Jump to content

agg1401

Üyeler
  • İçerik sayısı

    104
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    1

agg1401 kullanıcısının paylaşımları

  1. Çevremdeki insanları sevmiyorum. Kafaları ancak "devlet dairesine gir" kadar çalışıyor.
  2. Hayattan bunalıyoruz sanki.
  3. Dönmez ki batar.
  4. Hayatta her şey mümkün.
  5. Hâyâllerime ulaşacak kadar.
  6. Bu durumdan kurtulmak için bir çaba sarfettin mi?
  7. Kıymet veriyorum üstad. Fakat insan biraz para kazanmak istiyor.
  8. Forumun görsel yükleme sınırını 500kB'dan 4 MB'ya çıkartabilir misiniz?
  9. Hayatı seviyorum da yaptığım işlerin bir değer görmemesi beni deli ediyor.
  10. Hmm... Güzel bir öneri aslında.
  11. Bu forumda böyle bir konu göremediğim için açıyorum.
  12. Uğrola. Hayattan sıkıldım ya. Hâyâllerime ulaşmak istiyorum.
  13. agg1401

    Bölüm İçi Kuralları Okuyun!!!

    Sitemde o alanlar için kategorim var bu da olur mu?
  14. agg1401

    Niyota: Usagi & Uyala Ana Konu

    Arahora ülkesinin cehenneminde, son dönemlerinde farklı işler dönüyor. Ayuhe ve Zeyo'nun tüm hayatı yeniden şekillenecek. Kader bu ikiliyi bir araya getirecek olaylara şahit olacaksınız. Sizlere Arahora hakkında ufacık bir bilgi vereceğiz. Arahora aslında, Japonya'nın az uzak çaprazında yer alan resmi bir asya ülkesidir. Ana dili Akihora olup halk arasında çokça konuşulmaktadır. Bu ülkenin alfabesinden bahsedecek olursak, A, B, C, D, E, F, G, H, I, İ, J, K, L, M, N, O, Ö, P, R, S, T, U, Ü, V, Y ve Z'dir. Hiçbir sözcük sessiz harfle bitemez. Yanına sesli harf almak zorunda. Sesli harf ile başlayabilir. Boye kelimesi bu dil için doğrudur. Book kelimesi bu dil için doğru değildir. Artık hazırsanız, hikâyemize geçiş yapalım. 1. Bölüm Tanışma & Dönüşüm Ayuhe aslında gece mavi saçlı ve gözlü bir ortopedi engellisi bir birey. Kendi evine ve şirketine sahip zengin birisidir. Kendi evinde Kirazu ve Lima ile birlikte yaşamakta. Kirazu'nun cinsiyeti kız olup, saç rengi sarışın ve göz rengiyse turuncudur. Lima'nın cinsiyeti erkek olup, saç rengi beyazdır. Göz rengiyse, açık yeşildir. Kirazu'nun mesleği şoförken, Lima'nınkiyse aşçıdır. Ayuhe yatağından kalkar ve sakin bir şekilde odasından çıkar. Ayuhe telefonunu alır ve özel şoförünü arar. Kirazu telefonunu alır ve sakince; Buyur patron. Ayuhe yarı uykulu bir ses tonuyla; Bugün şirkete gideceğim. En kısa zamanda hazır olmanı istiyorum. Umarım, senin uykundan etmemişimdir. Kirazu sakince; Hayır patron. Dedikten sonra, esner. Bugün şirkete gideceksen, kahvaltı yapmanı istiyorum. Aç karnına çalışmanı istemiyorum. Ayuhe buna ses çıkarmaz ve telefonu kapatır. Ayuhe odasından çıkar ve mutfağa geçer. Orada Lima yemek pişirir ve hazır eder. Lima sakince; Yemeğini hazır Ayuhe-ni. Sadece tek yemek pişirdim. Ni sözcüğü Akihora'da bay demektir. Ayuhe bu cümleden hoşnut bir şekilde yemeğini yiyor. Arkasından tekrar odasına geçer ve kişisel bilgisayarını açar. Sonra, bilgisayarında günlük rutin işlerini okur. Bugün, yeni şarkıya çalışılacak ve bir film çalışması için ön hazırlıklar yapılacak. Akşam üstü bir şirketin yanına gidilecek. Orada film için önemli bir toplantı yapılacak. Ayuhe son iki cümleyi görünce Kirazu'ya aşağıdaki metni telefonundan gönderir. Akşam üstü bir şirketin yanına gidilecek. Orada film için önemli bir toplantı yapılacak yazısını kopyalar ve mesajı gönderir ve sadece soru işareti koyar. Kirazu hemen odaya gelir ve; Patron, onu ben yazmadım ama dün Lima kendisi yazdı. Ayuhe bunu hatırlar ve ona kafasını olumlu sallar. Arkasından; Hadi gidelim Kirazu. Şimdi sırada diğer ana karakterimiz olan Zeyo'dan bahsedeceğim. Kendisi kırmızı saç rengine sahip olup, arkası topuz olarak bağlıdır. Göz rengiyse, elâdır. Zeyo ise, tamamen tek başına yaşamakta ve tüm işlerini kendi başına yapmaktadır. Zeyo uyanır ve yataktan kalkar. Arkasından akşamdan kalan yemeğini ısıtır ve onu yemeye başlar. O sırada televizyonunu açar. Ve Haber kanalı aktiftir; Son günlerde Arahora prensesleri insanlarla iletişimini geliştirmek için, bir bilim adamıyla beraber yapay zeka işine girişirler. Yapay zekanın adıysa Luna'dır. Luna'nın asıl amacı, insanların dertlerini dinlemek ve onları yönlendirmek olacak. Zeyo kendi kendine söylenmeye başlar. Bu makineye cidden ihtiyaç var mıydı? Zeyo yemeğini bitirir ve güzelce hazırlanıp dışarıya öylesine gezmek için çıkar. Zeyo'nun arabası, sarı renge sahip Adenomu'su kapısının önünde duruyor. Ona biner ve Arahora'nın sahil kısmına doğru yol alır. O sırada Kirazu, Ayuhe'yle birlikte evden çıkarlar. Kapıların önünde mafya filmlerinden fırlamış gibi duran, Bulagihuta Erikuma arabasına binerler. Ayuhe bugün arka koltuğa oturur. Ve sakince; Son günlerde beni izleyen birisi var. Kim olduğunu biliyor musun? Kirazu sinirlenerek; Sen ünlü bir insansın, senin bu kadar sakin kalabilmen konusunda çok sinirliyim. O adamı bulduğum gün, onu kılıçtan geçireceğim. Ayuhe o adam için endişelenerek; Az sakin ol, Kirazu-ne. Lütfen biraz yavaş gitmeni istiyorum. Beni takip edenin işini kolaylaştır. ne sözcüğü Akihora'da bayan demektir. Kirazu bundan sonra susmayı seçer. O sırada isimsiz bir manyak Ayuhe ve Kirazu'yu takip etmek için yola koyulur. Bir kaç dakika sonra şirkete varır. Kirazu arabayı durdurur ve iner. Sonra da Ayuhe'yi de indirip akülü arabasına oturtur. Kirazu şirketin içine kadar Ayuhe'ye korumalık yapar. O sırada isimsiz manyakta içeri girer. Ayuhe şirketin içine girince, Ala rezervasyonun önünde durur ve patronuna bakarak; Patron gün içinde yapacağın işler, yeni müzik çalışması denemesi olacak. Ayuhe bunu duyunca