Pøllux

13milyonfalan

Merhaba arkadaşlar, beni tanıyorsunuz. Tanımayanlara ise, n'aber?
Öncelikle bunu yapmayı uzun bir zamandır planlıyordum. Anime yorumlamayı yani, bir anime hakkında iyi kötü eleştirilerde bulunmayı ve bazen seriyi bitirmiş, bazen de izleyecek olanları bilgilendirmeyi istiyordum. Şimdi bu fırsat elime geçti ve bomboş olan bu yarıyıl tatilinde sizin benden yorumlamamı istediğiniz animeleri yorumlamaya çalışacağım.
______________________________________________
DİKKAT : Biraz sonra okuyacağınız neredeyse bütün satırlar bütün hikaye ile ilgili SPOİLER (Bilgi) vermektedir. Eğer seriyi izlemeyi düşünmüyorsanız, okuyabilirsiniz. Ancak izlemediyseniz ve izlenecek listenizde varsa, okumamanız daha iyi.
DİKKAT 2 : Bütün bu yazılan iyi/kötü eleştirilerin benim klavyemden çıkmış olduğunu unutmayın. Yani tamamen bana ait düşüncelerdir. Lütfen düşüncelerime saygılı olun ve bir yerde yaptığım bir eleştiriden dolayı kavga/sataşma çıkarmaya çalışmayın. Zaten bizim forumumuzda öyle insanlar yok.
______________________________________________
Bugün, Map Anime yorumluyorun ilk bölümünde , School Days'i yorumlayacağım falan işte.

Öncelikle animenin türü her ne kadar "Ecchi" yazılsa da , çıplaklık anlamında fazla bir ecchi gördüğüm söylenemez. Yani izlenecek derecede aşırıya kaçmamış bir ecchi diyebiliriz. Bence 13+ Herkez izleyebilir.
Animenin psikolojik bir etki bıraktığı söylenebilir. Tabiki animeyi izleme türünüze bağlı. Mesela duygusal normal bir insan olarak izlerseniz duygulanıp ağlayabilirsiniz. Ancak objektif olursanız , ki böyle bir animede Objektif olmak zor. Çünkü bazı yerlerde duygu sömürüsünün kralını yapıyor bu anime.
Şöyle ki, konusu insanın ruhunu sıkabiliyor.
Makoto adlı genç çocuk , biraz sapık. Ancak bir kıza aşık olmuş. Kotonoha. Makoto ile Kotonoha her gün okula aynı metrobüsle gidiyor bu yüzden bu ikisi sürekli karşılaşıyor. Önce makoto mazlum bir çocuk gibi görünüyor. Kendi halinde saf bir çocuk. Ama bir gün Sekai adlı bir kızla tanışıyor. Bu kız aslında Makoto'yu seviyor. Tıpkı diğer 50 si gibi.. Ehem o konuya sonra gireriz. Ardından nedense makotoyu sevdiği halde Kotonoha ile Makoto'yu ayarlıyor. O ikisinin ilişkisi devam ederken bir süre sonra bizim sapık Makoto biraz işleri ilerletmeye çalışıyor ancak Kotonoha afedersiniz ama tabir-i caizse ona "Vermiyor" ve Makoto bu nedenle üzülüyor.
Bir süre sonra Sekai ile Makoto buluşuyor ve pratik yapıyorlar.
Pratik
Pratik
Pratik.
Pratik
Pratik......
Her neyse,
5. Bölüme kadar güzel bir aşk hikayesi görüyoruz, bütün olaylar güzelce ilerlerken bizim çocuğumuz Sekai ile yaptığı pratiklerden olmuş olucak ki Sekai'ye ona onu sevdiğini söylüyor.
5. Bölümden 10. Bölüme kadar şöyle bir atlama yapalım.
Özet : Kotonoha hala Makoto'nun peşinden gidiyor, Makoto onu reddediyor. Makoto bir başka kızla yatıyor, sekai ile de ilişkisini sürdürüyor. Kotonoha hala Makoto'nun peşinden gidiyor, Makoto onu reddediyor. Makoto bir başka kızla yatıyor, sekai ile de ilişkisini sürdürüyor. Kotonoha hala Makoto'nun peşinden gidiyor, Makoto onu reddediyor. Makoto bir başka kızla yatıyor, sekai ile de ilişkisini sürdürüyor. Kotonoha hala Makoto'nun peşinden gidiyor, Makoto onu reddediyor. Makoto bir başka kızla yatıyor, sekai ile de ilişkisini sürdürüyor.
__________
10. Bölümden itibaren Makoto 15 kadar kızı tekrar tabir-i caizse "Götürdükten" sonra . Sekai Makoto'nun yanına gidiyor ve sınıfın ortasında hamile olduğunu söylüyor. Makoto ise şaşırıyor. Bu haber okulda hızla yayılınca bütün kızlar Makoto'dan korkmaya başlıyor ve kendileri de hamile olmasınlar diye onunla ilişkiye girmeyi kesiyorlar. Bu arada 5. Bölümden 10. Bölüme kadar Kotonoha'nın çektiği acıları bilemezsiniz. Kesinlikle izleyin.
11. Bölümde ise kız beter olmuş, telefonla şizofren şekilde konuşurken beti benzi atmış bir şekilde oturuyor. Bir anda Makoto'yu görüyor. Makoto ile eve gidiyorlar. Makoto yaptığı hataların farkına varıp adam oluyor. Bu konuya sonra değineceğim. Ama o sırada eve Sekai giriyooor. 12. Bölümde ise , Sekai'ye yaptığı yanlışları fark ettiğini ve artık Kotonoha ile olacağını söylüyor. Ardından Kotonoha ile öpüşüyorlar. Kotonoha evine gidiyor ve Sekai ile tek kalıyorlar. Bir süre sonra Makoto'nun telefonuna bir mesaj geliyor ve. "Üzgünüm, elveda." yazıyor. Ardından meşhur "OST" giriyor ve bu oluyor:



