Jump to content

Red-King

Üyeler
  • İçerik sayısı

    469
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    8

Red-King kullanıcısının paylaşımları

  1. For Honor'dan 3 Yeni Video Geldi Ubisoft’un 2017’ye ne kadar iyi başladığını gösterecek For Honor’dan yeni içerikler yayınlandı. Gamescom’a giden ekip arkadaşlarımızın ballandıra ballandıra anlattığı (bkz. For Honor Multiplayer Oynadık), kılıç tekniklerimizi bol bol konuşturacağımız For Honor için üç adet yeni video paylaşıldı. Yayınlanan oyun içi videolar For Honor’daki üç kahramanı tanıtıyor. Samuray, viking ve şovalyelere mensup kahramanlarımızı aşağıdaki videolar vasıtasıyla biraz daha yakından tanıyabilirsiniz. Kensei: Raider: Warden: Kaynak;Oyungezer
  2. Charapedia Anketiyle Animelerdeki En Sevilesi Kötü Karakterler Sıralandı Normalde kötü karakterler, baş karakterlerin durumunu sağlamlaştırmak, onları daha da yüceltmek veya onların gelişimlerine yardımcı olmak vs. sebeplerle yer alırlar yapımlarda ve insanların onlardan nefret etmeleri istenir ve aslında bu amaçlanır. Ancak artık genel anlamda yapımlarda bu yolun pek de takip edildiği söylenemez, Joker’e bile sempati duyduğumuz düşünülürse. Animelerde ise durum zaten başından beri böyleydi desek yanlış olmaz. Öyle ki iyiyle kötüyü karıştırır oluyoruz bazen anime izlerken. Sonra bir bakmışız sempati duymaya başlamışız biricik baş karakterimizi sıkıntıdan sıkıntıya sokan kötü adama. Yaptıkları anlam kazanmaya başlamış, neden yaptıklarını öğrendikten sonra ise gönüllerimizi tam anlamıyla fethetmeyi başarmıştır bu kötüler ve böylelikle bazen baş karakteri bile geride bırakabilmişlerdir. Tabii ki durum her zaman bu şekilde gelişmiyor. Bazen kötülüğün vücut bulmuş hallerine de sempati duyabiliyoruz ne hikmetse ya da yakışıklı oluşları, yaptıkları şirinlikler veya yılışık hareketleri de bu karakterlerin kalbimizde bambaşka bir yer edinmesine sebep olabiliyor. :) Charapedia da animeler için böylesi özel bir yere ve öneme sahip bu kötü karakterlerden en sevilenlerini belirlemek istemiş. Bunun için de her zamanki gibi 10.000 katılımcının yer aldığı bir anketle 52 kötü karakterin oylanmasını sağlamış. Katılımcıların %36.6’sını erkeklerin, %63.4’ünü kadınların oluşturduğu ankette ve kadınlarla erkeklere göre sıralamalarda da değişiklikler söz konusu. Bakalım Japonlar bu sefer nasıl bir sıralama ile karşımıza çıkacak, hangi isimleri önümüze koyacak? 20. Oikawa Tooru (Haikyuu!!) 19. Annie Leonhardt (Shingeki no Kyojin) 18. Aizen Sousuke (Bleach) 17. Kaiki Deishuu (Monogatari) 16. Dio Brando (Jojo’s Bizarre Adventure) 15. Tsukiyama Shuu (Tokyo Ghoul) 14. Uchiha Itachi (Naruto) 13. Ferid Baathory (Owari no Seraph) 12. Vermouth (Detective Conan) 11. Kayaba Akihiko (Sword Art Online) 10. Orihara Izaya (Durarara!!) 9. Frieza (Dragon Ball) 8. Betelgeuse (Re:Zero) 7. Kamui (Gintama) 6. Buggy (One Piece) 5. Hanamiya Makoto (Kuroko no Basuke) 4. Doronbo Gang (Yatterman) 3. Takasugi Shinsuke (Gintama) 2. Roket Takımı (Pokemon) 1. Baikinman (Anpanman) Aizen ve Millenium Earl (ve Noah Klanı’ndan birkaç kişi daha) benim sıralamam da ilk beşte yer alabilirdi, Roket Takımı da birinci olurdu herhalde. :) Bir de bu listenin kadınlara ve erkeklere göre değişiklik gösteren 2 şekli var. Onu da paylaşım sizlerle. Kadın Katılımcıların Seçimleri 10. Vermouth (Detective Conan) 9. Ferid Bathory (Owari no Seraph) 8. Buggy (One Piece) 7. Doronbo Gang (Yatterman) 6. Orihara Izaya (Durarara!!) 5. Kamui (Kamui) 4. Hanamiya Makoto (Kuroko no Basuke) 3. Roket Takımı (Pokemon) 2. Takasugi Shinsuke (Gintama) 1. Baikinman (Anpanman) Erkek Katılımcıların Seçimi 10. Char (Gundam) 9. Aizen Sousuke (Bleach) 8. Kaiki Deishuu (Monogatari) 7. Frieza (Dragon Ball) 6. Buggy (One Piece) 5. Kayaba Akihiko (Sword Art Online) 4. Betelgeuse (Re:Zero) 3. Doronbo Gang (Yatterman) 2. Baikinman (Anpanman) 1. Roket Takımı (Pokemon) Listede pek çok sevilen karaktere yer verildiğini söyleyebiliriz. Size göre en sevilesi kötü karakterler kimler? Kaynak:AnimeFantastica
  3. Açıkcası bende komedisi için izledim, aslında ciddi bir seri olsaydı acaba ne olurdu diyorum kendi kendime ^,^ İnceleme için teşekkürler, eline sağlık.
  4. Zankyou No Terror listede yok galiba, eklenirse iyi olur, konusunu ve verdiği mesajı çok derin buluyorum. Bunun dışında Zetsuen no Tempest, Steins;Gate, Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu, Death Note; Hikayesini en derin bulduğum serilerdir.
  5. Red-King

