın bütün diğer büyücüleri öldürmeye çalışması savaşın temel unsurudur; ancak ben burada Archer'ın kendi planlarından söz ettiğine inanıyorum. Oyundaki Unlimited Blade Works senaryosunda (adından da anlaşılacağı gibi Archer'ın ön planda olduğu bir senaryodur) Archer Shirou'yu bu düşünceleri yüzünden öldürmek ister. Shirou Berserker'la yapılan bir savaşta tek kolunu kaybetmiştir. Archer da onları kurtarmak için animedekine benzer bir biçimde kendini ortaya atar. Ayrıca bütün bu olaylar sonrasında Shirou'nun düşünce sisteminin değiştiğini görür ve yok olmadan önce kolunu Shirou'ya verir. Zaten ikisi de gerçekte Emiya Shirou olduklarından kolun Shirou'nun kaybettiğinin yerini alması zor olmaz. Archer kızkardeşi olarak gördüğü için Ilya'ya çok değer verir. Animenin başlarındaki Saber-Berserker karşılaşmasını hatırlayın. Saber Shirou'nun son andaki hamlesiyle kurtulmuştu. Mangada bu savaşta Archer da yer alır. Rin ondan Ilya'yı vurmasını ister. Kilometrelerce ötedeki bir köprünün direklerindeki çiviyi bile görebilen Archer ise Ilya'yı ıskalar. Animesinde benzer bir sahneyi 14. bölümde, onun ölümünden kısa bir süre önce görüyoruz. Archer kılıçlarından birini Ilya'ya doğru fırlatır ama kılıç ona isabet etmez, lambayı kırarak karanlığın çökmesini sağlar. Bu iki durumda da Archer istemiş olsaydı Ilya'yı kolaylıkla öldürebilirdi, ama ona olan sevgisi buna engel olmuştur. Üstelik ona "Hala eskisi kadar acımasızsın." demesi de Archer'ın Ilya'yı tanıdığı yönünde çok güçlü bir kanıttır sadece animeyi takip edenler için. Anime serisinde Archer ve Shirou'nun aynı kişi olduğunu anlamak çok zor; ama imkansız değil. Özellikle de 14. bölümün en sonunda yer alan şu sahne çok büyük bir ip ucu niteliğinde. 2. bölümde Shirou'yu hayata döndürmek için Rin'in kullandığı mücevher, 14. bölümde Archer'ın kaybolan bedeninin arkasından beliriyor. En son Saber'ın gerçek kimliğinde kalmıştık. Anime serisinde bu açıklanmış olsa da oyunla birebir örtüşmediği için kafaları çok karıştıracak düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Saber ve Shirou'nun birlikte Berserker'i yenmesinden sonra Saber'ın gerçek kimliği açıklanır. O efsanevî Kral Arthur'dur. Bunun ortaya çıkmasından sonra internette pek çok kişinin şok geçirdiklerini söyleyen mesajlarıyla karşılaştım. "Kral Arthur mu? Saber bir erkek mi yani?" Bu sorulara cevap vermeden önce gerçek Arthur'u biraz inceleyelim. Arthur, kral Uther Pendagron'un oğludur ancak bunu kimse bilmemektedir. O, Sir Ector tarafından büyütülmüştür. Arthur taşa saplanmış kılıcı çıkarınca bu gerçek ortaya çıkar ve o gelecekteki Britanya kralı olma hakkını kazanır. Zaferden zafere koşar. Daha sonra kraliçe Morgause'a aşık olur. Evli olmasına rağmen kraliçe ile birlikte olur. Ancak daha sonra Merlin Morgause'un onun kardeşi olduğunu söyler ve bu günah yüzünden ikisinin çocuğunun Arthur'a ölüm getireceği kehanetinde bulunur. Arthur bu çocuğun öldürülmesini sağlamaya çalışır ama çocuk hayatta kalır. Adı Mordred'dir. Daha sonra Arthur aşık olduğu Guinevere ile evlenir. Ancak zamanla Guinevere Arthur'un şövalyelerinden Lancelot'a aşık olur ve ikisinin bu aşkı imparatorluğun felaketi olur. Arthur da Camlann'daki savaşta Mordred'le karşı karşıya gelir ve ağır yaralanır. Yanındaki şövalyesi Bedivere'den kılıcı Excalibur'u daha önce onu almış olduğu göle atmasını ister. Daha sonra ölmek üzereyken Gölün Hanımı tarafından Avalon'a götürülür. Arthur'un kılıcı hakkında bazı görüşler var. Kimi yerde taştan çıkardığı kılıçla Excalibur'un aynı olduğu, Excalibur ve Caliburn'un aynı kılıç olduğunu söyleniyor. Ancak Arthur'un