Jump to content

Web/Light/Visual Novel Tavsiye/Tartışma Bölümü


Shiba Tatsuya

Önerilen İletiler

Chapter 11 hazır.

 

Chapter 11:
 
Ayıya karşı mücadele. Hajime artık eskisi gibi değildi.
“Chew, chew… Tavşan eti bile berbat.”
Hajime Behemoth’tan güçlü olan tavşanı yiyordu. Tavşana benzediğinden tadının güzel olacağını düşündüyse de bir iblis olduğundan iğrenç bir tadı vardı.
Tavşan tek seferde tüketildi. Hajime, bu iblisi indirmek için biraz fazla güç kullandığından acıkmıştı.
Tavşanı tuzağa düşürerek öldürmüştü; tavşan dereden geçtiği sırada muazzam miktarda elektrikle sersemlettikten sonra Donner ile 3.2km/s(Mach 9.3) hızla giden mermiyi kullanınca tek seferde kafası paramparça olmuştu. Belki de başta sersemletmek bile gereksizdi. Donner’in ateş gücü muazzamdı.
“İlk kez tavşan yedim… Durum!”
 
İsim:             Nagumo Hajime       Yaş:           17
Cinsiyet:      Erkek                        Seviye:      12
Sınıf:             Transmutation Artist (Synergist)
Güç:              200                         Sağlık:              300
Bağışıklık:    200                         Çeviklik:            400
Büyü:            350                         Büyü Direnci:   350
Yetenekler: 
-Transmutation
   -Mineral Appraisal(Mineral Değerlendirme)
   -Hassas Transmutation
   -Mineral Enquiry(Mineral Araştırma(?))
-Büyü Manipülasyonu
-Demir Mide
-Lightning Clad(Elektrik Örtü(?))
-Kutsal Adım
   -Hava Yürüyüşü
   -Flicker(Anlık hareket; Durduğu yerden patlama gibi hareketle bir anda başka yerde belirme)
-Dili Anlama
 
(Not: Girintili yazılanlar üstündeki yeteneklerin geliştiğinde ürettiği özel türevleri)
 