    (Anket) En Sevdiğiniz Anime Türleri?

    Seinen benim türümdür! Berserk'in mangasını okuyarak başladım bu sevdaya, sonra seinen türündeki tüm animeler birden ilgimi çeker oldu. Yaklaşık dört yıl önceydi herhalde; kendimi bu türün içinde tam olarak bulduğum zaman. Bana her daim daha gerçekci, daha ilgi çekici gelmiştir. Belki de hitap ettiği kitleye daha uygunumdur, bilemedim. Ama bu yüzdendir ki mangalarını ingilizce klasmanında dahi silip süpürdüm. Her zaman tahtımın birinci türü olarak kalacak. ^,^
  6. Red-King

    Animelerin ve mangaların geleceği

    Sana katılıyorum. Sektör giderek kısırlaşmaya başladı, bir türde diğerini taklit, yada benzetme. Seiyuular bile bu klasmanda. Manga kitlesinin farkı ortada, manga kalitesinin farkı ortada, ama söylemek istemediğim şeyler de yok değil bu konuda. Kar amacı! Nasıl daha bağlayıcı olur! Kimleri çekmeliyiz! Daha gerçekci olmalıyız! vb...
  7. Goku’nun Seiyuusu Masako Nozawa Günümüz Seiyuularını Nasıl Buluyor? 1963 yılında Astro Boy ile anime sektörüne seiyuu olarak adımını atan Masako Nozawa, bugüne kadar pek çok karaktere sesiyle hayat vermeye devam etti. Dragon Ball’dan Goku’yu seslendirdiğinde ise pek çoğumuzun kalbindeki yeri sağlamlaştı ve unutulmayacaklar arasına ismini yazdırmayı başardı emektar seiyuu. Peki yıllarını bu işe veren ve bunun sonucunda sektörde sağlam bir yer edinmeyi başaran başarılı seiyuu, modern seiyuular hakkında ne düşünüyor dersiniz? Masako Nozawa, Rumiko Takahashi’ye ait Urusei Yatsura’nın anime uyarlamasında Lum’u seslendiren Fumi Hirano ile yaptığı röportajda günümüzdeki seiyuuların ortaya koydukları işlerden pek de memnun olmadığını belirtti. Şimdiki seiyuuların sadece anime izlediklerini ve duyduklarını kopyaladıklarını, dolayısıyla da ortaya kopyanın kopyası gibi bir şey çıktığını söyleyen tecrübeli sanatçı; tüm bunların sonucu olarak anime seslendirme sanatının gitgide derinliğini ve genişliğini kaybettiğinden bahsetti. Masako Nozawa – Fumi Hirano İyi bir seiyuu olmak adına tavsiye isteyen Fumi Hirano’ya Masako Nozawa, iyi bir seiyuu olmayı amaçlayanlara; diğer seiyuuları ve seslendirme performanslarını taklit etmek yerine, etraflarındaki gerçek dünyayı örnek almalarını, yaşayan dünyayı çalışarak kendilerine bir repertuvar oluşturmalarını önerdi. Sektörün temel taşlarından sayılabilecek efsane bir isim tarafından verilen bu tavsiyenin haklılık payı çok fazla değil mi? Kariyerine büyük bir başarıyla devam eden 25 Ekim 1936 doğumlu büyük sanatçı, geçtiğimiz sene Japonya’da yapılan “Yaşlarıyla Şaşırtan Kadın Seiyuular” anketinde 1. seçilmişti. Kaynak:AnimeFantastica
  8. "30 Ağustos Zafer Bayramımız" kutlu olsun.

