Jump to content

Genel Araştırma

'Miyazaki' etiketi için arama sonuçları.

  • Etiketlere Göre Ara

    Etiketleri virgülle ayırarak yazın.
  • Yazara Göre Ara

İçerik Türü


Forumlar

  • Duyuru & Kurallar
    • Forum Kuralları & Yardım
    • İstek, Şikayet ve Öneri
    • Tanışın Kaynaşın
    • Türk Anime TV Etkinlikleri
    • E-dergi
  • Türk Anime Çeviri Ekibi (TAÇE)
    • Tamamlanan Projelerimiz
    • Devam Eden Projelerimiz
    • Gelecek Projelerimiz
    • Askıya Alınanlar
    • TAÇE Duyuruları
  • Anime GENEL
    • Anime İstek ve Öneri Bölümü
    • Bilinmeyen Animeler ve Karakterler İçin Yardım Bölümü
    • Anime Genel
    • Anime Geyik
    • Animeler & Karakter Anketleri
    • Anime Tanıtım ve İncelemeleri
    • Anime Serileri Bölüm Tartışma Alanı
  • Manga GENEL
  • Fansub Takımları
  • Anime Manga Live-Action Download
  • Fan Kulübü
  • Japonya
  • Program Deposu
  • Konu Dışı
  • Roronoa Zoro's Roronoa Zoro Kimdir?

Sonuçları bul...

İçeren sonuçları bulun


Oluşturma Tarihi

  • Start

    End


Son Güncelleme

  • Start

    End


Filter by number of...

