Jump to content

Shina

Üyeler
  • İçerik sayısı

    47
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Shina kullanıcısının paylaşımları

  1. Shina

    Onodera Fan Club

    Nisekoi yeni opening çok eğlenceli olmuş. Yalnız ilk bölümde chitoge dayadılar iyi gelmedi.
  2. Shina

    ( 12 / 12 ) Ookami Shoujo to Kuro Ouji

    Eğlenceli seriydi, bende mangasına devam edeceğim sanırım. Çeviri ve yayında emeği geçenlere teşekkür ederim.
  3. Shina

    Son Geliştirdiğim Paladin Deck "Ultimate Pal"

    Forumda oynayan çok var mı bilmiyorum ama güzel vakit arası oyunu. Öle takılırken, vakit geçirmek adına güzel oluyor. Gerçi bazen kaptırıp 1-2 saat arka arkaya oynadığımda oluyor. Ben kart oyunlarını eskiden beri sevişimdir zaten ondandır herhalde bu düşkünlüğüm. Tavsiye ederim eğlencelidir. Oynaması keyifli bir deck, bazen arka arkaya bir sürü oyun attığım oluyor bu deckle. Quarter master craft edip bir kaç deneme yapacağım yakın zamanda sanırım. Dediğin gibi kontrolü pek bırakmıyor aslında bu deck oyun boyunca. Ama işte hangi kart yerine koyabilirim kestiremiyorum şuan. Tauntlar'ı değiştiremiyorum. Hard rush deckleri tutması zor oluyor öbür türlü (Özellikle yeni kartlarla hunter rush deckler çok sıkıntı yaratıyor). Şuanki halide oldukça etkili ama bakalım bir kaç değişiklik yapıp revize edeceğim decki. Yorum ve tavsiyeler için ayrıca teşekkürler :)
  4. Bir süredir bu deck üzerinde çalışıyorum. Yaklaşık 50 oyun üzerinden %80-%85 civarı bir win rate yakaladım bu deckle. İlgili HS severlere hem faydası dokunur amacıyla, hemde üzerinde konuşup tartışılabilir diye paylaşayım dedim. Deck genel olarak mid game'de inanılmaz kuvvetli, kartların combo sayısı çok fazla, her durumda bir formül üretebiliyorsunuz. Aşırı kuvvetli Kontrol decklere yada rush/aggro decklere karşı bile oldukça işlevli. Deck'i geliştirme aşamasında kararsızlığa düştüğüm bir kaç nokta oldu. Mesela Paladin decklerinde "Wild Pyromancer" oldukça meşhur ama ben pek kullanışlı bulmadım. Sadece "Equality" ile kuvvetli combosu var. Kullandığım deckde trap ve fazla spell olmadığından "Wild Pyromancer" kullanmamayı tercih ettim. Daha sonra "Ragnaros" ve "Cairne" arasında cidden kararsız kaldım. Aslında hala kararsız olduğumu söyleyebilirim. "Ragnaros "çok kritik anlarda oyun çevirebiliyor. Yada 1-2 tur yok edilmezse ciddi güzel hasarlar verebiliyor. Öte yandan "Cairne" ise Çok stabil bir kart. Hem manası düşük hemde çok kuvvetli clearlar karşısında bile takaslarda karlı çıkmayı sağlıyor. Belki ikisini birden decke almak mantıklı olabilir ama şuan deck'de herhangi bir kartı çıkarmayı beceremiyorum. Hepsi oldukça işlevli. Bunlar dışında GvG geldiğinde çok ufak bir revizyon yaptım ama henüz çok derinlemesine inceleme fırsatı bulamadım. Mesela "Muster for Battle" gerçekten harika bir kart, decke bir tane ekledim, özellikle "Knife Juggler" ile harika çalışıyor ama "Quarter Master" konusunda emin olamadım. "Muster for Battle" ile inanılmaz kuvvetli bir combosu var ama bunun dışında genelde Paladin ve Shaman'a karşı "Board Clear" oynandığı için "Silverhand Recruit" sayısı her zaman pek iç açıcı olmuyor. Ayrıca 5 manalık bir kart için statları oldukça kötü. Özellikle GvG kartları konusunda tavsiyelere oldukça ilgili olduğumu söyleyebilirim. Yorumlarınız ve eleştrilerinizi ilgiyle okuyacağımdan emin olabilirsiniz. Hem bu deck hemde HS konusunda başka yardımcı olabileceğim bir şey olursada çekinmeden özel mesaj ile bana ulaşabilirsiniz :) Deck ayrıntıları için: http://www.hearthhead.com/deckbuilder#cMmo7zoG7MRm7za17zqx7zbU7zb37zrI7zfV7Mf67ziu7Mhq7MuQ7Mnk7MyJ7Mxq7MxA7Mty7zvG7zvA8M
  5. "Sorun ipleriyle sarmalanmış ümitsizlik prensiydim. Volkswagen golf büyüklüğünde bir kurbağa gelip de beni öpene kadar uyuyacaktım."
  6. "İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyor." - Sabahttin Ali, Kürt Mantolu Madonna
  7. Shina

