Amygirl

Cidden çok güzel yorumlamışsın :D
Açıkçası ben bu Kouta'nın Lucy'i affetmesini saçma buluyorum. Çocuğun gözü önünde babasını ve kardeşini deşiyor bilmiyorum yani saçma :D
Bide animede çok soru işareti kaldı ben bu diclonius olayını anlamadım. Nasıl ortaya çıktı ilk önce kimde vardı falan neden erkeklerde yok.. göğüs olayı hariç bi açıklaması olsaydı iyi olurdu :D

İkinci bölümle karşınızdayım. Bu akşam 00:00 itibari ile başlayıp şu an 04:00 da bitirdiğim seri hakkında bir yorumlama yapıcağım taze taze, bu arada hala burnumu çekiyorum, ne ağladım be.
_________________________________
Map Anime Yorumluyor'un Bugün ki bölümünde, Elfen Lied'ı yorumlayacağım falan.

Öncelike şöyle gireyim. Vay be, ne animeydi yahu. Önce güldürüp sonra ağlattı bizi. Zaten School Days'in yaptığı aynı zıkımı yedirdi bize . Zaten hazırlıklıydım buna, o yüzden fazla ağlamadım. En azından School Days kadar. Ama şimdi o ne bu ne.
Her neyse , Elfen Lied , kesinlikle izlenmesi gereken kült olmuş animelerden biri benim için.
Peki bu animenin içeriği ne? Bu animenin 3 içeriği var : Kan,Dram .... ve Göğüsler.
Abi o nedir ya, arkadaşlar ciddiyim bana bu kadar göğüs gösteren bir Ecchi söyleyin de görelim ya. En az 50 kere gözümüze göğüs sokuyorlar hikayeye odaklanamıyorum, Hele bir de durup dururken bir anda Ecchiye bağlıyorlar ya. Ona çok kılım. Bir ara kız durup dururken "Göğüslerimi emmek istermisin" dedi ya. Bu ne abi. Neyse sonraki bölümlerde düzelttiler.
Animenin senaryosuna gelirsek, Delkanyus mu ne zaten hiç ismini bile yazamadığım yeni bir yaşam formu ortaya çıkıyor ve telekinezi gibi şeyler yapıyorlar, görünmez kolları var. Bazı delkanyuslarda 2m bazılardında 10m uzayabiliyor kolları . Bir de boynuzları var. Bir de insanlara saldırıyorlar. Aklınızda şöyle bir şey mi oluştu?