_____________________________________________
Şimdi hikayeyi geçtik, benim yorumum. Bu Animede en çok konuşulan olay şu. "En çok kim suçlu?"
Bu sorunun cevabı kolay. Bir kişi dışında herkes.
Öncelikle suç Sekai'nin. Onu tahrik ederek. "Pratik yapalım!" demesiyle başladı zaten her şey. Eğer böyle bir şey yapmasaydı şimdiye belki de böyle bir şeyle karşı karşıya olmazdık. Ancak kızı suçlayamayız çünkü ona aşıkmış. Ayrıca finalde söylediği lafları da nasıl algıladığımız önemli. "Sadece sen değil, ben de Makoto-kun'u sevdim! Bu yüzden bana her şeyi yapmasına izin verdim!" . Yahu tamam kızım seviyorsun da "Her şeyi" de yaptırma yani, akıl var namus var. İşte sekainin suçu bu. Diğer kızlara zaten deyinmeyeceğim. "Açığı bulduk bizde girelim" hesabı hepsi daldı çocuğa. Tabi Sekai'nin arkadaşı hariç. O Makoto'nun suçuydu. Makoto'nun suçu demişken. Onun suçu aslında pek yok. Her şey Sekai'nin onu tahrik etmesiyle başladı. Tıpkı finalde söylediği gibi, daha çok ve daha çok istemesine sebep oldu ve en sonunda makineye dönüştü. Halbuki ilk bölümlerde ne kadar mazlumdu garibim. Bu animeyle ilgili söyleceğim pek bir şey kalmadı. Ha bir de şu olay var, finalde neden bu kız psikopata bağladı? . Hangi kız olduğunu tahmin etmişsinizdir, Kotonoha çok iyi bir kızdı ancak zaten son bölümlere doğru aşk acısı çekmekten zavallı kız ne hale gelmişti. Bir de sevgilisinin cesedini tam onunla öpüşmeye başlamışken bulunca yapabilecek bir şey yok. En sonunda Makoto'nun kafasına sarılıp yatta uyuması ise beni çok duygulandırdı.
___________________________
Final Oylama:
Ecchi Düzeyi (Açıklık) : 3.5/10
OST : 9/10
İzlenilebilirlik : 6/10
Senaryo: 8 /10
Çizim: 8/10
Karakterler: 5/10
Genel: 8/10
Olarak kurtardı bu anime. İzlemenizi öneriyorum yüzdesi ( %70 ) . Yani izleyerek boş vaktinizi harcamaya değecek bir anime.
Link : http://www.turkanime.tv/anime-detay/School-Days
___________________________
NOT: İlk review'in bu olmasını istemezdim ama olsun. Sonraki bölümlerde hangi animeyi istersiniz? Yorumlarda belirtin. Ayrıca bu işte acemilerin acemisiyim. Umarım affedersiniz :D
Ayrıca bu konu hakkında yorumlarda istediğiniz kadar tartışabiliriz. Tabi ki kavga olmadan olgunca.

Anime zaten çizgi filmdir. Çizgi filmin senaryosu her şekilde olabilir. Anime , Animetion 'un kısaltılmış halidir. Kim bunun aksini savunuyorsa o kendi egosuna yenik düşmüştür. "Anime çizgi film değil" diyerek sanki kendi izlediği şey çok özel ve farklı bir şeymiş gibi göstermeye çalışmış, kendi izlediği şeyin aynı bokun farklı rengi olmadığını ve kendini diğer "eziklerden" ayırmak istediği için yapmıştır. Halbuki hepimiz aynı şeyi izliyoruz ve hiçbir fark yok. Bu kadar basit.
Dediğin şey olan fanboyluk ise çok saçma bana göre. 13 Yaşındayım ve 9 yaşında bile anime izleyen arkadaşlarım var, ama hiçbiri fanboyluk yapmıyor. Ama 19 yaşındaki kişiler, "Bleach iğrenç, En iyi anime Naruto" gibi yorumlar yapabiliyor. Fanboyluk yaşla alakalı değildir bana göre. Animeye bağlılığın üst düzeye çıkılmış halidir. Bunu düzeltmenin yolu ise başka başka animelere izlemek ve yeni türler görmektir. Böylece anime hakkında deneyim kazanırsınız.

DEVLER DEVLER DEVLER TA TA DUVAR YIKILDI ADHAUWDUHAUDUAHW
 
 
 
Merhabalar! Map ile animeleri çekiştirme arkasından konuşup eleştirme şeysinin 9. bölümüne hoş geldiniz ^.^ Bu bölümde Shingeki no Kyojin'i çekiştireceğiz!
 

 
Bu animenin ilk bölümünü çıktığı gün yoğun ilgi üzerine izlemiştim. 1. Bölümü izledikten sonra aha dedim 2. bir SAO vakası geliyor. Ehh, animeyle ilgili görüşlerim çok dengesiz.  Bu yorumlama da dengesiz olucak büyük ihtimalle. Ama sonuç olarak güzel animeydi.
 
BİTTİ. Oylama zamanı.
 
_______________________________________

Final Oylama:
 
 
sadıawıudauhad . Şaka yapıyorum.
 
 
______________________________________
 
Buradan sonrası SPOILER içerebilir.
______________________________________
 
 
Önce iğrenç başladı, ortalarda düzeldi ve sonra doğru tekrar düştü benim için bu anime. Ayrıca sanırım School Days'ten sonra en ***tan son olabilir. Hatta school days daha iyidi.. ŞİMDİ, sondan bahsetmeden önce başını düşünelim.
 
Eren, Mikasa vs. Büyüyorlar falan o kısmı geçiyorum. Eren'in titana dönüştüğü andan sonra o kadar One Piece sendromu* oluyorki artık 5-10 kere sıkıcı yerleri atlamak zorunda kalıyorum. 20 dakika boyunca Eren'i vursam mı vurmasam mı diye bir bölüm bitti. Gerçekten adamlar "Bugün ne yapsak da 20 dakikayı boş boş doldursak, önce 3 dakikalık opening, 5 dakikalık ending koyalım. 13 dakika kaldı. 13 dakikanın yarısına Flashback falan koyarız ooh. Kaldımı 7. Oraya da ufak bir dövüş aksiyon falan atarız tamam bitti. Hadi eve gidelim. " diye yapmış bazı bölümleri. Gerçekten sıkıldım ve bıraktım animeyi (günceldim.)  Sonra bitmesini bekledim ve sıkıcı kısımları atlarak izledim. Öbür türlü olmuyordu 1 hafta bekle sonra sadece 5 dakikalık bölüm izle .. Heeerneyse. İzlemeye başladım tekrardan bitince. 
 
 
 
Bakın şimdi, hani her animede bir şeyden fazla olur ya? Ama gereksizce fazla (Naruto-Filler,School Days-Dram,SAO-Aşk, Elfen Lied-Mem--- herneyse.). Heh, anladınız. Bu animede gereğinden çok daha fazla DRAM var. Evet, tamam normal olabilir devler dünyayı sarmış vs. Ama gerçekten çok fazla abarttılar bana göre. Bu eleştirdiğim iki şeyden biri. İkincisi ise, yazının başında dediğim gibi animenin sonu. Öyle son mu olur ya ;_; . Duvarı yıkan devlere ne oldu? Onlar da insan değil miydi? Annie'yi eritsenize, Eren'in anahtarına ne oldu, hani bodrum katı falan? Sonra hemen manga'ya gittim tabiki. Biraz daha araştırma yaptıktan sonra 2. Sezon olacağını, ancak henüz bütçe yetmediğini ve manganın biraz daha ilerlemesi gerektiğini öğrendim. Tamam, bunu kabul edebilirim ama wtf ya. O son "Sezon Finali" gibi değil "Final" gibiydi. Yani önü açık bitmemişti.
 
