Jump to content

tea

Üyeler
  • İçerik sayısı

    61
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

İtibar Etkinliği

  1. Beğen
    tea got a reaction from Simuyaa in Animeler gerçek Olsa Sizde içinde Olsanız   
    Hani böyle her seride kim vurduya giden yan karakterler olur ya, ben de muhtemelen bunlardan biri olurdum.
    Uzaylılar dünyayı işgal etse ilk ölenlerden biri ben olurdum mesela. Ya da ölümcül bir virüs dünya nüfusunun %99 unu yok etse, ben kesinlikle o %99 un içinde olurdum. 
    Yani, gece bir çıtırtı duyunca korkudan battaniyesinin altına saklanan benim gibi biri(yalnız değilim biliyorum), sürprizlerle dolu anime dünyasında nasıl yaşayabilir ki. En iyi ihtimalle kafayı yerdim herhalde.
  2. Beğen
    tea got a reaction from Kadir- in Tea Çeviri | Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu Web Novel Çevirisi   
    Animeyi bitirdikten sonra burdan devam edebilirsiniz.
    teaceviri.wordpress.com
  3. Beğen
    tea got a reaction from Secilmiskisi2 in Steam Anime Satışına Başladı   
    Sonuna kadar desteklenmesi gereken müthiş bir fikir. 
    Ülkemizde oyunları, programları crack'leyip kullanarak şirketleri büyük zarara uğratan, hırsızlık yapmaya alışkın ve bundan hiç bir şekilde rahatsızlık duymayan, aksine hırsızlık yapmayı marifet zanneden geniş bir insan kitlesi bulunuyor. 
    Umarım bu düşünce tarzının kökünün kazındığı günleri görmek nasip olur. 
  4. Beğen
    tea reacted to CmmS in Steam Anime Satışına Başladı   
    Steam Anime Satışına Başladı
    Steam sayısı az da olsa anime satışına başladı. Animeleri bölüm başı 2 TL'den satıyor.(Şu an %50 indirimle bölüm başı 1 TL) Sadece İngilizce altyazısı var. Satışa sunulan animelerin listesi şu şekilde:
    Yamada-kun and the Seven Witches Twin Star Exorcist The testament of Sister New Devil Taboo Tattoo Re: ZERO -Starting Life in Another World- Orange Nanbaka Ghost in the Shell: Stand Alon Complex (2 Sezon) Mob Psycho 100 Kancolle Kabaneri of the Iron Fortress Joker Game Berserk Alderamin on the Sky Ace Attorney 91 Days ReLife Free! - Iwatobi Swim Club Bungo Stray Dogs (2 Sezon) Izetta: The Last Witch ------------------------------------------------------------
    Neden anime satın almak isteyesiniz?
    Eğer sevdiğiniz bir animenin devamının gelmesini veya yapımcıların benzer animeler yapmasını istiyorsanız, o animeyi satın alın. (Aynı durum oyunlar için de geçerlidir.) Unutmayın her şirket kâr amacı güder ve yatırımlarını en çok kâr getiren yerlere yapar. Ayrıca animeler satıldıkça steam üzerine eklenen anime sayısı da artacaktır. (Bu kısmı bedava izlediğim şeye neden para vereyim diyecek olan patavatsız arkadaşlar için yazdım.)
  5. Beğen
    tea got a reaction from Krep in Tea Çeviri | Densha Otoko Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    Kahramanımız Akihabara gezisini sonlandırıp evine dönmek için bir trene biner. Tesadüfe bakın ki bulunduğu vagonda kendisi ve sarhoş bir ihtiyar dışındaki herkes kadındır. Sarhoş ihtiyar önce kadınları sözle taciz etmeye başlar, kadınlar yüz vermeyince onlara tehdit ve hakaretler savurur, sonunda fiziksel şiddete başvurur. Kahramanımız daha fazla dayanamaz ve kendini öne atıp sarhoş ihtiyarı karşısına alır. Olaylar gelişir ve kahramanımız; polisler, sarhoş ihtiyar, sarhoş ihtiyardan nasibini almış 40lı yaşlarındaki 3 kadın ve 20lerindeki bir kızla beraber karakola gider. Karakoldaki işlemler bittiğinde kadınlar kahramanımıza teşekkür hediyesi göndermek için adresini ister ve kahramanımız adresini bu 4 kadına verir.
    Aynı günün akşamı kahramanımız başından geçen olayları dünyanın en büyük mesaj board’ı olan 2-channel sitesinde paylaşır. 2 gün sonra 20li yaşlarındaki kızın gönderdiği hediye eline ulaşır. Bir çift, pahalı, Hermes marka kupa. Kahramanımız heyecandan ne yapacağını bilemez ve 2 channel’daki anonim internet kullanıcılarının yardımını ister. Kahramanımızın hikayesi böyle başlar. Eşi benzeri olmayan bu aşk hikayesi internet üzerindeki chat odalarında anlatılır.