Hajime, aynı tip iblisleri yediğinde statlarının fazla artmadığını, yeni tür iblis yediğindeyse hem yeni yetenekler kazanıp hem de statlarında büyük artışlar olduğunu anlamıştır.
İlk önce [Kutsal Adım] yeteneğini test etmiştir. Tavşanın hareketlerini taklit ettiğinde hızı o kadar artmıştır ki sadece bulanık görüntüler görünüyordur. [Flicker] ın ne yaptığını bilmese de yüksek-hızlı hareket yeteneği olduğunu bilir ve ayaklarının gücüyle yerin patladığını hayal eder. Büyü ayaklarında toplanıp bir anda yok olmasını sağlamıştır, bir an sonra kafasıyla duvara dalar.
“Ahh! B-Bunu kontrol etmek çok zor.”
Sonraki [Hava Yürüyüşü]dür. Ama ismini bilse de gücü hemen aktifleştiremez. Sonra tavşanın havada bir platform varmış gibi hareketi aklına gelir ve bunu havada dener. Sonra yere yapışır. Görünüşe göre bu yetenek havada görünmez platformlar oluşturuyordur.
Tek seferde [Kutsal Adım]dan 2 özel yetenek kazanmasının heyecanıyla eğitime başlar. Hedefi ayıdır. Muhtemelen uzak mesafeden ayıyı öldürebilir ama her ihtimale karşı çalışıyordur. Daha güçlü bir iblisin çıkma ihtimali vardır. Bu zindanda iyimser biri ölü biridir.
Zindanda aşırı hızlı hareket eden ve hızından sadece bulanık olarak görünen bir gölge vardır. Bu gölge tabi ki Hajime’dir. [Kutsal Adım] yeteneklerinin tamamında ustalaştıktan sonra zindanda asıl düşmanını aramaya başlamıştır. Havada yüksek hızlarla ilerlerken karşılaştığı kurt sürüsünü kısa sürede yok ettikten sonra mermiyi doldurup(Kopan sol kolunun sadece dirsekten aşağısı kopuk ve şarjörü yenilerken silahı sol koltuk altına koyup dolduruyor) ara vermeden hedefini aramaya devam ediyor.
Biraz daha kurt ve tavşan iblis öldürdükten sonra hedefini bulur. Ayı şu anda öldürdüğü tavşanlardan birini yiyordur. Bu kattaki en güçlü iblis bu ayıdır. Katta çok sayıda tavşan ve kurt olmasına rağmen sadece tek ayı vardır, bu katın lordu odur. Hajime korkusuzca gülerek atılır
“Selam, Ayı. Uzun zaman oldu. Kolum lezzetli miydi?”
Önündeki av arkasını dönüp kaçmadığından şaşıran ayı gözlerini kısarak bakmaya başlar.
“Bu intikam maçı. Benim av değil, düşmanın olduğunu anlamanı sağlayacağım.”
Donner’i ayıya doğrultup korkusuzca gülmeye başlar.
“Seni öldürüp yiyeceğim.”
Silahı ateşler.
“Guuu!”
Mermi namludan çıkmadan bir an önce harekete geçen ayı, cüssesinden beklenmeyen bir hızla yere atılarak mermiden kurtulur. Muhtemelen Hajime’nin ateşlemeden önce yaydığı öldürme isteğiyle dolu aurayı hissederek içgüdüsüne uymuştu. Bu katın Lordundan da daha azı beklenmezdi. Ama 2 metreyi geçen vücuduyla mermiyi tamamen atlatamamıştı ve omzunun parçalanan yerinden akan kan beyaz kürkünü kırmızıya boyamıştı.
Gözleri sinirle dolan ayı sonunda Hajime’yi bir düşman olarak tanımıştı.
“Gaaa!”
Kükreyerek sıçrayan ayı kolları açık şekilde hızla Hajime’ye fırlar.
“Hahaha! İşte bu! Senin düşmanınım! Avlayabileceğin bir av değil!”
Kaşlarının arasına 2. Mermiyi gönderse de ilki gibi ayı bundan da kurtulmuştur. (Mermi çıkmadan önceki anda harekete başlıyor, yoksa 3,2km/s’lik mermiden kaçacak hızı yok tabiki) Ayı saldırı mesafesine girdiğinde pençesini savururken, tavşanı dokunmadan parçalayabilen Ayının Özel Büyüsü Hajime’nin aklına geldiğinden, son anda kaçmak yerine tüm güçle geri kaçar. Pençe yere değmese de yerde derin kesikler oluşmuştur.
Ayı hedefini kaçırdığından kükrerken ayaklarının altına 5 cm çapında koyu yeşil bir top düşer. Dikkatini buna verdiği sırada toptan birden göz kamaştıran ışık yayılmaya başlar.
Bu Hajime’nin yaptığı flaş bombasıdır. Çalışma mantığı basittir; Yeşil Işık Taşının merkezine Yanma Taşı yerleştirilir ve dışa doğru bununla fünye ayarlanır. Işık taşının etrafı ışığın kaçmasını önlemek için kaplanır. Atmadan önce [Lightning Clad] ile fünye ateşlenir ve 3 saniye sonra patlayarak taşın içinde biriken tüm ışığı salar. Biraz problemi bulunsa da Hajime’nin şaheserlerindendir.
Böyle bir şeyle daha önce karşılaşmayan ayı bir anda kör olmuştur ve paniğe kapılmıştır. Anlık açığı kaçırmayan Hajime elektromanyetik silahını ateşleyerek az önce yaraladığı sol kolu dibinden koparır.
“Guru-uaaa!”
Hayatında hiç acı hissetmemiş ayı kopan koluyla çığlık atmaya başlar.
“Wow, ne tesadüf…”
Hajime bu atışı planlayarak yapmamıştır, hala usta bir nişancı değildir ve nokta atışı yapmak da çok zordur.
Hajime deliren ayıya ateşe devam eder. Ayı şaşırmış olsa da Hajime’den gelen öldürme isteğini hissederek yana kaçar. Hajime [Flicker(Anlık Hareket(?))] yeteneğini kullanarak ayının kopan kolunun yanına gidip onu alır.
Güçlenmiş çenesini kullanarak kolu yemeye başlar. Ayının ona yaşattığı kabusu ona ödetiyordur.
“Chew… Chew… Her zamanki gibi berbat. Zaten nasıl diğerlerinden daha iyi olabilir ki?”
Hajime ayıya karşı tetikte kalarak çömelir ve yemeye devam eder. Sonra nedense ilk kez iblis eti yediğinde olan acı yeniden başlar.
“Ne!?”
Hajime hemen İlahi Su’yu alır(Cebindeki tüplerde taşıyor). Acı eskisi kadar kötü olmasa da ayakta duramıyordur, tek dizinin üzerine çökmüş ve yüzü acıdan değişmiştir. Ayının, tavşan ve kurtlardan çok güçlü olmasından dolayı vücudu değişimden acı çekiyordur.
Bu şansı kaçırmayan ayı direk saldırır. Hajime hareket etmez. Bu gidişle işi bitecektir. Durum ilk karşılaşmalarının tekrarı gibi olacakken sırıtmaya başlar.
Donner’i kılıfına koyup sağ elini yere bastırır. Eli elektrikle kaplanır. Son güçle kullandığı [Lightning Clad(Elektrik Örtü)] yerdeki sıvıdan ayıya giderek acımasızca saldırır.
Ayının kopan kolunun kanları etrafa yayılmıştır. Hajime savaşın ortasında yemeyi şov olsun diye yapmamıştır. Başta iblis etinin yeniden acı çektireceğini hesaba katmamış olsa da her ihtimale karşı tuzak kurmayı planlamıştır.
Ayının elektrikle çarpılmaya devam eder. Bu yeteneğinde orijinalindeki güç yoktur, kurtlar gibi elektriği havada gönderemez ve güç miktarı orijinalin yarısı kadardır. Ayıyı öldüremeyip sadece felç edebilse de bir insanı buharlaştıracak gücü vardır.
“Rugu-uuuuu!”
Ayı kendi kanının üzerine düşer ve Hajime’ye bakmaya başlar. Acıya dayanarak kalkan Hajime de ona bakarak Donner’in namlusunu ayının kafasına dayar.
“Benim lokmam ol.”
Tetiği çeker ve ayının kafasını parçalar. Yaşamak için yapması gerekeni yapmıştır.
Hajime gözlerini kapatarak kalbiyle yüzleşir. Bu şekilde yaşamaya kararlıdır. Dövüşmek sevdiği bir şey, acı da ideal yoldaşı değildir. Açlık hissetmek istediği son şeydir. “Yaşamak”, istediği şeydir. Mantıksızlıkları düşmanlarına yaptığı gibi yok etmiştir. Hepsi hayatta kalabilmek içindir.
Bu şekilde yaşayacak ve… Eve dönecektir.
“Evet, geri dönmek istiyorum. Başka şeyler önemli değil. Eve kendi yolumu bulacağım. Dileğimi gerçekleştireceğim. Yoluma çıkan her şey, ne olursa olsun…”
Hajime gözlerini açıp korkusuzca gülmeye başlar.
“ÖLDÜR.”
...
 