şaşırmaz ama mesleğini sevdiğini yüzünden belli ederek odasına gider. Kirazu oradan sonra şirketin giriş kapısının önünde oturup akşama kadar zaman öldürmeyi tercih eder. Ala ise kendi halindedir. Ayrıca, Ala sarı saçlı ve beyaz gözlü bir kızdır. O manyak adam artık kendini tanıtmak için Ayuhe'nin kapısına tıklatır. Ayuhe sakince; Gir beni takip eden adam. O adam bunu beklemiyordu. Zirâ takip edilmediğinden o kadar emindi ki. Yine de kendini ele vermeden içeriye girer. Daha sonra sakin bir şekilde Ayuhe'nin karşısına geçer. Merhaba ben Masaki. Benim amacım, Niyota'ları korumak ve onları doğru insanlara vermekle yükümlüyüm. Ayuhe dalga geçercesine kendini tanıtmaya başlar. Merhaba ben Ayuhe. Benim amacım, mucizeler diye bir şey olmadığını sana anlatmakla yükümlüyüm. Masaki sinirlenerek; Zengin olmuşsun ama adam olamamışsın. Gidiyorum. Ayuhe panikleyerek; Dur, dur, dur. Olayı merak ettim. Masaki sakinleşir. Ve daha sonra; Sana olayı kısaca anlatayım. İki farklı yaratıklar var. Birisi iyilik için ve bir diğeriyse kötülük için mücadele eder. Sana bir Niyota vereceğim. Bunu Bigu olmuş insanları iyileştirmek için kullanacaksın. Niyota: Mucize. Bigu: Mikrop demek Akihora'da. Ayuhe inanmayan bir yüz ifadesi yapar. Masaki arkasından çantasını açar ve o dediği Niyota'yı çıkartarak masaya koyar. Niyota harekete geçince Ayuhe kendi kendine; Çattık yine yaşlılara demek isterdim ama. Daha sonra Ayuhe bağırarak; Bu ne ya? Niyota kendine gelince; Merhaba ben Usagi. Ayuhe bağırır. Bunu duyan Ala içeri girmeye çalışır ama başaramaz. Kirazu da bunu duyar ama oralı bile olmaz. Masaki içeri girmeden önce kapıyı kilitlemiştir. Ayuhe sakinleşince; Konuşan bir uzaylı. Usagi sakince; Size göre uzaylı olmayan birisi var mı? Ayuhe sakince; Yine konuştu o uzaylı. Masaki bir saat gösterir ve Ayuhe'ye bakarak; Bu saat senin ve onun arasında bir anlaşma cihazıdır. Bu cihaz patlarsa bundan sen de etkileniyorsun bayım. Ek olarak, bunlara Jeva denir. Jeva: Eşya demektir. Masaki o saati Ayuhe'ye sorar. İstiyor musun? Ayuhe sakince; Takarsan sağ koluma. Masaki bunları yapar. Sonra kilitlediği kapıyı açar ve Ala ona aşağılayıcı bir yüz ifadesi yaparak; Patronuma ne yaptın? Masaki gülümseyerek karşılık verir ve oradan uzaklaşır. Usagi sakince; Dürüst olayım. Eski sahibim senden daha beter zengin ve bir o kadar da burnu havada bir tipti. Seni de adam edebilirim. Söyle bakalım. Sen kimsin? Ayuhe sakince; Ben insanım. Bu yetmez mi? Usagi sakince; Demek insansın. Peki, sana bir teklifim olacak. Ayuhe sakince; Teklifini merak ediyorum fakat senin boyun çok kısa. Usagi aslında kısa boyludur. Tüm bedeni tavşan renklerine sahiptir. Gözü de yeşil renklidir. Usagi sakince; 2 farklı Niyota ve 1 farklı Bigu ile birleştiren herkes sonsuz gücü kazanır. Bu güce erişen herkesin bir isteği kabul olacaktır. Daha sonra, Usagi bir göz gezdirerek; Senin iki elin dirseklere kadar ve bir bacağın dirseklere kadar yok. Diğerinde hiç yok. Sana teklifim şu, olacak. Onları bul ve vücuduna tamamen kavuş ne dersin? Ayuhe şaşırır; Dalga mı geçiyorsun? Usagi gülümseyerek; Hayır. Ayuhe sakinleşir. Anlaşalım baştan. Ben biraz olaya bodoslama üzerine atlamak gibi bir huyum var. Plan yapmayı zerre sevmem. Usagi sinirlenerek; Senin bu huyun başımızı belaya sokacak. Ayuhe gülerek; İstemiyorsan, kapı orada. Usagi gitmek üzereyken, Ayuhe sakince; Tamam, pes ediyorum. Usagi sakinleşir. Anlaştık o zaman. Şimdi beni iyi dinle. Bigu ustası son zamanlarda bir şeyler karıştırıyor. Kim olduğunu bulmak zorundayım. Bu konuda bana yardımcı olman gerekiyor. Senin kolun uzun bu cehennemde. Masaki seni benim kölem yapacak. Aslında cehennem derken, Arahora'dan bahsediyor Usagi. Ayuhe buna sinir olarak; Ben kimsenin kölesi olamam. Daha sonra Ayuhe sakinleşir. Usagi gülmeye başlar. Arkasından; Senin dönüşmeni sağlamak için gereken güç bende. Ek olarak bir sihirli sözcük söylemen şart. Sözcük, ovaki da güvasa demelisin. Ovaki da güvasa: Beyaz günler demek Akihora'da. Ayuhe bu sözcükleri söyler söylemez dönüşür. Dönüşme sırasında sol elini havaya kaldırır. Usagi saate girer ve Ayuhe'nin tüm bedenini beyaz ve grimsi tonuna çevirir. Ayuhe daha sonra şaşkınlıktan bağırmaya başlar. Sonra sakinleşir ve sol elini sol cebine sokar. Oradan bir cep telefon çıkartır ve kamerasıyla kendine bakar; Bir dönüşmediğim kalmıştı. O da tamam oldu. Şaka bi'yana, çok yakıştı bana. Arkasından, cep telefonunu kurcalamaya başlar ve bir not görür. Bu not Akihora dilindedir. Ayuhe bunu Türkçe bir şekilde tercümeli bir şekilde okur. Niyota'lar büyük güç barındırır. Büyük güçler, daima büyük sorumluluk ister. Kendi gücünün farkında olmanı istiyorum. Elini ileri getir ve azıcık güç uygula. Olacakları gör. Ayuhe önce telefonu masasına koyar ve arkasından yere iner. Ayuhe denileni yapınca önündeki duvarı çatlatır, arkasından şaşkın ses tonuyla; Vay canına. Sonra cep telefonu eline alınca, bir not daha görür. Eski haline dönmek için "dinlen Usagi" de. Bunu dedikten sonra, eski haline döner ve geri oturağına oturur ve işlerine devam eder. Masaki artık oradan uzaklaşır ve Zeyo'nun olduğu mekana doğru gidecekken, aklına bugünün pazar olduğu gelir. Normalde Ayuhe pazar günü çalışmaz ama yetiştirmesi gereken işleri olduğu için çalışmak zorunda. Masaki sokakta Zeyo'yu aramaya başlar. Önce evine gider ve gizlice kapının oradan bakar ama onu evde bulamaz. Arkasından şehrin sahil bölgesine doğru gider. Masaki bu kızı gizlice takip etmiştir. Zeyo'yu orada bulur ve bulunca çok mutlu bir halde tam karşısına çıkacakken, aklına birden bu kız