Jump to content

Genel Araştırma

'ani̇me' etiketi için arama sonuçları.

  • Etiketlere Göre Ara

    Etiketleri virgülle ayırarak yazın.
  • Yazara Göre Ara

İçerik Türü


Forumlar

  • Duyuru & Kurallar
    • Forum Kuralları & Yardım
    • İstek, Şikayet ve Öneri
    • Tanışın Kaynaşın
    • Türk Anime TV Etkinlikleri
    • E-dergi
  • Türk Anime Çeviri Ekibi (TAÇE)
    • Tamamlanan Projelerimiz
    • Devam Eden Projelerimiz
    • Gelecek Projelerimiz
    • Askıya Alınanlar
    • TAÇE Duyuruları
  • Anime GENEL
    • Anime İstek ve Öneri Bölümü
    • Bilinmeyen Animeler ve Karakterler İçin Yardım Bölümü
    • Anime Genel
    • Anime Geyik
    • Animeler & Karakter Anketleri
    • Anime Tanıtım ve İncelemeleri
    • Anime Serileri Bölüm Tartışma Alanı
  • Manga GENEL
  • Fansub Takımları
  • Anime Manga Live-Action Download
  • Fan Kulübü
  • Japonya
  • Program Deposu
  • Konu Dışı
  • Roronoa Zoro's Roronoa Zoro Kimdir?

Sonuçları bul...

İçeren sonuçları bulun


Oluşturma Tarihi

  • Start

    End


Son Güncelleme

  • Start

    End


Filter by number of...