Excalibur'u Gölün Hanımı'ndan aldığı daha çok bilinir. Bu yüzden taştan çıkarılana Caliburn, Gölün Hanımı'ndan alınana da Excaliburn dendiğini gördüm bazı kaynaklarda. Gelelim Fate/Stay Night'a. Bizim Saber olarak tanıdığımız kişi aslında Arturia Pendagron'dur. Babası Uther halkının kadın bir lideri asla kabul etmeyeceğini bildiği için kızının doğumunu duyurmaz. Merlin de kızı Sir Ector'a verir. Ector onu bir erkek gibi yetiştirir. Sonra taştaki kılıcı çıkarmasıyla kralla olan bağı ortaya çıkar tahta geçer. Bununla birlikte halkının tüm yükünü de sırtına almayı kabul eder. Bir süre sonra taştan çıkardığı Caliburn kırılır ve o da Gölün Hanımı'ndan Excalibur'u ve bu kılıcın kını olan kutsanmış Avalon'u alır. Arturia bu kına sahip olduğu sürece ölümsüzdür. Ancak savaştan savaşa koşarken üstünde taşıdığı koca bir milletin yükü Arturia'nın suçluluk duymasına sebep olur. Halkı için tüm duygularını öldürmüş ve kendisine ait bir hayata sahip olamamıştır. Bir seferde kutsanmış Avalon'unu çaldırır (dolayısıyla ölümsüzlüğünü kaybeder); sonra ülkesine geri döndüğünde bir isyanla karşılaşır. Onun kanından büyüyle dünyaya getirilmiş -tıpkı Ilya gibi- oğlu Mordred tarafından ağır şekilde yaralanır. Ölmeden önce Bedivere'den kılıcını göle atmasını ister. Son nefesini vermeden önceki son dileği de başarısız bir kral olduğunu düşündüğü için ülkeyi başka bir kralın yönettiği bir dünyada hayatını baştan yaşayabilmek olur. Gerek bir erkek gibi büyütülmesi, gerekse yaşadığı dönemin kültürel şartlarının bir kadın kahramanı kabul etmemesi yüzünden Arturia tarihe adını Kral Arthur olarak yazdırır. Eveeeet, demek ki neymiş? Saber gerçekte bir erkek değilmiş. Shirou bir erkeğe aşık olmamış, 21. bölümde bir erkekle sevişmemiştir. Ancak daha önce de dediğim gibi oyundan animeye çevirimde bölüm sayısının da kısıtlı olması göz önünde bulundurularak pek çok önemli nokta atlanmıştır. Geçen sene internette dolaşırken bir forumda finalle ilgili şöyle bir şey okumuştum, çok hoşuma gitti. Sizinle paylaşayım, onu okuduktan sonra daha bi sevindim. Gerçek olabilir de olmayabilir de ancak öyle kabul etmek beni daha mutlu ediyor: Archer'ın Shirou'nun gelecekten gelen hali olduğunu bilmeyen kalmadı sanırım. Neyse, 24. bölümün finaline gidelim. Burada Shirou'nun sözlerine bakalım. Goku'cuğumun çevirisinden buraya koyuyorum: (Bu arada tekrar eline sağlık Gokucan) Çok yakınmış gibi geliyor, ama ellerimi uzatsam bile tutamıyorum. Öyle bile... Ona uzanamasam bile... Kalbimde kalacak şeyler var. Aynı zamanda olmak... ve aynı gökyüzüne bakmak... Eğer bunu hatırlayabilirsem, birbirimizden uzakta olsak da, inanıyorum ki beraber olabiliriz. Artık ileriye doğru koşacağım. Eğer hedefimi yeterince uzağa koyarsam, o zaman bir gün... hedeflediğim şeye ulaşacağım. Burada önemli olan kısım neresi biliyor musunuz? "Eğer hedefimi yeterince uzağa koyarsam, o zaman bir gün... hedeflediğim şeye ulaşacağım. " Benim okuduğum mesaja bakılırsa kahramanlar öldükten sonra "Hall of Heroes (kahramanlar salonu)" denilen bir yere gidiyorlar. Bu yüzden çoğunun kaseyi kazanmak gibi bir amacı yok, savaşa çağrıldıktan sonra sadece geriye, o salona dönmek istiyorlar. Saber bir kahraman, dolayısıyla öldükten sonra gideceği yer de orası. Ancak Shirou yukarıda dediği gibi çok çalışır ve hedefine ulaşırsa, yani bir gün kahraman olursa o da ölünce aynı salona gidecek. Eh, biz de Shirou'nun bir gün çok büyük bir kahraman, yani Archer olacağını biliyoruz değil mi? Neden ikisi orda birlikte olamasın?
  2. okadar iyi açıkladınki diyecek bişeyim kalmadı :D
  3. Namikaze Minato

    Lock On!