bana hiç güvenmeyebilir. O yüzden bir plan yapmak zorunda kalıyor, Masaki. Aklına çok deli bir plan gelir ve hemen kendini suyun içine atar ve panik yapmaya başlar. Aslında Masaki yüzme biliyor. Bunu gören Zeyo suya atlar ve hızlıca Masaki'nin belinden tutarak onu kumsal alana çıkartır. Masaki ona bakarak; Hayatımı kurtardın güzel bayan. Zeyo şaşırır ama içinden de; Bu adamın derdi ne? Daha sonra Masaki ayaklanır ve kızın giydiği pantolonun sol cebin arkasına çaktırmadan küçük bir hediye kutusu koyar. Oradan hemen uzaklaşır. O sırada akşam üstü olur ve Zeyo kendi kendine söylenerek arabasına biner. O adamı kurtarmak zorunda değildim ama gururuma yediremedim. Evine varınca pantolonunu çıkartır ve o çıkarmanın etkisiyle yere düşer. Hediyeyi açar. 1 not ve 1 kolye görür. Arkasından Niyota ortaya çıkar ama o hemen aşağıya iner. Önce notu okur. Javazi Zeyo. Kolye aslında Jeva'dır. Bu aslında bir can taşımaktadır. Onu takarsan sana Usagi'yi koruma gücü kazandıracak, ayrıca insanların hafızalarını silmesi yeteneğini verecektir. Javazi sözcüğü Akihora'da Selam demektir. Zeyo şaşırır ama çok fazla tepki vermez. Aşağıdan çıkan diğer Niyota'da gözükür. Uyala sakince; Benim adım Uyala. ben hamsterım. Zeyo onunla oynamaya başlar. Uyala bu durumdan hoşlanmaz ama sakinliğini bozmamak için çaba harcayarak; Ben oyuncak değilim. Beni dinle. Zeyo bu durumdan hoşnut bir vaziyette; Seni sevdim Uyala. Sizin gibi yaratıklarda cinsiyet var mı? Uyala hamster renklerine sahip ve gözünün rengiyse siyahtır. Uyala sakince; Hayır. Uyala sakince Zeyo'yu inceler ve arkasından; 2 farklı Niyota ve 1 farklı Bigu ile birleştiren herkes sonsuz gücü kazanır. Bu güce erişen herkesin bir isteği kabul olacaktır. Zeyo sakince; Benim isteğim, annemi bulmak. Zeyo ağlamaya başlar. Onu yıllarca aradım ama bir türlü bulamadım. Uyala sakince; Ağlamayın lütfen. Onu bulmak için sana yardımcı olacağım. Zeyo gözündeki yaşlarını silerek; Teşekkür ederim. Zeyo gözünü kısarak; Dönüştür beni. Uyala sakince; Remayo da zeka demelisin. Zeyo bağırarak; Dönüşümü başlat, Uyala. Remayo de zeka. Remayo da zeka sözcüğü Akihora'da grimsi zeka'dır. Zeyo zıplar ve dönüşüm bittiğinde hamsterın renkleri tüm bedenine dağılır ver Zeyo sakince; Demek bu şekilde işliyor işler. Odasının biraz ilerisine yürür ve aynada kendini görür. Kendince kendini değerlendirir sakince Zeyo; Çok güzel gözüküyorum. Hatta kendime bir isim bile buldum. Hamster Kız. Arkasından cep telefonu çalar. Arayan Masaki ama hem numara ve ismi gözükmez. Zeyo onu açar. Masaki; Javazi Zeyo. Beni iyi dinle, Uyala çok büyük bir güç barındırıyor. Bunu korumak ve gerektiğinde gücünden faydalanmak tamamen sana düşüyor. Usagi'yi kullanan kişiyle en kısa zamanda tanışacaksın zaten. Görevin, Bigu ustasını bulmak ve onu durdurmak olacak. Onu bulabilecek en iyi kişiye Niyota'yı verdim. Arkasından telefonu kapatır. 1. Bölüm Sonu
  15. Yıllar... Yıllar önce... İnsanlık henüz toyken... Arahora henüz keşfedilmemişken... Gemiler karada yürütülmemişken... Bir grup Niyota'lar kendi hallerinde mutlu bi'şekilde yaşıyorlardı. Niyota'lar aslında küçük boylu ve hayvan temalı canlılardır. Bu canlıların yaşamaları için gereken Jeka adındaki nesnelere ihtiyaçları bulunmaktadır. Aynı zamanda Niyota'lar beslenmek zorundadırlar. Eğer Jeka'lar olmasaydı, Niyota'lar asla var olamazdı. Jeka'lar aslında, insanların taktıkları takılardır. Niyota'ların ilk ustası olan Beniyo Miboda'ydı. Ustaların asıl amacı, Niyota'ları korumak ve gerektiğinde onları başka insanlarla iş birliği içerisinde güçlerini birleştirmeleri için bir varis bulmaktır. Ancak, bir sorunları vardı. Eğer bir gün Niyota ustası, Niyota'yı geri isterse, o kişi vermediği sürece ya da ölmediği sürece ondan almak imkansızdı. Bu durumda Niyota'lar geri alınmayı kabul etmezlerdi, çünkü onlar için bu durum, "siz gereksiz bir varlıksınız" demek anlamına gelirdi. Bu olayın ardından, Niyota ustasıyla beraber hem kendini hem de dönüşmüş veya dönüşmemiş Niyota ölürdü. Bu nedenle bir nevi intihar olarak adlandırılırdı. Her Niyota'nın kendine göre yetenekleri bulunmaktadır. Eğer bir Jeka zarar görürse, onu taşıyan Niyota da zarar görür. Fakat bunun, taşıyan insanlara herhangi bir etkisi yoktur. Niyota'ları öldüren kişi ise lanetlenir ve bu lanet, her gün hafızasını kaybetmesiyle başlar. Zamanla, bu kişi diğer insanlarından unutulur ve silinir. Bu kötülüğü yapan kişi sonunda kendi yaptıklarının bedelini öder. Niyota'ları kullanan kişinin temel yeteneklerini kullanma süresi sınırlı değildir, ancak özel yeteneklerini kullanma süresi yaşlarına bağlıdır. Örneğin, Usagi 1000 küsür yaşında ve deşarj süresi 10 dakikadır, Uyala ise 800 yaşında ve deşarj süresi 8 dakikadır. Kimisi dünyayı düzeltirken, kimisi de iyi niyetle yapılma amacıyla bir yerleri yok ediyor. Bu yok etme arzusu aslında insanların çirkin yanlarını da gözler önüne seriyor. Dünya düzelticileri ise, insanların yaşama arzusunu betimlemektedir. Her Niyota'nın aslında bir cinsiyeti bulunmamaktadır. Niyota'lar insanlarla birlikte yaşamışlardır. Kimisi açık olarak kendini göstermişken, kimisiyse gizli ve saklı bir şekilde varlıklarını sürdürmeye devam etmektedir. Fakat bir gün, Niyota'ların bu mutlu günleri bitecektir. Niyota'ların karşısına Bigu çıkar. Bu, bilim insanları tarafından yapılmıştır. Düşmanların amacı, Niyota'ları ortaya çıkartmak ve onları yok etmektir. Ancak, bu Bigu'nun bir yan etkisi vardır. Bigu olan kişi 5 - 6 gün içerisinde iyileşmezse acılar içerisinde kıvranmakla sonuçlanır ve artık yavaş yavaş onu öldürür.
  16. agg1401