Hayır, öyle bir şey değil. Bunlar insanlar , sadece boynuzları var. Ve NEDENSE bütün deklaryuzlar kız. Evet abi, bu ne yani, erkekler virüs kapamıyor mu? Ben nedenini biliyorum, hepsi çıplak ya, bunların da asıl amacını biliyoruz zaten . Göğüs göstermeseler olmayacak yani. Böyle hikaye ne güzel sürüklerken ecchiye bağlamasa olmayacak. Erkek çıplak olsa hiç havalı olmaz değil mi?
Bazı arkadaşlar çıplaklığa bakmadan izleyin falan diyor da bütün karakterler mi cıbıldak cıbıldak gezer ya, Önüne gelen en ufak saldırıda DxD'deki gibi cart diye çırıl çıplak kalıyor.
Aslında bundan başka kötü eleştirim yok, olursa değiniriz. Neyse, işte bu dekilariuslar çok güçlüler ve o adamların dediklerine göre doğduktan 3 yıl sonra insan öldürüyorlar sürekli, yani kendilerini durduramıyorlar, psişik yollarla kafa koparıyorlar. Hah kafa demişken, her bölümde bağırsak kafa kelle paça felan görüyoruz. Midesi kaldırmayan izlemesin.
________________________________________________
DİKKAT: Bu yazı, bu satırdan itibaren SPOİLER (ileri bölümlerle ilgili bilgi) içermektedir. Lütfen okurken kendi sorumluluğunuzu alın.
_________________________________________________
Hikayemiz Cıbıldak bir kızın milleti kelle paça yaparak ilerlemesiyle başlıyor, yerden kalem al gözüne sok mu desem, gövdeyi ortadan ikiye böl mü desem bilemedim diye devam ediyor. Burayı hızlıca geçiyorum:
Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor, Birini daha deşiyor ve Birini daha deşiyor
Ardından adadan kaçmayı başarıyor.
Ben şöyle oldum. "WTF?!" . Yani bu seriden böyle aksiyonlu bir giriş beklemiyordum. Daha çok dram falan bekliyordum. Ki Öyle oldu zaten ileri bölümlerde. Neyse.
Ardından başka bir yere geçtik ve orada 2 kuzen yıllar sonra buluşup sahile iniyorlar, işte o sahilde yıllar önce oyun oynamışlar felan eski anıları hatırlarken bir anda önlerine sahilin ortasında pembe saçlı kafası kanayan cıbıldak bir kız çıkıyor ve bunlar onu hastaneye götürmek yerine kendi evlerine götürüyorlar. Kızın KAFASI KANIYOR KAFASI! Kafasına da bakmıyorlar kurşun mu yemiş, bıçak mı kesmiş yok umurlarında değil.
Ardından bu kızla yaşamaya karar veriyorlar . O sırada laboratuvara dönüyoruz. Diyorlar ki Lucy'i geri alıp öldürücez falan diye konuşuyorlar. Ulan adam, madem şimdiye kadar sizde esirdi, niye öldürmediniz şimdiye kadar? Bir de profesör olucaksınız. Bunların bir olayını daha açıklıyacağım ilerde. İşte düşünüyorlar onu nasıl öldürürüz diye , özel saldırı timi tutuyorlar. Orda da Kenpachi tipli bir herif var, ona da gıcığım zaten, Lucy onu neden vakt-i zamanında öldürmediyse .
Neyse, bir gün Nyuu , ki bu o cıbıldak gezen pembeli boynuzlu kızımızın ismi oluyor. Çünkü sürekli "Nyuu" diyor, başka kelime bilmiyor, bir de "Evet" ve "Kouta" dan başka bir şey söyleyemeyecek ilerde, bir de Sarıl bana , seni seviyorum, seni yerim, şekerim felan diyor ileride. Ne diyordum ben ya, heh. İşte bir gün Nyuu kayboluyor, onu buldukları sahilde kumdan kale yapıyor gecenin bir saatinde hanımefendi. İşte bütün labaratuvar da onu arıyor ya, bulup saldırıyorlar ona, ve ona saldıran 2 kişilik takım da o Kenpachi tipli Bando isimli adam geliyor. Adam hiç kuralları dinlemiyor. Direk kıza tekme atıyor. Sonra ben ona bir küfür atıyorum, Sonra bir daha atıyor, sonra ben bir daha atıyorum felan. Ardından .. SONUNDA Nyuu deliriyor ve Lucy modunu açıyor, bu moddayken o dekiliyus özelliklerini alıyor . Görünmez kolları çıkıyor, telekineziyle adam deşiyor felan. O değilde, bu kızı dönerciye versen iyi iş yapar. Direk telekineziyle tık tık tık keser dönerleri. İştahım açıldı ya, evde yiyecek bir şey var mı acaba?
