Kaxell

nope.

Dimension W alır bu sezonu. Aha yazdım.

2596 gün sonra nihayet açabildim bilgisayarı. Önce sözümü tutup bir foto atıyım :) Sildi vuehvuehvuehvueh Burası Pensilvanya Universitesindeki kütüphane. Binaların hepsi orta çağdan fırlamış. Etrafı gözüme takılan en havalı bina buydu.

Yarın eğer jetlag e yakalanmazsam yeni bi tane atarım. :P normalde fotograf cekinmeyi sevmemekle beraber ilk kez amerikaya gidecegimden sapık gibi foto çekmeyi planliyorum.

Eee waifunun kalitelisinden anliyoruz demekki :P Çünkü çoooook tatlılar! Çöplere çöp denmesi normal bence B) Mainstream waifular waifu kategorisine girmiyor bile, bir iki popüler ecchi izleyip ana karakteri kraliçe ilan edenler harem kurmayı kurmayı haketmiyorlar!! Waifu adaylarını seçmek bir sanattır, uzun yılların verdiği deneyim ile gerçekleşebilir. Baklava gormekten korktugum icin konuyu kızlarla sınırlamıştım. :P eger begenilirse guncel husbando diye açılabilir ^^

Selam! Siz farkında olmasanız bile bu konuya yazdığım beşinci giriş yazısına hoş geldiniz! Şimdi, söyleyeceklerimin yarısından fazlasını unutmakla beraber konunun amacını tek cümlede özet geçiyorum: *Güncel anime kızları hakkında konuşuyoruz!* Peki nasıl mı? Her sezon birbirinden tatlı yepyeni waifu (ワイフ = wife = bayan eş ) adayları ekranlara geliyor. Hatta bazen bir animeyi sadece yeni favori karakterimiz içinde olduğu için izleyebiliyoruz. Örnek 1: Konunun diğer "favori kız karakterleriniz, top10 anime kızları" vs vs..den farkı bu konuda en sevdiklerinizden ziyade, sadece güncel animelerdeki kızları konuşabiliyor olmamız. Böylece tipik asuna, hinata ve rias gibi çöpleri bir kenara atıp yüksek potansiyele sahip kızlara bir şans vereceğiz! Ve iyi tarafı aşağıdakileri dilediğiniz gibi yapabilirsiniz, amacımız bu :3 1. Güncel animelerdeki favori kızlarınız ile ilgili gif, ekran görüntüsü ve video paylaşımı (+18e girmeyecek şekilde.). 2. Neden tatlı olduğunu açıklayacak yazılar... 3. Ve beklentileriniz! Bu kadar sıkıcı bilgiden sonra içeriğe girelim! Güncel dönem: 2016 Kış Animeleri Kişisel Favorilerim: 1. Mira Yurizaki (Dimension W) 2. Asuka Kurashina (Ao no Kanata no Four Rhythm) 3. Lisesharte Atismata (Saijaku Muhai no Bahamut) Bir de unutmadan heheheh.

forumda profesyonel olarak bir ekip yok, genelde gönüllü çeviri ekipleri ve anime temalı site sahipleri göz atıyorlar. ama elbet konu birilerinin ilgisini çeker, hatta şu an olmasa bile bende ileride mesaj atabilirim :)

Her zamanki gibi cinslik yapıp Re:Zero diyorum, çünkü öyle. B)

Büyüyle ilgili çoğu şeyleri en baştan uzun uzun anlatıyor, belki de bu kitabı okuyanların büyü/fantazi dünyasına ilk kez girdiğini falan zannediyordur emin değilim :P Hikaye ilk kitaplarda güzel gidiyor, bence ailesi ve yaşanılan olaylar falan çok zevkli :D zaten ilk iki kitabı küçük olaylarla geçtiğinden hızlıca bitiyor. Asıl sıkıntı 3. kitaptan sonra başladı. -_- şu an 8. kitabı ağzım açık şekilde okuyorum.