    Çevrilmesini İstediğiniz Animeler

    https://myanimelist.net/anime/33733/Inazuma_Eleven__Ares_no_Tenbin?q=inazuma&cat=anime İlk 4 bölüm çevirildi ama çevirisi projeyi terk etti.
  17. Selamlar. Sunflower no Sekai sitesi tamamen bana ait olup birkaç kişiyle beraber anime ve oyun üzerine özel içerikler üretiyoruz. https://www.sunflowernosekai.com/
  18. agg1401

    Carnival Racer 02/24: Röportaj

    Yarış sonrası herkes röportaj odasına doğru yöneldi. Bu sayede herkes rahatça soru sorabilecekti ama bu lige ilgi diğer liglerden daha az olduğu için, sadece bir kişi tarafından soru soruldu. Ayrıca, kamera kaydını almak tüm lig ve yarış boyunca aktif kalan Carnival Racer TV kanalı tarafından yapılıyordu. Yarışmacılar konuşma kürsüsünün önündeki sandalyeye otururken, Ela Hanım ise tam yarışçıların önünde duruyordu. Ela Devrim: “Merhabalar, sayın yarış severler. Bugün lig yarışları resmen başlamış oldu. Bu ligteki yarışları, diğer liglerden daha fazla tercih ediyorum. Çünkü tam bir katliam oluyor ama bugün sadece bir kazanan olacaktı. Tebrik ederim, bayan Erika Hanım.” Erika Rose: “Bugünün kazananı ben oldum. Fakat herkes şunu iyi bilsin ki Kurumatsu yeteneği sayesinde yarışı kazandım. Hatta bu aralar bir kişi daha Kurumatsu’yu aktifleştirecek.” Ela Devrim: “Anladım, bu yüzden rakipleri saniyede geçebildiniz diyebilirim. Peki bu yeteneği nasıl keşfettiniz?” Erika Rose: “Dün akşam hastaneden ayrılırken, bir hastanın elektrik çarpması sonucu bayılmasıyla keşfettim.” Ela Devrim: “Hepinize bir soru sorarak röportajımıza devam edelim. Uzun bir aradan sonra yeniden ilk pistte yarışmak nasıl bir histi?” Belldandy Zennou: “Açıkçası, uzun bir aradan sonra yarışmak ciddi anlamda beni, hem yordu ve hem de eğlendirdi diyebilirim.” Ela Devrim: “Sizi anlıyorum Belldandy Hanım.” Benjamin Anderson: “Yarışmak adamı acıktırıyor. Yine de ben bu yarışı kazanmak için çabaladım ama Erika beni geçti.” Ela Devrim: “Üzülüyorum sizin adınıza. En kısa zamanda kilo vermeniz şart konusunda duyumlar alıyorum. Benjamin Bey.” Robbia Flamme: “Ben bu sene ilk defa katıldım. Buna rağmen oldukça iyi sonuç almayı başardım. En kısa zamanda ustalaşıp daha iyisini yapmak istiyorum. Bu arada adım Robbia.” Ela Devrim: “Adınıza sevindim Robbia Hanım.” Chev Mozorella: “Şanssızlığıma yenildim ama bir dahaki sefere Kurumatsu’mu kullanacağım.” Ela Devrim: “Sanki biraz sinirlisiniz gibi Chev Hanım.” Danilo Ghioccio: “Yarışı kazanamadım ama en azından sevgilimi kaybetmedim.” Ela Devrim: “Danilo Bey, siz de kendinizi böyle teselli ediyorsunuz.” Alperen Güneş: “Son dakikada bir daha yemek yemeyeceğim. Heyecandan tüm yediklerim karnıma vurdu ama yine de kusmadığıma sevindim.” Ela Devrim: “Geçmiş olsun, Alperen Bey.” Cette Mer: “Hilebazları sevmiyorum özellikle Kurumatsu icat edildikten sonra.” Ela Devrim: “Şimdi sıradaki sorumu Benjamin Beye soruyorum. İnternette kilo vermeniz gerektiğine dair haberler dönüyor. Bu haberler hakkında ne düşünüyorsunuz?” Benjamin Anderson: “Yalanlıyorum.” Belldandy Zennou: “Aynı soruyu, Erika’ya yöneltelim Ela Hanım.” Erika Rose: “Maalesef, Benjamin’in kilosu ciddi anlamda artmaya başlayacağı evreye geldi. Bu evreden sonra biraz daha artarsa ciddi anlamda sağlık problemleri olacağını söyledi annem. Ayrıca …” ayağa kalkarak Benjamin’in yanına gitti. O sırada; Ela Devrim: “Erika Hanım, ne yapıyorsunuz?” Erika Rose “… 140 kilo olmuşsun Bay Şişman.” Ela Devrim: “Geçmiş olsun Benjamin Bey. Şimdi aklıma bir soru takıldı Cette Hanım.” O sırada Cette yerine geçti ve sandalyesine oturdu. Cette Mer: “Buyurun.” Ela Devrim: “Hilebazdan kastınız neydi açıklar mısınız?” Cette Mer: “Son dönemlerde ‘A’ ligi hakkında çok çarpıcı bir haber aldım. Tabii o haberi hastaneye boylayan iki ‘B’ ligindeki hastalardan dolayıydı. Bu haberi bana Erika söyledi. Üst ligde yasadışı Kurumatsu ortaya çıktı. Bu teknikleri hala araştırıyorum ama bir türlü bilgi bulamadım.” Ela Devrim: “Aramızda iki aşık var. Yakında evlenirlerse şaşırmayın millet. Belldandy ve Danilo. Her ne kadar kendileri bunu kabul etmeseler bile Chev ve diğer yarışmacıların hepsi bunu biliyor.” Danilo ortamı terk edecekken, Belldandy ayağa kalktı. Kollarını tutarak birbirlerine dost gibi sarıldılar. Daha sonra ikili yerlerine oturdu. Danilo Ghioccio: “Biz aslında ikimiz çocukluğumuzdan beri arkadaşız. Aşık olacak son iki insanız desem daha doğru olur.” Ela Devrim: “Arkadaşlar hazır sevgili muhabbeti açılmışken, aramızda başka romantik ilişkiler yaşayan var mı?” Erika Rose: “Aşık olmak eziklerin işidir.” Benjamin Anderson: “Bence değil. O duyguyu tattığında görüşürüz.” Erika Rose: “Aman ne güzel?” Ela Devrim: “Bir kaç dakika önceki konuşmamızda. Erika Hanım siz, bu aralar bir kişi daha Kurumatsu’yu aktifleştirecek demiştiniz. Bu kişi kim, herhangi bir bilginiz var mı?” Erika Rose: “Evet. O kişi eziklerden de ezik olan Belldandy.” Belldandy sinirlenerek ayağa kalkar ve Erika’nın sağ kulağına yanaşarak; -“Ölümün benim ecelimden olmasını istemiyorsan kelimelerini iyi seç Bayan Erika.” Ela Devrim: “Lütfen sakin olalım arkadaşlar, herkes yerine geçsin.” Robbia Flamme: “Anlaşılan yine birilerine sağlam bir eğitim istiyor.” Ela Devrim: “Askeri eğitim aldığınıza dair bir duyum aldım Robbia Hanım. Biraz bahsetmek ister misiniz?” Robbia Flamme: “Ş-şey olur. Eğitimimizde çok zorlanmıştık ama o zorlanmanın meyvesini çok sonra aldık ama çok memnunum. Yani bu yarışmadaki aldığım sonuç askeri eğitimim sayesinde oldu. Komutanım bana insanlara karşı hem arkadaş ve hem de nasıl yoldaş olacağımı öğretti. Tabii askeri kamptaki eğitimim bitmek üzereyken bir saldırı aldık. Bu saldırıda bir çok asker arkadaşımızı ve komutanımızı vurdular.” Ela Devrim: “Adınıza üzüldüm Robbia Hanım. Şimdi anladım, kavga edenleri ayırıp bir güzel gizli kampına götürdüğünüzün sebebini.” Robbia Flamme: (Robbia’ya bakarak) “Sen de az değilsin ha.” Ela Devrim: “O kadar didikliyorum interneti. Az bile olsa sizin gizliliğinizi öğreneyim.” Ela kendinden emin bir şekilde kafasını Danilo Ghioccio’ya çevirdi ve; – “Öncelikle geçmiş olsun Danilo Bey. Dün akşam evini ateşe vermişler. Bu konuda ne demek istersin?” Danilo Ghioccio: “Çok eskiden ortaokulumda hep bana sataşan bir grup vardı ve her sınıfa girdiğimde kötü şakalar yaparlardı. Ben de onları okula şikayet ederdim. Daha sonra bu olaylar büyüdü, büyüdü ve büyüdü artık daha feci şeyler yapmaya başlamışlardı. Daha sonra ise lisede daha çok kötü şeyler yapıyorlardı bana. Ben de travma yaratacak kadar kötü şeyler daha sonra büyüdüğümüze rağmen karşılaştığımızda devam etti bu şakaları. Ben de artık çok sinirlenmiştim. O gruba dava açıp hapse attırmıştım ama hapisten çıkınca da evimi bir güzel gözümün önünde yaktılar ve kendilerince intikam aldılar muhtemelen.” (burnunu çeker) “O evde çok sevdiğim evcil hayvanlarım vardı.” (Danilo ağlar) Ela Devrim: “Bu adamları biliyorsunuz yani. Şimdi kimde kalacaksınız? Belldandy Zennou dayanamaz ve olaya atlayarak; -”Benim kişisel evimde kalacak. İtiraz istemiyorum.” Ela Devrim: “Belldandy Hanım, demek böyle istiyorsunuz ve bu olaylar hakkında siz ne düşünüyorsunuz?” Bellydandy Zennou: “Açıkçası bu olayları bana daha önce anlatmıştı. Fakat bu kadarını değil. Sadece peşinde birkaç hasta insanların olduğunu ve sürekli sözlü taciz ettiklerini söylemişti. Fakat bugün hepsini anlatmasını beklemiyordum.” Ela Devrim: “Diyebileceğim pek bir şeyim kalmadı açıkçası. Üzüldüğüm kadar da şaşırdım diyebilirim. Peki bu adamlar