Ardından Bando'nun yanındaki adamı öldürüyor, ancak Bando'yu öldürmüyor, önce kolunu kesiyor, sonra diğer kolunu kırıyor, ardından gözlerini çıkarıyor vs. Ve buna rağmen o adam hiç yılmadan havayı yumruklamaya devam ediyor. Düşünün, gözünüz çıkmış, sol kolunuz kesik ve diğer kolunuz da kırık. Şimdi sen rambo musun, sen Chuck Norris misin, sen Cüneyt Arkın mısın?! . Ama yok, adam hala direniyor ve vuruyor boşluğa. Lucy, niye öldürmüyorsun ki şunu, bak ileriki bölümlerde kesin başına bir iş açar bu. Ama onu öldürmeden gidiyor.
Neyse ya, ben sizi sıkmak istemem. Geçeyim direk finale.
Yahu siz dedektör müsünüz ya, keşke bizde de olsa öyle bir özellik. Adamlar birbirlerine yaklaşınca birbirlerini hissediyorlar. Oh bizde de öyle olsa. Hem ben elfen lied'ı izlerken annem odama "Bu ne yine bu memeli şeyi mi seyrediyorsun" diye dalmadan önce fark edebilirdim . Neyse, Nana'nın başı derde giriyor, çünkü Nana'nın üvey babasının (çakma) gerçek kızı Nana'yı ve Nyuu'yu öldürmeye geliyor.
Ben bu Nana'yı anlamıyorum ya, eve geldiğinden beri "Yok ben kötü görünüyorum" , "Yok beni dışlayın" , "Ben gereksizim" Triplerinde. Tamam yanlışlıkla Nyuu'ya vurmuş ve bende sana sinirlenmiş olabilirim de tamam affettik seni . Kendi kendine Tribe girip Askerlerle ve Numara Osbeş'le dolu caddeye kendini atmana gerek yok.
Bu arada neden bütün Dandelyusların numarası var da (7,5,35 vs.) , Lucy sadece Lucy, o fakir mi? Onun numarası yok mu? Lucy Televizyondaki reklamları görüp sürekli "Anne bana niye almıyorsun, benim niye yok!" Diyor! . (40) .
Yanlız en sonu duygusal bitti. Lucy'nin hemen dayak yemesine çok kıl oldum ama. Gözleri döndü yumruk manyağı oldu. O Kurama var ya, çok pislik adam gibi gözüktü ama çok iyi adammış be. Kızına silah tutunca çok sinirlendim ya, sonra baba ben seni bekliyordum felan demeye başlayınca ağlamaya başladım. Sonra durduramadım. O patlarkenki düşünceler falan çok güzeldi. Tabi ki bir School Days travması kadar değil ama yinede duygusaldı.
Oh be sonunda öpüştünüz ha, kaç bölüm oldu ya. Kuzeninle öpüşüceğine Lucy ile çıksaydın iyiydi. Ama Kuzeni de iyi kızdı. Yazık ya. Zavallım. Baka Kouta diye diye seri bitti. Kouta da amma aptal ama ya.
ve son olarak. "Kapıdaki Kimdiğğğğğğğğğğğ?!" mevzusu.
O Lucy'di canlarım. O saatin sürekli çalışmadığını biliyordu ve yapımcılar bize o olduğunu anlamamız için bir ipucu bıraktı. Telekinezi ile onu tamir edip açtı ve kapıyı çaldı. Sonrasını bilemeyiz tabiki.
Güzel bir animeydi, sevdim, duygusallığı güzeldi, herşeyi yerindeydi. Göğüsler dışında tabi.
Yazıyı buraya kadar en baştan okuyan var mıdır bilmem. Ama sanmıyorum. Yine de iyi kötü baktığınız için teşekkürler :D
________________________________
Final Oylama:
Ecchi Düzeyi (Açıklık) : 5/10
OST : 10/10
İzlenilebilirlik : 8/10
Senaryo: 6/10
Çizim: 8/10
Karakterler: 8/10
Genel: 8.5/10
Olarak kurtardı bu anime de.
_________________________________
Okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için teşekkürler, umarım sizi biraz bilgilendirmişimdir. Bir yanlışım varsa affola, lütfen belirtin yorumlarda. Evet, daha uzun uzun yazardım ama sizi sıkmak istemem.Lütfen yine uzun mu kısa mı olsun yorumlarda belirtin :D
İyi Günler! . Sabahın 5'i olmuş ya, 1 saatte anca yazmışım. Her neyse, görüşürüz! :D