  9. Final'e üç bölüm kalmışken, 22. bölümde böyle bir sonla karşılaşmayı beklemiyordum. Rem ARC diye adlandırdığım kısım bitti ama :P Sırada Emilia ARC :D Gerçekten gelecek pazartesiyi iple çekiyorum.
  10. Japon Mafyası Yakuza Japon mafyası Yakuza'nın durumu, son derece ilginç bir konudur. Piramit şeklindeki örgütlenişi, alt üst ilişkisi, insanlara yaklaşımı, katı kuralları, devleti ve ülkeyi herşeyden üstün tutuşu ve görüntüsü ile Yakuza, ender bir yapıya sahiptir. Siyah takım elbiseli, beyaz kravatlı, güneş gözlüklü, çoğu ustura traşlı, vücudu dövmeli, serçe parmağı kesik Japon mafyası, işleyiş tarzıyla, Rus ve İtalyan mafyalarını geride bırakır. Yakuza'nın, Japonya'da saklanma ya da yer altına çekilme gibi bir sorunu yoktur. Çünkü her zaman gözler önündedir, alkışlarla siyasal zemindedir, devletin içindedir, polisle kol koladır. Devlet görevlileriyle olan bu danışlıklı hareket tarzı, Japon mafyasına toplum düzenini koruma misyonu yüklemiştir. Suç unsurlarını asgariye indirip çözümü polise havale etmek de, en önemli işlevlerindendir. Tamamen geleneksel Japon anlayışı üzerine kurulmuş olan Yakuza, yaklaşık 20 bin kişilik ordusuyla, ülke genelini en ücra sokaklarına kadar kontrolü altında tutmasıyla meşhurdur. Üyelerini aşırı sağcı sokak gençlerinden de seçen Japon mafyası, büyük holdinglerden, köşe başlarındaki küçük iş yerlerine, partilerden karakollara kadar geniş bir yelpazede görülür. Sadakat, uyum, sevgi, saygı, suç, ceza motivleriyle süslü Yakuza, iç yapılanması ve hiyerarşik ilişkisini kusursuz bir şekilde yerine getirmesiyle, tam bir aile gibidir. Temel alınan nokta ise elde edinilen gelirin sağlıklı bir şekilde bir üst şefe ulaştırılması ve özellikle insanlara sevecen gözlükle ayrıca dış dünya ile ilişkilerde ölçülü olmadır. Japon mafyası yüklendiği görev nedeniyle kendisini gerçek yurtsever sayar, vatanın asıl koruyucusu olarak algılar, ülke çıkarlarını zedeleyici hiçbir davranışta bulunmaz. Özellikle yerel istihbarat ağının güçlü oluşu, ister istemez Yakuza'yı devletle yakınlaştırmış, hatta bazı durumlarda polisten daha avantajlı duruma getirmiştir. Nitekim çoğu sağcı ve liberal parti liderlerini Yakuza üst düzey şeflerini yanlarında bulundurmalarını yine Yakuza dostları ile üst düzey şeflerinin hareket alanlarını belirleyici toplantılar düzenlemeleri sıkça yaşanan olaylardır. En sert katı kurallarla donatılmış Japon mafyasının kendi arasında çelişki ya da çıkar hesaplaşmasına girdiği pek nadirdir; aksine son derece uyumlu bir çalışma tarzı vardır. Hangi üyenin hangi gruba bağlı olduğu, vücutlarına işlenmiş dövmelerle belirginleşmiştir, hangi mafya grubunun hangi alanı kontrolünde tutacağı da çok önceden beri netleştirilmiş, bölgeler paylaştırılmıştır. Kendi içinde hata yapan üyesinin küçük serçe parmağını keserek cezalandıran Yakuza, hataların çoğalması ile diğer parmakları da sırasıyla keser. Eğer hata affedilecek ölçüyü zorluyorsa direk polise teslim edilir, birkaç yıl cezaevine gönderilir, kendisini düzelterek gelmişse aynı grup içine terfi edilerek yeniden alınır. Bu nedenle Japonya'da işaret parmağı kesik kişilerin fabrikada çalışırken iş kazası geçirdiği düşünüldüğü gibi, küçük parmak ya da yüzük parmağı kesik