Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerik

Showing content with the highest reputation on 03/25/13 tüm alanlarda

  1. Burası bir Tartışma bölümü değil. Boş boş konuşup neyin iyi neyin kötü olduğunu boşuna tartışmayın. Dünyada bulunan tüm Animeleri izledikten sonra eleştiri yapın. Ayrıca sırf siz beğenmediğiniz diye o Anime 'ye "Berbat" gibi terimler söyleyemezsiniz. Dediğim gibi Tartışma ortamı yaratmayın boş boşuna !
    2 points
  2. SAO haketmiyor o ödülleri. anlaşılan Twilight gençliği Japonya'yı da ele geçirmiş -.- edit: düşündüm de SAO "En İyi Orijinal Hikaye" değil de "En İyi Orijinal Fikir" ödülü olsa alabilirmiş mesela. ya da "En İyi Orijinal Fikir Nasıl Para Musluğuna Çevrilir" falan.
    2 points
  3. ne alak naruto kazanmadıysa bundandır falan bunlar bu yıl olan animelerin ödülü her yıl aynı adaylar olsa alayını op alırdı zaten adamlar her anketi alıyor naruto 2. olsada satışta, böyle anketlerde hep 11 12. sıralarda oluyor sao ya çok şaşırdım açıkçası ilk oyun iyidi 2. oyunda güzel bir konuyu en iyi böyle sı..... ödülünü hak ediyor açıkçası anketler abd de mi yapıldı acaba merak ettim bak fanları orda çünkü :D basket hak ediyor hadi orjinal hikaye de sao hak ediyor hikaye orjinal ama bırak abi en iyi tv serisi nedir? saçmalıklarla mantıksızlıklarla dolu bir seriydi rpg ögesi taşıyor ama rpg nin bütün ana kuralarını yıkıyorlar zindana grup kurmadan başka biri senle aynı serverda olamaz yani mesela a kişisi girdi b kişisi de girdi ama ikisi farklı serverlarda grup olurlarsa aynı server oluyor ama ne hikmetse 2si grup giriyorlar sonra ordu geliyor arkalarından her gün aynı yatakta yattığın kişiyle yürümeye çıkıyorsun sırtını alıcak külodunu görmesin diye dön arkanı diyorsun ne diyim şimdi buna ben :D adam kılıcı alıyor oyun la bu belrili kuraları olur bu dandik denilen ırk skillini bir kulandı akılara zarar nerf yemesi gereken bir skill :D sayarımda böyle 25 bölümün hatta olmayan ilk 3 bölümü gerisi bol bol hatalı romantizm yapmışsın hadi ilk seride fena değil ama 2.seri de konuyu atmışsın çöpe 2 ergenin aşkını anlatmışsın. Binlerce kişinin ölümüne sebeb olan makineyi hayla piyasa da tutuyorlar orası ayrı konu
    2 points
  4. Japon sineması yükselen değer. Ama bu sinemayı yalnızca son yıllarda çok popüler olan korku filmleriyle değerlendirmek doğru olmaz. Japon sinemasının köklerine doğru kısa bir gezinti yaparak bu yanılgıyı bir nebze bertaraf edelim istedik. Uzakdoğu sinemalarının ilki olan Japon sineması 1898’den başlayarak kabuki tiyatrosundan filme alınan birkaç sahneyle etkinliğini göstermeye başladı. 1912’den sonra Japon sinemasında iki büyük akım görülür; kabukiden esinlenilen eski konuların yanı sıra Kyoto stüdyolarında çevrilen günümüzdeki samuray öykülerinden oluşan Jidai-Geki’ler ve Tokyo’da gerçekleştirilen ve çağdaş konuları ele alan Gendai-Geki’ler. 1912-1929 döneminin en iyi filmleri, Nomira Kaeriyama ve Eiso Tanakai’nin gerçekleştirdikleri Gendai-Geki türünden filmlerdi. Ama Japon sinemasının gerçek öncüleri, Kenji Mizoguşi (1898-1956) ve Teynosuke Kinugasa (1896-1982) ve Tomi Uşida (1897-1970) oldular. Bu yönetmenler kadın rollerinin erkekler tarafından yorumlanması gibi Japon tiyatrosuna özgü eski anlayışın