Hepsi çok güzel ya, bana çöp adam bile çizemediğimi hatırlatıyor depresyona giriyorum. -_- Grupta çok önceden çizilen miku resmi gözüme çarpmıştı. büyük ihtimalle ona veriririm oyumu :)

Ahaha, normalde kohai-senpai muhabbetini roman çevirirken çok kullandığımızdan araya serpiştiriyim dedim. :D Seri bayağı zevkli, şu an 5. kitabına geldim ve gelecekte ne olcağını hala kestiremiyorum. :D Türkçesi varmış bende hemen editledim linkleri. Mangasını çeviririmde aozorann ilk üç kitabı çoktan bitirdiğini görünce tam emin olamadım. Şu an mangası üçüncü kitabın başlarında ve içerik açısından kitaba rakip olamıyor.

3. Kitabın sonlarına gelirken sadece erkeklere yönelik fan service vermediklerini anlıyoruz. sadasdasdasdasdasdsadsa sadsadsadasdsadas ​

60-80 bölümlük yapılacak bir anime değil aslında. Yani tipik shounen olmadığından bi fairy tale one piece gibi uzattıkça uzatamazlar. Hadi yaptılar diyelim çizim kalitesi çok kötü olur. Tahminim 1 kitap 8-9 bölüm eder. 24 kitabı var 8*24 ten 192 bölüm olması lazım. Gene çok gene çok :D