olanların da Yakuza üyesi olduğu imajını uyandırırlar. Bazı durumlarda da bu görünüş farklılığının yanı sıra kaba saba davranış, küfürlü konuşma, çevredeki insanları rahatsız edici tavırlarda bulunarak kendilerine Yakuza süsü vermek isteyenler de vardır. Ancak gerçek şu ki, bu tip kişiler sadece Yakuza'nın alt birimlerince ayak işlerinde kullanıldığı, yeri geldiğinde de kenara attığı, çoğunluğu eğitimsiz, özellikle gençlerden oluşurr. Çünkü Japon mafyası Yakuza üye olarak arasına aldığı kişilerin akıllı, uyumlu, kuralları bilen, Japonya'nın birliğine, aileye sadık ve yeri geldiğinde acımasız bir kişiliğe sahip olmasını ister. Genellikle devlete ait olmayan özel işyerlerini haraca bağlayan Yakuza, para toplama işini aksatmadan, periyodik olarak mükemmel bir şekilde organize eder. Japon mafyasının elde ettiği gelir, büyük holdinglerin ülke payına düşen kazancından daha da fazladır. Ekonomik işleyiş diğer bazı ülkelerin tersinedir. Mafya babasının elemanlarına para vermesi söz konusu değildir. Aksine üyeler dostlarını beslerler. Daha önceleri topladığı "vergi"lerle ayakta duran ve insanlarda derin korkulara yol açan Japon mafyası Yakuza, son yıllarda uyuşturucu ve fuhuş sektörüne yönelince, eski popülaritesini kaybetmeye başladı. Özellikle ülke çapında organize ettiği ve kontrolünde tuttuğu rendevuevi gibi beyaz kadın ticaretinin yapıldığı yerlerde yaşananlar, son derece ilginçtir. Japon mafyasının eline düşen genç kızlar, böylesi yerlerde çok iğrenç bir şekilde kullanılırlar. Para karşılığında erkeklerle ilişkiye zorlanırlar. Her türlü pisliğe bulaştırılıp alıştırıldıktan sonra gelirden kendilerine küçük bir pay verilir. Tayland, Filipinler, Kore gibi bazı Güney Asya ve Kolombiya, Arjantin, Birezilya gibi Güney Amerika ülkelerinden getirilen kadınlar, Yakuza aracılığıyla, fuhuş merkezlerinde Japon erkeklerine bahisle sunulurak, herkesin gözü önünde, izleyenlerin alkış temposuyla fuhuş gösterileri yapılır. Böylesi yerlere, Japon olmayan erkekleri almazlar. Japon kadınlarının girmesine izin verilmez. Bu sektörden korkunç gelir elde eden Yakuza'ya, polis hiç bir şekilde müdahale etmez. Kirli işlerde yabancıları kullanmada uzman olan Japon mafyasının, özellikle buraya para kazanmak amacıyla gelen başta üçüncü dünya ülkeleri insanı olmak üzere, "gözükara" kişileri seçmesi de diğer bir noktadır. Uyuşturucu trafiğinde Çin, İran, Pakistan gibi ülkelerin insanlarını taşeron olarak kullanan Yakuza, "vizesiz gençlerden seçtikleri kişileri", görevleri bitince paçavra gibi polise teslim eder ve yurtdışı edilmesini sağlar. Bu anlamda, Japonya'ya yıllar önce gelmiş olan başta İran'lılar ve Çinliler, bu ülkeyi ve insanlarını, yakından tanımak avantajını yakaladılar. Yakuza-polis ilişkisini çok iyi bir şekilde çözdüler. Çinliler, halen Yakuza ile içiçe olmayı sürdürürken, Japonlara göre sert yapıya sahip İranlılarla Yakuza üyeleri arasında daha önceleri yaşanan yeraltı hesaplaşmaları ise zaman zaman kanlı oldu. Bunun üzerine, basın-devlet koordineli büyük bir anti propaganda kampanyası başlatıldı ve görüntü olarak bu ülke insanlarına benzeyen diğer kişilerin çoğu da, yer altına çekilmek zorunda kaldılar. Öyleki bazı olaylarda adı verilen ya da yakalanan