Kayıt tarihi

  • Start

    End


Üye Grubu


Hakkımda


Outlook


Web Sitesi


ICQ


Yahoo


Jabber


Skype


Konum


İlgi Alanları

2 sonuç bulundu

  1. Animede Mimari Türk televizyonlarında da 90'larda gösterilmiş ve kült olmuş Dragon Ball'dan başlayalım. Anime serisi Son Goku'nun maceralarını konu alır. Hikaye herhangi bir dileği gerçekleştirebilen Ejder Topları'nı ararken, Goku'nun dövüş sanatlarında kendini geliştirmesini işler. Macera, dedesini kaybeden Goku'nun Bulma ile tanışmasıyla başlar. Burada ilk olarak West City'den yola çıkarak Ejder Topları'nın peşine düşen Bulma'nın kapsül evini görürüz. Yüksek teknolojinin kullanıldığı West City, Capsule Corporation'ın yönetim merkezine de ev sahipliği yapar. Bu kapsüller herhangi bir ürünün kişinin yanında taşıyabileceği boyuta indirgenmiş halidir. Öncesinde teknolojiyle tanışmamış Son Goku'nun bir konut içerisindeki gerekliliklere yabancı olduğunu gözlemleriz. Bu kapsül ev dışarıdan iglo görünümünde olup ve iç mekanlarında genel geçer tüm donanımları barındırır. Kapsül Ev ve İç Mekanı - Dragon Ball Bulma'nın memleketi West City son derece fütüristik bir kent görünümündedir. Araçlar için yerden yükseltilmiş ve şeffaf bir örtüye sahip yollar ile eğrisel formlarda yüksek yapılar göze çarpar. Geleceğe ait görünümüyle zengin kent, her felaket sonrası çabucak toparlanmayı başarır. West City'nin bu Batılı ve gelenekten kopuk görünümüne karşın, Ejder Topları'nın peşine düşen Pilaf'ın yaşadığı yapı gelenekseldir. Bir kaide üzerine oturan yapı, kubbeleri, ağırlık kuleleri ve minare formundaki elemanlarıyla adeta bir camidir. West City - Dragon Ball Pilaf'ın Evi - Dragon Ball Bunların yanı sıra hikaye sahnelerinin geçtiği önemli bir yer de Son Goku'nun efsanevi hocası Kame Sen-nin (Muten Roshi)'nin evi "Kame House"dur. Kame House, ufak bir ada üzerinde yer alır ve dik çatılı, geleneksel müstakil konut formundadır. Kame House - Dragon Ball Dragon Ball'daki bu üslup çeşitliliğine karşın, karakterlerin yapısında hayli benzerlik olan Naruto'da ise bu stil farklılıklarını göremeyiz. Naruto serisi 5 büyük ülkenin yönetimindeki bir dünyada geçer. Bu ülkelerin her birinin bir başkanı olup; askeri güç, yani ninjalar yönetimde etkilidir. Bebekken içine Nine Tails'in mühürlendiği Naruto'nun gelişimini konu alan anime serisi, teknolojinin varolmadığı bir zamanda geçer. Ulaşım için herhangi bir araç bulunmamaktadır. The Hidden Village of Leaf (Konoha) - Naruto Hidden Village of Konoha, Rock, Sand, Cloud ve Mist gibi büyük şehirlerin dışındakilerde genellikle alçak, küçük ölçekli geleneksel Japon mimarisi üslubunda yapılar gözlemlenir. Şehirler adeta Ortaçağ'daymışcasına geniş bir alana yayılmayan, savunma sistemlerinin yer aldığı korumalı kentlerdir. Naruto'nun yaşadığı Konoha'da (Hidden Village of Leaf) ilk dikkatleri çeken Amerika'nın Kurucu Babalar'ına gönderme yapan, yine dört tane kentin başkanları, hokagelerin tepeye yontulmuş heykelleridir. Şehrin en karakteristik yanı bu tepe üzerindeki hokagelerin keskin yüzlerinden oluşan heykellerdir. Bunun yanı sıra, gelişmiş bir şehir olmasına rağmen burada da çok yüksek olmayan, geleneksel Japon mimarisi üslubunda yapılar dikkat çeker. Ancak dairesel formlardaki binalar de kent dokusunda yerini alır. Yapılar çoğunlukla ahşap görünümlüdür. Bunun dışında kent içerisinde hokagenin (başkan) ofisinin yer aldığı yapı diğerlerinin arasından sivrilir. Hokageler ve Kurucu Babalar - Naruto Diğer bir önemli kent olan Hidden Village of Sand'in merkezi planlı kent görünümü dışında Konoha ile aynı özelliklere sahip olduğu söylenebilir ancak burada malzemenin kerpiç görünümünde olması, her şehrin kendi coğrafyasındaki malzemeyi kullandığını destekler. Hidden Village of