    ^^ bende başka birine benzetiyodum :D aklıma gelirse söyliyecem :D
  4. Bölüm sayısı: 12 Yapımcılar: Seven Arcs, Aniplex, MOVIC Tür: Super Power, Harem, Ecchi, Comedy, Action Yayın tarihi: 1 temmuz 2008-17 eylül 2008 Süre : ortalama 24 dakika ~Bölüm Başı~ Tanıtım; Sahashi minato 2 sene üst üste üniversite giriş sınavını kaybetmiş,üstüne hiç arkadaşı olmayan,kısacası hayatta tamamen başarısız bir gençtir. birgün yine hayal kırıklıgı içinde yolda yürürken musubi adlı bir kızın saldırıya ugradıgını görür,fakat saldırı normal saldırı degil,resmen kızın kafasına şimşekler yagmaktadır,neler oldugunu anlamayan minato, musubi kaçarken onun yanında sürüklenir,olaylar gelişir ve en sonunda musubi minatoyu kendi ''Ashikabi''si olarak seçer.Ashikabiler 108 adet genleri insanlarınkinden farklı olan,herbirinin kendine has özelligi bulunan [su kullanabilme,hava,elektrik vs] ve Sekirei adı verilen kişilerin seçip aralarında özel bir bag kurarak kanatlanmalarını saglayan kişilerdir ve sekireiler sonsuza dek Ashikabilerinin yanında olup mutlu bir hayat sürebilmek için diger ashikabilerin sekirelerini öldürmek zorundadırlar,fakat bir ashikabi'nin birden fazla sekireisi olabilir ve minatoyu seçecek olan tek sekirei Musubi degildir... .::Karakter::. Sahashi Minato; http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSxTq9KSbkkdXI5XpCvttzaFt3TZOuXgSR7ZEEM2l5IkZw7gEA&t=1&usg=__RZV6FKJQK42PIE3i4AWYpq5Qzho= Kendine hiç güvenmeyen,neden bu kadar çok sekireinin onu seçtiginede hiç anlam veremeyen ana karakterimiz,mangada 6 adet sekireisi bulunmaktadır,animedede öyle olucak inş xD,sekirelerine bir savaş aracı olarak degilde herbirini kendine çook degerli bulup her zaman her biri için endişelenir,muhtemelen diger ashikabilerden kendini ayıran en büyük özellikte bu sanırım,tüm sekireileri ile birlikte Izumo Inn de kalmaktadır. Musubi-Sekirei No. 88 Minato'nun ilk sekiresidir ve sekirei mevzusunada karıştıran kişidir,özelligi close combattır,(close combat dediysem hafife almayın bir yumrukla bir evi yıkabilir xD),biraz fazla saf hatta bazen saflıgı salaklıga dönüşsede kendine has bir güzelligi vardır. Kusano,Kuu-chan-Sekirei No. 108 Minatonun 2. sekireisidir,yaşı küçük oldugundan dolayı minatoya ''oni-chan'' dediginden dolayı önce herkes abi olarak görüyor diye düşünsede ilerde ''abi büyüyünce benimle evlen'' demesi beni hem şaşırdıp hem kopartmıştır xD,özelligi elindeki küçük bir ot parçasını bile metreler kalınlıgında bir agaca dönüştürebilir,yaşı küçük oldugundan dolayı pek savaşta kullanmasalarda yinede güçlü bir karakterdir,özellikle Tsukiumi yi ararken minato'nun ''bodyguard''ı oldugu sahneler epeyce hoşuma gitmişti. Matsu-Sekirei No. 02 Minatonun 3. sekireisidir,iqsu normal bir insanın 2 katından fazladır ve telepatik gücüyle ne kadar uzak olursa olsun elektronik herşeyle(örnegin gökyüzündeki bir uyduyla bile)baglantı kurup istedigini yaptırabilir,Izumo Inn de kendine özel gizli kapılı bir odası vardır ve Izumo Inn den dışarı başka hiçbiryere çıkmaz,ne kadar zeki olsada yinede gözlüklü büyük bir sapık olarak geçer xD,dünyadaki ögrenebilicegi herşeyi ögrenmek ister. Tsukiumi-Sekirei No. 09 İlk önce tüm ashikabileri sadece sekireileri kullanan birer maymun olarak görüp minatoyu öldürmek istesede,Minato'nun onu seonun elinden kurtarması sonucunda ona aşık olur ve kendisini minatonun''gerçek eşi'' olarak ilan edip minatonun sekirei koleksiyonunda 4. sıraya yerleşir xD,karakter olarak diger sekireilerden biraz daha utangaç en azından musubi gibi çıplak olarak minatonun karşısına çıkmaz xD,özel güc olarak suyu kullanır ve gördügüm kadarıyla kendine en çok yeni teknik geliştiren karakter,water sword olsun water dragon olsun yamata no orochi olsun Tsukiumi bence Minato'nun en güzel sekreisi favorimdir diğerleriyle kıyaslamıyorum bile :D :D. Kazehana-Sekirei No. 03 Minatonun 5. sekireisidir,,güçlü olması,ecchi esprileri ve davranışları(örnegin tsukuimi kazehana minatoyu öptügünde piskopatca water dragon ile saldırırken onun karşı atak olarak tsukuimi nin etegini havaya kaldırıp ''mr. panties'' demesi ve ,özel güc olarak havayı kontrol edebilmektedir,mangada sadece miyanın ondan daha güçlü oldugu,karasuba ile neredeyse eşit oldukları yani en güçlü 3. sekirei oldugu söyleniyor-(numara güç sırası degil onu belirteyim..:D Homura-Sekirei No. 06 