0nLin3

Yanlış anlama ama benden öneri: Alan adını değiştir. İlkokullu birisinin okuldan sonra boş vaktinde açtığı bir ay içinde kapanacak diziindir.tr.gg havasında uyduruk bir site hissi veriyor. Blogspot.com gibi şeyler yaygın ve basit olabilir ama kulağa daha güven verici geliyor.

Benim beklediğim oyun şu :D http://www.no-mans-sky.com

O dediğim sahil de LH'deki test serverine benziyordu :D Boyutu da 3-4 gb birşey oyunun

Normal level önemsiz, çünkü reborn olunca sıfırlanıyor. Ama karakter penceresinde bir yerde toplam level var. Ve toplam level 1000 i geçinceye kadar Beginner olarak her gün bedava 30 iksir alıyorsun. Gerisini sen düşün artık :D Skiller Novice ile başlıyor. Sonra F, E, D, C, B, A diye gidiyor. A'dan sonra 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 en son da Master. Oyun başta karışık gibi geliyor ama aslında bayağı kolay. Zorlaştıran benim. Hiç kimse sırtında kütükle gezen dev karaktere patatesin kalitesini yükseltmek için hangi baharatları kullanman gerektiğini sormaz -_- Ben tüm crafting skillerini öğrenmeye çalıştığımdan biraz sorunlu. Oyunda gizli desemde çoğu şey wikide yazıyor, çoğunluğu keşfedilmiş. Ama keşfedilmeyen yada şansa bağlı şeyler de var. Mesela o dediğim mağarada bazı kapıların nasıl açıldığı hala bilinmiyor, yada her yeni harita geldiğinde, harita mühürlü başlıyor. O mühürü kırmak için bilinmeyen özelliklere sahip bir kişi lazım. Mesela bir mühürü kırmak için elinde bir asa olması, zekanın 300 den yüksek olması ve levelinin yaşının dört katı olması lazımdı. Tabi bunlar sonradan açığa çıktı. Böyle bir kişi denk gelince o kişi "... Mühürünün Kırıcısı" diye lakap alıyor, her serverde sadece bir kişi alabiliyor. Başka bir örnek ise yemek pişirirken şans eseri çok küçük bir ihtimal bile olsa piknik sofrası kurma skili denk gelebilir, ama olasılığı düşük. Bunun gibi şeyler. Yani hakkında çok şey biliniyor ama her yeni yer eklendiğinde bilinmeyenler artıyor. Zaten oyun hikayesi sürekli ilerliyor.

Sen çevirmeni bul önce :D

Az kalsın unutuyordum, bu önemli bir detay. Oyunda müzisyenler müzik çalabiliyor. Ama diğer oyunlardan farklı olarak her müziği çalabiliyor. Tabi müzik yazma skili olan birinin kodları yazması lazım önce bir kağıda. Ama internette kolay bulunuyor o kodlar, hatta bazı oyuncular dükkanda müzik satarak geçimlerini sağlıyor. O yüzden bir gitarcı davulcu ve piyanocunun müzik grubu kurup şehir merkezinde o sabah izlediğin animenin açılış şarkısını çalması normal bir şey :D Ayrıca müzisyenlerin canavarları uyutan yada saldırı/defans gibi şeyleri güçlendiren skilleri de var. Bard sınıfı yani. Müzisyenler arasında harika bir dayanışma var. Birisi bir anime şarkısı çalıyor, şarkıyı beğenen başka bir müzisyen yanına gelip o bitirinceye kadar bekliyor, sonra o da başka bir anime şarkısı çalıyor. Eğer kanal dolu ise böyle 5-6 kişi toplanıyor, bayağı güzel muhabbet oluyor :D

Yok, gerçek parayla alınan eşyalar genellikle kıyafetler için boyalar yada süslü kıyafetler, bazen de havalı petler. Yani tamamen görsel. Hatta oyunda edvanterinde iki tane kıyafet yeri var, biri zırhlar için diğeri süslü kıyafetler için -_- Bir iki eşya tamir kiti yada hız iksiri gibi şey olsa da dükkanda dünyanın sonunu getirecek kılıçlar satmıyorlar yada bir haritaya girmek için DLC indir demiyorlar. Boyalar ve kıyafetler gibi şeyleri şehir merkezinde oyuncu dükkanlarında normal oyun altınıyla satın alabiliyorsun. Ah, bu arada oyunda iki para birimi var (gerçek parayla alınanı saymıyorum, onunla saç modeli filan alabiliyorsun anca) Birisi normal günlük hayatta kullanılıyor diğeri ticarette. Oyunun işleyen bir ekonomisi de var. Bir şehirde bir eşya az ise o eşyanın bol olduğu yerden satın alıp başka şehirde daha pahalıya satabiliyorsun,