    Tür: Gerçek Aşk Hikayesi
    Çevirmenin Kişisel Görüşü: Sağdan soldan edinilen sahte Japonya imajı yerine ülkenin gerçeklerini bir bir görebileceğiniz, ülkemiz insanlarının kafasındaki toz pembe Japonya imajını yerle bir edebilecek bir kitap.
    teaceviri.wordpress.com
     
  6. Beğen
    tea got a reaction from Krep in Tea Çeviri | Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu Web Novel Çevirisi   
    Animeyi bitirdikten sonra burdan devam edebilirsiniz.
    teaceviri.wordpress.com
  7. Beğen
    tea reacted to mustafalrsm in Tea Çeviri | Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu Web Novel Çevirisi   
    Ahahah saglik olsun yine de tesekkurler
  8. Beğen
    tea reacted to mustafalrsm in Tea Çeviri | Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu Web Novel Çevirisi   
    Ceviri icin cok tesekkurler. Acaba anime kisimlarini da cevirme gibi planlariniz var mi? Sahsen aslinda ilerisini okumaktansa ilerisi icin animeyi bekleyip, gerisini ln olarak bulabilirsem ln olarak okumak gibi bi dusuncem var da.
  9. Beğen
    tea got a reaction from mustafalrsm in Tea Çeviri | Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu Web Novel Çevirisi   
    Animeyi bitirdikten sonra burdan devam edebilirsiniz.
    teaceviri.wordpress.com
  10. Beğen
    tea got a reaction from frknmll in Tea Çeviri | NHK ni Youkoso Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    Ailesinden aldığı harçlıkla parazit gibi yaşayan, işsiz, üniversite terk ve hikikomori olan Satou bir gün Misaki ile karşılaşır ve hayatı değişmeye başlar. Satou yavaş yavaş kendi kabuğundan çıkar ve kimlik karmaşası, lolita kompleksi- ve gelmiş geçmiş en iyi erotik oyunu yapmak üzerine kurulu komik yolculuğu başlar.
    Tür: Kara Mizah
    Çevirmenin Kişisel Görüşü: ‘Okursan hiç bir şey kaybetmezsin’ tarzı kitaplar sıralamasında 1 numara olabilir.
    Türkçe Oku
  11. Beğen
    tea reacted to T4icho in Zhan Long - Light Novel Çevirisi   
    Zhan Long - Light Novel Çevirisi
     
    Zhan Long – Tanıtım
      Konu: Li Xiao Yao, eskiden bir S.W.A.T üyesi olarak görev yapmış olan, ancak geçen zamanın ardından normal bir güvenlik görevlisi olarak hayatını devam ettirmeye çalışan bir adamdır. Günün birinde çalıştığı firmada getir götür işlerini yaptığı sırada, yanlışlıkla depo yerine soyunma odasına dalar ve giyinmeye çalışan genç bir kadınla karşılaşır. Tabii kadın henüz tam olarak giyinmeyi bitirmediğinden, odaya bir anda dalan bu adama oldukça sinirlenir ve intikam almaya karar verir. Bahsi geçen intikamını, adamı dağın orta yerinde tek başına bırakarak alır ve arabasıyla şehre geri döner. Li Xiao Yao şehre geri dönmek için saatler boyunca koşmak zorunda kalır ancak, evine vardığında durumun bir hayli içinden çıkılamayacak bir hal aldığını farkeder: Evden kovulmuştur! Günlerdir ödemediği kiradan dolayı evinden olan ana karakterimiz, olay üstüne olay yaşadığı için oldukça keyifsizdir. Lakin geçen zamanla birlikte, eskiden tanıdığı bir iş arkadaşı ona Tian Xİn grubu adı verilen bir firmada iş bulur. Böylece kahramanımız, hem gerçek hayatta hem de sanal dünyada CEO’nun genç kızını korumaya başlayacaktır.
    Tür: Fantastik, Bilim Kurgu, Komedi, Dövüş Sanatları, Okul Hayatı, VRMMORPG, Wuxia
    Çeviri: T4icho
    Durum: Orjinal dilde 1379 Bölüm olarak tamamlanmıştır.
    Yazar: Shi Luo Ye
     
    Zhan Long adlı seriyi, yeni açmış olduğum novelgunleri.com'da çevirmeye başladım. Her gün bir bölüm çevirdiğim seri şu an itibariyle 14. bölümdedir. 