Kayıt tarihi

  • Start

    End


Üye Grubu


Hakkımda


Outlook


Web Sitesi


ICQ


Yahoo


Jabber


Skype


Konum


İlgi Alanları

  1. Herkeze merhaba, Map anime yorumluyorun bugünkü bölümünde, SAO diye de bilinen Sword Art Online illetini inceleyeceğim. Öncelikle, sao, neredeyse 2. Sezon Openingi dışında hiçbir şeyini sevmediğim bir animedir. Olay şöyle gelişiyor. Kirigaya Kazuto adlı bir çocuğumuz var ve çocuk asosyal bir tip, sürekli oyunlara bağımlı. Dışarıda herkez saklanbaç , ebelemece oynarken Kazuto evde oturmuş internete giriyor. Bildiğiniz asosyal yani (Kendimi de ne güzel tarif ediyorum) . Yanlış hatırlamıyorsam hikaye 2023 yılında geçiyor.Ve oyunlar artık gelişmiş, kafamıza taktığımız bir alet ile direk kendimizi sanal gerçekliğe sokabiliyoruz ve sanki oyunun içindeymiş gibi hissediyoruz. İşte tam bu sıralarda "Sword Art Online" adlı bir oyun piyasaya sürülüyor ve oyun baya satılıyor. Bizim asosyal Kazuto'da gidip oyunu alıyor. Ve denemek için giriyor. Kazuto meğersem bu oyunlarda çok usta. Bizim noob diye tanımladığımız yeni bir oyuncuya rastlıyor ve ona oyunu öğretiyor. Akşama kadar oyunda takılıyorlar ve en sonunda çıkmaya karar verdiklerinde çıkış butonunun olmadığını fark ediyorlar. Bir süre sonra oyunun yapımcısı olan Kayaba Akihiko herkezi merkeze ışınlıyor, ve bir duyuru yapıyor. Bundan oyundan çıkmanın imkansız olduğunu, sadece 100. kata kadar gelip en büyük boos'u kesersek oyunun biteceğini söylüyor. Ayrıca eğer oyunda ölürsek, gerçek hayatta da ölürüz. Peki arkadaş asosyal Kazuto'yu geçtim, diğerlerinin ailesi yok mu diyeceksiniz.Tabisi var.Ama o aleti elleriyle çıkarmaya çalışırlarsa beyinlerine bir elektroşok gönderip onları öldürüyorumuş. Bu yüzden oyunu bitirmeden yaşayarak çıkmak imkansız. Konusu harika geliyor değil mi, merak etmeyin, biraz sonra öyle demeyeceksiniz. _______________________________________ Dikkat : Bu yazının devamı bütün senaryo hakkında spoiler içermektedir. Kendi sorumluluğunuzda okuyun. _______________________________ Bu nedir arkadaş ya. Bir insanda böyle bir şans olamaz. Nedense dizide ne kadar güzel kız varsa dönüp dolaşıp Kazuto'yu buluyor. Yada oyundaki ismiyle Kirito'yu. Çok tuhaf. Aslında hikayenin gidişhatı çohoşdu , ama sonra inanılmaz bozdular. SAO , çoğu katların geçilirken gösterildiği, sürekli değişik olayların olduğu belki 60 belki 24 bölümlük uzun bir seri olabilirdi. Ama her bölümde 20-30 kat birden atlamaya başladılar . Tabi ki Kirito'nun level kasılmasını izlemek istemeyiz ama birşeyler eklesinler yani. Ama yok, bunlar 2. sezon yapmaya kalktılar ve batırdılar. SAO'da aldığım hazın en ufağını Alfiyem mi ne onda alamadım. Bence aşırı bozdular. Hele kardeş olayı acayip saçma olmuş. Alfayım 'dan önce, Sword Art online da belli bir bölüme kadar iyi gidiyordu. Ancak nedense yapımcılar hikayenin içine romantizm koymak istemiş. Tamam eyvallah olur , zaten severim romantizmi. Gayet de güzel yapmışlar, Yui kısmını da çok sevdim, öyle yaşamlarını falan. Ama sonra olanlar saçmadan da öteydi. Tamam iyi savaştılar, zaten sürekli Kirito'yu zeki gösteriyorlar adamın nasıl Kayaba olduğunu fark ettiyse. Neyse adaletle savaşırlarken , o ne abi! Saçmalığa bak, adam oyuna karşı koyuyor ya. Adam hacker okan. Oyuna karşı koyuyor ve onu öldürmeden ölmüyor. Böyle saçmalık olmaz ya. Keşke oradan sonra Asuna'yla gerçekte buluşup bitirselerdi. Ama yok, seyircilerden para bol ya, boş bir 2. sezon yapın. 2. Sezonu kesinlikle sevmedim. Burayı uzatmanın manası yok. Bence çok güzel senaryosu olan güzelim serinin içine ettiler. Ne güzel hikayeler çıkardı ondan. _______________________________________ Final Oylama: İçerik : 5/10 OST : 4/10 İzlenilebilirlik : 6.5/10 Senaryo : 6/10 Çizim : 7/10 Karakterler: 5/10 Genel: 6.5/10 ______________________________________ Boş vaktinizde izleyebileceğiniz bir anime diyebiliriz. Ama fazla birşey beklemeyin bence. Biliyorum biraz kısa oldu.Ama bu anime hakkında uzun uzun konuşucak bir mevzu yok zaten. Sonraki Bölümde görüşürüz. :D
  2. 2014 Kış sezonu animelerinin yeni düzenlenmiş halidir ,"Hokage_Minato'da" bu konuyu açmıştı ama yeni düzenlenmiş halidir. "Hokage_Minato'nun" açtığı konu:http://forum.turkanime.tv/topic/7880-2014-kis-sezonunda-yayinlanacak-animeler/?hl=2014 2013/14 Kış Sezonu Animeleri: Liste V3.0(Bir Önceki Liste): Not: İlk liste ,V4.0'dır. _______________________________________________________________________________________ Kaynak: Neregate.com: http://neregate.com/blog/2013/09/09/winter-2013-2014-anime/
  3. Sıcak Sıcak Anime Tanıtım Witch Craft Works Tür: Aksiyon, Doğaüstü, Seinen Yayınlanma Tarihi: 05.01.2014 Bölüm Sayısı: 12 Yönetmen: Mizushima Tsutomu Senaryo: Yoshida Reiko Firma/Stüdyo: J.C. Staff Başlıca Seiyuular: Seto Asami (Kagari), Kobayashi Yuusuke (Takamiya), Matayoshi Ai (Ai) Mangaka: Mizunagi Ryuu Açılış: Fhána – Divine Intervention Kapanış: Witch Activity Takamiya Honoka klasik öğrenci sorunları olan bir öğrencidir. Her gün Kagari isimli, okulda prenses olarak anılan ve bütün öğrencilerin adeta taptığı kızla aynı otobüse biner ve diğerleri tarafından ezilir. Okulda sıraları yan yana olmasına rağmen hiç konuşmamışlardır. Aralarında en ufak bir şey olsa prensesin hayran kulübü Takamiya’ya eziyet eder. Günün birinde Takamiya okul bahçesindeyken okul binasının bir kısmı üstüne düşer. Öleceğini düşünen Takamiya’yı Kagari kurtarır. Ancak Kagari cadı kıyafetleri içerisindedir ve bir süpürgenin üstünde duruyordur. Ne olduğunu anlamaya fırsat kalmadan Takamiya’ya bu sefer de savaşçı tavşanlar saldırır. Onları da yakıp kül eden Kagari, Takamiya’ya artık kendisini gizlice koruması gerekmediğini, açıktan koruyacağını söyler. Böylece ikili arasındaki gizemli ilişki başlar başlamasına ama okuldaki diğerleri bundan hiç memnun değildir. Prensesi öyle bir kişiyle görmek istemeseler de prenses “efendisinin” yanından ayrılmaya niyetli değildir. En nihayetinde kedi kulaklı bir kız gelip Takamiya’yı götüreceğini söyler. Bu sefer yanında tavşan ordusu getirmiştir. Kagari yine Takamiya’yı kurtarır. Ancak karşı tarafın Takamiya’nın peşini bırakmaya niyeti yoktur. 5 kişiden oluşan cadı grubu Takamiya’nın sınıfına nakil olurlar. Böylece hikaye şekillenir. Yukarıdaki 1. bölümün özetini okuduysanız aklınıza şu gelecektir: “Klasik animelerden işte. Kötü taraf erkeğe merak salıyor, kız onu koruyor. Sonra da kızlar erkeğin etrafına toplanır, olur harem animesi.” Böyle düşünmekte haklısınız çünkü ilk bölüm bize tam olarak bu izlenimi veriyor. İleride ne türlü şeyler göreceğiz henüz belli değil ama şimdilik sıra dışı yönü olmayan bir seri. Animasyonlar iyi düzeyde. Renkler biraz parlak gibi dursa da animenin atmosferiyle uyumlu. Alev efektleri biraz daha iyi olabilirmiş ancak yine de gözleri şenlendiriyor. Söylemeden geçemeyeceğim; müzikler gayet hoşuma gitti. Karakterlerden ise baş karakterimiz Takamiya normal ve klişe bir karakterlerin özelliklerini taşıyor, ancak yine de eğlenceli bir yapısı var. Güzeller güzeli prensesimiz Kagari ise bu tür serilerde olduğu gibi büyük göğüslü ve yine ana karaktere en yakın olan kız karakterler gibi sessiz ve de sakin. Belirtmekte fayda var; Takamiya’nın seiyuusu sektöre yeni katılan Kobayashi Yuusuke. İlk rolü olmasına rağmen oldukça iyi bir iş çıkarmış. Seride çok tanıdık seiyuu yok ancak olanlar da işlerini gayet güzel yapmışlar. Son olarak, serinin henüz ne tür bir yola gireceğini bilmiyoruz. 12 bölüm olacak olması, mangasının da devam ettiği düşünülürse yarım kalacağını gösteriyor gibi. Yine de bu 12 bölümde konu ilgi çekici bir şekilde işlenirse 2014′ün en azından kış sezonunda kendisine iyi bir yer edinebilir. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=Pq4fPH-It5g __________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/witch-craft-works
  4. Stüdyo Ghibli ‘nin dünyaca ünlü yönetmeni Hayao Miyazaki bir kez daha emekli olmaktan vazgeçti. Beklendiği üzere Hayao Miyazaki emekli olmaktan yine vazgeçti. Bir radyo kanalına demeç veren Miyazaki emeklilikten vazgeçtiğini kendisi için doğru olanın bu olduğuna inandığını söyledi. Kendisini yakından takip eden pek çok insan bu karara pek şaşırmamış görünüyor çünkü Miyazaki bundan önce tam 6 kez emeklilik kararı almış ve yine vazgeçmişti. Bazıları yönetmenin her büyük bütçeli stüdyo Ghibli yapımın yayınlanmasından sonra emeklilik açıklaması yapmasını pazarlama stratejisi olarak görüyor. _____________________________________________________________________ Kaynak: Anitoryum: http://www.anitoryum.com/site/miyazaki-emekli-olmuyor/ Not: Haberin doğrulundan emin değilim. Not 2: Şahsen ,beni mutlu eden bu haber ,umarım herkesi mutlu etmiştir.
  5. Sıcak Sıcak Anime Tanıtım Toaru Hikuushi e no Koiuta Tür: Dram, Macera, Romantik, Askeri, Fantastik Yayınlanma Tarihi: 06.01.2014 Bölüm Sayısı: 12 Yönetmen: Suzuki Toshimasa Senaryo: Inotsume Shinichi Firma/Stüdyo: TMS Entertainment Başlıca Seiyuular: Hanae Natsuki (Kalel Albus), Yuuki Aoi (Claire Cruz), Taketatsu Ayana (Ariel Albus) Mangaka: Inumura Koroku & Morisawa Haruyuki Açılış: azurite – petit milady Kapanış: Kaze ga Shitteru – Akai Kouen Toaru Hikuushi e no Koiuta (The Pilot’s Love Song) açıkçası ben bu animeyi askeri ve savaş temalı diye izlemeyi planlıyordum fakat gerek birinci bölüm gerek kapanış şarkısı olsun romantizm ağırlıklı olacakmış izlenimi yaratıyor -Evet, ismine de sonradan dikkat ettim-. Sarışın ana karakter Kalel henüz bilinmeyen bir sebepten ötürü askeriyeye katılarak pilot oluyor. Üvey kız kardeşi Ariel ise onun yardımcısı olarak peşinden askeriyeye katılıyor. Askeriyerinin yerleşkesi olan Isla adası fantastik bir hikayesiyle birlikte havada süzülerek yol alıyor. Macera, Isla adasının zincirlerini kopararak bilinmeyene doğru yol almasıyla başlıyor. Animenin son dakikalarında da belirtildiği üzere bunlar daha iyi günleriymiş. İleride romantizmden sıyrılarak savaş sahneleri göreceğiz gibi. Romantizm olayı da pek bir aceleye getirilmiş. Kalel-Claire ikilisi tanıştı, birlikte bisiklete bindi ve aşık oldular. Ayrıca ikili arasındaki statü farkına hiç değinmiyorum bile bu yönden çok klişe bir romantizm olacak. Hikayenin merak edilen noktası soğuk tavırlarıyla dikkat çeken, beyaz saçlı Ignacio Axis karakterinin geçmişi ve prenses ile Kalel arasındaki ilişki. 12 bölüm gibi kısa bir anime olacağı için yakın zamanda merak edilen soruların cevaplarını alırız, korkum hikayenin çok aceleye getirilmesi yönünde. Grafikler açısından bakarsak daha iyi olabilirmiş. Görselliğin ön planda olduğu bir seri için grafikler sınıfta kalmış diyebiliriz. Ayrıca manzara ve uçak tasarımları orijinallikten çok uzak kalarak Laputa filmini anımsatıyor. Ortalama seiyuu ekibi, ortalama müzikler ve yine ortalama bir hikaye. Bu tarz yapımların takipçisiyseniz bu seriyi de seversiniz. Toaru Hikuushi e no Koiuta, roman serisi olarak Japonya’da 2009 yılında yayınlanmaya başlamış. Mangakası olan Inumura Koroku’nun bu seriyle aynı atmosferi taşıyan bir kitap serisi daha var ismi “Toaru Hikuushi e no Tsuioku”. Bu seferki ana karakteri prens yerine prenses ve hikaye 2011 yılında film olarak yayınlanmıştır. [ İyi Seyirler. ] _________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/toaru-hikuushi-e-koiuta