alt birimdeki kişileri, 30 yıldır Japonya'da yaşamını kurmuş veya aynı zamanda Yakuza içinde en üst düzeyde şeflik görevinde olan aynı ülkenin insanları bile kurtaramaz. Japon mafyasının, toplum düzenini sağlayıp bir anlamda ön kontrülür görevini yapması ve bunu yürütürken polisle olan paralelliği ve danışıklığını, sokaktaki ilişkilerinden de anlamak mümkündür. Örneğin, tren istasyonları önlerinde kurulu, İsraillilere ait gömüş mücevher ve takıların satıldığı tezgahlar vardır Japonya'da. Gerçek patron hiç bir zaman ortalıkta gözükmezken, bu tezgahları çalıştıran kısa dönemli İsrailli gençler, her ay başı kendilerini ziyaret etmeye gelen mafya elemanlarına, belirli miktadaki parayı öderler. Böylece Yakuza elemanları, para ödeyen kişilerin tezgah yerlerini korumaya alır. Yaşanan her hangi bir problemde de, hemen olay yerine gelerek eğer sorunu çıkaran polis ise mafya elemanı görevliye, bu kişiyi tanımadığını söyler. Eğer polis olayı büyütüyorsa, bu kez üst düzeyde telefon görüşmeleri yapılır, her şey halledilmiş olur. Japon mafyası Yakuza'nın, sokakları kontrolünde tutarken, haraç olayına "haraç yada kendi değimleriyle vergi olayına" karşı gelenlerin üzerine polisi kışkırtması da, madalyonun diğer yüzüdür. Ayrı bir örnek te, Tokyo'da yaşandı. Ortadoğu usulu Fast-Food işyerinin önüne gelen iki Yakuza taşeronu, her ay 50 bin Yen paranın, vergi olarak kendilerine ödenmesini istediler. Durumu yasal olan işyeri sahibi, bu parayı ödememekte diretince, hemen sonra aynı kişiler polisle birlikte geldiler. Mafya elemanları, işletme belgesi olan iş yerine tekmeler savurup küfürler ederken, iş sahibi, karakola götürülüp saatlerce sorgudan geçirildi ve kendisine, Japon yasaları okundu. Karakoldaki görevli polis, her türlü formalite bittikten sonra, açık bir şekilde eğer Yakuza'ya bir miktar para ödenseydi, bu problemlerin yaşanmamış olacağını üzüntülü rollerle ifade etti, bunun da, Japonya'daki sistem olduğunu kendisine hatırlattı. Yani Yakuza, polisten önce kontrol görevini yapmış, karşısındaki güç kendisini maşgul edip direndiğini anlayınca, polisi kışkırtmıştı. Polisin, kendisine 50 m uzaklıktaki iş yerine neden iki ay boyunca gelmediği, neden Yakuza elemanlarıyla birlikte geldiğide olayın gerçek yönüdür. Ayrıca bu yapıdakı elemanların, son derece işlek olan tren istasyonları yakınında, elini ağzına götürüp sesler çıkararak işaretle uyuşturucu satmaları, hergün gözönünde yaşanan bir gerçektir. İşte, bu tip örnekler çoğaltılabilir. Japonya'da, Yakuza-polis ilişkisinin sokaklara yansıması böylesine açık ve nettir. Kaynak: Tokyo Mektubu - Wiki Hakkında çeşitli videolar: Hakkında çeşitli resimler:
  11. Sizce En İyi "Gotik-Fantasy-Korku" Animesi Benim için ilk sırayı alan Vampire Hunter D oluyor tabiki. Karakterler olsun, yaşattığı ortam olsun, tamamen istenilen kıvamda; Gotik ve Fantasy karması. İkinci sırayı bölüştürdüğüm animeler ise Hellsing ve Gantz, bu iki serinin yeri bende her zaman farklı olacaktır. Hellsing, az rastlanan türden bir tipleme, milli kontumuz, draculamız, Alucard. Tek kelime COOL! Benden gelen bir vampir hastalığı tabi ki, Fantasy harmonisi! Gantz, konusunu çok sevdiğim bir animedir. Usta ellerden çıktığı belli oluyor. Örgüyü en iyi şekilde içimize işlediğini düşünüyorum, ustaca düşünülmüş bir kurgusu var. Aklımda daha bir çok seri olmasına rağmen altın paketi sizlere sundum. Güncel bilgilerimi eklemedim. Peki sizin seçenekleriniz nedir? Yorumlayın bakalım. Belkide kaçırdığımız bir şeyler vardır.