  12. Beğen
    tea reacted to Kutatgu in Aku no Hana - İnceleme   
    İngilice isim: Flowers of Evil Japonca: 惡の華 (Romaji: Aku no Hana) Bölüm Sayısı: 13 Yapım: Sentai Filmworks Tür: Psikolojik, dram, romantizm Yayınlandığı Sezon: İlkbahar 2013   Sinopsis: Kasuo Takao, sınıfın güzel kızı Nanako'ya uzaktan hayranlık beslemektedir. Sınıfta yalnız olduğu bir gün, Nanako'nun beden eğitimi kıyafetinin içerisinde olduğu çanta gözüne ilişir. Takao kendisine engel olamaz ve itkisel olarak çanta ve elbiseleri alır. Çantayı geri götürmeyi düşünse de, ertesi gün sınıftaki kızların Nanako'yu kıyafetlerini bir sapığın çaldığı konusunda teselli ediyor olması bunu imkansız kılar. Daha kötüsü, Takao'nun sınıf arkadaşı Sawa, kıyafetleri çalarken onu gördüğünü ve aralarında bir anlaşma yapmazlarsa bunu herkese yayacağını söyler. Ve böylece kötülük çiçeklerinin tohumları atılmış olur.      Aku no Hana, Shūzō Oshimi tarafından yazılıp, resmedilen ve ses getiren aynı isimli manganın anime uyarlaması. Manga'nın 20 bölümlük kesiti 13 bölümlük bir anime serisi olarak karşımıza çıkıyor. Aku no Hana'nın mangası ile animesi farklı görsel uslüplere sahip. Bu animeseverler arasında tartışmaya yol açsa da, Richard Linklater filmlerinden aşina olduğumuz rotoskopi metodu ile hayat bulan animenin, hikaye konusunda neredeyse mangadaki hiçbir detayı atlamadığını belirtmek gerekiyor.   Seri isminin ilham kaynağı Charles Baudelaire'in aynı isimli (es Fleurs du mal) şiir kitabı. http://en.wikipedia.org/wiki/Les_Fleurs_du_mal aynı zamanda kitap seri içerisinde de çokça yer buluyor.     Şimdi burada genel tanıtımı bırakıp biraz anime hakkında kişisel objektifliğimi yitirip rant yaptıktan sonra inceleme ve tanıtıma devam ediyor olacağım.  Hatırı sayılır sayıda anime izleyen biri olarak şunu belirtmem gerekiyor ki Aku no Hana, hem anime hem de mangasıyla sadece aklınızda değil aynı zamanda ruhunuzda iz bırakan nadir eserlerden bir tanesi. Uzun süre rotoskopi tekniğini kullanması ve karanlık atmosferi nedeniyle direnerek izlemediğim fakat izlediğimde şaşkınlık ve karmakarışık duygular içerisinde kaldığım bir inci. Bunun üzerine bir de mangasını eklerseniz ki, kesinlikle eklemelisiniz, duygu tansiyonunuzun anlık değişimleri için önlem almanızı öneririm. Şimdi reklam arası burada bitiyor, karakterleri tanıtalım :)     Karakterler: Takao Kasuga: (shinkuu - boş) Takao, sınıfın güzel ve başarılı kızı Nanako Saeki'ye hayran bir kitapkurdu. Oldukça sessiz ve içine kapalı ve güven eksikliği olan bu karakter bir anlık şeytana uyması sonucu ister istemez Nakamura'yı hayatına dahil etmek zorunda kalır. İçerisine düştüğü utanç verici durumdan kendini çıkaracak gücü yada isteği bulamayan Takao, Nakamura'nın kontrolünden bir türlü çıkmaz(yada çıkmak istemez) ve aldığı yada alamadığı kararlar ile kendi çevresindeki insanların yaşamında birçok soruna sebep olur. Bununla beraber Takao'nun farkında olmadığı birşey vardır, o da aslında Nakamura'nın hayatında ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğudur. Takao'nun Nakamura'nın odasını ziyaret ediş sahnesinde aslında vurgulanmak istenen budur bkz alttaki imaj.   (Ayrıca bir detay Nakamura ve Takao'nun defterleri Les Fleurs du mal'ın ilk baskısının kapağını andırdığını düşünüyorum.)     Sawa Nakamura: (kuro - siyah) Sınıfın uyumsuzu Nakamura'yı herhangi bir "dere (tsundeere, yandere, kuudere, dandere)" olarak sınıflandırmak mümkün değil. Kendin kendi dünyasına hapsetmiş, asi, öfke dolu, kaba, saygı yoksunu ve ağzı bozuk tavırları ile herkesi kendinden uzaklaştırmış olan Sawa Nakamura, bir bağ kurabileceği ve kendine benzer biri olarak düşündüğü Takao'yu zaafını kullanarak kısa sürede kontrolü altına alır. Seri boyunca histerik çığlıkları ve kahkahaları, Takao'ya eziyet eden tavırları ile iyi mi, kötü mü gelgitlerinde kalmanıza sebep olacak, anime dünyasının en ilginç karakterlerinden biri olan Nakamura için söylenebilecek tek şey kendisinde "şeytan tüyü" olduğu ve siz sayın izleyiciyi avucunun içersine almaya hazırlandığıdır. Manga'nın bitimde Nakamura'nın gözünden dünyayı görmek ise çok acıdır.   (Nakamura hakkında bir tez yazmadan tanıtımını burada sınırlıyorum daha uzun konuşmak isteyenler konu açabilirler seve seve dahil olurum :)   Nanako Saeki: (shiro -beyaz) Aslında bakılırsa karakterler içerisinde belkide en normali Nanako Saeki. Derslerinde başarılı, piyano dersleri alan, güzel ve popüler birisi. Kendisinin de dediği gibi aslında güçlü görünümüne rağmen narin ve kırılgan bir karakter olan Nanako Saeki'nin hayatı da Takao ve Nakamura ile temas etmesi sonucu değişir. Takao'nun hayallerini süsleyen Nanako, animeden sonra mangaya devam edenleri değişimi ile hem şaşırtacak hem de içlerini burkacak.     Yukarıdaki imajlarda Manga ve Anime'deki karakterleri görüyorsunuz. Anime'den Manga'ya yada Manga'dan Anime'ye geçişinizde  adaptasyon sürecinizde bu biraz sıkıntı yaratsada kesinlikle hikayeden ayrılmamanızı tavsiye ederim.      Görsel Uslüp: Aku no Hana izlediğiniz yada izleyeceğiniz üzere bilindik anime görsel tarzının dışına çıkıyor ve bize olabildiğince gerçekçi bir atmosfer ve rotoskopi ile düşük detayda bir tabloya çizilmiş gibi görünen karakterler sunuyor. Arka planlar sık sık tekrarlasa bile alabildiğine detaylı ve görkemli. Belirli animasyon sekansları (Bkz 7.bölüm sonu) ise uzun süre aklınızdan çıkmayacak nitelikte.    Animenin en önemli sekansı ağır spoiler'dır play tuşuna basmadan önce iyice düşünün.   Hikaye İlerleyişi: Öncelikle Aku no Hana'nın akış konusunda her tür izleyice hitap etmeyeceğini belirtmek doğru olacaktır. Hikaye olabildiğince ağır ilerliyor ve aksiyon bölümleri ise oldukça sınırlı ve atmosfer karanlık. (Psycho Pass'ınız olsa bu animeyi izledikten sonra kesinlikle bulanırdı :)Bazı sekanslar ise hikayeye yaptıkları katkının ötesinde oldukça uzun. Genel akıştaki bu ağırlık uzun vadede sabırlı bir izleyici ödüllendiriyor. Genel olarak karanlık bir dram olan seri bazı anları ile sizi tebessüm ettirmeyi de başarıyor. (Not: Eğer Andrei Tarkovsky filmlerine alışkınsanız bu ağırlığı pek önemsemeyeceksiniz. .bkz Solaris)   Ses: Seslendirme belki de serinin en zayıf olduğu niteliği. Kimi zaman görüntü ile ses arasında senkron sonrunları varmış izlenimine kapılabiliyorsunuz. Bunun dışında soundtrack'in karanlık tınılarının atmosfere katkısının başarılı olduğu söylenebilir. OP ise serinin genel ruh durumunun özeti gibi.     Her güzel şeyin bir sonu vardır.    Son söz: Aku no Hana, unik görsel tarzı, mangaya sadık kalınarak başarılı bir biçimde aktarılan hikayesi, az sayıda olmasına rağmen sizi ekrana bağlı tutan karakterleri ile başarılı bir anime deneyimi sunuyor. Kurgudaki gereksiz uzunluklar ve hikaye akışının çok ağır oluşu ve seslendirme sorunları animenin genel anlamda "epik" olarak nitelendirilmesinin önüne geçen kusurları. Objektif bir şekilde düşünüldüğünde eğer bir not verilmek istenirse Aku no Hana 10/8'i fazlasıyla hakediyor.       Şimdi yazarın yeniden sözü alıp, duygularına hakim olamadan atıp tuttuğu bölüme gelelim :). Saklamaya gerek yok burada bizbizeyiz. :) Öncelikle böyle bir tanıtım ve incelemeye yazmak için anime ve mangayı uzunca bir süre sindirmem gerekti. Aku no Hana'yı senin için bu kadar özel yapan şey ne diye sorarsanız şöyle ifade etmem doğru olur. Bazı animelerden/mangalardan sadece karakterleri,  bazınlarından sadece müzikleri ve görüntüleri yada atmosferi, kimilerinden ise duyguları hatırlar ve taşırsınız yanınızda. Bir anime eğer size bunların hepsini hatırlatabiliyor ve düşündüğünüzde içinizde birşeyleri çız ettirip dolduruyorsa sizin için en iyi animeyi yada animeleri bulmuşsunuz demektir.    