Hepsini İngilizce okumak için: https://www.baka-tsuki.org/project/index.php?title=Mushoku_Tensei Türkçe Çevirisi: http://novel-aozora.blogspot.com.tr/p/blog-page.html​ İngilizce mangası: http://mangafox.me/manga/mushoku_tensei_isekai_ittara_honki_dasu/c001/1.html Türkçe mangası: ??????? Selam! Konu açmayalı uzun zaman oldu değil mi?? (Güne bakıyor, 1 sene geçmiş...) Bu espiriden sonra alt + F4'e basanlar çıktığına göre haydin konumuza girelim! Şimdil ben başlığa acayip bir şey yazdım. "Anime olmasını istemediğimiz bir light novel mı??? Aman tanrım sen ne diyorsun kekzıl senpai! bu kadar mı kötü?? E peki niye konusunu açıyorsun o zaman?? " diyenler olduğunu tahmin ediyorum. Ve cevabım..: -Hayır kohai... Bu light novel o kadar güzel ki 12-24 bölümlük animesinden hayır gelmez. Kolanın gazı kaçınca nasıl içemiyorsan öyle bir anime olur. PS: Şu light novel (layt novıl) kelimesine uygun bir Türkçe karşılık bulmak lazım. Yazının geri kalanında hafif roman diyeceğim. Gerekirse TDK'ya başvuru.... neyse konudan çıktım gene. Ya şimdi neresinden girsem bilemedim. Olayı anlatıp büyüsünü kaçıramam. Edit: Aozora roman ekibi zaten Türkçeye çeviriyormuş. İlk üç kitabı bitirmişler bile. Yok artık dedim süper iş çıkarmışlar! ​ Özet: Bir arkadaş var. 35 yaşında, bilgisayar başından kalkmayan, kıllı, pis, işsiz, 3 senedir odasından çıkmayan ve durmadan masturbasyon yapan bir adam işte. Kısaca anlayacağınız tipik bir NEET. Ve ölüyor. (Bam verdim spoiler'ı artık okumanıza gerek yok. Şaka şaka daha kitabın ilk sayfasındayız. ) Evden atıldıktan sonra, sokaklarda başıboş dolaşırken 3 tane gence son hızda yaklaşan bir kamyon görüyor. Pis ve iğrenç hayatında insanların ölmesini izlemekten pişman olacağını bilerek, kendi hayatı pahasına gençlerin hayatını kurtarıyor. Ve o şişko göbeğiyle kamyon ve duvar arasında patates püresi haline geliyor. Ama öldükten sonra, gözlerini tekrar açıyor, Hem de büyünün var olduğu bir dünyada, bir bebek olarak... Eski hayatından kalan hatıraları ile, şehirden uzaktaki bir köyde yeniden doğuyor. ************************************************ Mushoku Tensei Tür : Büyü, Macera, Seinen sayılmaz ama shounen de değil. arasında bir şey. Edit:​ 8. kitaptan sonra kararımı değiştirdim. Bu direkt seinen, 16+ yaşa hitap ediyor. Bir web novel (internet romanı). Şimdi diyeceksiniz ki "Kekzıl-kun bunda ecchi yok nasıl yani?? ". Imm, şey... Yani bir erkeğin bakış açısıyla yazıldığından ecchiye girmeyen ama cinsel içerik içeren şeyler var tabi... Neyse konumuz o değil. Ana karakterimizi tanıtıyorum: Rudeus Greyrat: Eski hayatında hiçbir şey başaramamış ama yeni hayatını öyle yaşamamaya karar veren, aklı 40 ama bedeni 5 yaşında olan bir çocuk. Ve sizde kitabı okurken onun büyümesine şahit oluyorsunuz. Evet, ilk doğduğu andan itibaren. Ve bir kitapta bir anda büyümüyor bu çocuk. Kitaplar içerik açısından o kadar detaylı ve geniş ki bütün olayları yavaş yavaş gözlemliyorsunuz. Büyücüler, savaşçılar, canavarlar ve nice türe ev sahipliği yapan bu roman uzun süredir içimdeki "güzel bir hikaye olsa da okusam" dürtümü harekete geçirmeyi başardı. Notlar: Karakterler: 10/10 . Hiçbiri öylesine yazılmış değil. Hepsinin gelişimini birincil gözden görüyorsunuz. Hikaye: 10/10. Dediğim gibi, çok güzel bir kurgusu var. Klişe diyebileceğimiz tek şey bu türdeki çoğu ögenin kullanılması. Akıcılık: 9/10. Olaylar eğlenceli ve düşündürücü. Dediğim gibi, bir çocuk olabilir ama düşünce şekli ve mantığı çok güzel. Yazım tarzı: 10/10. Tipik şapşalak klişe bir yazım yok ingilizce çevirisinde. Total: 9.75/10. Kitaplarını okumaya devam edeceğim. Hatta bir web novel nasıl yazıldığını güzel bir şekilde gösterdi bana. Eksiklikleri: Daha fazla ecchi lazım. Tamam sustum. Giriş spoiler içinde. İkinci bir giriş yazdım oda alttaki spoiler'da. Sıkıcı geliyorsa direkt kırmızı başlıktan başlayın. Bütün yazımı spoiler içine aldım. Neden mi? 6. kitabı yazarken yazmıştım bunları, yaklaşık bir ay önce.. Belki de daha erken. Şimdi 24. kitabı bitirdikten sonrasını yazıyorum. Acaba hiç beğenmedin mi diyeceksiniz, neden tekrar yazıyorsun, okumaya değmedi mi diyeceksiniz. Bu seriyle maceram bir ay sürdü. Hemde finallerin ortasında başlamasına rağmen. (Bütün sınavları verdim, sıkıntı yok.) 1 haftada tam 18 kitap bitirdim. 