    Ecchi FC [+18]

    Geçenlerde "Kore wa zombie desu ka" yı izlemiştim. Bayaa eğlenceli bişeydi tavsiye ederim :)
  8. Shina

    Japonca Dersi

    Henüz sınav konusunda internet üzerinden bir döküman taraması yapmadım ama eğer elinde var ve sana ekstradan zahmet çıkarmayacaksa çok memnun kalırım yollarsan :) JLPT zorluk seviyelerini inceledim, gerçekten hedeflediğim şey kolay görünmüyor ama ben yinede hedefimi yüksek tutayım diyorum, daha iyi motive oluyorum bu şekilde çalışırken. Umarım güzel bir sınav sonucu alabilirim bakalım. İşinden gücünden vakit ayırıp böyle bir içerik hazırlamışsın, eleştirimin yanı sıra gerçekten çok takdir ettim, hatta ilham verdi bana bile diyebilirim. Bende eğer vakit ayırabilirsem; belki bu kadar ayrıntılı olmasa bile çalışırken bana yardımı dokunan bilgi ve içerikleri paylaşmaya çalışacağım. Bu sene sınava girmeyi çok istedim aslında ama maalesef bu seneki son sınav vaktini kaçırdığım için önümüzdeki yaza kadar girebilme imkanım görünmüyor. Yine elimden geldiğince sınav hakkında öğrendiğim bilgileri paylaşmaya çalışırım tabiki :)
  9. Shina

    (Anket) En Sevdiğiniz Anime Türleri?

    En sevdiğim anime türü Komedi/Ecchi'ler. İzlerken çok eğleniyorum, hele içinde hafifte bir Slice of Life/Romantizm varsa tadından yenmeyecek anime türüdür o benim için :D Bunlar dışında Bilim Kurgu, Fantastik, Dram türünü seviyorum. Bazen bir shoujou anime'yi izlerkende oldukça güzel vakit geçirdiğim oluyor tabi bu çok nadir. Çünkü illaki bir cıvık romantizm oluyor bir noktada shoujoularda. Shounen animeleri genel olarak sevmiyorum. Hepsi birbirinin aynı gibi geliyor. Arkadaşlık-Gaza Gelme-Flash Back-Göz Yaşı kombinasyonu bana inanılmaz bayat geliyor. Tabi hakkını yemeyim bazı seriler cidden başarılı. Genel olarak bu tarzı sevmiyorum sadece. En sevdiğim animeler gelirsemde: Sakurasou no Pet na KanojoToradoraNo Game No LifeGreat Teacher OnizukaErgo ProxyHerhalde bunlar en başı çeken ilk 5'im şuan.
  10. Shina

