Jump to content

mert24214

Üyeler
  • İçerik sayısı

    221
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    7

mert24214 kullanıcısının paylaşımları

  1. mert24214

    Merhaba

    Hoş geldin ,umarım forumda iyi vakit geçirirsin.
  2. mert24214

    Merhabalar.

    Hoş geldin ,umarım forumda iyi vakit geçirirsin... "2D Oyun tasarımcısıyım" yazmışsın ,internete yüklü ise ,link verirsen sevinirim... Ayrıca "3D oyun" tasarımı da fazla zor değil ,sadece daha fazla zahmet istiyor ve uzun sürüyor ,bir kaç tane de fazladan program gerekiyor ,eğer 2D'de ilerlemişsen ,bir denemeni öneririm... Tekrar hoşgeldin.
  3. Zaten şifremi yenilemişsiniz ,çok teşekkürler ,sonunda üyeliğime giriş yapabildim... Genellikle "e-mail" adresimi sadece üyelikler vb. için kullanıyorum ,bu yüzden genellikle "Skype" adresimi kullanmıyorum ve Skype'a giriş yapmayalı 1 yıl civarı oldu ,sadece "Hotmail'in" kendi sitesini ve "Windows Live Mail" kullanıyorum ,burada ve "AniKage" sitesinde arkadaş listeme ekledim... Ve tekrar teşekkürler.
  4. Benim üyeliğim daha önceden vardı ve daha önceden üye girişi de yapabiliyordum ,"acaba şifremi mi yanlış kaydettim" diye düşünüp ,"şifremi unuttum" bölümündeki işlemleri tamamladıktan sonra ,10 dakika yazmasına rağmen ,30 dakika bekledim ama öyle bir mesaj gelmedi ,daha sonra "acaba buraya üye olmadım mı" diye düşünüp ,tekrar üye olmaya çalıştım ama "bu kullanıcı adı alınmıştır." ve "bu e-mail adresi kullanımda.'ya" benzer uyarılarla karşılaştım ,daha sonrasında 2 kez daha "şifremi unuttum" kısmını yaptım ve dün de aynı şeyleri denedim ama gene üye girişi yapamadım ve üye girişi yapmaya çalıştığımda "kullanıcı adı veya şifre yanlıştır." uyarıcı ile karşılaşıyorum ,yani kısaca üyeliğim uzun zamandır vardı ,yardım edersen sevinirim.
  5. İlk olarak ,şimdiye kadar yaptığınız ve yapacağınız çalımalar için teşekkürler , İkinci olarak ,"anikage.com'da" üye girişi yapamıyorum ,yardım ederseniz sevinirim.
  6. Elle çizilmiş bir animasyon filmi; Yapımını Production I.G’nin üstlendiği tarihi gerçekler içeren, el çizimi animasyon filmi Giovanni no Shima’nın ilk uzun trailerı yayınlandı. Film Shikotan adasında yaşayan iki erkek kardeşin hikayesini anlatıyor. Kardeşlerin ailesi ve ada halkı Japonya’nın 2. Dünya Savaşında yenilgiye uğradığını öğrenir ancak endişelenecek bir durumun olmadığı söylenir. Ne var ki ada halkı kendilerini devam eden çarpışmanın ortasında bulurlar ve ada Rus askerleri tarafından işgal edilir. Tüm bu felaketin ortasında kardeşler Tanya isminde batılı bir kızla tanışır. Kardeşlerin büyüğü Tanya ile aralarındaki dil engeline, kültürel farklılıklara ve arkadaşlarının uyarılarına rağmen ona âşık olur. Öte yandan kardeşlerin babaları ordu tarafından tuzağa düşürülür ve esir alınıp Sibirya’ya götürülür. Bunun üzerine iki kardeş babalarını bir kez daha görebilmek umuduyla bir yolculuğa çıkar. Filmin seslendirme kadrosunda ise birçok ünlü oyuncu göze çarpıyor; Çocukların babası Tatsuo Senou rolünde oyuncu Masachika Ichimura yer alırken: Küçük kardeş Hirota Senou rolünde Junya Taniai (solda), büyük kardeş Junpei Senou rolünde Kouto Yokoyama seslendiriyor. Tatsuo’nun çocukluk arkadaşı, ilkokul öğretmeni Sawako’nun gençliğini Yukie Nakama, yaşlılığını ise Kaoru Yachigusa seslendiriyor. Köyün şefi rolünde deneyimli oyuncu Hiroshi Inuzuka, Evin tatlı hizmetçisi Micchan rolüyle komedyen ve oyuncu Kanako Yanagihara, Tatsuo Senou’nun kardeşi rolünde oyuncu Yusuke Santamaria, Tatsuo’nun babası, çocukların dedesi rolünde ise Japonya’nın ünlü enka şarkıcısı ve söz yazarı Saburo Kitajima yer alıyor. Junpei Senou’nun yaşlı halini ise yine başka bir deneyimli oyuncu Tatsuya Nakadai seslendiriyor. Filmin yapımcısı Production I.G ise filmi şöyle ifade ediyor: İnsanlığın tecrübe ettiği bu yıkıcı savaş sonrası, ufacık Shikotan adası Sakhalin oblastının (bölgesinin) bir parçası olmuştu… ve gerçek olaylara dayanan bu hikaye, dünyanın iyileşmemiş bu uzak köşesinde dil engellerinin aşılması, farklı ülkelerden olan çocuklar arasındaki dostluğun ürkekçe çiçek açması ile ilgili. “15 Ağustos, savaşı kaybettiğimiz söylendi. O an gerçekten anlayamamıştık. Sonra bir gün her şey değişti. Daha önce görmediğimiz birçok üniformalı asker adaya ayak bastı. İşte o gün Tanya ile tanıştım.” Filmin yönetmenliğini Mizuho Nishikubo, senaristliğini ise Shigemichi Sugita ve Yoshiki Sakurai üstleniyor. Film ayrıca Japan Association of Music Enterprises’a (JAME) kuruluşunun 50. yılını kutlamak amacıyla hediye edilmiş. Merakla beklenilen film Japonya’da 22 Şubat 2014′te vizyona girecek. [ Filmin resmi sitesi: wwws.warnerbros.co.jp/giovanni ] __________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/giovanni-no-shimanin-traileri-yayinlandi
  7. Teşekkürler ,bazı karakterleri seslendiren kişileri merak ediyordum... Bu yazıda ve tanıtımlarda ,adı ve emeği geçen herkese teşekkürler , Bilgilendirmesi için "Cold Dewil'a" ayrıca teşekkürler.
  8. mert24214