İsim:             Nagumo Hajime       Yaş:           17
Cinsiyet:      Erkek                        Seviye:      17
Sınıf:             Transmutation Artist (Synergist)
Güç:              300                         Sağlık:              400
Bağışıklık:    300                         Çeviklik:            450
Büyü:            400                         Büyü Direnci:   400
Yetenekler: 
-Transmutation
   -Mineral Appraisal(Mineral Değerlendirme)
   -Hassas Transmutation
   -Mineral Enquiry(Mineral Araştırma(?))
   -Mineral Ayyıştırma
   -Mineral Birleştirme
-Büyü Manipülasyonu
-Demir Mide
-Lightning Clad(Elektrik Örtü(?))
-Kutsal Adım
   -Hava Yürüyüşü
   -Flicker(Anlık hareket; Durduğu yerden patlama gibi hareketle bir anda başka yerde belirme)
-Hava Pençeleri
-Dili Anlama
 
 
Not: Hajime’nin ölümcül silahları listesi artıyor  :ph34r:
 

Eline sağlık. Ben de chapter 3'den okumaya devam edeyim :D

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

  • Yanıtlar 279
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Konuya en fazla mesaj yazanlar

Popüler mesajlar

Forumumuzda Web Novel ve Light Novellar için bölüm bulunmadığından genel tartışma/tavsiyeler için bu konuyu açıyorum. En başta WN ve LN’nin ne olduğuna gelirsek:   Light Novel: Japonların yaptığı res

Arifureta'nın ilk 6 bölümünün özeti:     En heyecanlı yerinde bıraktım  :P acaba devamında ne olacak? Yakında... En önemli kısımları özet yerine tam çeviri yapmaya çalıştım ama aynı duyguyu verir m

Chapter 11 hazır.  

Geç oldu ama diğer chapter, bu sefer biraz sınıf tarafı...

İlk 6 chapter özetinde olmadı ama ondan sonraki bölümlerde konuşmaların hepsini çevirdim, aksiyonlu ve açıklama gereken yerleri genelde tam koydum.