    Japonca Dersi

    Ayrıntılı bir biçimde inceledim dersi. Emek harcanıp hazırlanmış belli, öncelikle bunun için teşekkür ederim. Ben yaklaşık 3 haftadır japonca öğreniyorum kendi başıma. Üzerinde çalışacak çok vaktim olduğundan(günde 5-6 saat falan) 3 haftanın sonunda bile, gerek konuşma, gerek yazma, gerek ise anlama olsun başlangıç seviyesinin üzerinde güzel bir yere geldiğimi düşünüyorum. Hatta ayrıntı verecek olursam: Hiragana-Katakana alfabeleri ve bunların modified kullanımları Temel gramer bilgisinin çoğunu (Geçmiş-Geçmemiş zaman, olumlu olumsuz, kibar çekimler ve normal çekimler, iki ayrı sıfat çeşidi ve kullanımları, edatlar vb).Gündelik hayattaki konuşmalar, kendini tanıtma, birşeyler isteme, sormak, sahip olmak hoşlanmak vs350+ kelime30-40 kanji anlamı. Çoğunun on-yomi kun-yomi okunuşu ve diğer kanjilerle kombine anlamları vb.Çalışmalarıma devam ediyorum ve önümüzdeki yaza JLPT'ye girip en azından N3 yada N2 belgesini almak istiyorum(Kulağa çok kolay gelmiyor farkındayım ama insan gibi çalışmıyorum inanın yani, bir de motivasyonum çok yüsek bu konuda). Herneyse şimdi öncelikle bunları anlattım çünkü gerçekten en başından şu zamana kadar çok çabaladım ve bir sürü zorlukla cebelleştim(Literally). Japoncaya sıfırdan başlayan birinin ne konularda sıkıntı çekip zorlandığını birinci elden tecrübe ettim. Japonca çoğu latin diline göre harbi öğrenmesi zor bi dil, bunu gördüm; görmeye devam ediyorum. Bundan sonra yapacağım yorumlarımı, bunları tecrübe etmiş biri olarak; yapıcı eleştiri olarak değerlendirin lütfen :) En başında bu konu ve içeriği beğendimi ve kendi adıma faydalı bulduğumu söyleyebilirim. Ama bunu şu zamana kadar öğrendiğim ve bildiğim şeyler doğrultusunda faydalı buldum. Güzel dialoglarlar ve küçük ilgimi çeken ekstra açıklamalar mevcut, hoşuma gitti bunlar, lakin Japoncaya sıfırdan başlayacak biri için bu başlık altındaki dersleri tavsiye etmem. En öncelikli olarak, Japoncadaki hece sistemini anlayamayan birisi; yani en azından Hiragana(Japon alfabelerinden biri) bilmeyen birisi için bunlara adapte olması çok zor geliyor bana. Yani bu dialoglar düz ezber bile yapılmak istense, heceleri ve okunuşlarını bilmeyen biri ezberlerken ekstra zorlanır ve yüksek ihtimallede yanlış ezberler. Yani nasıl tarif etsem, bunları bu şekilde öğrenmeye çalışmak zihne hamallık gibi geliyor bana. İlk bölüm güzel hazırlanmış. Cümleleri ve açıklamaları oldukça faydalı buldum ama ikinci bölüm biraz karışık ve düzensiz geldi bana. Ders içeriğinde çok fazla şey var aslında ama biraz üstün körü geçilmiş çoğu. Sanki böyle 2-3 ders birden hızlıca atlanmış gibi tam açıklayacak olursam. Bunlar dışında son olarak, anlatımların(dialogların) parça parça bölünüp; kelimelerin ise dialoglardan ayrı bir şekilde alta yığılması, sözlük karıştırma etkisi yapıyor ve pek pratik değil, yorucu geliyor. Cümle ve kelime anlamını hemen o içeriğin altına eklersen çok daha verimli olacağını düşünüyorum. Yani hazırlanırken o kadar emek harcanmış belli, böyle oturduğum yerden rahat rahat yardırıyorum gibi geliyor belki kulağa ama ben forumda oynanan polyannacılığı gerçekten sevmiyorum. Samimi gelmiyor bana o şekilde davranmak. Eleştirilerin objektif, yapıcı ve geliştirici bir şekilde yapılması lazım ki bir yardımı dokunsun. Son olarak tekrardan, ellerine sağlık CloudT diyip bir teşekkür ediyor, bir sonraki hazırlayacağın ders içeriğini ilgiyle beklediğimi de ekliyorum. Hatta istek parçam olsun, yine dialog'u bol açıklaması çok olsun mümkünse ^_^ ありがとうございました
  11. Silica tabiki ^_^ Silica inanılmaz tatlı geliyor bana. Özellikle Kirito ile ilk karşılaştıkları bölümler çok eğlenceliydi. Zaten SAO benim için 1.Sezon ilk 15 bölümdür. Gerisi çok basit ve bayat geldi bana. Beni hayal kırıklığına uğratan animelerde ilk 5e girer yani.
  12. Katılıyorum. Blizzard'dan bahsediyoruz. Her zaman cinematic'leriyle hayran bırakmıştır kendine ama bu cinematic resmen "zayıf". Hemde aşırı zayıf. Orta okul çocuğu özendirecek cheetos, max reklamları gibi olmuş afedersiniz. Oyunun gameplaylerini de izledim. Sıkı LoL oyuncusuyumdur belki fazla önyargılı yaklaşıyorum ama benim beklentim yüksek değil bu oyundan. LoL MOBA konusunda aldı başını gidiyor. Şuan bir Dünya yenilikle pre-season girdi bir de, son değişikliklerden sonra MOBA'ya inanılmaz dinamik başka bir soluk getirdi Riot Games. Daha çok fırın ekmek yemesi lazım Heroes of Storm'un bu rakiplere yetişebilmesi için. Ha şimdi hakkını yemeyim ama, map'leri orjinal olmuş, o konuda beğendim.
  13. Harika paylaşım olmuş. Bookmark'larıma ekledim hatta. Tüm hedeflerini Dünya'yı gezmek üzerine kurmuş biri olarak ağzımın suyu akarak inceledim konuyu :admire-onion-head-emoticon:
  14. Shina