Minato'nun 6. ve son sekireisi,ve kanatlanan en son sekireidir.homuranın en büyük özelligi ''cinsiyetsiz'' olmasıdır.normalde erkek olsada kendi ashikabisinin Minato olduguna karar verdikten sonra vücudu reaksiyon göstererek yavaş yavaş kadın vücuduna dönüşmeye başlamış ve gögüsleri çıkmıştır.kanatlanmanı ardından bi reaksiyon durmuş olsada şuan kadın gögüslerine sahip olup kadın olmuştur xD,özel güç olarak ateşi kontrol edebilmektedir fakat eger ateşe çok yüklenirse,yani ateşi lav derecesine getirirse bir yerden sonra kendi kontrol edemez ve kendi ile etrafındaki herşeyi eritmeye başlar. Asama Miya-Sekirei No 01 Izumo Inn'in ev sahibidir.kanatlanıp kanatlanmadıgı tam belli olmamakla birlikte muhtemelen ölen kocası onun ashikabisiydi.eskiden karasuba tarzı takılıp insanlardan nefret etsede,kocasıyla tanıştıktan sonra kişiligi tamamen degişmiş,milleti öldürmekten vazgeçmiş ve mitolojik kutsal kılıcını bile bırakmıştır,minato ve sekireilerine bir anne gibi davranır. Seo Kendisi bir ashikabi olmasına ragmen minatoyla savaşmaz,bir bakıma müttefiklerdir.2 adet sekireisi vardır. Hikari~Hibiki-Sekirei No. 11~12 Seo'nun sekireileridirler.ikiz olduklarından dolayı aralarında bir kıskançlık gibi birşey yoktur.özel güçleri elektirktir ve birlikte güzel çifte combolar çakabilirler özellikle sapıklık yapınca seo ya xD Haihane "Sekirei No. 104, Blue Sekirei" Disciplinary Squad'ın 3 üyesinden biridir.özel güç olarak kolları vardır,epeyce keskin ve her parmagı yerine büyük birer bıçak bulunan kolları çok mükemmel bir saldırı aracı olarak görünmesede yinede epeyce güçlü bir karakterdir. Benitsubasa "Sekirei No. 105, Red Sekirei" Musubi gibi özel yetenegi close combat olan fakat musubiden farklı bir tarzda savaşan,Disciplinary Squad'ın 3 Musubi ile olan bir savaşında yenildiği için garezi vardır :D. Karasuba "Sekirei No. 04, Black Sekirei" Disciplinary Squad'ın lideridir.nedeni bilinmeyen bir sebep yüzünden hayatı boyunca hep Yume no.8 ile karşılaşıp onunla savaşmak ister.özel yetenegi henüz görünmesede çok güçlü bir kılıc ustasıdır. Yume-Sekirei No.08, ''Defender of Love'' Kendisi ile ilgili pek birşey bilinmesede kanımın ısındığı sevdigim bir karakter,fakat dedigim gibi kendisi hakkında degil,kendi vücudu ile mangada 2-3 poz haricinde hiçbir resim yok. Yukari Sahashi Minatonun kız kardeşidir,ilk önce normal bir ögrenci olsada sonradan oda bir ashikabi olur,''güzel'' erkeklere karşı büyük bir zaafı vardır. xD Shiina "Sekirei No. 107" ~''Shinigami Sekirei'' Yukari'nin sekireisidir.özel saldırısı olarak "Death" yada "Decay" adlı saldırıları vardır.shinigami sekirei olarakda bilinir.kusano yu küçük kız kardeşi gibi sevdiginden yukari ile birlikte onu aramaktadır. Uzume~Sekirei No. 10 Izumo Inn'de yaşayan bir sekireidir.ashikabisi çok hasta oldugundan ve hastane masrafları yüzünden ashikabisinin yaşayabilmesi için zengin başka bir ashikabinin dediklerini yapar,minatonun sekireileriyle ne kadar samimi arkadaş olsa bile gerekirse onlarla bile ölümüne savaşabilir.özel gücü tam bilinmemekle birlikte savaşırken üzerindeki giysileri kullanmaktadır.Kazehana'nın küçük kardeşidir. Minaka "Professor" Hiroto MBI'nin başkanıdır.sekirei planı kendisi yaratmıştır.nedeni bilinmeyen bir şekilde sekireileri savaştırmayı sevmektedir,hatta bir cümlesinde ''sekirelerin savaşması için bir salak rolü gerekiyorsa ben seve seve bu rolü oynarım'' gibisinden kendiside itiraf edip anlam veremedigim bir hıyarlık yapmaktadır,kendisinin seçilmiş kişi olduguna inanır xD Delirmiş havası veriyo her gördüğümde xD Takami Sahashi Minato'nun annesidir tuhaf olan Sekirei araştırmasının baş yardımcısı olması ve Minato ve sekireilerini koruma görevinde olmasıdır. (ilk gördüğümde çok şaşırdım Tsuukiumi anne dediğinde xXD) Seslendirenler Ünlüler Kazehana= by Yukana Nogami (C.C. in Code Geass, Teletha Testarossa in Full Metal Panic, etc) Tsukiumi = by Inoue Marina (Yoko Ritona in Tengen Toppa Gurren Lagann, etc) Asama Miya = by Oohara Sayaka (Milly Ashford in Code Geass, Alicia Florence in Aria the Animation, etc) Matsu = by Endou Aya (Sheryl Nome in Macross Frontier, Lena Sayers in Mai-Otome 0~S.ifr~, Kinue Crossroad in Gundam 00, etc) Karasuba = by Paku Romi (Edward Elric in Full Metal Alchemist, Hitsugaya in Bleach, etc)
  5. Bişi deil benim de işte bu dediğim animeye güzel bi tanıtım yaptıysam ne mutlu bana. :D