    HorizonSubs

    Umarım siteniz uzun ömürlü olur ve dahada büyür... Şimdiye kadar yaptığınız ve yapacağınız tüm çalışmalar için şimdiden teşekkürler... Bu yazıda ve sitede ,adı ve emeği geçen herkese çok teşekkürler , Bilgilendirmesi için "mrt180'e" ayrıca teşekkür ederim. Not: Listede "Log Horizon'u" göstermişsiniz ama sitede Log Horizon'u bulamadım ,acaba daha sonra mı çevirilecek?
  9. "AnimeFantastica'ya" yeni gelmiş ve burada olmayan anime tanıtımları için konu açıyorum ,zaten 3 tane gelmişti ,3'ünüde yaptım... Ayrıca "reklam vb." gibi bir şey için yapsam ,hiç uğraşmam ,bir anda hepsini seçip ,hepsini kopyala yapıştır yaparım ,Bildiğin gibi bu tür yazılarda bunu yapınca ,tüm resimler ve yazılar ekranın "sol tarafında" oluyor ve aralıklar kaybolarak ,yazılar karışıyor ,bazen de anlaşılmayacak hale geliyor ,ben aralıktan ,aralığa kopyalayarak yapıyorum ,kalınlık ,büyüklük gibi ayarları yapıyorum ,ayrıca tüm yazıları okuyor ve videoları izliyorum ,ben görüntü hoşluğu olsun diye uğraşırken başka bir kişi direkt kopyala ,yapıştır ile aynı konuyu açmışsa ,kendi açtığım konuyu kilitliyor veya siliyorum ,zaten AnimeFantastica'nın elemanı filan da değilim ,ne için reklam yapayım.
  10. Anime Tanıtım Fate/Zero Tür: Fantastik, Aksiyon, Doğaüstü Yayınlanma Tarihi: 2011 – 2012 Bölüm Sayısı: 13 + 12 Yönetmen: Aoki Ei Orijinal Hikaye: Urobuchi Gen, Type-Moon Firma/Stüdyo: Ufotable Başlıca Seiyuular: Emiya Kiritsugu (Koyama Rikiya), Kotomine Kirei (Nakata Jouji), Saber (Kawasumi Ayako) Açılış: #1 - Oath Sign – LiSA #2 - To The Beginning” by Kalafina Kapanış: #1 - MEMORIA – Aoi Eir #2 - Sora wa Takaku Kaze wa Utau – Luna Haruna - Manten – Kalafina Hikaye her 60 yılda bir gerçekleşen büyücüler arasındaki Kutsal Kase savaşını konu alıyor. Kutsal Kaseyi ele geçiren kişinin her dileğinin kabul olacağına inanılır. Büyücüler geçmişleriyle, kimileri kendisiyle ilgili sorunlardan kimileri ise aile görevi olarak gördükleri bu kase savaşına katılmak zorundadırlar. Savaş, büyü dünyasının önde gelen aileleri arasında yapılsa da arada istisnai durumlar meydana gelebiliyor. Büyücüler Kutsal Kase savaşında efendi statüsündedirler ve çağırdıkları geçmişin kahraman ruhları ise hizmetkarlarıdır. Hizmetkarlar, tarih kitaplarından bildiğimiz üstün savaş becerileri olan, efsanevi liderlerdir. Çağrılan hizmetkarların, efendilerinin emirlerini dinlememesine önlem olarak büyücülere 3 komut büyücü hakkı tanınır. Kısacası bu savaş taktiksel bir oyundur. Fate serilerine bakacak olursak 2011 yılında çıkan Fate/Zero, Fate/Stay Night serisinde yaşanan savaştan bir 10 yıl önceki Kutsal Kase savaşını anlatıyor. (Ne oldu 60 yılda bir olan savaşa derseniz iş spoiler kısmına girer) Yani Fate/Stay serisindeki karakterlerin annelerinin ve babalarının savaşlarını izliyoruz. Tabii kendi küçüklük hallerini, karşılaşmalarını, intikamlarının sebeplerini öğrendiğimiz ve en önemlisi Kutsal Kase savaşının mantığının çözümlendiği yapımdır. 2011 yapımın yayınlanmasıyla bu seriye yeni başlayacaklar olaylar serisini tarihsel olarak izlemek isteyeceklerdir fakat benim önerim çıkış tarihine göre izlemeniz. Önce Fate/Zero arkasında Fate/Stay izlerseniz serinin hiç bir çekiciliği kalmaz. Fate/Zero’da fark edeceğiniz ufak tefek detaylar ve yerine oturan taşlarla hikaye daha keyifli bir hal alıyor. Benden söylemesi. Hikayeyi biraz daha açarsak ilk serinin ana karakteri olan Emiya Shirou’nun babası Emiya Kiritsugu baş rolde ve hizmetkarı aynı şekilde Saber. Fate/Zero evreninde 4. Kutsal Kase savaşı başlamak üzere ilk 3 savaşta bir sonuca varılamadığı için gözünü hırs bürüyen büyücülerin arası iyice kızışıyor. Kotomine Kirei ise her şeyini kaybetmiş, savaşa ilgisi olmayan kilisenin bir adamıdır. Kirei’nin savaşa olan ilgisizliği, baş düşmanı Kiritsugu’nun savaşa dahil olduğunu öğrenmesiyle dengeler değişir. Spoiler kısmına girmekten çekindiğim için karakterler arası ilişkilerden bahsetmek istemiyorum çünkü hikaye birçok sürprizi barındırıyor. Teknik bilgilere geçersek görsellik hat safhada diyebiliriz. ufotable stüdyosu varını yoğunu Fate/Zero’nun görselliğine harcamış. Şahane savaş sahneleri var. Önceki seriye oranla daha bir sert yapım olmuş, özellikle büyücüler arasındaki psikopat karakterin sayesinde bu seride vahşet ön plana çıkartılmış. Tabii ki hep vahşet, kan, savaş yok; Kiritsugu ve Irisviel aşkı içinizi ısıtırken İskender’in modern dünyaya adapte olma çabası eğlencelik bir seyir hali meydana getiriyor. Hikaye tamamen kusursuz değil maalesef bir dolu mantık hatası var; en basitinden Kiritsugu’nun küçüklüğüne inelim derken zombi savaşı seyretmemiz gibi. Açılış ve kapanış şarkıları çok başarılı özellikle Oath Sing hafızalara yer edecek şekilde. Müzik ekibinde Lisa’nın haricinde Kajiura Yuki’ye