Oyunda Reborn sistemi harika bir şey. Tekrardan level 1'e dönüyorsun, Ama bütün skillerin kalıyor. Tıpkı mushoku gibi :D istersen 20 yaşında reborn olup 10 yaşında baştan başlıyorsun. Ayrıca oyunda sınıf yok, herkes istediği silahı ve skili kullanabiliyor. Benim karakter muşta kullanan bir tüccar :D Ticaret yeteneğimi geliştirerek LUCK statımı yükseltiyorum, sonra onu kritik olarak kullanıyorum. Şu anda %71 e çıkartmayı başardım kritik oranını :D Ayrıca yumruklarımı kullanarak yaptığım kombolar harika. Sınıf yerine kolayca değiştirebildiğin uzmanlık var. Uzmanlığın olan alanda skiller iki kat hızlı gelişiyor tek fark o. Benim uzmanlığım sadece hem kılıçta hem de yumrukta belirli bir seviyeye gelirsen açılan kavgacı adında gizli bir uzmanlık. Ayrıca ben her türlü craft skilini öğrendim :D En önemli özellik te dövüş sistemi. Rastgele skiller spamlamak yerine karşıdaki düşmanın skilini engelleyecek yada saldırından kaçacak şekilde kullanıyorsun. Seni tek vuruşta öldürecek canavarları yeterince tecrübeliysen hiç hasar almadan öldürebiliyorsun, tabi senin hasarın düşük olduğundan zaman alıyor. Ah, bak bunu az kalsın unutuyordum. Oyun kore kökenli olduğundan Legendary Moonlight Sculptor daki neredeyse her şeyi yapabiliyorsun. İstersen korkuluğun başında kılıç ustalığı skilini kas, istersen NPC'lerden biriyle yakınlığını arttırıp gizli eşyalar al, istersen kendi benliği olan bir ruh silahı bul, istersen serverdeki en iyi 100 simyacı arasına gir ve Kraliyet Simyacısı olarak işe başla. İstersen doktorun sana şifalı bitki toplama skilini öğretmesi için 10 gün boyunca yanında part-time çalış. İstersen iki şehir arasında at arabasıyla mal taşı, yolda hırsızlardan kaç yada ödül avcılığıyla hırsızların peşine düş...