  6. ÇOk seviyom bu animeyi :(
  7. Tür: Drama, Romantizm, Okul ,Oyun Bölüm Sayısı: 22+1 Yayım tarihi: 4/10/2007 ile 27/3/2008 arası Yapımcılar/Sanatçılar: Yönetmen: Tatsuya ISHIHARA Senaryo: Fumihiko SHIMO Animasyon: Kazumi IKEDA Müzik: Jun MAEDA, Magome TAGOSHI, Shinji ORITO Dizayn: Itaru HINOUE, Kazumi IKEDA Tanıtım: Küçük yaşta annesini kaybeden Tomoya, babası ile yaşamaktadır. Ancak babası, eşinin ölümünün üzerine kendisini alkol ve kumara vermiştir. Tomoya ve babasının halihazırda kötü olan ilişkileri, Tomoya ve babasının bir kavgaları esnasında babasının, Tomoya'nın kolunu yaralamasıyla daha da kötüleşir ve birbirlerinden tamamen uzaklaşırlar. Kolundaki kesik yüzünden basketbol klübünden de ayrılmak zorunda kalan Tomoya, okuldan ve arkadaşlarından da uzaklaşır. Lise son sınıfda okuyan Tomoya Okazaki, sınıf arkadaşları tarafından artık bir serseri olarak görülmektedir. Ancak Youhei Sunohara dışında arkaşı olmayan Tomoya'nın hayatı, okulda hiç bir arkadaşı olmayan Nagisa Furukawa ile tanışması ile tamamen değişir. İlk başta Nagisa ile çok ilgilenmiyor görünse de, bir süre kendisini onunla birlikte bulur ve yavaş yavaş kalbini açmaya ve başka arkadaşlar da bulmaya başşlar. Karakterler; Okazaki Tomoya: Esas oğlanımız. Okazaki Tomoya sayısız anime karakterleri arasında öne çıkan, akılda kalmayı başaran, sağlam tasarlanmış bir kişi. Bu biraz da karakterin bu kadar bizden biri olmasından kaynaklanıyor. Bizimle beraber o da ağlıyor o da gülüyor. Hayata tozpembe bakmıyor, benzer karakterler gibi kalbinin yerinde devasa bir iyilik balonu da yok. Sadece kendi yolunu bulmak istiyor. Animede en fazla değişim gösteren karakterin Tomoya olduğu da apaçık ortada. Başlangıçtaki ile finaldeki Tomoya arasında dağlar kadar fark var. Aylak bir serseriden sorumlu bir sorumlu bir yetişkine nasıl dönüştüğüne seri boyunca tanık oluyoruz. Benmerkezcilik yerine yaşamaya ve korumaya değer şeyler bulan bir adamın hikâyesi bu ne de olsa. Tomoya’nın en önemli yanlarından birisi de hatalarını anlayabilmesi. O serseriliğine pişman olduğunu direk olarak söylemese de tavırlarından anlayabiliyoruz. Bakışları adeta ‘Sevdiklerime daha iyi bir hayat yaşatmak istiyorum’ diyor çünkü. Böylesine iyi tasarlanmış bir karakteri layığı ile seslendirmek de kolay iş değil tabi. Tomoya’nın seiyuusu Nakamura Yuuichi’yi de bu yüzden tebrik ediyorum, gerçekten seslendirme olarak da karakteri eksik bırakmamış. Sözün özü Tomoya, anime tarihinin en gerçekçi karakterleri arasında. Erkek adam ağlamaz tabusunu yıktığı için de bir alkış daha. Furukawa Nagisa Nagisa, ah o Nagisa! Bizi hayretler içerisinde bırakan o güzel kız… Animenin başındaki tavırları ile o klişe zayıf, iyi yürekli kız imajı çizerek beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Hatta esas kız olarak farklı bir karakterin seçilmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Ne de olsa daha özgün karakterler mevcuttu animede. Heyhat nasıl da yanılmışım. İzledikçe gördüm ki Nagisa çok engin bir derinliğe dayanarak hazırlanmış. O kararsız, azimden yoksun ve güçsüz tavırlarını üstünden attıkça nasıl bir cevher olduğunu gözümüze gözümüze soktular. Hele After Story’de adeta parlıyor Nagisa. O saf kalbindeki iyilikten hiç vazgeçmeyip kız arkadaş, sevgili, eş ve anne olduğuna adım adım şahit oluyoruz. Yeri geliyor fedakârlıkları ile bizi gözyaşlarına gark ediyor yeri geliyor davranışlarıyla kahkahalara boğuyor. Tomoya ile olan ilişkilerinde ise insan hayrete düşmeden edemiyor. Birbirinden bu kadar farklı iki insan nasıl bir araya gelebilir diye… Aslında cevap çok basit; Adeta paranın iki yüzü gibiler, tek gereken şey onları tutkal gibi yapıştıracak aşk. Okazaki Ushio Sıra geldi o dünya tatlısı Ushio’ya… Sırf böyle şeker bir kızım olsun diye bile evlenebilirim. Aslına bakarsanız Ushio sahnede sadece birkaç bölüm kalıyor. Ama bu birkaç bölüm bile onun bizi fethetmesine yetiyor. Henüz 5 yaşında olmasına karşın son derece olgun bir kişiliğe sahip aslına bakarsanız. Bunu o beş yılda geçirdiklerine de bağlayabiliriz. Babası ile geçen yürek parçalayıcı birkaç diyalogu bile animeye ne kadar çok şey kattığını anlamamıza yeter. Furukawa Akio Oldukça enteresan ve bir o kadar da sevilen bir karakter olduğunu düşünüyorum Akio’nun. İlginç bir baba figürü olması bir yana animenin