Jump to content

Gallardo

Üyeler
  • İçerik sayısı

    1003
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    47

Gallardo kullanıcısının paylaşımları

  1. Çoğu modern Batılı meditasyonu bir rahatlama tekniği olarak bilir. Yoga pantolonunuzu giyer, sıcak ve minderlerle dolu bir odada on dakika oturur, telefonunuzdan size iyi olduğunuzu, her şeyin iyi, he şeyin harika olduğunu, yüreğinizin sesini izlemenizi... vs.vs.vs. söyleyen yatıştırıcı bir sesi dinlersiniz.

    Ama gerçek Budist meditasyonu insanın kendini hoş uygulamalarla rahatlatmasından çok daha yoğundur. Yoğun meditasyon sessizce ve merhametsizce oturup kendinizi izlemenizi gerektirir. İdealinde her düşünce, her yargı, her eğilim, her kımıldama, duygu, varsayım izi zihin gözünüzün önünden geçerek yakalanır, kabul edilir ve boşluğa geri bırakılır. İşin kötüsü de bunun sonu yoktur. İnsanlar sık sık meditasyonda ''iyi olmadıklarından'' sızlanırlar. İyi olmak diye bir şey yoktur. Tüm mesele de budur. Meditasyonda berbat olmanız gerekir. Bunu kabul etmeli, kucaklamalı ve sevmelisiniz.

    İnsan yeterince uzun süre meditasyon yaparsa her türlü şey ortaya çıkar: tuhaf fanteziler ve onlarca yıllık pişmanlıklar, tuhaf cinsel dürtüler ve inanılmaz bir sıkıntı, ezici yalıtılmışlık ve yalnızlık duyguları. Ve bunları da gözlemek, kabul etmek ve bırakmak gerekir. Bunlar da geçecektir. (Mark Manson - Her Şey B*ktan)

    1. Önceki yorumları göster  %s tane daha
    2. Reiinaa_

      Reiinaa_

      @Gallardo ama bu hisleri açığa çıkardığında ,yanlış olanları özellikle, o zaman da suçluluk duygusu ortadan kalkıyor.  emin ol daha kötü:onion_gomen_by_7anime7drawer7:

    3. Gallardo

      Gallardo

      Su ve karanlık bir değil. Su seni boğabilir ama karanlık fiziksel zarar veremez. Sadece var olan bir tehlikenin daha tehlikeli olmasını sağlar karanlıktaki deniz gibi. Bir nevi 1i 10 yapan 0 diyebiliriz. Mesele dediğim işte o 1leri ortaya çıkarıp özgürleştirmek. Karanlık önemli değil demiyorum ama odakta olan o değil. @Kai

      @Reiinaa_ Suçluluk duygusu kayboluyor ama o utanılan hisler de bir kere kabullendin mi zayıflıyor eski gücünü kaybetmeye başlıyor belki de bir süre sonra aklından çıkıp gidecek noktaya geliyor. Ama önce insan kendisiyle yüzleşmeyi istemeli, buna hazır olmalı ve mevcut durumundan rahatsızlık duymalı yoksa travmatik olabilir.

    4. Kai

      Kai

      su ve karanlığın bir olmadığını ben de biliyorum misal vermeye çalıştım ama olmadı demek ki öyleyse uzunca yazayım..

       

      karanlık bir tehlikeyi daha tehlikeli yapar diye bir kural yok ve bir güzelliği daha güzel yapmaz diye bir kural da yok ki aslında daha güzel yapabilir. karanlığı sadece kötü şeyleri daha kötü yapan kötülüğün aracı birşey gibi örneklendirmek yukarda yaptığın gibi, senin onu kendi kendine kötülemenden ibarettir. fiziksel açıdan ne kadar ışığa maruz kalırsak o sırada o kadar karanlığa körleşiriz. bu demek oluyor ki kişi karanlığa yüz çevirip durarak kendini ona karşı kısırlaştırıyorsa bu karanlığın suçlu veya kötücül olduğu anlamına gelemez. sadece kişinin kendini karanlığa karşı kısırlaştırdığı anlamına gelir yani bu durum senin kişisel problemindir. deniz dipleri dediğin gibi karanlık evet yalnız denizin dibinde canlılar karanlıkta yolunu kolaylıkla bulabilmekte ve her işini görebilmekteler çünkü karanlıkta kaldıkça biyolojik donanımları ona göre gelişmiş. bu da demek oluyor ki karanlığa yüz çevirmezsek o bize tehlikeli olmak bir yana, bizi kendine göre geliştirerek ödüllendirebilir. zihinsel olarak düşünürsek ışık her şeyin şeklini kendine göre belli edip zihne o belirttiği şekilleri kabul ettirerek zihni o kadarıyla kısıtlayandır. karanlık ise zihni böyle kısıtlamaz ve özgür bırakandır. bu özgürlüğün kendisi ödüllerin ödülüdür zaten. ışığın da fiziksel olarak kendine yarayan ödülleri vardır fakat zihinsel olarak kısıtlayandır. ayrıca ışık kişiye karşı başkalarınca yönlendirilebilir ve çarpıtılabilir olandır ama karanlık asla. kişisel olarak karanlığın en önemsediğim özelliği bu dürüstlüğüdür.