  6. Angela K anime filminde de karşımızda. GoRA’nın açıklamasına göre Angela, K anime serisinin devamı olan filmin açılış müziğini yapmak için seriye geri dönüyor. Daha önceleri Coppelion ve Asura Crying’den bildiğimiz ikili, temmuz ayında çıkacak olan K anime filminin açılış parçası için sahne alacak. Angela, K anime serisinde de boy göstermişti. GoRA grubunun resmi Twitter adresinden yaptığı açıklamada K anime filminin 12 Temmuz 2014′te sevenleriyle buluşacağı ve tema şarkısının Angela tarafından hazırlanacağı belirtildi. Aynı zamanda Angela 2014′te çıkacak olan başka bir anime olan Sidonia no Kishi ( Sidonia Şövalyeleri) adlı anime serisinin tema şarkısında karşımıza çıkacak. Anime serisinin açılış parçası: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=0i--2RC-XBc __________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/k-filminin-acilis-parcasi-angeladan
  7. No blood, no bone, no ash Daha önce ortaya çıkan görselinde Mikoto Suoh‘un da görüldüğü K anime filminin çıkış tarihi açıklandı. Anime serisinin devamı olacak film, 12 Temmuz’da 31 sinemada Japonya’da gösterime girecek. Duyuru, animeye yeni eklenen karakterlerden Yukari Mishakuji’nin bulunduğu görselle birlikte gerçekleşti. ________________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/k-anime-filminin-cikis-tarihi
  8. Anime Tanıtım Gintama: Kanketsu-hen- Yorozuya yo Eien Nare Tür: Bilim kurgu, Komedi, Shounen, Samuray, Parodi Gösterim Tarihi: 6 Temmuz 2013 Süre: 110 dakika Yönetmen: Fujita Yoichi Senaryo: Hideaki Sorachi Seiyuular: Tomokazu Sugita (Gintoki), Rie Kugimiya (Kagura), Shinpachi (Daisuku Sakaguchi)… Müzik: SPYAIR- Genjyou Destruction Firma: Sunrise, Aniplex, Dentsu, Bandai, Tv Tokyo Gintama için teşekkürler… Yorozuya için, arkadaşlık için ve en önemlisi bizi bunca zamandır güldürdüğün için teşekkürler… Gintama söz konusu olunca teşekkür yazısı bile başta yer alabiliyor. Bu parodi animesini hayatımıza sokan hatta süt sevmiyorsak bile çilekli olanından içmemize bizi teşvik eden Hideaki Sorachi’ye ne kadar teşekkür etsek azdır. İhtiyacımız olan tek şey gerçekten kalsiyummuş, evet hem de bol kahkaha içeren kalsiyum. Gintama’nın hikayesine kısaca değinirsek: Japonya Edo döneminin sonlarını yaşamaktadır. Dünyayı ele geçirmek isteyen, Amanto adını verdikleri uzaylılarla, büyük bir savaş olmuş ve Amantolar savaşı kazanmıştır. Savaşta birçok samuray hayatını kaybetmiş, Amantolar yönetimi ele geçirmiş, kılıç kullanılmasını yasaklamışlardır. Oysaki kılıcı olmayan bir samurayın ruhu da yoktur, samuray ve kılıcı asla ayrılamaz. Peki ya tahta kılıçlı ve shonen jump okumak gibi alışkanlığı olan bir samuray? Bahsettiğimiz kişi öğretilerine hala bağımlı, eski bir samuray olan ve Yorozuya’yı işleten Sakata Gintoki. Yorozuya’nın diğer üyeleri ise gücüyle nam salan Yato Klanı’ndan Kagura ve basit bir karakter hatta gözlük olarak nitelendirilen Shinpachi. Yorozuya’nın altın kuralı ise para için her işi yapmak . ”Geçmiş yada gelecek için endişelenme, seninle birlikte olduğumuz şu an için savaş” Gintama animesi geçtiğimiz mart ayında birçok anime gibi ekranlara veda etti. Manganın devam ediyor olması, anime konusunda sevenlerini hala umutlandırıyor; ancak animenin devamı konusunda bir gelişme yok. Bunun yerine daha önce animenin finali niteliğini taşıyacağı söylenen ve hayranlarının sabırsızlıkla beklediği Gintama: Kanketsu-hen- Yorozuya yo Eien Nore, 6 Temmuz’ da Japonya’ da gösterime girdi. Filmin konusu ise: Gintoki isteğinin dışında zamanda yolculuk yaparak, kendisini beş yıl sonra, harabeye dönmüş Edo’da bulur. Dünya sebebi belli olmayan bir virüs tarafından karanlığa gömülmüş, çok sayıda insan yaşamını kaybetmiştir. Artık Gintoki ve dünyanın geleceği son bulmuştur. Sevdiklerinin ve dünyanın böyle bir gelecek yaşamasını istemeyen Gintoki, geçmişiyle ilgili büyük bir görev üstlenir. Filmi gerçekten çok başarılı buldum. Animeyle aynı çizgiyi yakalamayı başarmış. Gülüyorsunuz ama içinizi acıtan sahnelerde var. Özellikle Spyair’in parçasının çaldığı sahneler insanda inanılmaz bir duygu uyandırıyor. Animede de birçok parçası yer alan Spyair, filme de yeni şarkısıyla harika bir iz bırakmış. Bunun dışında film bizi zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Kagura ve Shinpachi’nin yaşadığı değişim açıkçası eski hallerini özletiyor. Çünkü "aruu aruu" diyen küçük kızı ve silik bir karakter olan Shinpachi’ye olan sevgi başka. Gintama’nın son filmi olması, animesinin bitişinden sonra ayrı üzüntü yarattı. Sadece geçmişi ve Gintoki’yi konu alan bir film görmek isterdik. Çünkü geçmişle ilgili, Shiro Yasha hakkında çok gizem var. Kızların ümitleri boşa çıkacak ama filmde Takasugi ufacık bir karede gözüküyor her ne kadar Kagura filmin başında uyarsa da. Gintama konusunda ümitlerinizi kaybetmemeniz dileklerimle… ______________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/gintama-kanketsu-hen-yorozuya-yo-eien-nare
  9. Anime Tanıtım Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou Tür: Shounen, Aksiyon, Drama Yönetmen: Tetsuro Araki (Death Note) Manga: Shingeki no Kyojin (2009) (Attack on Titan) *OVA, manganın 12. cildiyle beraber çıkmıştır. Mangaka: Hajime Isayama Başlıca Seiyuular: Kamiya Hiroshi (Levi), Romi Paku (Hanji Zoe) En önemsiz, arka planda görünen karakterlerin de hayatları değerlidir; çünkü herkes kendi küçük dünyasının ana karakteridir. Şimdi anime serisinindeki olayları hızlıca bir hafızanızdan geçirin. Birçoğunuzun aklına yitirilen hayatlar, karakterlerin o son anlarındaki içinizi burkan bakışlar ve çaresizlik geldi, değil mi? Aslında Hajima Isayama tarafından hazırlanan bu serinin arkasında, mangakanın bir internet kafede çalıştığı zamanlarda, sarhoş bir müşterinin kendisinin yakasına yapışması, Hajime Isayama’nın iletişim kuramayacağını anladığı dev gibi birinin karşısında yaşadığı çaresizlik vardı. Serinin en güçlü yönlerinden biri dramatize edilmiş sunumuydu. Hatta zamanında Weekly Shonen Jump’ta başlayacak olan manga, uygun olmadığı gerekçesiyle bu dergide yerini alamamıştı. (İyi de olmuştu aslında, her şeye karışan Weekly Shonen Jump, seriyi bu haliyle yayınlatmazdı.) Peki bu okuduklarınızın OVA ile bağlantısı nedir? İşte seriden alışık olduğumuz gibi dramatik bir şekilde hayatını kaybetmiş bir asker olan Ilse Langnar’ın hikayesini konu alıyor Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou (Attack on Titan: Ilse’s Journal). OVA, geçmişte yaşanan bir olayı işlediğinden Eren, Mikasa, Armin gibi karakterler, en baştaki hatırlatıcı kısım dışında görünmüyor doğal olarak. Burada ana karakter olarak Ilse dışında Hanji Zoe ön plana çıkıyor. Levi de bol bol göründüğünden OVA’da ana karaktere yakın bir role sahip. Bunun dışında Petra Ral, Oluo Bozado gibi karakterleri de yeniden animede görmek gözlerimizi yaşartıyor. Hikayenin detaylarını özellikle pek anlatmıyorum. Zaten açılış kapanışları çıkardığınızda 20 dakikanın altında bir OVA kalıyor. Açılış demişken, anime serisinin bu yıla damgasını vuran ilk açılışı Linked Horizon – Guren no Yumiya’nın kullanılmış olması herhalde herkesi sevindirecektir. OVA’nın çalışmalarına çok önceden başlanmıştı ve sizlere duyurduğumuz üzere ilk verilen çıkış tarihi 9 Ağustos’tu, sonradan yıl sonuna ertelenmişti. Dediğim gibi bu kısa bölümdeki olayları da anlatıp keyfinizi kaçırmaya niyetim yok. Ancak hikaye açısından da izlemenizde yarar var. Devlerle ilgili olarak, anime serisinde hiç görmediğiniz bir olaya şahit olacaksınız. Doğası gereği insanoğlu; bilmediği, anlam veremediği şeylerden korkar. Zaten bu olaydan sonra insanlar, düşmanı karşısında ne kadar cahil olduğunu ve bilgi toplaması gerektiğinin iyice farkına varıyor. Mangaların satış kampanyasını yapmak için hazırlanan onlarca içeriği boş OVA gibi değil Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou. Sadece “Keşke biraz daha sürseydi.” dedirtiyor ve anime serisinin devamını şimdiden özlediğimizi bir kez daha bizlere gösteriyor. Anime serisini beğenen, özleyen herkese Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou’yu tavsiye ediyorum. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=W9i8OUMZl7M _______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/shingeki-no-kyojin-ilse-no-techou