Aku no Hana hem mangası, hem de animesi ile bana böyle bir deneyimi yaşattı. Ve bu karşılaşmadan dolayı mutluyum (Ureshiina :). Aynen Charles Bukowski (https://eksisozluk.com/entry/605906?utm_campaign=social&utm_term=0&utm_source=twitter&utm_medium=tweet&utm_title=john+fante)'nin o benim tanrımdı dediği John Fante'yi (henüz okumadıysanız "Toza Sor" ah bi animesi olsa dersiniz) keşfetmesi gibi. Ve umuyorum ki animenin son bölümünde işaret edildiği gibi 2.sezonu için daha fazla beklemeyiz.   Sonları sevmem, veda etmeyi de Aku no Hana'nın ruhumda bıraktığı izleri ise sanırım bir süre daha taşıyacağım ama bu yazı ile esere olan borcumu ödemiş ve hafiflemiş hissediyorum, bahsetmeseydim içim içimi yerdi. Umarım inceleme hoşunuza gitmiştir ve gereksiz duygusallıkla canınızı sıkmamışımdır :) Sürç-i lisan ettiysek affola.     Ve sanırım geri döndüm ve bir süre etrafta olacağım... Oldukça uzun bir süre :)     Aku no Hana Ana Temasına ve Nakamura Karakterine Dair   Aku no Hana mangasını okuyup bitirdikten sonra, kafamdaki soru işaretlerini -ki bu eseri okuyan bir çok kişinin bu soru işaretlerine sahip olduğunu tahmin ediyorum- gidermek için bir takım çabalara girişmiştim. Özellikle Nakamura karakterinin davranışları ve bu davranışların arkasındaki sebepleri öğrenmenin manganın özüne ışık tutacağını düşünüyordum. Çünkü Nakamura'nın eserin geneline baskın bir havası vardı (Hatta o kadar baskındı ki, Nakamurayı formülasyonun dışında tutuğunuzda geriye sadece sıradan bir drama kalıyor gibiydi).   Araştırma çabamın başlangıç noktası, seriye ismini veren ve Kasuga karakterinin okumayı sevdiği sıradışı şair Baudelaire'i oldu.  Ama sadece Baudelaire'den hikayeyi anlamlandırmak için yeterli ipucu elde edemedim. Zira daha sonra öğrendiğim üzere, Baudelaire, Aku no Hana'nın temasını hatta arkasına yatan ideolojiyi ortaya çıkarmak için takip etmem gereken ipuçlardan sadece ilki, başlangıç noktasıydı. Tam arayışlarımdan vazgeçmek üzereyken, myanimelist'de Aku no Hana manga incelemeleri altında 'czxcjx' isimli kullanıcının kendi deyimiyle 'manga'yı okuyacakların fikirlerini değiştirebilecek bir bakış açısı yakalayabileceği' o incelemesi denk geldim.    Oldukça başarılı bu inceleme Baudelaire'den, Rimbaund ve orada beat kuşağına kadar uzanan bir iz sürme ile Nakamura'nın temsil ettiği idelojiyi ortaya koyuyor ve manga'nın temasına ışık tutuyordu. Nakamura'yı ve Aku no Hana'yı tam olarak anlamamı sağlayan ve edebi olarak genel kültürüme de katkısı olduğunu düşündüğüm bu incelemeyi sizlerle paylaşmak istedim.      Aşağıda 'czxcjx' tarafından yazılmış olan incelemenin Türkçe çevirisini bulacaksınız. Ayrıca çevirinin genel kontrollerini yapıp, zorlandığım bölümlerde fikir önerileriyle katkıda bulunan jans09'a buradan bir kez daha teşekkür ederim.   Aşağıda okuyacağınız yazı czxcjx kullanıcısının http://myanimelist.net/manga/24705/Aku_no_Hana  adresinde yer alan incelemesinin çevirisidir.       Aku no Hana İnceleme - Yazan: czxcjx    Öncelike bu incelemeye mini bir edebiyat dersiyle başlamama müsade edin. Hırslı bir avukat olan Charles Baudilaire çılgın bir şairdi fakat kariyerini bir kenara bırakıp zorluklarla mücadele eden örnek bir sanatçı olmayı seçti. Yüksek meblağda borç alıp bunları içki ve hayat kadınlarına yatırırdı. Elbette, sonunda parası tükendi ve aşırı alkol almaktan hayatını kaybetti fakat arkasında devasa bir edebi miras bırakraktı. Sembolist hareket olarak anılan akıma ilham kaynağı olan şiirleri çökmüş, bayağı ve tamamiyle göz kamaştırıcıdır.     