yeniden ortaya çıkmasına karşı koydular ve 1927’de hem eski hem de modern konuları yeni bir bakış açısıyla ve büyük bir teknik ustalıkla işlemesiyle kendini kabul ettiren Pro-Kino (Proletarya Sineması) hareketini ortaya attılar. Pro-Kino hareketinde Kinugasa (Jujiro / Kavşak – 1928) ve Mizoguşi (Tokay Kökyogaku / Büyük Kent Senfonisi – 1929) dışında Yosujiro Ozu (Tokyo Korosu –1931), Daisuke İtoh (Güneş 1926) ve Minori Murata biraraya geldiler. Bütün Pro-Kino yapımlarında ideolojik bir özellik göze çarpıyordu. Mizoguşi, 1936’da fahişeliğin Osaka’da bu işe ayrıymış bir mahallede sürüp gidişini ele alan Gionno Şimay’ı (Gion Hemşireleri –1936) çevirdi. Söz konusu film çağdaş konuları yeğlemesiyle dikkati çeken gerçekçi bir okula örnek oluşturdu. Bu okulun filmlerinde Mizoguşi’nin filmlerinde olduğu gibi çok sağlam nitelikler taşıyan teknik, gerek öykünün gerekse oyuncuların el-kol hareketlerinin üstün gelmesi sonucunda ikinci plana itiliyordu. Söz konusu okulun en iyi temsilcisi, büyük bir yalınlığın görlüdüğü filmleriyle Mikio Naruse (1905-1969) oldu. (Bütün Aile Çalışıyor- 1939 / Fener Şarkısı-1943) Naruse’nin yanı sıra Heinosuke Goşo’yu (Soluk Bir Gecenin Kadını – 1936), Hiroşima Şimuzu’yu (Rüzgarın Çocukları – 1937) da saymak gerek. İkinci Dünya Savaşı döneminde donanım yokluğu ve özellikle savaş propagandası filmleri yapma zorunlulğu nedeniyle Japon sinemasında belirgin bir gerileme görüldü. Japon sinemasının ustalaıı olan Mizoguşi, Kinugassa, Uşida ve Goşo çalışmalarına ara verdiler. Savaş dönemi yapımları arasında ancak Tonotaku Tazaka’nın Beşler Devriyesi ve Satzuo Yamamoto’nun (1910-1983) Havai Savaşı gibi filmleri sayılabilir. 1945’de Amerikan filmleri Japon sinema piyasasını ele geçirdiler. Japon ulusal filmlerinin büyük bir bölümü, Hollywood’un korku ve polisiye filmlerini taklit etti ve bu filmlerden etkilendi. İkinci Dünya savaşı sonrasında, kendilerini daha önce ispat etmiş Kinugasa, Mizoguşi ve Naruse yeniden filmler yapmaya başladılar. 1952 yılında Kinugasa Cehennem Kapısı (Jigokumon), Mizoguşi Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın Hikayeleri (Ugetsi Monagatari), Naruse ise Ana (Okasan) filmlerine imza attılar. Öte yandan modern Japonya’nın sıkıntılarını lirik bir coşku ve şiddetle yansıtmayı bilen yeni yönetmenler ortaya çıkmıştı. Özellikle, artık günümüzde Japon sineması deyince, 80 ve 90’lı yıllarda çektiği filmlerle (Ran, Düşler, Ağustosta Rapsodi gibi) aklımıza gelen ilk isim olan Akira Kurosawa önce 1949’da Kuduz Köpek, 1950’de Sarı Irkın Şehveti (Raşomon), ardından da 1952’de çektiği Yaşamak (İkiru) ile büyük dikkat çekmeyi başarmıştı. Kurosawa eski konuları yeniden ele aldı. 1954 tarihli Yedi Samuray (Siçinin no Samuray) yönetmenin sinema dünyasına armağan ettiği ölümsüz bir klasik oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından gerçekleştirilen en önemli filmlerden bazılarının savaşın korkunçluğunu yansıtmaya yönelik olduğu görülür. Masaki Kobayaşi’nin sekiz saatten uzun süren ırmak filmi İnsanlık Durumu (Ningen no Joken- 1959/1961); Kon İçikava’nın Ovadaki Ateş (1959) filmi; Kaneto Şindo’nun atom bombasının korkunçluğunu ele alan Hiroşima Çocukları (Genbaku no Ko – 1952); Kurosawa’nın yine aynı temalı Eğer Kuşlar Bilseydi (1955) bunlara en güzel örneklerdir. 