    ( 12 / 12 ) Ookami Shoujo to Kuro Ouji

    Teşekkür ederiz, zaten güzel bir bölümdü, bir de TAÇE altyazısıyla izlemek lazım şimdi bölümü :D Dip Not: Görsel olarak özellikle alt yazı karakterlerinin/renklerinin ayarlanışını beğeniyorum.
  15. İsmim "Sina", Japonca katakana'da "シナ" şeklinde yazılıyor. Romaji'de ise "Shina" şeklinde yazılıp okunuyor. Nick'im burdan geliyor ama anlamını bilmiyorum açıkcası. Kanji'si "椎名" şeklinde yazılıyor. Bir bilen varsa ÖM ile bildirsin bana, çok minettar olurum :D
  16. Shina

    ( 12 / 12 ) Ookami Shoujo to Kuro Ouji

    Güzel bölümdü :) Her şeyi toz pembe yaşamamaları hoşuma gidiyor açıkcası. Mesela bölümün ilk yarısında klişe sevgili saçmalıklarının es geçilip, birlikte ortak güzel vakit geçirmenin esas alınması hoşuma gitti. Öbür türlüsü bayat geliyor bana :P Ben de aksine çok seviyorum Erika'yı :D Çok sevimli kız, özellikle isyan ettiği zamanlar bayılıyorum tavırlarına. Yalancı kurt olması, kendini komik durumlara düşürmesi falan, çok renkli sempatik ve tatlı geliyor bana. Hani Sata'ya ne kadar hayran olup, aşık olursa olsun, yeri gelince geri adım atmıyor, kendi hissettiğini savunuyor, karakterli davranıyor. Ama Sata'nın haklı olduğunu anladığı zamanlar inadı bırakıp gurur yapmadan kabulleniyor ve o konuda kendini düzeltiyor. Bir kızdan daha başka ne istersin ^_^ Bir de "kız" yani, tüm kaprisleri, tavırları, konuşmasıyla falan tam bir "kız". Kulaktan dolma bilgilerle, sağda solda okuduğu şeylerle, randevuya çıkmak ve sevgili olmak hakkında bildiklerini; yaşayıp tecrübe ederek gerçekte nasıl olduğunu ve olması gerektiğini öğreniyor. Animenin bu şekilde işlenmesi benim hoşuma gidiyor açıkcası :)
  17. Shina