Uzun hikaye için kusura bakmayın :D Bunların hiçbirini RP olarak yapmadığımızı ve hepsinin oyunun kendi özellikleri olduğunu düşünürsek bu oyunun potansiyeli yüksek derim. Oyunun adı Mabinogi. Oynadığım server Alexina. Oyunun özelliklerini tek tek açıklamak yerine oyunda bir maceramı anlatmanın daha çok kişi çekeceğini düşündüm. Çok uzun diye okumaktan vazgeçmezlerse tabi :P Arkadaşımla eski bir madende demir arıyorduk. Boss odasından zar zor kaçtıktan sonra kamp ateşi yakıp dinlenmek için oturduk. Ben önce ilk yardım yeteneği ile yaralarımızı bandajladım, sonra yanımda getirdiğim patatesleri közleyip, eti haşladım. Bir kaç sebzeyi kesip salata yaptıktan sonra oturup birlikte yemek yedik. Oradan çıkıp devlerin şehrine gittik. Arkadaşım devdi, benim karakter insan olsa da devlerle ittifak kurduğum için indirim bile yapıyorlardı bana :P Ama eğer elflerle ittifak olsaydım bekçiler beni daha kapıda öldürürdü. Arkadaşım zindanda bulduğu demirleri eritmek için biraz odun kestikten sonra demircinin yanındaki fırına gitti, bende hasar gören eldivenlerim yerine yenisini almak için satıcılardan birine gittim. Orada bir elek satıldığını gördüm. İki tane alıp arkadaşımın yanına gittim, tam da demir kazmanın zorluğundan bahsediyordu. Ona aklıma gelen planı anlattım. Tıpkı vahşi batıdaki gibi, elek ile suda altın arayacaktık. Oraya daha çabuk ulaşmak için büyülü düdüklerimizi kullanarak dev kuşlarımızı çağırdık. Devlerin karlı dağları ve ormanlarının üstünden uçtuk, hatta yolda arı tipi canavarlarla dolu yeşil bir açıklık bile bulduk. Fakat güç seviyelerini görünce arı kovanına çomak sokmamaya karar verip rahatsız etmeden yola devam ettik :ph34r: Bir süre sonra kuşlarımızın uçamayacağı yükseklikte bir dağ ile karşılaştık. Br yol bulmak için dağların sağı ve soluna doğru uçmaya başladık. Ben bir mağara buldum ve arkadaşımı çağırdım. İçeri girdikten sonra kuşlarımız uçamayacağı için atlarımızı çağırdık. Mağarada kaybolmak ve tekrar birbirimizi bulmakla geçen yarım saatin ardından mühürlü bir kapının önünde duruyorduk. Kapıyı inceledikten sonra açmak için üç efsanevi kahramanın adlarını haykırmamız gerektiğini öğrendik. İlk ikisi işe yaramadı fakat "Tarlach!" diye bağırdığımızda kapı dönerek açıldı. Kapanmadan içeri geçtik. İçerisi canavar kaynıyordu. Arkadaşım komik olduğunu söyleyerek silah olarak kullanmaya devam ettiği dev kütük ile canavarlara dalarken ben de diğer yolları araştırdım. Her yolun sonunda farklı bir kapı vardı ve her biri farklı bir şekilde açılıyordu. Arkadaşımın geçtiği kapı "Ancak kendinden büyük düşmanlarla bile kolayca savaşabilenler geçebilir." diyordu. Daha önce bir golemi tek vuruşta öldürmeyi başardığı için kapı ona açıldı. Benim kapım ise "Ancak hatalarından ders almayı bilenler geçebilir." diyordu. Terziliği ilk öğrendiğim zamanlar şapka yapmaya çalışırken arka arkaya gelen sayısız başarısızlığım sonucunda "Kalınparmak" gibi bir lakap kazandığım için bu konuda pek mutlu olmasam da kapı açıldı :P Biraz daha ilerledikten sonra mağaranın sonunda ışığı gördük. Tam sevinecektik ki dört tarafı dağlarla çevrili ufak bir açıklıkta olduğumuzu gördük. Karşı tarafta bir mağara daha vardı. Bu sefer duvarın sağ tarafını takip ederek mühürlü kapılar yada canavarlarla karşılaşmadan çıktık :lol: yolda da bir kaç bitki buldum ve topladım. Dışarıda maymuna benzeyen canavarlar görünce arkadaşım yine kütüğünü omzundan aldı ve saldırıya geçti. Ben de o sırada bir kamp yeri daha kurdum. Bu sefer çantamdaki bütün malzemeleri pişirdim. Yol az kalmıştı, o yüzden bir ziyafet çektik. Arkadaşım ard arda gelen kilo aldın uyarılarıyla şaşkına döndü :D Bir gecede eni iki katına çıkmıştı. Ona iyice güldükten sonra güneşin doğuşuyla beraber atlara atladık, ama atımın ne kadar yorgun olduğunu fark ettim. Mağara boyunca onu geri yollamayı unutmuştum. Bir gün dinlenmesi gerekiyordu. Arkadaşımı kilosundan bahsederek beni omuzunda taşımaya ikna ettikten sonra iki dağın arasındaki vadiden yürümeye başladık. Öğlene doğru vadiden çıkmıştık. Artık dağlar olmadığından kuşlarımıza binip küçük insan köyüne hızlıca ulaştık. Ben yolculuk boyunca topladığımız eşyaları satarken arkadaşım kendine kaplıcalar için bir bilet aldı. Duyduğuna göre zayıflatma etkileri varmış. Ona "Pratik Diyet Yöntemleri" adlı kitabı almayı önerdiğimde az kalsın geri dönüyordu :P Akşam üstü gün batımında sahile ulaştık. Gece geç saatlere kadar kumsalda maden aradık. O bulduğu tüm büyülü metalleri simya ile kullanmam için bana verdi, ben de ona tüm demirleri verdim. Dolunaya baktıktan, ve ben neden gökyüzünde iki tane ay olduğunu anlattıktan sonra yürüyerek limana gittik. Tam geminin gelmesine üç dakika kalmıştı ki, annem bilgisayarı kapat dedi -_-< -_-

Link çıkmamış :P http://forum.turkanime.tv/topic/10161-light-novel-legendary-moonlight-sculptor-türkçe-çeviri-bir-sanal-gerçeklik-hikayesi/

RoyalRoadL.com adında bir site var, benim çevirisini başlattığım kitabın İngilizce çeviri sitesi olarak başlamış bir site. Şu anda o kitabın dünyasında geçen sayısız FF barındırıyor. Yeni bir hikayeyle yarışmaya katılacaklar arasında bir dünya oluşturmakta zorlananlar varsa bunu tavsiye ederim. Sonuçta son derece gelişmiş sanal gerçeklik oyunu hakkında sayısız şey yazılabilecek bir alan, özellikle oyunda kapalı kalma kısmını eklemek zorunda olmadığında :D Dünya o kadar geniş ki tüm hikayeler aynı dünyada geçse bile birbirine rastlamamaları son derece normal.