Sand - Naruto Son olarak alternatif bir dünyada geçen Fullmetal Alchemist'i inceleyelim. Anime serisi, Edward ve Alphonse Elric kardeşlerin maceralarını konu alır. Simyanın bir maddeyi diğer bir maddeye dönüştürme bilimi olarak adlandırıldığı bir dünyada yetenekli simyacılar, orduya katılıp Devlet Simyacısı olurlar. Elric ve Alphonse ölen annelerini simya ile geri döndürmeye çalışırlarken birisi tüm vücudunu, diğeri ise bir kol ve bacağını yitirir. Felsefe Taşı'nın bu durumu çözeceğine inanan kardeşlerin de macerası başlamış olur. Elric Devlet Simyacısı olur. Devlet Simyacıları'nın yönetim merkezi ise Central City'dir. Kentte en çok dikkat çeken, devasal boyutlu, soğuk devlet binalarından bir dokunun varlığıdır. Central City dışındaki yerlerde ise genellikle Batılı tarzda geleneksel yapıların varlığı göze çarpar. Animenin geçtiği dünyada tren, araba gibi kara ulaşımı olmasına rağmen hava ulaşımı bulunmamaktadır. İlk serinin sonunda -spoiler içerir- Elric 1942 Münihi'ne düşer. Burada aslında Fullmetal Alchemist'in zamanın varolmadığı, paralel evrende geçtiği anlaşılır. Central Command / Central City - Fullmetal Alchemist Kaynak: arkitera
  2. Efsane Yönetmen Hayao Miyazaki 2. Oscar’ını Aldı! 26 Ağustos 2014 tarihinde, Sinema Sanatları ve Fen Bilimleri Akademisi’nin Yönetim Kurulu tarafından yapılan bir oylama ile onur ödüllerinin kimlere verileceği kararlaştırılmıştı. Buna göre; Jean-Claude Carrière, Hayao Miyazaki ve Maureen O’Hara onur ödülüne; Harry Belafonte ise “Jean Hersholt Hayırsever İnsan Ödülü” ne layık görülmüştü. Sinema Sanatları ve Fen Bilimleri Akademisi tarafından verilen bu ödüller, film endüstrisinde yer almış sanatçıların ve bu endüstri üyelerinin ömür boyu süregelen başarılarını kutlamak için var. Bunun için, onur ödülü olarak verilen “Oscar Heykelciği” de ömür boyunca sürdürülmüş bu başarıyı, sinema ve fen bilimleri alanlarında gösterilmiş olağanüstü katkıyı veya akademiye gösterilen üstün hizmeti onurlandırmak için veriliyor. Akademi başkanı Cheryl Boone Isaacs, bu ödüllerin yıl içindeki tek filmlik bir başarıyı değil de ömür boyu sürmüş başarıları ödüllendirmelerine izin verdiğini söylemiş ve küresel sinema yapımcılarının bu seçkin üyelerini onurlandırmak için sabırsızlandıklarını sözlerine ekleyerek 8 Kasım günü gerçekleşecek ve bu dört ismin ödüllerini alacağı törene atıfta bulunmuştu. Geçtiğimiz cumartesi gerçekleşmiş olan bu törende ödül alacaklar arasında yukarıda da bahsetmiş olduğum üzere efsane yönetmen Hayao Miyazaki de vardı. Bilindiği üzere Miyazaki 2002 yılında “Sprited Away (Ruhların Kaçışı)” filmiyle “En İyi Animasyon Oscar’ı”na layık görülmüştü. Sonrasında ise “Howl’s Moving Castle” ile 2005 yılında, “The Wind Rises” ile de geçtiğimiz yıl yine bu kategoride ödüle aday olmuştu. Bu dört ödülün sahiplerini buluşu televizyonlarda gösterilmezken; akademi ödüllerinin resmi Youtube kanalında paylaşıldı. Bizim konumuz ve ilgilendiğimiz ödül sahibi Hayao Miyazaki ile alakalı olarak ilk önce Pixar’ın sanat yönetmeni (chief creative officer (CCO)) John Lasseter konuşuyor ve bu konuşmasıyla Miyazaki’yi tanıtıp, onurlandırıyor. Lasseter, Miyazaki’nin Lupin III: The Castle of the Cogliostro filmi ile alakalı olarak, bu filmde maceranın, kalbin, aksiyonun ve mizahın yer aldığını belirterek; filmin, bu tür bir stil ve çok yönlülüğünün yanında insan davranışlarındaki detayları görebilen mükemmel gözler ile yapılmış olduğunu sözlerine ekliyor. Bunun, Walt Disney’in yıllar önce göstermiş olduğu “animasyon herkes içindir” görüşünü kanıtlar nitelikte olduğundan bahsediyor. Ne zaman Miyazaki filmi izlese, film yapmak adına yeni şeyler öğrendiğini belirten Lasseter; Miyazaki’nin Lupin III: The Castle of the Cogliostro’sunu