1960 yıllarından sonra Japon sinemasında gitgide belirginleşen siyasi bir bağımlılık ortaya çıktı. Bununla birlikte Kaneto Şindo’nun ardından gelen genç sinemacılar , filmlerinde gerçekçiliği bırakarak teatral üsluplaştırma ile alegoriye daha büyük bir istekle yöneldiler. Hiroşi Teşigahara’nın Kumsalların Kadını (Suno no Anna –1964); Şokei İnamura’nın Böcek Kadın’ı (1971); Şuji Terayama’nın Kitapları Atıp Sokağa Çıkalım’ı (1972); Nagisa Oşima’nın tutkuları ele aldığı Tören’i (Gişiki –1971) ile Tutku İmparatorluğu ( Ay no Borey –1978) bu tarz filmlerdir. Bu arada Yasujiro Ozu izleyiciyi teknik ile etkilemeye karşı çıkarak, geçen zaman ve önemini yitiren geleneksel değerler üstüne “buruk çeşitlemeler” gerçekleştirdi. Japon sineması, 1990’lı yıllarda Akira Kurosawa gibi uluslararası şöhret kazanacak bir yönetmen daha çıkardı; Takeshi Kitano. Avrupa film festivallerinin her daim davetlisi ve bir de Altın Aslan sahibi olan Kitano bir sinema ustası halini alması belki çok yönlülüğünün sonucu. Köşe yazarlığından aktörlüğe, talkshow sunuculuğundan komedyenliğe pekçok işe bulaşmış renkli bir sima. Kitano’nun filmleri arasında Japon mafyası yakuzayı temel alan Havai Fişekler (Hana-bi – 1997), Brother (2001), Violant Cop (1989), Boiling Point (1991), Sonatine (1993); bir çocuğun gözünden aktarılan komedi filmi Kikujiro; gençlerin hayatını anlatan A Scene at the Sea (1992), Kids Return (1996) sayılabilir. Tamamen kendim yazım...+ Rep emeğe saygı.
    1 point
  5. JAPONYA BELGESELİ İZLEMEK İSTERSENİZ BÖLÜM 1 http://www.kure.tv/belgesel/5-ayna/ayna-japonya-1-bolum/91-Bolum/75296/ BÖLÜM 2 MALESEF BULAMADIM BÖLÜM 3 http://www.youtube.com/watch?v=T6aM8XYAJNQ BÖLÜM 4 http://www.youtube.com/watch?v=_THVUp9OLEU BURALARDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ :D
    1 point
  6. Anohana anime filmi geliyor. Anohana’nın ilk anime filmi Ano Hi Mita Hana no Namae wo Bokutachi wa Mada Shiranai. Movie’nin (AnoHana We Still Don’t Know the Name of the Flower We Saw That Day Movie) çıkış tarihi nihayet verildi. Animenin resmi sitesi, filmin 31 Ağustos tarihinde gösterime gireceğini bildirdi. Aynı zamanda anime filmine dair yeni bir görsel paylaşıldı. Sizlere bir iyilik yaparak uzun adını bir daha yazmayacağımız Anohana anime filmi, 11 bölümlük anime serisindeki olayları Menma karakterinin bakış açısıyla yansıtacak. Kaynak AF
    1 point
  7. Ben aşk falan pek sevmem o yüzden kişisel olarak beğenmediğimi söyledim, yoksa bu kadar seveni olan bir seriyi "bak bu kesinlikle berbattır" diye kural yazamam tabii. Yoksa ben 15 tatilde anime izlemeyen bir arkadaşıma dedim ki "Angel Beats, Ao no Exorcist, Sword Art Online birini seç izleyeceğim" konularını okudu falan SAO'yu seçti. İlk on bölüm ben nasıl beğendim onu her bölümde bir kıza mesaj atıyorum "iyi ki bunu seçmişsin çok güzel çok beğendim". Sonra bozdu işte SAO. Olay sırf aşktan ibaret oldu ya o zaman.
    1 point
  8. Tamamen katiliyorum bence anime sadece 1 oyundan oluşmaliydi ve ooyunda zamani cok hizli gecirdiler. Onun yerine bir suru savas yapilabilirdi sirf ilk oyundan bile aksiyon ve dram dolu muthis bir 30-40 bolumluk anime cikardi ama 2. Oyun ile konu dağildi.
