A : Panik olurum, ama sonra sakinleşip düşünmeye çalışırım. Sonuçta kim oldugumu da unuttuğum için kim oldugumu sorgularım. Kağıdı alıp evi dolaşırım, varlıgıma ait hissettigim şeyleri ararım. Bulamazsam dışarı çıkarım, temiz hava alır bir yerde oturup geçmişe olan sorgulamamı sonlandırırım. Daha kim oldugumu bile bilmezken geçmişimi aramam saçma olurdu. Eğer hatırlamam gereken bir şey olsaydı kağıtta o cümle yazmazdı diye düşünürüm, eğer geçmişim hayatıma mal olacak kadar kötü bir şey ise ihtiyacım yok diye düşünürüm. Fakat içim içimi yer, bir şey eksik kalır içimde. Kağıda bir kere daha bakarım ve merak duyguma yenik düşüp herşeyin başladıgı antik masaya geri dönerim. B: Karşımda garip giyinmiş kişiye şüpheyle yaklaşırım, bunun bir şaka olup olmadıgını sorarım. Fakat biraz paniklerim, sonuçta nerede oldugumu veya nasıl buraya geldigimi bilmiyorum. Sonra kendim ayağa kalkar karşımdaki kişiye buranın nerede olup olmadıgını, buraya nasıl geldigimi sorarım. Kim oldugunu neden böyle giyindigini neden başımda durdugunu sorarım. Korkarım, paniklerim. Olayın saçmalıgına ve absürtlügüne gülerim. Ayrıca elimde olan acının bir halüsilasyon oldugunu düşünür o sırada öyle bir durumda üstünde durmaya değer birşey oldugunu düşünmem. C: Çığlık atar- belki kriz geçirip- bunu yapan kişinin ben olmadıgını düşünürüm, ilk önce bana şaşkınlıkla bakan kişiye dönüp sonra elimdeki kılıcın ucuna bakarım. Beni öldürüp öldürmeme konusunda kararsız gibi görünsede ölmek istemedigimden beceriksizce saldırıya geçerim. Biri san saldırdıysa sende karşılık vermelisin. Tanımadıgım kişiye de dostça yaklaşacak degilim. Yaşadıgım korku veya acı, yaşadıgım olayın şoku ve heyecanı yüzünden hiç hissedilmedigi için ruhsuzca karşımdaki kişiyi kılıcın ucuyla şişleyebilirim. Tabi ben ölmeden isabet ederse :D Sorular garip olmuş, elimden geldigince cevaplamaya çalıştım :D