      @Gallardo

  2. Gallardo

    İlk İzlediğiniz Anime?

    2011 zamanları kısa sürede Beyblade'in 3 sezonunu baştan sona izledim. Beyblade'i izleme gazını nereden buldun derseniz hepsi şu sahneyi görmek içindi. 3. sezonun ortalarında Kai'nin kedi sevdiği bir sahnede birden hayalleri suya düşene kadar da bu gazla devam ettim :D Kai reis 3. sezonun gerçek kahramanıdır bu arada. Neyse sonra diğer çocukluk serilerine göz atmayı planlarken ibre farklı yönlere kaydı. Farklı çizimler farklı seçenekler. 2 seçenek arasında kaldım. Basilisk. Neden? Çünkü Akeginu'nun çizimleri dikkatimi çekti. Ve Cowboy Bebop. O neden? Çünkü Spike'ın çizimleri çok karizmatikti. Tabi o zamanlar hala dublaja öncelik veriyorum. Beyblade'in 3. sezonunu izlemeden önce bile harıl harıl Türkçesini aramışım bulamayınca yapacak bir şey yok deyip hiç bir şey anlamadan İngilizce izlemişim. Tabi dublajlı olan Basilisk olduğu için ona başladım (hala Japoncasını izlemedim). Sonra Cowboy Bebop en makul seçenek ing. geldi animeyi de çok merak ettiğim için bir yerden başlamak lazım dedim ve altyazılı izlediğim ilk anime Cowboy Bebop oldu. Finalinde birkaç dakika ruh gibi sandalyede kaldığımı hatırlıyorum. Sonra çocukluktan kalma bir merakla Yu-Gi-Oh. Bir Facebook sayfasında görmemle dalmam bir oldu ve 224 bölümü 1,5 hafta gibi bir sürede bitirdim. Günde 30 bölüm civarı bir ortalamayı yakaladığım tek animedir. Sonra artık hakkında okuduğum yorumlarla merakımı cezbeden (haliyle büyük spoilerıda başlamadan yedim :D) Death Note. Japonca izlediğim ilk anime. Bu nedenle, bu klişeyi her ne kadar sevmesem de ilk animesi Death Note olan güruha bir parça da olsa dahilim :) Bu sırlar Türkanime hep sorunlu olduğu için başka sitelerden izledim hep. 2012 zamanları Türkanime'nin uzun bir süre videolarının açılmaması hatırlayanınız vardır belki. Sonra Samurai Champloo ve Baccano'yu izledim sanırsam OtakuTR diye bir site vardı 720p iki animeyi de indirip öyle izlemiştim. Samurai Champloo'ya o kadar kaptırmıştım ki indirdiğim bölümlerin sıralı olmadığını 8 bölüm izledikten sonra fark etmiştim :D Baccano çok bölümler arası bağlantılı ve bolca zaman mekan atlamalı olduğu için bütün bölümleri 1 günde izlemiştim. İzleyecek arkadaşlara da böyle yapmalarını öneririm. O sıralar benim favori sitem OtakuTR kapandı ve bir baktım Türkanime videoları izlenebilir hale gelmiş! Galiba Türkanime'de izlediğim ilk anime Kimi ni Todoke idi. Romantizm ve duygusal anlamda hipnoz ediciydi. Yorgun ve huzurlu bir gecenin sabaha karşısında 2. sezon 9. bölüm ile coşan duygular :) Sonra Sukitte ii na Yo. Kimi ni Todoke kadar olmasa da beğendim. Sonra Tonari no Kaibutsu-kun. Sukitte ii na Yo kadar olmasa da beğendim. Sonra Toradora. Açıkçası bunu Tonari no Kaibutsu-kun kadar bile beğenmedim. Ana karakterin tercihleri ile çok farklı bir anime olabilirdi. Hatta Myanimelist'i keşfettiğimde 8,54 puan aldığını görünce hadi ordan demiştim :D Sonraaaa Lovely Complex. Evet. Gece 12 falan. Uykuluyum. Ama şu animenin ilk bölümüne bir bakayım dedim. Sabah 20. bölümü izledikten sonra kendimi daha dinç hissediyordum :D Koizumi Risa. Lisedeki oda arkadaşımın favorilerinden olan Nami ile seiyuusu aynı olduğu için özellikle dikkatimi çeken bir karakterdi. Demek Nami'nin böyle bir sesi varmış demiştim :) O arkadaşım arada bir Mabushi Majo chatinde yazıyor. Buralarda üyeliği var mıdır sanmıyorum. Neyse sonra Amagami SS'e mi başlamıştım? O zamana kadar gördüğüm (yani Kimi ni Todoke'den itibaren) en güzel çizimlere sahip anime olmasına rağmen ana karakteri ve gerçekdışılıkta disney masallarıyla yarışabilecek senaryosu sağolsun 10 üzerinden 6lık bir etki bırakmıştı. Bu shoujo-romantizm döneminden sonra anılarım buğulanıyor. Ama bir aralar top anime listem şu şekildeydi: 1) Cowboy Bebop 2)Samurai Champloo 3)Berserk 4)Rose of Versailles 5)Baccano 6)FMA Brotherhood. Türkanime hesabını yeni açtığım zamanlar. Mart 2013 civarları. Bundan tam 7 sene öncesi :)
  3. Az önce acaip bişey keşfettim :D

