Siesta

Emeğinize sağlık. Çok duygusal bir bölümdü.

Mirai nikki, pupa, claymore, Gantz.

Öyle bir şey ki sadece animelerde romantizm hoşuma gidiyor. Kitaptır dizidir yada başka şeylerde romantizm pek hoşuma gitmiyor. Öyle ki shoujo/dram/romantizm olmayan animeleri izleyemiyorum :D

Yume-iro Patissiere.

O zaman ben hiç başlamayayım :D

Ayrıca; http://onedio.com/ha...20-anime-344161 *Flood olmasın diye neler yapıyorum -,-*

Huh, tek olmadığıma sevimdim :ph34r: Benim shoujo olmayan sadece 3-4 tane anime izlemişimdir. Takıntı mıdır nedir, hoşuma gitmiyor diğerleri (ıhm, one piece, soul eater, fairy tail hariç). Eğer bu yüzden biri benimle dalga geçecekse buyursun. Umrumda olmaz :D

Gayet güzel olmuş :D

Şahsen ben hem Shoujo izliyorum hem de Doctor Who. Hem manga okuyorum, hem de çizgi roman. Hem kitap okurum, hem de o kitabın filmini/dizisini (bkz; Sherlock Holmes) izlerim. Aslında şuna "ergenlik" değilde "gerektiğinden fazla yaşanan ergenlik" desek daha doğru olur. Çünkü ben 15 yaşındayım ve kimseyle zevkler için bir kavgaya girmedim. Onun dışında ben ilk anime izlediğim de yada bir şeyi ilk defa yapınca fazla kafaya takabiliyorum. Bence normal bir şey bu. Herkesin başına gelmiştir. Değil mi? Yoksa ben mi anormalim? :D

Animeyle ilgili bir test yapmak için; http://onedio.com/haber/hangi-anime-dunyasina-aitsin--363066 *Bana pokemon çıktı :D*

Listeyi hazırlayana söyle onu ;)