  12. Oboreru Knife Live Action Filminden Yeni Fragman Yayımlandı Mangadan uyarlama Oboreru Knife iive action filminden yeni bir fragman yayımlandı. Resmi sitesinde yayımlanan fragmanla birlikte yeni bir poster de paylaşıldı. Bu seferki fragman filmdeki aşk hikayesine odaklanan bir fragman oldu. Fragmanı izlemek için: Filmin posteri Komatsu Nana (Mochizuki Natsume) Suda Masaki (Hasegawa Kōichirō “Kō”) Shigeoka Daiki (Ōtomo Katsutoshi) Kamishiraishi Mone (Matsunaga Kana) Başrollerini Komatsu Nana ve Suda Masaki’nin oynadığı Yamada Yuki’nin yönettiği film 5 Kasım’da Japonya’da gösterime girecek. The Dresscodes grubunun şarkısı “Comic Generation” tekrar kayıt stüdyosunda kaydedilerek filmin tema şarkısı olarak kullanılacak. Popüler seri 2004-2013 yılları arasında yayımlanmıştı. Oyuncu seçimleri ve konusuyla dikkat çeken film bakalım hayranlarından tam puan almayı başarabilecek mi? Kaynak:AnimeFantastica
  13. Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları adaylığı (Japonca: 東京 2020), Japonya'nın başkenti Tokyo'nun 2020 Yaz Olimpiyatları adaylığının Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından onaylanması ve adaylık sürecidir. Şehir daha önce, 1964 Yaz Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmıştır. Tokyo, 16 Temmuz 2011 tarihinde Japon Olimpiyat Komitesi tarafından seçilmiştir. Böylece, 2020 Yaz Olimpiyatları için Tokyo Japonyanın aday şehir olduğu teyit edilmiştir. Tokyo’dan önce ev sahibi adaylığı yapmayı Japonya’nın Nagasaki ve Hiroşima kentleri de planlıyordu. Ancak iki kent de maddi sıkıntı nedeniyle aday olamadılar. Bu yüzden Tokyo adaylığını koydu. 7 Eylül 2013 tarihinde yapılan 125. oturumla olimpiyatlara ev sahipliği yapacak ülke Tokyo seçildi ve her şeye hazır.
  14. Onigiri toplarından tatmak isterdim. Onun dışında mochi çok kawaii duruyor ya yemeye kıyamazsın :3 Yapmaya çalışmadım hiç, ama yapmak isterdim, biz öğrenciler çubuk makarna ile yaşamsal fonksiyonlarımızı yürütüyoruz orası kötü tabi :D
  15. Yapımı 10 Yıl Süren Owlboy Sonunda Bizlerle Piksel görünümlü oyunlarla olan ilişkim inişli çıkışlı bir grafik sergiliyor. Bu tarzda yapılan her oyunu sevmiyorum, sevemiyorum. Hele ki “pikselli” deyip de işin içinden çamur gibi grafiklerle sıyrılmaya çalışanları hiç… Öte yandan Fez, Tiny Barbarian DX ve Metal Slug gibi her detayı ince ince işleyen, retro görünümüne rağmen ayrıntı fışkıran oyunlarınsa kalbimde ayrı bir yeri var. D-Pad Studio tarafından geliştirilen Owlboy da onlardan biri olacak gibi duruyor. Çünkü gerek tanıtım videosunda gerekse de yayımlanan ekran görüntülerinde kendisine verilen emeği ve ince işçiliği âdeta gözler önüne seriyor. Bizler kendisini çoktan unutsak da oyun tam 10 yıldır geliştirilme aşamasındaydı. Hatta sistemde 2011’den kalan haberleri bile var. Çıkışının neden bu kadar uzun sürdüğüne dairse hiçbir fikrim yok. Ama bizi ilgilendiren kısmı oynanış ve o da gayet ilginç duruyor. Bir baykuş-çocuğu yönettiğimiz oyunda her biri farklı yeteneklere sahip arkadaşlarımızı pençelerimizle taşıyıp bölümleri geçmeye ve bulmacaları çözmeye çalışıyoruz. Boss savaşları da içereceği söylenen oyun açık-dünya olarak, uçma ve platform öğelerinin bir karışımı olarak sunuluyor. Owlboy önümüzdeki sonbahar aylarında Steam için çıkacak. PS4 için planları olduğunu da Youtube yorumlarından öğrendik, kesin bilgi, yayalım. Kaynak:Oyungezer
