Jump to content

Witch

Üyeler
  • İçerik sayısı

    992
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    18

İtibar Etkinliği

  1. Beğen
    Witch reacted to Kaxell in SAO: Hırs ve Acı (Tamamlandı!)   
    nasıl ya, :) dur ben ne yazdığımı bile hatırlamıyorum, beğendin mi beğenmedin mi :S 
  2. Beğen
    Witch reacted to Namida in En Çok Sevdiğiniz Kitap?   
    Agatha Christie'nin birkaç kitabi var bende, birine başladım ama çok sıkıldım. Diğerlerine hiç bakmadım o yüzden :D 
  3. Beğen
    Witch reacted to Kaxell in SAO: Hırs ve Acı (Tamamlandı!)   
    BÖLÜMLER İÇİN
    http://kaxellsfanfiction.blogspot.com
     
    Ya da Tamamlanmış PDF versiyonu
     
    https://drive.google.com/file/d/0B2a7i75FpsaVbkxTRHpTcGxFclk/view?usp=sharing
     
     
     
     
    Devamı (Düzenlenmemiş Hali.)



  4. Beğen
    Witch reacted to Kaxell in [FF Yarışma Birincisi] Ay Kanamaya Başladığında; Dördüncü Yaprak Düştüğünde (Akame Ga Kill)   
    Söz veremem... B) 
     
    Yazdım bile ne olduğunu. Geriye tek bölüm kaldı. :)
  5. Beğen
    Witch got a reaction from Kaxell in [FF Yarışma Birincisi] Ay Kanamaya Başladığında; Dördüncü Yaprak Düştüğünde (Akame Ga Kill)   
    Ne? Ne? Ne? Ne? Ne???
    Tepkim aynen boyleydi.
    Ya ya yaa ;-;
    Ayy ;-;
    Esdeath gebersin pliz.
  6. Beğen
    Witch got a reaction from Blue Aquila in En Çok Sevdiğiniz Kitap?   
    Bir de sunu ekleyeyim;
    Agatha Christie'nin simdiye kadar okudugum -devam ettigim- her romani.
    Ozellikle "On Kucuk Zenci" saheser bence. ;~;
  7. Beğen
    Witch reacted to Blue Aquila in En Çok Sevdiğiniz Kitap?   
    Sol Ayağım - Yazar: Christy Brown
     