komedi yönüne yaptığı katkılar da inkâr edilemez. Ama bu sadece dışarıdan görünen kısım. Aslında hayatın anlamını kendi çapında kavramış, deneyimli bir insan olduğunu satır aralarında anlayabiliyoruz. Ayrıca her ne kadar inkâr etse de Tomoya için bir rol modeli hatta baba gibi olduğu gayet açık. Babası olarak Nagisa’ya gösterdiği engin sevgi de takdire değer. Genelde Tomoya ile durmadan takılsa da Tomoya’nın paraya ihtiyacı olduğunda tek laf etmeden bir zarf ile uzatması aslında nasıl birisi olduğunu gösteriyor. Karısı ile Nagisa için yaptıkları fedakârlıklar da cabası tabi… Furukawa Sanae Nagisa’nın büyük olarak annesine çektiğini anlayabiliyoruz animede. Aynı iyilik dolu kalp annesinde de mevcut çünkü. Sanae’nin karakter olarak öne çıktığı üç nokta var; kocasına olan desteği, kızına olan sevgisi ve Tomoya’ya için anne figürü olması… Onların haricinde hakkında pek söylenebilecek bir şey yok hakkında. Fujibayashi Ryou Kyou’nun kız kardeşi olan Ryou maalesef seriye az daha harem havası verilmesine ön ayak olan bir karakter. Zayıf kişiliği ve utangaç tavırları ile klişeyi aşamamış maalesef. İlk seride bolca gözükmesine rağmen ikinci serinin başları haricinde pek bir fonksiyonu yok, iyiki de yok. Fujibayashi Kyou Kız kardeşi ile taban tabana zıt, tsunadere bir karakter Kyou. Bu da bir anime de harcanmış karakterler arasında. Sakagami Tomoyo Eğer Nagisa diye bir karakter hiç olmasaydı Tomoya’ya en çok yakıştıracağım karakter herhalde Tomoyo olurdu. Karakterin asıl parladığı yer ilk serinin son bölümü olan ana senaryodan ayrı özel bölümü. Burada parlayan sırf kendisi de değil, esas oğlanımız Tomoya’da öyle… Yaptığı fedakarlıklar ile onun ne kadar yol kat ettiğini görebiliriz açıkça. Ichinose Kotomini Animede olmazsa olmaz karakterlerden birisi değil Kotomini. Hüzünlü bir hikayesi var ama ana senaryoya pek bir katkısı olduğu söylenemez. Ibuki Fuuko http://media.giantbomb.com/uploads/0/238/673845-fuuko_large.jpg İlk başta şeker, küçük bir kız gibi gelen Fuuko ilerde nasıl da sinirinizi bozmaya başlıyor (iyi manada). Çocuksu kişiliğine rağmen hem Tomoya’nın hem de Nagisa’nın büyüme aşamalarında yabana atılamayacak bir katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Kimi zaman komik kimi zaman hüzünlü ikimi zaman ise sinir dolu anlar yaşatan Fuuko, animenin olmazsa olmazı. Sunohara Youhei http://media.animevice.com/uploads/0/428/12077-sunohara_youhei_large.jpg Clannad’ın eğlence ayağını büyük oranda üstlenen karakterlerin birisi de Sunohara. Her ne kadar arada artık yetti dedirtse de genelde güldürmeyi başarıyor. İlk serinin olmazsa olmazlarından. Tomoyo ile kapışmaları, Okazaki tarafından birçok kere kandırılması ve daha neler neler… Sunohara Mei http://are-are.net/wp-content/gallery/clannad-after-story-3/clannad3_19.jpg Tek söyleyeceğim şey 'gereksiz' olur bu karakter için. Ne hikayesi hikaye ne de varlığı senaryoya katkı sağlıyor. Loli sevenleri tatmin etmek amacı ile fütursuzca bölüm işgal etmiş. Hani tatlılığı ile kurtarırız sanmışlar ama cık. :( Miyazawa Yukine http://cdn.myanimelist.net/images/clubs/5/38114m.jpg İlgi çekebilecek bir hikayesi olmasına rağmen sırf After Story’de yer işgal etmesi onu kara listeme yerleştirmeye yetti. Yoshino Yuuske http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSUmmRhHZI-cC0-ftlPkcW-fEiifai8FY3Aja2gDU80mlNtZV0&t=1&usg=__ZwayxT3qHf-EQql8KCVDiQLOLCc= Genelinde arka planda kalsa da bence seriye, daha doğrusu Tomoya’ya çok şey katmış bir karakter. Ayrıca gerek hikâyesi gerek de şahsi gelişimi açısından daha fazla sahneyi hakedebiledek birisi derim. Sagara Misae http://www.wolfhurricane.com/images/screens/clannad_after/episode_05/clannad_after5_14.jpg Sunohara’nın kaldığı yurdun müdürü. Başta sadece yardımcının yarımcısı rolünü üstlenecek çok geçmeden de silinip gidecek bir karakter gibi duruyordu. Belki serideki kızlar için bir rol modeli ama daha fazlası olamaz sanıyordum. Nasıl da gaflete düşmüşüm. Serideki ana hikaye ve Tomoyo’nun senaryosu haricinde en hüzünlü en vurucu konuya sahip. Öyle ki 2 bölümle bile beni derinden etkiledi. Shima Katsuki http://i44.photobucket.com/albums/f6/maki00000/CLANNADAFTERSTORY-05-Large20.jpg Misae ile yaşanan o hüzünlü hikayenin diğer kişisi. Temiz kalpli bir çocuk olması itici gelmesinin aksine karaktere daha da bağlanmama neden oldu. Bence o