rastlıyoruz ve soundtrack albümünü son hızla indiriyoruz. Müzik dışında seiyuu ekibi de oldukça başarılı. Kiritsugu ve Kirie’ye ses veren seiyuuların tonlamaları mükemmel. Görsel şölen haricinde kulak dolgunluğu da yaratan bir yapım. Bağlantılı animeleri gözden geçirecek olursak Fate/Stay Night serisinin ilk rotası Saber karakteriydi. Studio DEEN tarafından 24 bölümlük bir televizyon serisi olarak 2006 yılında Saber’ın hayatı, geçmişi, Shirou ile ilişkisini konu almıştı. Fate/Stay Night serisi ile bağlantılı olan ikinci rota 2010 yapım Unlimited Blade Works filmidir. Bu filmde rota Rin ile Archer’ı konu alır. Fate/Zero serisi 2011-2012 çıkışlı olmak üzere devam niteliğinde 2 sezon şeklinde karşımıza çıkıyor. Araştırmacı ruhlar için hikayede geçen kahraman hizmetkarları da listeleyelim; Saber : Kral Arthur Archer : Gilgamesh Lancer : Diarmuid ua Duibhne Caster : Gilles de Rais Rider : Iskender Assasin : Hasan Sabbah Berserker : Sir Lancelot _____________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/fate-zero
  11. Anime Tanıtım Makai Ouji: Devils and Realist Tür: Komedi, Okul, Şeytan ve Cinler, Aksiyon, Fantastik, Gizem, Tarihi Yayınlanma Tarihi: 30/6/2013 Bölüm Sayısı: 12 Yönetmen: Chiaki Kon Orijinal Hikaye: Madoka Takadono Firma/Stüdyo: Dogakobo Başlıca Seiyuular: Takuma Terashima, Tetsuya Kakihara, Yoshitsugu Matsuoka, Jun Fukuyama, Takuya Eguchi… Kral Süleyman, İngilizce adıyla Solomon, tarihte yer alan bilgilere göre Kral Davut’un oğlu ve İsrail Krallığı’nın üçüncü kralıdır. Ayrıca dini kaynaklara göre Solomon bir peygamberdir ve peygamberlerin en zengini olmakla birlikte herkes tarafından imrenilen bir bilgeliğe sahiptir. Ayrıca kuş dilini bildiği, rüzgâra, hayvanlara ve cinlere hakim olduğu anlatılmaktadır. Bunun dışında ise en önemli varlığı olan Cennet’ten ona hediye edilmiş bir yüzüğe sahiptir. Herkes bu yüzük sayesinde Solomon’un bu kadar ihtişamlı yaşadığını düşünmektedir. Hikâyemiz Kral Solomon’un soyundan gelen William Twining adındaki varlıklı bir çocuğun şeytanlarla olan karmaşık ilişkisinden oluşmaktadır. William tam bir realist yani gerçekçidir. Bilim dışındaki hiçbir olguya inanmamaktadır. Amacı çok çalışıp iyi bir eğitim aldıktan sonra iyi bir işte çalışmaktır. Tabii olaylar hiç beklediği gibi gelişmez. Yatılı olarak kaldığı okulun taksidinin ödenmediğini öğrenince evine gitmeye karar verir. Ailesi bir süre önce vefat ettiği için amcası ona bakmaktadır; ancak amcası da bazı yatırımlar sonucunda William’ın ailesinden kalan tüm parayı kaybeder ve ortadan kaybolur. Evin kâhyası olan Kevin dışında bütün hizmetliler evi terk etmiştir. Kevin ise nesiller boyu William’ın ailesine hizmet ettiğinden dolayı kalmıştır. William ise parası olmadığından okula devam edemeyeceğini düşünür ve evde para edecek bir şey olup olmadığına bakar. Tabii ev haciz edildiğinden tüm para eden eşyalar alınmıştır. William, ailenin gizli bir yerde kasası filan olduğunu düşünerek yer altındaki bir tünele girerler. Karşılarına bir kapı çıkar. Kapıyı kırmaya çalışan William elini yaralar, ama odaya girmeyi de başarır. Yaralanan elinden damlayan kanla ise yerde çizili olan büyüyü aktif hale getirir ve böylece Cehennem’den gelen Dantalion ile karşılaşır. İşin Cehennem kısmına gelelim… Cehennem’in yöneticisi olan Şeytan yani bilinen diğer adıyla Lucifer’dir. Anlatılana göre Cehennem’de rütbelere göre yönetilmektedir ve rütben ne kadar fazlaysa o kadar derin uykuya dalmak zorundasındır. Lucifer de en yüksek rütbeye sahip olduğundan yıllardan beri derin bir uykudadır. Onun yerine vekil olarak ise başka bir şeytan seçilmesi gerekmektedir. Bu seçimi ise Solomon’un soyundan gelen bir seçici yapabilmektedir. Bu seçici ise William’dan başkası değildir. William ise tam bir gerçekçi olduğundan bu tür saçmalıklara inanmaz ve Dantalion ya da bir başkasını seçmeyi aklından bile geçirmez. William ne kadar Dantalion’un teklifini geri çevirse de Dantalion onun yanından bir an olsun ayrılmaz. Zaten bunun için onun okuluna bile yazılır. Dantalion’un neden bu kadar ısrarcı olduğu ise geçmişinde Solomon ile yaşadığı bir takım olaydan ileri gelmektedir. Ayrıca geçmiş zamanda Solomon, 72 Şeytan ile müttefik olmuştur ve bunun dışında kalan şeytanlar ise William için tehdit oluşturmaktadır. Dantalion bunu bildiğinden dolayı William’ı koruma altına almıştır. Velhâsıl William’ın gerçekçi kişiliği yüzünden amacında bir adım bile ilerleyemez. Bu sırada Lucifer’in yerini almak isteyen diğer şeytanlar da William’ı kendi yanlarına çekmek için ellerinden geleni yaparlar. Hatta Dantalion gibi okula yazılırlar. William’ı parasızlık yüzünden geçirdiği stres yetmiyormuş gibi şeytanların hayatına girmesinden sonra uykusuz geceleri böylece başlamış olur. Karakter çizimleri Ouran High School