 

Chapter 12(Umutsuzluk ve Kararlar – Sınıf Tarafı 1):

 

Chapter 12(Umutsuzluk ve Kararlar – Sınıf Tarafı 1):
 
-Biraz daha önceki bir zaman
Yaegashi Shizuku, Hairihi Kraliyet Sarayı’ndaki verilen odada karanlıktaki en iyi arkadaşına bakıyordu.(Hairihi, sınıfı bu dünyaya çağıran insan krallığının ismi)
Dungeon’daki savaş ve kaybın ardından 5 gün geçmişti. Orcus’tan çıktıklarında geceyi Horald’da geçirip sabah hızla başkente dönmüşlerdi. Dungeon’da savaş eğitimi yapacak durumu olan kimse yoktu. Beceriksizlik cesur bir adamın sonuna sebep olmuştu. Kral ve kilisenin raporu duyması gerekiyordu.
Shizuku şehre dönüp Kaori’yi uyuttuktan sonra verdikleri raporu hatırladı. Herkes önce hayret etmiş sonra da ölen “İşe Yaramaz” Hajime olduğundan rahatlamıştı. Kral ve Ishtar bile aynıydı. Güçlü Kahramanlardan hiçbiri ölmemişti. Eğer sadece Dungeon keşfetmekten bile dönemeyeceklerse Şeytan Irkıyla nasıl savaşacaklardı? Eht’in Kahramanlarının rakipsiz olması gerekiyordu.
Hajime’yi kötüleyip karalayanlar vardı. Halk içinde konuşulmuyordu ama beceriksiz olanın ölmesinden memnunlardı. İşe yaramaz Eht Havarisinin ölmesi doğaldı. Şimdi herkes istediği gibi kötü konuşuyordu. Shizuku, çıldırıp bu insanları öldürmek istiyordu.
Kouki’nin güçlü adalet anlayışı (!) bu saçmalığa karşı çıkmadığında bir şeylerin garip olduğunu düşünmüştü. Acaba Kouki kral ve kiliseye karşı çıkarsa kötü görüneceğini mi düşünmüştü?
O sırada onları kurtaran tartışmasız Hajime’ydi. Behemoth’u tutup kaçmaları için zaman kazanan oydu. Hajime’nin sınıf arkadaşlarının birinden gelen büyüyle öldüğünü düşündüğünde…
Arkadaşlarıyla dost ateşi hakkında düşündüklerini konuşmadı. O anda yapılan sayısız büyü vardı.
Gerçeklikten kaçmak için Hajime’nin ne yapıp da buna sebep olacağını düşünmeye başladı. Ölü biri hikaye anlatamaz. Suçluyu aramak yerine olayın peşini bırakırsa bu hallolurdu. Sınıfın düşüncesi ortaktı ve bunun hakkında konuşmuyorlardı.
Meld de suçluyu bulmak istiyordu ve bunun için öğrencileri sorgulayacaktı. Hajime’yi kurtaracağına dair sözünü tutamadığından kalbi acıyordu. (Krallıktaki nadir “insan”lardan…)
Ama Meld’in istediği olmadı. Ishtar, öğrencilerin sorgulanmasını yasakladı. Meld ısrar ettiğinde kral da yasak koydu.
“Bilirsen sinirlenirsin.”
 
