Jump to content

Kehribar

Üyeler
  • İçerik sayısı

    0
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

1 Takipçi

Kehribar hakkında

  • Doğum günü 12/31/1999

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek
  • Konum
    Ankara

Son profil ziyaretçileri

Son ziyaretçiler bloğu devre dışı bırakıldı ve diğer kullanıcılara gösterilmiyor.

Kehribar üyemizin başarıları

  1. @Kemankech Hocam, yazınızı inanılmaz keyif alarak okudum. Cümle kurma yeteneği diye bahsettiğiniz bundan da ötesi ise ben kısa süreyle iletişime ara verip şelalelerin altında çıplak ve meditatif bir şekilde günde 1000 kere kendimle konuşacağım. (Sizdekini alçak gönüllük sayıyorum.) O kadar imreniyorum ki küçükken kitaplarla tanışabilmiş insanlara. Benim kitaplarla tanışmam/barışmam lise 2yi buldu. FRP muhabbetlerini yeni öğrenmiş ve Özay Şen & Kayra Keri Küpçü ikilisinin Raistlin Majere Karakter İncelemesi videosunu izlemiştim. "Anaaa ne güzel şeyler varmış. Ben niye kitap okumuyorum ki?" diyerek araştırmaya başlamış ve önce kitapların internetten çok ucuza temin edilebildiğini, sonra da kitap okumanın oldukça keyifli olduğunu geç de olsa idrak edebilmiştim. İsteyerek okuduğum ilk kitaplarım da Drizzt Efsanesiydi. Zaman içinde güzel bir kitaplık dizmeyi başardım. Fiyatlar uçtuğu için son bir yıldır kitap almıyorum, almamaya çalışıyorum. Serilerim hep yarım kaldı. İçimde yara oldu bu durum. Onca zamandır okumuşsunuz, sizdeki birikimi tahayyül edemiyorum. Çok imreniyorum. Darısı başıma. Not: Yazıyı şuraya kadar yazıp yayınlayamadım. Ortalık karıştı iki günde. Kusuruma bakmayın geciken cevabım için. Moe üzerine hiç bu kadar düşünmemiştim. Doujinshi okuduysam da onların doujinshi olup olmadıklarını bilmiyorum. Bahsettiğiniz şeyi anlar gibiyim. Yazınızdan pek çok şey öğrenmiş oldum. Teşekkürlerimi sunarım. Kahramanın yolculuğunun dışına çıkabildiklerini düşünüyorum. O kapandan kurtulduk ama yanlış da anlaşılmasın. "Amaaan bu klişe!" diyen insanlardan değilim. İyi kullanıldığı ve işlendiği sürece her şeye okeyim. Ne kadar kullanılmış ve eski olsa dahi. Eden's Zero mesela içerisinde yeni bir şey yok fakat güzel. Çünkü iyi işleniyor. Başarılı olacak. Ben de bu durumdan mutlu olurum. Tabii ki yeni şeyler görmeye de doyamam. Yazılarını daha çok okumak isterim hocam. Vaktiniz olursa şuralara döktürün size zahmet. Paylaşın bizimle. @Ellen Güzel özetlemişsiniz hocam. Arabeske başlamanıza da çok sevindim. Bilimde çok geride kaldık. Doğru söylüyorsunuz. Şimdi de imkanlarımız git gide azalıyor. Yakalamak gün geçtikçe zorlaştı. Şu günlerdeki rahatlığımız bile birkaç sene önceki şartlarımızın henüz silinmemiş ekran görüntüsü. Farkına varmamız için birikimlerimizin bitmesi gerkecek. Vardığımızda da çok geç olmaz diye umuyorum. Geçem gün dijital bir ürün üretmek için çeşitli programlar öğrenmeye ve kullanmaya yeltendim. Heves ettim. Gerekli zamana ve bilgiye sahiptim ama ne sermayeye ne de yeterli donanımlara sahiptim. Neticede hevesim kursağımda kaldı. En basit şeyi üretmek için bile belli bir refah seviyesinde olmak gerekiyor. Uygulama içerisindeki 5 dolarlık tool lara bütçe ayırmak benim o ayki hesabımı temelinden sarsar. Bu da yakın zamanda yaşadığım küçük bir hayal kırıklığı. Şimdi başka ülkede olsak daha kolay olurdu diye ağlamak da istemiyorum. İmkanı olan tabii ki kalmakta da gitmekte de özgür. Ama daha kötüleride var. Burdayız ve buranın şartlarını benimsemek gerek. Buna göre de aksiyon almak. Bir asistan abimiz var. Hep onun yüzünden bu muhabbetlerde geriliyorum. Geçen ay boyunca amerika da pompacı olmanın daha karlı ve rahat olduğuna dair nutuk çekti durdu. Haliyle yoruldum bu muhabbetlerden de. Sizi de darladıysam özür dilerim.