    Shingeki no Kyojin Filminin Oyuncuları

    Japonlar bu işi beceremiyor savını hem destekliyorum hem desteklemiyorum. Bir yandan bir animeyi filme çevirmek bencede kolay iş değil diye düşünüyorum. Ama ne bileyim bir yandan da aklıma Amerikan yapımı Scott Pilgrim'in filmi geliyor aklıma. Filmi çok başarılıydı bence; ve uyarlanması zorluk seviyesi olarak bence bir anime'yi çevirmekle eşdeğer seviyede gibiydi. Animeleri anime olarak bıraksınlar zirvede, film olayı değerini kaybettiriyor gibi hissettiriyor bana.
  18. Shina

    Joukamachi no Dandelion Animesi Geliyor

    Eğlenceli gözüküyor. Çizimleri de harika duruyor, umarım anime'de de aynı şekilde kalır :)
  19. Shina

    Yaşadığın En Korkunç Olay?

    Size şimdi anlatacağım olay oldukça trajikomik bir olaydır benim için. Çocukluğumdan bu yana bilinç altımın en derinlerine yerleşmiş, bugün bile kabuslarıma konu olan bir olaydır. Küçüklüğümden bu yana hep aşırı hareketli, hiperaktif, gözüpek bir çocuk olmuşumdur. Yılan, köpek, böcek vb. her türlü korku unsuru barındıran hayvan ile sıkı fıkı etkileşime girip fazlaca haşır neşir olmuşumdur. Büyüdüğümde ise paranormal olaylar, din ile karışık paranormal olaylar, uzaylı muzaylı beni hep korkutmaktan çok heyecanlandırmış, ilgimi çekmiş ve merak uyandırmıştır. Peki neydi beni bu kadar korkutan olay? Anaokuluna düzenli giden, oyuncak saatinde oyuncak oynayıp, ders saatinde dersimi öğrenip, çizim saatinde resim çizen mutlu bir çocuktum. Gelin görün ki uyuma saatlerinde hiç uyuyamazdım ben. Anaokulunda 2 tane öğretmenimiz vardı. Birini çok severdim kibar yumuşak huylu bir kadındı, bizimle güzel iletişim kurardı. Öteki ise sert mizaçlıydı, disiplinliydi, bize kızardı, haşarı çocuktum ama o öğretmenden çekinirdim hep. Her neyse bir gün yine sert mizaçlı olan öğretmenin olduğu günlerden birinde tüm gün koşturup oynadıktan sonra yine bir uyku saati geldi çattı. Güle oynaya geçtik yataklarımıza yattık ama beni yine bir türlü uyku tutmadı. Arkadaşıma bir fısıldayım uyuyor mu dedim, öğretmen beni duydu, bana bir güzel fırça çekti mecbur sustum kaldım öyle. Yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönüyorum uyku girmiyor gözüme. Tam o sırada karnımda acı dolu bir basınç hissedip korkunç bir gerçekle başbaşa kaldım. Sabah tuvaletim olmasına karşın tuvalete gitmeyip anaokuluna gelmiş ve tüm gün boyunca koşturmaktan tuvalete gitmeyi ertelemiş ve tam yatağa yatmışken artık daha fazla tutamayacağım gerçeğiyle başbaşa kalmıştım. Napacağım, ne edeceğim, beni bir telaş sardı. Daha önce uyku saatlerinde bir kaç sefer öğretmene tuvalete gideceğim diye yalan söyleyip, sağda solda zibidilik yapıp dönmüşlüğüm vardı ve daha yeni taze bir fırça yemiştim, öğretmene vaziyeti anlatmam mümkün değildi. İşte o an hayatımın en büyük, en kadim korkusunu yaşadım arkadaşlar: "Altıma s**acağım korkusu..." Hikayenin bundan sonraki kısmı cidden ağır dram içermektedir, yüreği kaldırmayacak olanlar devam etmesin.(Spoiler içine alıyorum) Ranzanın üst katında, çevremde bir sınıf dolusu arkadaşımın arasında altıma s**acağım gerçeğiyle başbaşa kaldım. Etrafıma bakındım, bir çözüm, bir çıkış yolu aradım ama nafile yapacak hiç bir şey yok. Sonra arkadaşlar çok çok üzgnüm ama altıma acı acı s**tım. Ondan sonraki bir kaç saatin inanın nasıl geçtiğini hatırlamıyorum, çünkü benim için büyük bir travmaydı. Yani ağlayarak öğretmene mi gittim, hiç bir şey olmamış gibi davranmaya çalışıp bir arkadaşım tarafından farkedilip öğretmene mi ispiyonlandım inanın hatırlamıyorum ama hatırladığım tek bir an var. Bizim ana okulu orta okul bünyesindeydi, orta okullu çocuk sever ablalar tenefüslerinde bazen gelir bizimle oynarlardı. Böyle her ablanın seçtiği bir çocuk vardı. Pokemon gibi birşeydik onlar için belki ama bizim için önemliydi yani. Ben beni seçen ablaya aşıktım. Çok güzel kızdı vesselam. Bu olay sonrasında ablalar yine bir tenefüs arasında anaokuluna geldiler. İçlerinden biri benim ablama "Seninki altına s**mış" dedi. İşte o an varya dostlar... O an yaşadığım ızdırabı hayatımın hiçbir evresinde yaşamamışımdır. O günden sonra benim ablamın bana bakışı değişti. Birkaç ay sonra anaokulu bitti. Bizimkiler beni bir sene erken ilkokula kaydettirmeye karar verdiler ama ben o ablayı hiç unutamadım. Hala bazen bir anime karakterinde onu görür hüzünlenirim... Böyle bir olay atlattık işte o yaşta. Daha sonra ilk okulda sırtıma kalem saplanması, Hugo'culuk oynarken dişimi kırmam, kantinciyi kandırıp çokomellerini götürmem ve senpai'lerime aşık olmam gibi sayısız olay yaşamışımdır. Hey gidi günler hey :)
  20. Shina