hakkında yeni bir planınız var mı Danilo?” Danilo Ghioccio (Göz yaşını silerek): “Var. Dün ‘B’ ligindeki iki kişiyi hastanelik ettiklerini ve o lige çıkarsam benimle daha beter uğraşacaklarını söylediler. Artık gerçek anlamda kendimi yarışa vermemin zamanı geldi. Bekle beni ‘A’ ligi.” Ela Devrim: “Anlaşılan heveslisiniz. Benjamin Bey, sizin sesiniz pek çıkmıyor. Biraz da sizinle konuşayım. Bugüne kadar hep kilolu muydunuz, yoksa sonradan mı kilo aldınız?” Erika Rose: “Bu hep kiloludur kesin.” (İçinden: Ben küçükken çok zorbayla karşılaştım çok zorlukla da karşılaştım ve hep geri çekildim hiç üstesinden gelemedim ve kendimin güçsüz olduğumun kanısına vardım ve eğer ben herkese böyle davranırsam herkes kendisini küçük görecek ve bende rahatça herkesi geçeceğim, onlar ise yarışta tam performans sergileyemeyecekler.) Benjamin Anderson: “Ben kilolu değilim aslında… Sadece biraz fazla kilom var.” Ela Devrim: “Benjamin Bey, emin misiniz? Kilonuz almış başını gidiyor.” Benjamin Anderson: “Evet Ela Hanım.” Benjamin Anderson’un, ses tonunun aşırı değiştiğini hissetti herkes. Ela Devrim: “Benjamin Bey, internette sizinle alakalı bir haber daha var. Haber başlığıysa şöyle: Şok şok şok! Benjamin Anderson hastaneye kaldırıldı. Bizden sakladığınız bir hastalığınız mı var?” Benjamin Anderson: “Evet. Benim akciğer yetmezliği hastalığım var. Ben zar zor nefes alabiliyorum. Kilolarımın nedeniyse sürekli acıktığımı hissediyorum. Şu an bile acıktım. Bu hastalığımın yan etkisi olarak kendimi yemeğe verirken buluyorum. Kendime geldiğimde ise 1 günde 4000 kalori yemek yemiş oluyorum.” Ela Devrim: “Seni anlıyorum Benjamin Bey. Şimdi ise Chev Hanım, yapboz seviyorsunuz bildiğim kadarıyla. En son ne zaman yapboz çözdünüz?” Chev Mozorella: “Yarıştan önce ve onu bitirdim bile.” Ela Devrim: “Cette Hanım, siz sanırım çiftçi bir ailenin kızısınız. Tarladaki işler nasıl ve RC araba ile nasıl tanıştınız?” Cette Mer: “Evet ben bir çiftlikte doğup büyüdüm orda klasik çiftçi işleri yapıyorduk saat 6 da kalkar saat 10 a kadar çalışırdık. RC araba ile şöyle tanıştım; Ben 10 yaşındayken işlerimiz çok çok iyi gidiyordu ve en verimli tarla bizim tarlamızdı. Bu sebeple de çokça para kazanıyorduk. Babam da bana sürpriz yapıp binilen oyuncak araba almıştı. Arabaları çok sevmem aslında ama babam sayesinde arabaları sevmeye başladım. Daha sonra, babamla beraber çok çalıştık. Bir gün, ben o evden hem onlara çokça para bıraktım ve hem de yeni bir iş bulduğum için ayrılmıştım. O işte de çokça çalışıp para kazanmıştım o paralarla da kendime bir araba tasarladım işte tasarladığım araba RC arabasıydı.” Ela Devrim: “Vov, hayata bak. Sizin adına çok sevindim Cette Hanım. Bugün Belldandy Hanıma soru soramadım. Belldandy Hanım, siz Japonya’dan, Amerika’ya taşındınız. Anlatsanıza, bu ülkeyi sevdiniz mi? Belldandy Zennou: “Evet, Ela-san! Burası çok iyi bir ülke. RC dünyasının ana kalbi diyebilirim. Ayrıca bugünlerde yavaş yavaş yasadışı işlerden elimi çekiyorum. Sevgilimle beraber yepyeni bir hayat kuracağım.” Ela Devrim: “Çok güzel. Peki Cette Hanım, çiftliğin yerini hala hatırlıyor musunuz?” Cette Mer: “Eski adresini hatırlıyorum ama çiftliğin adını söyleyebilirim. Çiftliğin adı: Corn Connection Farm. ” Chev Mozorella: “Cette’ye bak. Çok çabuk reklam yaptı. Bana yapbozun adını bile soran olmadı. Kimse ilgilenmiyor bile.” Ela Devrim: “Kıskançlık hissi alıyorum sizden Chev Hanım. Size bir soru soracağım birazdan ama önce Alperen Bey Türkiye’den çok ani bir şekilde İngiltere’deki yarışa katıldınız, nasıl hissediyorsunuz? Alperen Güneş: “Çok stresliyim herkes herkese yabancı, bu da beni tuhaf hissettiriyor o nedenle çok sessiz kalıyorum.” Ela Devrim: “Size önerim insanlarla konuşmak için biraz çabalamanız olacaktır. Şimdi sıra size geldi bayan Chev. Yapboz oynamak için artık gereken yaşı geçmediniz mi?” Chev Mozorella: “Geçmedi, ayrıca yaşımda bir sorun da yok. Bu yarışmacılar arasında en büyüğü benim.” Chev hariç herkes şok oldu ve Erika dayanamadı. Erika Rose: “Bak sen şu cadıya, ben 18’im. Sen nasıl en büyüksün? Boyun 1.56. Ben ise 1.65. Hadi yaylan.” Chev sinirlendi ve ayağa kalkarak; Chev Mozorella: “Bana bak bücür! Ben 24 yaşındayım ve büyüklerine karşı diyalog kurarken, kelimelerini düzgün seç! Oh, rahatladım.” Ela Devrim: “Chev Hanım, boyunuzun küçük olmasının bir sebebi var mı?” Chev Mozorella: “Ben küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu kazadan dolayı, tüm kemiklerim kırılmıştı ve doktor aileme ‘Onarsak bile asla boyu büyüyemeyecek.’ demişti. Kemiklerim için daha sonra benimle hep alay ettiler ve beni küçük saydılar. Fakat sonra konuştuğum zamansa hepsi korkuyordu. Çünkü sesim kalınlaşıyordu ve de tavırlarım tam bir genç gibiydi. Yani cidden yaşımın hakkını veriyordum.” Ela Devrim: “Hepinize çok teşekkür ederim. Umarım, sonraki yarışınızı izlerken çok keyif alırım. Artık ben gidiyorum.” Belldandy Zennou ve Danilo Ghioccio hariç herkes oradan ayrıldı. Belldandy Zennou: “Buraya nasıl geldin?” Danilo Ghioccio: “Arabamla.” Belldandy Zennou: “Bu adamlar neden hep seninle uğraşıyorlar hiç düşündün mü aşkım?” Danilo Ghioccio: “Hayır.“ Belldandy Zennou: “Anladım. Yine susacaksın.” Danilo Ghioccio: “Seni anlıyorum ama seni korumak istiyorum.” O sırada Chev Mozorella ve diğer 3 kızın olduğu yerde sağ elini çantasına götürdü sonrasında çantasını almadığının farkına vardı. Chev Mozorella: “Çantamı masada unutmuşum kızlar.” Cette Mer: “Anladım, hadi al biz bekleriz. Ayrıca arkamızdan gelmeyen aşıklar ne yapıyor?” Robbia Flamme: “Bir de sana zeki derler.” Chev Mozorella o cümleyi duyamadan ayrılır ama onu duyan tüm herkes kahkaha attı. Chev Mozorella içeri girdiğinde Belldandy Zennou ve Danilo Ghioccio’yu gördü. Çantasını tam almak üzereyken Belldandy Zennou‘nun gözüne çarptı. Danilo Ghioccio ise onu istese bile göremez çünkü masaya karşı sırtı dönüktür. Belldandy Zennou: ”Chev Mozorella, sen sevgilimle benim aramı düzeltirken millet nasıl görüyor hala aklım almıyor?” Danilo Ghioccio’da arkasına döner ve o da meraklı bir şekilde dinler. Chev Mozorella: “Açıkçası birisi dedikleri kişi çok yakında tanıdığımız gazetecimiz. Kendi kafasında olayları kurguluyor ve eğer gerçekten şüphelenirse herkesin peşine düşüyor.” Danilo Ghioccio (İçinden: Acaba, RC araba lisansı var mı?) Belldandy Zennou: Anladım, acaba gerçekten kendisi Türk mü, yoksa kimliğini gizliyor mu? Chev Mozorella: Gizliyor olabilir ama şüphelenmek için çok erken. Chev Mozorella arkadaşlarına karşı bakarken sağ gözüyle gözünü kırptı. Ardından çantasını alıp oradan uzaklaştı. Belldandy Zennou: “Beni sır saklayarak mı koruyacaksın? Adamlar baş belası, haberin var mı?” Danilo Ghioccio (Keşke babamın o adamlardan para aldığını söyleyebilsem.) Belldandy Zennou: “Anlaşılan yine susacaksın. Evsiz kaldın diye bugünlük üstelemeyeceğim. Peşimden gel hayatım.” Belldandy Zennou ve Danilo Ghioccio ile birlikte oradan ayrılır. Mekanda kimsecikler kalmamış. Onları gizlice takip eden birisi var ama o kişi kendini göstermiyor. Ayrıca mikrofonu açık bir şekilde patronuna bildiriyor. ???: “Patron dediğin kişinin peşindeyim.” Patron: “Anlaşıldı. Sakın gözden kaybetme ve sakın kendini ele verme. Eğer kendini ele verirsen harakiri metoduyla kendini öldür.” ???: Anlaşıldı. 2. Bölüm Sonu Bu bölümü yazmamda bana yardımcı olan Feyzullah Işık, Enes Köse’ye ve tabii bugüne kadar sürekli yazım hatalarımı düzelten, redakte yapan arkadaşıma çok teşekkür ediyorum.
  19. agg1401