Fakat Bauldelaire'den ziyade, dikkatimizi Rimbaund isimli başka bir şaire çevirelim. (Takao aynı zamanda Rimbaund'da okumakta) Rimbaund Baudelaire'in tutkulu bir hayranıydı. Henüz reşit değildi ve ailesinin evinde kendisini hapsolmuş hissetmekteydi. Sıklıkla evden kaçan Rimbaud sonunda Paris'e yerleşerek Sembolist akıma katıldı. İnandığı en önemli şey voyant (kahin) teorisiydi. Rimbaund'un inanışına göre gerçek bir şair (voyant yada kahin) sanatının doruklarına erişmeyi ancak 'hislerin düzensizleşmesi' adını verdiği şeyle erişebilirdi. Ona göre bir şair her türlü kötülüğü ve çileyi deneyimleyerek ruhunu bir canavara dönüştürmeliydi. Baudelaire onun için şiir tarihinin ilk voyant'ıydı. Elbette, Rimbaund da, Baudelaire'in izlemiş olduğu çöküş yolunu izlemeyi tercih etti. Şair olarak kariyeri sadece 5 yıl sürdü, fakat bugün bile hala Franszların büyük çoğunluğu tarafından okunan eserler yazdı. Paris'te geçirdiği 5 senenin ardından, spontane bir şekilde Afrika'ya seyahat etmeye karar verdi ve bir silah tüccarı oldu. Açık denize yakalandığı bir hastalık sonucu da hayatını kaybetti.   Son olarak günümüze yakın bir döneme, 1940 - 1950'ler Amerika'sına uzanalım. Colombia Üniversitesi'nden bir grup edebiyat öğrencisi, ABD hükümetinin genel hayata ilişkin uygulamalarından rahatsızlık duymaktaydı. Elbete ki, 'beat kuşağı'ndan bahsediyorum. Allen Ginsberg'in, ünlü 'Howl (Uluma)' ve Jack Kerouac'nın ünlü 'On the Road (Yolda)'u topyekün bir tepkikültürü hareketini ayaklandırarak birer kült klasik oldular. Hepsinden önemlisi, beat kuşağı menusuplarının Rimbaund'dan etkilenmiş olmalarıydı. Birisi 'On the Road'u okuduğunda, tümünün ortak paydası doğallık ve anarşik özgürlükler olan, Beat kuşağı yazarlarının hayatı hakkında bilgi sahibi oluyordu. Bu insanların amacı kurallar ve toplumsal normları olabildiğince g kaçınarak, topyekün kaos halindeki bir yaşam sürmekti.     Bu manga hakkında yazılan bir kaç incelemeyi okuduktan sonra, aynı şeylerin tekrar edip durduğunu görüyorum. İnsanların bu mangayı bir Femdom(1) manga olarak okuduklarını ve 'sadist kızın oğlanı kendisiyle anlaşma yapmaya zorlaması' teması daha önce işlendiği için, konunun orjinal olmadığını iddia ettiklerini görüyorum. Öte yandan, ben bu esere bambaşka bir şekilde bakıyorum. Tabiki bu bakış açısından bakabilmek berlili bir zihniyete sahip olmayı gerektiriyor.   İçerisinde yaşadıkları toplumu şöyle bir süzdükten sonra, ondan gerçekten nefret eden insanlar vardır. Bu insanlar, diğer insanların mutsuzluk içerisinde yaşadıklarını ve tamamlanamadan öldüklerini görürler. Herkesin diğer herkesten sosyal olarak izole olduğu izlenimini edinirler. İnsaların ahlaksız şakalar ve karaoke seansları gibi aptalca zevklerle şımardıklarını farkederler.Servet ve araba gibi şeylerin peşinden koşmanın gerçeklerden kaçmanın ve kendini kandırmanın diğer bir türü olduğunu düşünürler. Bu insanlar, 1960'larda Woodstock'a kaçmanın ve 3 günü, özgürlük, uyuşturucu ve rock and roll ile geçirmenin hayalini kurarlar. Banksy'in izinden gidip tüm şehir duvarlarına sanat ve spray boya püskürtmenin hayalini kurarlar. İnsanların gerçekten ve sadece, çığlık atmak için, katartik bir an üstüne katartik bir an yaşamak için, On the Road'un felsefesini kaygısızca ve sınırsızca yaşamak için tarlalarda özgürce koşabildikleri müddetçe özgür olduklarını düşünürler. Topluma karşı olan soruluklarından hoşlanmaz ve bu tarz öteden bakan bir hayat tarzının tamamiyle bir zaman kaybı oluğunu düşünürler.   Tabiki, tüm bunlar basit bir anarşist teori gibi duruyor. İnsan özgürlüğüne dair buna benzer bir çok kuramı Situationist International'ın çalışmalarında ve My Dinner with Andre isimli filmde bulabilirsiniz. Benim Aku no Hana'da gördüğüm sadece bir portre, bir kederin (hem de büyük bir kederin) ve aynı zamanda, Bauddelaire ve Rimbaun'un bir zamanlar izlediği günah dolu yaşam tarzını sürmenin güzelliğinin resmedildiği bir portre. Nakamura sadece sadist bir BDSM(2) kraliçesi değildir, o bahsettiğimiz bu yaşam tarzının bir sembolü, bir temsilcisidir.   Takao ona kendini teslim eder çünkü Nakamura'nın istismarlarının saf heyecanı bir tür yücelmedir. Aynı şekilde ben de, bu yaşam tarzının anlık görünümünün çeperine doğru çekildim, iki insan, benim hayatımda hiç bir zaman yapamayacağım şeyleri yapıp, yarattıkları karmaşanın içinde inanılamayacak derecede eğleniyor görünüyorlardı.   