  10. Bildiğiniz üzere "Sword Ard Online" adındaki popüler anime ,oldukça tatminkar bir sonla bitse de ,"Aincrad'ın 100 katını da bitirmek" gibi bir amaçla bitmişti. Sword Art Online'nın bu ,yani "Extra Edition'unda" ,1. sezonun devamı niteliğinde olup ,Kirito'nun amacını gerçekleştirerek ,100 katıda geçeceği düşünülüyor. Ayrıca bu sayede ,Sword Art Online 2. Sezonun konusuna kolay girelebilmesi ve adapte olunabilmesi bekleniyor ,yani 1. ve 2. sezonu birleştirmek gibi bir vazife de görüyor denilebilir. Sword Art Online: Extra Edition'un ,gene 2014'te çıkması planlanan "Phantom Bullet(Gun Gale Online)" adı altındaki ,Sword Art Online 2. sezon'dan önce yayınlanması bekleniyor. Extra Edition'da ,farklı şeyler ,farklı yerler ve farklı yüzler beklenirken ,aynı zamanda bir çok karakterin ,giysileri ve bazen de görünümleri farklı olacak. Tabi bunların arasında en farkedilir farklılık olan ,"Asuna'nın" saçları ve giysileri ,herkesin dikkatini çeken bir farklılık. Tabi kide "Kirito'nun" tekrar değişen tarzı da gözlerden kaçmıyor. Peki ya siz ne dersiniz ,acaba anime daha da güzel olabilecek mi? İster yayınlanan anime listelerinde ,ister haberlerde oldukça dikkat çeken "Sword Art Online: Extra Edition" anime ,kendi sitesinden edinilen bilgilere göre 23/04/2014 tarihinde ,yani önümüzdeki Nisan ayının 23'ünde piyasaya sürülmesi ve kısa süre sonra da yayınlanması bekleniyor. Her ne kadar Phantom Bullet(Gun Gale Online) ,yani Sword Art Online 2. sezonun trailerı yayınlanmadan daha önce ,Extra Edition'un trailerı yayınlanmış olsa da, kısa süre önce yayınlanan ,Sword Art Online'ın movie türündeki bölümünün ,Extra Edition için bir anlamda ,bir trailer vazifesi gördüğü düşünülüyor. Tabi bu movie tarzı bölümün ,asıl trailerın içinde gözükmesi de kafa karıştırıyor. -Animenin Ana Sitesi- http://www.swordart-online.net/ -Sword Art Online: Extra edition- http://www.swordart-online.net/extra/ -Phantom Bullet(Gun Gale Online)- http://www.swordart-online.net/phantom/ Eminim bu haber ister Japonya ,ister Türkiye ,tüm dünyadaki bir çok anime hayranını mutlu etmiştir. Herkesin heyecanla bekleyeceği Sword Art Online: Extra Edition animesi ,bolca ümit vaat ediyor ve verilen bilgiler ile bekleyenlerin heyecanına ,heyecan katıyor. Siz ne dersiniz ,sizce de ümit vaat etmiyor mu? "Tarih çok yakın ,acaba yetişecek mi?" diye tedirginliğe düşmüşseniz ,hiç merak etmeyin ,çünkü zaten uzun zamandır onay alınmış bir şekilde ,haberlerde ve listelerde görünüyor. Ayrıca Extra Edition'un kapağı bile hazır. Umarım bu haber ,"Sword Art Online" fanlarını mutlu etmiştir. http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=R38HAGvM5yw Not: Ana sitesindeki ,video kısmında ,"Sword Art Online: Extra Edition" animesinin 2. trailerını ,maalesef YouTube'dan bulamadım ,bulabilen olursa ,benimle paylaşırsa sevinirim. Ana Site>Video Bölümü: http://www.swordart-online.net/movie/ __________________________________________________________________________________ Not: Ana sitesi dışında bir çok siteden araştırma yaptım ama tarihten pek emin değilim ,çünkü bir kaç site ,geçenlerde yayınlanan movie tarzı bölümü ,Extra Edition'un 1. bölümü olarak göstermiş ,her ne kadar bunu yapan site sayısı az olsa da ,dikkate aldığım için ,buraya yazma ihtiyacı duydum ,yani Extra Edition yayınlanmaya başlanmış bile olabilir ,tabi genede bu notu fazla dikkate almanızı önermem ,çünkü çoğu sitede yazan yazılar ,bu bilgiyi yalanlar nitelikte ama tabi ,o bölümün trailerın içerisinde gözükmesi de ,anime hakkındaki bilgilerin bazılarını yalanlıyor ,sonuç olarak hiç bir şeyden tam olarak emin değilim.
  11. Anime Tanıtım Steins;Gate: Fuka Ryouiki no Déjà vu Tür: Bilim-Kurgu, Dram, Korku Gösterim Tarihi: 21.05.2013 Yayınlanma Tarihi: 13.12.2013 Yönetmen: Hamasaki Hiroshi Orijinal Hikaye: Nitro+ Firma/Stüdyo: White Fox, AT-X, Movic Başlıca Seiyuular: Miyano Mamoru (Okabe Rintarou), Imai Asami (Makise Kurisu), Shiina Mayuri (Hanazawa Kana), Seki Tomokazu (Hashida Itaru) Müzik: Abo Takeshi Açılış: Kanako Ito – Anata no Eranda Kono Toki wo Kapanış: Ayane – Itsumo Kono Basho de Steins;Gate… 2011 yılına damgasını vurmakla kalmamış, birçok anime ödülünü de kapmıştı. Anime dünyasında hayranlar tarafından bir başyapıt olarak kabul edilen seri her yönden -animasyon, müzik, seslendirme, kurgu- başarılı bir performans ortaya koymuştu. 2012 yılında çıkan OVA’sı ise diğer çoğu OVA gibi boş içerikli değil de eğlenceli ve birtakım boş yerleri dolduran başarılı bir OVA idi. Biz tam da Steins;Gate hikayesinin bittiğini düşünürken yapımcılardan kalplerimizi yerinden hoplatan bir haber geldi. Serinin gerçek finalini anlatacak olan bir film çekilecekti. “Zaten bitmiş bir hikaye daha nasıl devam ettirilebilirdi ki?” Çoğumuzun aklına gelen bu soru bizleri hem tereddüde düşürdü, hem de sevindirdi. Ticari amaçlar uğruna çekilecek bir film olduğunu düşünenlerimiz oldu. “Steins;Gate ise kesin izlenir” diyenlerimiz oldu. Zaman geçti ve film 21 Nisan 2013′te Japonya’daki sinemalarda gösterime girdi. Hasılat rekorları kırdı. Son derece olumlu eleştiriler aldı. Bize ise aralık ayına kadar beklemek düştü. Vakit geldi ve filmi izledik. Anime serisini izleyenler, özellikle de tekrar tekrar izleyenler hatırlayacaklardır ki çılgın bilim adamımız Hououin Kyouma, Mayuri ve Kurisu’nun ölmeyeceği, 3. Dünya Savaşı’nın gerçekleşmeyeceği, zaman makinesinin üretilmeyeceği ve SERN’in distopyasını kuramayacağı Steins;Gate dünya çizgisine geçiş yapmıştı. Her şey mutlu mesut derken Okabe’nin diğer dünya çizgilerindeki anıları Reading Steiner’a aşırı yükleme yapıp onu Steins;Gate dünya çizgisinden çıkarıyordur. Okabe her ne kadar dirense de Kurisu ile konuşurken bir anda yok olur. R dünya çizgisine geçen Okabe’yi artık kimse hatırlamıyordur. Christina bile unutmuşken Okabe’nin ona verdiği çatal ve Suzu’nun sözleri aklına gelir: “Cep telefonu, mikrodalga fırın ve SERN. Unutma. Unutmazsan bir yolunu bulacaksın.” Bir şeylerin eksik olduğunu fark eden Christina, zamanda sıçrama makinesini tekrar icat eder. Amacı eksik olan şeyin ne olduğunu bulmaktır. Geçmişe gittiğinde karşısında Okabe’yi bulur. Ancak Okabe, Christina’yı bir daha makineyi kullanmaması ve onu yok etmesi konusunda uyarır. Kendisinin unutulup gitmesini ister. Çünkü onun tek isteği Kurisu ve Mayuri’nin yaşayıp mutlu hayatlar sürmesidir. Kurisu bunu kabul eder etmesine ama laboratuardaki herkes eksikliği fark etmiştir. Üyelerin kaplerinde bir boşluk vardır. Okabe’yi kurtarmak için Kurisu’nun kendisine karşı olan savaşı artık başlamıştır. Animasyonlarla ilgili pek fazla söyleyecek bir şey yok. Anime serisindeki gibi. Televizyon serisinde kullanılan soundtrack’lere ek olarak yeni eklenen müzikler de yine serinin kalitesine kalite katıyor. Seiyuu konusunda zaten oldukça profesyonel olan kadro yine aynı şekilde devam ediyor. Miyano Mamoru yine en iyi şekilde hayat veriyor çılgın bilim adamımıza. Anime serisine göre filmin biraz sönük kaldığını söylemek gerek. Bunun sebebi ise bütün olan bitenin 90 dakikaya sığdırılması. Bazı sahnelerde çok fazla durulmuyor ve bunun eksikliğini hissedebiliyoruz. Ancak anime serisini izleyenler bu filmi de çok büyük ihtimalle seveceklerdir. Steins;Gate: Fuka Ryouiki no Déjà vu filmi bize zaten bitmiş bir hikayeden daha neler çıkarılabileceğini çok güzel gösteriyor. _______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/steinsgate-fuka-ryouiki-deja-vu-filmi-tanitimi
  12. Elle çizilmiş bir animasyon filmi; Yapımını Production I.G’nin üstlendiği tarihi gerçekler içeren, el çizimi animasyon filmi Giovanni no Shima’nın ilk uzun trailerı yayınlandı. Film Shikotan adasında yaşayan iki erkek kardeşin hikayesini anlatıyor. Kardeşlerin ailesi ve ada halkı Japonya’nın 2. Dünya Savaşında yenilgiye uğradığını öğrenir ancak endişelenecek bir durumun olmadığı söylenir. Ne var ki ada halkı kendilerini devam eden çarpışmanın ortasında bulurlar ve ada Rus askerleri tarafından işgal edilir. Tüm bu felaketin ortasında kardeşler Tanya isminde batılı bir kızla tanışır. Kardeşlerin büyüğü Tanya ile aralarındaki dil engeline, kültürel farklılıklara ve arkadaşlarının uyarılarına rağmen ona âşık olur. Öte yandan kardeşlerin babaları ordu tarafından tuzağa düşürülür ve esir alınıp Sibirya’ya götürülür. Bunun üzerine iki kardeş babalarını bir kez daha görebilmek umuduyla bir yolculuğa çıkar. Filmin seslendirme kadrosunda ise birçok ünlü oyuncu göze çarpıyor; Çocukların babası Tatsuo Senou rolünde oyuncu Masachika Ichimura yer alırken: Küçük kardeş Hirota Senou rolünde Junya Taniai (solda), büyük kardeş Junpei Senou rolünde Kouto Yokoyama seslendiriyor. Tatsuo’nun çocukluk arkadaşı, ilkokul öğretmeni Sawako’nun gençliğini Yukie Nakama, yaşlılığını ise Kaoru Yachigusa seslendiriyor. Köyün şefi rolünde deneyimli oyuncu Hiroshi Inuzuka, Evin tatlı hizmetçisi Micchan rolüyle komedyen ve oyuncu Kanako Yanagihara, Tatsuo Senou’nun kardeşi rolünde oyuncu Yusuke Santamaria, Tatsuo’nun babası, çocukların dedesi rolünde ise Japonya’nın ünlü enka şarkıcısı ve söz yazarı Saburo Kitajima yer alıyor. Junpei Senou’nun yaşlı halini ise yine başka bir deneyimli oyuncu Tatsuya Nakadai seslendiriyor. Filmin yapımcısı Production I.G ise filmi şöyle ifade ediyor: İnsanlığın tecrübe ettiği bu yıkıcı savaş sonrası, ufacık Shikotan adası Sakhalin oblastının (bölgesinin) bir parçası olmuştu… ve gerçek olaylara dayanan bu hikaye, dünyanın iyileşmemiş bu uzak köşesinde dil engellerinin aşılması, farklı ülkelerden olan çocuklar arasındaki dostluğun ürkekçe çiçek açması ile ilgili. “15 Ağustos, savaşı kaybettiğimiz söylendi. O an gerçekten anlayamamıştık. Sonra bir gün her şey değişti. Daha önce görmediğimiz birçok üniformalı asker adaya ayak bastı. İşte o gün Tanya ile tanıştım.” Filmin yönetmenliğini Mizuho Nishikubo, senaristliğini ise Shigemichi Sugita ve Yoshiki Sakurai üstleniyor. Film ayrıca Japan Association of Music Enterprises’a (JAME) kuruluşunun 50. yılını kutlamak amacıyla hediye edilmiş. Merakla beklenilen film Japonya’da 22 Şubat 2014′te vizyona girecek. [ Filmin resmi sitesi: wwws.warnerbros.co.jp/giovanni ] __________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/giovanni-no-shimanin-traileri-yayinlandi