karısına kur yapmak için kullandığını söylemekten de geri durmuyor. Miyazaki ödülünü John Lasseter’in elinden aldı. Lasseter’in bu onurlandırıcı konuşmasından sonra nihayet Miyazaki, akademi tarafından verilen bir ödülü ilk olarak bizzat kendisi almak için sahneye çıktı. “Spirited Away” ile kazanmış olduğu akademi ödülünü bile bizzat kendisi almamış olan Miyazaki, daha öncesinde de akademi tarafından kendilerine katılması için davetler almış ancak her seferinde bu davetleri reddetmişti. Bu sefer ödülü almaya gelişini ise LA Times’a verdiği demeçte, arkadaşı Lasseter’in isteği üzerine ödülü bizzat almayı kabul ettiğini açıklamış. Genel olarak ne ödüllerin ne de uçak yolculuklarının meraklısı olmayan Miyazaki, yine yapılan bu röportaja göre, Lasseter’in törenden sonra bahçesinde bulunan model treni kullanabileceği konusunda söz verdiğinden ve kendisinin dört gözle beklediği şeyin bu olduğundan bahsetmiş. Ödülünü Lasseter’in elinden alan Miyazaki, karısının onun çok şanslı olduğunu söylediğini belirterek sözlerine başlıyor. Kendisi de şanslı olduğunu düşündüğünü söylüyor. Çünkü, kalem ve kağıtla film yapabildikleri bu son çağın bu son zamanlarının bir parçası olabildiğini belirtiyor. Şanslı olduğu bir diğer noktayı da film yaptığı şu 50 yıl boyunca memleketinin herhangi bir savaş içerisinde olmayışıyla açıklıyor. Fakat bunlardan öte en büyük şansının burada, bu törende Maureen O’hara ile tanışmak olduğundan da bahsetmeden geçmeyerek konuşmasının noktalıyor. Yüzüklerin Efendisi filmlerinde Gollum’u canlandıran İngiiliz Aktör Andy Serkis’in törende Miyazaki ile çektirdiği fotoğraf. Geçen sene, emekli olduğunu açıklamasına rağmen Miyazaki, Model Graphix Magazine için bir samuray mangası ve Ghibli Müzesi için kısa filmler yapmaya devam ediyor (ki bu durum Miyazaki Ghibli’ye geri mi dönüyor söylentilerine yol açmıştı.). Bunların dışında, İngiliz yazar Robert Westall’un “The Call and Other Stories” isimli kısa öykülerden oluşan kitabının kapağını da Miyazaki yapmıştı. Görüldüğü üzere hala bir şeyler üretmeye devam eden Miyazaki, ölene kadar çalışmak niyetinde olduğunu LA Times’ın röportajında belirtmişti. Kendisinin animasyondan değil de uzun metrajlı filmler yapmaktan emekli olduğunu söylemişti ki Ghibli Müzesi için yapacağı kısa filmler bunun kanıtı olsa gerek. Onur ödülünü alırken de belirttiği üzere, animasyon yapımında hala kalem ve kağıt kullanan Miyazaki, CG animasyonunun ya da el-çizimi animasyonun birinin diğerinden üstün olmadığını ancak el-çiziminin ölmesinden korttuğunu söylemişti. Kapanıp kapanmadığı üzerine çok konuşulan Studio Ghibli içinse, stüdyonun şu an için bir film üzerinde çalışmadığını, sinemalarda gösterilmek üzere uzun metrajlı bir film yapamayacaklarını düşündüğünü ve kendisinin tüm yaptığının emekli olup daha fazla film yapmayacağını duyurmak olduğunu belirten Miyazaki, ancak Ghibli Müzesi için kısa filmler yapmaya devam etmek istediğini söylemişti. Bunun küçük bir ekiple yapılabileceğini belirterek Ghibli Müzesi’nin bir çalışanı gibi olduğunu söyleyen Miyazaki, yapmak istediği şeyleri yapmasına izin verdikleri sürece burada olacağını da sözlerine eklemişti. Hollywood’un en başarılı animasyon yapımcılarının, yönetmenlerinin vs. sıklıkla adını andığı ve saygı duyduğu, belli ideolojileri veya iletileri, sembolik karakterler üzerinden verdiği ve kendisinin bitmek bilmeyen hayal gücünden beslenen olağanüstü öğelerle bezeli başyapıt sayılan eserleri ile ödüllere layık görülen Hayao Miyazaki’yi biz de buradan selamlıyoruz, tebrik ediyoruz ve kendisinin ölene kadar çalışmak niyetindeyim sözünden güç alarak başarılarının devam etmesini diliyoruz. Kaynak: AnimeFantastica
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.