Host Club’ın karakterlerini de tasarlayan Kikuko SADAKATA’ya ait. Tabii doğal olarak güzel! Hatta kat kat daha güzel diyebilirim. Hikâyenin başından sonuna kadar renkli bir atmosfer bekliyor zaten sizi. Komik olmasının yanında aksiyon sahneleriyle de sıkılmamanızı sağlıyor. Aksiyon olmasaydı bile sıkılmazdınız diyebilirim tabii. Komedi sahneleri çünkü oldukça güzel. William’ın gerçekçi kişiliği ile şeytanları takmaması zaten başlı başına komedi unsuru. Bunun yanısıra bir yan karakterimiz var ki çok tatlı bir şey kendisi. Isaac adlı karakterimiz William’ın en yakın arkadaşıdır. Buna rağmen William’dan zerre kadar zekilik almamıştır. Beş yıldır üst üste sınıfta kalmıştır. William’ın aksine doğa üstü olaylara inanmaktadır ve bununla ilgili kitaplar okumaktan hoşlanmaktadır. Zaten bu yüzden William’ın başına olaylar açar. Hikâye ise bize şeytanların sanki meleklerden daha merhametliymiş gibi gösterilmesine neden oluyor. Hatta melekler bazı sahnelerde o kadar kötü gösteriliyor ki şeytan mı, melek mi kötü bir karar veremiyorsunuz. Tabii bu bana göre, siz de izleyin ve kararınızı ona göre verin. Ayrıca unutmadan ilk başta yüzükten söz edilse bile sonraki bölümlerde yüzük karşımıza çıkıyor. Bu yüzüğün hikâyede ne kadar önemli bir yeri olduğunu da izledikçe göreceksiniz. ________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/makai-ouji-devils-and-realist
  12. Anime Tanıtım Monster Tür: Gizem, Korku, Dram, Polisiye, Psikolojik, Gerilim, Seinen Yayınlanma Tarihi: 7 Nisan 2004 – 28 Eylül 2005 Bölüm Sayısı: 74 Yönetmen: Masayuki Kojima Senaryo: Tatsuhiko Urahata Firma/Stüdyo: Madhouse, VAP, Shogakukan Production Başlıca Seiyuular: Koyama Mami (Eva Heinemann), Noto Mamiko (Anna Liebert), Isabe Tsutomu (Heinrich Lunke), Kiuchi Hidenobu (Kenzo Tenma) Manga: Monster Mangaka: Urasawa Naoki Müzik: Kuniaki Haishima Açılış: “Grain” – Kuniaki Haishima Kapanış: #1: “For The Love of Life” – David Sylvion (1-32. bölümler için ) #2: “Make It Home” – Fujiko Heming (33-74. bölümler için) Tuhaf ve bir o kadar ilgimizi çeken bir yazı ile giriş yapıyoruz seriye. Aynı gizemi koruyarak bir bina görüyoruz. Hemen ardından binanın hastane olduğunu anlıyoruz ve ana karakterimiz dahi bir cerrah olan Dr. Kenzo Tenma ile tanışıyoruz. Başarılı bir ameliyattan çıkmıştır. O sırada hastane koridorunda bir kadın da ağlamaktadır. İlerledikçe ana karakterimiz Dr. Tenma hakkında daha fazla bilgi almaya başlıyoruz. Diğer bir ana karakter olan Eva Heinemann da hikayeye Kenzo’nun sevgilisi olarak giriş yapıyor. Eva aynı zamanda Dr. Tenma’nın çalıştığı Eisler Memorial Hastanesinin müdürü Dr. Heinemann’ın kızıdır. Dr. Heinemann ise Dr. Tenma’nın başarılı ameliyatlarını kendine yıkarak prim sağlamaktadır. Bu durumda Tenma’yı tutmak için kızı ile nişanlamıştır. Tenma’nın arkadaşları ise kendisini bu konuda uyarırlar ve Tenma bir huzursuzluk yaşamaya başlar. Bunun üstüne hastane koridorunda onu karşılayan bir kadın Tenma’yı oldukça etkiler. Dr. Heinemann, hastaneye gelen hastalara değerlerine göre öncelik tanımaktadır ve ünlü kişilerin ameliyatlarını Tenma’ya yönlendirmektedir. Dr. Heinemann ve kızı için insan hayatı aynı değerde değildir. Tenma ise farklı düşünmeye başlar ve bu sefer bunu uygulamaya karar verir. Bir ailede trajik bir olay sonucunda geriye sadece şok içinde bir kız çocuğu ve durumu ağır olan ikiz erkek kardeşi kalmıştır. Tenma acilen ameliyata başlar. Bu sırada önemli bir vali de ameliyat edilecektir ve Dr. Heinemann valinin ameliyatına geçmesi için Tenma’yı ikna etmeye çalışır. Kararını veren Kenzo emire karşı gelerek ameliyatına devam eder. Ve her şey bu ameliyattan sonra başlar. Bir anda gizemli ölümler meydana gelir ve aynı şekilde Tenma’nın hayatı iyiye gitmeye ve mevki almaya başlar. Bu gizemli ölümleri araştırmak için diğer bir ana karakterimiz müfettiş Lunge olaylara dahil olur. Bu gizemli ölümlere sebep olan kimdir? Bu ölümlerin Tenma ile bağlantısı nedir? Birçok sorunun cevabını bulmaya çalışırız seri boyunca Müfettiş Lunge ile birlikte. En önemlisi ise; Monster nedir? Kimdir? Gerçekten çok sıra dışı bir açılış ve müzikten sonra, sıradan bir atmosfer ile hikayeye giriş yapılmış. Bu tezatlık birbiri ile çok iyi bir uyum sağlamış. İlk başlarda karakter ve özellikleri iyi bir şekilde aktarılıyor. Küçük küçük olaylar gösterilmesine rağmen her olayın seride çok büyük önemi var. Gereksiz neredeyse hiç sahne yok. Bu bakımdan önemsiz gibi görünen her olayı dikkatlice izlemekte yarar var. Seri, ilk başta insanda fantastik öğelerin hikayede yer aldığı izlenimi uyandırıyor. Daha ilk baştan ismi olan Monster’dan bile olayın içinde bu tarz öğelerin var olacağı düşüncesi insana yerleşiyor. Böyle düşünerekten arka plana atan varsa, hiç beklemeden başlayabilir seriye. Tam