Kaori o günden beri uyanmamıştı. Doktorun söylediğine göre bedeninde problem yoktu, muhtemelen zihinsel travma yüzündendi.
Shizuku, Kaori’nin elini tutup onun daha fazla zarar görmemesini diledi. Kaori’nin eli biraz hareket etti.
S: “Kaori! Beni duyabiliyor musun!? Kaori!”
Kaori yavaşça gözlerini açmaya ve uyanmaya başladı.
S: “Kaori!”
K: “… Shizuku-chan?”
Kaori ağlamış olan arkadaşını görüp yavaşça doğrulana kadar bekledi Shizuku.
S: “Evet, benim Kaori. Vücudun nasıl? Rahatsızlığın var mı?”
K: “İyiyim. Sadece uyuduğumdan yorgunum…”
S: “Şey, 5 gündür uyuyordun…”
K: “5 gün mü? Neden… Ben… Ben Orcus’a gitmiştim… ve sonra…”
K: “Ve sonra… Nagumo-kun…”
S: “…Bu…”
Shizuku ne söyleyeceğini düşünmeye başladı.
K: “… Yalan, değil mi? Shizuku-chan. Bayıldığımda Nagumo-kunu kurtardınız değil mi? Değil mi? Burası kale odası. Herkes geri döndü değil mi? Acaba Nagumo-kun eğitim mi yapıyor. Eğitim alanına gidiyorum. Nagumo-kuna teşekkür etmeliyim. Bir şey söyle Shizuku-chan…”
Shizuku gerçeklikten kaçmaya çalışan Kaori’nin elini tutup üzgün bir ifadeye bürünür.
S: “… Kaori, anlıyorsun değil mi? … O burada değil.”
K: “Dur…”
S: “Kaori, hatırla.”
K: “Lütfen, dur…”
S: “O, Nagumo-kun…”
K: “Hayır, dur… lütfen, dur!”
S: “Kaori! O öldü!”
K: “Yanlış! O ölemez! O kesinlikle ölemez! Nasıl böyle kötü bir şey söyleyebilirsin? Shizuku-chan bile olsa affetmem!”
Shizuku kaçmaya çalışan Kaori’yi bırakmaz ve sarılır.
K: “Bırak beni! Bırak beni! Nagumo-kunu aramazsam! Yalvarıyorum… kesinlikle hayatta… bırak beni~”
Kaori Shizuku’ya yüzünü yaslayarak ağlamaya başlar. Uzunca bir süre böyle devam ederler.
S: “Kaori…”
K: “… Shizuku-chan… Nagumo-kun… O düştü… Burada değil…”
Kaori fısıldayarak konuşmaya başlar.
S: “Bu doğru.”
K: “O anda kimin büyüsü Nagomu-kuna vurdu? Kimin?”
S: “Bilmiyorum. Kimse o anı konuşmak istemiyor. Korkunç. Eğer bensem…”
K: “Doğru.”
S: “Kin mi duyuyorsun?”
K: “… Emin değilim. Eğer biri bilse… Onları kesinlikle suçlarım. Ama… kimse bilmiyor… Bence bu daha iyi. Eminim bunu kaldıramam…”
S: “Anlıyorum…”
Kaori gözyaşlarını siler ve kararlıca açıklar.
K: “Shizuku-chan, ben, ben inanmıyorum. Nagumo-kun yaşıyor. Öldüğüne inanmıyorum.”
S: “Kaori, bu…”
Shizuku-nun üzgün bir ifade takındığını gören Kaori, gülerek yanaklarını tutar.
K: “Biliyorum. Birinin bundan kurtulabileceğini düşünmek garip biliyorum… Ama kontrol etmiş değiliz. İhtimali %1’den küçük olsa da kontrol etmediğimizden %0 değil. İnanmaya devam edeceğim.”
S: “Kaori…”
K: “Güçleneceğim. Böyle bir şeyin bir daha olmasını engelleyecek kadar güçleneceğim. Nagumo-kunun kaderini kendi gözlerimle görüp emin olacağım… Shizuku-chan.”
S: “Ne?”
K: “Lütfen yardım et.”
S: “…”
Shizuku Kaori’nin inatçılığını biliyordur.
S: “Tabi ki kabul ediyorum. Sen tatmin oluncaya kadar yanındayım.”
K: “Shizuku-chan!”
Kaori Shizuku’ya sarılıp teşekkür eder.
S: ”Teşekküre gerek yok. Arkadaşlar ne içindir?”
O anda kapı açılır.
R: “Shizuku! Kaori kalkın…”
K: “Oh, Nasılsın Kaori?”
Gelen Kouki ve Ryutaro’dur. O günden sonra eğitimlerini sıkılaştırmışlardır. İntikam istiyorlardır ve bir daha o kadar işe yaramaz olmayacaklardır.
Shizuku: “Siz, nasıl…”
?: “Ü-Üzgünüm.”
?: “R-Rahatsız ettik.”
Cevap vermeden odadan hızlıca çıktıklarında Shizuku durumun farkına varır.
Kaori, elleri Shizuku’nun yanaklarındayken kucağına oturmuştur. Shizuku da ona sarılmıştır. Tam bir Yuri atmosferi vardır. Shizuku derince iç çeker.
“Çabuk buraya gelin! Sizi aptallar!”
 
Not: Konuşmaları tamamen, kalan kısmın da çoğunu tam çevirdim.
Not 2: Bu bölümden de anlayacağınız gibi yazarımız ortamın içine etmeyi çok iyi başarıyor…
 

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Geç oldu ama diğer chapter, bu sefer biraz sınıf tarafı...

İlk 6 chapter özetinde olmadı ama ondan sonraki bölümlerde konuşmaların hepsini çevirdim, aksiyonlu ve açıklama gereken yerleri genelde tam koydum.