    Kızlar ne tarz erkekleri sever?

    Bu konu çok ilgimi çekti :P Abi şimdi 3 altın tavsiye vereceğim, ha diyeceksiniz "sen çok mu biliyosun", çok bildiğimden değil ama bu 3 kuralı sosyal hayatımın heryerinde kullanıyorum ve her türlü ilişkimi inanılmaz olumlu etkiliyor(kızlar konusunda da). Umarım birilerine yardımı dokunur çünkü ben zamanında bu konuda çok sıkıntı çektim, sürüne sürüne tecrübe ettim diyeyim. Kendine güven! Bu kural kızlar konusunda en en en en önemli kural. Bu lafı çok duydunuz belki ama, kendine güveni gerçek anlamda uygulamak o kadar kolay değildir. Kendinle ilgili olumsuzluklardan sıyrılmayı gerektirir. Sonra bir de kendine güveni egoistlikle karıştırmamak lazım. Yani kendine güven karşıdakini küçük görmek ona yukarıdan bakmak değildir. Örnek üzerinden anlatayım. Mesela bir kıza açılacaksan, tanışacaksan, konuşacaksın: - Aşırı cool takılmaya çalışıp, "yani olursa olur, olmazsada sorun değil" modunda davranırsan kaybedersin. Kız sana muhtaç değil sonuçta, sen ona açılıyorsun, böyle tavırlar seni kaybettiğinin üstüne bir de aptal biri gibi gösterir. - Kendini ifade ederken belirsiz; kendinden emin olmadan konuşursan kız "daha kendi hislerinden emin değil" şeklinde düşünür kaybedersin. - Red edileceğim korkusu yüzünden aşırı kem küm edersen zayıf görünürsün kaybedersin.(Bazı kızlar bu noktada utangaç tavırları sempatik buluyor ama utangaçlığında bir sınırı var, sonunda ne hissettiğini net bir şekilde söyleyebilmen gerekir.) Ha bir de burda şunu ekleyeceğim, bir insana karşı birşeyler hissedip bunu ona anlatmak çok normal ve doğal bir şey. Yani terslenirsen yada aşırı kötü bir tepkiyle karşılaşırsan bu senin değil karşındaki insanın kabalığını, ve anlayışsızlığını gösterir. Bu konuda rahat olmak lazım, istersen "Nosferatu" ol, düzgün bir insan evladı eğer olmayacaksa seni kırmadan bunu sana söyler. Samimi ol! Kızlar değil, hiçbir insan evladı karşısında kendi gibi davranmayan birine ve yapmacık tavırlara tahammül etmez. Yapmacıklık karşındaki insana yalan söylemek gibi birşeydir, hiç kimsede aptal yerine konulmayı hoş karşılamaz. Nezaketen sizi dinler onaylar belki ama içinden farklı düşünürler. Yani olmadığınız biri gibi davranmaya çalışmayın. Şunu unutmamak gerekirki çok çok iyi bir yalancı bile olsanız, hatta istediğiniz kızı yalanlarla elde etmiş bile olsanız o ilişkiden bir yol olmaz. Patlar, patlarkende yıkar döker ortalığı. Sağlıklı değildir böylesi. Kendinle barışık ol! Bu aslında bir yan madde gibi bir şey yukarıda saydıklarımı en rahat elde etme şekli kendinle barışık olmaktır. Kendini her yönüyle kabul ettiğin dakika komplekslerinden sıyrılırsın. Kendine güvenin artar, çünkü kim olduğunu neler yapıp neler yapamadığını bilir ve kabul etmiş olursun ve bu sınırlar çerçevesinde kendine güvenin tam olur, sınırların dışını hedeflersen de kendini geliştirmek için çabalarsın. Şimdi bunlar altın kurallardı. Bunun dışında zilyon tane ayrıntı var hepsinden bahsetmeye ne konu yeter ne de ömür. Sadece şunları ekleyeceğim. Saydıklarım tamamen düşünceyle alakalı, fiziksel olarakta temiz ve bakımlı olmaya özen göstermek lazım. Yani metroseksüel olun demiyorum da, temiz giyinmek kendine bakmak lazım biraz. Spor yapmak, güzel beslenmek, kısacası yaşam kalitesini arttırmak lazım ki kendine benzer ve yakın kalitede insanlarla etkileşime girme şansı doğsun. Daha iyisini istersen, kendini geliştirmen gerekir. Zaten (bence) mutluluk kendine yeni hedefler koyup o hedefleri elde etme doğrultusunda tecrübeler yaşamak ve kendini geliştirmektir. Burda bir "Ganbatte(がんばって)" yapıştırmak istiyorum izninizle :D Ohh bee yazdım rahatladım, şimdi duygusal ihtiyaçlarımı karşılamak için rom/com animelerime geri dönüyorum :P
  21. Shina