Merak etme, ileride büyüyor evleniyor, sonra bir daha evleniyor, sonra bir daha. Üçüncü karısını getirdiğinde artık diğer ikisinin önünde dogeza yapıyor :D

Farklı bir oyun bulmayı başardım. Adı Mabinogi (Mabinogi:Heroes değil, o başka bir oyun.) Bu kadar sevmemin nedeni ise o çevirisini başlattığım kitaba benzemesi :D Az önce Emain Macha şehrinde satın aldığım gardıropları Dunbarton şehrine el arabasıyla taşıdım. Yolda bir iki kere hırsızların saldırısına uğradım. Ama Dunbartonun stoklarında az olduğu için oldukça kâr ettim. Üstüne üstlük şehirde ünüm arttı, dükkanlarda indirim almaya başladım :D Oyunda birden fazla para birimi olunca ekonomi de canlı oluyor. Şimdi de gizli sınıfımın skilini level atlatmak için dövüş okulunda korkuluklara saldıracağım. Ardından ana hikayeye bağlı bir görev için bir zindanda eski bir kahramanın anılarını göreceğim. Ardından geri dönüş yolunda uçan dev şahinime binip ormanda duraklayacak, biraz mantar topladıktan ve et için hayvan kestikten sonra şehre dönüp aşçılık skilimi geliştireceğim. Anlayacağınız oyunda ne ararsanız var. Edit: Sınıf sistemi yok, onun yerine yetenek sistemi var. Seçtiğin yetenekle ilgili skiller iki kat hızlı gelişiyor. 24 saatte bir yeniden doğmayı kullanarak yeteneğini değiştirebilirsin. Daha detayları var ama siz bulun :P İsteyen istediği silahı istediği skili alabiliyor, tabi kılıç skilini okla kullanamıyorsun. Savaşlar dışarıdan bazılarına sıkıcı gibi görünebilir, ama diğer oyunlar gibi rastgele tuşlara basmıyorsun. Deneyimli biri strateji kullanarak kendinden 10 kat güçlü bossları yenebiliyor. (tabi biraz uzun sürüyor) :D

Hikayedekine benzer oyun arayanlar, gördüğüm en yakını bu. Görüntüye aldırmayın, oyunda sizi hayran bırakacak o kadar çok şey var ki, anlatabilmek için hakkında uzun bir konu açmam gerekir. Zaten hikaye Kore MMO oyunlarından esinlendiğinden, buna serinin esin kaynağı diyebiliriz. Sınıf yok, skill bol, seçenekler sonsuz. Ünvanlar ve gizli yetenekler bile var. İsterseniz dövüş okuluna gidip korkulukta kılıç ustalığı yeteneğini kasabilirsiniz. Stat kazanma da var. Tek sorunu ingilizce gerektiriyor. Wiki'yi de sık sık ziyaret etmeniz gerekebilir. http://mabinogi.nexon.net

Bu gün Toaru Majutsu no Index NT'nin 11. cildinin çıktığı gündü. Bir forumlara bakayım dedim. Dolaşırken bu serinin 2015 yılında animesinin çıkacağını öğrendim. Hazır açıkken buraya da yazayım dedim. Bu tanıtımı: İngilizce çevirisi Text: In the end, war did not end. Even in an age when the people of Earth had improved techology so much that they could build a colony on the surface of the moon, the chasms between people's hearts did not heal. However, there was a change. There was even a change in those who became obsessed with constant killing The use of soldiers became a thing of the past, and the fight to steal each other's lands are decided by "Green Wars." The synonym for war in that kind of a world... Its name is... Heivia: They said it's a full battle, but there's not a single soldier. Are they not going to give us the freebie of playing music loud or anything? Quenser: Heivia. You just got told that the penalty for ignoring orders is getting your lunch cut in size. Just shut up. Heivia: Hmph! You're still the same hard-headed frontline soldier, huh? Hm? Hey! Didn't something move out over there? Quenser: The Alaska battlegrounds... If we're talking about here, then it must be... Heivia & Quenser: A WILD DEER! Let's kill it, cook it, and eat it!! Commander: Hey kids. You sure have guts ignoring your post to chit-chat. Heivia & Quenser: Huh!? Commander: Looks like she's here. Milinda: Yahoo. I've finally arrived at the battlefield I've always loved. Heivia & Quenser: Heavy Object Bu da Toaru Majutsu no Index'in 10 yılını kutlamak için daha önce yayınlanmış bir video. Videodaki tüm seriler Kamachi Kazuma'nın kitapları. Diğer çeviride söylemiştim, burada da söyleyeyim. Artık çevirilerle ilgilenemeyeceğim. Gönüllü varsa devralabilir.