Aklın yolu bir bak birimiz Clanned birimiz Clanned After Story demişiz :D Kimi ni todoke duygusal bir anime ama o kadar ağlanacak yer yok yaa ki ben acayip sulugözümdür :( örnek Naruto'nun bu haftaki bölümünü izlerken yemek yiyemedim o derece :D
İzlediğim romantik komedilerden en iyisi Lovely Complex'tir izlemediysen bir de onu dene çok güldürür ağlattığı sahneler de olabilir aslında şimdi seni düşününce :huh:

Bleach ve Naruto konusunda evet öyle oluyor hatta bu spoiler verme işi benimle kardeşim arasında bir intikam oyununa dönmüş vaziyette :D bir animeyi benden önce bitirmişse onu kızdırdığım zaman sonunu söyleyiveriyor :D aynı şekilde ben de ona yapıyorum tabi B)
Sitede Code Geass 'in altındaki yorumlarda resmen ikinci sezonun son bölümü özetlenmiş vaziyette okudum ben bu yüzden code geass i indirdiğim zamandan çok sonrası izledim yediğim spoiler ı unutmak için ve bnm gibi balık hafıza çok da başarılı oldu :D

Narutoda mesela ben mangasını okumayıp animesini izlemeyi tercih eden bir insanım arkadaş kafama yemediğim spoiler kalmadı mesela. Boşuna izliyorum suanda filler lar hariç ne olacağını arkadaşlar tüm ayrıntısını kadar anlattılar sağolsunlar gerek yorumda gerek tanıtım sayfasında :D hele bir gün arkadaşın biri mangayı takip eder kendisi bir telefon açtı diyalog şöyle :
-Efendim kanka
-Kankaaaa sana ne diycemmmm...
-Ne oldu dostum bişeymi oldu hayırdır ?
-Gangaaaa Tobiii kimmişş biliyon mu lann ?
-......(şoktayım burda ne diyor bu manyak diye)
-xxxxx miş ganga diyip
Telefonu kapatıyor muhteşem bir diyalog :D

üşengeç mi? tam da üstüne basmışsın arkadaşım :D ama hatırına yazıyorum :DBir kere sevgili kocacığım Gintoki'm bir numaramdır daima -_-
sonra hijikata, sougo, shinsuke, sasuke, jaden yuki ,zero, gin, kakashi,tsukimoru,tsubaki kouta, echizen ryoma,tomoya,senji(deadman w.), tüm hakuoki :D üf devamına çok üşeniyorum kabul ediyorum üşengecim oldu mu :D

Hem çok iyi laf sokuyor Lucy'ye filan durmadan Troll :D Şu Erza'ya yaptığı Trollükte çok gülmüştüm :D

Bir de böyle bir konu olsun yaw :D
şimdi sıralayamadım ama aklıma ilk gelenler bunlar:
Babacığımız Namikaze Minato :D



Usui Takumi tabi ki de :D



Hakuouki'den Saito :D



Ve Sebastian Michealis :wub:



Dante'yi eklemeyi unutmuşum :o



Edit: Nedense resimleri yükleyemedim :huh: Url lerle idare edecez artık :D

ERZA SCARLET

Bugün başlamış olan böyle bir sergi var bayada uzun süre Türkiye'de. İstanbul'da olan herkese tavsiye ederim.

JAPAN: Kingdom of Characters
“JAPONYA: Çizgi Karakterleri Ülkesi” Sergisi
30 Ocak-20 Şubat 2013 tarihleri arasında “JAPONYA: Çizgi Karakterleri Ülkesi” sergisi düzenlenecektir.
Bu sergide, “Japonlar ve çizgi karakterler” teması ile, bugüne kadar Japon toplumu arasında popülerlik kazanan ünlü karakterlerin panoları, DVD görüntüleri ve karakterlerin büyük maskotları ile karakterler dünyası her açıdan tanıtılacaktır. Hepinizi bekliyoruz.
Tarih: 30 Ocak – 20 Şubat 2013 (hafta sonları dahil her gün) / 11:00-18:00 arası
Yer: Japonya Başkonsolosluğu Eski Ofis Binası
(İnönü Cad. No.16, Gümüşsuyu, Taksim, İstanbul)
Konu: Japonya’nın popüler kültürü olan çizgi karakterler, pano, maskot ve DVD görüntüleri kullanılarak 4 ayrı bölümde tanıtılacaktır.
1.Bölüm: Her çağı temsil eden çizgi karakterlerin pano, maskot, DVD görüntüleri v.b.
(Ultra-man, Gundam, Evangelion v.b.)
2.Bölüm: Hello Kitty’nin odası v.b.
3. Bölüm: Japonya’daki bazı belediyeleri temsil etmek amacıyla yaratılan çizgi karakterlerin
panoları, maskotları, anime görüntüleri v.b. (Hikonyan, Sento-kun v.b.)
4. Bölüm: Japonlar ve çizgi karakterleri arasındaki ilişkiler hakkında sergi v.b.

** Grup halinde gelecek ziyaretçilerin önceden haber vermeleri rica olunur.
Japonya İstanbul Başkonsolosluğu
　Tel : 0212-317-4600　Faks : 0212-317-4604
　E-mail : [email protected]
　W E B : http://www.istanbul.tr.emb-japan.go.jp/index_j.html
　Facebook :http://www.facebook.com/Japonya.Istanbul.Baskonsoloslugu

ben yazmaktan bıktım ama konusu açılmaktan bıkılmadı :D
1-nico robin: olgun güzelliği ve şirinliğin müthiş harmanı, kadınlığını çoğu dişi karakter gibi cinsel içerikli kullanmayışı-aslında fanların ve büyük ihtimal mangakanın sapıklığı olmasa o kadar açıkta giyinmez ya neyse- listede başı çekmesnin ilk nedenlerinden. Bunları takip eden zekası, kültürü ve hedefi de saygı duyduğum etkenler arasında, kendisiyle konuşmaktan hiç bıkmayacağımı düşünmem de cabası :D son olarak çocukluğuna ve hayatına bakıp gözlerimin dolmasına neden olan nadir karakterlerden. Resim koymayacam zaten internette dolaşan resimleri olmasından dolayı çok saçma hatta gereksiz derecede çok çok saçma olsa da benden başka erkeklerin bakmasını sevmiyorum <_<
2-strauss mirajane:
hay gülüşünü yiyeyim ya :D nico robinin ancak yarısı etse de biraz da taze bir şirinlik katmak amacıyla listemde 2. sıraya koydum :D