tersine bu serinin en büyük özelliği, tüm olayların bizim dünyamızın gerçekleri ile aynı olmasıdır. Neredeyse her seride görülen o olağan dışı durumlardan sıkılanlar içinde en iyi seçim. Diğer bir önemli özelliği ise hitap ettiği yaş aralığıdır. Yetişkin bireyler için en ideal serilerden diyebilirim. İçerisindeki karakterler, olaylar, durumlar ve bunların aktarılması, hiçbirinde en ufak bir çocukça durum yok. –İçerisindeki bazı çocuk karakterler hariç – Açıkçası seinen bir seri olmasından dolayı da 13 yaşından aşağıdakilerin izlemesini tavsiye etmem. Bunun nedeni, Elfen Lied ya da Gantz gibi bir durumdan dolayı değil; ancak içerdiği derinlik ve yoğunluk bakımından tam anlaşılamayacağı ve içerisinde geçen olaylar ile durumların küçük yaştakiler için rahatsız edici olabileceğindendir. Seri boyunca sürekli küçüklü büyüklü birbiri ile bağlantılı olaylar olmaktadır. Her bir olay sonrasında seyirci olarak bir yorum yaparız. Şöyle olacak, böyle olacak diye. Bu seri için bu varsayımlar neredeyse hiç tutmayacak. Ben izlerken ne beklediysem olmadı. Birçoğumuz izlediğimiz şeylerde klişe durumlar ile karşı karşıya kalırız. Bu düşünce ile olayları tahmin etmeye çalışırken, sürekli yanılacağımız bir seri. Tarih olarak 1986 yılında başlıyor hikaye ve günümüze kadar uzanıyor. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması olayı da önemli bir yer ediniyor seride. Almanya ve Çekoslovakya arasında geçtiği için hikaye, çevre de buna uygun tasarlanmış. Aynı zamanda, birçok etnik kökenli insanda hikayeye bir şekilde dahil oluyor. Değeri ve önemi çok geç fark edilmiş bir seridir. Bundaki en büyük etken de Türkçe’ye çevrilmesinin çok geç olmasıdır. Hani sürekli en iyi animeler olarak Code Geass, Death Note, FMA Brotherhood vb. sayılır ya… İşte bu üçlünün ya da sizin üçlünüzün hemen yanına gelebilecek kalitede bir seridir Monster. Bu serinin hiç mi kötü yanı yok diye sorarsanız, yapısı itibariyle -en büyük eksikliği- hiç gülemeyeceksiniz. Sürekli bir karanlık, ağırlık hakim seri üzerinde. O kadar değişik olaylar dönüyor ki, bir de bu olayların çoğu size yansıtılıyor ve öğreniyorsunuz. Diğer taraftaysa halen daha hiçbir şeyden haberi olmayanları görünce, biraz sabırsızlanabiliyorsunuz. Diğer bir eksikliği de sanırım görüntü kalitesi. Hd ve Full HD sürümleri yok maalesef ve 4:3 formatında. Hilte! Das Monstrum in mir wird explodieren! Felsefi değeri ve bize kazandıracakları bakımından da önemli bir seridir. İnsanlara bakış açımızı değiştirecek, günlük hayattaki davranışlarımızı sorgulamamızı sağlayacak niteliktedir. Topluma ve insanlara karşı daha duyarlı ve iyimser olmayı aşılamaya çalışmaktadır. Seri boyunca birçok farklı konuya değinerek, çevremize daha dikkatli ve inceleyici gözle bakarak toplumsal sorunların farkına varmamızı, en önemlisi de insanların ve insanlığın değerini bilmemizi sağlayacak bir yapım. İçerisinde barındırdığı birçok duygu ile kişiliğimizi sorgulayan, duygularımızı ve düşüncelerimizi daha iyiyi yönlendirmeye yarayan bir seri. Birbirinden farklı karakterleri olan ve kendimizi o karakterlerin yerine koyarak, empati kurmamızı sağlar. Temel olarak insan eşitliğini konu alsa da birçok önemli konu işlenmektedir. Müzik kısmında ise böyle bir seri için en uygun seçimler yapılmış. Açılıştaki müzik daha bölüm başlamadan insanın içine işleyerek, farklı bir duygu ve düşünce yapısına geçmesini sağlıyor. Aynı şekilde kapanıştaki iki parçada, bu durumu daha da irdelemektedir. Birçok seriden farklı olarak kapanışlarda sadece bizi etkileyen müzik yok. Aynı zamanda ilerleyen bir hikaye var ve bu hikaye gerçekten önemli. Kapanış müziğinin hemen ardından, bir sonraki bölümle ilgili 2-3 sahne gösteriliyor. Yine burası da çok kaliteli olmuş. Hikayenin geçtiği tarihinde etkisiyle, arkada rahatlatıcı bir müzik ile bildiğimiz eski bir televizyondan bakıyormuş gibi bir çerçeve kullanılarak, o eskiyi yansıtan temadan hiç çıkılmamış. [http://i.imgur.com/zlcKcI3.jpg] Animasyon kısmında ise Death Note ve Black Lagoon’daki gibi gerçeğe yakın bir çizim tekniği kullanılmış. Karakter detayları ve mimikleri çok iyi aktarılmış. Neredeyse hepsi günlük hayatta görebileceğimiz gerçeklikte. Aynı şekilde çok zengin bir çevre var. Bu çevrelerde aynı titizlikle güzel bir şekilde aktarılmış. [http://i.imgur.com/TF1wN3s.jpg] Seslendirme kısmında, kaliteli bir seiyuu takımı olduğu için seslendirmeler çok başarılı olmuş. Karakterler için seçilen seiyuular da tam yerinde olmuş. Zaten bu seiyuuları çoğunuz daha önce de dinlemişsinizdir. Mesela ana karakterimiz Tenma’yı seslendiren Kiuchi Hidenobu aynı zamanda Fullmetal Alchemist Brotherhood’daki King Bradley’i de seslendirmiş. Tenma için Bradley gibi adam deyimi de yerinde olur. Ayrıca HBO ve Guillermo Del Toro manganın diziye uyarlanmasında çalışmaya başlamıştır. Del Toro senaryo kısmında, Dr.Who ve Sherlock’tan bildiğimiz Steven Thompson ile çalışacaktır. Pilot bölümün Thompson tarafından yazılıp Del Toro tarafından yönetilmesi bekleniyor. ___________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/monster-anime