Bu seri zaten diğer serilerden farklı. Anime-manga-şarkı-novel aynı yapmak yerine, her birini bir yerden sonra farklılıklar olan farklı zaman çizgileri yapmışlar. Yani sadece animeyi izleyince yetmiyor. Outer Science ise ovası gelecekmi diye bekliyoruz -_-

Bu linke bir bak. Bu linkteki adamla yabancı bir çeviri sitesinin chatinde karşılaştım. Önce listeyi gördük. Sonra 3000 dakikadır açık olduğunu. Artık ne zaman gelse tanrı gibi tapıyorlar herife :D http://bato.to/forums/topic/19625-where-can-i-find-recommendations/ Hadi iyi akşamlar.

Kusura bakmayın foruma artık pek giremiyorum. En son isteyenleri ekledim. Shintaro'nun gücü diğer zaman çizgilerinde olan her şeyi hatırlamak. Steins;Gate'deki Okabe'nin "READING STEINER!!!" gibi bir şey :D Ama sadece bir önceki zaman çizgisi değil, baştan beri tüm zaman çizgileri. Ayrıca mükemmel hafıza. Gördüğü duyduğu her şeyi eksiksiz hatırlıyor. Toaru Majutsu no Index serisindeki Index gibi. En son Mary'nin söylediklerini anlamak için serinin kapanış şarkısı, Summertime Record'u izlemen lazım. Yaşadıkları bu şeyleri ve yeteneklerini yavaş yavaş unutacaklar.

Bayağıdır giremiyorum foruma, girer girmez bunu görüyorum :D Anlaşılan ektiğimiz tohumlar yavaşça filizleniyor :hell-yes-onion-head-emoticon: Legendary Moonlight Sculptor LN'lere yeni başlayacaklara öneririm, ben şu an ilgilenemesemde Soranohikari elinden geleni yapıyor. 8 bölüm filan çevrildi. Ben animeleri bitirdikten sonra mangalara geçtim. Mangalar bitince ingilizce olanlara. Aksiyon gizem drama tükenince aşk altıgenleriyle psikolojimi bozdum. Sonra kurtarıcım LN'ler geldi :D oradan WN'lere. şimdide bu yolu takip etmiş kişilerin yazdığı fanficleri okuyorum. Telefon dolup taştı onlarla. Şu sınavı atlatayım ilk planım japonca öğrenmek. Artık çeviri yetmiyor :P Forumda bir konusunu açmıştım ben onun ama arkalarda bir yerde kayboldu.

Ben artık ilgilenemiyorum, o yüzden siteyi Soranohikari'ye devrettim.

O canı, canı bitince gidiyor. O yüzden hep aynı partner yerine değişimli kullanacaksın. Şehirde bile olsan çağrılmış durduğu sürece yenilenmez. Dinlendikçe yenileniyor. Şanslı kutulardan çıkan yenileyebilen bir eşya var ama, sürekli kullanacak miktarda yok. O yüzden boss dövüşlerinde kapat partneri, bir işe yaramıyorlar -_-

Benim tam gün dershanem var, Soranohikari de şu aralar meşgul. Diagosakena ise hepsini tek başına çeviremez. Yani çevirmene ihtiyaç var. 7. bölümün 18 sayfa çevirisi birikti, ama düzenli değil. Vakit bulunca uyumsuzlukları, hataları, deyimleri filan düzeltince yollayacağım.

Bunun gibi bir siteden yazı ekleyebilirsin: http://www.online-image-editor.com

Ben de bir süredir oynuyorum. Eğer dövüş sistemini iyi kullanırsan 10 level fark olan bossları kesebiliyorsun. Gerçi bende yetenekten çok +40 kılıç etkili oluyor :D

EU daha açılmadı. Oyun zaten ingilizcede biraz yeni. EU girecek olanlarda US giriyor, herkes US de :D