1. Sherlock Holmes Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulan Britanyalı hayalî dedektif kahraman. Doyle' un üniversitedeki profesöründen esinlenerek yarattığı özel dedektif, tamamen düşünce ve mantık için yaşar, gözlem gücünü sistematik bir biçimde geliştirmiştir. Aseksüeldir, çözecek bir problem bulamadığı zamanlarda zihni onu rahatsız ettiği için kokain ve morfin kullanır, kopernik teorisini kendi düşünce sistemi ile ilgisi olmadığı için bilmez, ama hangi külün hangi sigaradan düşmüş olduğunu anında söyleyebilir. "Kanunun diğer yanında yer alsaydım en başarılı suçlu olurdum" der. En büyük düşmanı Mortiary isimli bir "kötü" dür, en yakın ve tek dostu Dr. Watson 'dır. 2. Hercule Poirot Hercule Poirot, Agatha Christie tarafından yaratılan, Belçikalı unutulmaz dedektif. Poirot, düzen hastası ve tutkunuydu. Bir çok vakayı da bu tutkusu sayesinde çözmüştür. Cinayetleri olayları gözlemleyerek değil tanıklardan aldığı bilgiler doğrultusunda, kafasında bir olay örgüsü kurarak, koltuğuna oturup düşünerek çözer. Gerçekten bir stili var! 3. Thomas Magnum 80'lere damgasını vuran efsane dedektif : Magnum P.I. Eski donanma subayı özel dedektif Thomas Sullivan Magnum, milyoner best seller yazarı Robin Masters tarafından Hawaii'deki malikanesinin güvenliğinden sorumludur ama güvenlik testlerinin yanı sıra kendi özel dedektiflik işlerinide yürütür. Ama ne yürütmek! 4. David Addison O efsane gülümsemesi ile David Addison, 1985- 1989 yılları arasında yayınlanan Mavi Ay dizisinin sempatik ve esprili dedektifi! Olayları kendine has yöntemleriyle çözen Addison hepimizin içine dedektif olma arzusu düşüren ilk insan da olabilir. 5. Behzat Ç. Behzat Ç. dizi karakteri olmadan Emrah Serbes'in "Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi" isimli romanında başroldü. Amirimiz, 1985 yılında Polis Akademisi'nden mezun olmuş, Cinayet büroda görev yapmakta. Ancak hizmet verdiği süre içerisinde almış olduğu cezalar nedeniyle hiç terfi edememiş hep başkomiser kalmıştır. 6. Mike Hammer Efsaneleşmiş bir roman kahramanı; defektif Mike Hammer, Mickey Spillane tarafından yazıldı. Züppe değildir, kiralık değildir, serttir, ölüm kadar acımasızdır, hiç bir macerada kendi çıkarını düşünmez, adalet uğruna sürekli tehlikeye atılır, sonunda elli dolar artı masraflardan başka bişey almaz. Pardesüsü, fötr şapkası akıllarda kalmasını sağlayan bir diğer etken tabii... 7. Jules Maigret Georges Simenon'un polisiye roman karakteri. Romanlarda komiser deyince akla ilk gelen isimlerden biri. Maigret cinayetleri psikolojik yönden çözer. Gayet sakin bir karaktere sahiptir. Çoğu esas karakterden farklı olarak evlidir. Eşi çok anlayışlı bir kadındır. Maigret her ne kadar evli de olsa, onun için önemli olan işidir. Bir soruşturmaya başladığı zaman ev, yemek, uyku hepsini unutur, melankolik bir şekilde soruşturmasını yapar. 8. Philip Marlowe Philip Marlowe, Raymond Chandler tarafından Büyük Uyku ve Uzun Veda kitapları için yaratılmış bir roman kahramanıdır. Nüktedan, sıkı içici ve sert dedektif görünüşünün altında, Marlowe oldukça derin düşünceli, felsefi, satranç ve şiirden haz alan bir kişiliği barındırır. Fiziksel olarak zarar görmekten sakınmadığı gibi meseleleri çözmek için kolay kolay şiddete başvurmaz. Ahlaki olarak doğruluğu seçtiğinden Büyük Uyku'daki Carmen Sternwood gibi femme fatale karakterlerinin oyununa gelmez. 9. Lord Peter Wimsey Dorothy L. Sayers'ın yazdığı 40 kadar polisiye romanının baş kahramanı. Birinci Dünya Savaşında yaralanmış. Yaradan başka savaştan elinde kalan, bir de sadık uşağı Bunter. 1920’ler Londra’sında, zengin ve soylu bir müzmin bekar olarak yaşayan Lord Peter’in en büyük zevki, ender bulunan kitap koleksiyonu yapmak. Bu konuda engin bir bilgisi de var. Zaten Lord Peter pek çok konuda bilgili. Tıpkı çağdaşı bir başka detektif, Sherlock Holmes gibi. Ama onun gibi kendine ve gri hücrelerine hayran bir tip değil. Holmes’tan çok önemli bir farkı da kadınları sevmesi, onlara güvenmesi... 10. Miss Marple Listedeki tek kadın dedektif Jane Marple, Agatha Christie tarafından yaratıldı.. Jane Marple İngiltere'de küçük bir kasaba olan St. Mary Mead'de yaşamaktadır. Görünüşte sıradan yaşlı bir kadın gibi gözükmektedir ama aslında zekası ve sahip olduğu insan doğası ile ilgili bilgisiyle çevresinde gelişen cinayetleri İngiliz polislerini utandıracak kadar hızlı ve mantıklı bir şekilde çözümlemektedir. Ne harika. Daha farklı bir test için; http://onedio.com/haber/hangi-anime-dunyasina-aitsin--363066 Asıl kaynak; http://onedio.com/

Buraya yazsam sığmaz, belli başlılarını yazayım dedim; Orange, Last Game, Papa to mama hajimemashita, Faster Than A Kiss, Yumemiru Taiyou, Gakuen Babysitters, Hapi Mari, Fukumenkei Noise, Hirunaka No Ryuusei Ookami Shoujo to Kuro Ouji (Gerçi geldi animesi, ilk bölümünü bekliyorum diyelim) Saboten No Himitsu Ve evet fark ettim hepsi shoujo :D

Soul eater'i tavsiye ederim. İzlediğim tek shoujo olmayan animedir bir tek bunu tavsiye edebilirim :D

sayenizde bilgisayar çizimine merak saldım :D Futaba çok güzel olmuş :wub:

Ufak bir manga bir insanı bu kadar etkileyebilirmiş ki soul eater benim favorimdir.