  13. O Doshisha Japon Eğitim Fuarı 1 Şubat’ta İstanbul’da Uluslararası Üniversiteler Arası Ağ Kurma Projesi için atılan adımların bir parçası olan “Global30 Project” (Küresel30 Projesi) kapsamında Doshisha Üniversitesi İstanbul’da bir eğitim fuarına ev sahipliğini yapacaktır. Eğer siz de Japonya’da yüksek lisans ya da doktora öğrencisi olmak için hayaller kurup, bunun için neler yapmak gerektiğinizi merak ediyorsanız bu fuar sizin için muhteşem bir fırsat! Global30 Project kapsamında seçilen önemli üniversitelerden gelecek olan öğretim üyeleri ile tanışıp, onlardan Japonya’daki eğitim fırsatları ve burslar hakkında bilgi alabilirsiniz. Stand açacak üniversiteler: Tsukuba Üniversitesi, Kyoto Üniversitesi, Kyushu Üniversitesi, Keio Üniversitesi, Waseda Üniversitesi, Hokkaido Üniversitesi, Rikkyo Üniversitesi, Doshisha Üniversitesi, JATEF (Japonya Türkiye Eğitim Merkezi) Yönelmek istediğiniz alana göre yukarıda belirtilen üniversitelerdeki araştırma olanaklarını, öğretim elemanlarını ve üniversitenin seçmiş olduğunuz alandaki başarılarını inceledikten sonra sorularınızın cevabını almak için Doshio Üniversite’sinin sitesinden kayıt yaptırmanız yeterli. (Ücretsizdir. ) Unutmayın eğitim hayatınızda yapmış olduğunuz atılımlar, yurt dışı deneyimleriniz sizi hayallerine sarılıp ilerlemeyen insanların önüne geçirecektir. Program  Tanıtımlar : 13:00 – 17:00 Üniversite stantlarında birebir bilgi takdimi  Özel Oturum “Burslar” (Türkçe) 1.Oturum : 14:00-14:40 2. Oturum : 15:00-15:40 Keiji Fukuda , Japonya İstanbul Başkonsolosu Japonya devlet bursu (Monbukagakusho:MEXT) tanıtımı (Soru-cevap bölümü de olacatır) Japon Kültür Tanıtımı ( Görüntüler eşliğinde ) Ulaşım Eski Japonya Başkonsolosluk Binası (İnönü Caddesi No.16 Gümüşsuyu, Taksim, İstanbul) * Metro Taksim durağından yaklaşık 5 dakika yürüme mesafesi _______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/japonyada-ogrenci-olmak-mi-istiyorsunuz
  14. MAN AT ARMS’tan harikalar yaratmaya devam. Bleach serisindeki Kurosaki Ichigo’nun Zanpakutousu Zangetsu‘yu gerçeğe dönüştürüp, anime dünyasında da adını iyice duyuran MAN AT ARMS, son olarak God of War serisindeki Kratos’un Blades of Chaos’unu yaptı. Eleman neyse ki bu kez kestiği o karpuzlardan birazını mideye götürdü. Hep ziyan, hep ziyan nereye kadar? :) MAN AT ARMS’dan diğer harika çalışmalar: Assassin’s Creed 4: Hidden Blade & Pirate Cutlass Hobbit – Sting (Bilbo) He-Man (Gölgelerin gücü adına!) Thor: The Dark World – Mjölnir Legend of Zelda – Master Sword Kingdom Hearts – Keyblade Final Fantasy VII – Buster Sword (Cloud’un efsanevi kılıcını 2 kişi taşıyabiliyordu, iyi ki bir taraflarını kırmadılar.) _________________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/zangetsudan-sonra-blades-of-chaos
  15. Serinin müzikleri en çok satanlar listesinde. Japonya’da müzik endüstrisi ile ilgili verilerin nabzını tutan Oricon şirketi, 2013 yılının en çok satan 100 single’ını açıkladı. Konuya anime müzikleri açısından bakacak olursak 30. sırada 230,810 kopya satan Attack on Titan serisinin ilk iki açılış parçasını da (Guren no Yumiya ve Jiyu no Tsubasa) içeren Linked Horizon’dan Jiyuu e no Shingeki isimli single’ı yer alıyor. Linked Horizon - Guren no Yumiya [Attack on Titan OP1] http://vimeo.com/69802698 Listenin 35. ve 59. sırasında ise T.M. Revolution ve Nana Mizuki ikilisinin Preserved Roses(175,828 kopya) ve Kakumei Dualism (113,170 kopya) isimli singleları yer alıyor. Hatırlayacak olursanız Preserved Roses, Kakumeiki Valvrave serisinin ilk sezonunun; Kakumei Dualism ise yine Kakumeiki Valvrave’in 2. sezonunun ilk açılış parçaları. T.M. Revolution & Nana Mizuki – Preserved Roses [Kakumeiki Valvrave OP1] T.M. Revolution & Nana Mizuki - Kakumei Dualism [Kakumeiki Valvrave Season 2 OP1] Listede 94. sırayı ise 77,330 kopya satarak ST☆RISH’den Uta no Prince-sama Maji Love 2000% serisinin kapanış parçası olan Maji Love 2000% şarkısı aldı. Hatırlatalım ki ST☆RISH; Takuma Terashima, Kenichi Suzumura, Kishou Taniyama, Mamoru Miyano, Junichi Suwabe, Hiro Shimono, Kousuke Toriumi animede de yakışıklı gençlerimizi seslendiren seiyuularından oluşuyor. Listenin ilk 4 basamağını ise Japonya’nın popüler grubu AKB48 aldı. ST☆RISH - Maji Love 2000% [uta no Prince-sama Maji Love 2000% OP1, ED2] http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=k8fJHJd66c4 ______________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/attack-on-titan-oriconda
  16. mert24214