Animede Mimari
Türk televizyonlarında da 90'larda gösterilmiş ve kült olmuş Dragon Ball'dan başlayalım. Anime serisi Son Goku'nun maceralarını konu alır. Hikaye herhangi bir dileği gerçekleştirebilen Ejder Topları'nı ararken, Goku'nun dövüş sanatlarında kendini geliştirmesini işler. Macera, dedesini kaybeden Goku'nun Bulma ile tanışmasıyla başlar. Burada ilk olarak West City'den yola çıkarak Ejder Topları'nın peşine düşen Bulma'nın kapsül evini görürüz. Yüksek teknolojinin kullanıldığı West City, Capsule Corporation'ın yönetim merkezine de ev sahipliği yapar. Bu kapsüller herhangi bir ürünün kişinin yanında taşıyabileceği boyuta indirgenmiş halidir. Öncesinde teknolojiyle tanışmamış Son Goku'nun bir konut içerisindeki gerekliliklere yabancı olduğunu gözlemleriz. Bu kapsül ev dışarıdan iglo görünümünde olup ve iç mekanlarında genel geçer tüm donanımları barındırır.

Kapsül Ev ve İç Mekanı - Dragon Ball
Bulma'nın memleketi West City son derece fütüristik bir kent görünümündedir. Araçlar için yerden yükseltilmiş ve şeffaf bir örtüye sahip yollar ile eğrisel formlarda yüksek yapılar göze çarpar. Geleceğe ait görünümüyle zengin kent, her felaket sonrası çabucak toparlanmayı başarır. West City'nin bu Batılı ve gelenekten kopuk görünümüne karşın, Ejder Topları'nın peşine düşen Pilaf'ın yaşadığı yapı gelenekseldir. Bir kaide üzerine oturan yapı, kubbeleri, ağırlık kuleleri ve minare formundaki elemanlarıyla adeta bir camidir.

West City - Dragon Ball

Pilaf'ın Evi - Dragon Ball
Bunların yanı sıra hikaye sahnelerinin geçtiği önemli bir yer de Son Goku'nun efsanevi hocası Kame Sen-nin (Muten Roshi)'nin evi "Kame House"dur. Kame House, ufak bir ada üzerinde yer alır ve dik çatılı, geleneksel müstakil konut formundadır.

Kame House - Dragon Ball
Dragon Ball'daki bu üslup çeşitliliğine karşın, karakterlerin yapısında hayli benzerlik olan Naruto'da ise bu stil farklılıklarını göremeyiz. Naruto serisi 5 büyük ülkenin yönetimindeki bir dünyada geçer. Bu ülkelerin her birinin bir başkanı olup; askeri güç, yani ninjalar yönetimde etkilidir. Bebekken içine Nine Tails'in mühürlendiği Naruto'nun gelişimini konu alan anime serisi, teknolojinin varolmadığı bir zamanda geçer. Ulaşım için herhangi bir araç bulunmamaktadır.

The Hidden Village of Leaf (Konoha) - Naruto
Hidden Village of Konoha, Rock, Sand, Cloud ve Mist gibi büyük şehirlerin dışındakilerde genellikle alçak, küçük ölçekli geleneksel Japon mimarisi üslubunda yapılar gözlemlenir. Şehirler adeta Ortaçağ'daymışcasına geniş bir alana yayılmayan, savunma sistemlerinin yer aldığı korumalı kentlerdir. Naruto'nun yaşadığı Konoha'da (Hidden Village of Leaf) ilk dikkatleri çeken Amerika'nın Kurucu Babalar'ına gönderme yapan, yine dört tane kentin başkanları, hokagelerin tepeye yontulmuş heykelleridir. Şehrin en karakteristik yanı bu tepe üzerindeki hokagelerin keskin yüzlerinden oluşan heykellerdir. Bunun yanı sıra, gelişmiş bir şehir olmasına rağmen burada da çok yüksek olmayan, geleneksel Japon mimarisi üslubunda yapılar dikkat çeker. Ancak dairesel formlardaki binalar de kent dokusunda yerini alır. Yapılar çoğunlukla ahşap görünümlüdür. Bunun dışında kent içerisinde hokagenin (başkan) ofisinin yer aldığı yapı diğerlerinin arasından sivrilir.