  2. @Ellen Forum sıcaklığı ayrı bir şey hocam. Kısa mesaja dönünce insanlar aklına geleni yazıyor, "lol" yazıyor, "naber aq" yazıyor. O kadar samimiyete de gerek yok açıkçası. Buradaysa uzun uzun düşünüyorsun, "Anlatım bozukluğu mu yaptım? Konudan mı saptım? Lan ne anlatıyorum ben." gibi kendini düzelttikten sonra yazıyorsun. Karşındaki kişiye duyduğun saygıyı böyle de belirtebiliyorsun. Hocam madem topu attınız ben başlıyorum anlatmaya. Hem forumun da bir ayağı çukurda; ben anlatayım, isteyen alıntılayıp istediği yerden muhabbet başlatabilsin. Sevgili dostlar, dediğim gibi 4. sınıftan beri anime izliyorum. Anasınıfına giderken bile çizgifilmler animeler izlerdim (bilmiyordum tabii ki anime olduklarını). Lojmanda oturduğumuz sıralardı ve mahalle serseri doluydu. Aşağıya inmek demek birisi koşarak gelip sana tekme atıp kaçabilir demekti. Ben de vaktimi televizyonun karşısında oturup tatlı tatlı çizgifilm izleyerek geçiriyordum. Jojo, Jetix, Fox Kids ve diğer adını unuttuğum kanallar. Neler neler izledim be? Türkiye'de bir dönem Shaman King yayınlandı dostlar, hatta Kinnikuman yayınlandı. Bu bence üzerine uzun uzun tartışılması gereken bir olay. Ben Gintama izleyene kadar Kinnikuman'ın (Türkiyede yayınlandığı ismiyle Ultimate Muscle) japnyada köklü bir seri olduğunu bilmiyordum. Bir anime olduğunu öğrenmiştim ama alelade bir şey sanıyordum. Eski çocuk kanalları inanılmaz bir bilgi ağına sahipti anlaşılan. Bugün internette arayıp orjinal dilinde bile bulamadığım onca çizgifilmi türkçe dublajla izleyebiliyorduk. Cubix, Dragon Booster, Martin Mystery, Code Lyoko, Galactik Football, Roboroach, Yu-Gi-Oh, Transformers Armada, SonicX, Hey Yo Yorang (İlk aşkım ve hayali arkadaşım, ayrıca asosyalliğimin temeli) ... Bunlar sadece aklımda kalanlar. Bir kanalda işter nasıl yürür bilmemem ama bu işten kim sorumluysa, Türk televizyonunda içerik olarak bu denli kaliteli oncca çizgifilmi bulan yayınlayan kişiler kimse hepsine binlerce kez minnettarım. Çağlarının ötesinde insanlar olduklarına eminim. Bunlar beni ben yapan şeylerdi. Seneler geçince bahsettiğim kanallara ulaşamaz oldum. Taşınmıştık ve tarifeli uydu kullanmıyorduk artık. 3. ya da 4. sınıftayken internetten çizgifilm izlenebildiğini keşfettim. Tam hatırlamıyorum ama Ben 10, Yugioh Gx ve Avatar the Last Airbender gibi şeyler izlemiştim izlemiştim. Bunlar bitince sitede uzun zamandır görüp durduğum Naruto sekmesine tıkladım. 1. bölümü açtım, açtım açmasına ama çizgifilm altyazılıydı. Konuşmalar yabancıydı ve tek anladığım türkçe olmadığıydı. 