Normalde eserleri iki kategoride sınıflandırırım. İlkindekiler harikulade birer ilüzyondur, basit duyguların, düşüncelerin uyandırılmasında ve gerçeklerden kaçmayı sağlamada her yönleriyle mümkemmel kurmaca çalışmalarıdır. Melodramlar, komediler ve gerilim türündeki eserler bu ilk kategoridedir. Bir de doğrudan, gerçek yaşam deneyimlerininin anlık görünümlerini içlerinde barındıran eserler vardır, bunlar size hayat parçacıkları sunarlar. Ruhunuzu mest edecek olan bu eserler, moralinizi bozar, çünkü şuan sahip olamayacağınızı bildiğiniz bir hayat deneyiminin sadece küçük bir bölümünü fotoğraflarlar -ya da- sizi acı gerçeklerle yüzleşmeye zorlarlar. Welcome to the NHK, Subarashii Sekai (Inio Asano), Synecdoche New York, All About Lily Chou Chou, az da olsa Fight Club (daha çok bir gerilim) bu gibi eserlerdendir.     Sınıftaki o ilk olaya kadar anlayamamıştım. Katıksız anarşist hazzın nihai görünümü, dans eden iki gençte vücut buluyordu. Bu tarz çalışmaları okumaya başlamadan önce bürünmeniz gereken belirli bir zihniyet vardır, hem yalnız hem de lanetlenmiş olduğunuz bu zihniyet, sapkın romantik hayat görüşüdür. Aku no Hana hayalperestlere yönelik bir eserdir. Yapmanız gereken ilk şey, onun ana karakterlerini, üstün körü bir şekilde diğer hikayelerdeki sapkın çiftlerden biri olarak değilde, insanlığın farklı yönlerinin temsilcileri olarak görmektir. Anarşi, konformizm, endişe, kin, kıskançlık, isyankarlık hepsi apaçık ortadır.   Tüm eski standart eleştirileri gördüğümde diyorum ki, buradaki problem klişeler ya da karakterize etme ile ilgili değildir, sonuçta tüm bunlar anarşik kendini yok etmenin harikulade vizyonu ile ne kadar empati kurabildiğinizle ilgilidir.   Bu inceleme size bir sosyopat tarafından yazılmış gibi gelebilir (Belkide öyledir. Bu mangayı keşfetmeden önce, Fleurs du Mal ve Rimbaund'un tüm eserlerini edinmiştim. Öyle ki ben de, gelecekteki sanat yaşamında bu çeşit zorluklara karşı kürek çekmeyi planlayan, o umutsuz hayalperestlerden biriyim.) Fakat (umuyorum ki) bu yazıda, mangaya başlayacak olan insanların görüşlerini değiştirebilmelerini sağlayacak bir bakış açısı yakalayabilmişimdir.     1. Okuyucu için NOT: Femdom: İngilizce Female Dominant, Kadın Egemen, Kadın Baskın kısaltması. Yazar burada kadın kahramanın erkek kahraman üzerinde baskı kurduğu  mangaları işaret ediyor.   2. Okuyucu için NOT: bondage and discipline"; B&D       -Kutatgu   Yazı yukarıda ismi geçen yazar tarafından forum.turkanime.tv platformu paylaşılmıştır. Tamamen yada kısmen başka ortamlarda ve platformlarda yayınlanması yazarın iznine bağlıdır. Bunun için lütfen PM atarak izin alınız. :)     Edit: Imla hatalari
    Edit: Imla hataları 2
  13. Beğen
    tea reacted to frknmll in Tea Çeviri | NHK ni Youkoso Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    Eline sağlık
  14. Beğen
    tea reacted to Red-King in Shoukoku no Altair’e İlk Tanıtım Videosu Geldi!   
    Project Altair’in Ardındaki Proje Shoukoku no Altair’e İlk Tanıtım Videosu Geldi
     

    Aralık ayı ortasında  Rurouni Kenshin, Mobile Suit Gundam UC ve Getbackers‘ın yönetmeni Furuhashi Kazuhiro’yu ve Shingeki no Bahamut: Genesis, Zankyou no Terror ve Yuri!!! on Ice serilerinin stüdyosu MAPPA‘yı bir araya getirdiği duyurulan Project Altair’in, tahmin edildiği gibi Katou Kotona’nın Shoukoku no Altair mangasına ait anime projesi olduğu bu hafta içinde açıklanmıştı. Animenin resmi internet sitesi ise sonucunda animeyle ilgili detayları ortaya koyacak bir geri sayıma yer veriyordu.
    Bahsi geçen geri sayım bugün sona erdi ve 2017 yılı içinde yayımlanacak seriye ait ilk tanıtım videosu, serinin ilk ana görseli, serinin teknik kadrosu ve seiyuularıyla birlikte anime severlerle paylaşıldı.