    1 point
  9. Ookami Kodomo no Ame to Yuki 'nun konusuna falan şimdi baktımda oldukça güzel konusu varmış. Listeye aldım :) Vallahi bravo diyorum. Orda bulunan 3 Animede ordaki yerini fazlasıyla hak ediyor. Özelliklede Sword Art Online...
    1 point
  10. İŞTE BU! :D Sword Art Online Hak Ettiği Yerleri Buldu Aslında Daha Çoğuna Layık.Hiç Beklemiyorum Bunu Ama Aslında Hak Etti Bunu.İzleyenler Ne Demek İstediğimi Anlamıştır ;)
    1 point
  11. Sword Art Online beni şok etti Cidden "En Berbat Edilmiş Kurgu" ve "En Klişe Aşk Hikayesi" ödüllerini hak ediyor zira!
    1 point
  12. Aslında bu tanıtıma animeyi de koyacaklarmış da nasıl anlatacaklarını bilemedikleri için koymamışlar. Söyleseler ben oraya çıkar 5 saat boyunca hiç susmadan anlatırdım :lol:
    1 point
  13. en iyi anime diye birşey olamaz ama oscar ödüllerinde nasıl bazı şeylerin en iyisi seçiliyor onun gibi birşey olabilir işin bence kısmına gelicek olursam çizim konusunda en iyisi one piece ve bleach diyebilirim bleach karakter tasarımları ile ön plana çıkıyor one piece ise animesi erken başladığı için efektleri kötü(efekte çizim diyen bir milletiz :( )kana susamışlığını giderme açısından gantz iyidir. Onun dışında karanlık fantastik romantzim bu dalarda kısa seriler olduğu için çok iyi eserler vardır mesela bir fma ile death note ayıramam. Neyse bulduğum bir resmi anketi paylaşıyım Mangahelpers sitesinde yapılan anket sonuçlarını paylaşmaya geldim Anket sadece bu yıl çıkan mangaları değil, bütün(biten yada devam eden) mangaları kapsamaktadır. En İyi Başrol Erkek Karakter Berserk serisinden: Guts / Gatsu En İyi Yardımcı Erkek Karakter Death Note serisinden: “L” Lawliet En İyi Başrol Kadın Karakter Claymore serisinden: Clare/Claire En İyi Yardımcı Kadın Karakter Fullmetal Alchemist serisinden: Major General Olivier Mira Armstrong En İyi Shoujo Manga Fruits Basket En İyi Shounen Manga One Piece En İyi Josei Manga Nodame Cantabile En İyi Seinen Manga Berserk En İyi Saç Stili Bleach En İyi Kostüm Dizaynı Bleach En Kötü, Zalim ve Alçak Karakter Berserk serisinden Griffith En İyi Kavga Naruto Serisinden: Naruto vs. Pain En İyi Öpüşme Naruto serisinden: Naruto vs. Sasuke En İyi Renkli Sayfa Bleach Chapter 416: Deicide 18 (The End) En İyi Double-Spread(2 sayfalık çizim galiba ) Berserk The Eclipse from Vol.27 page 44 En İyi Bölüm One Piece Chapter 398 - Declaration of War En İyi Çift Fullmetal Alchemist Ed x Winry En İyi Karakter Kadrosu One Piece En İyi Artwork(Çizim) Vagabond En İyi WTF(Şok Edici An) One Piece One Piece serisinde Duval karakterinin yüzünün açığa çıkması (Bölüm 494/ Sayfa 19) En İyi Plot-Twist(bu deyimin tam karşılığı yok, o yüzden Ekşisözlükten yardım aldım: "Filmlerde tam herşeyi anlamışken "haydaa, nooldu şimdi??" dedirten, olanların aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını ortaya çıkararak insanı allak bullak eden olaylardır. Bazı filmleri güzel yapan özellik bunlardır One Piece En İyi Yeni seri Sakaki Kenji'nin mangası Enigma VE son olarak; EN İYİ MANGA One Piece zaten shoenen türünde one piece in ezici bir üstünlüğü var adam yapıyor hacı birşey diyemem ama veritasın hiç ödül almaması dokundu ne diyeyim
    1 point
This leaderboard is set to İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli bilgi

Forum kurallarımızı okudunuz mu? Forum Kuralları.