    Blizzard'ın Yeni Shooter Oyunu "Overwatch"

    bu da insan gameplayi: Oyunun konsepti güzelmiş, ilgimi çekti bir deniycem sanırım. Bir de hem stratejinin yoğun olup hemde shooter olmasını beğendim. Çünkü oyunlarda strateji yürütmeyi seviyorum ama düz real-time strateji oyunlarını sevmiyorum. Ya time based olucak yada MOBA falan olucak başka türlü oynayasım gelmiyor. Base kurmalı falan diyince düz strateji oyunu sandım bir an. İngilizcem iyidir o konuda bir sıkıntı çekeceğimi sanmıyorum ama şöyle bir gameplay'leri izledim, alien'la oynamak bana resmen imkansız geldi. Başım döndü izlerken : :DÇok karışık göründü, bir de adamlarda map yoktu. Herhalde başlangıç için insan tarafında oynamak daha iyi olabilir :D
  22. Shina

    Blizzard'ın Yeni Shooter Oyunu "Overwatch"

    Karakter tanıtımlarını izleyince oyunun dinamiklerinin Team Fortress ile aşırı benzerlik gösterdiği görünüyor zaten. Ama yeni karakterlerin gelmesi ve bu konsepti Blizzard yapımı altında yaşayacak olmak beni heyecanlandırıyor fazlaca :P Bir de açıklamalara göre oyunda "deathmatch" modu olmayacakmış. Yani tam MOBA tarzında takım oyunu olacakmış sanırım. İlk okuduğumda bu kısıtlama beni rahatsız etmişti ama şöyle bir düşününce belki FPS dünyasına başka bir solukda getirebilir. Çünkü genelde shooterlarda ön plana çıkan bireysel yetenek oluyor. Yani ne bileyim LoL'de bir ranked match'a girdiğinde tanımadığın insanlarlada oyunu kazanmak adına takım oyunu oynamaya kendini kasabiliyorsun sonuçta, bu algıyı bir shooter'da da oluşturabilirlerse harika olabilir :) "Blizzard'a verdiğim paraları bir kenara koysaydım..." şeklinde başlayan trajik bir konuşma yapmaya çok müsait bir durumdayım şuan :D Cidden hani adamlar yapıyor, güzelde oluyor, oynuyoruz falan ama aldıkları fiyatlar ölümcül. Bakalım Overwatch cebimizi ne kadar delicek :D
  23. Shina