    Acıdığım 8 Yılıma

    Aynen öyle hocam.
  20. agg1401

    Carnival Racer 02/24: Röportaj

    Konuyu öne çıkartıyorum.
  21. CARNIVAL RACER GRUP ADI SUNFLOWERの世界 ESER DİLİ TÜRKÇE İLHAM KAYNAĞI RE-VOLT FLASH & DASH KABACA HİKAYE “RC araba dünyası yeniden hareketleniyor. Bu hareketliliğinin sebebi, yakın zamanda başlayacak olan Carnival Full Cup adlı yarış kupasıdır. Kupanın sadece bir kazananı olacak. Yarışçılar, kupayı kazanmak için ellerinden gelenin daha fazlasını yapmak zorundalar. Klasik yarış kuralları bu kupada yeterli olmayacak. Daha fazlası için yarışçılar arabalarını güçlendirmek için “Kurumatsu” adlı skill sistemine başvururlar. Bu sisteme göre araç, her yarışta 1 kere kullanılabilir. Daha fazla kullanılırsa araç infilak olacaktır.” - BÖLÜM 01 - “Fiyasko” RC Frontend Home Saat: 10.00 İngiltere Antrenman sahasında hiç sesini duymadığımız ama varlığı olan birisi var. Bu sahnede sadece arabasına ustalaşmaya çalışan Danilo Ghioccio, sadece yarışa 2 saat kala geliyor. O sırada sürekli susmayan ve onun yanından hiç ayrılmayan Belldandy Zennou var. Belldandy Zennou: “Sence bugün kim kazanır Danilo-san? Eğer sen kazanırsan bana çıkma teklifi edeceksin. Eğer kaybedersen, benimle bir ay hiç konuşma.” Danilo ise pek konuşmadan antrenmanına odaklanmaya çalışırken, birileri yanlarına gelir. Onlardan birisi Erika Rose ve diğeri ise hiç yemek yemeden duramayan Benjamin Anderson var. Erika Rose: “Şu zavallılara bak.” (der kahkaha atarak güler) Benjamin Anderson: “Erika, benim yemeğim bitti.” Belldandy Zennou: “Sen şiştikçe şişeceksin. Azıcık ara ver.” Belldandy kafasını Danilo’ya çevirir ve. Belldandy Zennou: “Benimle ne zaman çıkacaksın? Sevgili değil miyiz? Yoksa...” Danilo hala pek sesini çıkartmaz ve bu sessizliğe dayanamayan Belldandy, Danilo’ya tokat atar ve onun yanında ayrılır. O sırada Robbia Flamme bunu görür. Belldandy’nin yanına gider. Erika Rose ise biraz oradan uzaklaşarak Cette’nin yanına yanaşır. Robbia Flamme: “Biraz onu (Danilo’dan bahseder) rahat mı bıraksak?” Belldandy Zennou: “Neden hep böyle suskun? Bi’sır mı saklıyor?” O sırada hız delisi olan ama bir türlü doğru yolu bulamayan Alperen Güneş yanlarına gelir. Alperen Güneş: “O (Danilo’dan bahseder) sır saklayacak son kişidir. Dün akşam evlerini yaktılar. Bana derdini anlattı. Anlayacağınız durumu vahim.” Robbia Flamme: “Geçen gün araba kazası geçirmişsin. Şimdi daha iyi gördüm. Ailen bu duruma kızmıyor mu?” Alperen Güneş: “Ailem bu durumdan rahatsızlar. Dün düşündüm ve kendi kendime bir karar verdim. Bundan sonra Turbo M12 dışında hız yaparsan, senin yarış lisansını yakarız.” Belldandy Zennou: “Peki Alperen-san, neden benden sakladı bunu Danilo-san?” Robbia Flamme: “Sizlere bir şey anlatacağım. Belki buradan sizlerde bir ders çıkartırsınız.” Alperen Güneş: “Vov. Yine başımıza öğretmen kesildi.” Belldandy Zennou: “Benim işim var. Ben gidiyorum.” Bunu duyan Belldandy mecburen durmak zorunda kaldı. Her ne kadar Yakuza çetesine mensup olsa bile, karşısındaki eğitimli asker, kaçsa kovalanacak. Bu durumdan hiç hoşlanmaz Belldandy, yakalanacağını ve bir sopa dayak yiyeceğini iyi bilir. Robbia Flamme: “Özellikle senin dinlemeni istiyorum Japon. 15 yaşındayken askeri kamptaydım. Bir grup askerle birlikte kamptan dışarı çıkmıştık. Komutanımız bize bir görev vermişti. Dağdaki bir evde, yasadışı işler döndüğünü, gidip evdeki insanları bulmamızı ve kendisine getirmemiz gerektiğini söylemişti. Komutan, benim elime işaret atılmış bir şekilde harita kâğıdı vermişti. Ben dahil, bir grup asker ile hemen o dediği yere gitmiştik. Peki sence bu adres doğru muydu?” Belldandy Zennou: “Evet” Danilo o sırada tam arabasını gazlarken dün yaşadığı olay gözünün önüne gelir ve o ortamdan uzaklaşarak dışarı çıkar. Chev ise tam yapbozunu bitirirken kafasını kaldırınca, dışarı çıkan Danilo’yu görür. Onun peşine düşerek o da dışarı çıkar. RC Frontend Home Önü Saat: 11.00 İngiltere Danilo Ghioccio: “Bazıları cidden beni anlamıyor.” Chev Mozorella: “Susmak gerçekten çözüm mü?” Danilo Ghioccio: “Bilmiyorum. Gerçekten.” RC Frontend Home Saat: 11.30 İngiltere O sırada Robbia, Belldandy ve Alperen aralarında konuşmaya devam eder. Robbia Flamme: “Hayır, biz oraya vardığımızda adamlar daha ortada yoktu. Acele etmemelisin, herkesin zaman anlayışı çok faklıdır. Belki gerçekten Danilo, kendini daha hazır hissetmemiştir. Bu arada o alana vardığımızda gerçekten adamlar yasadışı işler çeviriyorlardı. Biz de orayı terk ediyor gibi yapıp bir köşeye saklandık. Daha sonra adamlar geldi. Bu adamların hepsi mal kaçırırken, kıskıvrak yakaladık. Daha sonra komutanımıza telsizle durumu bildirdik. Komutanımız bizden hem mallara ve hem de adamlara el koymamızı emretti. Biz de bu emre uyduk ve tüm mallara el koyup adamları yakaladık. Tabii patronları dışında, adamları asker kampına götürdük. Başta pek konuşmadılar, bir güzel temiz dövdükten sonra bülbül gibi öttüler.” Belldandy Zennou: “Bu çete elemanları kaç kişiydi?” Robbia Flamme: “Bu soruya şöyle cevap vereyim. Yaklaşık olarak 10-15 kişilerdi.” Belldandy Zennou: “Anladım. Patronları kimmiş?” Robbia Flamme: “Şok olacaksınız ama patronları benim babamdı. O an