Hokageler ve Kurucu Babalar - Naruto
Diğer bir önemli kent olan Hidden Village of Sand'in merkezi planlı kent görünümü dışında Konoha ile aynı özelliklere sahip olduğu söylenebilir ancak burada malzemenin kerpiç görünümünde olması, her şehrin kendi coğrafyasındaki malzemeyi kullandığını destekler.

Hidden Village of Sand - Naruto
Son olarak alternatif bir dünyada geçen Fullmetal Alchemist'i inceleyelim. Anime serisi, Edward ve Alphonse Elric kardeşlerin maceralarını konu alır. Simyanın bir maddeyi diğer bir maddeye dönüştürme bilimi olarak adlandırıldığı bir dünyada yetenekli simyacılar, orduya katılıp Devlet Simyacısı olurlar. Elric ve Alphonse ölen annelerini simya ile geri döndürmeye çalışırlarken birisi tüm vücudunu, diğeri ise bir kol ve bacağını yitirir. Felsefe Taşı'nın bu durumu çözeceğine inanan kardeşlerin de macerası başlamış olur. Elric Devlet Simyacısı olur. Devlet Simyacıları'nın yönetim merkezi ise Central City'dir. Kentte en çok dikkat çeken, devasal boyutlu, soğuk devlet binalarından bir dokunun varlığıdır. Central City dışındaki yerlerde ise genellikle Batılı tarzda geleneksel yapıların varlığı göze çarpar. Animenin geçtiği dünyada tren, araba gibi kara ulaşımı olmasına rağmen hava ulaşımı bulunmamaktadır. İlk serinin sonunda -spoiler içerir- Elric 1942 Münihi'ne düşer. Burada aslında Fullmetal Alchemist'in zamanın varolmadığı, paralel evrende geçtiği anlaşılır.

Central Command / Central City - Fullmetal Alchemist
Kaynak: arkitera

AnimeShouten 27 Ocak’da İstanbul-Kadıköy’de bir Cosplay Partisi düzenledi. Herhangi bir temaya bağlı kalmadan gerçekleşen parti, Agapia isimli mekanda gerçekleşti.
Katılımcıların başarılı kostümleri ile Kadıköy sokaklarına da çıkmaları bir anda sokaktaki insanların ilgisini çekmesi ile beraber havanın soğuk olması cosplayerları engellemedi.
Türkiye’nin en ünlü Cosplay tasarımcısı Nilüfer Karaata(sensee) ‘nın organizatörlüğünü yaptığı bu etkinlik için kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Etkinliğe ait Facebook bağlantısı: https://www.facebook...23726917782070/
Fotoğraflar: Kirin Cosplay










Kaynak: gencaktuel.com

Bence üye olduğun gibi açman lazımdı :D şaka bi yana konuyu hortlatan arkadaşa teşekkürler :D

ÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ :( sen çok yeteneklisin yaa :D :D ellerine sağlık ;)

forum zıvanadan çıkmış :D

ohaa bir sürü 20 üstü insan varmış ben bu konuyu daha önce niye görmemişimki vallaha dinazor gibi hissediyordum kendimi böyle olması daha iyi oldu en azından soyumuz tükenmemiş :D :D
bu arada +20 ler için bir club açmayı planlıyorm nasıl olur acaba

Trinity Blood da İstanbul çizili tabii ortamına göre değiştirmişler de Kız Kulesi gibi belli yapılar gayet resmedilmiş :D