Ben de çok inat etmiştim shouja'ya ilk başladığımda, böyle çok popüler, herkes tarafından beğenilen animeleri (KWMS,Toradora...) izlemeyeceğime dair sonradan hiç güzel shouja kalmayınca izlemek zorunda kalıyorsun. Shouja diyarında böyle :D Tişekkür ederim :ph34r: Az daha unutuyordum Shakugan no Shana. mutlaka izle derim :D

Çok sağ ol :D

GS nozaki-kun'u izlediysen mutlaka kimi ni todoke izlemeni tavsiye ederim ancak saf kız karakterlerden hoşlanmıyorsan yanaşma bence. Tonari bo kaibutsu-kun'un mangasını tavsiye ederim. Shoujo evrenine bir kere girdin mi çıkamazsın :D Golden time Yeni çıkacak olan Ookami Shoujo to Kuro Ouji Bokura ga ita Toradora clannad dediğin gibi sukitte ii na yo zero no tsukaima harem sevmiyorsan bakma bile Soredemo sekai wa utsukishii Yenilerden bir movie bilim-kurgu'da vardır içinde Nerawareta Gakuen Ao haru ride'yi de öneririm ama aşk üçgenleri/dörtgenleri sevmiyorsan geçmiş olsun :D Ayrıca herkesin sevdiği nisekoi'yi ben bir türlü sevemedim belki finalinde tam bir son olmadığındandır. Tabii bir konusuna yada amv'lere bakıp öyle karar vermeni tavsiye ederim :)

Tamam arkadaşlar sakin :D herkesi düşüncesi kendine sonuçta :D Hiç önemli değil :) Evvet :)

Bir dizi 50 yıl boyunca devam edecekse o dizinin çok iyi olması ve izleyenlerin farklı bir türe ait olması lazımdır. 1. Zamanda yolculuk yapıyoruz. Geçmiş ya da gelecek fark etmez. Pompeii'nin patlaması, Robin Hood'un okçuluğu, Shakespeare'in olması ya da olmaması. Tarih'de sevdiğimiz her şey buradaydı. 2. Cıvık cıvık aşklar yok! Gençlik dizilerinde ki gibi sürekli mercimek fırına verilmiyordu. Hatta hiç verilmiyordu. Normalde bir dizinin reytingini arttırmak için sürekli cinsellik kullanan dizilere taş çıkartacak resmen! Utan GoT! Utan Aşk-ı Memnu! 3. Belli belirsiz duygu karmaşası. Her bölümde ne zaman ağlayacağımız ne zaman güleceğimiz belli değil. Yine de her halükarda ağlıyorduk ondan sonra gülüyorduk. Zamanı geldi mi korkardık da sonra tekrar ağlardık. Her türlü duyguyu içinde barındıran bir dizi kısaca. 4. Can sıkıntısına birebir. Dizinin hiç bir bölümü sıkmıyor çünkü sürekli bir şeyler oluyor. Hiç susmadan devam eden konuşmalarla sıkılmak elde değil. 5. Yeni bilgiler öğreniyoruz. Matematik sınavında kullanacağımız bilgiler olmasa da arkadaşlarımız arasında garip ve kafa karıştırıcı yeni şeyler öğreniyoruz. Bkz; Paradoks. 6. Büyük bir evrene sahip olması. Her uzaylıya yazılmış ayrı bir hikaye ve apayrı gezegenler var. Dalek,Cyberman,Weeping Angels ve sürüsüyle uzaylının kendine has özelliği ve hikayesi sayesinde dizinin derinliği her geçen bölümde artıyor. 7. Otur ananla babanla izle. Ailecek izlenebilecek ender dizilerden biri. Hele hele türk ailesinde ki Türkan Şoray kanunlarıyla izlenebilecek nerdeyse tek dizi. 8. Fakir BBC ama iyi BBC. Bütçesi şuan izlediğiniz çoğu diziye göre biraz düşük olsa da düşük bütçeyle neler yapılacağını bize gösterdi. Küçük şeylerle mutlu oluyoruz kısaca. 9. Hem Trend hemde Topic Sürekli TT olacak olayları ile sosyal medyada ve basında adını her yerde gördük. 10. Kendi kendine F5 yapıyor. Her yeni Doctor'da kendini yenileyen bir dizi. Sürekli değişen bir yapıya sahip olsa bile her zaman aynı dizi olduğunu kanıtlıyordu.

Şöyle bir Youhei Sunohara imzası yapabilirseniz çok makbule geçer :D

Kesinlikle oynardım :D Ayrıca soul eater'ın op'laından birini eklemeni tavsiye ederim :D

Angel Beats Ending B)

Aslında şimdi düşününce cidden izlediğim animelerin yarısından çoğunun op'ları karma; https://www.youtube.com/watch?v=eDU2H7q_sJI Cevaplayanlara teşekkür ederim cahilliğimi giderdiniz, ayrıca soruyu sorduğun için de teşekkürler. Bu arada avatarını beğendim :ph34r: />