kısa ama güzel hikayesi ile Clannad’a çok şey kattı. Okazaki Naoyuki http://static.zerochan.net/240/12/34/21712.jpg Ana karakterimizi sürekli aşağıya çeken, hayattan bezmiş, pasif, ayyaş bir baba. Gerçekten öyle mi? Nelerden geçtiğini öğrendiğinizde seri boyunca ne kadar haksızlık yaptığımızı anlıyoruz. Son Söz: Sahneleri hatırladıkça bile gözlerimin dolmasına yol açan bu güzel animeyi izlerken yaşadığım duyguları bir nebze de olsa sizlerle paylaşmak istedim, umarak beğenmişsinizdir. Seri mükemmel demiyorum, hatta eksik olduğu yerler mevcut, farkındayım. Ama umduğumdan da fazlasını veren animeye borcumu bu şekilde ödemiş oluyorum. Gerek oyunu gerek serisi ile çok farklı bir deneyim yaşattı bana, teşekkürler http://img228.imageshack.us/img228/2143/dangoss.png
  8. Yıl:2004 Bölümler:13+1 Tür : Doğaüstü Güçler, Drama, Gerilim, Bilim Kurgu, Korku , Aksiyon +18 Tanıtım; İnsanların bir sonraki evrimi olduğuna inanılan Dicloniuslar, bilim adamları tarafından insanlığın düşmanı olarak sıfatlandırılmıştır. Normal insanlardan fiziksel olarak tek farkları iki boyuzlarıdır. Oysa çok farklı bir silahları daha vardır, hatta bu tehlikeli silahla doğmuşlardır. Bu tehlikeli silahın bilimsel adı vektördür. Vektörler, normal insanların göremediği ortalama 2 mt. uzunluğundaki kollardır. Öldürmeye eğilimli Dicloniuslar, bu silahı kullanmayı öğrendiklerinde insanlığı yok etmeye çalışan varlıklar olurlar. Bunun için önleme htiyaç duyan bilim adamları, doğan bütün boynuzlu çocukları ya öldürür, ya da lablarda denek olarak kullanmak için hapsederler. Bir gün bu lablardan kaçmayı başaran bir Diclonius, insanların arasına karışır. Adı Lucy olan bu Diclonius, kaçarken başına aldığı bir kurşun darbesiyle hafızasını kaybetmiş ve kişiliği bölünmüştür. Sabaha karşı denizi izlemeye gelen iki kuzen Yuka ve Kouta, sadece "nyuu" diyebilen iki boynuzlu çıplak bir kızla karşılaşırlar. Nyuu'yu evlerine götürürler ve onunla yaşarlar. Ama Nyuu'nun hafızası zaman zaman yerine gelir ve o zaman acımasız katil Luy'ye dönüşür. İnsanlığın yok olmasını engellemek isteyen bilim adamları Lucy'yi öldürmek zorundadırlar. Bunun için önce Nana(7 numara) daha sonra da Mariko (35 numara)yı kullanmalıdırlar. Evi zamanla Yuka, Mayu ve Nana ile dolan Kouta, zaman içerisinde unuttuğu bazı şeyleri hatırlayacaklardır... Elfen Lied, özellikle müzikleriyle ve grafikleriyle herkesi etkilemeyi başaran bir anime.Zaten bu yüzden zamanında ödüle layık görülmüş. .: Karakterler :. Lucy Ana karakter kızımız. Kendisi bir Diclonius'tur ve hapis edildiği labaratuardan kaçmayı başarmıştır. Çok zor bir çocukluk geçiren Lucy, hayatın verdiği bu yüke dayanamayıp kendinitutamamış ve içindeki katili serbest bırakmıştır.Kaçarken başına aldığı br darbeyle kişiliği bölünür ve hikayemiz hikaye olmaya başlar... Nyuu Lucynin başına adığı darbe kişiliğini ikiye böler. Uyandığında sadece nyuu diyebilen masum ve sevimli bir kızdır o. Nyuu Koutaya çok bağlanır, tıpkı geçmişteki gibi ona aşık olur... Zamanla eve dolan arkadaşlarıyla çok mutlu bir yaşam sürmektedir ama... Yuka http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTsAqBdgpDyOedp2NCJ8PARbM1VDbw6P-nReI63qqz1jWSuRvg&t=1&h=167&w=223&usg=__bgxP62I_zEJ-pdCxn-aAqb3gT7M= Yuka çocukluğundan beri kouta'ya aşıktır.Ama bunu ona bir türlü söyleyememiş ve onu hep özlemiştir. Sekiz yıl sonra onunla aynı üniversiteye gitmeye başlarlar. Hiç bir şey bilmeyen Nyuu Kouta'nın evine yerleştiğinde Yuka onu kıskanır ve Kouta'ya taşınır. Zaman zaman nyuu'yu çok kıskansa da, Kouta'ya karşı bile Nyuu'yu korur ve kollar. Kouta Kouta küçükken babası ve kız kardeşini korkunç bir şekilde kaybetmiştir. Ama o güne dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Üniversite için hoşlandığı kuzeni Yuka ile aynı okula yazılmış ve onun tuttuğu bir handa kalmaya başlamıştır. Kimsesiz Nyuu'yu evine aldığında ise, bütün hayatı değişir ve unuttuğu bazı şeyleri hatıramaya başlar: küçüklük aşkını, gözünün önünde yaşanan vahşeti... Nana Nana vektörlerini insanları öldürmek için kullanmayan tek Dicloniustur. Labaratuarda tehlikeli deneylere denek olarak kullanılmıştır ve ona sürekli detek veren manevi babası Kurama'nın her dediğini yapar. Lucy'yi bulup labaratuara geri götürmek için görevlendirilmiştir. Nana Lucy'ye eve dönmesini söyler. Lucy onu dinlemeyince ölümcül bir kavgaya başlarlar ve bu kavgada nana kollarıyla bacaklarını kaybeder... Daha sonra mayu ile tanışan ve Kouta'nın evine taşınan Nana, büyük bir travayı atlatmak zorunda kalacaktır... Mayu Mayu, üvey babasının cinsel tacizlerinden bıkıp kaçan bir sokak kızıdır. Tek arkadaşı köpeği Wantadır. Bir gece, dehşet verici bir olaya tanıklık etmesiyle Kouta ile tanışır ve onlara yerleşir...Nana ile tanışır ve çok iyi arkadaş olurlar. Hikayenin en saf kızı diyebiliriz. Özel Asker Öldürmek için özel olarak eğitilmiş, kendini beğenmiş bir canidir.