 

Chapter 12(Umutsuzluk ve Kararlar – Sınıf Tarafı 1):

 

Chapter 12(Umutsuzluk ve Kararlar – Sınıf Tarafı 1):
 
-Biraz daha önceki bir zaman
Yaegashi Shizuku, Hairihi Kraliyet Sarayı’ndaki verilen odada karanlıktaki en iyi arkadaşına bakıyordu.(Hairihi, sınıfı bu dünyaya çağıran insan krallığının ismi)
Dungeon’daki savaş ve kaybın ardından 5 gün geçmişti. Orcus’tan çıktıklarında geceyi Horald’da geçirip sabah hızla başkente dönmüşlerdi. Dungeon’da savaş eğitimi yapacak durumu olan kimse yoktu. Beceriksizlik cesur bir adamın sonuna sebep olmuştu. Kral ve kilisenin raporu duyması gerekiyordu.
Shizuku şehre dönüp Kaori’yi uyuttuktan sonra verdikleri raporu hatırladı. Herkes önce hayret etmiş sonra da ölen “İşe Yaramaz” Hajime olduğundan rahatlamıştı. Kral ve Ishtar bile aynıydı. Güçlü Kahramanlardan hiçbiri ölmemişti. Eğer sadece Dungeon keşfetmekten bile dönemeyeceklerse Şeytan Irkıyla nasıl savaşacaklardı? Eht’in Kahramanlarının rakipsiz olması gerekiyordu.
Hajime’yi kötüleyip karalayanlar vardı. Halk içinde konuşulmuyordu ama beceriksiz olanın ölmesinden memnunlardı. İşe yaramaz Eht Havarisinin ölmesi doğaldı. Şimdi herkes istediği gibi kötü konuşuyordu. Shizuku, çıldırıp bu insanları öldürmek istiyordu.
Kouki’nin güçlü adalet anlayışı (!) bu saçmalığa karşı çıkmadığında bir şeylerin garip olduğunu düşünmüştü. Acaba Kouki kral ve kiliseye karşı çıkarsa kötü görüneceğini mi düşünmüştü?
O sırada onları kurtaran tartışmasız Hajime’ydi. Behemoth’u tutup kaçmaları için zaman kazanan oydu. Hajime’nin sınıf arkadaşlarının birinden gelen büyüyle öldüğünü düşündüğünde…
Arkadaşlarıyla dost ateşi hakkında düşündüklerini konuşmadı. O anda yapılan sayısız büyü vardı.
Gerçeklikten kaçmak için Hajime’nin ne yapıp da buna sebep olacağını düşünmeye başladı. Ölü biri hikaye anlatamaz. Suçluyu aramak yerine olayın peşini bırakırsa bu hallolurdu. Sınıfın düşüncesi ortaktı ve bunun hakkında konuşmuyorlardı.
Meld de suçluyu bulmak istiyordu ve bunun için öğrencileri sorgulayacaktı. Hajime’yi kurtaracağına dair sözünü tutamadığından kalbi acıyordu. (Krallıktaki nadir “insan”lardan…)
Ama Meld’in istediği olmadı. Ishtar, öğrencilerin sorgulanmasını yasakladı. Meld ısrar ettiğinde kral da yasak koydu.
“Bilirsen sinirlenirsin.”
 