şok oldum. O şoku atlatmadan askerlerle beraber peşlerine düştük. Babamı yakaladık ve onu adaletin önünde diz çöktürdük. Fakat ben psikolojik olarak dağıldım. Elimi kana bulamadan bu psikolojiyi atlattım ama çok zor oldu diyebilirim. Uzun lafın kısası, daima sabırlı olman ve gerektiğinde doğru zamanda ve doğru hareketi yapmalısın. Kötü zamanda ve kötü hareket yaparsan, hayatını kendi ellerinle zehir edersin.” O sırada Cette ve Erika aralarında konuşmaya başlar. Erika Rose: “Bu aralar seni birilerin arasını düzeltirken göremiyorum.” Cette Mer: “Demek o kadar ünlendim.” Erika Rose: “Senin anneciğinin hastalığı nasıl oldu?” Cette Mer: “Bilmem.” Erika Rose: “Güzel. Zaten istesen de söylemem. Sonuçta anneciğin bizim hastanede çürüyor.” Cette Mer: “Annemle uğraşmayı kes ve cevapla ne zaman iyileşir?” Erika Rose: “Benim doktora benzer bir halim mi var? Ara hastaneyi sor. Ayrıca andemi hastalarının sağlığa tutunma oranı düşük Bayan Cette.” Cette bu cümleleri duyunca dayanamayacak gibi olur ama daha önceden ağlamayacağına söz verir. Bu sözünü tutmak için içinden Erika’ya bin ton laf sayarak oradan uzaklaşır. RC Frontend Home Önü Saat: 10.00 İngiltere Bunu duyan Belldandy hemen gözünü erkek arkadaşına çevirir ama onu göremez. Bir tahmin yürüterek dışarı çıktığının varsayımına varır. Dışarı vardığında kafasını önce sola çevirir, hiç tanımadığı yüzler görür. Bu sefer kafasını sağa çevirir. Danilo ve yanında Chev’yi görür. Daha sonra yanlarına varır. Danilo Ghioccio: “Belldandy, hayatım. Seni endişelendirdim, merak etme bu son olacak.” Belldandy Zennou: “Sevindim.” Belldandy, Chev’in sağ kulağına yaklaşarak; Belldandy Zennou: “Onu (Danilo’dan bahseder) nasıl ikna ettin?” Chev önce gülümser ve Belldandy’nin sağ kulağına yaklaşarak; Chev Mozorella: “Sadece konuştuk.” Belldandy, Chev’nin önüne geçerek kafasını ve belini eğerek teşekkür eder. Daha sonra Danilo’yla birlikte içeri girer. Arkasından Chev içinden düşünürken; Chev Mozorella: Aralarında bir kıvılcım var ama bir türlü bu kıvılcım alev almıyor. Alev alsa belki bunlar evlenip çoluk çocuk yapar. Arkasından Chev de içeri girer. RC Frontend Home Saat: 11.45 İngiltere Herkes yavaş yavaş hazırlanmaya başlar. Tam saat 12.30’da Carnival Full Cup’ın ilk yarışı başlayacak. O sırada yemek yemeden duramayan Benjamin yarışma salonunun biraz çaprazında kalan mutfağa dalar ve önünde ne görse yemeye başlar? Bunu gören Alperen güler ve arkasına yaklaşarak; Alperen Güneş: “Bööööööööööööööööööööö!” Benjamin korkudan zıplar. Benjamin Anderson: “Anneciğim, ben öldüm galiba.” Alperen bu duruma güler ama arkasından dayanamaz Benjamin’de ona eşlik eder. Daha sonra sakinleşir ve Benjamin yarış arkadaşına; Benjamin Anderson: “Aç mısın?” Alperen Güneş: “Evet.” Benjamin Anderson: “Tamam sana yemek sipariş edeyim.” Yemeği Benjamin sipariş eder ve yemeklerini yerler. Herkes tam anlamıyla hazır olunca yarışılacak mekânın önüne dururlar. Sunucu yarış bölgesinin olduğu bölmenin tam sol üstündedir. Zero Degree Saat: 12.30 İngiltere Sunucu: “Ben bugün sizler için Carnival Full Cup’ın ilk yarışını sunacağım. Bu yarış 4 turdan ve 8 kişiden oluşacak. Pisti biraz anlatacak olursam, yarışması oldukça çok basit gibi görünen eliptik ve uzun pisttir. Bu pistin kenarları tamamen buz iken yolu ise asfalttır. Bu sayede arabalar dönerken patinaj çekme gibi bir korkuyla yüzleşmeyecektir. Burası oldukça uzun bir yol gibi görünse de, aslında yarışmacılar için yorucu bir sınama ve bir başka diyişle yavaş arabaların çok kolay bir şekilde fark yemesine sebep olmaktadır. Yine de burada oldukça yarışmacılar için çok fazla çekişme ortamı sunuyor. Seyirciler ise buraya Buz Cenneti adını vermiştir ama buranın gerçek adıysa Sıfır Derece’dir. Buna rağmen, burada 12 araba olduğunda gerçekten yarışmak için uygun değildir. Çünkü burası tam anlamıyla bir cehenneme dönüyor.” O sırada RC arabalarının ana sahipleri sahaya çıkar ve herkes kendisi için ayrılmış alana gelir. Araba sahipleri mekanlarına gelince, giriş yolunun hemen aşağında yer alan bölmeden yukarıya çıkan RC arabalar kendini gösterir. Yarış sıralaması; Sunucu: “Şimdi sizlere, 8 yarışçıların tümünü tanıtacağım. 1. sırada bir Amerikan bulunuyor. Kendisi Benjamin Anderson ve arabasıysa: Obesite. 2. sırada bir Türk bulunuyor. Kendisi Alperen Güneş ve arabası Turbo M12. 3. sırada bir Fransız bulunuyor. Kendisi Cette Mer ve arabası Muddy Corn Flaps. 