Öldürmekten zevk alan bu adam, devlet için çalışır ve Lucy'yi öldürmek için görevlidir. Lucy ile kapışmasınd kolunu, bacağını ve gözlerini kaybeder. Ama bunlara rağmen asla peşini bırakmaz... Kurama Direktör Kurama, Diclonius projesini yöneten kişidir. Kızı bir Diclonius olduğu için onu öldürdüğü söylenmektedir ve hatta karısı da bu yüzden ölmüştür. Ama gerçek, çok farklıdır... Lucy, peşine düşen Kurama'nın da hayatını değiştirecektir... Ya da... Mariko Mariko, kuramanın gerçek kızıdır. 11 metre uzunluğunda bir çok kolu vardır. Bu mükemmel Diclonius, hiçkimse işe yaramayınca Lucy'yi öldürmek için görevlendirilen son varlıktır. Tam bir şeytan olan mariko, yıllarca anneliğini üstlenen kadını bile bir çırpıda öldürür. Ama bilim adamlarının ona geçmişte yaptıkları bi operasyon, marikoyu sadece bir silah haline getirmeye yetecektir. Yıllarca gerçek annesini ve babasını bekleyen Mariko, Kuramayı tanıdığında, gerçek küçük bir kız olur... Resimler: http://i180.photobucket.com/albums/x209/muratelic/elfenlied/wall11.jpg http://i180.photobucket.com/albums/x209/muratelic/elfenlied/wall05.jpg http://www.manga.gen.tr/elfenlied/i1.jpg http://www.manga.gen.tr/elfenlied/i2.gif http://www.manga.gen.tr/elfenlied/i3.jpg http://www.manga.gen.tr/elfenlied/i4.gif
  9. İyi bi animeye benziyo başlamaya karar vermiştim bi ara :(
  10. Tanıtım: Ölümcül bir hastalık tüm dünyayı esir alır ve ısırılan insanları zombilere çevirir. Japonya’daki Fujimi Lisesi’nde bir grup öğrenci ve bir okul hemşiresi bir araya gelerek hayatta kalmaya ve etraflarını saran bu kaostan kurtulmaya çalışırlar. Hikâye, ilk salgını atlatan öğrencilerden biri olan Takashi Komuro’nun etrafında şekillenir. Yıl:2010 Tür:Aksiyon , Gerilim , Korku , Doğaüstü güçler , Romantizm , Ecchi. Bölüm sayısı:8+ Karakterler; Takashi Komuro; Hayata küsmüş kız arkadaşı tarafından terk edilmiş(Rei) dünyanın en şanssız kişileri arasında kendi gören olayın etrafında döndüğü esas kahraman. Rei Miyamoto; Takashinin eski kız arkadaşı. Takagi Saya; Takashiyi aptal diye seslensede ondan hoşlanan sınıf arkadaşı.Dahidir kendisi. Kouta Hirano; Silahlara karşı zaafı olan Silah hastası Takashinin sınıf arkadaşı. Shizuka Marikawa; Okulun Doktoru biraz saf iyi niyetlimi desek ve aşırı derecede açık :(. 8) Saeko Busujima; Takashinin ilk başlarda ''senpai'' diye seslendiği sonradan Saeko dediği Kılıç ustası üst sınıftan arkadaşı fena kılıç kullanıyo[Favorim]. Çeşitli bölümlerde çeşitli sahneler aksiyon dolu sahneler yeri geldiğinde güldüren yeri geldiğinde üzücü yerleri olan bana göre hiç atlanmadan izlenmesi gereken bir anime özellikle ecchi romantizm gerilim sevenler için harika bi tercih. Animeden görüntüler;
  11. Yıl:2010 Cilt sayısı:1 Bölüm Sayısı:18 Sanada Utsuru, 17 yaşında profesyonel fotoğrafçıdır. Bir gözü sargılıdır ve gözleri çok özeldir. Gördüğü hiçbir şeyi unutmaz ve çok hızlı hareketleri önceden görebilmektedir. Ayrıca parayı ve kızları çok sevdiğini söylemektedir. Transfer öğrenci olarak geldiği okulun ilk gününde Niko Kurihara ile tanışır. Niko'nun erkeklere hiç güveni yoktur. Bu yüzden güzel bir kız olmasına rağmen hiç erkeklerle iletişim kurmamıştır(Yani kurmak isteyenlere de kötü davranmıştır). Sanada, Niko'nun resmini çekip onu fotoğraf mankeni yapmak istemektedir. Tabii ki Niko da bunu istemez, ama bakalım ilerde neler olacak...? Yazan: Tsuchida Kenta Çizen: Tsuchida Kenta Türü: Aksiyon, Komedi, Ecchi, Savaş Sanatları, Okul Yaşamı, Shounen. Karakterler: Sanada Utsuru:
  12. mesela ben kararsızım bu animeye ???
  13. Ballıda bu tsukune faaliyet yok saf ya :(
  14. Namikaze Minato

    One Piece Tanıtım

    Ben izlemedim bunu
  15. Namikaze Minato

    Naruto Tanıtımı

    Güzel olmuş tanıtım :( yeni başlayanlar için 8)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.