 
Sonuç olarak Shingeki no Kyojin'in aşırı Dram ve Alelacele yapılmış bir sondan başka eleştirilecek pek bir tarafı yok. Kötü eleştirilerden çıkıp iyi eleştirilere gelirsek.
 
Çizimler ve aksiyon sahneleri gerçekten harikaydı, 3D gibiydi diyebilirim hatta. Karakterler biraz fazla ve kafa karıştırıcı (hepsi birbirine benziyor ;_;) olsa da hepsi harikaydı bana göre.
 
SAO'nun yapamadığını yapıp daha önce hiç görülmeyen bir senaryo ile yapıldı ve her ne kadar sabahtan beri finale *** atsamda idare eder bir finali vardı. Ayrıca SAO ile karşılaştırmamı yanlış anlamayın, ikisi de daha önce pek görülmemiş senaryo ve potansiyellerle çıktığı için böyle bir karşılaştırma yaptım.
 
 
SONUÇ OLARAK, final oylama
  _______________________________________   Final Oylama:     İçerik : 7.5/10   OST : 8/10   İzlenilebilirlik : 8.5/10   Senaryo : 9/10   Çizim : 10/10   Karakterler: 7/10   Genel: 9/10   ______________________________________      
* One Piece sendromu , bölümleri flashback, 5 dakikalık opening ve endinglerle dolduran animelere koyulan lakap

Map Anime Yorumluyor Nedir?

Tunç'un yani benim , yaz aylarında başlattığım ve çeşitli animelerin arkasından çekiştirdiğim iğrenç birşey. İyi veya kötü olarak eleştiriyorum işte , bütün bölümleri burda, bye.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

MAY - Bölüm 1 | School Days

MAY - Bölüm 2 | Elfen Lied

MAY - Bölüm 3 | Sword Art Online

MAY - Bölüm 4 | Mirai Nikki

MAY - Bölüm 5 | Another

MAY - Bölüm 6 | Death Note

MAY - Bölüm 7 | Guilty Crown

MAY - Bölüm 8 | Kore wa zombie desu ka?

MAY - Bölüm 9 | Shingeki no Kyojin 

İkinci bölümle karşınızdayım. Bu akşam 00:00 itibari ile başlayıp şu an 04:00 da bitirdiğim seri hakkında bir yorumlama yapıcağım taze taze, bu arada hala burnumu çekiyorum, ne ağladım be.
_________________________________
Map Anime Yorumluyor'un Bugün ki bölümünde, Elfen Lied'ı yorumlayacağım falan.

Öncelike şöyle gireyim. Vay be, ne animeydi yahu. Önce güldürüp sonra ağlattı bizi. Zaten School Days'in yaptığı aynı zıkımı yedirdi bize . Zaten hazırlıklıydım buna, o yüzden fazla ağlamadım. En azından School Days kadar. Ama şimdi o ne bu ne.
Her neyse , Elfen Lied , kesinlikle izlenmesi gereken kült olmuş animelerden biri benim için.
Peki bu animenin içeriği ne? Bu animenin 3 içeriği var : Kan,Dram .... ve Göğüsler.
Abi o nedir ya, arkadaşlar ciddiyim bana bu kadar göğüs gösteren bir Ecchi söyleyin de görelim ya. En az 50 kere gözümüze göğüs sokuyorlar hikayeye odaklanamıyorum, Hele bir de durup dururken bir anda Ecchiye bağlıyorlar ya. Ona çok kılım. Bir ara kız durup dururken "Göğüslerimi emmek istermisin" dedi ya. Bu ne abi. Neyse sonraki bölümlerde düzelttiler.
Animenin senaryosuna gelirsek, Delkanyus mu ne zaten hiç ismini bile yazamadığım yeni bir yaşam formu ortaya çıkıyor ve telekinezi gibi şeyler yapıyorlar, görünmez kolları var. Bazı delkanyuslarda 2m bazılardında 10m uzayabiliyor kolları . Bir de boynuzları var. Bir de insanlara saldırıyorlar. Aklınızda şöyle bir şey mi oluştu?