  13. Anime Tanıtım Monster Tür: Gizem, Korku, Dram, Polisiye, Psikolojik, Gerilim, Seinen Yayınlanma Tarihi: 7 Nisan 2004 – 28 Eylül 2005 Bölüm Sayısı: 74 Yönetmen: Masayuki Kojima Senaryo: Tatsuhiko Urahata Firma/Stüdyo: Madhouse, VAP, Shogakukan Production Başlıca Seiyuular: Koyama Mami (Eva Heinemann), Noto Mamiko (Anna Liebert), Isabe Tsutomu (Heinrich Lunke), Kiuchi Hidenobu (Kenzo Tenma) Manga: Monster Mangaka: Urasawa Naoki Müzik: Kuniaki Haishima Açılış: “Grain” – Kuniaki Haishima Kapanış: #1: “For The Love of Life” – David Sylvion (1-32. bölümler için ) #2: “Make It Home” – Fujiko Heming (33-74. bölümler için) Tuhaf ve bir o kadar ilgimizi çeken bir yazı ile giriş yapıyoruz seriye. Aynı gizemi koruyarak bir bina görüyoruz. Hemen ardından binanın hastane olduğunu anlıyoruz ve ana karakterimiz dahi bir cerrah olan Dr. Kenzo Tenma ile tanışıyoruz. Başarılı bir ameliyattan çıkmıştır. O sırada hastane koridorunda bir kadın da ağlamaktadır. İlerledikçe ana karakterimiz Dr. Tenma hakkında daha fazla bilgi almaya başlıyoruz. Diğer bir ana karakter olan Eva Heinemann da hikayeye Kenzo’nun sevgilisi olarak giriş yapıyor. Eva aynı zamanda Dr. Tenma’nın çalıştığı Eisler Memorial Hastanesinin müdürü Dr. Heinemann’ın kızıdır. Dr. Heinemann ise Dr. Tenma’nın başarılı ameliyatlarını kendine yıkarak prim sağlamaktadır. Bu durumda Tenma’yı tutmak için kızı ile nişanlamıştır. Tenma’nın arkadaşları ise kendisini bu konuda uyarırlar ve Tenma bir huzursuzluk yaşamaya başlar. Bunun üstüne hastane koridorunda onu karşılayan bir kadın Tenma’yı oldukça etkiler. Dr. Heinemann, hastaneye gelen hastalara değerlerine göre öncelik tanımaktadır ve ünlü kişilerin ameliyatlarını Tenma’ya yönlendirmektedir. Dr. Heinemann ve kızı için insan hayatı aynı değerde değildir. Tenma ise farklı düşünmeye başlar ve bu sefer bunu uygulamaya karar verir. Bir ailede trajik bir olay sonucunda geriye sadece şok içinde bir kız çocuğu ve durumu ağır olan ikiz erkek kardeşi kalmıştır. Tenma acilen ameliyata başlar. Bu sırada önemli bir vali de ameliyat edilecektir ve Dr. Heinemann valinin ameliyatına geçmesi için Tenma’yı ikna etmeye çalışır. Kararını veren Kenzo emire karşı gelerek ameliyatına devam eder. Ve her şey bu ameliyattan sonra başlar. Bir anda gizemli ölümler meydana gelir ve aynı şekilde Tenma’nın hayatı iyiye gitmeye ve mevki almaya başlar. Bu gizemli ölümleri araştırmak için diğer bir ana karakterimiz müfettiş Lunge olaylara dahil olur. Bu gizemli ölümlere sebep olan kimdir? Bu ölümlerin Tenma ile bağlantısı nedir? Birçok sorunun cevabını bulmaya çalışırız seri boyunca Müfettiş Lunge ile birlikte. En önemlisi ise; Monster nedir? Kimdir? Gerçekten çok sıra dışı bir açılış ve müzikten sonra, sıradan bir atmosfer ile hikayeye giriş yapılmış. Bu tezatlık birbiri ile çok iyi bir uyum sağlamış. İlk başlarda karakter ve özellikleri iyi bir şekilde aktarılıyor. Küçük küçük olaylar gösterilmesine rağmen her olayın seride çok büyük önemi var. Gereksiz neredeyse hiç sahne yok. Bu bakımdan önemsiz gibi görünen her olayı dikkatlice izlemekte yarar var. Seri, ilk başta insanda fantastik öğelerin hikayede yer aldığı izlenimi uyandırıyor. Daha ilk baştan ismi olan Monster’dan bile olayın içinde bu tarz öğelerin var olacağı düşüncesi insana yerleşiyor. Böyle düşünerekten arka plana atan varsa, hiç beklemeden başlayabilir seriye. Tam tersine bu serinin en büyük özelliği, tüm olayların bizim dünyamızın gerçekleri ile aynı olmasıdır. Neredeyse her seride görülen o olağan dışı durumlardan sıkılanlar içinde en iyi seçim. Diğer bir önemli özelliği ise hitap ettiği yaş aralığıdır. Yetişkin bireyler için en ideal serilerden diyebilirim. İçerisindeki karakterler, olaylar, durumlar ve bunların aktarılması, hiçbirinde en ufak bir çocukça durum yok. –İçerisindeki bazı çocuk karakterler hariç – Açıkçası seinen bir seri olmasından dolayı da 13 yaşından aşağıdakilerin izlemesini tavsiye etmem. Bunun nedeni, Elfen Lied ya da Gantz gibi bir durumdan dolayı değil; ancak içerdiği derinlik ve yoğunluk bakımından tam anlaşılamayacağı ve içerisinde geçen olaylar ile durumların küçük yaştakiler için rahatsız edici olabileceğindendir. Seri boyunca sürekli küçüklü büyüklü birbiri ile bağlantılı olaylar olmaktadır. Her bir olay sonrasında seyirci olarak bir yorum yaparız. Şöyle olacak, böyle olacak diye. Bu seri için bu varsayımlar neredeyse hiç tutmayacak. Ben izlerken ne beklediysem olmadı. Birçoğumuz izlediğimiz şeylerde klişe durumlar ile karşı karşıya kalırız. Bu düşünce ile olayları tahmin etmeye çalışırken, sürekli yanılacağımız bir seri. Tarih olarak 1986 yılında başlıyor hikaye ve günümüze kadar uzanıyor. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması olayı da önemli bir yer ediniyor seride. Almanya ve Çekoslovakya arasında geçtiği için hikaye, çevre de buna uygun tasarlanmış. Aynı zamanda, birçok etnik kökenli insanda hikayeye bir şekilde dahil oluyor. Değeri ve önemi çok geç fark edilmiş bir seridir. Bundaki en büyük etken de Türkçe’ye çevrilmesinin çok geç olmasıdır. Hani sürekli en iyi animeler olarak Code Geass, Death Note, FMA Brotherhood vb. sayılır ya… İşte bu üçlünün ya da sizin üçlünüzün hemen yanına gelebilecek kalitede bir seridir Monster. Bu serinin hiç mi kötü yanı yok diye sorarsanız, yapısı itibariyle -en büyük eksikliği- hiç gülemeyeceksiniz. Sürekli bir karanlık, ağırlık hakim seri üzerinde. O kadar değişik olaylar dönüyor ki, bir de bu olayların çoğu size yansıtılıyor ve öğreniyorsunuz. Diğer taraftaysa halen daha hiçbir şeyden haberi olmayanları görünce, biraz sabırsızlanabiliyorsunuz. Diğer bir eksikliği de sanırım görüntü kalitesi. Hd ve Full HD sürümleri yok maalesef ve 4:3 formatında. Hilte! Das Monstrum in mir wird explodieren! Felsefi değeri ve bize kazandıracakları bakımından da önemli bir seridir. İnsanlara bakış açımızı değiştirecek, günlük hayattaki davranışlarımızı sorgulamamızı sağlayacak niteliktedir. Topluma ve insanlara karşı daha duyarlı ve iyimser olmayı aşılamaya çalışmaktadır. Seri boyunca birçok farklı konuya değinerek, çevremize daha dikkatli ve inceleyici gözle bakarak toplumsal sorunların farkına varmamızı, en önemlisi de insanların ve insanlığın değerini bilmemizi sağlayacak bir yapım. İçerisinde barındırdığı birçok duygu ile kişiliğimizi sorgulayan, duygularımızı ve düşüncelerimizi daha iyiyi yönlendirmeye yarayan bir seri. Birbirinden farklı karakterleri olan ve kendimizi o karakterlerin yerine koyarak, empati kurmamızı sağlar. Temel olarak insan eşitliğini konu alsa da birçok önemli konu işlenmektedir. Müzik kısmında ise böyle bir seri için en uygun seçimler yapılmış. Açılıştaki müzik daha bölüm başlamadan insanın içine işleyerek, farklı bir duygu ve düşünce yapısına geçmesini sağlıyor. Aynı şekilde kapanıştaki iki parçada, bu durumu daha da irdelemektedir. Birçok seriden farklı olarak kapanışlarda sadece bizi etkileyen müzik yok. Aynı zamanda ilerleyen bir hikaye var ve bu hikaye gerçekten önemli. Kapanış müziğinin hemen ardından, bir sonraki bölümle ilgili 2-3 sahne gösteriliyor. Yine burası da çok kaliteli olmuş. Hikayenin geçtiği tarihinde etkisiyle, arkada rahatlatıcı bir müzik ile bildiğimiz eski bir televizyondan bakıyormuş gibi bir çerçeve kullanılarak, o eskiyi yansıtan temadan hiç çıkılmamış. [http://i.imgur.com/zlcKcI3.jpg] Animasyon kısmında ise Death Note ve Black Lagoon’daki gibi gerçeğe yakın bir çizim tekniği kullanılmış. Karakter detayları ve mimikleri çok iyi aktarılmış. Neredeyse hepsi günlük hayatta görebileceğimiz gerçeklikte. Aynı şekilde çok zengin bir çevre var. Bu çevrelerde aynı titizlikle güzel bir şekilde aktarılmış. [http://i.imgur.com/TF1wN3s.jpg] Seslendirme kısmında, kaliteli bir seiyuu takımı olduğu için seslendirmeler çok başarılı olmuş. Karakterler için seçilen seiyuular da tam yerinde olmuş. Zaten bu seiyuuları çoğunuz daha önce de dinlemişsinizdir. Mesela ana karakterimiz Tenma’yı seslendiren Kiuchi Hidenobu aynı zamanda Fullmetal Alchemist Brotherhood’daki King Bradley’i de seslendirmiş. Tenma için Bradley gibi adam deyimi de yerinde olur. Ayrıca HBO ve Guillermo Del Toro manganın diziye uyarlanmasında çalışmaya başlamıştır. Del Toro senaryo kısmında, Dr.Who ve Sherlock’tan bildiğimiz Steven Thompson ile çalışacaktır. Pilot bölümün Thompson tarafından yazılıp Del Toro tarafından yönetilmesi bekleniyor. ___________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/monster-anime
  14. Anime Tanıtım Fate/Zero Tür: Fantastik, Aksiyon, Doğaüstü Yayınlanma Tarihi: 2011 – 2012 Bölüm Sayısı: 13 + 12 Yönetmen: Aoki Ei Orijinal Hikaye: Urobuchi Gen, Type-Moon Firma/Stüdyo: Ufotable Başlıca Seiyuular: Emiya Kiritsugu (Koyama Rikiya), Kotomine Kirei (Nakata Jouji), Saber (Kawasumi Ayako) Açılış: #1 - Oath Sign – LiSA #2 - To The Beginning” by Kalafina Kapanış: #1 - MEMORIA – Aoi Eir #2 - Sora wa Takaku Kaze wa Utau – Luna Haruna - Manten – Kalafina Hikaye her 60 yılda bir gerçekleşen büyücüler arasındaki Kutsal Kase savaşını konu alıyor. Kutsal Kaseyi ele geçiren kişinin her dileğinin kabul olacağına inanılır. Büyücüler geçmişleriyle, kimileri kendisiyle ilgili sorunlardan kimileri ise aile görevi olarak gördükleri bu kase savaşına katılmak zorundadırlar. Savaş, büyü dünyasının önde gelen aileleri arasında yapılsa da arada istisnai durumlar meydana gelebiliyor. Büyücüler Kutsal Kase savaşında efendi statüsündedirler ve çağırdıkları geçmişin kahraman ruhları ise hizmetkarlarıdır. Hizmetkarlar, tarih kitaplarından bildiğimiz üstün savaş becerileri olan, efsanevi liderlerdir. Çağrılan hizmetkarların, efendilerinin emirlerini dinlememesine önlem olarak büyücülere 3 komut büyücü hakkı tanınır. Kısacası bu savaş taktiksel bir oyundur. Fate serilerine bakacak olursak 2011 yılında çıkan Fate/Zero, Fate/Stay Night serisinde yaşanan savaştan bir 10 yıl önceki Kutsal Kase savaşını anlatıyor. (Ne oldu 60 yılda bir olan savaşa derseniz iş spoiler kısmına girer) Yani Fate/Stay serisindeki karakterlerin annelerinin ve babalarının savaşlarını izliyoruz. Tabii kendi küçüklük hallerini, karşılaşmalarını, intikamlarının sebeplerini öğrendiğimiz ve en önemlisi Kutsal Kase savaşının mantığının çözümlendiği yapımdır. 2011 yapımın yayınlanmasıyla bu seriye yeni başlayacaklar olaylar serisini tarihsel olarak izlemek isteyeceklerdir fakat benim önerim çıkış tarihine göre izlemeniz. Önce Fate/Zero arkasında Fate/Stay izlerseniz serinin hiç bir çekiciliği kalmaz. Fate/Zero’da fark edeceğiniz ufak tefek detaylar ve yerine oturan taşlarla hikaye daha keyifli bir hal alıyor. Benden söylemesi. Hikayeyi biraz daha açarsak ilk serinin ana karakteri olan Emiya Shirou’nun babası Emiya Kiritsugu baş rolde ve hizmetkarı aynı şekilde Saber. Fate/Zero evreninde 4. Kutsal Kase savaşı başlamak üzere ilk 3 savaşta bir sonuca varılamadığı için gözünü hırs bürüyen büyücülerin arası iyice kızışıyor. Kotomine Kirei ise her şeyini kaybetmiş, savaşa ilgisi olmayan kilisenin bir adamıdır. Kirei’nin savaşa olan ilgisizliği, baş düşmanı Kiritsugu’nun savaşa dahil olduğunu öğrenmesiyle dengeler değişir. Spoiler kısmına girmekten çekindiğim için karakterler arası ilişkilerden bahsetmek istemiyorum çünkü hikaye birçok sürprizi barındırıyor. Teknik bilgilere geçersek görsellik hat safhada diyebiliriz. ufotable stüdyosu varını yoğunu Fate/Zero’nun görselliğine harcamış. Şahane savaş sahneleri var. Önceki seriye oranla daha bir sert yapım olmuş, özellikle büyücüler arasındaki psikopat karakterin sayesinde bu seride vahşet ön plana çıkartılmış. Tabii ki hep vahşet, kan, savaş yok; Kiritsugu ve Irisviel aşkı içinizi ısıtırken İskender’in modern dünyaya adapte olma çabası eğlencelik bir seyir hali meydana getiriyor. Hikaye tamamen kusursuz değil maalesef bir dolu mantık hatası var; en basitinden Kiritsugu’nun küçüklüğüne inelim derken zombi savaşı seyretmemiz gibi. Açılış ve kapanış şarkıları çok başarılı özellikle Oath Sing hafızalara yer edecek şekilde. Müzik ekibinde Lisa’nın haricinde Kajiura Yuki’ye rastlıyoruz ve soundtrack albümünü son hızla indiriyoruz. Müzik dışında seiyuu ekibi de oldukça başarılı. Kiritsugu ve Kirie’ye ses veren seiyuuların tonlamaları mükemmel. Görsel şölen haricinde kulak dolgunluğu da yaratan bir yapım. Bağlantılı animeleri gözden geçirecek olursak Fate/Stay Night serisinin ilk rotası Saber karakteriydi. Studio DEEN tarafından 24 bölümlük bir televizyon serisi olarak 2006 yılında Saber’ın hayatı, geçmişi, Shirou ile ilişkisini konu almıştı. Fate/Stay Night serisi ile bağlantılı olan ikinci rota 2010 yapım Unlimited Blade Works filmidir. Bu filmde rota Rin ile Archer’ı konu alır. Fate/Zero serisi 2011-2012 çıkışlı olmak üzere devam niteliğinde 2 sezon şeklinde karşımıza çıkıyor. Araştırmacı ruhlar için hikayede geçen kahraman hizmetkarları da listeleyelim; Saber : Kral Arthur Archer : Gilgamesh Lancer : Diarmuid ua Duibhne Caster : Gilles de Rais Rider : Iskender Assasin : Hasan Sabbah Berserker : Sir Lancelot _____________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/fate-zero