     
    Serinin seiyuularından paylaşılan ilk isimler şöyle:
    Mahmut: Murase Ayumu Zaganos: Furukawa Makoto Kyros: KENN Sleiman: Konishi Katsuyuki Rui: Tsuda Kenjiro Khalil: Ogata Kenichi Serinin teknik kadrosundan isimler ise şunlar:
    Yönetmen: Furuhashi Kazuhiro (Getbackers, Rurouni Kenshin, Mobile Suit Gundam UC) Senarist: Takagi Noboru (Baccano!, Durarara!!, Kuroko no Basket) Karakter Tasarımı: Kanno Toshiyuki (Black Blood Brothers, Garo the Animation) Yardımcı Yönetmen: Igari Takashi (The IDOLM@STER ve Punch Line bölüm yönetmeni) Müzik: Kawasaki Ryo (Fate/Grand Order: First Order, Luger Code 1951, Reikenzan: Eichi e no Shikaku) Sanat Yönetmeni: Ogura Kazuo Eşya Tasarımı: Niitsuma Daisuke Görüntü Yönetmeni: Oyama Yoshihisa 3D Yönetmeni: Ishigami Ryoichi Ses Yönetmeni: Kimura Eriko

     
    Kaynak;AnimeFantastica
    http://www.animefantastica.com/
  15. Beğen
    tea reacted to Perfectum in ( 11 / 11 ) Zankyou no Terror   
    YOLO ne lan dedim ilk :D Doğru bir kere yaşıyoruz yani ?
  16. Beğen
    tea got a reaction from anes in Tea Çeviri | NHK ni Youkoso Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    Ailesinden aldığı harçlıkla parazit gibi yaşayan, işsiz, üniversite terk ve hikikomori olan Satou bir gün Misaki ile karşılaşır ve hayatı değişmeye başlar. Satou yavaş yavaş kendi kabuğundan çıkar ve kimlik karmaşası, lolita kompleksi- ve gelmiş geçmiş en iyi erotik oyunu yapmak üzerine kurulu komik yolculuğu başlar.
    Tür: Kara Mizah
    Çevirmenin Kişisel Görüşü: ‘Okursan hiç bir şey kaybetmezsin’ tarzı kitaplar sıralamasında 1 numara olabilir.
    Türkçe Oku
  17. Beğen
    tea got a reaction from Barış D. Baryshx in Tea Çeviri | NHK ni Youkoso Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    NHK'ye Hoşgeldiniz 11. ve Final Bölümü - NHK'ye Hoşgeldiniz!
  18. Beğen
    tea reacted to Singularity in İtiraf Köşesi   
    araba yarışı oynarken evde motosiklet kaskı takardım salkdfjlksadflksadf 
  19. Beğen
    tea reacted to Ezberbozan in İtiraf Köşesi   
    Tarih dersinde öğrendiğimiz karanlık çağda ben hiç ışık yok sanıyodum ya :D
  20. Beğen
    tea got a reaction from Krep in Tea Çeviri | NHK ni Youkoso Novel Çevirisi [Tamamlandı]   
    NHK'ye Hoşgeldiniz 5. Bölüm - 21. Yüzyılın Humbert Humbert'i
  21. Beğen
    tea reacted to Nones in Ne Dinliyorsun? (müziksiz hayat hayat mı be, diyenlerin mekanı)   
    Özledik...
     
  22. Beğen
    tea reacted to Ledo in Çizimlerim   
    Arkadaşlar merhaba . Eski çizimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Üstten başlayarak aşağıya doğru 5-2 yıl arasında değişiyor. İlk başladığımda tarih atmıyordum sonradan alışkanlık haline getirdim . En yeni çizim 2 yıllıktı , bu süre boyunca hiç çizmemiştim ama bir arkadaşımın motivesi ile tekrar çizmeye başladım  . Yeni şeyler çizdikçe konuya ekleyeceğim. Renkli çizimleri daha iyi yapıyorum sanki :D Bundan sonra renkli çizmeyi düşünüyorum.
    Buyurun, umarım beğenirsiniz.

  23. Beğen
    tea reacted to Lizardon in Sosyalleşmeye Geldim Ben   
    Foruma hoş geldin. bu isim konusunda niye bu kadar taktınız anlayamadım ama Berfu daha önce duyduğum isimdi. Anlamını şimdi öğrendim. Güzel isim :)
  24. Beğen
    tea got a reaction from Nones in "Tokyo Ghoul'un Bir Karakteri Olsaydınız Neler Yapardınız?"   
    Ben kesin ghoul maması olurdum.
  25. Beğen
    tea reacted to Gül_Kagamine in Kimin Yemeğini Yemek İsterdiniz?   
    Ben "Shokugeki No Soma"da kimden olursa olsun herangi bir yemek yemek isterdim 
    adamlar bi yiyo... en kibar terim ile kendilerinde geçiyo 
     biz burada zeytin ekmek takılıyoruz 
    O kadar mı lezzetli o yemek yha... Öyleyse banada versinler... Göz hakkı...ühü 
    Ama ya konu lezzet değilse... bi dakka... O YEMEĞE NE KATIYONUZ?!?! 
    (Tamam sustum...)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.