Hayır, öyle bir şey değil. Bunlar insanlar , sadece boynuzları var. Ve NEDENSE bütün deklaryuzlar kız. Evet abi, bu ne yani, erkekler virüs kapamıyor mu? Ben nedenini biliyorum, hepsi çıplak ya, bunların da asıl amacını biliyoruz zaten . Göğüs göstermeseler olmayacak yani. Böyle hikaye ne güzel sürüklerken ecchiye bağlamasa olmayacak. Erkek çıplak olsa hiç havalı olmaz değil mi?
Bazı arkadaşlar çıplaklığa bakmadan izleyin falan diyor da bütün karakterler mi cıbıldak cıbıldak gezer ya, Önüne gelen en ufak saldırıda DxD'deki gibi cart diye çırıl çıplak kalıyor.
Aslında bundan başka kötü eleştirim yok, olursa değiniriz. Neyse, işte bu dekilariuslar çok güçlüler ve o adamların dediklerine göre doğduktan 3 yıl sonra insan öldürüyorlar sürekli, yani kendilerini durduramıyorlar, psişik yollarla kafa koparıyorlar. Hah kafa demişken, her bölümde bağırsak kafa kelle paça felan görüyoruz. Midesi kaldırmayan izlemesin.
________________________________________________
DİKKAT: Bu yazı, bu satırdan itibaren SPOİLER (ileri bölümlerle ilgili bilgi) içermektedir. Lütfen okurken kendi sorumluluğunuzu alın.
_________________________________________________
Hikayemiz Cıbıldak bir kızın milleti kelle paça yaparak ilerlemesiyle başlıyor, yerden kalem al gözüne sok mu desem, gövdeyi ortadan ikiye böl mü desem bilemedim diye devam ediyor. Burayı hızlıca geçiyorum:
Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor ve Birini daha deşiyor
Ardından adadan kaçmayı başarıyor.
Ben şöyle oldum. "WTF?!" . Yani bu seriden böyle aksiyonlu bir giriş beklemiyordum. Daha çok dram falan bekliyordum. Ki Öyle oldu zaten ileri bölümlerde. Neyse.
Ardından başka bir yere geçtik ve orada 2 kuzen yıllar sonra buluşup sahile iniyorlar, işte o sahilde yıllar önce oyun oynamışlar felan eski anıları hatırlarken bir anda önlerine sahilin ortasında pembe saçlı kafası kanayan cıbıldak bir kız çıkıyor ve bunlar onu hastaneye götürmek yerine kendi evlerine götürüyorlar. Kızın KAFASI KANIYOR KAFASI! Kafasına da bakmıyorlar kurşun mu yemiş, bıçak mı kesmiş yok umurlarında değil.
Ardından bu kızla yaşamaya karar veriyorlar . O sırada laboratuvara dönüyoruz. Diyorlar ki Lucy'i geri alıp öldürücez falan diye konuşuyorlar. Ulan adam, madem şimdiye kadar sizde esirdi, niye öldürmediniz şimdiye kadar? Bir de profesör olucaksınız. Bunların bir olayını daha açıklıyacağım ilerde. İşte düşünüyorlar onu nasıl öldürürüz diye , özel saldırı timi tutuyorlar. Orda da Kenpachi tipli bir herif var, ona da gıcığım zaten, Lucy onu neden vakt-i zamanında öldürmediyse .
Neyse, bir gün Nyuu , ki bu o cıbıldak gezen pembeli boynuzlu kızımızın ismi oluyor. Çünkü sürekli "Nyuu" diyor, başka kelime bilmiyor, bir de "Evet" ve "Kouta" dan başka bir şey söyleyemeyecek ilerde, bir de Sarıl bana , seni seviyorum, seni yerim, şekerim felan diyor ileride. Ne diyordum ben ya, heh. İşte bir gün Nyuu kayboluyor, onu buldukları sahilde kumdan kale yapıyor gecenin bir saatinde hanımefendi. İşte bütün labaratuvar da onu arıyor ya, bulup saldırıyorlar ona, ve ona saldıran 2 kişilik takım da o Kenpachi tipli Bando isimli adam geliyor. Adam hiç kuralları dinlemiyor. Direk kıza tekme atıyor. Sonra ben ona bir küfür atıyorum, Sonra bir daha atıyor, sonra ben bir daha atıyorum felan. Ardından .. SONUNDA Nyuu deliriyor ve Lucy modunu açıyor, bu moddayken o dekiliyus özelliklerini alıyor . Görünmez kolları çıkıyor, telekineziyle adam deşiyor felan. O değilde, bu kızı dönerciye versen iyi iş yapar. Direk telekineziyle tık tık tık keser dönerleri. İştahım açıldı ya, evde yiyecek bir şey var mı acaba?
Ardından Bando'nun yanındaki adamı öldürüyor, ancak Bando'yu öldürmüyor, önce kolunu kesiyor, sonra diğer kolunu kırıyor, ardından gözlerini çıkarıyor vs. Ve buna rağmen o adam hiç yılmadan havayı yumruklamaya devam ediyor. Düşünün, gözünüz çıkmış, sol kolunuz kesik ve diğer kolunuz da kırık. Şimdi sen rambo musun, sen Chuck Norris misin, sen Cüneyt Arkın mısın?! . Ama yok, adam hala direniyor ve vuruyor boşluğa. Lucy, niye öldürmüyorsun ki şunu, bak ileriki bölümlerde kesin başına bir iş açar bu. Ama onu öldürmeden gidiyor.
Neyse ya, ben sizi sıkmak istemem. Geçeyim direk finale.
Yahu siz dedektör müsünüz ya, keşke bizde de olsa öyle bir özellik. Adamlar birbirlerine yaklaşınca birbirlerini hissediyorlar. Oh bizde de öyle olsa. Hem ben elfen lied'ı izlerken annem odama "Bu ne yine bu memeli şeyi mi seyrediyorsun" diye dalmadan önce fark edebilirdim . Neyse, Nana'nın başı derde giriyor, çünkü Nana'nın üvey babasının (çakma) gerçek kızı Nana'yı ve Nyuu'yu öldürmeye geliyor.
Ben bu Nana'yı anlamıyorum ya, eve geldiğinden beri "Yok ben kötü görünüyorum" , "Yok beni dışlayın" , "Ben gereksizim" Triplerinde. Tamam yanlışlıkla Nyuu'ya vurmuş ve bende sana sinirlenmiş olabilirim de tamam affettik seni . Kendi kendine Tribe girip Askerlerle ve Numara Osbeş'le dolu caddeye kendini atmana gerek yok.
Bu arada neden bütün Dandelyusların numarası var da (7,5,35 vs.) , Lucy sadece Lucy, o fakir mi? Onun numarası yok mu? Lucy Televizyondaki reklamları görüp sürekli "Anne bana niye almıyorsun, benim niye yok!" Diyor! . (40) .
Yanlız en sonu duygusal bitti. Lucy'nin hemen dayak yemesine çok kıl oldum ama. Gözleri döndü yumruk manyağı oldu. O Kurama var ya, çok pislik adam gibi gözüktü ama çok iyi adammış be. Kızına silah tutunca çok sinirlendim ya, sonra baba ben seni bekliyordum felan demeye başlayınca ağlamaya başladım. Sonra durduramadım. O patlarkenki düşünceler falan çok güzeldi. Tabi ki bir School Days travması kadar değil ama yinede duygusaldı.
Oh be sonunda öpüştünüz ha, kaç bölüm oldu ya. Kuzeninle öpüşüceğine Lucy ile çıksaydın iyiydi. Ama Kuzeni de iyi kızdı. Yazık ya. Zavallım. Baka Kouta diye diye seri bitti. Kouta da amma aptal ama ya.
ve son olarak. "Kapıdaki Kimdiğğğğğğğğğğğ?!" mevzusu.
O Lucy'di canlarım. O saatin sürekli çalışmadığını biliyordu ve yapımcılar bize o olduğunu anlamamız için bir ipucu bıraktı. Telekinezi ile onu tamir edip açtı ve kapıyı çaldı. Sonrasını bilemeyiz tabiki.
Güzel bir animeydi, sevdim, duygusallığı güzeldi, herşeyi yerindeydi. Göğüsler dışında tabi.
Yazıyı buraya kadar en baştan okuyan var mıdır bilmem. Ama sanmıyorum. Yine de iyi kötü baktığınız için teşekkürler :D
________________________________
Final Oylama:
Ecchi Düzeyi (Açıklık) : 5/10
OST : 10/10
İzlenilebilirlik : 8/10
Senaryo: 6/10
Çizim: 8/10
Karakterler: 8/10
Genel: 8.5/10
Olarak kurtardı bu anime de.
_________________________________
Okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için teşekkürler, umarım sizi biraz bilgilendirmişimdir. Bir yanlışım varsa affola, lütfen belirtin yorumlarda. Evet, daha uzun uzun yazardım ama sizi sıkmak istemem.Lütfen yine uzun mu kısa mı olsun yorumlarda belirtin :D
İyi Günler! . Sabahın 5'i olmuş ya, 1 saatte anca yazmışım. Her neyse, görüşürüz! :D