    Sonunda Geldim

    Geç oldu ama hoşgeldin ,umarım forumda iyi vakit geçirirsin.
  17. mert24214

    Merhabalar:)

    Geç oldu ama hoşgeldin ,umarım forumda iyi vakit geçirirsin.
  18. Anime Tanıtım Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou Tür: Shounen, Aksiyon, Drama Yönetmen: Tetsuro Araki (Death Note) Manga: Shingeki no Kyojin (2009) (Attack on Titan) *OVA, manganın 12. cildiyle beraber çıkmıştır. Mangaka: Hajime Isayama Başlıca Seiyuular: Kamiya Hiroshi (Levi), Romi Paku (Hanji Zoe) En önemsiz, arka planda görünen karakterlerin de hayatları değerlidir; çünkü herkes kendi küçük dünyasının ana karakteridir. Şimdi anime serisinindeki olayları hızlıca bir hafızanızdan geçirin. Birçoğunuzun aklına yitirilen hayatlar, karakterlerin o son anlarındaki içinizi burkan bakışlar ve çaresizlik geldi, değil mi? Aslında Hajima Isayama tarafından hazırlanan bu serinin arkasında, mangakanın bir internet kafede çalıştığı zamanlarda, sarhoş bir müşterinin kendisinin yakasına yapışması, Hajime Isayama’nın iletişim kuramayacağını anladığı dev gibi birinin karşısında yaşadığı çaresizlik vardı. Serinin en güçlü yönlerinden biri dramatize edilmiş sunumuydu. Hatta zamanında Weekly Shonen Jump’ta başlayacak olan manga, uygun olmadığı gerekçesiyle bu dergide yerini alamamıştı. (İyi de olmuştu aslında, her şeye karışan Weekly Shonen Jump, seriyi bu haliyle yayınlatmazdı.) Peki bu okuduklarınızın OVA ile bağlantısı nedir? İşte seriden alışık olduğumuz gibi dramatik bir şekilde hayatını kaybetmiş bir asker olan Ilse Langnar’ın hikayesini konu alıyor Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou (Attack on Titan: Ilse’s Journal). OVA, geçmişte yaşanan bir olayı işlediğinden Eren, Mikasa, Armin gibi karakterler, en baştaki hatırlatıcı kısım dışında görünmüyor doğal olarak. Burada ana karakter olarak Ilse dışında Hanji Zoe ön plana çıkıyor. Levi de bol bol göründüğünden OVA’da ana karaktere yakın bir role sahip. Bunun dışında Petra Ral, Oluo Bozado gibi karakterleri de yeniden animede görmek gözlerimizi yaşartıyor. Hikayenin detaylarını özellikle pek anlatmıyorum. Zaten açılış kapanışları çıkardığınızda 20 dakikanın altında bir OVA kalıyor. Açılış demişken, anime serisinin bu yıla damgasını vuran ilk açılışı Linked Horizon – Guren no Yumiya’nın kullanılmış olması herhalde herkesi sevindirecektir. OVA’nın çalışmalarına çok önceden başlanmıştı ve sizlere duyurduğumuz üzere ilk verilen çıkış tarihi 9 Ağustos’tu, sonradan yıl sonuna ertelenmişti. Dediğim gibi bu kısa bölümdeki olayları da anlatıp keyfinizi kaçırmaya niyetim yok. Ancak hikaye açısından da izlemenizde yarar var. Devlerle ilgili olarak, anime serisinde hiç görmediğiniz bir olaya şahit olacaksınız. Doğası gereği insanoğlu; bilmediği, anlam veremediği şeylerden korkar. Zaten bu olaydan sonra insanlar, düşmanı karşısında ne kadar cahil olduğunu ve bilgi toplaması gerektiğinin iyice farkına varıyor. Mangaların satış kampanyasını yapmak için hazırlanan onlarca içeriği boş OVA gibi değil Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou. Sadece “Keşke biraz daha sürseydi.” dedirtiyor ve anime serisinin devamını şimdiden özlediğimizi bir kez daha bizlere gösteriyor. Anime serisini beğenen, özleyen herkese Shingeki no Kyojin: Ilse no Techou’yu tavsiye ediyorum. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=W9i8OUMZl7M _______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/shingeki-no-kyojin-ilse-no-techou
  19. Filmin tema şarkısı Yuzu’dan. Geçtiğimiz yaz Hiromu Arakawa’nın popüler mangası Silver Spoon (Gin no Saji)’un live action filmine uyarlanacağını duyurmuştuk. Filmin ikinci teaserı ve ilk uzun fragmanı yayınlandı. Fragman açılışa bir hikayecinin İngilizce olarak Yugo Hachiken’in “gerçek kurtarıcı” olmasını anlatarak başlıyor. Hachiken Hokkaido’da 3 yıl içinde tarım ile ilgili bir liseyi bitirmeyi aklına koyar, ancak Hachiken’in tarım konusunda hiçbir deneyimi yoktur. Sınıf arkadaşlarının çoğu çiftçi ailelerden gelmektedir. Nitekim şehir hayatından gelen Hachiken ise çiftlik hayatına hiç de alışık değildir. Öyle ki fragmanda yetiştireceği domuz yavrusundan kendisine göz kulak olmasını rica ettiğini görebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=hpiwl-9cMq0 Bir buçuk dakikalık fragmanda; filmin tema şarkısı olan, folk/pop rock grubu Yuzu‘nun Hidamariisimli yeni parçasını duymak mümkün. Şarkı grup üyesi Iwasawa Koji’nin mangayı ve filmin senaryosunu okumasının ardından yine Koji tarafından film için özel olarak yazılıp bestelenmiş. Ayrıca şarkı neşeli bir tempoda olup sözleri gençlik ve mutluluk hakkında. Söylendiğine göre akustik sesleri ile insanın kendini Hokkaido’nun çayırlarında hayal edebileceği ifade ediliyor (Hokkaido’yu gezip gören bilir tabi : : :D Tüm bu anlatılanlara rağmen şarkının çıkış tarihi henüz belli değil. Kitagawa Yujin (solda), Iwasawa Koji (sağda) Hazır söz Yuzu’dan açılmışken Hunter x Hunter serisinin son üç kapanış parçasını Yuzu’nun söylediğini biliyor muydunuz? Grup ayrıca 27 Aralık’ta vizyona girmesi beklenilen Hunter x Hunter: The Last Mission filminin tema şarkısını da (Hyouri Ittai) söyleyecek. Hunter x Hunter: The Last Mission (Movie) – Hyouri Ittai (Theme Song) Bu kısa bilgilendirmeden sonra filme geri dönüp oyuncu kadrosunu tekrar hatırlatacak olursak; Kento Nakajima - Yugo Hachiken Alice Hirose - Aki Mikage Ryuhei Ueshima - Okul Müdürü Nakamura Shido – Binicilik Kulübü Hocası Tomohiro Ichikawa - Ichiro Komaba Yönetmenliğini Keisuke Yoshida’nın yaptığı film Japonya’da 7 Mart 2014 tarihinde vizyona girecek. _____________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/silver-spoon-live-action-fragmani
  20. mert24214

    Konichiwa!