  15. Anime Tanıtım Makai Ouji: Devils and Realist Tür: Komedi, Okul, Şeytan ve Cinler, Aksiyon, Fantastik, Gizem, Tarihi Yayınlanma Tarihi: 30/6/2013 Bölüm Sayısı: 12 Yönetmen: Chiaki Kon Orijinal Hikaye: Madoka Takadono Firma/Stüdyo: Dogakobo Başlıca Seiyuular: Takuma Terashima, Tetsuya Kakihara, Yoshitsugu Matsuoka, Jun Fukuyama, Takuya Eguchi… Kral Süleyman, İngilizce adıyla Solomon, tarihte yer alan bilgilere göre Kral Davut’un oğlu ve İsrail Krallığı’nın üçüncü kralıdır. Ayrıca dini kaynaklara göre Solomon bir peygamberdir ve peygamberlerin en zengini olmakla birlikte herkes tarafından imrenilen bir bilgeliğe sahiptir. Ayrıca kuş dilini bildiği, rüzgâra, hayvanlara ve cinlere hakim olduğu anlatılmaktadır. Bunun dışında ise en önemli varlığı olan Cennet’ten ona hediye edilmiş bir yüzüğe sahiptir. Herkes bu yüzük sayesinde Solomon’un bu kadar ihtişamlı yaşadığını düşünmektedir. Hikâyemiz Kral Solomon’un soyundan gelen William Twining adındaki varlıklı bir çocuğun şeytanlarla olan karmaşık ilişkisinden oluşmaktadır. William tam bir realist yani gerçekçidir. Bilim dışındaki hiçbir olguya inanmamaktadır. Amacı çok çalışıp iyi bir eğitim aldıktan sonra iyi bir işte çalışmaktır. Tabii olaylar hiç beklediği gibi gelişmez. Yatılı olarak kaldığı okulun taksidinin ödenmediğini öğrenince evine gitmeye karar verir. Ailesi bir süre önce vefat ettiği için amcası ona bakmaktadır; ancak amcası da bazı yatırımlar sonucunda William’ın ailesinden kalan tüm parayı kaybeder ve ortadan kaybolur. Evin kâhyası olan Kevin dışında bütün hizmetliler evi terk etmiştir. Kevin ise nesiller boyu William’ın ailesine hizmet ettiğinden dolayı kalmıştır. William ise parası olmadığından okula devam edemeyeceğini düşünür ve evde para edecek bir şey olup olmadığına bakar. Tabii ev haciz edildiğinden tüm para eden eşyalar alınmıştır. William, ailenin gizli bir yerde kasası filan olduğunu düşünerek yer altındaki bir tünele girerler. Karşılarına bir kapı çıkar. Kapıyı kırmaya çalışan William elini yaralar, ama odaya girmeyi de başarır. Yaralanan elinden damlayan kanla ise yerde çizili olan büyüyü aktif hale getirir ve böylece Cehennem’den gelen Dantalion ile karşılaşır. İşin Cehennem kısmına gelelim… Cehennem’in yöneticisi olan Şeytan yani bilinen diğer adıyla Lucifer’dir. Anlatılana göre Cehennem’de rütbelere göre yönetilmektedir ve rütben ne kadar fazlaysa o kadar derin uykuya dalmak zorundasındır. Lucifer de en yüksek rütbeye sahip olduğundan yıllardan beri derin bir uykudadır. Onun yerine vekil olarak ise başka bir şeytan seçilmesi gerekmektedir. Bu seçimi ise Solomon’un soyundan gelen bir seçici yapabilmektedir. Bu seçici ise William’dan başkası değildir. William ise tam bir gerçekçi olduğundan bu tür saçmalıklara inanmaz ve Dantalion ya da bir başkasını seçmeyi aklından bile geçirmez. William ne kadar Dantalion’un teklifini geri çevirse de Dantalion onun yanından bir an olsun ayrılmaz. Zaten bunun için onun okuluna bile yazılır. Dantalion’un neden bu kadar ısrarcı olduğu ise geçmişinde Solomon ile yaşadığı bir takım olaydan ileri gelmektedir. Ayrıca geçmiş zamanda Solomon, 72 Şeytan ile müttefik olmuştur ve bunun dışında kalan şeytanlar ise William için tehdit oluşturmaktadır. Dantalion bunu bildiğinden dolayı William’ı koruma altına almıştır. Velhâsıl William’ın gerçekçi kişiliği yüzünden amacında bir adım bile ilerleyemez. Bu sırada Lucifer’in yerini almak isteyen diğer şeytanlar da William’ı kendi yanlarına çekmek için ellerinden geleni yaparlar. Hatta Dantalion gibi okula yazılırlar. William’ı parasızlık yüzünden geçirdiği stres yetmiyormuş gibi şeytanların hayatına girmesinden sonra uykusuz geceleri böylece başlamış olur. Karakter çizimleri Ouran High School Host Club’ın karakterlerini de tasarlayan Kikuko SADAKATA’ya ait. Tabii doğal olarak güzel! Hatta kat kat daha güzel diyebilirim. Hikâyenin başından sonuna kadar renkli bir atmosfer bekliyor zaten sizi. Komik olmasının yanında aksiyon sahneleriyle de sıkılmamanızı sağlıyor. Aksiyon olmasaydı bile sıkılmazdınız diyebilirim tabii. Komedi sahneleri çünkü oldukça güzel. William’ın gerçekçi kişiliği ile şeytanları takmaması zaten başlı başına komedi unsuru. Bunun yanısıra bir yan karakterimiz var ki çok tatlı bir şey kendisi. Isaac adlı karakterimiz William’ın en yakın arkadaşıdır. Buna rağmen William’dan zerre kadar zekilik almamıştır. Beş yıldır üst üste sınıfta kalmıştır. William’ın aksine doğa üstü olaylara inanmaktadır ve bununla ilgili kitaplar okumaktan hoşlanmaktadır. Zaten bu yüzden William’ın başına olaylar açar. Hikâye ise bize şeytanların sanki meleklerden daha merhametliymiş gibi gösterilmesine neden oluyor. Hatta melekler bazı sahnelerde o kadar kötü gösteriliyor ki şeytan mı, melek mi kötü bir karar veremiyorsunuz. Tabii bu bana göre, siz de izleyin ve kararınızı ona göre verin. Ayrıca unutmadan ilk başta yüzükten söz edilse bile sonraki bölümlerde yüzük karşımıza çıkıyor. Bu yüzüğün hikâyede ne kadar önemli bir yeri olduğunu da izledikçe göreceksiniz. ________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/makai-ouji-devils-and-realist
  16. Serinin müzikleri en çok satanlar listesinde. Japonya’da müzik endüstrisi ile ilgili verilerin nabzını tutan Oricon şirketi, 2013 yılının en çok satan 100 single’ını açıkladı. Konuya anime müzikleri açısından bakacak olursak 30. sırada 230,810 kopya satan Attack on Titan serisinin ilk iki açılış parçasını da (Guren no Yumiya ve Jiyu no Tsubasa) içeren Linked Horizon’dan Jiyuu e no Shingeki isimli single’ı yer alıyor. Linked Horizon - Guren no Yumiya [Attack on Titan OP1] http://vimeo.com/69802698 Listenin 35. ve 59. sırasında ise T.M. Revolution ve Nana Mizuki ikilisinin Preserved Roses(175,828 kopya) ve Kakumei Dualism (113,170 kopya) isimli singleları yer alıyor. Hatırlayacak olursanız Preserved Roses, Kakumeiki Valvrave serisinin ilk sezonunun; Kakumei Dualism ise yine Kakumeiki Valvrave’in 2. sezonunun ilk açılış parçaları. T.M. Revolution & Nana Mizuki – Preserved Roses [Kakumeiki Valvrave OP1] T.M. Revolution & Nana Mizuki - Kakumei Dualism [Kakumeiki Valvrave Season 2 OP1] Listede 94. sırayı ise 77,330 kopya satarak ST☆RISH’den Uta no Prince-sama Maji Love 2000% serisinin kapanış parçası olan Maji Love 2000% şarkısı aldı. Hatırlatalım ki ST☆RISH; Takuma Terashima, Kenichi Suzumura, Kishou Taniyama, Mamoru Miyano, Junichi Suwabe, Hiro Shimono, Kousuke Toriumi animede de yakışıklı gençlerimizi seslendiren seiyuularından oluşuyor. Listenin ilk 4 basamağını ise Japonya’nın popüler grubu AKB48 aldı. ST☆RISH - Maji Love 2000% [uta no Prince-sama Maji Love 2000% OP1, ED2] http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=k8fJHJd66c4 ______________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/attack-on-titan-oriconda
  17. Anime Tanıtım Sengoku Basara: Samurai Kings Tür: Aksiyon, Macera, Dövüş, Doğaüstü-Güçler, Tarihsel Yayınlanma Tarihi: 02/04/2009 Bölüm sayısı: 12 Bölüm süresi: 23 dakika Yönetmen: Itsuro Kawasaki Senaryo: Yasuyuki Muto Firma-Stüdyo: Production I.G, FUNimation Entertainmen Açılış: “JAP” by Abingdon Boys School Kapanış: “Break & Peace” by Dustz Müzik: Yuko Sakurai, Hiroyuki Sawano Başlıca Seiyuular: Kazuya Nakai – Date Masamune, Norio Wakamoto – Oda Nobunaga, Souichiro Hoshi – Sanada Yukimura, Takehito Koyasu -Sarutobi Sasuke, Tesshô Genda – Takeda Shingen, Toshiyuki Morikawa-Katakura Kojūrō Capcom’un video oyun serisinin aynı adlı anime uyarlaması olan Sengoku Basara, Japon tarihinin Sengoku dönemini anlatmaktadır. Dönem resmi olarak 1603 yılında başlar ve 1868′de Meiji dönemi’ndeki yeniden kurulmaya kadar sürer. Bu dönem ayrıca, Japonya’nın ilk modern dönemi olarak tanımlanmaktadır. Merkezi feodaliteye dayalı bir sisteme sahiptir. Anime de ki karakterler gerçekten var olmuş tarihi kişilerden esinlenerek yaratılmıştır. Feodalite söz konusu olunca aynı topraklarda birden çok lider (general,lord vb.) kendi ordularını toplayarak iktidar için kıyasıya bir mücadeleye girerler. Bu hiç sonu gelmeyen kanlı savaşlar devam ederken, Yüz Şeytan Ailesi’nin 6.cı Kralı Oda Nobunaga tüm ülke üzerinde hakimiyet sağlamaya çok yaklaşmıştır. Şeytan Ailesi ciddi bir tehdit oluşturmaya başlayınca, birbiriyle rekabet içinde olan iki savaşçı Date Masamune ve Sanada Yukimura kendi çatışmalarını bir kenara bırakıp beklenmedik bir birlik oluştururlar ve Şeytan Kral Oda Nobunaga’ya karşı mücadele ederler. Sengoku Basara, tarihten bilgiler barındırsa da konusu biraz havada kalmış bir anime serisi olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi; izleyici daha tam neyin neden olduğunu anlayamadan pat diye savaş sahnesi başlıyor, bitiyor. Tabii ki animenin ana teması savaş ama konu biraz daha derin işlenebilirdi bence. Karakterlerin birbiriyle diyalogları