    Spoiler

     

     

    1. Önceki yorumları göster  %s tane daha
    2. lntegral

      lntegral

      Mustafa sandal aranjman olayını yıllardır abartıyor zaten.En hit şarkıları hep bu şekilde yapıyor

      İnternet,sosyal medya falan derken hoş karşılanmıyor artık o yüzden daha az yapılır oldu bu iş

    3. Gallardo

      Gallardo

      İyi de Mustafa Sandal'lık bir durum yok ki burada :D

    4. lntegral

      lntegral

      Olabilir benim hedefim o :gameaddictplz:

  4. Gallardo

    Japonca Müzik Önerilerinizi Bekliyorum

    Müzik grupları: Know Name, Shishamo, Scandal, Yui, Kimura Kaela, 9mm Parabellum Bullet. Bonus
  5. Konuşma sırasında sabit bir ekranın olmaması güzel olmuş. Arada bir uğrarım.
  6. Gallardo

    Hunter x Hunter Devam Edecek

    One Piece ile aynı dönemlerde çıkan bir seri. Verdiği aralar olmasaydı 900'lü bölümleri görürdü yani şimdiki haline bir 500+ bölüm eklendiği düşünün o bölümlerde neler olur neler.
  7. Gallardo

    Çevrilmesini İstediğiniz Animeler

    Calibornia Crisis: Tsuigeki no Juuka: İddialı soundtrackleri olan bir 80'ler animesi.
  8. 2. sezon ilk 14 bölüm bence Sao'nun zirvesi. Diğer kızlara nazaran daha ciddi olan Sinon'a odaklanması ve düşmanın cool olması önemli artıları. Öbür karakterler dahil olduğu anda seri eski havasına tekrar döndü.
  9. Gallardo

    Tokyo Ghoul Neden Sevilmez

    Müzikleri kadar güzel olsaydı, her şey çok farklı olabilirdi.
  10. Gallardo

    Çevrilmesini İstediğiniz Animeler

    Anime de Wakaru Shinryounaika https://myanimelist.net/anime/27911/Anime_de_Wakaru_Shinryounaika
  11. 2001: A Space Odyssey: 68 yılı için çok modern bir film. Hatta Star Wars üçlemesinden daha modern göründüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Feci bütçe ayırmışlar ve inanılmaz titizlikle çalışmışlar. İzlerken fazla kasmayın. Ortalamanın biraz üzerinde bir dikkatle olayların akışına bırakın. Zevkli bir film. A Quite Place: Konu güzel, işleniş biraz sıkıntılı ama gerilimi iyi vermişler.
  12. Gallardo

    Anime veya Manga serisini çok kötü anlat!