    Burada gerekli bilgiler verilmiştir ,şu anda zaten ana sitedeki "Anime & Manga Haberleri" kısmında da en üstte yer almakta; - Uploader / Çevirmen Alımları Başlamıştır.
  21. mert24214

    1 Saatlik Yeni Mushishi Keyfi

    Çok güzel bir seriydi ,umarım yeni çıkacak filmi de buna uygun olur diyordum ,bu tanıtım videosu bana cevap oldu... Umarım bir gecikme olmaz ve çevirisi hemen yapılır... Bu yazıda adı ve emeği geçen herkese çok teşekkürler , Bilgilendirmesi için "-Estable'ye" ayrıca teşekkür ederim.
  22. Yeniden Güneş gibi doğabilecek mi? Mangaka Yoichi Takahashi, unutulmaz futbol serisi Captain Tsubasa’ya yeni manga hazırlyor. Captain Tsubasa: Rising Sun adlı manga, 28 Aralık’ta Shueisha’nın Grand Jump dergisinde yer bulacak. Olimpiyatlarda Japonya’yı temsil edecek olan Tsubasa’ya yeni bir çalışmanın yapılıyor olması, eski anime ve manga severlerde heyecan yarattı. ___________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/captain-tsubasa-yeni-mangasiyla-donuyor
  23. Anime Tanıtım Sengoku Basara: Samurai Kings Tür: Aksiyon, Macera, Dövüş, Doğaüstü-Güçler, Tarihsel Yayınlanma Tarihi: 02/04/2009 Bölüm sayısı: 12 Bölüm süresi: 23 dakika Yönetmen: Itsuro Kawasaki Senaryo: Yasuyuki Muto Firma-Stüdyo: Production I.G, FUNimation Entertainmen Açılış: “JAP” by Abingdon Boys School Kapanış: “Break & Peace” by Dustz Müzik: Yuko Sakurai, Hiroyuki Sawano Başlıca Seiyuular: Kazuya Nakai – Date Masamune, Norio Wakamoto – Oda Nobunaga, Souichiro Hoshi – Sanada Yukimura, Takehito Koyasu -Sarutobi Sasuke, Tesshô Genda – Takeda Shingen, Toshiyuki Morikawa-Katakura Kojūrō Capcom’un video oyun serisinin aynı adlı anime uyarlaması olan Sengoku Basara, Japon tarihinin Sengoku dönemini anlatmaktadır. Dönem resmi olarak 1603 yılında başlar ve 1868′de Meiji dönemi’ndeki yeniden kurulmaya kadar sürer. Bu dönem ayrıca, Japonya’nın ilk modern dönemi olarak tanımlanmaktadır. Merkezi feodaliteye dayalı bir sisteme sahiptir. Anime de ki karakterler gerçekten var olmuş tarihi kişilerden esinlenerek yaratılmıştır. Feodalite söz konusu olunca aynı topraklarda birden çok lider (general,lord vb.) kendi ordularını toplayarak iktidar için kıyasıya bir mücadeleye girerler. Bu hiç sonu gelmeyen kanlı savaşlar devam ederken, Yüz Şeytan Ailesi’nin 6.cı Kralı Oda Nobunaga tüm ülke üzerinde hakimiyet sağlamaya çok yaklaşmıştır. Şeytan Ailesi ciddi bir tehdit oluşturmaya başlayınca, birbiriyle rekabet içinde olan iki savaşçı Date Masamune ve Sanada Yukimura kendi çatışmalarını bir kenara bırakıp beklenmedik bir birlik oluştururlar ve Şeytan Kral Oda Nobunaga’ya karşı mücadele ederler. Sengoku Basara, tarihten bilgiler barındırsa da konusu biraz havada kalmış bir anime serisi olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi; izleyici daha tam neyin neden olduğunu anlayamadan pat diye savaş sahnesi başlıyor, bitiyor. Tabii ki animenin ana teması savaş ama konu biraz daha derin işlenebilirdi bence. Karakterlerin birbiriyle diyalogları serinin eğlenceli taraflarından biri de olsa ana karakter Date Masamune’nin yarı İngilizce yarı Japonca konuşması anime severlerin pek alışkın olmadığı bir durum olduğu için kulağa farklı gelebiliyor. Masamune karakter olarak enerjik, iyimser ama hafifte kendini beğenmişliğe sahip bir savaşçı olarak animede yer alıyor. Genellikle tek katana ile savaşır ama ciddi dövüşlerinde parmaklarının arasında 3′er katana tutarak (Ejderha’nın Pençeleri) dövüşebilir. Önemli kararlar almadan önce sık sık Kojuro Katakura ile fikir alışverişinde bulunur. Kojuro, Masamune’nin sağ kolu niteliğinde biridir. Sanada Yukimura ise savaş delisi, heyecanlı bir karakter olarak Date Masamune ile tezat bir tavır sergiler. Yukimura için savaş her şey demektir. Sengoku döneminin en güçlü ordularından birinin komutanı olan, Takeda Shingen onu yetiştirmiştir. Yukimura, komutanına son derece sadıktır. Takeda’yı idolü olarak görür ve fanatik derecesinde bağımlısıdır. Sengoku Basara’yı izleyenler bilir, izleyecek olanlar ise eminim bu ikilinin arasında ki komutan-asker ilişkisine takılacaktır. Bunun sebebi, birbirlerine bıkmadan “Yukimuraaa” ve “Oyakata-samaaaa” diye seslenmeleridir. Serinin belki de en eğlenceli sahneleridir. Hatta sizinle şöyle, tatlı ve eğlenceli bir çalışma paylaşayım. Serinin 2.sezonu ise 11 Temmuz 2010 tarihinde yayınlanmıştır. Masamune ve Yukimura bu sefer de Toyotomi Hideyoshi’ye karşı mücadele vermekte ve ülkenin birliğini sağlamaya çalışmaktadır. Son olarak ise 4 Haziran 2011 yılında Sengoku Basara “The Last Party” adında film yayınlanmıştır. Tam da barış sağlandı derken, Toyotomi Hideyoshi’nin astı olan Ishida Mitsunari kutlamaların olduğu gün saldırır ve bir kez daha kargaşa çıkar. Masamune ve Yukimura tekrar Mitsunari ile mücadele etmek zorunda kalır. Animenin en iyi yönleri ise kesinlikle harika çizimleri ve bir hayli etkileyici müzikleri. Önemli bir sahnede arka fonda yoğunlaşan müzik izleyiciyi epey coşkulandırıyor. Kısaca; samuray,katana,dövüş temalı serilerden hoşlanıyorsanız Sengoku Basara tam size göre bir anime olabilir. [ İyi seyirler. ] http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=jugi1GviRfI ______________________________________________________________________ Kaynak: AnimeFantastica: http://www.animefantastica.com/sengoku-basara-samurai-kings
  24. mert24214

    Herkese Merhaba

    Hoş geldin ,umarım forumda iyi vakit geçirirsin.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.