serinin eğlenceli taraflarından biri de olsa ana karakter Date Masamune’nin yarı İngilizce yarı Japonca konuşması anime severlerin pek alışkın olmadığı bir durum olduğu için kulağa farklı gelebiliyor. Masamune karakter olarak enerjik, iyimser ama hafifte kendini beğenmişliğe sahip bir savaşçı olarak animede yer alıyor. Genellikle tek katana ile savaşır ama ciddi dövüşlerinde parmaklarının arasında 3′er katana tutarak (Ejderha’nın Pençeleri) dövüşebilir. Önemli kararlar almadan önce sık sık Kojuro Katakura ile fikir alışverişinde bulunur. Kojuro, Masamune’nin sağ kolu niteliğinde biridir. Sanada Yukimura ise savaş delisi, heyecanlı bir karakter olarak Date Masamune ile tezat bir tavır sergiler. Yukimura için savaş her şey demektir. Sengoku döneminin en güçlü ordularından birinin komutanı olan, Takeda Shingen onu yetiştirmiştir. Yukimura, komutanına son derece sadıktır. Takeda’yı idolü olarak görür ve fanatik derecesinde bağımlısıdır. Sengoku Basara’yı izleyenler bilir, izleyecek olanlar ise eminim bu ikilinin arasında ki komutan-asker ilişkisine takılacaktır. Bunun sebebi, birbirlerine bıkmadan “Yukimuraaa” ve “Oyakata-samaaaa” diye seslenmeleridir. Serinin belki de en eğlenceli sahneleridir. Hatta sizinle şöyle, tatlı ve eğlenceli bir çalışma paylaşayım. Serinin 2.sezonu ise 11 Temmuz 2010 tarihinde yayınlanmıştır. Masamune ve Yukimura bu sefer de Toyotomi Hideyoshi’ye karşı mücadele vermekte ve ülkenin birliğini sağlamaya çalışmaktadır. Son olarak ise 4 Haziran 2011 yılında Sengoku Basara “The Last Party” adında film yayınlanmıştır. Tam da barış sağlandı derken, Toyotomi Hideyoshi’nin astı olan Ishida Mitsunari kutlamaların olduğu gün saldırır ve bir kez daha kargaşa çıkar. Masamune ve Yukimura tekrar Mitsunari ile mücadele etmek zorunda kalır. Animenin en iyi yönleri ise kesinlikle harika çizimleri ve bir hayli etkileyici müzikleri. Önemli bir sahnede arka fonda yoğunlaşan müzik izleyiciyi epey coşkulandırıyor. Kısaca; samuray,katana,dövüş temalı serilerden hoşlanıyorsanız Sengoku Basara tam size göre bir anime olabilir. [ İyi seyirler. ] http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=jugi1GviRfI ______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/sengoku-basara-samurai-kings
  18. Gundam Build Fighters Yıl : 2013 Bölüm : 1 / ? Türü : Mecha Çevirmen : Adem Can Özden Özet; 80'lerden itibaren yaşanan Gunpla fenomeni ve 2010'larda Gunpla müsabakalarının sanal dünyaya taşınmasından sonra, katılımcıların kendi modifiye ettikleri modellerle katıldıkları Gunpla Turnuvası olimpiyatlar kadar önemli bir uluslararası organizasyon haline gelmiştir. Sei Iori, içinde büyüdüğü Gunpla dükkanının da etkisi ile birgün Gunpla şampiyonu olma hayali kuran bir liselidir fakat becerilerinin sadece tasarımdan ibaret olması yüzünden girdiği her maçta yenilmektedir. Birgün Reiji adında, kendisiyle çok farklı olsa da onunla aynı düşü kuran esrarengiz bir çocukla karşılaşır. Bir tasarımcı ve bir dövüşçü olarak beraber bir ikili oluştururlar ve dünya şampiyonasına giden yola çıkarlar. Bu yolculukları onları, daha en başında bile son şampiyon Tatsuya Yuki ve çok daha fazlasıyla karşı karşıya getirecektir. Yapım 1979'de başlayan Mobile Suit Gundam'a yeni bir alternatif evren oluşturmakta, öte yandan önceki serilerden bağımsız izlenebilse de önceki serilere birçok gönderme içereceği kesin gibi gözükmektedir. Özet Alıntı : www.animemangatr.com Evet arkadaşlar uzun süredir meşguldüm çeviri işlerinede yen atıldım ilk projem olarak 7 ekim de başlamış olan Gundam Build Fighters'ı seçtim ve seriye ben devam edeceğim 1 hafta aralıklarla bölümleri paylaşırım.Seriyi burdan da takip edebilirsiniz http://www.animemangatr.com/forum/sizin-cevirileriniz/7467-gundam-build-fighters-3-a/#post121792 :)Bu arada sitenizde yayınlayacağınız yeni bölümler TAÇE olarak geçmezse sevinirim 1.Bölüm Sei ve Reji ========>http://yadi.sk/d/nNYOIfvKDXwoh 2.Bölüm Kıpkırmızı Kuyrukluyıldız =========>http://yadi.sk/d/5r_W-tjbDY6ym 3.Bölüm Dolu Paket ===========> http://www.mediafire.com/download/xpb4f7uufcf146u/Gundam+Build+Fighters+-+03+Dolu+Paket+%5B720p%5D%5B10bit%5D%5B37B9DC2B%5D+%283%29.mkv 4.Bölüm Gunpla İdolü Kirara==================>http://yadi.sk/d/CfCExXDjDUXv3 5.bölüm Güçlü Gunpla Yapan==============>http://yadi.sk/d/fpxh3TUNDVDmT
  19. Merhaba arkadaşlar, Yeni bir fansub olmakla beraber içerimizde anime izleme sistemide mevcut. Kendi serilerimizide çevirmeye başlamak istedik ve fansub olarak ta iş yapmaya başladık. Sitemizin tüm kodlaması bana ait olup bir çok özellik barındırmakta. İmzama bakabilirsiniz örnek olarak. Şu an ekipte 5 kişi var 2 kişi editör 3 kişi çevirmen. Fakat 1 çevirmenimiz pasif kaldığından 2 kişi çevirmeye başladık Okulum başlayınca bende mecburen bıraktım ve tek kişi çevirmenlik yapıyor şu anda. Çevirdiğimiz animeler ekip sayısına bağlı olarak çok düşük. Eleman Alımı Yapmaya Başladık. Buradan Sizlerede duyurmak istedim. Sitemizde Uploader, Çevirmen ve Encoder alımları var. Başvurmak için ilgili konulara yazmanız veya admine (Oogami) mesaj atmanız yeterlidir. - Çevirmenliğini Yaptığımız Serileri - The iDOLM@STER (3/25) İyi Seyirler Site : http://animelistem.net/ Forum : http://forum.animelistem.net/ Facebook : https://www.facebook.com/animelistemnet
  20. Anime Tanıtım Basilisk Tür: Aksiyon, Dövüş, Tarihi, Doğaüstü-Güçler, Romantik Yayınlanma Tarihi: 13/04/2005 – 21/09/2005 Bölüm Sayısı: 24 Yönetmen: Kisaki Fumitomo Senaryo: Muto Yasuyuki – Seishi Togawa Manga: Masaki Segawa Animasyon – Dizayn: Michinori Chiba Firma/Stüdyo: Gonzo – G.D.H Açılış: Kouga Ninpouchou by Onmyouza Kapanış: 1. Hime Murasaki by Mizuki Nana, 2. Wild Eyes by Mizuki Nana Başlıca Seiyuular: Iga Oboro – Mizuki Nana, Kouga Gennosuke – Toriumi Kousuke, Kagerou – Hayamizu Rise, Okoi – Kimura Haruka, Yakushiji Tenzen – Hayami Sho “Nefret etmeye yeminli bedenleri ovalarda çürümeye terk edilmiş, ruhları kanla lekelenmiş. Bağlar kılıçla koparılmış. Karanlıkta yitip giden ruhları feryatta, sevenler ölecek!” Kouga ve Iga klanı arasındaki nefret asırlarca süregelen savaşlara ve ölümlere yol açmıştır. Ninja yetiştirme grubu lideri 1.Hattori Hanzo bu iki klana barış imzalamalarını emretmiş, klanlar barışı imzalamasına imzalamış fakat aralarındaki düşmanlık bitmemiştir. Ninjaları karşılıklı dövüşlere çıkmaya devam ediyordur. Kouga lideri Danjo Kouga’nın torunu Gennosuke ve Iga Lideri Iga’lı Oden’in torunu Oboro daha küçük bir çocukken tanışmışlar ve aileleri arasındaki bu nefrete rağmen birbirlerine sevgi ile bağlanmışlardır. Aralarındaki sevgi ikisi tekrar karşılaştığında derin bir aşka dönüşecektir. Gennosuke ve Oboro kalıcı bir barış yapmanın ve iki klanın birleşmesini arzu etmektedirler. Bu birleşmeyi evlenerek sağlamayı isterler fakat bir anda her şey bozulur. Büyük Shogun Ieyasu Tokugawa veliahtını tayin etmek üzere Kouga ve Iga klanlarının ninjalarını kullanmaya karar vermiştir. Böylece, Hattori Hanzo barış anlaşmasını geçersiz kılar. Gennosuke ve Oboro’nun da dahil olduğu İki klandan seçilmiş 10’ar kişi veliahtı belirlemek için ölümüne savaşacaktır. Basilisk hikayesinin temeli “The Kouga Ninja Scrolls” isimli 1958-1959 yıllarında yazılmış Futaro Yamada’nın romanına dayanmaktadır. Roman hem tarihsel gerçekleri barındırmakta hem de fantastik yönüyle dikkat çekmektedir. Azuchi-Momoyama periyodunda (1500’lü yıllar) geçen Kouga ve Iga Klanları arasındaki savaşlarının etkileyici konusu olsun, harika görselleri olsun kesinlikle izlenmesi gereken bir anime serisidir. Aynı zamanda “Shinobi: Heart Under Blade” adında bir Live Action uyarlaması da bulunmaktadır. 2005 yapımı filmin yönetmeni Ten Shimoyama’dır. Gennosuke’yi Jo Odagiri Oboro’yu ise Yukie Nakama canlandırmıştır. Gennosuke ve Oboro’nun birbirine olan aşkı tüm bu zorluklara ve nefrete rağmen mutlu sona ulaşabilir mi? İzleyin ve görün. İyi Seyirler. http://www.youtube.com/watch?v=05z3kNhpURI _____________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/basilisk
  21. Anime Tanıtım Hetalia : Axis Powers Tür: Komedi, Tarihsel, Parodi Yayınlanma Tarihi: 24/01/2009 – 05/03/2010 Bölüm Sayısı: 52 Bölüm Süresi: 5 dakika Yönetmen: Bob Shirota Senaryo: Takuya Hiramitsu Manga: Hidekazu Himaruya Animasyon-Dizayn: Keiichi Matsuda Firma-Stüdyo: Frontier Works – Studio DEEN Müzik: Akira Yoshikawa Başlıca Seiyuular: Daisuke Namikawa – Italy, Hiroki Takahashi – Japan, Hiroki Yatsumoto – Germany, Katsuyuki Konishi – Amerika, Masaya Onosaka – Fransa, Noriaki Sugiyama – İngiltere, Yuki Kaida – Çin Dünya Tarihi’nin en önemli zamanlarını farklı bir bakış açısıyla izlemeye ne dersiniz? Hetalia; 1.Dünya Savaşı ile 2.Dünya Savaşı arasında geçen zamanı ele alıyor; fakat bazı bölümleri günümüzde veya dünya savaşlarının öncesinde de geçebiliyor. Animede ülkeler o bildiğiniz etrafı sınırlarla çevrili toprak parçası değil, karakterler! Evet, her karakter bir ülke her ülke ise birbiriyle kendilerine özgü sebeplere dayanan sorunlar ve dostluklar yaşamakta. Hetalia kelimesi Japonca değersiz, zavallı anlamına gelen “Hetare” ile baş kahraman İtalya’nın kanji birleşiminden oluşur. Hetalia, İtalya’nın serideki kişiliğini yansıtan bir kelime şakasıdır. İtalya; sanatçı ruhlu, iyi kalpli, tembel, korkak ve aklı bir karış havada saf bir tip olarak karşımıza çıkıyor. En ufak bir tehlikede hemen teslim olan ve makarda yiyebildiği her yerde mutlu yaşayabilen biridir. Almanya ile arkadaştır ama genellikle onu sinir eder, başına dertler açar. Almanya çalışkan, verimli, bürokratik ve İtalya’nın tam tersi ciddi bir karakterdir. Askeri yaşam tarzına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu yapısından dolayı Mihver Devletleri’nin (İtalya ve Japonya) eğitim sorumluluğunu üstlenir. 