School Days

Öyle bir karakter var ki, sanki anime dünyasındaki şerefsiz karakterlere tepki olarak yaratılmış. Sanki o kötü karakterleri meleğe dönüştürmek için yaratılmış bir şerefsiz. O kadar yüzsüz, o kadar insanlıktan çıkmış bir adam ki.
Gin,Naruto,Sasuke,Sakura yada herhangi bir karakter. Hepsi meleğin önde gideni kalır yanında. Laptopuma tekme attıran şerefsiz o.. ,neyse.
School Days, asla izlememenizi öneririm. Ciddiyim. İlk başta iyi başlayan hikayenin sonradan kayması ile...
Hayatım boyunca Makoto Issei kadar şerefsiz,haysiyetsiz,yüzsüz,....., devamı küfür olduğu için....
School days çok ağır bir animeydi ve bende bile bazı psikolojik dengesizliklere yol açtı. En sonlara doğru izlemek istemedim ama kendimi tutamadım. Kesinlikle başlamamanızı öneririm. Bana birisi sakın başlama demişti, bende meraktan çıldırıp başladıktan sonra psikolojim alt üst oldu. Ayrıca şu an gayet ciddi olarak o animenin kaldırılmasını istiyorum. Gerçekten ağır bir anime. Veya +13 gibi birşey yapın. Ben küçük bir arkadaşımla (12) 5-6 bölüm izledim. Sonra O Makato denen şerefsiz herifin yaptıklarını daha fazla izleyip psikolojisinin bozulmasını istemeyerek onu ekranın başından kaldırttım. Hayatımda bu kadar haysiyetsiz bir şerefsiz görmedim. Diziyi izleyenler (Allah Yardımcınız olsun) bilirler. İzlemeyenler, mazoşist'seniz şiddetle öneririm, ama değilseniz, yanına bile yaklaşmayın, konusuna bile bakmayın, konusuna aldanıp izlemeyi hiç denemeyin, hadi izlediniz, 5. Bölümden ileriye gitmeyin. Sizi uyarıyorum.
Kısacası, Hiçbir anime karakteri Makato İssei kadar şerefsiz ve gıcık olamaz. Laptopumu kırdırıcaktı bana. Yazarken bile sinirden ellerim titriyor... Daha fazla yazamayacağım.

School Days

İçine edene kadar devam edin emi. GX güzeldi, ondan sonrası hep gereksiz ve fıstı.
 
 
Bundan da pek ümidim yok. Para için yapılan anime ile sevdiği için yapılan anime farklıdır.

Biz arkadaşlarla toplanaşıp anime partileri veriyoruz 5-6 kişi KFC den kova falan söylüyoruz :P . Ama full erkeğiz o yüzden muhabbetler çok terbiyeli geçmiyor o yüzden düzgün izleyemiyoruz ama olsun oda güzel. Notebooku TV ye takıp izliyoruz LCD de :3
Ben ben ben AnimeWorld Diye bir şehir açılsın istiyorum bütün animeciler oraya taşınsın istiyorum orda yaşayalım bütün animeler her dilde olsun eksiksiz gelsin anime makineleri istiyorum sürekli çizsinler 1 hafta beklemeyeliiim! İsyeeaaaaaağnnn

Vampire Knight yazmış başka bir şey yazmamış nasıl aşağılamış :D  Sana göre süper olan anime diğerleri için iğrenç olabilir tabi ki. 

School Days

MERHABA!
 
Eğer benim kim olduğumu ve ne yaptığımı bilmiyorsanız , çok kötü . Ama gerçekten önemli değil! Ben Tunç ve genelde anime yorumlayıp animeler hakkında kimsenin okumayacağı uzun uzun yazılar yazarım ve anime fanboyları benden nefret eder. 
 
 
Bugünkü iğrenç yazımda SAO 2'yi yorumlayacağım.
 
 
II(2nin logosunu bulamadım :(  )
 
 
 
Öncelikle SAO'nun ilk sezonunu eski yazılarımdan birine iyice çöpe koymuştum. Yaptıkları değişimden nefret etmiştim vs.
 
Ama bu çok güzel be abi. Gerçekten SAO'yu tekrardan izliyormuş hissi  veren bir şey. O birkaç ay öncesi yaptıkları çöp değil. Gerçekten değil. 
 
_______________________
 
DİKKAT :  Bu yazının amacı sadece ilk 5 BÖLÜMÜ izleyip ona göre animeyi yorumlamaktır. Anime bittiğinde yeni bir yazı çıkıp değişik şekilde yorumlanacaktır. Bu anime hakkındaki fikirlerim ve eleştirilerim her an değişebilir. Ona göre sinirlenip/ağlayıp/gülüp atar yapmayın.  Ayrıca, 1,2,3,4 ve 5. bölüme ait spoilerler içerir.
 
_______________________
 
 
SAO 2'nin çıktığını caddede yürüyen bir kızdan duyduğumda hiçbir şekilde bir heyecana girmedim. Hatta izleyesim gelmedi. Ama sırf şerefsizliğinde izleyip yerin dibine vurasım geldi ve şu an kendimi yerin dibine vuruyorum.
 
İndirdim kardeşim Torrentimi , en sevdiğim çevirmenlerden biri olan ARE-YOU-SURE'in Built-In'i ile izlemeye başladım. 
 
Animeye başladığımız yer bar gibi bir yer ve TV açık , sanal dünya olduğunu anlamam biraz sürdü. İlk sahneyi izledim ve adamın ölüşünü gördükten sonra "altyapı güzel olmuş, izlemeye değer" diye düşündüm. 1. Bölüm GERÇEKTEN boş geçtikten sonra hiç izleyesim gelmedi. Gerçekten boş boş uzatarak 24 kadar bölüm geçireceklerini düşündüm. Ama yine devam ettim ve ettim. Öncelikle şunu söyleyeyim. İyiki ben başladığımda 5. bölüme kadar vardı. Yoksa kesinlikle izlemeye devam etmezdim. Çünkü olay akışı gerçekten çok yavaş ve sıkıcı. Varya şu GOM Player'da sağ oka o kadar basasım vardı ki , ama basmadım.  Gerçekten openingler ve endingler dışında neredeyse hiç geçmedim. Tabi biz One Piece hayranı olduğumuzdan 20 dakika boyunca ancak 5 dakikalık ilerleme olmasının ne demek olduğunu biliriz :( .  Bu yüzden pek kafama takmadım. Konsept harikaydı. Karakter bilgisi vb. şeyler gerçekten mainstream bir animeye göre kötü olsa bile SAO I'den o kadar fazla iyiydi ki  fazla kafama takmadım. Abartılar ve klişeler gerçekten vardı ama gerçekten beğendim. Kötü karakterler, iyi karakter vb. gerçekten iyi oturdu. Tabiki de bilinçaltı mesajları bu animede de vardı. Alfheim gibi bir çöp parçasından sonra gerçekten iyi  geldi . Sevdim. Şu an daha senaryo tam oturmadığından daha 
 
Ama tabiki , bu anime hakkındaki fikrim HER AN değişebilir ve gerçekten direk çöpe atabilirim.
 