Kaori o günden beri uyanmamıştı. Doktorun söylediğine göre bedeninde problem yoktu, muhtemelen zihinsel travma yüzündendi.
Shizuku, Kaori’nin elini tutup onun daha fazla zarar görmemesini diledi. Kaori’nin eli biraz hareket etti.
S: “Kaori! Beni duyabiliyor musun!? Kaori!”
Kaori yavaşça gözlerini açmaya ve uyanmaya başladı.
S: “Kaori!”
K: “… Shizuku-chan?”
Kaori ağlamış olan arkadaşını görüp yavaşça doğrulana kadar bekledi Shizuku.
S: “Evet, benim Kaori. Vücudun nasıl? Rahatsızlığın var mı?”
K: “İyiyim. Sadece uyuduğumdan yorgunum…”
S: “Şey, 5 gündür uyuyordun…”
K: “5 gün mü? Neden… Ben… Ben Orcus’a gitmiştim… ve sonra…”
K: “Ve sonra… Nagumo-kun…”
S: “…Bu…”
Shizuku ne söyleyeceğini düşünmeye başladı.
K: “… Yalan, değil mi? Shizuku-chan. Bayıldığımda Nagumo-kunu kurtardınız değil mi? Değil mi? Burası kale odası. Herkes geri döndü değil mi? Acaba Nagumo-kun eğitim mi yapıyor. Eğitim alanına gidiyorum. Nagumo-kuna teşekkür etmeliyim. Bir şey söyle Shizuku-chan…”
Shizuku gerçeklikten kaçmaya çalışan Kaori’nin elini tutup üzgün bir ifadeye bürünür.
S: “… Kaori, anlıyorsun değil mi? … O burada değil.”
K: “Dur…”
S: “Kaori, hatırla.”
K: “Lütfen, dur…”
S: “O, Nagumo-kun…”
K: “Hayır, dur… lütfen, dur!”
S: “Kaori! O öldü!”
K: “Yanlış! O ölemez! O kesinlikle ölemez! Nasıl böyle kötü bir şey söyleyebilirsin? Shizuku-chan bile olsa affetmem!”
Shizuku kaçmaya çalışan Kaori’yi bırakmaz ve sarılır.
K: “Bırak beni! Bırak beni! Nagumo-kunu aramazsam! Yalvarıyorum… kesinlikle hayatta… bırak beni~”
Kaori Shizuku’ya yüzünü yaslayarak ağlamaya başlar. Uzunca bir süre böyle devam ederler.
S: “Kaori…”
K: “… Shizuku-chan… Nagumo-kun… O düştü… Burada değil…”
Kaori fısıldayarak konuşmaya başlar.
S: “Bu doğru.”
K: “O anda kimin büyüsü Nagomu-kuna vurdu? Kimin?”
S: “Bilmiyorum. Kimse o anı konuşmak istemiyor. Korkunç. Eğer bensem…”
K: “Doğru.”
S: “Kin mi duyuyorsun?”
K: “… Emin değilim. Eğer biri bilse… Onları kesinlikle suçlarım. Ama… kimse bilmiyor… Bence bu daha iyi. Eminim bunu kaldıramam…”
S: “Anlıyorum…”
Kaori gözyaşlarını siler ve kararlıca açıklar.
K: “Shizuku-chan, ben, ben inanmıyorum. Nagumo-kun yaşıyor. Öldüğüne inanmıyorum.”
S: “Kaori, bu…”
Shizuku-nun üzgün bir ifade takındığını gören Kaori, gülerek yanaklarını tutar.
K: “Biliyorum. Birinin bundan kurtulabileceğini düşünmek garip biliyorum… Ama kontrol etmiş değiliz. İhtimali %1’den küçük olsa da kontrol etmediğimizden %0 değil. İnanmaya devam edeceğim.”
S: “Kaori…”
K: “Güçleneceğim. Böyle bir şeyin bir daha olmasını engelleyecek kadar güçleneceğim. Nagumo-kunun kaderini kendi gözlerimle görüp emin olacağım… Shizuku-chan.”
S: “Ne?”
K: “Lütfen yardım et.”
S: “…”
Shizuku Kaori’nin inatçılığını biliyordur.
S: “Tabi ki kabul ediyorum. Sen tatmin oluncaya kadar yanındayım.”
K: “Shizuku-chan!”
Kaori Shizuku’ya sarılıp teşekkür eder.
S: ”Teşekküre gerek yok. Arkadaşlar ne içindir?”
O anda kapı açılır.
R: “Shizuku! Kaori kalkın…”
K: “Oh, Nasılsın Kaori?”
Gelen Kouki ve Ryutaro’dur. O günden sonra eğitimlerini sıkılaştırmışlardır. İntikam istiyorlardır ve bir daha o kadar işe yaramaz olmayacaklardır.
Shizuku: “Siz, nasıl…”
?: “Ü-Üzgünüm.”
?: “R-Rahatsız ettik.”
Cevap vermeden odadan hızlıca çıktıklarında Shizuku durumun farkına varır.
Kaori, elleri Shizuku’nun yanaklarındayken kucağına oturmuştur. Shizuku da ona sarılmıştır. Tam bir Yuri atmosferi vardır. Shizuku derince iç çeker.
“Çabuk buraya gelin! Sizi aptallar!”
 
Not: Konuşmaları tamamen, kalan kısmın da çoğunu tam çevirdim.
Not 2: Bu bölümden de anlayacağınız gibi yazarımız ortamın içine etmeyi çok iyi başarıyor…
 

Tate bir bu 2. Bir novelde herkes mi bu kadar şerefsiz olur(istisnalar var tabi). Sonu çok iyiydi ya :D

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

valla kım oldugu bellı deıl ancak ik i fikrimvar

1. si istedigi sey suanda hajimenın treasure box da anladın demek ıstedıgımı hajimeyi kurtaran esya.