1.Dünya Savaşı sırasında Roma’nın soyundan gelenler ile savaşma niyetindedir. Savaş alanında çok kolay bir şekilde tek başına ilerlerken karşısına üzerinde domates yazan bir koli çıkar. Koliyi açtığındaysa karşısına korkudan titreyen ve ağlayan İtalya çıkar. Kahraman olarak bilinen Roma’nın torununun böyle bir korkak olduğunu görünce şok olur. İtalya ilk başta Almanya’nın esiri olur fakat 2.Dünya Savaşı sırasında İtalya tekrar Almanya’nın yanına gelir ve ona arkadaş olmak istediğini söyler. Daha önce hiç arkadaşı olmayan Almanya’ya bu fikir hoş gelir ve kabul eder. İtalya saf bir kişiliğe sahip olduğu için Almanya için tam bir baş ağrısı olur. İtalya ile birlikte devam ederken Japonya ile tanışır ve arkadaş olur. Japonya kurallara bağlı, olgun, titiz, yetenekli, kültürlü ve soğukkanlıdır. İtalya’ya kendini tanıtırken hobisinin “durumu analiz etmek ve konuşup konuşmayacağına karar vermek” olduğunu söyler. Çok zekidir ve ülkeler arasında teknolojisi en gelişmiş olandır. Genellikle sessiz ve yaşlı bir adamın davranışlarına sahiptir. Otaku olan bir tarafı da vardır. Hetalia ilk olarak 2006 yılında Hidekazu Himaruya tarafından web-manga olarak yayınlandı. Daha sonra 2008-2011 yılları arasında 4 ciltlik manga serisi yayınlanmıştır. Manganın ilk cildi 2010 yılında The New York Times çok satanlar listesinde ilk 10’a girmiştir. İngiltere’de çıkan Neo dergisinin düzenlediği “NEO Awards” da okuyucuların oylaması ile 2011 yılının en iyi mangası seçilmiştir. Animesi ise 2009 yılında başlamıştır. Ana seri Hetalia’nın dışında İtalya’nın çocukluğunun anlatıldığı “Chibitalia” (minik İtalya) adında bir serisi mevcuttur. Hetalia: Axis Powers’ın devamı olarak 2010 yılında yeni ülkelerinde konuya eklendiği Hetalia: World Series, 2013 yılında ise Hetalia: The Beautiful World animesi yayınlanmıştır. Sonuçta Hetalia ülkeleri karakterize ederek ele alan bir anime olduğu için, ilgi çektiği kadar tepki de çekmiştir. Kore’de animenin yasaklanmasını isteyen protestolar söz konusu olmuştur. Bunun sebebi; Kore’yi temsil eden karakterin Kore’ye bir hakaret olduğunu düşünmeleriydi. Hatta animenin ırkçılığı beslediğine dair ağır eleştirilerde bile bulunanlar olmuştur. Tüm bunlara rağmen Hetalia’nın sadık bir hayran kitlesi de bulunmaktadır. Bunun en değişik örneği ise serinin hayranlarının 2009 yılında başlattığı “Hetalia Günü” kutlamalarıdır. “Hetalia Günü” Birleşmiş Milletler Günü (24 Ekim) veya o günü takip eden ilk hafta sonu çeşitli yerlerde toplanarak kutlanmaktadır. Hetalia, içinde biraz her ülkeden bulunduran bir seri olduğu için anime izlemeyen kesimin bile dikkatini çekmiştir. Dünya tarihini bu kadar eğlenceli metaforlar ile anlatan başka bir çalışma daha olduğunu sanmıyorum. İzlerken genel kültürünüze katkıda bulunacağından emin olabilirsiniz. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Tanıtımı okuyunca, Türkiye’yi merak edenleriniz olmuştur eminim. Evet, tabi ki Türkiye’nin de bulunduğu bölümler var. Türkiye ilk olarak “Hetalia: World Series” 3.bölümde karşımıza çıkıyor. Tahmin edeceğiniz gibi Yunanistan ile çekişiyor ve yakın arkadaşı Japonya’yı onunla paylaşmak istemiyor. World Series’in ilerleyen bölümlerinde (23 ve 24) Minik Romanya’yı İspanya’dan kaçırıyor. Son olarak da “Hetalia: Beautiful World Series” 10.bölümde Türkiye ve Yuanistan’ın çocuklukları anlatılıyor. Yine aynı bölümde İstanbul Galata Köprüsü’nün çizimlerinin bulunduğu eğlenceli sahneler bulunuyor. İyi Seyirler. (AnimeFantastica ekibindeki cosplayer arkadaşımız Duygu Yıldız’dan Hong Kong cosplayi) ______________________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/hetalia-axis-powers-2
  22. Anime Tanıtım Aura: Maryuuinkouga Saigo no Tatakai Tür: Okul, Romantik Yayınlanma Tarihi: 13/04/2013 Film Süresi: 83 Dakika Yönetmen: Seiji Kishi Orijinal Hikaye: Romeo Tanaka Firma/Stüdyo: AIC A.S.T.A. Müzik: Michiru Oshima Başlıca Seiyuular: Nobunaga Shimazaki, Kana Hanazawa… Japonya’da bir akşam vakti ve şehrin göz kamaştırıcı ışıklarıyla hikâyemize başlıyoruz. Hava bulutlu ve birazdan yağmur yağmaya başlar. Bu sırada bir binanın çatısında ölümüne savaşmakta olan gizemli iki kişi… Modern Japonya’da hâlâ bu tür gizemli efsanevi olaylar gözden uzak şekilde devam ederken bunu ancak çok az kişi bilmektedir. Tabii bu sadece hikâyemizin başlangıç kısmı… Ichiro Satou adlı kahramanımız, ortaokul döneminde fantezi dünyasına kendini fazlaca kaptırdığından okulda hor görülmüştür. Hele ki ailesi bu durumu bir türlü kabullenememiş ve bu olayın etkileri hâlâ üzerlerinde devam etmiştir. Ichiro ise ailesinin zorlamasıyla gerçek hayata yani normal bir insan olmaya çabalar. Lise hayatı onun için ideal bir başlangıç olacaktır elbette. Sınıfta gruplaşmalar çoktan başlamıştır bile. Herkes kendi huyuna en yakın olanla gruba dahil olurken gruptan gruba davet edilmelerde devam eder. Satou da bu gözde gruplardan birine oldukça yakındır hatta. Bir gün okulda notlarını unuttuğu için okula akşam vakti gider. Ancak orada hiç beklemediği biriyle karşılaşır. Geçmiş peşini bırakmak istemiyordur adeta… Gördüğü şey bir kızdır ve oldukça tuhaf giyinen bir kızdır. Kendisine “Araştırmacı” diyen bu kız söylediğine göre “ejderha ile bağlantılı” bilgiler bulmak için buraya gelmiştir. Satou bu kızdan yani aslında hâlâ içinde var olan eski duygulardan dolayı bu görevde ona yardım edeceğini söyler. Gizemli kızımız ise buna pek sıcak bakmaz gibi, ama bir eşyasını Satou’ya bırakmayı da ihmal etmez. Öte yandan Satou’nun sınıfındaki gruplaşmalar devam ederken en gözde gruplardan bir davet alır ve artık tamamen normal bir hayat onu bekliyordur gibi gibi… Bu “gibi gibi”ler Satou’nun dün akşam tanıştığı kızın sınıfa tuhaf kıyafetleriyle girip Satou’nun cebinden kızın bıraktığı eşyayı ona verdiği anda altüst olur. Bu olaydan sonra sınıf öğretmeni, Satou’ya o kadar kötü bir görev verir ki Satou’nun bunu yapması olası bile değildir. Ancak öğretmenin elinde korkunç bir kozu vardır: Satou’nun geçmişi… Satou’nun bu görevi yapmaktan başka bir şansı kalmamıştır. Görevi ise sınıfında bir öğrenci olan, ama okula hâlâ gelmeyen bir öğrenci hakkındadır. Bu öğrenci de ona yardım edeceği, ama sonradan onu terslediği kız Ryouko Satou’dan başkası değildir. Satou geçmişini ne kadar acı çekerek bırakmışsada, daha üstünden çok zaman geçmeden kendisiyle aynı fantezi dünyasında yaşayan birine göz kulak olmak onun için oldukça zor bir deneyim olacak gibi görünmektedir. Dahası sınıftaki gruplaşmalardan dolayı Satou’nun işi zordan çok imkânsız gibidir. Konuyu böyle tanımladıktan sonra geçelim bana göre nasılmış bölümüne. İlk savaş bölümünden sonra içerik bölümü geçerken kısa kısa sahneler gösteriliyor ve bu esnada çalan fantastik bir müzik sizi bekliyor. O kadar güzel ki izlerken “Vay çok heyecanlı hoş bir film” olacakmış izlenimini veriyor. Ancak bu kadar ümitlenmeyin derim. Tabii bu kişiye göre değişir. Hikâye aslında bazı yerlerde romantik-komedi filan denilmiş, ama bana göre içten içe dramı barındırıyor. Nedeni ise Satou’nun kendini fantezi dünyasına fazla kaptırması sonucu okulda olan sorunları ve ailesinin bu durumu öğrendikten sonra ona olan davranışları. Satou kendisini o kadar zorlamış ki normal bir hayat yaşayabilmek için ve birden unutmaya çalıştığı geçmişi kendisine karşı kullanılarak bir kıza bakıcılık yapmak zorunda kalıyor. En önemli nokta ise bu kız onun geçmişinde yaşadıklarının aynısını yaşıyor olması zaten. Ailesi ise tedirgin bir şekilde çocuklarının hâlâ o eski düşünceleri barındırıp barındırmadığı hakkında endişelenerek günlerini geçiriyor ve bu durum Satou’nun gözünden kaçmıyor. Bu dram sadece Satou için değil, aynısını Ryouko’da yaşıyor. Bunu son sahnelerde göreceksiniz. Ayrıca Satou’nun sınıfındaki diğer öğrencilere uygulanan zorbalıkta da bunu göreceksiniz. Diğer öğrenciler derken neyi kastediyorum peki? Sınıfın yarısı kendini fantezi dünyasına kaptırmış öğrencilerle doludur çünkü. Yani Satou’nun kaçmaya çalıştığı şey onun gözü önünde ve fazlasıyla bulunmaktadır. Bir de tuhaftır ki bir olaydan sonra bu çatlak öğrenciler Satou’yu liderleri gibi görmeye başlarlar. Satou için inanılmaz bir vasıf olsa gerek bu… Zorbalık eden kısımdan söz edelim azıcık… Bu grup ise Satou’yu önceden kendi gruplarına davet eden gruptan başkası değildir. Bu havalı görünen grubun aslında ne kadar dengesiz bir grup olduğunu da izlerken göreceksiniz. Bu arada Ryouko’nun ailesi aklıma takıldı film boyunca. Nasıl bir aile bu şekilde okula gitmesine izin verir çocuğuna? Onu bıraktım gün boyu ne yaptığınada mı dikkat etmez? Evet, biliyorum yaşadığımız dünyada ilgisiz aile çok… Bu yüzden bu soruyu genel olarak sorduğumla kalıyorum… Çizimlere gelecek olursam çizimler oldukça güzeldi. Filmin ilk şehir tasviriyle karşımıza çıkışından savaş sahnelerine kadar izlemeye değer bir görsellik sunuyor. Daha sonra ise Ryouko’nun giydiği ve taşıdığı şeyler o kadar sıradan tasarlanıp çizilmişti ki bana göre “cuk” oturmuş buna denir. Aslında normal bir kız ve elinden geldiğince giysilerini ve eşyasını tasarlayıp yapmış. Yani böyle mükemmel bir giysi filan tasarlansaydı oldukça tuhaf karşılanabilirdi. Normal bir insana göre yani. Ayrıca… Bu tarz, harika bir seri arıyorsanız eğer: Chuunibyou demo Koi ga Shitai! Bu seride de yer yer dram olmasına rağmen komedi tavan durumdadır. Romantizm de cabası… ___________________________________________________________________ Kaynak: Anime Fantastica: http://www.animefantastica.com/aura-maryuuinkouga-saigo-no-tatakai
  23. Mikasa ve Misaka… Shingeki no Kyojin (Attack on Titan) ve Toaru Kagaku no Railgun (A Certain Scientific Railgun) serilerinin ünlü karakterleri Mikasa ve Misaka, Tayvan’da hazırlanan bir fan çalışmasında bir araya geldi. Akira Workshop’un yapımını üstlendiği çalışma 25 Kasım’da tamamlandı. _________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/attack-on-railgun
  24. Selam millet :)) Puzzle fansub olarak ufak ama bir o kadar da önemli bir duyurumuz var.. Ekibimiz arasına katılmak isteyen çevirmen, uploader, editör, encoder, temizlikçi, çaycı alımları başlamıştır :D Sizde aramıza katılıp cehennem azabı yaşamak istiyorsanız beğenin yorum atın, dürtün, tepik atın, bir şeyler yapın ^_^ (Not: aramıza geldikten sonra bir gün gelip 5 gün gelmemezlik yaparsanız size dünyayı dar ederim ^_^ )
  25. ----------------------------------------------------------------------------------- AniChart Kış Sezonu Animeleri ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Not: Bu animelerin bazıları çıkmış olabilir ve çıkmamış olanlar ise tam olarak kış sezonunda çıkmayabilir. Not2: Resimleri birleştirerek yaptım ,bu yüzden kaymalar olmuşsa affedin lütfen ve büyük bir kayma ise lütfen söyleyin ki düzelteyim. ______________________________________________________________________ Kaynak: AniChart: http://anichart.net/winter
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.