 
Ekstra: Yabancı Dizi yorumlamaktan Anime yazacağıma her yere dizi  yazmışım. Düzeltmek yarım saatimi aldı. adıjwaudhawda
 
Ekstra II : İsteyen olursa 10. veya 15.'inde bölümde de yorumlama yapabilirim.
 
 
_______________________________________

Final Oylama:


İçerik : 7/10

OST : 5/10

İzlenilebilirlik : 9/10

Senaryo : 8.5/10

Çizim : 10/10

Karakterler: 8.5/10

Genel: 8/10
 
Bu notlar değişebilir , serinin gidişhatına göre.

______________________________________
 
 
 
 
Okuduğunuz için teşekkürler! Beğen tuşuna basarak destek olabilirsiniz! Başka yorumlamada görüşürüz!

Harika,  tek kelimeyle mükemmel . Lütfen , devam et :D

Öncelikle hepinize Merhaba ^_^ İlk çalışmam Fairy Tail Main Theme den sonra sizlere anime dışı bir şey yapacağımı söylemiştim :D Anime parçasıyla karşınıza çıkmayı çok isterdim ama değişiklik yapmak istedim ama bundan sonraki de yine bir anime parçası olacak :3 Umarım Fairy Tail gibi bunuda beğenirsiniz ^_^ Hatalarım oldu ama bu neredeyse 30. çekimimdi , kusursuz olmasını istedikçe  artık çalmaktan iyice yoruldum ve en son bunu yüklemeye kara verdim : :Dİyi seyirler ^^
 
*Anime parçası değil ama ilk videom gibi Forum tekrar bana destek olursa çok sevinirim ^_^
 

 
 

Dattebayo
-Naruto
İster Kral ol ister Tanrı, seni asla affetmeyeceğim.
-Monkey D. Luffy

MERHABA!
 
Eğer benim kim olduğumu ve ne yaptığımı bilmiyorsanız , çok kötü . Ama gerçekten önemli değil! Ben Tunç ve genelde anime yorumlayıp animeler hakkında kimsenin okumayacağı uzun uzun yazılar yazarım ve anime fanboyları benden nefret eder. 
 
 
Bugünkü iğrenç yazımda SAO 2'yi yorumlayacağım.
 
 
II(2nin logosunu bulamadım :(  )
 
 
 
Öncelikle SAO'nun ilk sezonunu eski yazılarımdan birine iyice çöpe koymuştum. Yaptıkları değişimden nefret etmiştim vs.
 
Ama bu çok güzel be abi. Gerçekten SAO'yu tekrardan izliyormuş hissi  veren bir şey. O birkaç ay öncesi yaptıkları çöp değil. Gerçekten değil. 
 
_______________________
 
DİKKAT :  Bu yazının amacı sadece ilk 5 BÖLÜMÜ izleyip ona göre animeyi yorumlamaktır. Anime bittiğinde yeni bir yazı çıkıp değişik şekilde yorumlanacaktır. Bu anime hakkındaki fikirlerim ve eleştirilerim her an değişebilir. Ona göre sinirlenip/ağlayıp/gülüp atar yapmayın.  Ayrıca, 1,2,3,4 ve 5. bölüme ait spoilerler içerir.
 
_______________________
 
 
SAO 2'nin çıktığını caddede yürüyen bir kızdan duyduğumda hiçbir şekilde bir heyecana girmedim. Hatta izleyesim gelmedi. Ama sırf şerefsizliğinde izleyip yerin dibine vurasım geldi ve şu an kendimi yerin dibine vuruyorum.
 
İndirdim kardeşim Torrentimi , en sevdiğim çevirmenlerden biri olan ARE-YOU-SURE'in Built-In'i ile izlemeye başladım. 
 
Animeye başladığımız yer bar gibi bir yer ve TV açık , sanal dünya olduğunu anlamam biraz sürdü. İlk sahneyi izledim ve adamın ölüşünü gördükten sonra "altyapı güzel olmuş, izlemeye değer" diye düşündüm. 1. Bölüm GERÇEKTEN boş geçtikten sonra hiç izleyesim gelmedi. Gerçekten boş boş uzatarak 24 kadar bölüm geçireceklerini düşündüm. Ama yine devam ettim ve ettim. Öncelikle şunu söyleyeyim. İyiki ben başladığımda 5. bölüme kadar vardı. Yoksa kesinlikle izlemeye devam etmezdim. Çünkü olay akışı gerçekten çok yavaş ve sıkıcı. Varya şu GOM Player'da sağ oka o kadar basasım vardı ki , ama basmadım.  Gerçekten openingler ve endingler dışında neredeyse hiç geçmedim. Tabi biz One Piece hayranı olduğumuzdan 20 dakika boyunca ancak 5 dakikalık ilerleme olmasının ne demek olduğunu biliriz :( .  Bu yüzden pek kafama takmadım. Konsept harikaydı. Karakter bilgisi vb. şeyler gerçekten mainstream bir animeye göre kötü olsa bile SAO I'den o kadar fazla iyiydi ki  fazla kafama takmadım. Abartılar ve klişeler gerçekten vardı ama gerçekten beğendim. Kötü karakterler, iyi karakter vb. gerçekten iyi oturdu. Tabiki de bilinçaltı mesajları bu animede de vardı. Alfheim gibi bir çöp parçasından sonra gerçekten iyi  geldi . Sevdim. Şu an daha senaryo tam oturmadığından daha 
 
Ama tabiki , bu anime hakkındaki fikrim HER AN değişebilir ve gerçekten direk çöpe atabilirim.
 
 
Ekstra: Yabancı Dizi yorumlamaktan Anime yazacağıma her yere dizi  yazmışım. Düzeltmek yarım saatimi aldı. adıjwaudhawda
 
Ekstra II : İsteyen olursa 10. veya 15.'inde bölümde de yorumlama yapabilirim.
 
 
_______________________________________

Final Oylama:


İçerik : 7/10

OST : 5/10

İzlenilebilirlik : 9/10

Senaryo : 8.5/10

Çizim : 10/10

Karakterler: 8.5/10

Genel: 8/10
 
Bu notlar değişebilir , serinin gidişhatına göre.

______________________________________
 
 
 
 
Okuduğunuz için teşekkürler! Beğen tuşuna basarak destek olabilirsiniz! Başka yorumlamada görüşürüz!

YunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYuno
YunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYunoYuno

Bazı insanlar izlediği şeyden utandığı için "çizgi film değil, Anime!" diye kavga ediyor kendini gururlandırıyor.
 
Ki o kişiler aslında açıkta herkesin önünde anime izlemekten de çekinen kişiler. Ben otobüste dolmuşta sıkıldığım zaman açarım animeyi izlerim kulaklığımı takıp . Soran olursa çizgi film izliyorum derim. Kimsede benle ne dalga geçer ne kızar. Anime mi izliyorsun? Diye soran bir kıza "Evet" dedikten sonra yanımdan kalktı ve başka yere oturdu. Ama gerçekten eğlenceli birşey.
 
Bazen Anime mi izliyorsun? Sorusunu aldığımda genelde "Hayır, çizgi film bu" diyorum ve Trollüyorum resmen. Adam beni dövücek kadar sinirleniyor çizgi film dediğim için ama eğlenceli be abi. Sizde deneyin ama dayak yemeyin :( . 
 
Anime zaten çizgi filmdir. Ama japonlar çizgi filmi gerçekten bir üst seviyeye çıkarmayı başarmışlar ve yetişkinlere de hitap etmesini sağlamışlar ve bu yüzden kendi çizgi filmlerine Anime denmesine hak kazanmışlar. 
 
Özet Olarak:
 
 
Hayır kesinlikle gıcık almıyorum çünkü doğru. İzlediğiniz şeyden utanmayın, daha havalı olmak için üste çıkarmayın. İzlediğiniz şey çizgi film ve bunu seviyorsunuz , kim ne derse desin asla izlediğiniz şeyden utanç duymayın ve kendinizi anlatma çabasına girmeyin. Çünkü sana "O çizgi film mi" diye soranların Animenin ne olduğunu bilmeye hakları ve zekaları bile yok.

Bazı insanlar izlediği şeyden utandığı için "çizgi film değil, Anime!" diye kavga ediyor kendini gururlandırıyor.
 
Ki o kişiler aslında açıkta herkesin önünde anime izlemekten de çekinen kişiler. Ben otobüste dolmuşta sıkıldığım zaman açarım animeyi izlerim kulaklığımı takıp . Soran olursa çizgi film izliyorum derim. Kimsede benle ne dalga geçer ne kızar. Anime mi izliyorsun? Diye soran bir kıza "Evet" dedikten sonra yanımdan kalktı ve başka yere oturdu. Ama gerçekten eğlenceli birşey.
 
Bazen Anime mi izliyorsun? Sorusunu aldığımda genelde "Hayır, çizgi film bu" diyorum ve Trollüyorum resmen. Adam beni dövücek kadar sinirleniyor çizgi film dediğim için ama eğlenceli be abi. Sizde deneyin ama dayak yemeyin :( . 
 
Anime zaten çizgi filmdir. Ama japonlar çizgi filmi gerçekten bir üst seviyeye çıkarmayı başarmışlar ve yetişkinlere de hitap etmesini sağlamışlar ve bu yüzden kendi çizgi filmlerine Anime denmesine hak kazanmışlar. 
 
Özet Olarak:
 
 
Hayır kesinlikle gıcık almıyorum çünkü doğru. İzlediğiniz şeyden utanmayın, daha havalı olmak için üste çıkarmayın. İzlediğiniz şey çizgi film ve bunu seviyorsunuz , kim ne derse desin asla izlediğiniz şeyden utanç duymayın ve kendinizi anlatma çabasına girmeyin. Çünkü sana "O çizgi film mi" diye soranların Animenin ne olduğunu bilmeye hakları ve zekaları bile yok.

Sao da Sao II'de abartmalardan meydana gelen seriler. Bu da insanları genelde seriden soğutuyor bu da bi gerçek. 
Çoğu insan neden Sao sevmiyor çünkü çogu insan seriyi aşırı derece abartıyor. Ki bu da benim gibi insanları hem hayran kitlesinden hemde seriden sogutuyor.
Benim düşünceme göre de pek üstüne düşülmemesi gereken klasik shounen serilerden biri. 
Ortada tamam bir konu yaratmışsınız da konu gidişatında saçmalamışsınız. Şahsen konu gidişatını berbat buldugum animelerdendir. Potansiyeli olan bir seriyi nasıl saçmalarız olayıdır tamamen sao. 2. sezonda da sağolsun beni hayal kırıklıgına ugratmayarak hiç yoktan bi konu var ederek onu sürdürmeye devam ediyor. (Ki bunu da light novel'ı yada animesi olsun ikisi de para için yapıldıgı belli.) Hani izlerken olayların nasıl devam edecegi belliydi ve can çekişiyordu resmen :D 
Hayır anlamadıgım bir nokta da güzel karakterler falan (hele güçlü kız karakterleri bu tür shounen animelerde zor bulursunuz) birden hop hadi hareme çevirelim, yok şimdi biraz romantizm verelim, hadi birazda ensest katalım, ana konu karakterin oyundan kurtulma çabası degil miydi wtf yani.
2. sezonda da gereksiz gene tsundere karakterimiz var, başlarda o da iyiydi hani güçlü soğuk kanlı falan (kötü hatıraları olmasına ramen geçmişte hala güçlü duran bir karakterdi yani), hatta bir çok yönden Kirito'dan güçlü oldugu bile belli ama bizim ana karakter bir iki hamle yapsın hemen etkilenmeler falan. Yani romantizm yapmak istiyorsanız uzakta yapın, bu tür konusu olan bir animeden romantizm degil iyi bir konu gidişatı beklerdim şahsen. 
 
Bu da benim düşüncelerim, kimse gelip bana şimdi savunma yapmasın, daha da soğuyorum bu seriden :D 
Puanlaman gene çok iyimser, konu akışı içerik bana göre tam çöp.

Önceki tanıtımlarıma bakmanı öneririm, bu puanlama SAO gibi içine edip kendini şu an 2. bir seriyle toparlayıp para peşinde koşan yapımcılar için yeterli bence. Olabildiğince iyi konuştum çünkü gerçekten kötü değil Alfheime göre. OST'si 1. Sezonuna göre çok daha kötü onun dışında pek kötü bir unsur yok  ve herşeye 10/10 verirsem artık düzgün oylayacak anime kalamaz. Teşekkür ederim senin ve herkesin yorumu için :D

Yaklaşık 1 yıllık bir aradan sonra Anime izlemeye tekrar başlamak gerçekten tuhaf birşey.
 
O kadar tuhaf ki , önceden izlediğin animeler sana çok farklı gözüküyor.
 
 
Animeye dönüş,farklar ve Anime Sektörünün Evrimi , Pollux
 
 
O kadar tuhaf bir duygudur bu. Eski arkadaşlarınla tekrar konuşmaktır, izlediğin şeyleri tekrar izleyip nostaljinin dibine vurmaktır, tüylerinin diken diken olmasıdır.
 
