KomşununOğlu

Bir zamanlar Kurtlar Vadisinde cerrahpaşalı halit karakterini canlandıran özcan varaylıya da dizide süleyman çakırı öldürdü diye aylarca ölüm tehditlerinde bulunmuslardı.. Bir an için onu hatırlattı

Rap kültürü konusundan çıktımda geldim :) Türkiye yeni yeni alışıyor böyle şeylere eminim bir 15 sene sonra böyle olmayacaktır.

Gizemli üye.. Hoşgeldin :D

Son mesajım olsun konuyu dağıtmayayım ''mega man'' ismini hatırlamak için 1 sene çabaladığımı biliyorum :D Tabi millete ''abi bele tetris gibi aletlerin içinde adamlar var kapıştırıyon bunları falan'' diye anlatmamın da etkisi yok değil :D

Ben Yu-Gi-Oh! pek sevmezdim ancak Beyblade tasolarımın içinde renklilik olsun diye saklıyorum :) O zaman ileri görüşlü bir çocukmuşum ki hala 50 paket açılmamış beybladeim var :) (Çok ilerde koleksiyoncular çuvalla para ödeyecek demedi demeyin :P )

erdeniz o profilinde şeyin metal tasosu var bende :) duygulandım simdi..

Death Notede tuttu beni bir ağlama :( Adminler kapatmasın 100 ileti sınırı var :mellow:

Yazıp yazıp her neyse selamlar demen kopardı beni :D Hoşgeldin Erdeniz aradığını bulursun forumda insallah :D

Ayda yılda bir ders çalısıyorum bırak da ona ben karar vereyim :D

Sokaktan geçen kadınla ders çalıştım çünkü annem döverim dedi o.O Anneme niyeyse <_<

''Spoiler'i yedin yani'' okuyunca kalp krizi geçiriyordum :D Ne safmısım spoiler yediğim halde anyalamamısım o.O Öncesinde Ali Kınık dinliyodum sanırım ondan :D

Uzun zamandır bleache başlamak için bahane arıyordum aradığım bahaneyi buldum :) Orjinal videosundan yapsaymıssın daha güzel olurmuş ama.

O.o Hoşgeldin Berhat :D

Serhat dekanlığa dilekçe yazmıyosun rahat ol :D Ben de süleyman memnun oldum

Gereksiz bilgi : Yunan mitolojisinde de hades bele parmaklarına kukla gibi bağladığı insancıkları iplerini kese kese öldürürmüs

bebek deme bana :D İlkokul hocam cocuk filmi diye chuckyi izletmişti. Hala karanlıkta oyuncak bebek görünce başka bi köşeye geçiyorum :D

Lan oğlum demeyin böyle şeyler düşüp düşüp bi taraflarımı acıtıyorum gülmekten ahahahahaha :D

tabi ilk 3 bölümü 5dk da izleyince bişey anlamazsın diyosun :D

hazır konusu da varken şu steings gate serisini nasıl izliyoruz kimisi 5ten başla 10na git ordan geri gel 1e sonra ver elini sezon finali falan diyo o.O Not: İçinde Steins ya da gate geçen her film/dizi de seriler ordan burdan birleşiyor ya hadi hayırlısı :D

22.12.2013 : Az sonra yazacaklarım tamamiyle gerçek olup 3 saat önce gerçekleşmiştir. Eniştem arayıp süleyman valizimi havalimanına getirebilir misin acil işim çıktı dedi. Tamam enişte dedim ve yola çıktım Esenboğa havalimanı iç hatlar kapısı önünde eniştemin gelmesini beklerken sarışın 40-45 yaşlarında bir hanım yanıma yaklaşıp ''Do you speak English?'' (İngilizce konuşabilir misin?) dedi. Tabi aşağı yukarı 10 senedir ingilizce eğitim görmenin verdiği sevinçle ben de ona ''yare yareee'' dedim. Evet yare yare dedim o.O Kadın da ben de şok içinde kaldık şaşkın gözlerle birbirimize bakıyoruz kadın ankara diye tokyoya mı geldim hesabında etrafına bakıyo sonra kendine geldi ve elindeki yüksel caddesini (kızılayda bir cadde) gösteren bir krokiyi bana uzatarak ''Attack'' (atak, gitmek)dedi. O sırada aa capon galiba diyen insanların seslerini işitebiliyordum.. Bu saniyeden sonra utancımdan ölsem ingilizce konusamayan bir türküm diyemezdim ya.. Ben de ne yapayım ingilizce bilmeyen bir japon edasıyla kadının gözlerine baktım o da japonca bilmeyen bir ingiliz edasıyla bana baktı. Ellerimde fooorr tuu tuu yaptım (422 Esenboğadan kızılaya giden servisin numarası) kadın kuvvetle muhtemel hiç bir şey anlamadı ancak ingilizlerin 2 numaralı (Türkiyeye geldik iki sırıtalım da dayak yemeyelim bari) gülüşünü attı. Gülerek yoluna devam etti. Asıl hikaye bu da değil yanıma bir taksici gelip özürlüymüşüm gibi ''Aaabbeeee bee-nn se-ni AŞ-Tİ götüreyim----mi?'' (Aşti, Ankaradaki otobüs garı) hayır tuttu beni bi gülme :D sonra herife aklıma gelen tüm anime isimlerini birleştirerek birkaç cümle kurdum. Tam hatırlamamakla birlikte sanırım şöyleydi ''Shingeki no Kyojin.. Usagi eennn moşi moşi Nanimo nando neeeee!'' sonra havalanının içine girip orada eniştemi bekledim. Hiç bir şey olmamış gibi çantasını verip vedalaştım. Dışarı çıkınca taksiciye tinercinin bmw 4x4leri çizmeye gider hali gibi bir bakış attım. Havaşa (422) bindim. Bir de ne göreyim bizim ingiliz yanındakilerle muhabbet ediyo. (hayır ne ara muhabbeti kurdu arkadaş) Sanki hiç görmemişim gibi arkadaki beşlinin en soluna geçtim servis kızılayda durunca kalktığım gibi fırladım gittim ordan. Bu yazdıklarımı pekala ingilizcesiyle övünen bir insan olarak kimseye anlatamayacağım. İçime dert olmuştu buraya yazayım dedim. NOT: Sonraki 3 sene depresyondayım..

Usta kapak bildiğin evim sensin.

Hakan in the house!! hoşgelin hakan :D Adını görünce samuray champloo tarzı bişey beklemedim değil :D