7 yaşımda altyazıyla Naruto izlemiş ve hayran kalmıştım. Duygular çok yoğun gelmişti. O gün bu gündür anime izliyorum. Bir ara liste falan tutuyordum. Sonra bıraktım. Neyi izleyip izlemediğimi de hatırlamıyorum artık. Anlamam için iki bölüm açıp bakmam gerekiyor. Tekrar tekrar izlediklerim var. Gungrave gibi, GTO, HxH gibi. Bu ara da Türktelevizyonlarında altyazıyla yayınlanan birkaç animeyi de görme şanşını yakalamıştım. Gungrave, Ergo Proxy, Samurai 7, Tenjou Tenge, Last Exile... Gungrave bugün hala en sevdiğim animedir, öyel de kalacak sanırım. Böyle işte sevgili dostlar. Bana bunları öğreten bir abim, ablam, kuzenim yoktu ne yazık ki. Kader yüzümüze güldü de bulduk tanıştık bu dünyalya. Favorilerim: Billy Bat, Berserk, 20th Century Boys, Sun-Ken Rock, Sket Dance, Gantz, İnside Mari, Nanatsu no Taizai, Vinland Saga, Vagabond, Great Teacher Onizuka, School Rumble, I am a Hero, The World God Only Knows, History’s Strongest Disciple Kenichi, Hunter x Hunter. Yenilerden sevdiğim Fumetsu no Anata e ve Tokyo Revengers var. Yeni demek ne kadar doğru, mangaları yıllardır devam ediyor. Anime izleyen insanlar olarak çok şey gördüğümüzü düşünüyorum. KayıpRıhtım'da konuşulan çok sevilen edebi eserleri okudum, artık bunun ötesi yok denilen kitapları bitirdim. Açık söylüyorum, hiçbiri okuduğumuz mangalarla aşık atamaz. HEEEYYT be, biz neler gördük neler. Bu gözler neler gördü. Sevgili dostlar, siz söyleyin. Okuduğumuz izlediğimiz şeyleri sokaktan geçen birine anlatsak "Kardeşim sen neler söylüyorsun böyle? Öyle şey mi olur?" demez mi? Acının en derinini tattık. Berserk'de tutulmada biz de kurban edildik. Aşkların en yasaklarını yaşadık. Oreİmo'da en imkansıza tutulduk. Gantz'da kimsenin iyi olmadığını anladık. Bunları kime anlatabilirsiniz? Ya arkadaş, biz öyle şeyler okuduk ki... Naoki Urasawa denen bir adam var arkadaşlar. Adam kendi tanrısını ve kendi peygamberlerini yazdı. Ve öyle fantastik bir dünyaya falan da değil, içinde olduğumuz yüzyılın üzerinde yazdı. Bunu başka bir yerde okuyamazsınız. Evet hafiften çıldırdım. Amerika'ya karşı bir nefretim vardır. Dinlediğimiz müziklerin yabancı adı altında hep ingilizce olması, izlediğimiz filmlerin, okuduğumuz kitapların amerikan coğrafyasından çıkıyor olması beni çok rahatsız ediyor. Refahı başkalarının kanı üzerine kurulu olan devletin sevilmesini ve benimsenmesini aklım almıyor. Aklım en çok da neyi almıyor biliyor musunuz? Amerikayı seven Japonları :D Buralar biraz derin ve politik, bense şunu söylemek istemiştim. Yabancı dizi uzun zamandır izlemiyorum. Propagandayı bir kenara bırakalım, vahşet ve sex odağından çıkmış bir şey izlemek imkansız. İşte anime ve mangayı burada bir kere daha seviyorum. Zom100 okudunuz mu? Bugün hala yeni bir şeyler yazabiliyor bu insanlar. Salgın başlangıcıyla dünyayı salgının ele geçirdiği bir ortamda bir kişi var ki mutlu oluyor. Sonunda yarın kalkıp işe gitmek zorunda değil. Hikayelerdeki dostluk ve kendini feda etme temalarını severim. Romantik unsurlarda da çarpık ilişkiler bence izlemesi ve okuması oldukça keyifli şeyler. Sevgili dostlar uzun zamandır düşünüyorum ki bence Japon Eğlence sektörü formüller üzerine işliyor. Bir süre önce animeler ve mangalar için "Artık yeni bir şey okuyamayacağım. Hep aynı başarılı formul üzerinden gidiyorlar. Kaplıca sahnesi, fedakarlık derken aynı şeyleri göreceğim sanırım. Arada tek tük başyapıt olacak mangalara denk gelirim herhalde" diyordum. Sonra Visual Novel ve Light Novel'lara giriştim. Derine indikçe indim. Okumak istediğim ama daha ingilizce çevirisi bile olmayan şeyler buldum. Sonra ne oldu biliyor musuz? Korktum. Vallaha billaha gözüm korktu. Buranın sonu yok arkadaşlar. Şu an oturup japonca öğrensem bir iki yılımı ayırıp yine geriye dönük olarak tüketmek istediğim şeyleri tüketip bitiremem. Bu