Öncelikle beni tanımıyorsanız, adım Tunç. Adana'da yaşıyorum , Dil ve Tercümanlık okuyorum , yabancı dizilere altyazı ve grafik tasarımı / editörlük yapıyorum şu aralar.Ayrıca forumda Fan Fiction yazıyorum, Anime ve değişik şeyler hakkında yazılarım var. Ayrıca animeleri yorumladığım ufak bir serim de var. Ciddi gibi görünsemde hiç değilimdir, zamanla fark edersiniz. 
 
Konumuza gelirsek ,daha yeni uyandım ve anime izlemeye dün sabah tekrar başladım. Yaklaşık 17 saattir anime izliyorum ve "Map anime yorumluyor" adlı serimdeki animeleri  tek tek tekrar izliyorum ve bir fark hissetim. Animeler artık eskisi gibi gelmiyor.
 
3 yıl önceki Tunç'un zevkleri ile benimkiler arasında , maalesef, dağlar var. 1-2 anime dışında diğerleri bana gerçekten çok kötü geldi, hatta izlemeye bile gelemedim. Şimdi , fark nedir? Öncelikle 2-3 yıl önceki  ben , ergenin tekiydim. Ecchi izlediğimi falan hatırlıyorum yani. Ancak şimdi bana normal gelen animeler , seks propagandası gibi geliyor resmen. Gereksizce bir cinsel mesaj veriliyormuş gibi hissediyorum bazı animelerde ve bu beni rahatsız ediyor. Animeleri aile seviyesinden düşürüyor. Şu an izlediğim animeleri ailemle oturup izleyemiyorum artık. Tabi 1-2 istisna var. Bu konu gerçekten kafamı kurcaladı . Gerçekten böyle bir Ecchi saldırısı gerçekten vardı  ve ben önceden kafamı mı takmadım yoksa normal mi geldi? Şimdi ben demiyorum ki bütün animeler ecchi  saldırısı mı yapıyor? Hayır tabisiki . Gerçekten güzel konusu olanlar var . Mesela Elfen Lied'daki çıplaklık ve ecchi seviyesi tamamiyle normaldi. Yani bekleniyordu. Evet, işte bu, beklenti.  Bana garip  gelmesinin sebebi de bu. Çıplaklık beklenen bir animede çıplaklık görünce şaşırmadım. Ama bazı aksiyon/macera türü animeler 10 bölüm boyunca hiçbir şekilde cinsel simge veya çıplaklık yokken bir anda 11. bölümü çıplaklıkla doldu. Belki bana bu düşünceyi veren odur. Neyse , konu iyice tuttu gidiyor , şimdi adminlerden biri (Ezgi) silmeden önce susayım.
 
 
Şimdi , Animeye dönüş  ve farkları geçtiğimize göre asıl konuya gelelim. Anime Sektörünün Evrimi. Yaklaşık 1 yıl önce Anime Sektörünün nasıl büyüdüğünü  ve bunun beni garip bir şekilde rahatsız ettiğini ve Anime kültürüne verilen zarardan bahsetmiştim. Linki burada . 
 
Ve gerçekten bir arkadaşın dediği gibi oldu. Türkiye'de anime popülasyonu çıktığı gibi düştü  diyebiliriz. Anime izleyen kızlar/erkekler çoğunlukla animeyi bıraktı ve LoL oynamaya başladı (ne alakası var bilmiyorum, ama bırakanların hepsi LoL'e başlıyor.)  . Sorunca ne söylüyorlar biliyor musunuz? "Sıkıldık" , "Yeni bölüm gelmiyor" , "Naruto bitti(wtf?)" vb. vb.
 
Tabi ben bundan mutsuz muyum? Tabi ki değilim! Hatta onlar bırakmasaydı şu an geri gelmezdim büyük ihtimalle.Eğer Reddit vb. sitelerle alakanız varsa "mainstream" adlı terimi biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız mainstream  . Neyse, bu mainstream olan şeyler geldikleri gibi çabucak giderler ama geldikleri  zaman bütün dünya'yı veya belirli bir kısmını sarsarlar. Vine'lar , Ice Bucket Challenge , Harlem Shake , Gangam Style gibi şeyler . Tabi ki Anime'de bir zamanlar mainstreamdi, hala öyle ama eskisi kadar değil ve bu beni gereksizce mutlu yapıyor. Benim anime sektörü hakkında fikirlerimi bilmiyorsanız söyleyeyim. Ben anime sektörünün büyümesini istiyorum ama o kadar çok büyüyüp bir sürü gerizekalı insanın  sadece Naruto izleyip kendine otaku demesini  de istemiyorum. TürkAnime Forum bile eskiden resmen 25-30 kişiden oluşuyordu , şimdi nerdeyse 300 tane aktif üyeye sahip. Ben bunu ilk olarak iyi karşılamamıştım ve forumu bırakmıştım ama gerçekten dediğim gibi artık değiştim . Fikirlerim ve düşünce tarzım değişti ve geçmişte dediğim şeylerden utanç da duydum gurur da . Ama gerçekten bu yeni gelen arkadaşlarımız hakkındaki önyargılarım yanlışmış. Hepiniz çok güzel ve zeki , bilgili insanlarsınız ve foruma çok güzel  sahip çıkıyorsunuz ve Türkiye'deki Anime sektörü size borçludur . Ben Anime'nin ölmesini izlerken siz gerçekten sahip çıkan kişilersiniz . Ve düşünce tarzınız ne olursa olsun, isterseniz Boku no Pico en sevdiğiniz anime olsun hepiniz iyi insanlarsınız.Konumuza dönersek, anime sektörü mainstreamliğini sonunda kaybetti ve Türkiye'deki  GERÇEK anime takipçileri ortaya çıktı . Sonunda Anime, ilk defa, Türkiye'de olması gereken yere ulaştı ve ben bundan gurur duyuyorum.
 
 
 
 
Ayrıca, izlemek ve yorumlamak için bir anime önerir misiniz? , Teşekkürler. 
 
 

Bu bölümde animelerle ilgili kişisel blog, anime eşyası satan yerel dükkan, animelerle ilgili sosyal paylaşım platformu ve Japonca dersi veren kişisel ilanların tanıtıldığı konular yer alacaktır.
Bu bölüme konu açılabilmesi için ilk şart tanıtılacak şeyin Japonya, anime ve mangalar üzerine kurulmuş olması gerektiğidir.
TürkAnimeTV gibi anime izlenilen sitelerin tanıtımı yasaktır. Bunu dışında her turlu kar amacı gütmeyen anime ve mangalarla ilgili kişisel siteler tanıtılabilir.