    Küçüklüğümde okuduğum ve beni çok etkileyen bir kitaptır tavsiye ederim.
  8. Beğen
    Witch got a reaction from anes in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  9. Beğen
    Witch got a reaction from asci in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  10. Beğen
    Witch reacted to AlucardHell in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonların bizi hala tanıyamaması çok kötü bence çeşitli etkinlikler düzenlemesi lazım ilgili kuruluşların
  11. Beğen
    Witch got a reaction from kata silvia in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  12. Beğen
  13. Beğen
    Witch reacted to Blue Aquila in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Biz yağsız,tuzsuz yapamayız, misal yağsız muhlama katiyen olmaz.  -_- Madalyağ isterim.  :D
  14. Beğen
    Witch got a reaction from Hass_ibe Kopan in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  15. Beğen
    Witch reacted to Ftsuu in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Çok yararlı bir söyleşi olmuş  ;) .Madalyamı alıyım. B)
  16. Beğen
    Witch got a reaction from moekami in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  17. Beğen
    Witch got a reaction from Blue Aquila in [Söyleşi] Japon Kültürüne Konnichi Wa! / Muharrem Demirci (Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu)   
    Japonya Kültürüne Konnichi Wa!
             Japonya deyince sadece çekik gözlü insanlar mı geliyor aklınıza? O zaman bizi Japon kültürü ile tanıştıran Japon Kültür ve Enfermasyon Merkezi Kurucusu Muharrem Demirci ile Japon ve Türk kültürü hakkındaki söyleşimize bir göz atın.
    Şevval Yıldız: Neden Japonca?
    Muharrem Demirci: Güzel bir soru. Ben Avusturya’da okudum. 1984’te Japon diline başladığım zaman Türkiye’de daha Japon Dil ve Edebiyatı Bölümü yoktu. Almanca hazırlık sınıfında Japon arkadaşlarım çok sert olduğundan dolayı Japonlara biraz ısındım. Çok hoşuma gitti ve böylece başlamış oldum.
    Şevval Yıldız: Japon Kültür Merkezi’ni açmadaki amacınız nedir?
    Muharrem Demirci: Aşağı yukarı 30 sene oldu okula başlayalı. Benim okul yıllarında “Öğrendiklerimi nasıl öğretebilirim?” diye bir hayalim vardı. 1990lı yıllarda Türkiye’de Japonca öğreten bir yer yoktu. “Kendi öğrendiklerimi öğretebileceğim bir okul yapabilirsem herkese faydalı olur.” dedim ve oldu.
    Şevval Yıldız: Japonca dendiğinde insanlar bu dili öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyor, sizce bunun sebebi ne olabilir?
    Muharrem Demirci: Buradaki belki bir algıdır. O algıyı kırmak lazım. Japonca bütün dünyada genel anlamda zor bir dil olarak algılanmıştır. Sebebinin de yazı karakterlerinden yani Kanji’den (Çince karakterlerden) dolayı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa Türkler için Japonca gramer bakımından fevkalade kolay bir dildir ama diğer dillerle mukayese edildiği zaman zordur.
    Şevval Yıldız: Japonca öğreten Türkçe bir kitap yazdınız. Neden?
    Muharrem Demirci: Japonca öğrenmenin temel kuralı dil bilgisidir. Japonca Altay dili olduğundan dolayı ben İngilizce ve Almanca üzerinden öğrendim. Bu kulağı ters göstermek gibi bir şey. Ama dil bilgisinde Türkçe ile aynı olduğundan dolayı öğrencinin zorlanmaması için kitabın Türkçe olmasını tercih ettim. Kendi zorlandığım şeyi öğrencilere uygulamak istemedim açıkçası.
    Şevval Yıldız: Japonlar anime ve manga konusunda oldukça başarılı. Peki, bu konuda Türkler sizce ne kadar başarılı?
    Muharrem Demirci: Anime ve manga yapmak çok sabır gerektirir. Biz sabırsız bir milletiz diye düşünüyorum. Bir şeyin üzerinde çok fazla inatla, sabırla durmadığımızdan dolayı da pek çok konuda iyi değiliz. Bizde bireysel başarılar çok fazla. Japonlarda bizdeki gibi bireysellik yoktur. Grup zihniyeti olduğundan dolayı başarılılar. Aslında bizde de çok iyi manga çizenler var ama ortada hiçbir şey yok. Çünkü herkes bireysel çalışıyor. Bizdeki en büyük sıkıntı bu.
    Şevval Yıldız: Japon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünü kıyaslasanız bize neler söylersiniz?
    Muharrem Demirci: Tamamen farklı iki kültür. Tarihsel olarak baktığımız zaman Japonlar yokluktan buraya gelmişler yani hiçbir doğal zenginliği olmayan, sebze, meyve yetiştiremediğinden her tarafı da deniz olup denizden ne çıkarsa yerim muhabbetinden dolayı yemekleri daha sadedir. Yani diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi bizde de yemekler daha baharatlıdır ama Japonya’da baharat kullanımı hiç yoktur.
    Şevval Yıldız: Türklerde Japonca öğrenme merakı ne kadar?
    Muharrem Demirci: Zor bir soru. İstanbul’un nüfusuna baktığımızda talebin az olduğunu görüyorum. Fakat düne kadar Japonca yalnızca ticari anlamda öğrenilirken şimdi insanlar bu dili sevdiği için öğreniyor ama anime ve manga kültürü olmasaydı Japonca merakı bu derece olmazdı.
    Şevval Yıldız: Japonların Türkiye ve Türk halkına bakışı nasıl?
    Muharrem Demirci: Genel anlamda ne biz Japonları ne de Japonlar Türkleri tanıyor. Belki Japonlar bize göre çok daha fazla kitap okuduklarından dolayı Türkleri biraz daha fazla tanıyor olabilirler ama onda da tüm dünyada olduğu gibi bugünkü modern Türkiye yerine Osmanlı biliniyor.
    Şevval Yıldız: Türkiye’de futbola bu kadar çok ilgi olmasına karşın Japonya’daki ilgi neden bu kadar az?
    Muharrem Demirci: Japonya’da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde futbol diye bir şey neredeyse yoktur. Türkiye’de bireysel futbolcular, güçler yani her birinin kendi yeteneğini ortaya koyması var. Japonlara baktığımızda tamamen grup zihniyetiyle çalışıyorlar ama bu bazen iyidir bazen de değildir.
    Şevval Yıldız: Japonların çok çalışkan, disiplinli olmalarını neye bağlıyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Sabırlı demek belki daha iyi. Çünkü sabırlı olduklarından dolayı çok çalışıyorlar ama bu başarıyı kazanırken sosyal anlamda da kaybediyorsunuz. Japonların bir atasözü vardır; “Bir taşın üzerinde üç sene oturursan yosun bağlarsın.” Başarının sabırla elde edileceğini anlatan bir cümledir bu.
    Şevval Yıldız: Dünyada en uzun yaşayan insanların Japonlardan çıktığı doğru mu?
    Muharrem Demirci: Olabilir. Çünkü bu kadar yağsız, tuzsuz, şekersiz beslenen bir toplum görmedim ben. Yağsız, tuzsuz beni de yaşatsanız ben de yüz elli yıl yaşarım herhalde. Yemek kültüründe daha bilinçli olmalarından dolayı daha uzun yaşıyorlar.
    Şevval Yıldız: Japon kültürü ile Türk kültürüne baktığımızda ortak özellikleri sizce nelerdir?
    Muharrem Demirci: Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı döneminden gelen aile ilişkileri, büyüklere saygı gibi örf ve adetler neredeyse aynı diyebiliriz. Sadece Türk insanı Japonlara göre daha samimi, sıcakkanlıdır. Soğuk duruşlarının sebebi de uzun süre dışarıya kapalı olma ve adada yaşıyor olmaları.
    Şevval Yıldız: Japon sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Muharrem Demirci: Klasik Japon edebiyatında parlak kişiler olmakla birlikte bugünkü modern Japon edebiyatında çok fazla bir gelişme gözükmüyor. Örneğin tüm dünyada televizyonlarda bir drama trendi var. Japonya’da da drama var ama diğer ülkelerdeki kadar çok tutulmadı. Bana göre Japonlar sinema konusunda pek başarılı olamamışlar yani sinema anlayışlarında biraz eksiklik var ama animasyon konusunda son derece mükemmeller.
     