    Favori Anime Müzigin ?

    Ano Hana'nın opening'i çok beğeniyorum. Aoi Shiori'ydi sanırım ismi. Bayağı çevirip çevirip dinlemişliğim var.
  24. Forum içinde başka bir konu başlığı altında bu oyundan bahsettiğimde; kendi kendime "Türk Anime ailesinin bu oyun hakkında yaptığı yorumları okumalıyım" dedim, hemen vakit kaybetmeden forumun arama motoruna yazıp arattım: "Overwatch"... Çok ilginçtir ki henüz kimse bu konu hakkında bir şey yazmamış. Tamam gerçi ilk defa daha bu ay içinde Blizzcon'da duyuruldu oyun ama Türk Anime ailesi otakular, nerdler, neetler ve sıkı gamerların nüfusunun fazla olduğu bir platform, hayal kırıklığına uğradım arkadaşlar :P Her neyse şakası bir yana trailerı ilk izlediğimde klavyeye ağzımdan salyarak akarak ufak çaplı bir kriz geçirdim diyebilirim. Oyun hakkında birkaç kısa bilgi verip trailer ile gameplay videolarını ekleyip takdirinize sunayım hemen :) Overwatch futuristic bir dünyada Blizzard dokunuşuyla Team Fortress tadında bir FPS oyunu. Oyunda LoL ve Dota gibi MOBA'larda olduğu gibi belirli champion/hero'lar bulunmakta ve yine aynı şekilde bu karakterlerin kendine özgün yetenekleri bulunmakta. Yani MOBA tadında bir shooter diyebiliriz. Oyunda araştırdığım kadarıyla şuan 12 adet karakter bulunmakta. Bu karakterlerin hepsi birbirinden orjinal ve eğlenceli görünüyor. Zamanda yolculuk deneylerine kobay olup dünyadan yok olup sonra bir şekilde geri dönmeyi başarıp, bu özelliğini stabil hale getirip savaşırken zamanda zıplama ve geri sarma özelliği olan sempatik bir kız mı istersiniz? Hem bilim adamı hem de bir goril olup ara sıra kendini kaybedip berserk olan bir karakter mi istersiniz? Yoksa yaptığı icatların kötü ellere geçmesini engellemek için savaşan mühendis bir cüce mi istersiniz? Kısacası renkli ve eğlenceli bir Dünya bizi bekliyor diyebilirim :) Her neyse lafı daha fazla uzatmadan trailer ve gameplay videosunu ekliyorum. Ben defalarca izledim ve şuan daha çıkmadan bu oyuna hayran kalmış durumdayım. Hatta hayali bir overwatch fun club'ın ilk üyesiyim :D EDIT: Oyunun beta başvuru alımı başladı arkadaşlar. Oyunun official linkini ekliyorum. Site'de BETA sekmesinden başvurunuzu yapabilirsiniz. Link: http://eu.battle.net/overwatch CINEMATIC TRAILER: GAMEPLAY TRAILER:
  25. Shina

    FİGÜR SATIŞLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR (:

    Hayırlı olsun :) Bu arada anime figürleri genel olarak beni hayal kırıklığına uğratıyor. 2D'de hayran kaldığım karakterler 3D modellendiğinde çok iyi bir artist'in elinden çıkmadıysa genelde zayıf geliyor bana :( Chibi figürler daha hoş duruyor. Bir de blizzard bu işi iyi biliyor. Yeni çıkacak oyunları overwatch'ın karakterlerinden tracer'ın figürünü yeni piyasaya sürdüler hayran kaldım.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.