Animeler de sık sık rastlarız Türklerle ilgili şeylere, ama Türk konulu bir manga varmı derseniz buyrun:
Shoukoku no altair
Konusu; Tuğrul Mahmut Türkiye'ye hizmet eden genç bir paşadır. Ülkenin üstünde savaş bulutları gezmektedir. Ülkenin divanı barış yanlıları ve savaş yanlıları olmak üzere ikiye bölünmüş, Mahmut ise barışı korumak adına yaptığı görevine başlamıştır. Antik dünya'nın politikasına kendini bulurken, yeni düşmanları ve dostları ortaya çıkmaktadır. Kim galip gelecek? Mahmut savaşın kaçınılmaz olduğunu anladığında ne yapıcak? (alıntı: mangaturk.com )
Bir diğer manga ise: Otoyomegatari
Konusu:
19. yüzyılda, Asya’yı Avrupya’ya bağlayan İpek Yolu’nun üzerinde geçen hikâyede; dağların ardındaki uzak bir köy, Hazar Denizi yakınlarındaki bir başka köye kızlarını gelin olarak gönderir. Aile üyeleri, 12 yaşındaki oğulları Karluk’a gelin gelen 20 yaşındaki Amira’yı hiç yadırgamadan severek aralarından biri olarak kabul ederler. Yetenekli Amira bir yandan yeni düzenine alışmaya çalışırken, bir yandan da yeni eşi Karluk ile birbirlerini tanımaya çalışırlar. Ancak Amira’nın ailesi günün birinde kızlarına daha uygun bir eş bulduklarını söyleyerek onu geri ister…( anime.gen)
-Ouran High School Host Club mangasındaki bir chapter ise Türklere ayrılmış
http://www.mangaread...chapter-57.html
Bir de bu kısa marmara proje tanıtımı : boğazı çok güzel tasvir etmiş, hakkında bilgisi olan varsa ekleyebilir



Edit: Shoukoku no altair mangasını OnLin3 belirtmiş bende ufak bir tanıtımını yapayım dedim :D

Şans eseri bir anime forumunda gezerken böyle bir konu vardı orada gördüğüm resimleri almıştım resim arşivime

Başka bir dünya geliyor aklıma anime deyince :)
Bu arada animeye çocuk için diyen arkadaşıma Elfen Lied'i izlettim, tepki aynen şu:
"Böyle çizgifilm mi olur yaa kollar bacaklar havada uçuşuyor, oradan buradan kollar çıkıyor, millet psikopata bağlamış her manyağın kafasından bir boynuz çıkıyor! Ama çok güzeldi bee başka var mı öyle?"
Ben Another ve Death Note'u da izletirim, bir çırpıda bitirir ve anime öner deyip durur. :D

Ben tüm Japonyayı tek güç altında toplayan Toyotomi Hideyoshinin hayatını okudum adam anime karakteri gibi yaa samurayların devrinde sadece aklını kullanarak zafere ulaşan bir samuray namı diğer Kılıçsız Samuray...

Yarın bir gün İchigo dayı tarafından cadı ırkına aitmiş aslında bir peri kanı taşıyormuş falan deseler inanırım bu gidişle yuhh diyorum yaa hiç böyle karma bir melez görmemiştim :D

Nur-chaan! Doğum günün kutlu olsun annem! :lol: Bu gece parti var unutma.
Al bakalım pastanı. (Hem de Gin-chan ile favoriniz, çileklisinden.)



Hediyene gelinceee.. Gin-chan ile baya kafa yorduk.



Ben; "Sadece o mu?", diyince;



"Ah Beth, ona milyarlarca gül alsam da yetmez ki.. Bu güller bile onun güzelliğinin yanında bir hiç kalır..", dedi..

"Ne yapıcam ben..", diyip depresyona girince ben de ona fikrimi söyledim.
Gin-chan'ın tepkisi;



..Oldu, çok utandı ama kabul etti. Neyse, fikrimi anlamışsındır sen.
O yüzden bu gece partiden sonra biri gelip seni alırsa şaşırma.



Şimdiden iyi eğlenceler size..
Benim sana hediyem buydu. Hatta extradan yanında Zura da var.



Parti için bir sürü şey hazırladık Toshi ile. :D Yiyecek olarak da tatlı şeyler hazırladım bol bol. Gin-chan hepsini bitirmeden gel, çok gecikme. :lol:



Akşam görüşürüüüz. Şimdiden tekrar doğum günün kutlu olsun balım. ^_^ Nice mutlu senelere inşallah.. :* Yüzünü azıcık güldürdüysem ne mutlu bana. Sana çok şey borçluyum çünkü. :lol: Asla doğum gününü unutmayacağım kişilerdensin. Malum biz 16 Ocak, Şubat, Mart üçlüsüyüz. :D Seni seviyorum Nurcan'ım, biliyorsun.. ^_^ Hep birlikte nice doğum günlerine.. :*