2. si cinsiyeti hakkında tam emın deılım konusurken bay katil falan fılan dıyo oyle konusan fazla erkek yok yanı buyuk bır ıhtımal cınsıyetı kadın .

Edit: tespitlerimin iyi veya kotu oldugu hakkında yorum atarsan sevınırım yanlıssa soyle lutfen :D 

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

O zaman

Birincisi hakkında hayal kırıklığına mı uğrarsın desem, daha mı iyi olacak desem bilemedim -_- ama bildiğim kadarıyla öğrencilerden hiçbirinin o taşın Orcus'ta olduğunu bilmesini bırak varlığından haberleri yok.

İkincisi iyi gibi :lol: 

Çıkacak ipucunu yazsam olur mu o zaman

Öğrencilerin bu dünyaya geldiklerinde kazandıkları "Sınıflar" bilinçaltında sakladıkları kişilikleriyle direk bağlantılı, örneğin Hajime silah otakusu ve üretim konusunda bilgili... Sonuç süper zanaat sınıflarından "Transmutation Artist(Synergist)" oluyor. Kouki, dışarıya yansıtmasa da içinde tam bir chuunibyou ve kahraman olduğunu zannediyor, sınıfı da "Kahraman". Son olarak Kaori başkalarına karşı çok nazik ve onlara sürekli destek olmak isteyen bir kişiliği olduğundan "Şifacı"... Bu ipucuyla diğer sınıflar çıktığında malum kişiyi tahmin edersin büyük ihtimalle  :rolleyes:

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

bakıcaz bakalım ılk once sınıfları gorelımde :D reis saolasın da fazla bir spo yokmus onda ya zaten daha yazmadın butun hepsını o spodakı olayın ıcınde olan onemlıbılgıyı daha sımdılık spoya gırmez heralde cunku daha bılgısızız yanı daha baslarındayız yazıların falan ıngılızce vol 6 falan bıtmıs vol 7 gelıcek bız daha vol 8 chapter 8 ı beklıoruz olaylar orda baslıor bana gore .

 

Edit: bazen dusunuorumda o tanrı taşı kouki ye gelse dahamı ıyı olurdu hanı statları falan 100 duya lvl 1 de bı 50 000 olurdu belkı sınır kırıcı olmadan hajimeyle aynı lvl deyken gercı ordada lvl ??? gosterılıordu

şuanda sana bir sorum var şu hajimenın yanındakı cocuk 11/12 yaşlarında adı yue olan moon anlamına gelen hajimenın koydugu ada sahıp olan kız anlamıssındıryanı neden boyle acıkladıysam neyse o kız hajimenın yanında neden gezıyor anımesukıde hajimenın kolesı falan muhabbetı var oylemı gercekden ? bu arada tam o muhabbetın gecdıgı sayfayı okurken bırı demıskı yue wants a child (oha dedım 11/12 yaşında cocuk ıstıyor) dogrumu bunlar :D ?

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

70 sonrası savaşlar mükemmel zaten ya :D sadece özetleri ve kısmi çevirileri okusam bile şimdikilerden daha bi farklı  :ph34r:

 

İblis eti yiyerek gelişme olayında kendinden güçsüzleri yiyerek fazla şey kazanamıyorsun. Hajime kurtları ilk yediğinde statlarının bazılar 10'lardan 300 gibi muazzam sayılara fırladı ama ondan sonra tavşandan bile çok kazanamadı. Yükseldikçe artma fazla olmadığından Kouki statlarda büyük ihtimalle fazla fark ettiremezdi. Daha kötü olma ihtimali de var; Kendinden güçsüz iblislerden yetenek de kazanamadığından Kouki onları yediğinde statları bırak yetenekleri bile alamayabilirdi... İblis etiyle güçlenme en iyi verimi güçsüzlerde veriyor ama onun için önce taşı bulman lazım  :lol:

Lvl kısmı da en başta yazdığına göre maksimum potansiyeli gösteriyor, örneğin insanlarda 100 olduğunda daha fazla gelişemezsin(bu diğer canlılarda farklı). Hajime fazla iblis eti yediğinden vücudu tamamen değişti, artık büyük ihtimalle insan bile sayılmaz. O yüzden sınırı tamamen değişmiş olabilir. Artifact'ın kafası karışmıştır, Hajime'nin ne olduğunu çözememiş de olabilir  :lol: adam 100'ü geçti hala güçleniyor

İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Misafir
Bu konuya yanıt ver...

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 üye

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.