  16. Naruto Shippuuden 475’te Görülecek Naruto Shippuuden Son Dövüş Videosu Yayımlandı Daha önce belirttiğimiz üzere Naruto Shippuuden’de manganın son dövüşü gelmek üzere. Mangadan neredeyse 2 yıl sonra animede görebileceğimiz bu büyük dövüşün ilk videosu da yayımlandı. Animenin takipçisiyseniz 8 Eylül’de yayımlanacak olan Naruto Shippuuden 475. bölümü kaçırmayın! Dövüşün ardından hemen Naruto anime dünyasına veda edecek diye korkuyorsanız merak etmeyin. Daha Naruto Hiden kitaplarındaki hikayeleri izleyeceğiz. Böylece mangada yaşanan zaman atlamasının içi daha da doldurulacak ve mangadaki “şunca yıl geçti, şöyle oldu böyle oldu, şu şununla evlendi, hadi bakalım son” yerine daha fazla bilgiye sahip olabileceğiz. Japonya’da son zamanlarda doldurma bölümüyle de reyting listelerine girmeyi başarabilen seri için AnimeFantastica’da yaptığımız 1500’den fazla kişinin katıldığı ankette çoğu seyircinin baştan sona kadar Naruto Shippuuden’i izlediği dikkat çekiyordu. Umarım son dövüşü çizimleri ve animasyonlarıyla güzel bir şekilde animeye aktarıp sadık Naruto Shippuuden hayranlarını memnun edebilirler. Kaynak:AnimeFantastica
  17. 5pb. Games Tarafından Re:Zero -Starting Life in Another World- Death or Kiss Oyunu Geliyor 5pb. Games resmi internet sitesinden yaptığı açıklamayla yeni bir video oyunu üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Görsel roman tarzındaki oyun, yazar Nagatsuki Tappei ve çizer Otsuka Shinichirou’nun Re:Zero light novel serisinden uyarlanıyor. Re:Zero -Starting Life in Another World- Death or Kiss adlı oyunun çıkış tarihi ve hangi platformda çıkarılacağı ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı. Haziran ayından itibaren 1 milyon kopyası basılan light novel serisi, 2015 Kasım – 2016 Mayıs tarihleri arasında Japonya’nın en çok satılanlar listesinde de 10. sırada yer aldı. Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu anime serisi ise nisan ayından beri yayımlanıyor. Bakalım Re:Zero uyarlaması olan bu yeni proje, ne kadar başarılı olacak. Kaynak:AnimeFantastica
  18. TK from. En sevdiğim parçalardan biridir. Şarkı sözleri de çok anlamlıdır.
  19. Red-King

    En Son İzlediğiniz Dizi ?

    The Big Bang Theory. Komedi arayanlara da tavsiye ederim ayrıcam.
  20. Red-King

    Akame ga Kill! Sona Eriyor

    Habere rastlamıştım daha önce, ve baya üzülmüştüm. Ta ki şu yorumu görene kadar, Bu sene sanki hüzün yılı gibi çok kötü geçiyor. Esdesu aishiteru :3
  21. Red-King

    3-gatsu no Lion Tanıtım

    Yine dökdürmüşsünüz: Animenin konusuna diyecek hiçbir şey yok iken birde kapaktaki çizimi gördüm ya, garip bir yönü var çekiyor böyle insanın kanını kaynatıyor falan. Heycanla bekliyorum... Paylaşım için teşekkürler. Naysu :3
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.