    Bir ''Çukur'' dizisi.
  13. Gallardo

    İçimden Geçeni Söylesem Kesin Linç Edilirim!!

    İshuzoku Reviewers Myanimelistte 1 numara olsa zerre yadırgamam hatta mutlu olurum. Yok ecchiymiş tü kakaymış yok FMA'nın üzerinde olmayı hak etmiyormuş. Kim ne derse desin bu anime kış sezonuna sağlam bir iz bıraktı muhtemelen uzun süre de geçmeyecek. Söyleyin bakalım bir kanalda yayını iptal olunca böyle geri bildirim uyandıracak kaç anime var? Demek ki adamlar bir şeyleri doğru yapmışlar. Bu anime öyle ecchi deyip yüzeysel bir bakış açısıyla kestirilip atılacak bir anime değil göründüğünden daha derin ve herkese ulaşmayan samimi bir tarafı var. Eksileri vardır olsa bile yine de bu animeyi seviyorum sevdiğim animelerde krediyi yüksek tutarım ve bu animenin bendeki kredisi çok fazla.
  14. Gallardo

    Sizde Death Note olsa kullanır mıydınız? neden?

    Kullanır mıydınız?: Evet. Neden?: Neden kullanmayayım ki.
  15. Gallardo

    En Sevdiğiniz 10 Havalı Anime Karakteri

    Hiko Seijuro Kai Hiwatari Captain Harlock Seo Kaoru Goku Fuurinji Skull Knight Saeba Ryou Walter von Schenkopp Arsene Lupin III Shanks Bonus 10 -Tokuchi Toua -D -Oskar von Reuenthal -İsaac Netero -Minami Ryusuke -JP -Sendoh Akira -Escanor -Akagi Shigeru -Lord Darcia
  16. Japonca isimlerin Türkçeleştirilmesine kılım. Shinjuku'yu Şincuku diye çeviriyorlar. Sucuk gibi.

    1. Önceki yorumları göster  %s tane daha
    2. Amygirl

      Amygirl

      Görevimiz muri desu :fan_by_pineapple_soup-d8ryy5z:

    3. Perfectum

      Perfectum

      Chotto matte kudasai onee san :pointing-onion-head-emoticon:

    4. Gallardo

      Gallardo

      Anladığım kadarıyla bizimkiler çeviride doğaçlamayı seviyor. Bazen iyi de oluyor. Görevimi Tehlike bana daha havalı geldi.

  17. Bazen forumda dolaşırken bir ileti görüyorum "Oha! Kim yazmış bunu?! Ne kadar kafa dengi :D" derken bir bakıyorum benim eski hesap :D

    1. Önceki yorumları göster  %s tane daha
    2. lntegral

      lntegral

      Narsizime giriş :teehee-crazy-rabbit-emoticon:

    3. Singularity

      Singularity

      Paranoya olmasın kanka :P

    4. Gallardo

      Gallardo

      Bir 5-6 defa yaşamışımdır bu olayı :D

  18. Gallardo

    Küçük Roller, Büyük Etkiler...

    Nerawareta Gakuen -Saitou Sensei. Yıllar sonra filmi tekrar incelerken dikkat ettim de ne kadar sempatik adammış. Seslendiren de Kiuchi Hidenobu. Duble sevinç :D Filmi tekrar izlediğim takdirde %99 favorilerimden olacak hatta oldu bile :D Bir diğer isim de Violet Evergarden'dan Baldur Damian Flugel. Prensesle mektuplaşan prens rolündeki abimiz. İlk etapta odunsu bir izlenim verse de (ben değil prenses diyor) ilerleyen dakikalarda Tsuda Kenjirou sesi ve Ortaköy'den Kadıköy'e uzanan omuzları ile arz-ı endam ederek serideki karizmatik erkek karakter kotasına tek başına ambargo koymuştur (bu sefer ben diyorum).
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.