sektör küçük değil arkadaşlar. Daha annem çocukken insanlar birşeyler üretiyordu. Yt'da Bowl of Lentils isimli bir kanal var. Güzel bir iki belgesel tadında videosu var. Sektörün geçmişi ve undergroundlığı biraz olsun aklınızda canlanabilir belki. İşin komik yanı da benim her şeyi tüketmek istemem. Hepsini istiyorum. Hepsiniiii :D Böyle işte sevgili dostlar. Anime dışında enstrüman merakım var. Bağlamayla çalıyor olsamda her şeyi çalmak istiyorum. Bir senedir Ermeni Duduğu (düdük değil bakınız duduk) ile uğraşıyorum. Kesinlikle başarılı değilim ama çözücem inanıyorum. Geçen Marmarayda tanıştığım akordiyon çalan abiyle ettiğim sohbet sonucu maaşımla ilk alacağım şeyler listesine Akordiyon da eklemiş bulunuyorum. En sevdiğim modern icracılardan Salih Korkut Peker sayesinde Cümbüş merakım da var. Salih Beyi tanır mısınız? Cümbüşü gitar tavrıyla çalar. Çağlama isimli enstrümanımızı duymuş muydunuz? Bağlama şemasıyla yapılmış bir gitardır. Normalde bağlamaya gitar teli takarsanız bağlamanın sapı bu gerilime dayanamaz ve öne doğru eğilir. Çağlamada ise sapın içinden gitarda olduğu gibi bir demir aksam geçer ve sapa destek olur. Gitardan farkı ise bağlamadaki komalı sesleri çıkarabilmesidir. Dünün Halayı isimli parçayı dinleyebilirsiniz. Salih beyin parçasıdır. Dünya Hali dizisine de jenerik olmuştur. Arabeske, türkülere bayılırım. Kıraç ve Gülden Karaböcek'i çok severim. Ne kadar amerikan düşmanı olsam da Red Hot Chilli Papper dinlemekten geri durmam. Metalden anlamam, kuru gürültü gibi gelir. Çok denedim ama alışamadım. Müzik kültürüm de çok yoktur. İnsanların nasıl müzik keşfettiğini anlayaadığım için genelde sürekli duyduğum ama hiç dinlemediğim ya da bazı parçalarını sevdiğim kişilerin/grupların tüm albümlerini indirir baştan sona tüm parçalarını dinler, gizli cevherler bulurum. Evet, daha yazardım da yoruldum. Umarım muhabbet kurmak için iyi bir yol olmuştur. İstediğiniz kısıma alıntı atabilir "Hayır aşağılık! Sen yanlış düşünüyorsun." diyebilirsiniz. :D Böylece tek başıma aylardır yapılmayan muhabbeti yaptım. Eskiler çok güzeldi muhabbetlerine denk geldim. Varsa hatrınızda "Ya şu forumda böyle bir şey de yaşamıştık." dediğiniz bir olay, dinlemekten keyif alırım. Siz kesin biliyorsunuzdur @pegasusejder hocam. Okuduğunuz için de teşekkür ederim. @Rakunjaa Çok geçmiş olsun. Umarım sıkıntısız atlatırlar. Keyfinize bakın. Söyleyin çayı çorbayı ayağınıza getirsinler :D
  3. Merhaba sevgili Türkanime forum üyeleri. Ben Enver, tıp fakültesi dördüncü sınıf öğrencisiyim. Senelerdir anime izliyorum. Son 6 7 yıldır her gün manga okuyorumdur. Bu böyle de gider zannediyorum. Forum ortamlarını seviyorum. Discord gibi ortamlara ısınamadım. 4 senedir KayıpRıhtım forumuna takılıyordum. Fantastik odaklı bir edebiyat forumu. Mekanımızda çok bilgili,tatlı abilerimiz ablalarımız kardeşlerimiz var. Az kişi olsak da mutluyuz. Ben o forumun daha çok anime manga başlıklarını darlayan kişiyim. Burayı görünce daha uygun bir ortam olur benim için diye düşündüm fakat forumun terkedildiğini anlamam çok sürmedi. Çok kişi yok belli ki artık. Umuyorum vakit gelir de buralar tekrar panayır havasına döner. Şimdiden sizleri tanıdığıma memnun oldum. Siteyi yıllardır kullanıyor fakat bir forumu olduğunu bilmiyordum. Sitede emeği olan herkese teşekkür ederim.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.