4. sırada yine bir Fransız bulunuyor. Adıysa Robbia Flamme ve arabasıysa General Hobbite, 5. sırada bir Japon bulunuyor. Kendisi Belldandy Zennou ve arabası Bandit Yakuza, 6. sırada bir İtalyan bulunuyor. Kendisi Chev Mozorella ve arabasıysa Puzzle Piece, 7. sıradaysa bir İspanyol bulunuyor. Kendisi Erika Rose ve arabasıysa Hakase Sun, şimdi son sırada Danilo Ghiaccio var. Bu kişi yine bir İtalyan var. Arabasıysa Mite’n Milk. Hakem: “Yarışı başlatmadan önce sizlere buradaki derecelendirme sisteminden bahsetmek istiyorum. Bu yarıştaki herkes “F” derecelendirmededir. Derecelendirme atlamak için küçük liglerde olan yarışları kazanmak zorundalar. Bu demek oluyor ki, o liglerdeki savaş ortamı daha çok sert ve acımasız bir mücadeleler olacak. Bugünün son bilgisi olarak derecelendirme ve en iyilerini de bahsetmek istiyorum.” E liginden: Kemal Can Boz kendisi bir Türk ve arabasıysa Space Zelaga. D liginden: Jeremie Dennis kendisi bir Fransız ve arabası ise Jackal. Rakiplerine toz yutturmayan güçlü bir yarışmacıdır. C liginden: Alya Kim Yong kendisi bir Güney Kore’li ve arabasıysa Heavenpodia. B liginden: Desura Kim Yong kendisi kardeşiyle aynı uyruğa sahip ve arabasıysa Hell’o. Arabası diğer arabalara nazaran büyük bu rakiplerin saldırısından çok daha az darbe alıyor demektir. A liginden: Bu lig hakkında en azından şimdilik bir bilgi yok. Hakem, yarışın her tarafını iyice görebildiği yerinde bayrağını havaya kaldırır ve yarış başlar. Spiker: “Hile yapmamak suretiyle rakiplere saldırmak serbesttir. Şiddetin dozu ise saldıranın insafına kalmış.” İlk olarak herkes gazı kökler. Arkasından Chev Mozorella yıldız nesnesini alır. Spiker: “Chev Mozorella yıldız nesnesini aldı. Bu nesne yarışçıların kullanacağı özel nesnelerdendir.” O sırada daha önceden almış olan Cette Mer sahte yıldız koyar, arkadan gelen Robbia Flamme bu sahte yıldızı fark edemez ve arabası hafif olduğu için yarış dışına düşer. Robbia Flamme: “Senin işini bitireceğim.” Cette Mer: “Zuahahaha, zavallı şey.” Alperen Güneş tam dar U dönüşün başındaki girişe yağ bırakır. Kendisi dönüp giderken, arkasındaki tüm arabalar o yağa düşer ama bir kişi düşmez. O kişi ise bilenmiş bir şekilde Cette Mer’dir. Kendisi çok geçmeden hemen arabasını alır ve “r” adındaki yolun altına arabayı indirir. Arkasından sistem arabayı tazeler ve dışarı çıktığı yolun kenarından tekrar yukarı çıkarak yola devam eder. O sırada Cette Mer bu hızla öndeki engelden kurtulsa bile u dönüşlü yerde yavaşlamadığı için araba çarparak gider. Bu biraz risklidir. Arkadan başka bir deli gelir. Yarışın Japon’un eline bir nesne gelir. Bu nesne su balonudur. Tam U dönüşünü yapar ve devam eder. Daha sonra yağ gider. Bu yağların süresi 15 saniyedir. Japon elindeki su balonunu tam önünde duran Cette Mer’e atar ve Cette Mer‘in arabası 30 metre ileri sıçrar. Bir de orada daha yeni birinci olmuş, Chev Mozorella vardı. Birbirlerine çarpışırlar ve iki arabada takla atar. Arkadan gelen Alperen Güneş de bundan nasibini alır.” Alperen Güneş: “Yahu sen hasta mısın Cette?” Cette Mer: “Bana patlama, o nesneyi sorumsuzca atan Japon’a sar.” Belldandy Zennou: “Bana bakmayın bile.” Belldandy, gaza basmaya devam ederken o sırada kendisini hiç görmediğimiz Erika Rose çıkagelir. Birbirleriyle çarpışırlar! Bu çarpışma çok kısa bir süre devam eder. Karşılarına bir U dönüşü çıkar. Orayı hiç yavaşlamadan dönerler. Daha sonra ikisi yine çarpışır. Arkasından bir sürpriz yaklaştığını ikisi de göremez. Benjamin Anderson gelir ve ikiliye su balonu fırlatarak saf dışı bırakır ama arkadan bir araba daha gelir ve Benjamin’e çarpar. O kişi Alperen Güneş olur ama çarpma girişimi başarısız olur. Şu an herkes 2. tura girer. Benjamin Anderson: “Göreceksiniz, ben kazanacağım.” Belldandy Zennou: “Ben kazanacağım.” Erika Rose: “Siz eğlenin. Ben kazanacağım. Bugün sizlere korku salacağım, dermişim.” Erika Rose sakince gazlamaya devam eder. Tüm pisti rahatça temiz bir şekilde döner. 2. turda tansiyon biraz düşse bile, herkes 3. tura girer. Tur başında Benjamin, hiç bekletmeden önündeki yıldızı alır. Arabayı tam ortaya getirir. Arkasından gelen Erika o tuzağı gördüğü için, ani bir yavaşlama yapar ve hiç beklemeden, Benjamin‘i hemen sollar. Bu sayede birinciye otursa bile, çok kısa sürer. Çünkü arkadaki Belldandy hiç beklemeden elindeki su balonunu Benjamin’e sallar ve o araba çok hızlanır. Benjamin’in büyük bir savunma hatasından dolayı araba sağ duvara düz girer. Pistteki hemen hemen herkes Benjamin’i geçer. O sırada çok öne çıkmayan Danilo Ghiaccio çok sinirlenir ve arabasının gazını kökler ve önündeki tüm gördüğü engelleri geçer ama Chev onun tam önüne çıkar. Arkasında Chev gram beklemeden sahte yıldızı koyarak, yarışın dengesini bozacak ilk adımı atar. O sırada herkes son tura girer. Danilo Ghiaccio: “Sizi geçecekken, yaptığınıza bakın Chev Hanım.” Chev Mozorella: “Büyü de gel aslanım.” Spiker: “Son turun en başında bir sürpriz bir gelişme yaşanıyor sayın seyirciler. Erika kurumatsu’yu kullanmak için 車津 düğmesine bastı.” Erika Rose: “Demiştim, bugün ben kazanacağım diye. Aktifleş: Acil Servis.” Spiker: “Kurumatsu aktifleşti, önünde kim varsa hızlıca ve ustaca bir şekilde solladı.” İlk U dönüş noktasından sonra biter ve herkes şok olur. Bu şokun etkisini herkes hemen atlatamadan yarış biter. Spiker: “Yarışın kazananı Erika Rose oldu. 2.miz Benjamin Anderson’u ve yarışın 3.sü Robbia Flamme’i de kutluyoruz. Yarışın kaybedenleri ise; Chev Mozorella, Belldandy Zennou, Danilo Ghiaccio, Alperen Güneş ve Cette Mer.“ Acil Servis: Kullanacak araba normal hızda gider ve arkasından arabanın şoförü "Kurumatsu" düğmesine basar. Arabanın arkasından turbo makinesi açılır. Bu makine sayesinde arabaya hem +10 hız daha ekler hem de zamanı dondurur.
  22. Youtube & Hikaye: Oyun
  23. Tek tesellim bu zaten.
  24. Youtube kanalım var. Ayrıca hikaye yazmaya başladım.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.