18... ingilizce... hafif roman! Yurt odamda, sadece yemek yemek için dışarıya çıktığım günlerde, derslerin olmadığı ve oda arkadaşlarımın bu çocuk bütün gün napıyor diye baktıkları bir zamanda. Sonrasında eve geldim, ve 19'u bitirdikten sonra korkmaya başladım. Bir kaç hafta ara vermem gerekti, hikaye beynime iyice girdiği için rüyalarımda falan görmeye başlamıştım. Bu arada hem güncel manga & animelerimi okudum hemde yurt dışına çıktım. Sonra geri geldim, ve bugünden itibaren seriyi bitirmiş bulunmaktayım. Şimdi yazıyı tekrar yazıyorum, ama tanıtım yapmayacağım. Sadece aklımdakileri yazıya döküp sizin de kafanızı karıştırmayı planlıyorum. Mushoku Tensei (İşsiz Reenkarnasyon) () Türü: Fantazi, Büyü, Macera, Spoiler ve Seinen Kitap +18. İngilizce çevirmenleri kitabı sansürle +15 seviyesine indirmişler, ama bu kitap serisi +18, ve shounen değil, net. Cinsellik içerir. Ama türü ecchi değildir. Bunu onlarca ecchi serisi izlemiş biri olarak rahatça söyleyebilirim. Öyle kızların okumaktan tiksineceği, saçma sapan ecchi sahneleri yok. Ya da "GÜÇLENMEM İÇİN OPPAİ LAZIM!" GİBİ SAHNELER DE YOK. Sadece "Spoiler" var, ama ona zaten okudukça hak vereceksiniz. (hatta bu "spoiler") ile ilgili yeni bir konu açacağım. Genel bir tartışma konusu olacak, ama başka bir zamana... Şunu da en baştan dile getiriyim: Ana karakter sapık. Ama kötü anlamda değil. Hatta bulunduğu evrende bir centilmen bile sayılır. Normal bir erkeğin bir tık üzerisinde bir sapıklık bu. Onun bakış açısıyla okuduğunuzda fark edeceksiniz zaten. Bu, shounen olamayacak kadar ciddi bir seri. Öyle son anda kurtulmalar, hiç yoktan güç kazanmalar yok. "Arkadaşlarım beni güçlendiriyor" anlayışı geçerli değil. Var olan tek şey gerçekler. Stratejiler. Ve çalışmak. Çok çalışmak. Ana karakter OP değil. Ama hiçbir şey beceremeyen aptal biri de değil. O güçlü biri, ama aynı zamanda sevdiklerine sadık ve zayıf biri. Çaresiz kaldığında dünyayı yerinden oynatacak potansiyele sahip, ama pişman olmak istemeyeceği hareketleri yapmaktan kaçınan, mantığıyla düşünen biri. Bu karakterin "aşk" a bakış açısını çok seviyorum, ama bunu siz kitapları okuduktan sonra konuşalım. Hikaye içerik açısından çok zengin. Eğer içinizde kitap kurtları ya da klişe serilerden sıkılmış anime profesörleri varsa çok seveceksiniz. Yine de şunu not düşeyim, "amannn aynı büyüler, aynı yaratıklar" deseniz bile ileride fikriniz değişecektir. 23 kitapta toplam 3 tane bütük dönüm noktası var. Bu dönüm noktalarında kitabın türü ve içeriği değişiyor. Ama spoilera girmeden anlatamam, yine de ilk dönüm noktasının 3. kitapta geldiğini söyleyebilirim. Seriyi bitirdikten sonra fikrimde değişen şeylere gelelim: 1. Bu kitaplardan çok güzel eroge olur. Hatta Fate: Stay Night'ın ilk çıktığı zamanki etkiyi bırakabilir. 2. Serinin anime olmaması gerektiğini söylemiştim. Vazgeçtim, eğer bir anda milyoner olursam ilk işim bunu gerçekleştirmek olur. Roxy-sama'yı 1080px'de gülerken görmek istiyorum. Sadece bunun için bile bir gemi bağışlarım. Özellikle ..................................Edit: spoiler'a girmiş sildim. 3. Mangası'nın çizimleri birazcık üzücü. O karakterler hafif romanında çok daha özenli ve güzel çizilmişlerdi. Lütfen mangasına bakıp yargılamayın seriyi. Emin olun şu anki çoğu seriden daha özeldir. Demek istediklerim bunlardı. Seriyi çeviren "Natsujunn" arkadaşımız çok yoğun olduğundan ona kısa bir süre yardım edeceğim. Yaptığım sadece 3 bölümcük bir çeviri olucak, 3. kitap tamamlansın diye. Seriyi devralmış değilim, o yüzden lütfen Aozora'yı takipte kalın. Linkini en üstte ve altta paylaştım. http://novel-aozora.blogspot.com.tr/p/blog-page.html​ 3 bölümü ne zaman çevireceğimi bilmiyorum. Öncelik olarak kendi projelerimle uğraştığımdan beni bol bol taciz edin, yoksa unuturum. ​