    Kaynak: Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 12, Ocak 2015, Marmara Koleji
     
    Hepsini okuduysanız madalya vereceğim. B) (Birkaç kez okudu) İlginizi çekebileceğini düşündüm. Umarım Japonya hakkında biraz daha bilgi edinmişsinizdir. ^_^
  18. Beğen
    Witch reacted to Kenshi in Karalamalarım :) ; güncellendi   
    Haha teşekkür ederim :lol:
  19. Beğen
    Witch got a reaction from Kenshi in Karalamalarım :) ; güncellendi   
    Ayy Yato ¤o¤ Mukemmel olmus! Bayildim. Boyamadan emin degilim ama renksiz hali mukemmel *¤* Ellerine saglik. ~
  20. Beğen
    Witch reacted to AdminSlayer in Hangi Üniversite?   
    Canını seven mühendislikten uzak dursun, şu an komadayım, benim yerime hemşire yazıyor.
     
    Sakarya Üniversitesi'nde Bilgisayar mühendisliği 4. sınıfım. Size şu kadarını söyleyim. Bilgisayarla, yazılımla, oyunlarla, teknolojiyle ilgili hayalleriniz varsa, idealistseniz bu bölümden uzak durun. Hayır ben ot gibi sabah akşam ders çalışırım, dümdüz mezun olup kapı kapı iş ararım, bulunca da eşek gibi çalışırım diyorsanız o ayrı. 
     
    Hocalar sürekli yakınırlar, öğrenciler çok pasif, üretkenlik yok, girişimcilik yok, proje yok diye. Bunlarla uğraşanlara da hiçbir kolaylık sağlamayıp acımasızca dersten bırakırlar :D Denedim çalışıyor. Siz de deneyin, siz de kin kusun.
     
    Not: Final haftası nedeniyle kinim 3 kat daha etkili, 3 kat daha güçlü. Kin Strike. 
  21. Beğen
    Witch reacted to BomBoş in Küçük Kardeşimin Yamyam Abisi | 3. Bölüm   
    Bunu duymak çok güzel. :) Teşekkürler.
  22. Beğen
    Witch reacted to Sudee in Kantai Collection Animesinin Devamı Gelecek!!   
    Daha fazla Kongou-san  :bled1-onion-head-emoticon:



  23. Beğen
    Witch reacted to Kaxell in Kantai Collection Animesinin Devamı Gelecek!!   
    Kanmusu yakında geri dönecek!!
     
    2015 Kış sezonu animelerinden olan Kancolle gemi-kızlar evreni 12. bölüm yani final bölümünün yayınlanmasıyla beraber bir devam animesi haberi verildi. Animeyi 2. sezonla mı  yoksa yeni bir hikaye ile mi devam ettirecekleri  bilinmezken 8 nisanda TOKYO MX'te daha fazla bilgi verecekleri düşünülüyor. 
     
    Bu sezondaki her bölüm için özel olarak çizilen kartlar:
    "Kantai Collection da ne?!" "Ya da ben bunu izledim hiç de güzel değil!" diyorsanız spoiler içindekileri okumanızı tavsiye ederim. :)
     





     
  24. Beğen
    Witch got a reaction from Milli Midilli in Selam arkadaşlar   
    Fransizca biliyor diye kendini Fransiz sanan Ingilizce hocasina burdan selamlar. :( Ne cektirdi bize...
    Tesekkur ederim aydinlandim ;~;
  25. Beğen
    Witch reacted to Atakan ~ in En Sevdiğiniz Piskopat Anime Karekteri   
    http://2.bp.blogspot.com/-1Ie7KtffS58/VAV_YvyDxGI/AAAAAAAAAeo/XKpVrdXxoJI/s1600/Ceset%2BPartisi%2B(Corpse%2BParty).png

    Bu resmi neden attım anlarsınız zaten. :D Animesini izlemeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. ^^ Corpse Party HARD ! He karaktere gelince ; 
    http://moe.animecharactersdatabase.com/uploads/chars/4758-1942127767.png
     
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.